Kategori: Türkiye

  • Kayıtlı abonelik sayıları hat sahiplerine mesajla bildirilecek

    Rekabetçi Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği Genel Başkanı Adem Öcal, cep telefonu aboneliklerinde, geçmişte kişilerin adlarına ve bilgileri olmadan çok sayıda hat açıldığını söyledi.

    BTK tarafından, kişilerin haberi olmaksızın adına kayıtlı olan hat ile kullanıcısı farklı hatların (açık hat) önüne geçmek için ilk olarak 21 Mart 2012’deki Kurul kararı ile Turkcell, Avea, Vodafone’a para cezası kesildiğini belirten Öcal, 22 Mayıs 2012’deki Kurul kararıyla da açık hatlarla ilgili sorunun çözüme kavuşturulması amacıyla tedbirlerin 12 ay içinde alınması için GSM işletmecilerine süre verildiğini hatırlattı.

    Öcal, BTK’nın 26 Eylül 2012’de, kullanıcıların kendi adına kayıtlı olmayan hatlarını üzerlerine almaları için usul ve esaslar hazırladığını, 9 Temmuz 2015’te alınan Kurul kararıyla da Turkcell, Avea, Vodafone’a tekrar para cezaları kestiğini dile getirdi.

    BTK bünyesindeki Kurul tarafından “açık hat” da denilen ve habersiz açılan hatlara ilişkin yeni bir karar alındığına dikkati çeken Öcal, yapılan bu düzenlemeye göre, elektronik haberleşmeye yönelik aktif tüm GSM numaralarına, “adına abonelik işlemi yapıldığına ve bilgisi dışında ise ‘xxx’ işletmecisine müracaat etmesi” yönünde “yasal uyarı” başlığıyla kısa mesaj gönderileceğini ifade etti.

    UYGULAMA 2 TEMMUZ’DA BAŞLAYACAK

    Söz konusu uygulamanın 2 Temmuz itibarıyla başlayacağını vurgulayan Öcal, “Getirilen bu düzenlemeyle ayrıca her yıl en az bir kere tüm abonelerin aynı kimlik numarasına sahip hatlarının tamamına, işletmeci isimlerine göre kayıtlı abonelik sayıları belirtilerek, SMS ile bildirilmesi yapılacak.” dedi.

    Öcal, BTK’nın bu uygulamasıyla adına kayıtlı hat ile kullanıcısı farklı olan hatların ortadan kaldırılmasını amaçladığını, böylece kullanıcısıyla adına kayıtlı hattın aynı kişi olmasını hedeflediğini söyledi. Bu uygulamayla adli mercileri uzun yıllardır meşgul eden “açık hat” sorununun ortadan kaldırılmasının iyi bir gelişme olacağına işaret eden Öcal, gelecekte hattı kullanan ile iletişimi yapanın aynı kişi olmasının iletişim güvenliği açısından zorunlu hale getirilmesi gerektiğini bildirdi. Öcal, bunun ilk adımlarının BTK tarafından alınan kararla oluşturulmaya başlandığının altını çizdi.

    HUKUKİ SORUNLAR ÇÖZÜLECEK

    BTK tarafından IMEI numarasından ayrıştırılabilen FCT, Simbox ve modemlere takılan hatların geçmişte hayatın doğal akışı içinde ortak kullanılabildiğini anımsatan Öcal, şöyle konuştu:

    “Bunlar üzerinden yapılan haberleşmenin, adına kayıtlı kişilerin dışında yapılabileceğinin ilgili mercilerce göz önüne alınması gerekiyordu. Uzun vadede hukuki izinler alınabilirse yapay zekalı büyük veri analiziyle geçmişe yönelik, adına kayıtlı kişilerin dışındaki kişilerce kullanılan açık hatların tespiti yapılarak, çeşitli hukuki problemlerin çözümüne katkıda bulunulması sağlanabilecek.”

    Telefon santraline bağlı sabit aboneliklerde ise hattı kullanan ile iletişimi yapanın aynı kişi olmasının sağlanması açısından ortak kullanımın engellenmesi gerektiğini vurgulayan Öcal, bunun için de her dahili numaraya ayrı bir harici numara tahsisi yapılarak ortak kullanımın kaldırılabileceğini kaydetti.

