Kategori: Türkiye

  • Yeni dönemde üniversiteler böyle açılacak

    Yeni dönemde üniversiteler böyle açılacak

    YÖK’ten üniversite kampüslerinde uygulanacak Covid-19 tedbirlerine ilişkin bir kılavuz yayımlandı. Buna göre; kapalı alanda bulunan herkes sürekli maske takacak, ortak alanlar klima kullanılmadan sıkça havalandırılacak. Derslikler 4 metrekareye 1 kişi düşecek şekilde düzenlenecek ve kişiler arası en az 1 metre mesafe olacak.

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üniversitelerde alınacak koronavirüs tedbirlerine yönelik hijyen kriterlerini belirledi.

    Kılavuza göre, eğitim ve öğretim süreçlerinde, salgının bölgesel ve yerel seyrine göre farklı programlar için yapılacak uygulamalarda yetki üniversitelerin ilgili kurullarında olacak.

    VAKA VE TEMASLI DURUMUNDA NE YAPILACAK?

    Kılavuzda üniversite yerleşkeleri içerisinde pozitif vaka saptanması durumunda “temaslılar” ve “yakın temaslıların” tespit edilerek ilgili sağlık birimlerinin bilgilendirilmesi gerektiğinin altı çizildi. Yakın temaslıların hemen izole edilmesi bilgisine yer verildi.​

    MASKE KULLANILACAK, ORTAMLAR SIKÇA HAVALANDIRILACAK

    Kapalı alanlarda bulunan herkesin sürekli maske kullanımı sağlanmalıdır. Birlikte yapılan aktivitelerde yakın mesafede olunması gerekli ise maskeye ilaveten ayrıca yüz siperliği de kullanılmalıdır. Ortak kullanılan mekanlarda mümkün olduğunca klima veya vantilatör kullanılmamalı, ortamlar sıkça havalandırılmalıdır.

    KİŞİSEL HİJYEN VE ORTAK KULLANILAN ALETLERİN DEZENFEKSİYONU

    Kampüse gidiş ve gelişlerde faydalanılan toplu taşıma veya servis araçlarında mutlaka maske takılacak.

    Mikroskop, bilgisayar ve T-cetveli gibi ortak kullanılan aletler, kullanım bittikten hemen sonra zarflı virüslere etkili, materyal uyumu olan dezenfektanlar ile temizlenecek ve temiz olarak saklanacak.

    Öğrencilere ve tüm personele yönelik, bilgisayar, laboratuvar cihazları, telefon ve masa benzeri ortak kullanımı zorunlu cihazları kullanmadan önce ve sonra dezenfekte etmeleri gerektiğini hatırlatıcı afişler hazırlanarak uygun yerlere asılacak.

    DERSLİKLERDE 4 METREKAREYE 1 KİŞİ ÖNERİSİ

    Kampüs içerisindeki derslik, kütüphane, laboratuvar, yemekhane, spor tesisleri gibi ortak kullanım alanları periyodik olarak temizlenecek, ortak kullanılan alanlarda kişi sayısı azaltılacak.

    Dersliklerde 4 metrekareye 1 kişi düşecek şekilde sınıf ve dersliklerin kapasitesinin belirlenecek, oturma düzeninde kişiler arası en az 1 metre mesafe korunacak.

    Derslik girişinde o dersliğin maksimum öğrenci kapasitesini belirten bilgileri içeren görsel materyallere yer verilmeli, oturma düzeni ve mesafeleri de önceden ayarlanmış olmalı.

    Kılavuzda ayrıca “Dersin niteliğine göre öğrencilerin yüksek sesle konuşma, şarkı söyleme gibi faaliyetlerinin de olduğu durumlarda fiziki mesafe düzenlemesinin en az 1,5-2 metre olacak şekilde uygulanması daha uygun olacaktır. Damlacık oluşturması nedeniyle şarkı söyleme koro çalışması, tiyatro provaları gibi yüksek sesle yapılan aktiviteler için küçük derslikler ve sınıflar yerine büyük salonlar tercih edilmelidir” şeklinde tavsiyelerde de bulunuldu.

  • İçişleri Bakanlığı: Kadın cinayetleri yüzde 29 düştü

    İçişleri Bakanlığı: Kadın cinayetleri yüzde 29 düştü

    İçişleri Bakanlığı’nca, aile içi ve kadına yönelik şiddet olaylarıyla mücadele kapsamında yürütülen çalışmalar ve alınan tedbirler sayesinde, 2020’nin 9 ayında kadın cinayetlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29 düştüğü açıklandı. Bu yılın eylül ayı ile geçen yılın aynı dönemi kıyaslandığında ise düşüş yüzde 42 oldu.

    Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı koordinesinde, İçişleri, Milli Eğitim, Adalet, Sağlık Bakanlıklıları ortaklaşa ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon’ planı hazırlamış, bu plan çerçevesinde İçişleri Bakanlığı 1 Ocak’ta 81 il valiliğine genelge gönderilmişti. Genelge kapsamında İçişleri Bakanlığı’nca, polis sorumluluk bölgesinde, 6284 sayılı Kanun kapsamında yürütülen tüm iş ve işlemlerin il/ilçe düzeyinde tek elden takibinin yapılması amacıyla il düzeyinde bulunan ‘Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirliği’, ilçe düzeyine de yaygınlaştırıldı. Büro amirliği sayısı 81’den bin 5’e çıkartıldı.

    112 BİN 478 KOLLUK PERSONELİNE EĞİTİM VERİLDİ

    1 Kasım 2019 ile 1 Ekim 2020 tarihleri arasında polis merkezi amirliklerinde ve jandarma karakollarında görev yapan 112 bin 478 kolluk personeline ‘aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele’ konusunda eğitim verildi. Söz konusu eğitimlere Covid-19 salgını sebebiyle uzaktan eğitim modeliyle devam edildi. Yıl sonuna kadar 150 bin kolluk personeline daha eğitim verilmesi planlanıyor. Kadına karşı işlenen suçlara yönelik soruşturmalar, daha önceleri polis merkezlerindeki görevli personel tarafından yürütülürken, 2020 yılı Ocak ayı itibariyle yeni kurulan birimlerde konusunda eğitimli personel tarafından yürütülmeye başlanıldı. 6284 sayılı Kanun kapsamına giren, ancak yalnızca adli bir olay olarak değerlendirilen tehdit, hakaret vb. olaylara ilişkin müracaatlar, yeni kurulan birimlerde titizlikle ele alınmaya başlandı.

    KORUYUCU TEDBİR KARARI YÜZDE 48, ÖNLEYİCİ TEDBİR KARARI YÜZDE 71 ARTTI

    Eğitimli kolluk personelince doldurulan ‘Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Olay Kayıt Formu’ doğrultusunda risk analizleri artık daha etkin şekilde yapılabiliyor. Bu sayede bu yılın 9 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre 6284 sayılı Kanun kapsamında şiddet mağdurlarına yönelik koruyucu tedbir kararı yüzde 48, şiddet uygulayanlara yönelik önleyici tedbir kararı yüzde 71 arttı. Kadınların acil durumlarda yardım isteyebilecekleri Kadın Acil Destek (KADES) uygulaması İçişleri Bakanlığı’nca 2018 yılında hizmete girdi. Uygulamayı bugüne kadar 536 bin 291 kişi indirdi. 42 bin 802 kadın, acil durumlarda ihbarda bulundu. Şiddet mağdurlarının ve sivil toplum kuruluşlarının sosyal medya üzerinden yapmış olduğu ihbarlara da kolluk kuvvetleri tarafından takip edilerek, anında müdahale edildi.

    KADIN CİNAYETLERİ YÜZDE 29 DÜŞTÜ

    Alınan tedbirler sayesinde, 2020 yılının dokuz ayı ile bir önceki yılın aynı dönemi mukayese edildiğinde, kadın cinayetlerinde yüzde 29’luk bir düşüş sağlandı. Bu yılın eylül ayı ile bir önceki yılın aynı dönemi mukayese edildiğinde ise azalış yüzde 42 oldu. BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi 2018 verilerine göre, 1 milyon kişi başına düşen kadın cinayeti sayısında küresel ortalama 13; Avrupa kıtası ortalaması 7; Türkiye ortalaması ise 3.8’dir.

    Ayrıca, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan ‘Pilot Uygulama İşbirliği Protokolü’ kapsamında Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı bünyesinde kurulu bulunan ‘elektronik izleme merkezindeki sistemden’ istifade edilerek Ankara, Antalya, Bursa, İstanbul, İzmir, Gaziantep, Adana, Aydın, Eskişehir, Denizli, Malatya, Mersin, Samsun, Sakarya ve Trabzon olmak üzere 15 ilde polis jandarma sorumluluk bölgesinde elektronik kelepçe uygulaması hayata geçirilmişti. Elektronik kelepçe uygulaması ile 6284 sayılı Kanun kapsamında Aile Mahkemeleri hâkimleri tarafından verilen kararlara istinaden, şiddet uygulayan ya da uygulama ihtimali bulunan kişilerin şiddet mağdurlarına yaklaşıp yaklaşmadığı izlenebiliyor. İhlal olduğu takdirde mağdurda ve failde bulunan cihazlara bildirim gönderilerek ikaz yapılabiliyor. İhlalin devamında ise izleme merkezindeki görevlilerce ilgili kolluğa haber verilerek ihlali yapan faile müdahale edilmesi sağlanıyor.

    182 VAKADA ELEKTRONİK KELEPÇE UYGULANDI

    Uygulama kapsamında şu ana kadar 182 vakada elektronik kelepçe kullanıldı. Halen 57 vaka Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulu bulunan ‘elektronik izleme merkezinde’ aktif olarak takip ediliyor. 2020 yılı sonuna kadar İçişleri Bakanlığı Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi’nde (GAMER) kurulacak yeni izleme merkezi ile uygulama, ülke geneline yayılacak.

