Kategori: Türkiye

  • Bursa’da 20 bin istihdam için son adım atıldı

    Bursa’da 20 bin istihdam için son adım atıldı

    Türkiye’nin yerli ve milli otomobili olacak TOGG, çalışamalarına hızla devam ediyor.

    Twitter hesabından yaptıkları açıklamada, ÇED raporunun olumlu yönde olduğuna vurgu yapılarak, ”ÇED Olumlu Raporu ardından faaliyetlerimizi daha da hızlandıracak Yatırım Teşvik Belgesi’ni de aldık” duyurusunda bulundular.

  • Türkiye 2 ülkeye gümrük kapılarını açtı

    Türkiye 2 ülkeye gümrük kapılarını açtı

    Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, İran ve Irak’a olan gümrük kapılarının açıldığını açıkladı.

    Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan: “Tüm dünyayı etkileyen Kovid-19 pandemisi nedeniyle bir süredir kapalı olan başta Habur ve Gürbulak olmak üzere İran ve Irak’a açılan gümrük kapılarımız uluslararası yük taşımacılığına yeniden açılmıştır” dedi.

  • Son Dakika: Yargıtay’dan Tuzla Piyade Okulu kararı

    Son Dakika: Yargıtay’dan Tuzla Piyade Okulu kararı

    Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 15 Temmuz darbe girişiminde Tuzla Piyade Okulundaki eylemlere ilişkin davada 17 sanık hakkındaki beraat hükmünü bozdu. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, darbe girişiminde Tuzla Piyade Okulundaki eylemlerle ilgili davada 5 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını onadı.

  • Erdoğan’ın talimatıyla bir ülkeye daha yardım gitti

    Erdoğan’ın talimatıyla bir ülkeye daha yardım gitti

    Türkiye, koronavirüsle mücadele eden Nijer’e askeri kargo uçağı ‘Koca Yusuf’ ile maske, yüz siperliği ve tulum gönderdi. Yardım paketlerinin üzerinde Hz. Mevlana’nın ‘Ümitsizliğin ardında nice ümitler var, karanlığın ardında nice güneşler var’ sözü yer aldı.

    Sağlık Bakanlığı’nca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Nijer için maske, yüz siperliği ve tulum hazırlandı. Askeri personel tarafından paketlenen sağlık malzemeleri, kamyonlarla Etimesgut Askeri Havaalanı’na getirildi. Üzerinde Türkiye- Nijer bayrakları bulunan kargo paketleri, askerler tarafından askeri kargo uçağı A400 M’e yüklendi. Kargo paketlerinin üzerinde Hz. Mevlana’nın ‘Ümitsizliğin ardından nice ümitler var. Karanlığın ardından nice güneşler var’ sözleri ile ‘Türkiye’den Nijer halkına sevgilerle’ notu Türkçe ve Fransızca olarak yer aldı. ‘Koca Yusuf’ adı verilen askeri kargo uçağı, malzemeler yüklendikten sonra Ankara’dan havalandı.

  • Kadın turisti darp eden taksici hakkında flaş karar!

    Kadın turisti darp eden taksici hakkında flaş karar!

    Aracına binen Fas uyruklu kadını kendisini trafiğe soktuğu için darp eden taksicinin ruhsatı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından iptal edildi.

    Beyoğlu’nda doğum yapan ablasının yanına gitmek için taksiye binen Fas uyruklu genç kadın, 22 lira için taksicinin saldırısına uğradı. Aracın içerisinde kadına tokat atan taksici, dışarıda da yere yatırıp boğazını sıktı. Dehşet anları araç kamerasına saniye saniye yansıdı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise tepki çeken taksi şoförü Cengiz K’nin ruhsatını iptal etti.

    Dün yaşanan darp olayının ardından ihbar üzerine olay yerine gelen Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı Devriye Ekipler Büro Amirliği görevlileri, kadınla konuşarak taksinin plakasını ve sürücünün eşkalini öğrendi. Darp edilen kadın ise olay yerine sevk edilen ambulansla hastaneye kaldırıldı. Tedavisinin ardından darp raporu alan kadın emniyete giderek şikayette bulundu. Şikayetin ardından inceleme başlatan polis, taksinin plakasından sürücüsüne ulaştı. Yapılan çalışma sonucunda taksi sürücüsü Cengiz K. yakalanarak gözaltına alındı. Darp ettiği kadın tarafından teşhis edilen Cengiz K’ya emniyette ifadesi alınarak ‘kasten yaralama’ suçundan adli işlem yapıldı. İfadesi alınan ve işlemleri tamamlanan Cengiz K. savcılık talimatıyla serbest bırakıldı.

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise turist kadını darp etmesi sebebiyle tepki çeken taksi şoförü Cengiz K’nin ruhsatını iptal etti.

  • Sağlık Bakanı: “İkinci dalga beklemiyoruz”

    Sağlık Bakanı: “İkinci dalga beklemiyoruz”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilkent Yerleşkesi’nde video konferansla gerçekleşen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı’nın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

    Geride bırakılan günlere kıyasla endişelerin azaldığını dile getiren Koca, salgının üstesinden gelineceğine duyulan inancın artması nedeniyle gösterilen dayanışma için teşekkür etti.
    Ramazan ayı ve ardından açılışları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan bazı büyük sağlık yatırımlarının son hazırlıkları sebebiyle kamuoyunun karşısına daha az çıktığını ifade eden Koca, şöyle konuştu:

    “Bu süre zarfında Bakanlığımızın, Bilim Kurulumuzun, hekimlerimizin salgın konusundaki mesajlarını, uyarılarını size birçok kanaldan ulaştırmaya çalıştım. Geldiğimiz noktada, başarımız konusunda toplum olarak güçlü bir inanca sahibiz. Bu inanç, günbegün, şeffaflık içinde paylaştığımız gelişmelerden, günlük vaka tablomuzdaki istikrarlı iyileşmeden, hayat düzenimizde arzu edilen yöndeki değişmeden kaynaklanıyor.”

