Kategori: Türkiye

  • Didem Arslan Yılmaz’ın talebiyle işten atıldığını söyleyen İSPARK görevlisi yaşananları anlattı

    Didem Arslan Yılmaz’ın talebiyle işten atıldığını söyleyen İSPARK görevlisi yaşananları anlattı

    Habertürk spikeri Didem Arslan Yılmaz’ın İstanbul Şişli’de otopark yüzünden tartışıp kendisini işten attırdığını söyleyen İSPARK çalışanı Aykut Arıkan yaşadıklarını Sabah Gazetesine anlattı. Arıkan, “18 lira için benimle tartıştılar. Didem hanım yanımda, Murat Ongun’u arayıp küfürlü bir ifadeyle işten atılmamı söyledi. Kısa süre sonra 6 yıldır çalıştığım İSPARK’tan çıkışım verildi. Hem iki küçük oğlum engelli, hem de eşim böbrek hastası” dedi.

    Sabah Gazetesi’nin haberine göre, Habertürk spikeri Didem Arslan Yılmaz’ın İstanbul Şişli’de otopark yüzünden tartışıp işten attırdığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İSPARK çalışanı Aykut Arıkan yaşadıklarını  anlattı.

    Arıkan, “18 lira ödememek için benimle tartıştılar. Didem Arslan Yılmaz yanımda, Murat Ongun’u arayıp küfürlü bir ifadeyle işten atılmamı söyledi. Kısa süre sonra çıkışım verildi, hem iki yaşındaki oğlum engelli, eşimde böbrek hastası. Didem Arslan Yılmaz’ın egosu tavan yapmıştı. 18 lirayı ben cebimden verirdim, 18 lira için işimden oldum” dedi.

    İşte Aykut Arıkan’ın o güne dair anlattıkları:

    18 Mart saat 12.45 civarlarında gelen iki kişi vardı. Bu kişilerin sonradan Didem Arslan Yılmaz ve Kürşat Yılmaz olduğunu öğrendim. Onlarla konuşurken hanımefendi, abi ve abla diye sesleniyordum. İkisini de tanımıyordum. İSPARK, sorumlu olduğum alan Nişantaşı Abdi ipekçi Caddesi ile doktorlar sitesinin tam önüydü. Didem Hanım ile Kürşat Bey’in geldiğini uzaktan gördüm. Onların park ettiğini gördüğümde 25 araç aşağısında araç girişi yapıyordum. En aşağıda işlemlerini bitirdikten sonra çıktım araçlarını kaydettim. Onun da görüntü kayıtları var. Bu kayıtta üç buçuk saat sonra Didem Hanım ile Kürşat Bey arabaya geldiklerini ve trafik akıcı olduğu için hareket ettiklerini gördüm. Yanımdan geçtiler, durduramadığım için 18 liralık otopark borcunu sisteme plakayla attım. Ertesi gün Nişantaşı’nda geldiler. Aynı şekilde İSPARK kulübesinin olduğu noktaya arabalarını park ettiler. Gelen erkeğe ‘Hoş geldiniz abi!’ dedim. ‘Ne kadar kalırsınız?’ dedim. ‘Çıkışta öderim’ dedi.

    DİDEM ARSLAN: “SEN BENİM KİM OLDUĞUMU BİLİYOR MUSUN?”

    “Sonra Kürşat Beye, ‘Efendim dün 18 lira, kredi kartıyla işlem yaptım. Dün ödeme alamadığım için işlemden bilginiz olsun’ dedim. Birden Kürşat Bey ‘Ben onu ödedim’ dedi. Ben de ‘Efendim, ben ödeme almadım! Dün ben işlem yaparken çıktınız, yanımdan geçtiniz gittiniz! Ama ödediğinize dair herhangi fişiniz var mı?’ dedim. Didem Hanım da arabanın arka tarafındaydı. Kürşat Bey arabadan bir fiş getirdi ama bu adisyon fişidir, ödeme fişinin nasıl bir fiş olduğunu da kendisine gösterdim. İzahat yaparken Kürşat Bey, Didem Hanım’a dönerek ‘Biz ödemedik mi?’ diye sordu. Didem Hanım: ‘Ödedik’ dedi. Ben ödeme almadığımı Beyefendi ye izah ediyordum ki, Didem Hanım, ‘Sen benim kim olduğumu biliyor musun?’ dedi. Ben ‘durumu izah etmeye çalışıyorum’ dedim. Didem Hanım yine “Benim kim olduğumu biliyor musun, kime şikâyet edersen et be’” dedi. Ben de ‘Abla ben sizi kime şikâyet edeceğim’ dedim. Didem Arslan ‘Yeter be! Ödemiyorum! Kime şikâyet edersen et!” dedi. Ama dibime kadar gelmişti Ve tüküre tüküre konuşuyordu. Hanımefendi, uzak durun! Rica ediyorum! Ağzımda maske, ellerimde eldivenle çalışıyordum. Ellerim havada ‘Tükürerek konuşuyorsunuz, lütfen uzak durun, temas etmeyin! Allah rızası için uzak durun’ hasta çocuğum var!’ dedim. Didem Arslan “Tüü Allah belanızı versin. İşinizi gücünüzü yapmıyorsunuz, doğru düzgün çalışmıyorsunuz” diye bağırmaya başladı.”

