Kategori: Türkiye

  • İstanbul’da tarihi surlarda “çökme” tedirginliği

    İstanbul’da tarihi surlarda “çökme” tedirginliği

    İstanbul’da tarihi surlarda yaşanan çökmeler tedirgin ediyor. Bir çok defa benzer durumun yaşandığı surlarda dün meydana gelen çökmenin sokağa çıkma kısıtlamasına denk gelmesi olası bir facianın önüne geçti. Daha önce yakın bir noktada top oynayan çocuklar görüntülenmişti.

    Tarihi surların Topkapı’daki bölümünde dün öğle saatlerinde çökme meydana geldi. Sokağa çıkma kısıtlamasına denk gelmesi nedeniyle şans eseri olayda ölen yada yaralanan olmadı. Benzer olayların daha öncede meydana geldiği surlar İstanbulluları tedirgin ediyor. Surların bulunduğu caddelerden, normalde günde çok sayıda kişi geçiyor. Daha önce havadan çekilen görüntülerde de surların hemen dibinde piknik yapan aileler ile top oynayan çocuklar dikkat çekmişti. Çökmenin yaşandığı bölge bugün bariyerlerle çevrilmiş durumda. Çöken surun devamında da yağmur sonrası çalışma yapılacağı belirtiliyor. İstanbul’da daha öncede benzer olaylar yaşanmıştı. Geçtiğimiz yıl da yakın noktada çökme meydana gelmişti. 2017 yılında ise Fatih Sulukule Caddesi üzerindeki tarihi surların bir kısmında çökme meydana gelmiş park halindeki aracı hasar görmüştü.

    GALATA’DA DA HER YAĞMUR SONRASI KORKU

    Öte yandan, Cenevizliler tarafından 700 yıl önce Karaköy’de inşa edilen ve günümüze kadar ulaşan tarihi Galata Kulesi’nin devamındaki surların altı da boşalmış durumda. Latin istilası sonrasında 1204 yılında Galata bölgesine yerleşmeye başlayan Cenevizliler 1303-1352 yılları arasında Venediklilerin baskısından dolayı bu bölgeyi surlarla çevirdi. İnşa edilen tarihi surlardan günümüze sadece iki tane kule kaldı. Onlardan biri Galata Kulesi’nin yakınında, Şair Ziya Paşa Caddesi üzerindeki bir arsa içinde kalan kule. Galata Kulesi yakınlarındaki bu kule, adeta yok olmaya yüz tutmuş durumda. Kulenin devamındaki surların altı da boşalmış bir görüntüye sahip. Yıkılmak üzere olan tarihi surlar ve kule, çevre sakinlerini tedirgin ediyor.

    “TURİSTLER DE NEDEN BAKIMSIZ OLDUĞUNU SORUYOR”

    Kulenin ve devamındaki surların yıkılma tehlikesi olduğunu ve tedirgin olduklarını dile getiren esnaf Sadık Bulut, “Bizim bildiğimiz, Galata Kulesi’ne çıktığımızda buranın, oranın devamı olduğunu gördük. Buraya gelen turistler, buraya girmek istiyorlar. Merak ediyorlar ve neden bu kadar bakımsız olduğunu soruyorlar. Bize de geçmişini biliyor musunuz diye soruyorlar. Biz de Cenevizlilerden kaldığını anlatıyoruz. Tabii ki herkes buranın düzenlemesini ve turizme kazandırılmasını bekliyor. Yıkılma tehlikesi var, görüldüğü gibi yıkılma tehlikesi var. Altı yeni çöktü, 2-3 ay oldu” şeklinde konuştu.

  • Endemik bitki türlerinden tıbbi alanda faydalanılacak

    Endemik bitki türlerinden tıbbi alanda faydalanılacak

    Bartın Üniversitesi, TÜBİTAK tarafından desteklenen projesiyle Batı Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere ülkemizde yayılış gösteren endemik bitki türlerinden tıbbi katma değer üretmeyi hedefliyor.

    Bartın Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dursun Kısa’nın TÜBİTAK “1002-Hızlı Destek Programı” kapsamında sunduğu proje desteklenmeye uygun görüldü.