    “TEDBİR ŞART, TEHDİT DEVAM ETMEKTEDİR”

    1 Haziran itibarıyla yeni bir sürece girildiğini aktaran Bakan Koca, bu sürece “normalleşme süreci” denildiğini, dünyada devam eden salgın şartlarından en az etkilenecek Türkiye’de nihai sonuca ulaşılacak yeni bir hayat için planlı adımlarla ilerlediklerini söyledi.

    Bakan Koca, 6 Mayıs’ta yaptığı konuşmada salgınla mücadelede birinci dönemin tamamlandığını, ikinci döneme girildiğini ve bu dönemdeki başarının da bazı koşullara bağlı olduğu açıklamalarını hatırlatarak, “Tedbirsiz davranmak, tehdidin ortadan kalktığını varsaymaktır. Tedbir şarttır, çünkü tehdit devam etmektedir.” dedi.

    1 Haziran gününden başlayan normalleşme sürecinde, Türkiye için başta sağlık alanı olmak üzere çok geniş bir alanı içeren ve çok büyük önem arz eden bir süreç olduğunun altını çizen Koca, şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Konunun önemini şu şekilde izah etmek mümkündür. Dünya çapındaki bu salgın, ölüm kalım endişesiyle insanların evlerine kapanmasına yol açmakla kalmadı. Üretime, ticarete, ekonomiye, eğitime, turizme, kültür hayatına ağır darbeler vurdu. Bu sebeple, dünyanın şu anki refah düzeyi 6 ay öncesinden çok geriye düşmüştür. Ülkemizse, bu süreci çok az hasarla yaşayan nadir ülkeler arasında olmakla birlikte şartlardan elbette etkilenmiştir.
    Salgınla mücadelede tedbirlere uymanın, normalleşme sürecini muntazam bir şekilde sürdürmenin önemi, sağlığımızın yanı sıra bu bakımdan da büyüktür.”

    “TEDBİRLERE UYMAK ÜLKENİN REFAHINI ARTIRMAKTIR”

    Bakan Koca, tedbirlere uymanın artık sadece sağlığı güvenceye almak, salgının önünü kesmek anlamına gelmekle kalmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

    “Tedbirlere uymak, aynı zamanda ülkemizin refahını artırmakla sorumlu kurumların, insanların önünü açmak anlamına geliyor. Tedbirlere uymak, sağlığımızı güvenceye almak yanında, yavaşlayan üretimin hızlanmasına destek anlamına geliyor. Eğitim şartlarının normalleşmesine imkan anlamına geliyor. Yeni takvim başladığında, öğrencilerimiz için tümüyle güvenli şartları hazırlamış olmalıyız.”

    Sınırlı saatlerde sokağa çıkabilen büyüklerin, gençlerin ve çocuklara karşı sorumlulukları olduğunu dile getiren Koca, “Bu grup nüfusumuzun yaklaşık 30 milyonluk kısmını oluşturuyor. Özellikle yaşlılarımızın kısıtsız şekilde sokağa çıkabilecekleri şartları, uyacağımız tedbirlerle bizler sağlayacağız.” ifadelerini kullandı.

    “PLANLI BİR ŞEKİLDE NORMAL ŞARTLARA DÖNMEYE ÇALIŞTIĞIMIZI UNUTMAYALIM”

    Salgınla mücadelede devletin imkanlarını seferber ettiğini vurgulayan Koca, sağlık altyapısı hastaneler, yatak kapasitesi, yetişmiş hekimler ve bilim insanlarıyla, yönetim dirayetiyle dünyada bir örneği görülmemiş bir başarının elde edildiğine değindi.

    “Tedbirlere uyarken, sorumluluk alanımız öncekinden çok daha büyüktür. Tedbirlere uyum, kendimize, devletimize ve milletimize karşı bir ödevdir.” diyen Koca, salgının en çetin günlerinde gösterilen başarının günlük vaka sayısının 1000 civarına düştüğü, hastalığın yayılma hızının kesildiği günlerde göstermenin zor olmadığına işaret etti.

    Bakan Koca, bugünlerin de kendine özgü zorlukları bulunduğuna işaret ederek, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Bugünlerin kendine özgü zorlukları şu üç zorluktur. Birinci zorluk, salgının sona erdiği inancıdır. Mücadelemizde karşılaşacağımız ikinci zorluk, tedavide elde ettiğimiz başarıya güvenerek hastalığın ciddiyetinin unutulmasıdır. Bize zorluk çıkaracak üçüncü husus, risk grubunda olanların tedbirleri gevşetmesidir. Bu üç zorluk bugünlerin sınavıdır. Bu sınavda başarılı olmalıyız. Normal şartlara dönmediğimizi ancak planlı bir şekilde normal şartlara dönmeye çalıştığımızı unutmamalıyız.”

    Fahrettin Koca, şu bilgileri verdi:

    “Belli yaş grupları hariç, sokağa çıkma kısıtlamasının artık kaldırıldığı 1 Haziran’dan itibaren tedbirlere uyulmazsa, hastalığın daha fazla yayılma imkanına kavuşacağı açıktır. Salgına karşı koruyucu kalkanımız, bizi neredeyse dokunulmaz kılacak tedbirimiz bellidir. Evden çıktığımızda maskemizi mutlaka takacağız, karşılaştığımız veya bir arada olduğumuz insanlarla aramıza 1,5 metre mesafe koyacağız. Ve el temizliğine normalde olduğundan daha fazla önem vereceğiz. Maske, yüzde 100 olmasa da uyum gösterilen bir tedbirdir. Bu tedbiri ihmal eden veya maskesini kuralına uygun şekilde takmayan vatandaşlarımızdan ricam, konunun ciddiyetini hatırlamalarıdır. “

    Salgın sebebiyle bugüne kadar 4 bin 585 hastanın yaşamını yitirdiğini hatırlatan Koca, “Hiçbirimiz ‘tedbirlerde daha başarılı olunsaydı vefat sayımız yine değişmezdi’ diyemeyiz. Bundan sonrası için şöyle düşünmek zorundayız, tedbirler sadece şahsımızla ilgili değildir. Tedbirler her gün karşınıza çıkan vaka tablosundaki sonuçlarla yakından ilgilidir.” ifadelerini kullandı.