    KÜFÜR ETMEYE BAŞLADILAR

    “Kürşat Bey ise dibime kadar geldi, küfür ederek ‘Sen benim karımla nasıl böyle konuşursun!’ dedi. Bende ‘Allah aşkınıza parada istemiyorum, gidin!’ dedim. Kürşat Bey, bana yumruğunu kaldırmış koşa koşa geliyordu. Ben de ittirmek zorunda kaldım, yere düştü. Didem Hanım, ‘İSPARKÇI bize saldırıyor!’ diye bağırmaya başladı. Ben de ‘Polis diye bağırdım. Çek Konsolosluğu’nun oradaki polis ve yan taraftaki İSPARK’taki arkadaşlar geldi. Kürşat Bey yerden kalktı ve bir daha saldırmaya başladı. Didem Hanım, Kürşat Bey’in gözlüğünü aldı, kırıp paramparça etti. Ben bunu görünce ‘Şahit olun arkadaşlar, gözlüğü kırıyor!’ dedim. İSPARK’taki diğer arkadaşta ifadesinde gözlüğü kırdığını görmüş. İSPARKTA, ilk üç senem Nişantaşı’ndaki o bölgede geçti, bir sene Taksim sonra iki sendir yine aynı bölgede çalışıyorum. Beş sene içinde Didem Hanım Kürşay Beyi ilk kez görüyorum. Ama birçok araçla uğraşıyoruz, görmüşsem de dikkatimi çekmemiş.”

    DİDEM ARSLAN YILMAZ: “SENİ EKMEĞİNDEN EDECEĞİM, BAK GÖRÜRSÜN!” DEDİ

    “Didem Arslan, ‘Pez.. göreceksin sana neler yapacağımı diye hakaret etmeye başladı. İSPARK’tan diğer arkadaşlar niye küfrediyorsun dedi. Sonra Didem Hanım, birden ‘Bak Murat Ongun’u arıyorum! Bak sana neler yapacağım, seni ekmeğinden edeceğim, görürsün! Benim kim olduğumu tanıyacaksın!’ dedi. Benim onu tanımadığımı fark etmişti. Hanımefendi, abla ve abi olarak sesleniyordum çünkü. Sonra tekrar “Birazdan sen benim kim olduğumu tanıyacaksın!” dedi. Murat Ongun ile telefon konuşması bir buçuk dakika sürdü. Didem Hanım telefonda, “Murat, Nişantaşı’ndayım. Burada İSPARK’ta bir pez.. var. Bize saldırdı. Gereğini yapmanı istiyorum” dedi. O arada telefonu kapattı. Bana döndü: “Şimdi sana büyükşehirden dönecekler, bak sana neler edeceğim!” demeye devam etti. Ben ise “Abla kim dönecekse dönsün sen yüzüme tükürmekle, terbiyesizlik yaptın. İşinin gereği neyse, umurumda değil, ama bana tükürmeyecektiniz! Benim hasta bir çocuğum var, bunun vebalini, girmeyecektin!” dedim. O esnada polis beni alıp karakola götürdü. Didem Hanım bana laf geçirme modundaydı.”

    “EGOSU TAVAN YAPMIŞTI. 18 LİRAYI BEN CEBİMDEN VERİRDİM, 18 LİRA İÇİN İŞİMDEN OLDUM”

    “Egosu tavan yapmıştı. 18 lirayı ben cebimden verirdim, 18 lira için işimden oldum. Bunun nedeni ego. Şöhret insanların başını döndürür dedikleri buymuş demek! Bunu gördüm bu hanımefendi de. Herkes tanımak zorunda değil kendisini. Tanısam ne olurdu?

