Kategori: Türkiye

  • Kısa çalışma ödeneği ne zaman yatacak? Tarihler belli oldu

    Kısa çalışma ödeneği ne zaman yatacak? Tarihler belli oldu

    Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Ağustos ayına ilişkin işsizlik ve kısa çalışma ödemelerinin 3 Eylül’den itibaren hesaplara yatırılacağını duyurdu.

    Bakan Selçuk, “Ağustos ayına ilişkin işsizlik ve kısa çalışma ödeneği ödemelerini 3 Eylül’den itibaren T.C. Kimlik Numaralarının son hanesine göre vatandaşlarımızın banka hesaplarına yatıracağız.” dedi.

    IBAN bilgileri bulunmayan vatandaşlara da PTT üzerinden ödemelerin yapılacağını hatırlatan Selçuk, “T.C. Kimlik Numaralarının son hanesi; 0-2-4 olanlara 3 Eylül’de, 6-8 olanlara 4 Eylül’de ödemeler yapılacak.” açıklamasını yaptı.

  • Bakan Soylu açıkladı! 5 terörist etkisiz hale getirildi

    Bakan Soylu açıkladı! 5 terörist etkisiz hale getirildi

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kars Kağızman’da 1’i ‘turuncu’, 2’si ‘gri’ kategoride yer alan 5 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.

    İçişleri Bakanı Soylu, sosyal paylaşım sitesi Twitter’daki hesabından yaptığı açıklamada, “Kars Kağızman’da kahramanlarımız, 1’i turuncu, 2’si gri kategoride (biri bölge sorumlusu) 5 teröristi, bu ülkeye bir daha kötülük yapamayacak şekilde etkisizleştirdi. Allah jandarmamızı, polisimizi var etsin. Giresun’da sel bölgesindeyiz diye mücadelemiz aksar mı zannettiniz” dedi.

    ‘YILDIRIM-3 OPERASYONU’NDA ETKİSİZ HALE GETİRİLDİLER

    İçişleri Bakanlığı, Kars’ın Kağızman ilçesi Dibekkaya köyü kırsalında, 5 teröristin, ‘Yıldırım- 3 Operasyonu’ kapsamında İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı jandarma komando birliklerince gerçekleştirilen hava destekli operasyonda etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Bakanlığın açıklamasında, “Etkisiz hale getirilenler arasında terörden arananlarda 500 bin TL’ye kadar ödülle gri kategoride yer alan terör örgütünün sözde bölge sorumlusu olan ‘Hogir’ kod adlı Muhammet Taşçı, 2 milyon TL’ye kadar ödülle turuncu kategoride yer alan ‘Amed Sorhin’ kod adlı Benazir Yılmaz ve 500 bin TL’ye kadar ödülle gri kategoride yer alan ‘Karker’ kod adlı Mehmet Emin Delen’in olduğu tespit edilmiştir. Operasyonda, MLKP terör örgütünün Karadeniz açılımı grubunda faaliyet yürüten ‘Metin’ kod adlı Koray Aspir’in yanı sıra bölücü terör örgütünde sabotajcı olan ‘Hevi Torhildan’ kod adlı Dilan Olğun isimli teröristler de ölü olarak ele geçirilmiştir. Bölgede operasyon devam etmektedir” denildi.

  • Türk bilim insanları araştırdı! Halkın sadece yüzde 68’i salgını ciddiye alıyor

    Türk bilim insanları araştırdı! Halkın sadece yüzde 68’i salgını ciddiye alıyor

    Türkiye’deki birçok üniversiteden bilim insanları, tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) etkilerini araştırdı.

    Farklı üniversitelerden bilim insanları, salgın döneminde tıbbi, toplumsal ve ekonomik alanda yaşanan değişimlere ilişkin araştırmalarının sonuçlarını Kovid-19 Online Uluslararası Multidisipliner Sempozyumu’nda sundu.

    Sakarya Üniversitesi öncülüğünde 26-28 Haziran’da düzenlenen, 33 uzman konuşmacının katıldığı ve 550 katılımcının izlediği sempozyumda, gerçekleştirilen çalışmalar paylaşıldı.