  • Instagram’da şifre şoku! Milyonlarca kullanıcının…

    Sosyal paylaşım sitesi Facebook, sahibi olduğu Instagram uygulamasına ait milyonlarca kullanıcının parola bilgilerinin şifrelenmeden saklandığını ve bu bilgilerin şirket çalışanlarının erişimine açık olduğunu tespit ettiklerini duyurdu.

    Teknoloji haberleri sitesi The Verge’de yer alan habere göre, Instagram kullanıcılarının şifrelenerek saklanması gereken parola bilgileri, şirket tarafından düz metin olarak ve 20 binden fazla çalışanın erişimine açık bir şekilde depolandı.

  • Türkiye ile Küba’dan kanser aşısı ve ilaçları için işbirliği

    Sağlık Bakanlığı, yerlileşme ve millileşme hedefleri doğrultusunda ikili iş birliklerine hız verdi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 2’inci Dünya Sağlık Asamblesi’ne katılmak üzere Cenevre’ye giderek, Küba, Portekiz, Irak, Azerbaycan, İran, Kırgızistan, Endonezya ve Çekya Sağlık Bakanları ile ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Bu çerçevede Endonezya Sağlık Bakanı Nila Moeloe ile iki ülke arasında “Sağlık Alanında İş Birliği Anlaşması”, Kırgızistan Sağlık Bakanı Kosmosbek Çolpanbayev ile “2014 tarihli İş Birliği Anlaşması’nın Ek Protokolü” imzalandı. Bu anlaşmalarla sağlık hizmetleri, bulaşıcı ve bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi ve kontrolü, ilaç, aşı ve tıbbi cihazlar, insan kaynağı kapasite gelişimi konularında teknoloji paylaşımı, uzman ziyaretleri, eğitim-seminer ve çalıştaylar ile sağlık sektöründeki yatırımların karşılıklı teşvik edilmesi gibi çalışmalar yürütülecek.

    Sağlık Bakanlığı’ndan üst düzey heyetler; aşı yerlileştirme ve teknoloji transferi çalışmaları kapsamında son iki ayda Küba, Güney Kore, Bangladeş ve Endonezya’da önemli çalışmalar yürütüyor. Karşılıklı ziyaretlerle aşı, ilaç, tıbbi sarf ve cihaz konusunda iş birliği imkanları geliştiriliyor.

    KÜBA İLE İŞBİRLİĞİ

    Küba ile 27 Ekim 2018’de Ankara’da imzalanan mutabakat zaptının ardından irtibatlar hız kazandı. Cenevre’de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Küba Sağlık Bakanı Jose Angel Portal Miranda ile gerçekleştirdiği ikili görüşmede, enfeksiyonlara karşı aşılar, kanser aşısı ve ilaçlarının birlikte üretimi konusunda iki ülke arasında Çalışma Grubu oluşturulması kararı alındı. Özellikle inovatif molekül geliştirme ve onkoloji çalışmalarında önemli tecrübeye sahip olan Küba’dan üst düzey bir heyet bu hafta Türkiye’ye gelecek. Küba ilaç kurumu BioCubaPharma Başkanı ve kurum temsilcileri, Sağlık Bakanlığı yetkilileri ile görüşmeler gerçekleştirecek.
    Ayrıca ülkemizde biyoteknolojik ürünlerin Ar-Ge’sini yürütecek insan gücünün yetiştirilmesine yönelik araştırma ve eğitim merkezinin TÜSEB bünyesinde kurulması planlanıyor. Sağlık Bakanlığı yetkilileri bu konuda inceleme yapmak üzere, geçen hafta İrlanda Ulusal Biyoproses Araştırma ve Eğitim Enstitüsü’nü ziyaret etti.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, söz konusu çalışmalara yönelik şunları kaydetti:

    “İlaç alanında başlattığımız millileşme çalışmalarını, tüm sağlık ürünlerine yaygınlaştıracağız. Nihai amacımız ilaçta, aşıda, kan ürünlerinde, tıbbi cihazda kendi kendine yetebilen bir ülke olmaktır. Bir diğer hedefimiz de global pazarlarda rekabet edebilen bir üretim yapısına kavuşmaktır. Kişi başına düşen gelirimizin 10 bin dolar seviyesinin üstüne çıkabilmesi için ülke olarak yüksek teknolojili ürünlerin üretimine ihtiyacımız var.