    “DİDEM HANIM, MURAT ONGUN İLE TELEFONLA GÖRÜŞTÜ SONRA HASTANEYE GİTTİK”

    “Murat Ongun ile telefonda konuşmasını bittikten sonra iki ayrı ekip aracına bindik. Şişli Etfal Hastanesi’ne gittik. Kürşay Bey yere düştüğünde tırnağının ucunda herhalde bir kan görmüşler, film çektiler. Herhangi bir şey olmayınca sağlık raporu da alamadılar. Hastaneden karakola gelince beni nezaret kısmına aldılar, onları içeri odaya aldılar. Nezaret kısmında İSPARK avukatı İsmail Emre Penci geldi. Avukat gelince odada avukatla görüştüm. Ne yaşandıysa olduğu şekliyle anlattım. İSPARK Beşinci Bölge Şefi Nurettin Bey, avukat varken ifademi verdim. İfade sonrası avukat ‘Didem isimli kişi Habertürk spikeri’ dedi. İnanamadım bu kişi bu muydu? Karakoldan çıktıktan sonra park alanına geri geldim. ‘Sen git, evde dinlen!’ Sonra haber geldi. ‘Yarın İSPARK’ın Disiplin Kurulu seni bekliyor’ dendi. Benim için kurul toplamışlar. Ertesi gün kurula girmeden önce telefonlarımız aldılar ve kurula çıktım. Kamerada yolun lokasyonunu açmışlardı. Beni temasla suçluyorlardı. Ben ‘Biri bana yumruk sallayarak geliyor, ne yapmam lazım, kendini savunmam lazımdı!’ dedim.

    TALİMAT EKREM İMAMOĞLU VE MURAT ONGUN’DAN GELMİŞ

    “Kuruldan çıktıktan sonra bir arkadaş yanıma geldi. Bana ‘Beni yanlış anlama, ben kurula imza atarsam akşam gittiğimde evde çocuğumu sevemem. Bize senin anlattığın gibi aktarmadılar, Didem Hanım’ın kocasına saldırdı diye anlattılar. Sen haklısın ama iş yukarda bizlik bir iş değil. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Murat Ongun’un elinde. Talimat direk onlardan gelmiş! Bizim yapabileceğimiz bir şey kalmadı’ dedi. Sonra kurul tarafından ‘İzne çıkıyorsun!’ dendi. Ertesi gün karar açıklanacağı söylendi. Ümraniye’deki İSPARK Genel Müdürlüğü’ne gittim. Kurul sözcüsü olan Mustafa Bey, ‘İş akdine fes çıktı!’ dedi. O gün engelli oğlumun doğum günüydü. Kurul sözcüsü Mustafa Beye “Oğlumun, evladımın doğum gününde bana bunu yaptınız, çok büyük bir sürpriz yaptınız Allah inşallah mazlumun yanındadır!’ dedim. Ağladım ve çıktım oradan.

    “İŞTEN ATILDIKTAN SONRA İŞSİZLİK MAAŞINI DA ALAMADIM”

    “İŞKUR’a gittim, ‘İşsizlik maaşını 24. maddeden kaynaklı alamazsın’ dendi. Herhangi bir sosyal yardım vakıflar kapalı. Belediye yardımı zaten yok. Ne yapacağım diye düşündüm biraz babam yardım etti. Tedaviyi
    durdurduk.

    “TÜKÜRÜNCE ÇOK TEDİRGİN OLDUM”

    “İSPARK’tan önce ambulans şoförüydüm, beş yıl yaptım. Temel ilk yardım dersinde enfekte hastalıkları taşımayla ilgili eğitim aldım. Eğitim aldığım için Didem Arslan Yılmaz tükürünce çok tedirgin oldum. Kendi eşimde hastane personeliydi. Çocuğumun hastalığından dolayı işe ara vermek zorunda kaldı. Ben kendim ambulans şoförüydüm. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başvurdum, İSPARK’ta çalışmaya devam ettim. Sağlık sorunlarıyla hep mücadele ettim”

    “HAYATIM HEP HASTANELERDE GEÇTİ”

    “Ekrem 16 milyonun parasına sahip çıkacağız denirken oldu bu. 18 lira çok önemli değildi ben onu cebimden de karşılardım. Yeter ki bu iş bu duruma gelsin istemezdim. Hayatımda bir mücadelem vardı, hayat mücadelemde sıfırı tüketti bu olay. Hanımın tek böbrekli sürekli sıkıntı yaşıyoruz, oğlum solunum sıkıntısı var. Astım nöbetleri geçiriyor. Hayat sürekli hastanelerde geçti. Küçük çocuktan kaynaklı da hep hastanelerdeyim. Murat Ongun’a sosyal medyadan da yazdım ama hiçbir şekilde geri dönüş yapmadı.”