    Halkın yüzde 68’i salgını ciddiye alıyor

    AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, İbn Haldun, Çanakkale Onsekiz Mart ve Marmara üniversitelerinin iş birliğinde yapılan araştırmaya, yaş aralığı 18-73 arasında değişen 3 bin 703 kişi katıldı.

    Araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 68’inin salgını ciddiye aldığı tespit edildi. Araştırmada katılımcıların yüzde 82’sinin salgın sürecinde manevi desteğe ihtiyaç duyduğu ortaya çıktı.

    Aile içi sorunlara etkisi

    Üsküdar ve Sakarya üniversitelerinin sosyal hizmetler bölümleri de “Kovid-19 Pandemi Sürecinde Türkiye’de Aile İçi Sorunlar” konulu araştırma yaptı.

    Türkiye’deki üniversitelerde eğitim gören 18-24 yaş arası gençlerin çoğunluğu oluşturduğu 1156 katılımcının yüzde 36’sı aile içi ilişkilerin salgın sürecinde olumlu, yüzde 12’si ise olumsuz etkilendiğini bildirdi.

    Doktorların yaklaşık yarısı ailesiyle evini ayırdı

    Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki araştırmacılar da kentte görev yapan 179 doktorun katılımıyla Kovid-19 hakkında tutum ve davranışların değişimine ilişkin anket çalışması yaptı.

    Araştırmaya göre, 15 farklı branştaki doktorların yüzde 70’i pandemi hastanesinde görev yaptı.

    Salgın süresince doktorların yüzde 47,5’i bulaşı riskine karşı ailesiyle evini ayırdı.

    Katılımcı doktorların yüzde 63,7’si Kovid-19 hastasını muayene etti, muayene sırasında yüzde 59,8’si tedirginlik yaşadı.

    Sigarayı bırakanlar oldu

    Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalında Kovid-19 pandemi sürecinin sigarayı bırakmak isteyenlere etkisi araştırıldı.

    Hastaneye sigara bırakmak için başvuran 115 kişiye haziran ayında ulaşıldı. Salgın sürecinde bu kişilerin yüzde 31,3’ünün sigarayı bıraktığı, yüzde 27’sinin bırakıp tekrar başladığı tespit edildi.

    Sigara içmeye devam edenlerin yaklaşık yüzde 25’i sigarayı stres nedeniyle artırdığını, yüzde 25’i ise hastalık ve ölüm endişesiyle azalttığını bildirdi.

    Aynı araştırmada, katılımcıların yüzde 30,7’sinin salgın sürecinde kilo aldığı tespit edildi.

    Öğrencilerin yüzde 72,9’u doktor olmaktan vazgeçmedi

    Kafkas Üniversitesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ile Acil Tıp ana bilim dalları iş birliğindeki bir başka çalışmada ise “Tıp Fakültesi 5. Dönem Öğrencilerinin Kovid-19 ile İlgili Bilgi Düzeyi ve Hekimliğe Bakış Açısındaki Değişimi” ele alındı.

    Üniversitedeki 48 öğrencinin doktorluğu seçme nedeni gibi sorulara da cevap arayan araştırmada, doktor adaylarının yüzde 72,9’unun “doktor olmaktan vazgeçmediği” ortaya çıktı.

    Gençlerin yüzde 95,8’inin kendi isteği ile tıp fakültesini tercih ettiği, tercihinde en büyük nedenin ise yüzde 77,1 ile “insanlara yardım etmeyi sevmek” olduğu belirlendi.

    Hastalardaki tat ve koku duyusu da araştırıldı

    Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kocaeli Devlet Hastanesi, Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi iş birliğinde Kovid-19 hastalarının tat ve koku duyumlarındaki değişiklikler araştırıldı.

    Araştırma kapsamında 77 hastadan 43’ünde “hiç koku alamama”, 14’ünde “koku alma duyusunda azalma”, 2’sinde “kokuları farklı alma”, 27’sinde “tat alma duyusunda azalma”, 21’inde “hiç tat alamama”, 12’sinde “kötü tat alma” ve birinde de “hayali tat alma” görüldü.