    Bu kapsamda, “Çeşitli Endemik Bitkilerin Tıbbi Öneme Sahip Enzimler Üzerine İnhibitör Etkilerinin ve Fenolik İçeriklerinin Araştırılması” adlı proje ile Batı Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere ülkede yayılış gösteren endemik bitki türleri tıp bilimine kazandırılması amaçlanıyor.

    “Tıbbi önemi bilinmeyen endemik bitki türleri araştırılacak”

    Proje hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Kısa, “Proje kapsamında Batı Karadeniz Bölgesinde yayılış gösteren Türkiye florasındaki, henüz tıbbi önemi bilinmeyen endemik bitkilerin tıbbi değeri olan enzimler üzerine ne tür bir etkiye sahip oldukları ortaya çıkarılarak, bu alandaki eksikliklerin giderilmesine katkı sağlanacaktır” dedi.

    “Tıbbi açıdan önemli bitkilerin sonraki aşamalarda metabolit izolasyonu yapılacak”

    Doç. Dr. Kısa, daha sonra gerçekleştirilecek çalışmalarla tıbbi öneme sahip bitkilerin metabolit izolasyonlarının yapılacağının da altını çizerek, “Çalışmanın sonunda tıbbi önem arz etmeleri durumunda, yok olma tehlikesi altındaki bu bitkilerin metabolit izolasyonuna yönelik çalışmalar için kültüre alınması ve korumaya yönelik çalışmaların başlatılacak olması da projenin hedefleri arasındadır. Çalışılacak bitkilerin inhibitör özellik sergilemeleri durumunda, söz konusu metabolitlerin izolasyonu, molekül(lerin)ün enzimler üzerine etkisinin ileriki çalışmalar için kaynak oluşturacak ve yüksek inhibisyon gösteren bitki ekstrelerinin farmakognozik önemini ortaya çıkarılacaktır” diye konuştu.

    Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ise üniversite olarak, bölgeden başlayarak ülkenin öncelikleri doğrultusunda çalışmalar yapmaya özen gösterdiklerini aktararak, “Bartın Üniversitesi’nin tüm bileşenleri çalışmalarında bölgemizin potansiyeline odaklanarak, ülkemizin kalkınma hamlesine destek olmaya gayret gösteriyor. Bu noktada başta Filyos Vadisi Projesi özelinde ‘Akıllı Lojistik ve Bütünleşik Bölge Uygulamaları’ ihtisaslaşma alanımız olmak üzere birçok noktada bilimsel çalışmalarımıza devam ediyor, geleceğimize değer katıyoruz. Başta Batı Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Türkiye florasındaki endemik bitki türlerinden tıbbi katma değer üretilmesinin hedeflendiği bu projemizin de başarıya ulaşacağına yürekten inanıyorum. Bu doğrultuda projede emeği geçen tüm öğretim elemanlarımızı ve paydaşlarımızı tebrik ediyorum. Ayrıca bizlerden desteklerini esirgemeyen ve hep daha iyisi için yüreklendiren YÖK Başkanımız Prof. Dr. Yekta Saraç hocamıza ve YÖK üyelerimize, proje üretme konusunda bizleri teşvik eden TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Hasan Mandal’a da teşekkürü bir borç bilirim” ifadelerini kullandı.

    Projede, Doç. Dr. Kısa ile birlikte Bartın Üniversitesi Bartın Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Zafer Kaya, Fen Fakültesi Biyoteknoloji Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Parham Taslimi ve Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Dr. Nusret Genç yer alıyor.

  • Sivas’ta, 3 gündür koronavirüs vakası görülmüyor

    Sivas’ta, 3 gündür koronavirüs vakası görülmüyor

    Sivas’ta, son 3 gün içinde koronavirüs vakası tespit edilmedi. Halk, bu duruma sevinirken, yetkililer de kurallara uyulmaya devam edilmesi çağrısı yaptı.

    Sivas Valiliği’nce sosyal medyadan yapılan paylaşımla kentte son 3 gündür koronavirüs vakasına rastlanılmadığı duyuruldu. Valiliğin açıklamasında, “Halkımızın çoğunluğu tedbirlere uymakta. Son 3 gün içerisinde vaka olmaması da bunun en somut göstergesi. Normalleşme için sunduğunuz katkılardan dolayı tüm Sivas halkına teşekkür ediyoruz” denildi.