    İlaçta yerelleşme çalışmalarımıza başlarken 3 temel hedefimiz vardı: İthalatı azaltarak cari açığı düşürmek, ilaç sanayimizin kapasite kullanım oranını geliştirmek ve buna bağlı olarak nitelikli iş gücü istihdamını arttırmak. Bugün, tükettiğimiz her 100 kutu ilacın 80’ini ülkemizde üretiyor hale geldik. Ancak bu rakam, değer bazında yüzde 46 seviyesinde kalmıştır. Bu da katma değeri daha yüksek ürünleri yerelleştirmemiz gerekliliğinin bir göstergesidir. Sanayimizin kapasite kullanım oranı yüzde 65’lerden yüzde 75’lere çıktı. İstihdamda da 35 binler seviyesini yakaladık. Burada yakaladığımız ivme ile daha fazla sayıda ‘yüksek katma değerli ürün üretme’ ve ‘bu ürünleri dünya pazarlarına ihraç etme’ hedefimize ulaşacağız.

    Ülkemizde 13 hastalığa karşı rutin bağışıklama programı yürütülüyor. Türkiye, zorunlu aşıların ücretsiz uygulandığı nadir ülkelerden biri. Nüfusun büyüklüğü ve bağışıklama programının genişliği sebebiyle aşılama maliyeti de oldukça yüksek. Bu kapsamda aşı için ayrılan bütçe, 2017 yılında 820 milyon, 2018 yılında ise yaklaşık 930 milyon TL olarak gerçekleşti. 2023 yılına kadar aşıların tamamının yerlileştirilmesini hedefliyoruz. Bu çerçevede difteri-tetanos, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, 5’li karma aşı, hepatit, suçiçeği aşılarının yerli üretimi için çalışmalarımız devam ediyor.”

  • ‘Mazbata Online’ Oyununun Yenisi Çıktı: Ali İhsan Yavuz Taklidi Yapan Şahan Gökbakar Eklendi

    Yüksek Seçim Kurulu‘nun (YSKİstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu‘nun mazbatasını iptal etmesi ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin tekrarlanması kararını alması yeni tartışmalara neden oldu.

    31 Mart seçimleri döneminde gündeme gelen Mazbata Online oyunu ise, seçimlerin iptali ve yenilenmesi sürecinde yaptığı “Hiçbir şey olmasa bile biz diyoruz ki kesinlikle bir şeyler oldu” açıklamasıyla gündeme gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz‘un oyuncu Şahan Gökbakar tarafından taklit edildiği karakterin yer aldığı yeni karakterle 3. bölümünü yayınladı.

    Oyunda, Gökbakar’ın Yavuz’u taklit ederken kullandığı “Hiçbir şey olmamış olsa dahi her şey çok güzel olacak” ifadelerine yer verildi.

    Gökbakar’ın taklidi dışında ise oyunda yer alan karakterler eski bölümlerle aynı.

    Önceki iki bölüme göre aynı konseptin yer aldığı oyunda amaç yine belirli bir süre içerisinde yeterli sayıda sandığa ulaşmak.

    Ancak, oyunda karakterleri bu sefer daha zorlu engeller ve ‘devler’ bekliyor.

  • “Veri mağdurları Facebook’tan tazminat talep edebilir”

    Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından yayımlanan kararda, veri ihlalinden Türkiye’de yaklaşık 300 bin kullanıcının da etkilendiğinin belirtilmesinin ardından mağdur olan vatandaşların kişisel verilerin kimlere aktarıldığı konusunda bilgi talep edebileceğini, kişisel verilerinizin silinmesini veya yok edilmesini isteyebileceği veya bir zarar görmüşse tazminat talep edebileceği belirtiliyor.