    Tat duyusundaki değişimin yaklaşık 10, koku duyusundaki değişim de 11 gün sürdüğü verisine ulaşıldı.

  • İsam ve Hz. Muhammed hakkında hakaret içerikli paylaşım yapmıştı! 6 yıl hapis istemi

    İsam ve Hz. Muhammed hakkında hakaret içerikli paylaşım yapmıştı! 6 yıl hapis istemi

    Sosyal medya hesabı Twitter üzerinden İslam ve Hz. Muhammed hakkında hakaret içerikli paylaşımlar yaptığı iddiasıyla tutuklanan M.C.S. hakkında savcılık soruşturması tamamlandı. Savcılık, şüpheli M.C.S. hakkında “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” ve “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlarından 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu’nca hazırlanan iddianamede, 13 Temmuz 2020’de şüpheli M.C.S’nin Twitter hesabından, İslam ve Hz. Muhammed hakkında hakaret içerikli paylaşımlar yaptığı belirtildi.

    İddianamede, şüpheli M.C.S’nin savunmasında, paylaşımı kendisinin yapmadığını, söz konusu hesaba birden fazla kişinin erişim sağladığını, paylaşımı fark eder etmez sildiğini ve özür yayınladığını söylediği yer aldı. İddianamede, şüpheli M.C.S.’nin toplanan delillere göre ifadesinin suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, şüphelinin paylaşımı üzerine pek çok kişinin galeyana gelerek ihbarda bulunduğu gözetilerek “eylemin kamu barışını bozmaya elverişli olduğu” vurgulandı. Şüpheli M.C.S’nin , “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” ve “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlarından 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Şüpheli M.C.S. önümüzdeki günlerde İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak.

    15 TEMMUZ’DA TUTUKLANMIŞTI

    Şüpheli M.C.S.’nin hakaret içerikli paylaşımı sonrasında aralarında avukat Mustafa Doğan İnal’ın da bulunduğu 9 kişi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu. M.C.S. 14 Temmuz’da gözaltına alınmış, 15 Temmuz’da ise İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklanmıştı.

  • Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan kritik mesajlar

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan kritik mesajlar

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Libya’da üs kurulacağı iddiasına ilişkin, “Orada eğitim merkezleri kurmak suretiyle Libyalı kardeşlerimize Silahlı Kuvvetler mensuplarımız eğitim veriyor. Mesele bundan ibaret. Bunun herhangi bir şekilde abartılması doğru değil.” dedi.

    Bakan Akar, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

    Türkiye’nin Libya ile 500 yıllık bir tarihi geçmişi, ortak kültürü, kardeşliği olduğuna işaret eden Akar, 1974 Kıbrıs Harekatı sırasında Türkiye’ye en yakın davranan ve en ciddi desteği sağlayan ülkelerin başında Libya’nın geldiğini hatırlattı.

    İki ülke arasındaki tarih ve kardeşliğin unutulmadığını, Libya’nın içinde bulunduğu sıkıntılı durumda Türkiye’nin yardım etmesinin hem milli hasletler hem de insani değerler gereği olduğunu, aynı zamanda hukuki bir metne bağlandığını dile getiren Akar, şöyle konuştu:

    “Geçtiğimiz dönemde Konsey Başkanı olarak Serrac tarafından Sayın Cumhurbaşkanımıza, Cumhurbaşkanımız ile İngiltere, İtalya, ABD, Cezayir ve NATO’ya birer mektup yazıldı. Buna olumlu cevap veren tek lider Cumhurbaşkanımız oldu. Şimdi diğer ülkeler davete icabet etmiyorlar. Herhangi bir yardım, orada onlara, barışı, huzuru, güvenliği sağlayacak katkıda bulunmak istemiyorlar. Ondan sonra davete icabet eden, risk ve sorumluluk alan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, TSK’yi suçlamaya kalkıyorlar çeşitli şekillerde.”