    Maske ve 1,5 metre mesafe kurallarının her ikisine birlikte uyulması gerektiğini, bu tedbirlerden birinin tek başına koruyucu olmayacağına dikkati çeken Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Maske, sosyal mesafenin ihlali için gerekçe olmamalıdır. Maske kullanımı daha yaygınken mesafe kuralına yeterli uyulmadığını, bazı durumlarda ise bu kuralı uygulamanın zor olduğunu biliyoruz. Mesafe kuralına uymanızı kolaylaştıracak düzenlemeler Bilim Kurulumuzun hazırladığı rehberler esas alınarak ilgili bakanlıklarımızca yapılmıştır. 1,5 metre mesafe kuralına uymanızı zorlaştıran sosyal ortamlar için yetkili kurumlara bildirimde bulunmanızı özellikle istirham ediyorum. Normalleşme sürecinin hayat tarzına bildiğiniz gibi ‘kontrollü sosyal hayat’ adı verildi. Kontrollü sosyal hayatın gereği ısrarla vurguladığımız maske, sosyal mesafe ve kişisel açıdan da temizliğe çok daha fazla dikkattir. Süreçte özlediğimiz olağan hayata yaklaşmamız bu tedbirlerin tavizsiz şekilde uygulanmasına bağlıdır.”

    “NORMALLEŞME SÜRECİ ESKİ ALIŞKANLIKLARA DÖNÜŞ DEĞİL”

    Pek çok iş yerinin faaliyetlerine yeniden başladığını vurgulayan Koca, iş yerlerinde gerekli tedbirlere uyulmasını istedi.

    Fahrettin Koca, restoranlarda 2-3 kişinin bir arada oturmamasını, dolmuş ve otobüslerde boş koltuk kuralına riayet edilmesini, toplu taşıma araçlarına maskesiz binilmemesini ve pazar yerlerinde kurallara uyulmasını talep etti.

    “Hatırdan çıkarmamalıyız normalleşme süreci eski alışkanlıklarımıza dönüş değildir. Tedbirlere uymazsak başa dönebiliriz.” uyarısını yineleyen Koca, “Şurası açıktır, tedbirleri tek başınıza uygulamanız yeterli olmayacaktır. Maske ve mesafe kuralını ihlal edenlere, sosyal mesafenin ötesinde mesafeli davranın. Bu hakkınızı kullanın. Toplum sağlığına saygı gösteren iş yerlerini, toplum sağlığına saygı göstermeyenlerden ayırın. Tepkinizi verin, takdirinizi gösterin.” diye konuştu.

    Bugüne kadar toplum olarak büyük bir feraset gösterildiğini aktaran Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Mevcut şartlarda sizlerin salgın ve tedbirler konusundaki ferasetinizi de dayanak göstererek diyebiliriz ki ikinci dalga beklemiyoruz. Bunda kontrollü sosyal hayatı uygulamaya geçirmenizin rolü büyüktür. Bakanlığımız, sağlık ordumuz adına yürekten teşekkür ediyorum. Şimdi tedbirlere daha ısrarla uymalıyız. Tedbirlere uymadığımız takdirde hayatın normalleşmeye başlayan her alanı risk alanı haline gelecektir. Bu dönemde salgının seyri daha çok hastalığı belirsiz şekilde taşıyanlar üzerinden gerçekleşecektir. Demek ki hastalık yayılım açısından daha gizli bir imkana sahiptir. Belirti göstermeyen birinden, bir başkasına geçen hastalık bulaştığı kişide ciddi sonuçlara yol açabilecektir.”

    “AVM’LERDE 3 SAATTEN FAZLA KALMAYIN”

    Kontrollü sosyal hayat dönemi için Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığınca hazırlanan rehberlerden bahseden Koca, bu rehberlerin ana başlığının salgın yönetimi ve çalışma rehberi olduğunu, söz konusu rehberde farklı sektörlerdeki iş yerlerinden spor ve aktivite alanlarına ve AVM’lere kadar tüm mekanlarda çalışan ve müşterilerin salgına karşı uyması gereken düzenin ortaya konulduğunu bildirdi.

    Gündeme sık gelmesi sebebiyle AVM örneğini veren Koca, şöyle devam etti:

    “Rehberimiz şu uygulamayı talep ediyor, AVM girişlerinde kalabalık oluşması önlenmeli, mesafe kuralının ihlaline yol açmayacak bir düzenleme yapılmalıdır. Bilim Kurulumuz AVM girişlerinde ateş ölçümü yapılmasını, ateşi yüksek veya hasta görünümlü kişilerin içeri alınmamasını tavsiye etmektedir. Tüm iş yerleri ve kapalı ortamlara girişte bu tedbirin uygulanması gerekli bulunmaktadır. AVM ve diğer alışveriş yerlerinin aynı anda bulundurabileceği çalışan ve müşteri sayısı belirlenmiştir. İşverenlerin ve yönetimlerin bu sayının aşılmaması amacıyla tedbir alması gereklidir. AVM ve benzeri kapalı alanlarda maske ile birlikte mesafe kuralına uyulmalıdır. Asansörlerin ancak üçte bir kapasite ile kullanımına izin verilmelidir. AVM gibi kalabalık ortamlara gittiğinizde lütfen 3 saatten fazla kalmayın.”

    Sağlık Bakanı Koca, “Başka birkaç konudan da örnek vermek istiyorum, giyim mağazalarında ürünler sık temasa maruz kalır. Böyle bir alışveriş sonrasında ellerinizi yıkamalı, her nerede olursa olsun başkalarının da temas etme ihtimali olan ürünlere veya yüzeylere dokunmuşsanız elinizi yüzünüze değdirmemelisiniz.” uyarısında bulundu.

    Pazar yerlerinin de hastalık bulaşma ihtimali açısından riskli alanlar olduğuna değinen Koca, hastalığın ilk günlerinden itibaren pazar yerlerinde uyulması zorunlu kurallar getirildiğini hatırlattı.