    Hafta sonları sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan iller arasında olmamasına rağmen tedbirlerin yoğun olarak uygulandığı Sivas’ta, bir süre önce de maske takılması zorunlu hale getirilmişti.

    CAMİLERDEN ANONS YAPILDI

    Son 3 günde vaka görülmemesinin rehavete yol açmaması için de uyarılara devam edildi. Kentte öğle ezanının ardından tüm camilerden, bahar ayı ile birlikte halkın sokağa çıkma eğiliminin artabileceği uyarısı yapılarak, koronavirüs ile etkin mücadele için tedbirlere uyulması çağrısı yinelendi.

    Son 3 günde vakaya rastlanmamasından memnun olan Sivaslılar, şehirde koronavirüs tedbirlerinin üst seviyede olduğunu belirtti. Kentte yaşayanlar, valiliğin belirlediği kurallara azami ölçüde uymaya gayret gösterdiklerini dile getirdi.

  • Siirt’te mayına basan asker şehit oldu

    Siirt’te mayına basan asker şehit oldu

    Siirt Valiliği’nden yapılan açıklamada, Doğanköy’de konuşlu Siirt 3. Komando Tugay Komutanlığı 3. Motorlu Piyade Tabur Komutanlığınca, Hık Tepe bölgesinde emniyet almak maksadıyla icra edilen keşif ve gözetleme faaliyeti esnasında kahraman bir askerin eski olduğu değerlendirilen mayına bastığı ifade edildi.

    Açıklamada şunlar kaydedildi:

    “Yaralı personelin, Şırnak Jandarma Bölge Komutanlığından havalanan S-70 tipi helikopter ile Siirt Devlet Hastanesi’ne sevki sağlandı. Ancak hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştur. Kahraman şehidimize Allah’tan rahmet, ailesine ve silah arkadaşlarına başsağlığı diliyoruz.”

  • Kiracılar ve ev sahipleri dikkat! Nisan 2020 kira artış oranları açıklandı

    Kiracılar ve ev sahipleri dikkat! Nisan 2020 kira artış oranları açıklandı

    Nisan ayı enflasyonun açıklanmasıyla birlikte bu ay kiralara yapılacak artış oranı belli oldu.

    Nisan ayında enflasyon yüzde 10.94 olarak gerçekleşti. TÜFE’nin 12 aylık ortalamasına bakıldığında ise yüzde 12.66 rakamı ortaya çıktı.

    Böylece kiralara yapılacak artış oranı yüzde 12.66 oldu.

    İşte kiraya göre artış oranları:

    Eski kira: 1000 lira – Yeni kira: 1126 lira

    Eski kira: 1500 lira – Yeni kira: 1689 lira

    Eski kira: 2000 lira – Yeni kira: 2253 lira

  • Terzide gündüz maske üretip, gece kumar oynatmışlar

    Terzide gündüz maske üretip, gece kumar oynatmışlar

    Adana’da iş yeri ve evlerini kumarhaneye çeviren 6 şüpheli, polisin düzenlediği eş zamanlı baskınlarla suçüstü yakalandı. Bir terzide gündüz maske üretilip, gece kumar oynatılması dikkat çekti. Operasyonda, kumar oynadığı öne sürülen 34 kişiye de toplam 101 bin 794 TL idari para cezası uygulandı.

    İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ekipleri, koronavirüs tedbirlerine rağmen 3 ev, 1 çiftlik ve 2 iş yerinde kumar oynatıldığını belirledi. Yapılan teknik ve fiziki takibin ardından Özcan S.’ye ait kahvehanenin ön girişindeki kepenklerin kapalı olduğu, iş yerinin arka girişine yapılan gizli geçitten müşterilerin içeri alındığı tespit edildi. Orhan Ö.’nün terzihanesinde ise sabah maske ve tulum üretildiği, gece ise kumar oynatıldığı belirlendi. Vildan A. ile Hülya K.’nın de evlerinde kumar gecesi düzenlediği, Savaş B.’nin de çiftliğinde kumar oynattığı tespit edildi. Başka bir kahvehane sahibi Emin K.’nın da akşam saatlerinde iş yerini kumarhaneye dönüştürdüğü anlaşıldı. Belirlenen adreslere eş zamanlı baskın düzenleyen polis ekipleri, Özcan S., Orhan Ö., Vildan A., Hülya K., Savaş B. ve Emin K.’yı gözaltına aldı. Şüphelilere, ‘kumar oynanması için yer ve imkan sağlama’ suçundan adli işlem uygulandı. Öte yandan iş yeri, çiftlik ve evlerde yapılan aramalarda kumardan elde edildiği düşünülen toplam 8 bin 450 TL para, oyun kağıtları ve pullara el konuldu, iş yerleri mühürlendi. Ayrıca kumar oynadıkları öne sürülen 34 kişiye de kumar oynama, sokağa çıkma kısıtlamasına ve sosyal mesafe kuralına uymamaktan toplam 101 bin 794 TL idari para cezası uygulandı.