  • Pandemi döneminde yüzde 500 artan hobi bahçeleri yıkılacak

    Pandemi döneminde yüzde 500 artan hobi bahçeleri yıkılacak

    Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin görüşmelerine önümüzdeki hafta TBMM Genel Kurulu’nda başlanacak. Komisyon Başkanı Yunus Kılıç, teklifin yasalaşmasıyla birlikte, pandemi döneminde yüzde 500 talebin arttığı tarım arazilerindeki hobi bahçelerinin kaldırılması için sahiplerinin ikiz kez uyarılacağını, kaldırılmaması halinde de belediye ve il özel idareleri tarafından yıkılacağını söyledi.

    TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kars Milletvekili Yunus Kılıç, 34 maddeden oluşan ‘Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin önümüzdeki hafta Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanacağını belirtti. Yunus Kılıç, söz konusu kanun teklifinde halk arasında ‘hobi bahçesi’ olarak bilinen tarım arazilerine izinsiz inşa edilmiş yapıların kaldırılmasına ilişkin bir madde de bulunduğunu belirtti. Kılıç, tarım terminolojisinde ‘hobi bahçesi’ diye bir tanım olmadığını belirterek, “Biz buna ‘tarım arazilerinin tarım dışına çıkarılması’ diyoruz. Hobi bahçeleri bunun içerisindeki parçalardan bir tanesi; ama bu alanda sıkıntı büyük olduğu için söz konusu kanun maddesi daha çok bununla anılır olmaya başladı. Biz tarım alanlarını korumaya çalışıyoruz. Türkiye’de tarım arazileri kendine ucu ucuna yeten hoyrat kullanılmaya müsaade edilmeyecek kadar var. Bunu korumamız lazım” dedi.

    ‘ÜRETİM YAPMAYI DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ ALANLAR İŞGAL EDİLMİŞ’

    Dünyada tarımda üretilen ürünlerin depolanamaması nedeniyle zayi olduğunu vurgulayan Kılıç, “Bu nedenle medeni kent yakınındaki tarım arazilerini üretime açtılar dünyada. Kent tarımı, metropol, şehir tarımı yapıyorlar. Burada ürettiklerini şehre hemen getirip taze taze satıyorlar. Hem nakliye masrafı yok hem zayi olmuyor ürünler. Biz de bunu planlıyoruz ülke olarak ve buna geçmek istiyoruz. Ama bir bakıyorsunuz ki sizin hayal ettiğiniz üretim yapmayı düşündüğünüz alanlar çok çeşitli gayelerle işgal edilmiş, kuşatılmış, izinsiz yapılmış yapılarla dolmuş” diye konuştu.

    ‘HALA KANMAYANLAR KENDİLERİNİ KORUSUNLAR’

    Yunus Kılıç, özellikle pandemi döneminde bu yapılara olan talebin arttığını ifade ederek, “Hele pandemi zamanında insanlar evlere kapanınca bu alanlar çok daha kıymetli oldu. Ve müthiş de bir talep artışı oldu. Yüzde 500’e kadar talep artışı oldu. Özellikle pandemi döneminde insanlar apartmanlara tıkanınca şehirleri de yapay yapılaşmaya tam anlamıyla açamadığımız için binalarda sıkıştılar. Elinde daha önce hobi bahçesi yapmak suretiyle arsa biriktirmiş olan uyanıkların, kanunun çıkacağı endişesiyle ‘yıllardır konuşulur; ama kanun çıkmaz, tarım arazileri parçalanır gider yaparlarsa, siz gelin alın’ söylemleriyle arsaları ellerinden çıkarmaya çalıştıklarını biliyoruz. O yüzden son bir uyarıdır; halen bu söyleme kanmamış olan insanlar kendilerini korusunlar” dedi.

    ‘HOBİ BAHÇELERİNİN TAMAMI İZİNSİZ, RUHSATSIZ’

    Yunus Kılıç, hobi bahçesi denilen alanların tamamının ilgili bakanlıklardan izin alınmadan yapıldığını, ruhsatsız olduğunu kaydederek şunları söyledi:

    “İnsanların bu alanlara ihtiyacı var; ama asıl problem bu alanların planlanmış, programlanmış, alt yapıları götürülmüş, mutlak tarım arazilerimizin dışında oluşturulmuş alanlarda olması lazım. İtiraz bunadır. Şu anda yapılmış olanların tamamı izinsizdir, ruhsatsızdır. Peki nasıl yapıyorlar? Adamın 20 dönüm bir tarlası var. Domates, patates ekiyor, üretimde kullanıyor. Dönümü 10 bin liraya diyelim. Uyanığın birisi gidiyor bu tarlayı 200 bin liraya hobi bahçesine dönüştürüyor. Orayı 40 kişiye noter aracılığıyla satıyorlar. Ama tapuya gidiyorsun beyanlar kısmında burasının tarım arazisi olduğu görünüyor zaten. Bu şekilde satıyorlar ve milyarlarca para kazanıyorlar. Fakat alanların birçoğu bunların kanunsuz olduğunu bilmiyor. Tapuda değiştirildiğini zannediyor, sonra başına büyük problemler çıkıyor. Biz diyoruz ki insanların bu ihtiyaçları karşılansın, yerel yönetimler burada ön ayak olsunlar, bakanlık katkı versin. Planlı, alt yapısı götürülmüş marjinal tarım alanlarında yani gözümüz gibi korumamız gereken tarım alanları dışındaki alanlara yapsınlar. Ve hukuki olsun, kimseyle de başları derde girmesin.”