    Türkiye’nin Libya’daki muhatabının BM tarafından tanınan, ülkenin tek otoritesi olduğunu ifade eden Akar, “Bu kadar aleni, açık veriler, dayanaklar varken siz bu olayları bir şekilde çarpıtmaya kalkarsanız toslarsınız. Bundan bir şey çıkmaz. Biz gayet açık ve net, şeffaf bir şekilde, uluslararası kurallara, tarihe, ortak değerlerimize uygun bir şekilde orada bulunuyoruz. Bizim orada yapmaya çalıştığımız şey, Libyalı kardeşlerimizle askeri eğitim iş birliği, danışmanlık konusunda onlara yardımcı olmak. Bunu yapmaya çalışıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

    Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile geçen haftalarda Libya’ya yaptığı ziyaretin ardından TSK’nin ülkede üs kuracağına yönelik bazı haberlerin çıktığı hatırlatılan Akar, “Onlar eğitim merkezleri. Orada eğitim merkezleri kurmak suretiyle Libyalı kardeşlerimize Silahlı Kuvvetler mensuplarımız eğitim veriyor. Mesele bundan ibaret. Bunun herhangi bir şekilde abartılması doğru değil.” dedi.

    “Askeri çözüm yerine siyasi çözüm”

    Libya’da el yapımı patlayıcılar ve mayınlar nedeniyle arasında çocukların da bulunduğu çok sayıda insanın hayatını kaybettiğini belirten Akar, Türkiye’nin gönderdiği timlerle el yapımı patlayıcı ve mayınları etkisiz hale getirmek için çalıştığını vurguladı.

    Türkiye’nin çalıştırdığı hastaneyle Libyalılara destek verdiğini, insani yardım konusunda her şeyin yapıldığını söyleyen Akar, şöyle devam etti:

    “Biz Berlin Süreci’ni destekliyoruz, Sayın Serrac bunu destekliyor. Burada yine kaçan Hafter oldu. Bu kadar aleni konuları görmeyip Türkiye’yi suçlayıcı bir bakışla olaya yaklaşmak insanları gerçeğe götürmez. Bunu herkesin görmesi lazım. Biz orada hem insani hem uluslararası hukuka uygun anlamda faaliyetler yapıyoruz, elimizden geldiğince de bu faaliyetleri sürdüreceğiz. Oradaki Libyalı kardeşlerimizle beraberiz. Bizim oraya varmamızla birlikte dengelerin değiştiğini herkes gördü. Oradaki varlığımızı sürdürmek suretiyle bize düşen ne varsa, bunları yaptık, yapacağız. Biz ‘askeri çözüm olmaz’ diyoruz. Askeri çözüm dursun. O ayrı bir şey. Askeri çözüm yerine siyasi çözüm.”

    Libya’nın bütünlüğünü savunduklarını, ateşkesin kalıcı hale gelmesi, istikrarın sağlanması ve Libyalıların rahat, huzur, güven ve refah içinde yaşamalarını istediklerini aktaran Akar, “Bizim amacımız bu. Her zaman söylediğimiz gibi, Libya, Libyalılarındır diyoruz.” ifadesini kullandı.

    Türkiye’nin bu çerçevede çalışmalarını sürdürdüğüne, Libya’nın siyasi bütünlüğünü sağlaması için de her türlü katkıyı sağladığına, Libyalıların da bunun farkında olduğuna dikkati çeken Akar, “Bir de şunu söylüyoruz; 2011’de bazı ülkeler tarafından Suriye’de yapılan hataların Libya’da da tekrarlandığını endişeyle takip ediyoruz.” diye konuştu.

    “Hiçbir şekilde bölünmenin uygun olmadığını görüyoruz”

    Almanların Sirte ve Cufra’nın silahsızlandırılmış bölge olması teklifine ilişkin değerlendirmesi sorulan Bakan Akar, şunları kaydetti:

    “2015’te varılan bir anlaşmada Sirte ve Cufra alınmıştı ordan. En azından bu ateşkes çalışmalarına başlamak için, oradan başlamak lazım. ‘Oradan geriye gidiş olmaz’ diyoruz. Sirte ve Cufra’yı da silahsızlandırıp, bir şekilde görüşme oradan başlarsa görüşmelerin sağlıklı ilerleyebileceğini ve çözüme çok daha kolay ulaşabileceğimizi değerlendiriyoruz, görüyoruz.”