    FOTOĞRAFLI

  • Test çemberi genişliyor, hayalet taşıyıcı takibe alınıyor

    Test çemberi genişliyor, hayalet taşıyıcı takibe alınıyor

    Türkiye’deki koronavirüs vakalarındaki düşüş eğilimi devam ederken, hastanelere virüs şüphesiyle başvuranların sayısı da azalmaya başladı.

    Şu anda sadece hastanelere başvuran ve pozitif vakaların temaslılarna test yapılıyor.

    Türkiye gazetesinin haberine göre ise uzmanlar, günlük test sayısının 40 binin altına düşmemesi gerektiğini, bu nedenle, test kriterlerinin yenilenmesi ve belli gruplara, başvuru olmasa dahi, test yapılmasını gündeme getirdi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada TÜIK ile birlikte yaptıkları çalışmada, virüsün toplumdaki yaygınlığını ölçtüklerini söylemişti. Bu sonuçlardan yola çıkarak, yeni tedbirlerin gündeme getirilebileceğini belirten Koca, “iş yerleriyle ilgili OSB’ler dâhil olmak üzere bir takım toplu çalışılan yerlerde test yapılmasını planlıyoruz, hatta Gebze’de kurduk. Bunun da yaygınlaştınlmasını istiyoruz. Birçok sektöre test yapılabilirliğini sağlayarak normalleşmeye geçelim istiyoruz” demişti.

    Koca’nın gündeme getirdiği TÜIK araştırma sonuçlarının önümüzdeki hafta ortaya çıkacağı belirtiliyor.

    KRİTERLER DEĞİŞİYOR

    TÜİK ile birlikte yürütülen çalışmalarda, bir ilde hangi bölgede, toplumun hangi kesimlerinde, hangi yaş gruplarında virüs yükü riski bulunduğu araştırılıyor. Sağlık Bakanlığı, bu sonuçlardan yola çıkarak önümüzdeki günlerde yeni kriterler belirleyerek, test çemberini genişletmeyi planlıyor. Hastanelere virüs şüphesiyle başvuranların sayısının azaldığına dikkat çekilirken, Sağlık Bakanlığı, önümüzdeki süreçte test kapasitesini sadece hastane vuranlara değil, hiçbir belirti göstermeyen virüs taşıyıcılarını tespit edebilmek için de kullanacak. Gebze’de kurulan günlük 5 bin test kapasiteli laboratuvarla birlikte Türkiye’deki laboratuvar sayısının 120, günlük test kapasitesinin 60 bine ulaştığı belirtiliyor.

    Bilim Kurulu toplantılarında gündeme gelen yeni çalışma ile hiçbir belirtisi olmayan, yaklaşık yüzde 30 oranındaki virüs taşıyıcısının tespit edilmesi hedefleniyor. Ramazan Bayramına kadar geçecek süreçte, öncelikle OSB’ler, küçük sanayi siteleri, küçük işletmeler, lokanta ve kafelerde çalışanlara, kronik rahatsızlığı olanlara ve risk grubunda bulunanlara, başvuru olmaksızın test yapılabileceği belirtiliyor. Haziran başında başlatılması planlanan iç turizm sezonu nedeniyle turistlik işletmelerde çalışanlara test zorunluluğu getirilecek.

    ELİMİZDE YETERİNCE TEST VAR

    Bilim Kurulunda yapılan değerlendirmelerde “Şu anda yapılan testler hasta yakalamaya yönelik kriterler. Önümüzdeki süreçte kriterler genişletilerek virüs taşıyanları yakalamaya yönelik stratejiye geçilmesi daha doğru olur. Elimizde yeterince test kapasitesi var. Vatandaşların hastanelere gelmesini beklemeden, mobil olarak belli bölgelerde rastgele testler yapılabilir” görüşü dile getirildi.