    ‘VALİLİKLER HOBİ BAHÇELERİNİ TESPİT ETMEYE BAŞLADI’

    Yunus Kılıç, kanunun yasalaşmasıyla birlikte hobi bahçelerinin yıkılmasıyla ilgili sahiplerine uyarı ve para cezası verileceğini, bu yapıların kaldırılmaması halinde de belediye ve il özel idareleri tarafından yıkılacağını belirtti. Kılıç, “Kanun çıkar çıkmaz valilik tespit yapacak, yapmaya başlayan valiliklerimiz de var. Sonra bunlara 1 ay süre verecek, diyecek ki ruhsatsız olanlara, ‘Eski haline getir, yapıyı kaldır’. Eğer bunu yapıyorsa tamam. Ama ilk başta yapmış olduğu usulsüzlükten dolayı metrekaresi 10 lira bir ceza gelecek. Bunu ödeyecekler. Sonra 2 ay içinde kaldırırlarsa sorun yok. Kaldırmazlarsa bunlara 3 katı ceza verilecek. Yani metrekaresi 30 lira. Eğer kaldırırlarsa ödemeyecekler. Ama kaldırmazlarsa artık belediyeler ve özel idareleri tarafından yıkılması gerekiyor. Eski haline getirilmesi gerekiyor. Yapılırsa bu sorumsuzluğu yapanlar tarafından ödenecek. Ancak çeşitli korkularla siyasi korkularla veya bir takım teknik imkansızlıklarla özel idareler veya belediyeler bu işi yapamaz, savsaklar, süreyi geçirirlerse Tarım ve Orman Bakanlığı işi kendisi bizzat yapacak ve ortaya çıkan masrafı görevlerini yapmadıkları için belediyelerden ve özel idarelerden iki katı ile alacak” ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlere seslendi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlere seslendi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Türkiye olarak tüm imkanlarımızla tüm kalbimizle dost ve kardeş Azerbaycan’ın yanındayız ve yanında olacağız. İnşallah Karabağ işgalden kurtulana kadar bu mücadele sürecektir” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreninde, gençlere seslendi. Erdoğan, “Gençlerimize her türlü desteği vermeye, katkıyı yapmaya, altyapıyı kurmaya hazırız. Maziden atiye kuracağımız köprünün en son ve en sağlam ayağı sizler olacaksınız. Türkiye’nin size, sizin enerjinize, gayretinize, cesaretinize, üretkenliğinize ihtiyacı var.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte toplu açılış törenine katılmak için Konya’ya geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve kent protokolü tarafından havalimanında karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazını Sultan Selim Camii’nde kıldı ardından caminin yanındaki Mevlana Müzesi’ni ziyaret etti. Erdoğan, daha sonra aralarında 421 bin 566 metrekare kapalı alana sahip 1250 yataklı Konya Şehir Hastanesi, lojistik merkezi ve çevre yolunun 1’inci etabının da olduğu projelerin toplu açılış törenine katıldı. Konya Şehir Hastanesi’nde yapılan törende Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu eşlik etti.

    Sağlık Bakanı Koca, Konya ve Ankara başta olmak üzere salgının artış gösterdiği illerde son 1 ayda düşüşler olduğunu söyledi. Bakan Koca, “Bildiğiniz gibi geçtiğimiz ay içinde başta Ankara ve Konya olmak üzere Anadolu’nun birçok yerinde hasta sayılarında önemli artışlar oldu.

    Son 1 aydır Anadolu’muzun çeşitli illerinde bölge değerlendirmeleri yaptık. Bütün sağlık teşkilatımız özveriyle uğraş verip bu gidişi durdurmayı başardı. Gördük ki alınan tedbirlerle hasta sayılarımız kısa sürede azalıyor. Bu da gösteriyor ki salgının üstesinden gelmek bizim elimizde. Bunu milletçe hep birlikte mücadele vererek başarabiliriz” dedi.

    ‘YATAKLARIN YÜZDE 44’Ü, YOĞUN BAKIMLARIN YÜZDE 65’İ DOLU’

    Türkiye genelindeki hastane doluluk oranlarını da açıklayan Bakan Koca, “Hasta sayısı son 3 hafta içinde yarıdan fazla azaldı. Bunu, hastanelerimizdeki yoğunluğun azalışından da anlamak mümkündür. Şu anda şehrimizde yatak doluluk oranımız yüzde 46, yoğun bakım yataklarımızın doluluk oranı yüzde 69, ventilatör doluluk oranımız yüzde 25. Türkiye genelinde de düşüşlerimiz devam ediyor. Yataklarımızın yüzde 44’ü, yoğun bakımlarımızın yüzde 65’i dolu. Sağlığa yapılan yatırımların, güçlü altyapımızın ve fedakarca çalışan sağlıkçılarımızın sayesinde salgınla mücadeleyi birçok ülkeden daha etkili yürüttüğümüze inanıyorum” diye konuştu.