    İstanbul Barosu Kişisel Verilerin Korunması Komisyonu Genel SekreteriVeri Koruma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Burak Özdağıstanlı,  7 Nisan 2016’da yılında yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında verilen en ağır idari para cezasının Facebook‘a kesildiğini söyledi.

    ‘VERİLEN KARAR KİŞİLERİN VERİLERİNİ TOPLAYAN HER ŞİRKET İÇİN UYARI NİTELİĞİNDE’

    Özdağıstanlı, Kişisel Verileri Koruma Kurulunun Facebook nezdinde resen yaptığı inceleme neticesinde toplamda 1 milyon 650 bin lira tutarında idari para cezası uygulanmasına karar verdiğini anımsatarak, “Kurul tarafından verilen bu karar Türkiye’de faaliyet gösteren ve kişilerin verilerini toplayan her şirket için bir uyarı niteliğinde olmalı. Zira bu karar artık kişisel verileri hukuka aykırı bir şekilde işlemenin, yeterli önlemleri almamanın veya kanunda belirtilen gereklilikleri yerine getirmemenin cezasız kalmayacağını açık bir şekilde ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.

    ‘ALINMASI GEREKEN HUKUKİ HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALMALILAR’

    Facebook’a ceza kesilmesinin iki temel sebebi olduğuna dikkati çeken Özdağıstanlı, şunları kaydetti:

    “Bunlardan ilki, Facebook tarafından kişisel verilerin korunması için yeterli teknik ve idari tedbirleri almadığına kanaat getirilmesi, ikinci olarak da kişisel verilerin yetkisiz kişilerce ele geçirildiğinin ve veri ihlalinin Facebook tarafından kuruma bildirmemesi. Türkiye’de faaliyet gösteren yerli ve yabancı her şirket, büyüklüğüne bakılmaksızın mutlaka KVKK konusunda çalışma yürüten uzman avukatlar ve bu konuda teknik hizmet veren bilişim uzmanlarına danışmalı. Veri sorumlusu olarak nitelendirilen bu şirketler eğer bugüne kadar başlamadılar ise mutlaka kanuna uyum için yapılması gereken uyum çalışmalarını başlatmalı ve alınması gereken hukuki, idari ve teknik her türlü tedbiri almalılar. Burada, veri sorumlusu bünyesinde hangi verilerin işlendiğinin tespit edilmesi, verisi işlenen kişilere bilgilendirme yapılması, bu verilere erişim konusunda gerekli kontrollerin yapılması ve tedbirlerin alınması ve verilere yetkisiz bir erişim söz konusu olması durumunda bildirim yapılması gibi adımlar var.”

    ‘TÜRKİYE’DEN YAKLAŞIK 300 BİN KULLANICI ETKİLENMİŞ OLABİLİR’

    Özdağıstanlı, veri sorumlusunun bu konuda bir ihlal meydana gelmesi durumunda, en geç 72 saat içerisinde Kişisel Verileri Koruma Kurumuna bilgilendirme yapılması gerektiğini belirtti.

    Bu ihlalden etkilenen kişilere en kısa sürede bilgilendirme yapılmasının da şart olduğunu vurgulayan Özdağıstanlı, “Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından yayımlanan kararda veri ihlalinden Türkiye’de yerleşik yaklaşık 300 bin kullanıcının da etkilenmiş olabileceği belirtiliyor. Bu kişilere 17 Aralık 2018 tarihi itibariyle bildirimler yapılmaya başlandı. Facebook tarafından yapılan duyuruda ise söz konusu bildirimlerin Facebook üzerinden etkilenen kişilere iletildiği açıklanmakta” dedi.