  • Bilim Kurulu üyesi uyardı: Salgın bitmedi, rehavete kapılmayın

    Bilim Kurulu üyesi uyardı: Salgın bitmedi, rehavete kapılmayın

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, Sokağa çıkma yasağının sona ermesinin ardından vatandaşları rehavete kapılmamaları konusunda uyardı: “Salgın bitmedi devam ediyor. Tedbirlere uyarsak normal hayata dönüşümüz daha kısa zamanda olacaktır” diye konuştu.

    Virüsün son olarak dün bin 670 vatandaşımıza bulaştığını ve 61 kişinin ölümüne neden olduğunu hatırlatan Özlü, tedbirlere uyulması halinde normal hayata dönüşün daha kısa zamanda olacağını söyledi. Özlü “Acele edersek, geç kalırız; daha uzun süre evlerimizde kalırız. Biraz daha sabredelim. Tedbirleri gevşetmeyelim. 65 yaş üstü ve 20 yaş altındaki yurttaşlarımızın bir an önce dışarı çıkabilmeleri için hepimizin tedbirlere uyması gerekiyor. Onlar evden çıkmayarak bize yardımcı oluyorlar. Biz de sosyal mesafeyi koruyarak onların zahmetlerini boşa çıkarmayalım” ifadelerini kullandı.

  • O şehirde 17 gündür yeni vaka görülmüyor

    O şehirde 17 gündür yeni vaka görülmüyor

    Yeni tip koronavirüsün yayılmasına karşı alınan tedbirlere büyük ölçüde uyulan Artvin’de vaka sayısı sıfırlandı. Kentte korona nedeniyle tedavi gören hastalar taburcu olurken, 17 gündür ise pozitif vakaya rastlanmadı.

    Yeni tip Korona virüs (covid-19) salgının yayılmasını önlemek için alınan tedbir kararlarına Artvin’de büyük ölçüde uyuluyor. Kentteki hastanelerde tedavi gören korona tanısı konulmuş hastalar taburcu oldu. Vakanın sıfırlandığı kette, 17 gündür ise yani bir tanıya rastlanmadı. Kentte vatandaşların zorunlu olmadıkça evlerinden dışarı çıkmazken, sokaklar neredeyse tamamen boşaldı.

    Toplamda 857 testin yapıldığı Artvin’de, vaka sayısı 39, hayatını kaybeden hasta sayısı ise 5 olarak belirlendi. Kentin Arhavi, Murgul ve Ardanuç ilçelerinde ise şuana kadar Korona virüsü (covid-19) tanısı konulmuş hasta bulunmuyor.

    Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Artvin İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Başkan Yardımcısı Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Mehmet Ali Dündar, ”Artvin’de Korona virüsle ilgili yaptığımız çalışmalar, şükürler olsun ki olumlu sonuçlarını vermeye başladı. Hastanelerimizde yatan pozitif korona virüs vakamız kalmadı. İki haftadır yeni tespit ettiğimiz vakaya da rastlamadık. Artvin Korona virüs yönünden kendini sterilize etti, diyebiliriz” dedi.

    İlk başından itibaren Artvin halkının yüksek oranda kurallara ve yaşam şekline adapte olduğunu ve başarıyla uyguladığını kaydeden Dündar “Tehlike tamamen gecene kadar bu duyarlılığın devam edeceğini umut ediyoruz. Rehavete kapılmadan, herkesin alına kararlara uygulamasına devam etmesini arzu ediyoruz“ ifadelerini kullandı.

    Kentte 35 senelik esnaflık yapan Necati Türker ise ilk kez böyle bir durumla karşılaştığını ifade ederek “Artvin halkı son derece kurallara uyuyor, son derece bilinçli sokakta çocuk, yaşlı görmüyoruz. Bu yüzdende Artvin’de vaka sayısını sıfır olması bizi mutlu ediyor” derken, evde kalarak kendisini bu şekilde izole eden Sami Özçelik ise “Artvin’de iki haftadır vaka bulunmuyor. Bunun nedeni Artvin halkının oldukça duyarlı ve kurallara uymasıdır. 20 yaş altı, 65 yaş üstü sokağa çıkmadı. Bu şekilde kent koronaya karşı birlik olmuş durumda. Emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.