    TÜRKİYE’Yİ KUŞATMA ALTINA ALMAYA ÇALIŞTILAR

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konya Şehir Hastanesi’nin şehir hastaneleri arasındaki önemli projelerden biri olduğunu söyledi. Erdoğan, Konya Şehir Hastanesi’nin geçen ay 100 bine yakın kişiye hizmet verdiğini hatırlattı. Erdoğan, Türkiye’nin kuşatma altına alınmaya çalışıldığını belirterek, şunları söyledi:

    ”Dünyayı meşgul eden kriz alanlarının neredeyse tamamına yakını ülkemizin etrafından yer alıyor. Suriye’den Akdeniz’e ve Kafkaslar’a kadar uzanan kriz noktalarını birleştirdiğinizde ortaya çıkan bu tablo, Türkiye’nin açık bir şekilde kuşatma altına alınmaya çalışıldığıdır. Biz bu oyunu çok önceden gördük. Bir yandan ülkemizin bütünlüğünü, milletimizin birliğini korurken diğer yandan bu kuşatmayı yaracak adımları birer birer hayata geçirdik. Sadece bununla birlikte kalmayıp, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ çıkışımızla küresel sistemi adeta bloke edenlere bunun o kadar kolay olmayacağı mesajını verdik. Önce ülkemizi dikkate almayarak, sözlerimize kulaklarını kapatarak, gayretlerimizi küçümseyerek, eski alışkanlıklarını sürdürmeye çalışanlar sonunda kazın ayağının öyle olmadığını gördüler. Bugüne kadar ne dediysek yaptık ne söylediysek arkasında durduk. Bu kararlı tutumumuz karşısında uluslararası toplumun tüm aktörleri, bölgesel ve küresel denklemlerde Türkiye’yi hesaba katmak zorunda kalmıştır. Artık hem sahada hem masada asli yerini olan bir ülke durumundayız. Elbette bunun bir bedeli olur. Kimi zaman terör örgütleriyle kimi zaman ekonomik tuzaklarla kimi zaman uluslararası baskılarla bizi yolumuzdan döndürmeye çalıştılar. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu yoldan dönmedik, dönmeyeceğiz. Hep söylediğimiz gibi başaramadılar, başaramayacaklar.”

    ‘8 BİN 200 KİLOMETREKARELİK ALANI KONTROL ALTINDA TUTUYORUZ’

    ”Sınırlarımıza dayanan vatan topraklarına gözlerini dikenlere cevabı mücadeleyi sınırlarımızın ötesine taşıyarak verdik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Bugün Suriye’de 8 bin 200 kilometrekarelik alanı kontrol altında tutuyoruz. Bunu keyiften yapmadık, zevkten yapmadık. Aslında sadece oralardan yapılacak saldırıları ta merkezinde kontrol altında almak için yaptık. Hala Suriye toprakları üzerinde terör adacıkları oluşturarak ülkemize tehdit hesabı yapanlar artık bu oyunun başarı şansının kalmadığını görmelidirler. Ülkemizde tehdit oluşan her yer bizim için hareket alanıdır. Benzer bir oyunu Akdeniz’de oynamak istediler. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti deniz sahasının ardından Libya ile vardığımız anlaşma sayesinde Doğu Akdeniz’in önemli bir bölümünü meşru faaliyet alanımız haline dönüştürdük. Bu haliyle Karadeniz’de keşfettiğimiz doğal gaz rezervi hem emeklerimizin karşılığını almayı hem de millet olarak moral bulmamızı sağladı. Doğu Akdeniz’deki tartışmalarda ülkemize kurusıkı tehditlerle içi boş şantajlarla geri attıramayanlar nihayet diyalog çağrılarımıza kulak vermek zorunda kaldı.”

    ‘KARABAĞ İŞGALDEN KURTULANA KADAR MÜCADELE SÜRECEK’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak Azerbaycan’ın yanında olduklarını belirtip, ”Doğu Akdeniz’de sular durulmamışken bu defa Kafkasya’da kritik gelişmeler yaşanmaya başladı. Ermenistan, aşağılık katliamlarla işgal ettiği Karabağ sorunu çözülmemişken yeniden Azerbaycan topraklarına saldırdı. Ama bu defa kardeş Azerbaycan devleti hem kendi topraklarını savunmak ve hem işgal altındaki Karabağ’ı kurtarmak üzere büyük bir hareket başlattı. Şu ana kadar cephede başarıyla ilerleyen Azerbaycan ordusu pek çok yeri işgalden kurtardı. Türkiye olarak tüm imkanlarımızla tüm kalbimizle dost ve kardeş Azerbaycan’ın yanındayız ve yanında olacağız. İnşallah Karabağ işgalden kurtulana kadar bu mücadele sürecektir” diye konuştu.