    Normalleşme sürecinin sağlık hizmetleri açısından önemli sonuçlar doğurduğunu aktaran Bakan Koca, “Hastanelerimiz artık olağan hizmetlerine geçmeye başlıyor. Polikliniklerimiz her zamanki hastalıklar ve hastalarla daha çok ilgilenecek, ertelenmiş tedaviler için randevu verecekler. Hastanelerimiz ve sağlık çalışanlarımız için de gerekli rehberi yayınladır. Kurallara muntazam şekilde uyulacaktır.” şeklinde konuştu.

    “BU SAVAŞI KAZANACAĞIMIZA İNANCIMIZ TAMDIR”

    “Evimizin dışındaki hayatımızın adı kontrollü sosyal hayattır.” diyen Koca, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Uyulması gereken tedbirler zor değil, özünde çok kolaydır. Her zamanki el temizliğine daha fazla önem, maske ve 1,5 metre mesafe. Tedbirlerin kolaylığını riske ve hastalığın meşakkatine bakarak söylüyoruz. Normalleşme sürecinde bize kılavuzluk edecek gerçek şudur, son vakanın tespit ve tedavisine kadar risk devam edecektir. Son vakayı en kısa zamanda görmek, tedbirlere uymakla mümkündür. Bu savaşı kazanacağımıza inancımız tamdır. Zaferimizin büyüklüğü ne kadar erken olacağına bağlıdır. Kara görülmüştür ama deniz durulmuş değildir. Yakalanmaktan kaçınacağımız olası dalgalar var.”

    “BUGÜN 52 BİN 305 TEST YAPILDI”

    “Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu”nda yer alan verilere dikkati çeken Koca, bugün 52 bin 305 test sayısıyla son 3 haftada en yüksek orana ulaştıklarını bildirdi.

    Yoğun bakım ve entübe hasta sayılarının son 3 haftadan bu yana her gün giderek düştüğüne işaret eden Koca, “Test sayısının bugün artışına bağlı olarak özellikle biz sadece semptomu olan hastalara değil, OSB ve benzeri birçok bölgede, filyasyon taramalarını giderek artırdığımız için vaka sayısı da test sayısı ile doğru orantılı olarak düne göre artmış görünüyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Koca, dün Rus mevkidaşı ile yaptığı görüşmenin detaylarına ilişkin bir soru üzerine Koca, “Aşı konusunda bir çağrıya biz TUSEB olarak da çıkmıştık. Bu anlamda Türkiye’de, ülkemizde şu an toplam ilaç ve aşı anlamında 22 üniversite ve merkezin çalışması var. Hayvan deneyi aşamasına gelen şu an 4 merkezimiz ve üniversitemiz var.” ifadesini kullandı.

    Rusya Sağlık Bakanı ile görüşmelerinde aşı konusunda özellikle hayvan çalışmalarının sonlarına doğru gelindiğini belirttiğini aktaran Koca, klinik çalışmaların bir başka ülkede daha yapılması gerektiğini anlattı.

    Bu nedenle Rusya ile hem onların hem de Türkiye’nin geliştirdiği aşılarla ilgili karşılıklı klinik çalışmaların yapılabileceğini karara bağladıklarını anlatan Koca, bilim insanlarının, Rusya’daki bilim insanları ile geçen hafta bir araya gelip, telekonferans yöntemiyle görüştükleri bilgisini verdi.

    Yarın bu görüşmenin ikincisinin yapılacağını vurgulayan Koca, şöyle devam etti:

    “Bundan sonra bu görüşmeler daha yoğun bir şekilde yapılmış olacak. İlaç konusundaki çalışmaları da Favipiravir ile ilgili kendilerinin Rusya’da sentez safhasına geldiklerini ifade ettiler, üretim safhasına gelinliğini ama hastalarda kullanımının daha bir hafta önce başlandığı ifade edildi. Bildiğiniz gibi biz Favipiraviri daha hastalarımızı gördüğümüz ilk günlerde başlamıştık. Bundan fayda gördüğümüzü, hangi dozda ve hangi hasta grubuna kullandığımızı özellikle paylaştık. Çünkü Çin’de ve Avrupa’da birçok ülkede daha çok entübe olan yoğun bakım hastaları, ciddi vakalara kullanıldığını biliyoruz ve halen öyle olduğunu ama biz o dönemde çok fayda görmediğimizi, pnömoninin geliştiği yoğun bakım öncesi safhada faydasını daha çok gördüğümüzü özellikle ifade ettik.

    Bundan sonraki iş birliğimiz de devam etmiş olacak. Bugün bilim kurulunda Favipiravir daha erken dönemde başlamak üzere de rehberde bir değişiklik yapılmış oldu. Yani erken dönemde sonuçlarını iyi gördüğümüz için daha erken dönemde de başlanabilirliğini bugün rehbere işlenmek üzere karara bağlamış olduk.”

    SOKAĞA ÇIKMA KISITLAMASI

    Bakan Koca, 65 yaş üstü ve 18 yaş altı için sokağa çıkma kısıtlamasının devam edip etmeyeceği ve bu hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması olup olmayacağına ilişkin Bilim Kurulu’nun görüşünün sorulması üzerine sokağa çıkma kısıtlamasının en son 15 ilde gerçekleştiğini hatırlattı.

    Fahrettin Koca, “Önümüzdeki dönemde sokağa çıkma ile ilgili hafta sonu ile ilgili şu an genel bir düşünce yok ama illerde vakaların dağılımında bir değişiklik olursa o durumda gerektiğinde illerde bu anlamda her zaman karar almak mümkün olabilir. Bilim Kurulu’nun genelde böyle bir önerisi oldu. Şu an bütün Türkiye’de veya en son uygulandığı şekli ile ‘illerde uygulanmaz’ şeklinde bir önerisi olmadı, gerektiğinde iller bazında vaka durumuna göre gündeme her zaman gelebilir.” değerlendirmesinde bulundu.