    Akar, “Ateşkesi de silahsızlandırılmış bölgeleri de destekliyor musunuz?” sorusuna ise “Bu ateşkes herhangi bir şekilde Libya’nın ikiye bölünmesi anlamında değil, bu siyasi görüşmelerin başlaması, siyasi görüşmelerin yapılması ve tek Libya, tek Libya nüfusu. Hiçbir şekilde bölünmenin uygun olmadığını görüyoruz, söylüyoruz.” cevabını verdi.

    “Tovuz’da yapılan saldırıyı da şiddetle kınıyoruz”

    Azerbaycan Türkü’nün, Türkiye’nin öz kardeşi olduğunu vurgulayan Akar, şöyle konuştu:

    “Dolayısıyla biz ‘iki devlet tek milletiz’. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Tabii ki biz burada tarafız. Haktan, hukuktan, kardeşten ve kardeşlikten tarafız. Bu Tovuz’da yapılan saldırıyı da şiddetle kınıyoruz. Durup dururken, hiç ortada bir sebep yokken böyle bir saldırgan tutumu gerçekten kınıyoruz. Yapılan saldırının hiçbir savunulur tarafı olmadığını da herkesin görmesini bekliyoruz.”

    Tatbikatlarla, eğitim iş birliği konularındaki çalışmalarla Azerbaycan Türkü’nün yanında olduklarını herkesin bilmesi gerektiğini dile getiren Bakan Akar, “Olacağız. Bunun pazarlığı söz konusu değil. Elimizden geldiğince eğitim iş birliği konusunda, çeşitli tatbikatlarla iş birliğimizi sürüdürüyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Ermenistan, akılla, mantıkla düşünerek işler yapmıyor. Ermenistan, arkasındaki birtakım güçlerden güç almak suretiyle kendi gücünün, kendi boyunun çok üstünde işlere girişiyor. Bunun da bir çıkar yolu olmadığını görmeleri lazım. Geçen sene ve yıllar içinde bunu görmeleri lazım. Tarihe baktığımızda 1915 olaylarıyla alakalı, oradaki ne kadar yanlış olduğunu değerlendirmeleri, ortaya atılan iddiaların ne kadar yanlış olduğunu ben söylemiyorum, Amerikan milli arşivindeki İngiliz istihbarat subaylarının, Amerikan istihbarat subaylarının raporları söylüyor. Gerçekten maalesef bir şekilde medyayı kullanmak suretiyle, çeşitli dünyadaki mevcut birtakım networkleri kullanmak suretiyle Türkiye’ye karşı, Türk’e karşı maalesef böyle birtakım medya katliamları, akademik katliamlar gerçekleşmiştir. Bu da onlardan biri. Gerçekte bizimle alakası olmayan bir İngiliz, bir Amerikalı raporunu yazıyor.

    Raporda özetle diyor ki ‘gittik her tarafı gezdik, oradaki köylerin karakterinden anlaşıldı ki Türk köyleri yakılmış, Ermeni köyleri ayakta. Camiler yakılmış, yıkılmış, kiliseler duruyor. Raporlar Amerikan arşivinde. Öncelikle bizim akademisyenlerimize şiddetle tavsiye ediyoruz, bunları görmelerini ve kullanmalarını. Bizim dostumuz ve müttefikimiz dediğimiz Amerikalılar da Avrupalılar da buna bakmaları lazım. Bütün mesele önyargıda toparlanıyor. Önyargılı olarak baktığınızda, başlangıçta ‘Türkler haksız, Ermeniler haklı’ diye meseleye girdiğinizde hiçbir gerçeği göremiyorsunuz, hiçbir gerçeği duyamıyorsunuz. Biz insanları aklıselime ve entelektüel namusa davet ediyoruz. Entelektüel namusu olan ne olursa olsun ‘doğru budur’ diyebilir. Maalesef muhataplarımızda pek bunu göremiyoruz.”