    Ekonomik gelişmelere de değinen Erdoğan, ”Salgının etkisiyle ikinci çeyrekte biraz durakladık. Şimdi üçüncü çeyrekle ilgili her gün güzel haberler alıyoruz. Dün eylül ayı ihracatımızın 16 milyar doların üzerine çıkarak xumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığı müjdesini milletimizle paylaştık. Bugün de otomotiv satışlarının 90 binin üzerine çıkarak yine tüm zamanların rekorunu kırdığını görüyoruz. Ayrıca organize sanayi bölgelerimizdeki elektrik tüketimi de geçtiğimiz ay yılın rekorunu kırdı” dedi.

    ERDOĞAN’DAN GENÇLERE ÇAĞRI

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreninde, Konya’ya son 18 yılda 60 milyarlık yatırım yapıldığını belirterek, bu yatırımları anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Son 18 yılda Konyalı çiftçilerimize 9,7 milyar liralık tarımsal destek verdik. Ama ana muhalefetin başındaki zat ‘Çiftçilerimize bir şey verilmiyor. Çiftçilerimiz yalnız kaldı’. İnsafın kurusun. Bizim ne yaptığımızdan senin haberin yok. Şöyle gel, bu yollardan dolaş, bak. Yüksek hızlı trende neler oluyor, Ankara- Konya arasında neler oluyor bir bak; ama işlerine gelmez. Sağ olsun Konya da toplamda 24,2 milyar liralık hayvansal ve bitkisel üretimle ülkemizin tarım başkenti olduğunu tescil etti” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayisini güçlendirmek için gelecek yıl Konya’da Türkiye Silah Test Merkezi’nin kurulacağını belirtti. Gençlere seslenen Erdoğan, şöyle konuştu:

    ”Gençler, lütfen şimdiden ülkemizin 2053 vizyonunu şekillendirmek suretiyle çalışmaya başlayın. Sizlerin de gördüğü gibi zaman hızla akıp gidiyor. Göz açıp, kapayana kadar zaten 2023’e ulaşmış olacağız. Ülkemizin ondan sonraki rotasını, içini gençlerimizin dolduracağı 2053 vizyonu belirleyecek. Biz bu konuda gençlerimize her türlü desteği vermeye, katkıyı yapmaya, altyapıyı kurmaya hazırız. Maziden atiye kuracağımız köprünün en son ve en sağlam ayağı sizler olacaksınız. Türkiye’nin size, sizin enerjinize, gayretinize, cesaretinize, üretkenliğinize ihtiyacı var.”

    Erdoğan’ın konuşmasının ardından Konya Şehir Hastanesi ile diğer yatırımların açılışı yapıldı.

  • Sağlık Bakanı Koca: Salgını kontrol altına aldık

    Sağlık Bakanı Koca: Salgını kontrol altına aldık

    Sağlık Bakanı Koca “Türkiye genelinde yatak doluluk oranı yüzde 44, yoğun bakım dokuluk oranı yüzde 65” açıklaması yaptı.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Konya Şehir Hastanesi’nin açılışında konuştu.

    Koca; “Son haftalarda yapılan bölgesel müdahalelerin sonuçlarını gördük. Konya dahil yüksek artışlardan söz ettiğimiz birçok ilimizde hızla başarı sağlayıp salgının seyrini kontrol altına aldık. Türkiye genelinde yatak doluluk oranı yüzde 44, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 65. Sağlığa yapılan yatırımlar, güçlü altyapımız ve fedakarca çalışan sağlıkçılarımız sayesinde, salgınla mücadeleyi birçok ülkeden daha etkin yürüttüğümüze inanıyorum.” açıklaması yaptı.

    “SALGINI KONTROL ALTINA ALDIK”

    Koca, “Son haftalarda yapılan bölgesel müdahalelerin sonuçlarını gördük. Konya dahil yüksek artışlardan söz ettiğimiz birçok ilimizde hızla başarı sağlayıp salgının seyrini kontrol altına aldık” diye konuştu.

  • Son Dakika: Merkel’den Türkiye açıklaması!

    Son Dakika: Merkel’den Türkiye açıklaması!

    Almanya Başbakanı Angela Merkel, ”Türkiye ile AB anlaşmasını görüşmek istiyoruz” açıklaması yaptı.

    Almanya Başbakanı Anglela Merkel, Avrupa Birliği zirvesinin sonunda dönem başkanı sıfatıyla basın açıklamasında bulundu. “Türkiye ile yapıcı diyalog istiyoruz” mesajı verdi.

    Merkel, “Türkiye ile yapıcı diyalog istediğimizi açıkça ifade eden bir sonuca ulaştık” ifadesini kullandı.