    65 YAŞ ÜZERİ KISITLAMASI

    Bu süreçte en çok fedakarlık gösterenlerin 65 yaş üstü büyükler ile gençler olduğunu dile getiren Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Sokağa çıkma noktasında kısıtlı olan en son Sayın Cumhurbaşkanımızın da açıkladığı şekliyle büyüklerimizin haftada bir gün, gençlerimizin de haftada iki gün sokağa çıkma saatleri de belirtildiği şekilde uygulanıyor. Bilim Kurulu’nda bu gündeme geldi. Özellikle daha çok büyüklerimizin hareket kısıtlılığı ve benzeri sorunlar nedeniyle bunun artırılmasının doğru olacağı şeklinde bir yaklaşım var. Düzenleme önümüzdeki hafta muhtemelen gündeme gelmiş olur, daha net bir karar. Bilim Kurulu’nun önerisi Bakanlar Kurulu’nda gündeme gelmiş olur. O durumda zaten açıklanmış olur. Yani bir düzenleme yapılması gündeme gelmiş oldu, gelecek hafta bu netleşmiş olur.”

    Koca, büyüklerin ve gençlerin bu kısıtlılığına, bu fedakarlığına son vermenin tedbirlere uyulmasıyla doğru orantılı olduğunu yineledi.

    “ZORUNLU OLMADIKÇA HASTANELERE MÜRACAAT EDİLMEMELİ”

    Bakan Koca, bir gazetecinin “Türkiye’de yeni normal hayata geçişle birlikte hastanelerde yoğunluk yaşanması bekleniyor mu, nasıl önlemler alınacak?” şeklindeki sorusu üzerine özellikle bu dönemde acil olmayan vakaların ertelendiğini anımsattı.

    Acil olan vakaların tedavilerinin hiçbir zaman bırakılmadığına işaret eden Koca, şunları kaydetti:

    “Bu süreçte yine benzer şekilde zorunlu olmadıkça hastanelere, sağlık kuruluşlarımıza müracaat edilmemesini özellikle ifade etmek istiyorum. Çünkü hastane ortamlarının bu anlamda riskli olduğunu hepimiz biliyoruz. Burada özellikle randevu sistemi ile polikliniklerin devreye girmesini esas kıldık. Yani öncelikle MHRS üzerinden randevu alarak gidilmesini ve orada bir kalabalık oluşturmadan, poliklinik düzeninin sağlanmasını esas aldık. Ben özellikle daha önce bildiğiniz gibi acil oranımız yüzde 30’lardaydı, bu oran bu süreçte bu kadar olmadığını bize gösterdi. Yani gerekli olduğu zaman mutlaka sağlık kuruluşlarına müracaat edelim ama bu müracaatı randevu yani MHRS üzerinden yapalım, gerekli olmayan müracaatları veya gerekli olamayan bir durum söz konusu ise de zorunlu olmadıkça sağlık kuruluşlarına gitmeyelim. Çünkü ihtiyacı olan, müdahale yapılması gereken hastamıza daha iyi zaman ayırıp, bu anlamda kurallara da tedbirlere de uyarak bulaşmayı en aza indirgeyen bir sistemle bu dönemi götürelim istiyoruz.”

    Bu konuda hangi kurallara uyulması gerektiğinin de yayımlandığını aktaran Fahrettin Koca, hastaneleri yakından takip edeceklerini vurgulayarak, “Vatandaşımız da bu anlamda tedbirlere uyum konusunda kararlı davranırsa son derece memnun oluruz ve başarılı bir sonuç alırız.” ifadelerini kullandı.

    TOPLU TAŞIMA

    Normalleşmeyle birlikte toplu taşıma araçlarında yoğunluk meydana geldiği belirtilerek değerlendirmesinin sorulması üzerine Koca, Bilim Kurulu’nun konuyla ilgili bir rehber yayımladığını ve hangi kurallara uyulması gerektiğinin net şekilde ifade edildiğini söyledi.

    Koca, şehirlerarası otobüslerdeki yüzde 50 doluluk oranının kalkmadığını vurgulayarak şöyle konuştu:

    “İki koltuk yan yana ise bir koltuk yine boş kalacak, tekli koltuğa ise oturulabilecek. Dolayısıyla yine şehirler arası ulaşımda iki koltuk yan yana dolu olmayacak ama şehir içinde koltuk sayısından fazla kişi alınmayacak. Bu kuralın uygulanamadığı zorunlu olan durumlarda, valiliklere, İl Hıfzıssıhha Kurullarına yetkiler verildi. O da zorunlu olmadıkça işaretlemek kaydıyla izin verilmiş oldu. Dolayısıyla bu anlamda duraklar, otobüs, minibüsler veya şehirlerarası ulaşım da dahil olmak üzere vatandaşımızın, var olan kurallar, sayılar dışında zorlamaması gerekiyor, mesafe kuralını ihlal etmememiz, birbirimizi uyarmamız gerekiyor.”

    “VAKA SAYIMIZIN AZALMASI TEDAVİ YAKLAŞIMLARINDAN OLAN BU İLACA BAĞLIYDI”

    Bir basın mensubunun, birçok ülkenin kalp krizi riski yüzünden Kovid-19 tedavisinde kullanılan sıtma ilacını kullanmaktan vazgeçtiğini aktararak Türkiye’de bu ilacın kullanılmaya devam edilip edilmeyeceğini sorması üzerine Koca, dünyada bu ilacın 20 yıla yakın bir süredir tanındığını, daha önce sıtmada, 10-15 yıldan beri de romatizmal hastalık grubunda kullanılan bu ilacın yan etkilerinin bilindiğini anlattı. Söz konusu yayınla ilgili çeşitli değerlendirmelerde bulunan Koca, şunları söyledi:

    “Bu yayın bazı ülkelerden bilim insanlarının bir araya gelerek oluşturduğu bir yayın değildir. Bu yayın, Amerika’da bir şirket tarafından veriler toplanarak yapıldı. Yani bu verileri bir şirket topladı, bilim insanları değil ve bu verileri yayın haline getiren de meşhur, bildiğimiz üniversitenin kalp nakli yapan hekimleri tarafından yayın haline getirildi yani enfeksiyonla ilişkisi olmayan. Hangi ülkeden, hangi hastaneden verilerin alındığı bilinmeyen bir yayından bahsediyoruz. Biz ise Türkiye olarak dünyadan farklı olarak bu ilacı farklı ve erken kullandık. Birçok ülke Çin, Amerika, Avrupa dahil olmak üzere, daha çok bu ilacı ciddi vakalarında yani geç vakalarında, yoğun bakım döneminde olan hastalarında kullandılar İngiltere dahil olmak üzere. Biz ise o dönemde bu ilacın faydasının olmadığını, bu ilacın çok erken dönemde başlanmasının gerekliliğini ve erken dönemde özellikle faydasının olacağını düşünerek başladık ve Bilim Kurulu böyle karar verdi. Bunun da faydasını gördük. Her geçen gün vakan sayımızın azalması, pnömoni oranının düşmesi, ağırlıklı burada uyguladığımız tedavi yaklaşımlarından bir tanesi olan bu ilaca bağlıydı. Sadece bu ilaç değil, bu ilaç da bunlardan bir tanesiydi.”

    Türkiye’de hastanelerden toplanan 1811 veride bu ilaçla ilgili kalıcı bir sorunun olmadığının görüldüğünü anlatan Koca, “Diğer hastanelerimizdeki vakaları da analiz ediyoruz. Önümüzdeki günler daha net söylemiş oluruz. Bu anlamda ölüm vakalarının bahsedildiği oranda aslı olmadığını ve daha emniyetli ve güvenilir olduğunu, erken dönemde farklı olarak uyguladığımızı ve sonuç aldığımızı söylemek istiyorum. Şu anda da kullanmaya devam ediyoruz. Bilim Kurulu da bu anlamda bir değişiklik yapmadı.” diye konuştu.

    “MART AYINDA VAKALARIN YÜZDE 23’E YAKINI YATIRDIĞIMIZ HASTALARDI”

    Koca, şu anda da vaka sayısının mart ayının sonundaki gibi 1000’li rakamlarda olduğu, o dönemle bu dönem arasındaki ne gibi farklar bulunduğuna ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

    “Şu açıdan ciddi bir fark var, mart ayında vakaların yüzde 23’e yakını yatırdığımız hastalardı. Şimdi ise vaka başına yatırdığımız hasta oranı yüzde 2,31. Yani o dönem olan vaka sayısında hastane yükü daha yoğundu ve daha çok servise, yoğun bakıma ve entübasyona giden bir hasta yoğunluğumuz vardı. Neredeyse dörtte 1’i bu şekildeydi ama şimdi yüzde 2’lere kadar düşmüş oldu.”

    Koca, erken teşhis ve tedavinin kendilerini başarılı kıldığını vurgulayarak son dönemde vefat sayısı, entübe ve yoğun bakımlardaki hasta sayısının düşmeye devam ettiğine dikkati çekti.

    Son dönemde tedbirlere uyulmasının son derece önemli olduğuna işaret eden Koca, şunları kaydetti:

    “Biz hastaneler, sağlık kuruluşları olarak ne yapmamız gerektiğini çok iyi biliyoruz. Doluluk oranlarımız son derece aşağı düştü ve giderek yoğun bakımdaki hasta sayımız azalmış oluyor. Bundan sonraki süreçte, bu ikinci dönemde yani kontrollü sosyal hayat dediğimiz bu dönemde maske, 1,5 metre mesafe ve el hijyenine önem vererek bu dönemi başarıyla tamamlamak zorundayız. Değilse başa dönme durumu söz konusu olabilir. Bunun için bu kadar emek verip, bu kadar başarı elde ettiğimiz bir noktada bu yeni dönemi, kontrollü sosyal hayat dönemini belli bir dönem için bir yaşam şekli haline getirmemiz gerekiyor. Bunu da başaracağımıza inanıyorum.”

  • Türkiye’de kene vakaları yükselişe geçti

    Türkiye’de kene vakaları yükselişe geçti

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Çetin, KKKA hakkında açıklamalarda bulundu.

    KKKA hastalığının Türkiye’de ilk olarak Tokat’ta bir hemşirede rastlandığını söyleyen Prof. Dr. İlhan Çetin, “KKKA bizim bölgemizin çok ciddi bir hastalığıdır. Özellikle Tokat, Sivas, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Erzincan ve Yozgat illerini içerisine alan bir bölgelerde çok yoğun bir şekilde kene popülasyonu ve bu keneden kaynaklanan bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.

    ‘VAKALARIMIZ HIZLA ARTTI’

    Bu yıl vakaların normalden daha erken görülmeye başladığını ifade eden Prof.Dr. Çetin, ”KKKA vakalarını nisan sonu veya mayıs başı gibi görmeye alışkınız. Ancak bu sene maalesef 1,5 ay önce bir sürede KKKA vakaları gelmeye başladı” dedi.

    KKKA’DAN BİR KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

    Çetin ayrıca, ”Bizim geçen yıl bu dönemde vaka sayılarımız 7 ila 8 iken şu anda 40’ları bulan vakalarımız var. Bunların yaklaşık 8-9’u çocuk. Bu zamana kadar 1 can kaybımız oldu. Mevcut hastalarımızın tedavisi çok iyi bir şekilde devam ediyor” açıklamasında bulundu.

    EĞER TEDBİR ALINMAZSA…

    Prof. Dr. İlhan Çetin, ”Şu anda 35 yatan hastamız var. Geçen yıldan 1,5 ay daha erken bir şekilde kene popülasyonu ve vakalarımız çok hızla arttı. Geçen yılki rakamlarımızın 6-7 katı daha fazla vakamız var. Geçen yıl 122 vakamız vardı ve 5 kişi hayatını kaybetmişti. Bu yıl şu ana kadar vakamız 40’ı buldu. Eğer tedbir alınmaz ise bu sene kene vakalarının çok fazla sayıda göreceğimizi ve hasta sayımızın da yine aynı şekilde çok yüksek olacağını ön görüyoruz” diye konuştu.