    Fransa’yı da entelektüel namustan uzaklaşmış olarak gördüklerini ifade eden Akar, “Manş Adaları’ndaki sizin savunduğunuz görüşler, fikirler, ilkeler bunlarken, buraya geldiğinizde niye bunu değiştiriyorsunuz. Niye aynı şeyleri söylemiyorsunuz. Orada iki kere iki dört, buraya gelince iki kere iki beş… Yok olmaz.” dedi.

    Fransa’nın Yunanistan’a destek vermesine ilişkin Akar, “Bu taksimi kurt yapmaz’ diye biliyorsunuz noktayı koyduk. Dolayısıyla bunun geçerliliği yoktur, bunun sürdürebilirliği yoktur. Bu yanlış hesap mutlaka bir yerden dönecektir.” ifadelerini kullandı.

  • İçişleri Bakanı’ndan Giresun’daki sel felaketine ilişkin son dakika açıklaması

    İçişleri Bakanı’ndan Giresun’daki sel felaketine ilişkin son dakika açıklaması

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Giresun’daki sel felaketine ilişkin, “917 personelimiz, 6 kadavra köpeğimiz, helikopterlerimiz, uçaklarımız, Sahil Güvenlik botlarımız, gemilerimiz denizden, derelerden, karadan sürekli olarak arama kurtarma çalışmalarına devam ediyorlar. Şu anda 2’si jandarma personelimiz olmak üzere 7 vatandaşımızı arama kurtarma çalışmalarımız devam ediyor. 118 köy yolundan 109’u açıldı, 9’unun da açılma çalışmaları devam ediyor.” dedi.

  • TBMM’den HDP’li vekil hakkında karar

    TBMM’den HDP’li vekil hakkında karar

    TBMM hazırlık komisyonu: HDP’li Tuma Çelik’in dokunulmazlığının kaldırılmasına oy birliğiyle karar verildi.

  • EGM’den “Taviye Kuvvet” açıklaması

    EGM’den “Taviye Kuvvet” açıklaması

    Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Ankara’dan sonra İstanbul’da Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğünün kurulmasıyla toplumsal etkinlik ve olaylarda alınacak önlemler kapsamında il emniyet müdürlüklerinin çalışma koşullarının bozulmaması, personelin görevi dışında ek görev yüküyle performansının olumsuz etkilenmemesi ve aldığı çevik kuvvet ile diğer eğitimlerle profesyonelleşen personelin süratle sevk edilmesinin amaçlandığını bildirdi.

    EGM’den yapılan açıklamada, 4 Haziran 2018 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde 500 personelle Ankara Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğünün kurulduğu hatırlatıldı.

    Ülke genelinde gerçekleşen toplumsal etkinlik ve olaylarda, Ankara Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğünün 2 yılda gösterdiği yüksek performans ve verimlilik göz önüne alınarak 20 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararı ile İstanbul’da da 500 personelle Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğünün kurulduğu belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

    “Her iki ilimizde bulunan Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüklerimiz, Türkiye genelinde gerçekleşen toplumsal etkinlik ve olaylarda vatandaşlarımızın anayasamız ile garanti altına alınan haklarının daha etkin kullanılmasının sağlanması amacıyla alınacak önlemler kapsamında valiliklerimizce yapılan takviye kuvvet taleplerinde il emniyet müdürlüklerimizin çalışma koşullarının bozulmaması, personelimizin görevi dışında ek görev yüküyle performansının olumsuz etkilenmemesi, aldığı çevik kuvvet eğitimlerinin yanı sıra diğer eğitimlerle profesyonelleşmiş personelin süratle sevk edilmesi amacıyla kuruldu. Takviye Hazır Kuvvet Müdürlükleri, ülke genelinde toplumsal eylem/etkinliklerde (açık hava toplantısı, basın açıklaması, miting gibi) yüksek riskli spor müsabakalarında, deprem başta olmak üzere doğal afetlerde etkin bir şekilde görevlendirilmektedir.”