    “DİDEM ARSLAN YILMAZ’DAN SAVUNMA: SİSTEMATİK SALDIRI ALTINDAYIM, TEHDİT EDİLİYORUM”

    Yaşanların ardından Didem Arslan Yılmaz sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Sistematik bir saldırı altında olduğunu ve tehdit edildiğini söyleyen Yılmaz takipçileriyle şunları paylaştı:

    Koronavirüsten korunmak için yoğun mücadele verdiğimiz şu günlerde, zamanınızı aldığım için özür dilerim. Amacım, kamuoyunu doğru bilgilendirmek. Malumunuz 15 günden bu yana sistematik bir saldırı altındayım.  Bu saldırının bir devamı olarak şimdi de, bir İspark çalışanıyla, eşimle birlikte yaşadığımız ve yargıya taşıdığımız olay çarpıtılarak yoğun bir lince uğratılıyoruz.. Sarı basın kartı sahiplerinin İspark otoparklarını ücretsiz kullanma hakları vardır.  Biz bu hakkımızı biliyoruz, ama ona hiç gerek duymayıp, ücretimizi her seferinde ödüyoruz. O gün, İspark görevlisinin ücret ödemediğimiz gerekçesiyle, şahsıma ve eşime sözlü ve fiziki saldırısıyla karşı karşıya kaldık.  Adi vaka” olan olay nedeniyle, sahte hesaplarla oluşturulmuş organize bir grup tarafından hedef gösteriliyorum, tehdit ediliyorum. Yaptığım iddia edilen fiillerin tamamı yalandır ve kayıtlar Emniyet’tedir. Özellikle sosyal medyada ve bazı yayın organlarında tamamen iftiralar dolu haber yapılıyor. Gerekli ilgiyi gösteren emniyetimize teşekkür ediyorum.. Yargıya güveniyorum.

  • AB’den TOGG’a tescil… Yerli otomobil taklit edilemeyecek!

    AB’den TOGG’a tescil… Yerli otomobil taklit edilemeyecek!

    Otomotiv endüstrisinin bir mobilite ekosistemine dönüşümüne öncülük ederek ülkemizin ilk küresel mobilite markası olmak amacıyla kurulan Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’un (TOGG) otomobillerin iç ve dış tasarımları Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Hakları Ofisi (EUIPO) tarafından tescil edildi. Beş yıl süreyle geçerli olacak tescil haklarıyla birlikte, fikri ve sınaî mülkiyet hakları yüzde 100 Türkiye’ye ait olan araçların tasarımlarının tamamen ya da kısmen kopyalanması da engellenmiş oluyor.

    TOGG mühendisleri ve tasarımcıları tarafından ortaya konan, fikri ve sınaî mülkiyet hakları yüzde 100 Türkiye’ye ait doğuştan elektrikli modüler araç platformu üzerine geliştirilmekte olan Türkiye’nin otomobili, tasarım sürecinde önemli bir aşamayı daha tamamlamış oldu.

  • Cezaevlerinde 3 hükümlü koronavirüsten hayatını kaybetti

    Cezaevlerinde 3 hükümlü koronavirüsten hayatını kaybetti

    Adaket Bakanı Abdülhamit Gül corona virüs salgınına ilişkin infaz kurumlarına dair bilgilendirme yaptı.

    Adalet Bakanı Gül, savcılıklarca Covid-19 ile bağlantılı, son bir ayda 71 ilde bin 97 kişi hakkında soruşturma başlatıldığını bildirdi.