    ‘ÇİFTÇİLER EN BÜYÜK RİSK GRUBUNDA’

    Aşı çalışmaları hakkında bilgi veren Çetin, “Kene popülasyonu çok hızlı ürüyor. 1 keneden 300-500 kenenin ürediğini biliyoruz. Bununla mücadele hızlı yapılmazsa kene bizim mücadelemizden daha hızlı bir şekilde çoğalır ve vaka sayımız artar” dedi.

    ‘KORONAVİRÜS ETKİLEDİ’

    Prof.Dr. Çetin, bu yıl kene popülasyonunun artmasında tarımsal ve hayvansal ilaçlamanın azalmasının da etkili olduğunu belirterek, ”Tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin azalması ve yeterli ilaçlamaların yapılmamasının da kene sayısını artırdığını düşünüyoruz” dedi.

  • Türksat 5A bu yıl, Türksat 6A 2022’de uzaya gönderilecek

    Türksat 5A bu yıl, Türksat 6A 2022’de uzaya gönderilecek

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Türksat 5A 2020’nin son çeyreğinde, Türksat 5B 2021’nin ikinci çeyreğinde, Türksat 6A 2022’de uzaya gönderilecek. Haberleşme uydularımız uzaya ulaştığında ülkemiz görüntü, ses ve data iletişimi ile birlikte diğer katma değerli hizmetlerimizle dünyada söz sahibi olacak” dedi.

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, Türksat A.Ş.’nin Gölbaşı Yerleşkesi’nde incelemelerde bulundu.

    Şirketin çalışmaları hakkında bilgi alan Karaismailoğlu, Türkiye’nin uydu yayıncılığında Asya, Avrupa ve Afrika ülkelerine hitap eden, sektörde önemli aktör olduğuna dikkat çekti.

    Karaismailoğlu, “Türksat çalışmalarını kesintisiz sürdürüyor. Türksat 5A 2020’nin son çeyreğinde, Türksat 5B 2021’nin ikinci çeyreğinde, Türksat 6A 2022’de uzaya gönderilecek. Haberleşme uydularımız uzaya ulaştığında ülkemiz, görüntü, ses ve data iletişimi ile birlikte diğer katma değerli hizmetlerimizle dünyada söz sahibi olacak. Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye, Dünya’da haberleşme uydusu üretebilen 10 ülke arasında yerini alacak” diye konuştu.

    ‘Kablo TV abone sayısının 1 milyon 400 bine ulaşmasını hedefliyoruz’

    Türksat A.Ş.’nin kablo altyapısı üzerinden sayısal televizyon, geniş bant internet ve sabit telefon hizmeti verdiğine de vurgu yapan Karaismailoğlu, şunları söyledi:

    “1 milyon 300 bine yakın Kablo TV abone sayısının yılsonuna kadar, 1 milyon 400 bine çıkarılmasını öngörüyoruz. 1 milyonu aşan kablonet abone sayısının da yılsonuna kadar 1 milyon 100 bine çıkarılması önceliğimizdir. Ülkemizin uydu haberleşme kapasitesinin geliştirilmesi ve korunması çok önemlidir. Kablo TV altyapımızın aktif ve rantabl kullanılması, yayıncı kuruluşlara yüksek kaliteli hizmet sunulması kayda değerdir. Katma değerli bilişim hizmetlerinin yaygınlaştırılıp, bilgi güvenliğine yönelik çabalarınızı destekliyoruz. Bu yöndeki her türlü yatırım planlarını yakından takip ediyor ve yanınızda olduğumuzu belirtmek istiyorum.”

  • Vaka sayıları 100’ün altına ne zaman düşer? Tarih verdi…

    Vaka sayıları 100’ün altına ne zaman düşer? Tarih verdi…

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan Tezer, Türkiye’de salgının 180 günde yok olacağına ilişkin simülasyon çalışmasını değerlendirdi.

    Prof. Dr. Tezer, pandemilerde simülasyon yaparken her toplumun kendi iç dinamiklerinin dikkate alındığını, ülkenin sosyal, ekonomik ve coğrafi yapısının bu tür salgınlarda süreye etki ettiğini belirtti.

    ”BELKİ BU VİRÜS UZUN YILLAR HAYATIMIZDA OLACAK”

    Kontrollü normalleşme sürecindeki vaka sayılarının çok daha belirleyici olacağını kaydeden Prof. Dr. Tezer, “Genel anlamda pandemilere baktığımız zaman 180 gün, 1 yıl, 2 yıl gibi süreler zaten öngörülebilen süreler. Tabii ki projeksiyonlar toplumun uyduğu kurallara göre verilerle yapılır. Ama bu bir pandemi, domuz gribi örnek. 2009’da çıkmıştı, şu an hala domuz gribi etkenini görüyoruz, 11 yıl geçti. Belki bu virüs uzun yıllar hayatımızda olacak; ama mevsimsel bir virüs olacak, onu şu an hiç kimsenin kestirme şansı yok. Pandemi niteliğini kaybetmesi benim şahsi öngörüme göre 2021’in ortalarına doğru olur diye düşünüyorum” diye konuştu.

    ”15 GÜN SONRA 500’LÜ SAYILARA GEÇERİZ”

    Sokağa çıkma kısıtlamalarının neticelerini aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Tezer, “Türkiye’de şu ana kadar her şey oldukça iyi gitti, verilerimiz istediğimiz şekilde ve üçlü rakamları gördük. Geldiğimiz rakamlar öngörebildiğimiz, istediğimiz rakamlar. Genel anlamda baktığımız zaman yoğun bakımdaki ve solunum cihazındaki hastalarımız oldukça azaldı. İyileşen vakalarımız oldukça fazla, aktif vaka sayımız azaldı. Bundan sonraki süreç bu istikrarlı hadiseyi sürdürebilmek, tabii ki önümüzdeki şu günler çok çok önemli. En az birinci aşama kadar önemli olan ikinci aşamaya geçmiş durumdayız. Çünkü bundan sonra kontrollü normalleşme sürecinde neler yaşayacağız kurallara uyduk mu uymadık mı bir 10 gün sonraki rakamlarla bunu görme şansımız olacak” diye konuştu.