    Görkem Türker de Artvin’de insanların bu salgını ilk günden itibaren ciddiye aldığını ifade ederek “Herkes sadece kendi sağlığını değil, başkalarının sağlığını da düşündü. Bu nedenle sayılar azalıyor, virüsü yendik gibi, ortalama bir ay içerisinde ilimizde bu işin biteceğini umut ediyorum” şeklinde konuştu.

  • 1968 yıl aradan sonra ışık verecek

    1968 yıl aradan sonra ışık verecek

    Likya Birliği’nin başkenti olan Antalya’nın Kaş ilçesindeki Patara Antik Kenti’nde Roma İmparatoru Neron tarafından dönemin prestij projesi olarak yaptırılan Patara Neron Deniz Feneri’nin restorasyon ihalesi süreci tamamlandı. Patara Neron Deniz Feneri, 1968 yıl sonra yeniden ışık saçmaya başlayacak.

    Antalya Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı tarafından yapılan Patara Neron Deniz Feneri Rekonstrüksiyon İhalesi gerçekleştirildi. İhaleyi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan yeterlilik belgesi alan Barbaros Mühendislik Limited Şirketi, KDV dahil 9 milyon lira ile aldı. Neron Deniz Feneri’nin restorasyonu için bir bilim kurulu oluşturulacak. Alanda bir taş hastanesi oluşturulacak. Burada 2004 yılında dönemin kazı başkanı Prof. Dr. Fahri Işık ve daha sonra kazı başkanlığını devralan Prof. Dr. Havva İşkan Işık tarafından ortaya çıkarılan, fenere ait 2 bin 600 orijinal taşın tasnifi yapılacak, taşların iç ve dış cidarının kurgusu gerçekleştirilecek.

    1968 YIL SONRA BÖLGEYE IŞIK SAÇMAYA BAŞLAYACAK

    Antalya Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı yetkililerinden edinilen bilgiye göre, Neron Deniz Feneri’nin restorasyonu 2 yıl içinde tamamlanacak. 2011 yılında başlayan ilk restorasyonda tamamlanan 6 metre podyumun üzerine, orijinal taşlarla yaklaşık 26 metre yüksekliğinde ve 6 metre çapında Neron Deniz Feneri’nin kulesi yeniden inşa edilecek. Fenerin çevre düzenlemesi yapılacak. Podyumun kare biçimindeki çevresi 80 metre, alanı ise 400 metrekare. Restorasyon tamamlanınca MS 54 yılında inşa edilen fener, 1968 yıl sonra bölgede ışık saçmaya başlayacak.

    DÜNYADAKİ İKİNCİ DENİZ FENERİ

    Patara Deniz Feneri, Roma İmparatoru Neron tarafından MS 54 yılında bir prestij projesi olarak yaptırıldı. Fenerin üzerinde altın harflerle kimin tarafından yapıldığı, yapım tarihiyle ilgili yazıt bulunuyor. Dünyadaki ikinci deniz feneri olarak inşa edilen deniz feneri, iki tane olarak inşa edilmiş. Ancak birisi kumlar altında kalmış. Dünyadaki ilk deniz feneri Mısır’ın İskenderiye şehrinde bulunan İskenderiye Feneri olarak biliniyor. Ancak Neron Deniz Feneri, orijinal taşlarıyla ayağa kaldırılacak ilk fener olma özelliği taşıyor. Neron Deniz Feneri’nin, 1481 yılında meydana gelen depremde yıkıldığı tahmin ediliyor. Kazılarda çıkarılan taş yazıtlarda, Patara Meclisi ve Patara halkının dönemin valisi Sextus Marcias’a, “Likya halkını 8 yıl boyunca hiç rüşvet almadan, hakça yönettiğiniz için ve şehrimizi güzel yapılarla süslediğiniz için teşekkür ederiz” yazısı yer alıyor.

    FENER YENİDEN AYAĞA KALKACAK

    Türkiye turizmine çok önemli katkı sağlayacak Antalya Valisi Münir Karaoğlu’nun da çok önem verdiği restorasyon projesiyle, Likya Birliği kentlerindeki önemli bir kültürel miras, tekrar ayağa kaldırılmış olacak.