    Bakan Gül;

    “5 açık ceza infaz kurumundaki 17 hükümlüye Covid-19 tanısı konuldu. 3 hükümlü tedavi sırasında hayatını kaybetti. Hastanelerde tedavileri devam eden 14 hükümlüden 13’ünün sağlık durumu iyi, kronik rahatsızlığı bulunan 1 hükümlü yoğun bakımda. Kapalı ceza infaz kurumlarında pozitif vaka görülmemiştir. 14 hakim ve savcı, 32 adliye, 79 cezaevi ve 34 Adli Tıp Kurumu personelinin corona virüs testleri pozitif çıkmıştır.”

  • RTÜK’ten Netflix’e uyarı: “Gözümüz Üzerlerinde”

    RTÜK’ten Netflix’e uyarı: “Gözümüz Üzerlerinde”

    Netflix Türkiye yapımı “Aşk 101” adlı diziyi yakın takibe alan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, “Uyardık, gözümüz üzerlerinde. Kırmızı çizgilerimiz bellidir. Ahlaksızlığa geçit vermemekte kararlıyız” dedi.

    Akit gazetesi geçen günlerde Türkiye’de çekilen Netflix dizisi Love 101hakkında “Net provokasyon” başlıklı bir haber yayımladı. Haberde “Asil Müslüman Türk milletinin mukaddesatına saldıran LGBTİ’li sapkın eşcinseller, şimdi de dijital yayın platformu Netflix aracılığıyla propaganda yapmaya başladı. Netflix Türkiye tarafından çekimleri tamamlanan ‘Love 101’ isimli sapkın dizi 24 Nisan’da gösterime girecek. Ramazan-ı Şerif’in ilk günü yayınlanacak olan dizi, Türk oyunculardan oluşurken, LGBTİ’li bir sapkını canlandıracağı iddia edilen karakterlerden birinin isminin Osman olması dikkat çekiyor” gibi homofobik ifadeler yer aldı.

    Bugün de konu hakkında Akit’e demeç veren RTÜK Başkanı Şahin, şunları söyledi:

    “Uyardık, gözümüz üzerlerinde. Çocuk ve gençlerin fiziksel ve ruhsal gelişimlerine olumsuz etki edebilecek yayın içeriklerine göz yummamız mümkün değildir. Kırmızı çizgilerimiz bellidir. RTÜK yönetimi olarak toplumumuzu rahatsız edecek her türlü yayın içeriğine geçit vermemekte kararlıyız.”

    “İkazları dikkate aldıklarını gördük”

    Şahin, sözlerine şöyle devam etti:

    “İnternet üzerinden isteğe bağlı yayıncılığın düzenleme ve denetleme görevi Üst Kurulumuza verildikten sonra hızlıca yönetmelik çalışmalarını tamamladık ve lisanslama süreçleri ilerliyor. Bu kapsamda yerli ve yabancı seç-izle platformlarıyla zaman zaman bir araya gelerek talep ve beklentilerimizle kırmızı çizgilerimizi kendilerine aktardık.  Uluslararası ve yerli markalarla iletişim noktasında sorun yaşamıyoruz. Denetim mekanizmalarımızı da oluşturduk. İzleme ve Değerlendirme Dairemizin uzmanları diğer yayınları olduğu gibi isteğe bağlı yayıncılık alanını da sıkı bir şekilde takip ediyorlar. Görevimiz gereği gözümüz üzerlerinde. Gerekli hallerde kendilerini önce sözlü uyarıyoruz. Şifahi yaptığımız ikazları dikkate aldıklarını da gördük. Bu alanda başta sosyal medyada olmak üzere kamuoyunda son yapılan tartışmaları titizlikle izliyoruz. Bu noktada ilgili platform yöneticileriyle de gerekli temasları sağladık, uyarılarımızı yaptık. Kendileri sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklamada dizi karakterlerine ilişkin dolaşan iddiaların asılsız olduğunu belirttiler. Aksi bir durumda tavrımız bellidir ve nettir.”

    “Kırmızı çizgilerimiz belli”

    “RTÜK olarak toplumumuzun milli ve manevi değerlerine aykırı olası yayınlara karşı müsamaha göstermeyeceğimizi özellikle vurguladık” diyen RTÜK Başkanı, “Çocuk ve gençlerin fiziksel ve ruhsal gelişimlerine olumsuz etki edebilecek yayın içeriklerine göz yummamız mümkün değildir. Kırmızı çizgilerimiz bellidir, millet iradesiyle ortaya konulan ilgili yasamızdan aldığımız yetkiyle hareket ediyoruz. RTÜK yönetimi olarak toplumumuzu rahatsız edecek her türlü yayın içeriğine geçit vermemekte kararlıyız” ifadelerini kullandı.