    ”HAZİRAN SONU 500, TEMMUZ ORTASI 100 ALTI”

    Kurallara uyulması halinde vaka sayılarının 500’ün altına inmesini beklediklerini anlatan Prof. Dr. Tezer, “Maske, sosyal mesafe ve hijyen şartlarına uyarsak bu normalleşme sürecinde de bunlara dikkat edersek aslında bir 15-20 gün içerisinde geçmemiz gerekiyor 500’lü rakamlara. Takip eden 15 gün sonra da 100’ün altına inme durumumuz olacaktır. 500’ün altına inmek için Haziran’ın sonu diyebiliriz. 100’lü rakamların altına herhalde Temmuz’un ortasına doğru ineriz; ama yine söylüyorum kurallara uyarsak. Bundan sonraki süreç bence önemli, ikinci aşamayı sağlıklı, istikrarlı biçimde atlatmamız gerekiyor. Burada insanlara büyük iş düşüyor. Her insanın kendisini enfekte gibi düşünmesi gerekiyor, karşıdakini de enfekte gibi düşünecek ki yaklaşımımızı ona göre yapacağız ve bu süreci sağlıklı biçimde atlatacağız” ifadelerini kullandı.

    ”KIŞIN TEKRAR ORTAYA ÇIKABİLİR”

    Corona virüsün kış virüsü olduğunu, 30 derece sıcaklığın üzerinde çoğalma hızının düştüğünü, dolayısıyla insanlar arası temasın azalması durumunda bulaşmanın da doğal olarak azalacağını dile getiren Tezer, ikinci dalga riski ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Kışın tekrar ortaya çıkabilir mi? Kış virüsü olduğu için çıkabilir. O yüzden biz yazın ödevimizi ne kadar iyi yaparsak, kurallara uyarsak kışın da daha az karşılaşırız. Sonbahardaki rakamlar kış virüsü olması sebebiyle tekrar ortaya çıkabilir mi? Çünkü influenza da çıkacak, diğer başka virüsler de. Beraber alevlenebilir, endişemiz o, sadece bizim değil, tüm dünyanın endişesi bu. Tekrar altını çiziyorum, tüm dünyada vaka olduğu sürece, bitmediği sürece her zaman tekrar alevlenme riski vardır.”

    ”VİRÜSÜN BULAŞMA HIZI DÜŞTÜ”

    Salgının bulaşma hızının düştüğüne dikkat çeken Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tezer, “Sayın Sağlık Bakanı en son 1.56 olarak açıklamıştı. İlk başlarda bir kişi enfekteyse 20 kişiyi enfekte ettiğini söylüyorduk. Bu rakamın son verilere baktığımız zaman daha da düşmüş olduğunu söyleyebiliriz. 1’li rakamlara gelmiştir, zaten 1’in altına düştüğü zaman da bu rakam aslında salgının da bir şekilde yavaş yavaş sonlandığını söyleyebilirsiniz” diye konuştu.

    ”HAVUZDA OYUN OYNAMAYIN”

    Prof. Dr. Tezer, kontrollü sosyal hayatta eski alışkanlıkların devam ettirilemeyeceğini vurgulayarak, “Örnek plaja gittiniz, havuza gittiniz oyun oynamayacaksınız, havuzun içerisinde temas etmeyeceksiniz, mesafenize dikkat edeceksiniz. Havuzdan çıktıktan sonra etrafa çok fazla dokunmayacaksınız, temastan kaçınacaksınız. Maskenizi takacaksınız. Gördüğünüz gibi her şey aslında lokantaya da gitseniz, plajda da olsanız temas, hijyen şartları ve maske takmaya dayanıyor” dedi.

    ”SADECE YEMEK YİYİN, SOHBET ETMEYİN”

    Restoranlarda kapalı alanda oturulduğu zaman klimaların mümkünse açılmamasını, eğer hava çok sıcaksa en az hava akımını yaratacak düzeyde çalıştırılmasını öneren Prof. Dr. Tezer, bunun yanı sıra ortamın düzenli olarak havalandırılmasını ve temiz havanın içeri girmesinin sağlanmasını istedi. Prof. Dr. Tezer, “Kalabalık ne kadar fazlaysa o kadar az orada kalınmalı, daha az konuşulmalı, konuşmakla, ses yükseltmekle bile damlacıklar daha fazla etrafa yayılabilir. Yemeğinizi yiyeceksiniz, sohbet bu dönemde etmeyeceksiniz, yani bu tür yerler artık sohbet etme alışkanlıklarımızın olduğu yerler olmayacak. Sohbet etmeden yemeğimizi yiyeceğiz, sonra çıkacağız. Eskiden ne yapardık? Oturup çayımızı içeriz, muhabbetimizi ederiz, bunları yapmayacağız bu dönemde. Daha az süre kalacağız, hızlıca çıkacağız” diye konuştu.

  • Gözler bugünkü kritik toplantıda!

    Gözler bugünkü kritik toplantıda!

    Koronavirüs salgınıyla mücadele eden Türkiye’de normalleşme takvimi kapsamında alınan yeni kararlar uygulanıyor. Koronavirüs Bilim Kurulu saat 17.00’de toplanıyor. Saat 19.00’da ise Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bir açıklama yapacak.

    Türkiye’nin koronavirüsle mücadelesi kararlılıkla sürüyor. 10 Mart’tan bu yana vaka sayısı 165 bin 555, vefat sayısı 4 bin 585 olarak açıklandı. İyileşen hasta sayısı ise 129 bin 921 oldu.

    Normalleşme takvimi kapsamında 11 Mayıs’ta kuaför, berber ve güzellik salonları açıldı, 1 Haziran’da ise kafe ve restoranlar müşteri kabul etmeye başladı.

    Alınan yeni kararların ardından gözler Koronavirüs Bilim Kurulu’nda… Kurul saat 17.00’de video konferans yöntemiyle toplanacak. Saat 19.00’da ise Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca bir basın toplantısı düzenleyecek.