    Elazığ ve Malatya’da 24 Ocak 2020’de meydana gelen deprem sonrası Takviye Hazır Kuvvet personelinin 2 ay boyunca deprem bölgesinde aralıksız görev yaparak vatandaşlara en üst düzeyde hizmet ettiği bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

    “Ülkemizde her yıl yaklaşık 30 milyon kişinin katıldığı ortalama 48 bin toplumsal eylem/etkinlik düzenlendiği ve yaklaşık 140 bin personelin değişik illerden takviye olarak görevlendirildiği göz önüne alındığında, Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüklerimizin kurulması ile her türlü toplumsal etkinliklerde alınacak önlemlere yardımcı olunması, kentsel arama ve kurtarma konularında profesyonelleşmiş uzman personel ile hizmette etkinlik ve verimliliğin artırılması, personelin sevklerinde ekonomik yönden tasarruf edilmesi sağlanmıştır. Bu şekilde personelin ulaşım esnasında ortaya çıkacak yorgunluğunun ve zaman kaybının ortadan kaldırılmasına katkı sağlayacak Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğü personelinin görevlendirilmesi ile iş veriminin daha da artırılması hedeflenmektedir.”

  • Yıldırım-5 operasyonunda 3 terörist öldürüldü

    Yıldırım-5 operasyonunda 3 terörist öldürüldü

    İçişleri Bakanlığı, Yıldırım-5 operasyonu kapsamında Hatay-Amanos kırsalında gerçekleştirilen hava destekli operasyonda 3 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.

    Bakanlığın Twitter’daki hesabından yapılan açıklamada, “Yıldırım-5 operasyonu kapsamında Hatay-Amanos kırsalında gerçekleştirilen hava destekli operasyonda 3 terörist etkisiz hale getirildi.

    Etkisiz hale getirilen teröristlerle birlikte 3 adet M-16 ve çok sayıda mühimmat ele geçirildi” denildi.

  • Son 5 yılda 8 bin 650 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi

    Son 5 yılda 8 bin 650 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi

    Son 5 yılda 8 bin 650 PKK’lı terörist etkisiz hale getirilirken bu yıl yurt içindeki terörist sayısı 410-420’ye düştü.

    Türkiye’nin kararlı ve güçlü terörle mücadele politikasıyla güvenlik güçlerince yapılan operasyonlarla bölücü terör örgütüne yurt içinde nefes aldırılmıyor.

    Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, PKK terör örgütüne yönelik 2016’dan bu yana 394 bin 535 operasyon düzenlendi. Bu yıl ise 67 bin 985 operasyon gerçekleştirildi.

    Son 5 senede gözaltına alınan 75 bin 453 terör şüphelisinden 19 bin 18’i tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    Etkisiz hale getirilen PKK’lı terörist sayısı 2016 yılında 3 bin 560 iken geçen yıl 1250, bu yıl 506 ve son 5 yılda toplam 8 bin 650 oldu.

    Son 5 yılda teröristlerden 4 bin 107’si ölü, 2 bin 762’si sağ, 1781’i teslim olarak etkisiz hale getirildi. 2016’da 466, bu yıl 150 bölücü terör örgütü mensubu teslim oldu.

    3 Eylül 2019’da Diyarbakır HDP il binasının önünde başlayan ve devam eden ‘Diyarbakır Anneleri’nin nöbetine bugüne kadar toplam 151 aile katıldı. Eylem süresince de 15 aile evladına kavuştu.

    Terör örgütü PKK’ya katılım 2016 yılında 703 iken 2019’da 130, bu yıl ise 30 oldu. Geçen yılın ilk 6 ayında PKK’ya katılım 65 iken bu yılın aynı döneminde bu sayı 21’e düştü.

    İkna çalışmaları sonucu 2016 yılında 49, 2017’de 135, 2018’de 165, 2019’da 273, bu yıl 136 ve toplamda 5 yılda 758 bölücü terör örgütü mensubu güvenlik güçlerine teslim oldu.

    Öte yandan geçen yılın ilk 6 ayında 117, bu yılın ilk 6 ayında ise 92 PKK’lı ikna çalışmalarıyla teslim oldu. İkna çalışmaları kapsamında 12 bin 615 aile ile görüşmeler devam ediyor.

    Ayrıca bu yıl, ilk defa yurt içindeki terörist sayısı 500’ün altına düşerek 410-420 oldu. Son 4 yılda yurt içindeki terörist mevcudu yüzde 84 oranına düşürüldü.