    Ankara ile AB-Türkiye anlaşması için müzakere yürütmek istediklerini söyledi. Merkel, “Yunanistan’ın ve Kıbırs Rum Kesimi’nin haklarını korurken Türkiye ile de yapıcı ilişkiler kurmak istediğini açıkça ifade ettik” dedi.

    Almanya Başbakanı, Dağlık Karabağ ile ilgili de ateşkes çağrısı yaptı.

  • RTÜK’ten İstanbul hizmet binasıyla ilgili açıklama

    RTÜK’ten İstanbul hizmet binasıyla ilgili açıklama

    Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), İstanbul Bölge Temsilciliği hizmet binasıyla ilgili haberlerin gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

    Üst Kuruldan İstanbul Bölge Temsilciliği hizmet binasına ilişkin bazı basın yayın organlarında yer alan haberlere ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

    “Üzülerek ve ibretle takip ediyoruz ki belli bir kesimin maksatlı ve sistematik olarak bir süredir sürdürdüğü Radyo ve Televizyon Üst Kurulunu hedef alma ve yıpratma kampanyaları hız kesmeden devam etmektedir.” ifadesine yer verilen açıklamada, söz konusu binaya ilişkin haberlerde de gerçeklerin çarpıtıldığı ve kamuoyunun bilinçli olarak yönlendirilmeye çalışıldığı belirtildi.

    Açıklamada, önceki RTÜK İstanbul Bölge Temsilciliği binasının deprem hasar raporu nedeniyle Aralık 2015’te yıkıldığı, ardından temsilciliğin bir başka üst kurul olan Rekabet Kurumunun binasında RTÜK’e bedelsiz olarak ayrılan alanda çalışmalarını yürüttüğü bilgisi paylaşıldı.

    “Karalama kampanyalarından artık vazgeçmelerini arzu ediyoruz”

    Hasarlı binanın yıkımından sonra 2018’de TOKİ’nin yaptığı ihaleyle yeni binanın inşasına başlandığı ve 6 Ağustos 2020’de iç tefrişatı olmaksızın boş olarak Üst Kurula teslim edildiği bildirilen açıklamada, bodrum dahil 9 katlı, 1800 metrekare genişliğindeki bu binanın tefrişatı için Kamu İhale Kurumu mevzuatı çerçevesinde ihaleye çıkıldığı, bütün bu alımların mevzuata uygun bir şekilde gerçekleştirildiği belirtildi.

    Açıklamada şunlar kaydedildi:

    “Bahse konu art niyetli haberlerde geçtiği gibi ayrılan bütçe sadece RTÜK Başkanlık makamı için kullanılmamıştır. Ödenek, 9 katlı binadaki Üst Kurul toplantı salonu başta olmak üzere personel, idari, teknik büroların yer aldığı binanın tamamı için harcanmıştır. Gerçekler ayan beyan ortadayken üstün gayretle yayıncılık alanını düzenlemek ve denetlemek adına yapılan bütün çalışmalar görmezlikten gelinerek hazırlanan yanlış ve yanlı haberler, asla gerçeği yansıtmamaktadır. Bir kısım medyanın eski ve köhneleşmiş alışkanlıklarıyla ürettiği yalan haberlerinden ve karalama kampanyalarından artık vazgeçmelerini arzu ediyoruz. ”

    TBMM’de grubu bulunan partilerin kontenjanlarından millet iradesiyle seçilen üyelerle önemli bir vazife yürüten RTÜK’ü yıpratmanın kimseye fayda sağlamayacağı vurgulanan açıklamada, “Bu girişimler, yalan ve haksız suçlamalar RTÜK’ün kanunlar çerçevesinde yürüttüğü görevlerini yapmasına engel olamayacaktır. Bu bilgiler ışığında halkımızın doğru bilgilendirilmesini amaçlıyor, takdiri kamuoyuna bırakıyoruz.” ifadesi kullanıldı.

  • Eski Bakan Zeki Ergezen hayatını kaybetti

    Eski Bakan Zeki Ergezen hayatını kaybetti

    Bayındırlık ve İskan eski Bakanı ve Bitlis Milletvekillerinden Zeki Ergezen (71) Ankara’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

    Bir süreden beri Ankara’da tedavi gören Ergezen, kanser hastalığına bağlı çoklu organ yetmezliği nedeniyle bugün saat 11:00 sıralarında hayatını kaybetti. Ergezen’in cenazesinin Ankara’da yapılacak devlet töreninin ardından memleketi Bitlis’in Ahlat ilçesinde toprağa verileceği belirtildi.

    Zeki Ergezen, 2 Aralık 1949’da Bitlis’in Ahlat ilçesinde doğdu. Mimar olan Ergezen, Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Mimarlık Bölümü’nü bitirdi. Bitlis ve Muş’ta Bayındırlık İI Müdürlüğü, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde İnşaat Dairesi Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü’nde İnşaat Emlak Dairesi Başkanlığı görevlerinde bulundu. Adalet ve Kalkınma Partisi Kurucu Üyesidir. 19, 20, 21 ve 22. Dönem Bitlis Milletvekili. 20. Dönem’de TBMM Başkanlık Divanı Kâtip Üyeliği görevine seçildi. 58 ve 59. Hükümetlerde Bayındırlık ve İskân Bakanı olarak görev yaptı. 23. Dönem’de Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) Türk Grubu Üyesi olan Ergezen evli ve 4 çocuk babasıydı.