  • Atatürk Havalimanı’nda devam eden hastanenin inşaatı havadan görüntülendi

    Atatürk Havalimanı’nda devam eden hastanenin inşaatı havadan görüntülendi

    Koronavirüs tedbirleri kapsamında Atatürk Havalimanı’nda geçtiğimiz hafta içi başlatılan 1000 yataklı hastane için inşa çalışmaları hız kesmeden bir şekilde devam ediyor.

    45 günde bitirilmesi planlanan proje kapsamında apron alanında beton zemin için hafriyat taşıma işleminin büyük ölçüde tamamlanmasının iş makineleriyle çevre düzenlemesi yapılıyor.

    Hastane zemini için beton dökme işlemi başladı

    Bunun yanı sıra iş makineleriyle yapılan çalışmalarla zemininin uygun hale getirilmesiyle birlikte hastane zemininin betonu da dökülmeye başlandı. Beton zeminin bir kısmında dökme işlemi tamamlanırken, çok sayıda mikserinin de yoğun bir şekilde kalan yerlerin tamamlanması için çalıştığı görüldü.

    Zemin betonunun dökme işleminin bitirilmesinin ardında ise hizmet verecek hastane binasının yapımına başlanacak. 45 günlük çalışmanın ardından hizmet vermeye hazır hale getirilmesi planlanan hastanedeki çalışma drone ile görüntülendi.

  • Süleyman Soylu’dan ilk açıklama

    Süleyman Soylu’dan ilk açıklama

    Dün akşam saatlerinde görevinden istifa ettiğini açıklayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmedi. Bakan Soylu görevine kaldığı yerden devam ediyor.

    Yaşanılanlar sonrası kısa bir açıklama yapan Bakan Soylu,

    “Sokağa çıkma yasağı ile ilgili, sorumluluğumuzun gereği aldığım karar üzerine Milletimizin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın tutumu, beni mahcup etmiştir. Devlet ve milletin emanetinde atılan adımlarda eksikliğimizin bu iki irade tarafından insani bir durum olarak kabul edilip onarma hakkı verilmesi, sorumluluğumuzu arttırmıştır. Allah mahcup etmesin. Milletimizin hizmetinde yola devam inşallah…”

  • Sokağa çıkma yasağını deldi, ceza yazılınca gazetecilere saldırdı

    Sokağa çıkma yasağını deldi, ceza yazılınca gazetecilere saldırdı

    İçişleri Bakanlığı’nın sokağa çıkma yasağını ilan etmesinin 2’inci gününde Bursa polisi adeta şehirde kuş uçurtmuyor. Şehrin bir çok noktasında kontrol noktası kurarak denetimlerine devam eden ediyor. Ekiplerin şehrin batı ve doğusunu bağlayan Acemler’de uygulamaya yaptığı esnada, yürüyerek 2 genç polis noktasından geçmeye çalıştı.

    Polis ekiplerinin durdurarak kimlik sordukları gençler, kimliklerinin üstünde olmadığını söyledi. Hastaneye gitmek için ambulansı aradıklarını söyleyen gençlerin yalanı çok geçmeden açığa çıktı. İnceleme yapan ekipler ambulansın hiç aranmadığını tespit etti.

    Uygulama sırasında polis ekiplerine de zor anlar yaşatan 23 yaşındaki D.K. bu seferde gazetecilere yöneldi. “Gidin alın terinizle para kazanın” diyen genç, daha sonra cep telefonunu çekerek, gazetecileri görüntülemeye başladı. D.K. telefonla gazetecileri çekerek, “İşte bunlar böyle bedavadan para kazanan insanlar” diyerek hakaret etmeye başladı. Gazetecilerin “Neden dışardaydın?”, “Neden kimliğin yoktu” sorularını cevaplamayan genç, polisin uyarısının ardından “Genç farkına vardım” diyerek ağlamaya başladı.

    Görevini yapan gazetecilere saldırdı

    Önce ağlamaya başlayan ve daha sonra özür dileyen genç, aniden ayağa kalkarak gazetecilere saldırdı. Görevi başındaki bir gazeteciye yumruk atmaya çalışan D.A.,’yı polis ekipleri tuttu. Polis ekipleri, 2 gence Hıfzısıhha Kanunu’na Muhalefetten 3 bin 186’şar lira idari para cezası kesti. Kesilen cezaların ardından da rahat durmayarak gazetecilere söylenen genç, elindeki ceza makbuzunu göstererek, “Çek çek, bunu da çek” diye bağırmaya başladı. İdari cezası kesilen gençler daha sonra geldikleri yöne yürüyerek bölgeden uzaklaştı.

  • Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü: “Soylu görevine devam edecektir”

    Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü: “Soylu görevine devam edecektir”

    Cumhurbaşkanımız, İçişleri Bakanımızın istifası kabul etmemiştir, kendisi görevine devam edecektir. Birlik ve beraberliğimize kimse balta vuramayacaktır.

  • Soylu’nun istifasının kabul edilmemesine muhalif isimlerden ilk açıklamalar

    Soylu’nun istifasının kabul edilmemesine muhalif isimlerden ilk açıklamalar

    Muharrem İnce Twitter’dan yaptığı açıklamada;

    “Sadece 2 gün için ilan edilen sokağa çıkma yasağı henüz başlamamışken süreç Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla yürüyordu, sonra milleti sokağa dökünce İçişleri Bakanı sorumluluk “şahsımın” diyerek istifa etti. Şimdi ise istifası kabul edilmedi. Tam bir saray tiyatrosu.”

    Meral Akşener ise istafının kabul edilmemesinin ardından herhangi bir açıklama yapmazken Soylu’nun istifasının ardından Twitter hesabından şu açıklamayı yapmıştı;

    “Hatayı ve başarısızlığı kabullenmek, sorumluluğunu üstlenmek olgunluk gerektirir. Sayın Süleyman Soylu’ya göstermiş olduğu olgun davranış nedeniyle teşekkür ediyorum. Aynı olgunluğu başarısızlıklarıyla birer marka haline gelmiş Damat’tan ve Tarım Bakanı’ndan da bekliyorum…”

    Kararı destekleyen tek isim ise MHP Lideri Devlet Bahçeli. Bahçeli ise şu mesajları aktardı:

    Türkiye her alanda çok yoğun ve sıcak bir mücadelenin içindedir. Bilhassa yeni tip Koronavirüs (KOVİD-19) salgınını engellemek amacıyla devlet-millet dayanışması en üst seviyededir. Aynı zamanda bugünkü sancılı ortamda seferberlik ruhuyla hareket edilmektedir.

    Terörden ekonomiye, bölgesel sorunlardan küresel dayatmalara varıncaya kadar ülkemiz muazzam bir iradeyle duruş göstermektedir. Böylesi kırılgan bir dönemde İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun istifa niyeti sürdürülen mücadele ruhunu sekteye uğratma riski taşımaktadır.

    Gelişmeler karşısında Sayın Bakanı’nın istifa kararının Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Elbette takdir ve tasarruf Sayın Cumhurbaşkanımıza aittir. Milliyetçi Hareket Partisi mezkur istifanın kabul edilmemesinden ziyadesiyle memnundur.

    Sayın Süleyman Soylu azimli, inançlı, dirayetli ve mücadeleci kişiliğiyle Türkiye’nin en hassas döneminde üstlendiği bakanlık görevini başarıyla yerine getirmiştir. Bizim temennimiz bu görevine kararlılıkla devamından yanadır.

  • Bahçeli: Soylu’nun istifasının kabul edilmemesi memnuniyet verici

    Twitter’dan açıklama yapan Bahçeli şu ifadeleri kullandı;

    Terörden ekonomiye, bölgesel sorunlardan küresel dayatmalara varıncaya kadar ülkemiz muazzam bir iradeyle duruş göstermektedir. Böylesi kırılgan bir dönemde İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun istifa niyeti sürdürülen mücadele ruhunu sekteye uğratma riski taşımaktadır.

    Gelişmeler karşısında Sayın Bakanı’nın istifa kararının Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Elbette takdir ve tasarruf Sayın Cumhurbaşkanımıza aittir. Milliyetçi Hareket Partisi mezkur istifanın kabul edilmemesinden ziyadesiyle memnundur. 

    Sayın Süleyman Soylu azimli, inançlı, dirayetli ve mücadeleci kişiliğiyle Türkiye’nin en hassas döneminde üstlendiği bakanlık görevini başarıyla yerine getirmiştir. Bizim temennimiz bu görevine kararlılıkla devamından yanadır.