  • Erdoğan’dan Trump’a geçmiş olsun mesajı

    Erdoğan’dan Trump’a geçmiş olsun mesajı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Covid-19 testi pozitif çıkan ABD Başkanı Trump’a geçmiş olsun mesajı gönderdi.

    Erdoğan mesajında, “Covid-19 testi pozitif çıkan ABD Başkanı Donald Trump ile First Lady Melania Trump’a geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, karantina sürecini sıkıntısız şekilde atlatıp bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saraçoğlu: Ziraat planlamasına sahip ülke oyun kurucu olacak

    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saraçoğlu: Ziraat planlamasına sahip ülke oyun kurucu olacak

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, “Dünyanın yaşamakta olduğu pandemi döneminde değişen dünya düzeninde yükselen değer olan ziraat, bir ülke nezdinde ne kadar ürün çeşitliliği ve sürdürülebilirliği açısından zenginse o kadar etkisi kıtaları etkileyecek kadar kuvvetli olacaktır ve dolayısıyla pandeminin atlatılmasında böylesi bir ziraat planlamasına sahip bir ülkeyi her alanda güçlü, söz sahibi ve oyun kurucu kılacaktır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM’nin 75’inci Genel Kurulu etkinlikleri kapsamında düzenlenen Biyolojik Çeşitlilik Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Covid-19 salgınının biyolojik çeşitliliği korumanın önemini de gösterdiğini belirtirken, Türkiye’de biyolojik çeşitliliği geliştirmek amacıyla yapılan çalışmalara dikkat çekmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dile getirdiği ‘Ata Tohumu’ projesi, 11’inci kalkınma planına alınmış ve 2017 yılında Emine Erdoğan’ın himayelerinde, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu’nun liderliğinde başlatılmıştı.

    İbrahim Saraçoğlu, konu ile ilgili açıklamasında, ziraat planlamasındaki sürdürülebilirliğin önemini vurgulayarak “Sürdürülebilir ziraat ancak biyolojik çeşitlilik ve genetik kaynaklarının korunması ile mümkündür. Biyolojik çeşitlilik tanımında akla ilk bitkisel kaynaklar gelmekle beraber aslında koyun, keçi gibi küçükbaş, boğa, manda, inek gibi büyükbaş hayvanlar, topraktaki mikroorganizmalar ve ekmek mayaları da dikkate alınmalıdır. Osmanlı’nın ziraat imparatorluğu olması, sağlam ekonomik ve askeri gücü, kırsaldaki ziraat planlamasındaki etkinliği, kontrolü ve sürdürülebilirliğindeki istikrara dayanmaktadır” dedi.

    Projeye Osmanlı’nın ziraat politikasını temel alan sürdürülebilir doğal çiftliklerin bu amaçla dahil edildiğini belirten Saraçoğlu, “Tarihteki kurulan Türk devletlerinin isimlerine bakıldığında biyolojik çeşitlilik gücünün dünyaya en kuvvetli anlatımlarındaki örnekler arasında Türk devletlerinin isimlerine ‘Akkoyunlu’, ‘Karakeçili’ verilmesidir. Bu isimlerle bilinen Türk devletleri Anadolu topraklarında yaşam sürdürmüşlerdir. Anadolu coğrafyası gerek toprak üstündeki biyolojik çeşitlilik açısından gerekse de tarih boyunca yaşayan farklı kültürdeki ve inanıştaki toplumlara ev sahipliği yapması sebebiyle toprak altındaki zenginliğiyle dünya tarihinde her zaman odak noktası olmuştur” görüşünü ifade etti.

    Saraçoğlu, 2019 yılı Eylül ayında ‘Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Çoğaltılması ve Pazarlanması’na dair yönetmelikte dünyada ilk defa tohum analizlerinde kemotip ve genotip analizlerinin zorunluluğunun yer aldığını, akabinde Osmanlı’nın ziraat politikası günümüz şartlarına modifiye edilerek 11’inci Kalkınma Planı’na ‘sürdürülebilir doğa çiftlikleri’ ismi ile ilklere adım atıldığını söyledi. Covid-19 salgının atlatılmasında ziraat planlamasının önemine işaret eden Saraçoğlu, “Dünyanın yaşamakta olduğu pandemi döneminde değişen dünya düzeninde yükselen değer olan ziraat, bir ülke nezdinde ne kadar ürün çeşitliliği ve sürdürülebilirliği açısından zenginse o kadar etkisi kıtaları etkileyecek kadar kuvvetli olacaktır ve dolayısıyla pandeminin atlatılmasında böylesi bir ziraat planlamasına sahip bir ülkeyi her alanda güçlü, söz sahibi ve oyun kurucu kılacaktır” mesajını verdi.