    ‘KULLANICILAR ZARAR GÖRMÜŞSE TAZMİNAT TALEP EDEBİLİR’

    Özdağıstanlı, Facebook tarafından kendisine bildirim yapılanlar veya veri ihlalinden etkilenmiş olduğunu düşünenler ile bağlantı kurarak, kişisel verilerin işlenip işlenmediğinin öğrenilebileceğini, kişisel verileri işlenmişse buna ilişkin bilgi talep edebileceğini dile getirerek, “Mağdurlar, kişisel verilerin kimlere aktarıldığı konusunda bilgi talep edebilir, kişisel verilerinin silinmesini veya yok edilmesini isteyebilir, bir zarar görmüşse tazminat talep edebilir” ifadelerini kullandı.

    Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Av. Kürşat Ergün de alınan kararın son derece yerinde ve isabetli olduğunu belirtti.

    Bu kararın nasıl uygulanacağının çok önemli olduğunu kaydeden Ergün, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından Twitter hakkında geçmiş dönemlerde idari para cezası ödemesine dair kararlar verildiğini anımsattı.

    Ergün, Twitter’ın Türkiye’de faaliyet gösteren bir tüzel kişiliği veya temsilciliği bulunmaması sebebiyle cezaların uygulanamadığını dile getirerek, “Bu sorunların çözümü adına, bu gibi uluslararası firmaların Türkiye makamlarınca muhatap kabul edilebilecek, Türkiye kanunlarına göre faaliyet gösteren birer temsilciliğin kurdurulması önem taşıyor” şeklinde konuştu.

  • Yurt dışından cep telefonu getirme süresinde düzenleme!

    Yurt dışından getirilen cep telefonlarının Türkiye’de kullanımına ilişkin düzenlemede değişikliğe gidildi.

    2 yılda bir tane olan cep telefonu getirebilme imkanı, 3 yılda bir olarak değiştirildi.

  • Sağlık Bakanı Koca: “Haftanın 5 günü egzersiz yetişkinler için yeterli”

    Bakan Fahrettin Koca, ’10 Mayıs Sağlık için Hareket Et Günü’ nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Bakan Koca, hareketsiz yaşamın modern toplumlar için en önemli sorunların başında yer aldığını, yalnızca yetişkinler için değil, çocuk ve gençler için de ciddi bir sağlık riski oluşturduğunu belirtti. Fiziksel hareketsizliğin, dünya genelinde ölüme neden olan risk faktörleri sıralamasında 4’üncü sırada yer aldığını kaydeden Bakan Koca, meme ve kolon kanserlerinin yaklaşık yüzde 21-25’inin, diyabetin yüzde 27’sinin ve iskemik kalp hastalığının yüzde 30’unun ana nedeninin fiziksel hareketsizlik olduğunun tahmin edildiğini bildirdi.

    ‘ÇOCUKLARIN YÜZDE 9,5’İ HAFTA İÇİ HİÇ OYUN OYNAMAMAKTA’

    Bakan Koca, Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması ön sonuçlarına göre; sağlık için fiziksel aktivite önerilerini karşılamayanların sıklığının 19 yaş ve üzeri bireylerde yüzde 37,6 olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Öte yandan, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile birlikte yürütülen Türkiye Çocukluk Çağı Şişmanlık Araştırması sonuçlarına bakıldığında; çocukların yüzde 9,5’i hafta içi hiç oyun oynamamakta, yüzde 19,9’u günde bir saatten az ve yüzde 29,7’si günde bir saat oyun oynamaktadırlar. Çocuklarımızın yüzde 42,5’i günde bir saat, yüzde 23,5’i iki saat ve yüzde 12,7’si üç saat ve üzerinde televizyon seyretmekte veya bilgisayarda zaman geçirmektedir.”

    ‘HAREKETLİ YAŞAM, ÖNEMLİ BİR YATIRIM OLACAKTIR’

    Bakan Koca, günlük yaşamı mümkün olduğunca hareketli geçirmenin ve düzenli fiziksel aktivitenin sağlıklı yaşamın ilk adımı olduğunu kaydederek, şöyle dedi.

    “Sağlığın korunması ve geliştirilmesi için haftanın 5 günü 30’ar dakikalık orta şiddette bir egzersiz yetişkinler açısından yeterlidir. 1-4 yaş arası çocuklar, gün içinde orta-yüksek şiddette toplam 180 dakikalık fiziksel aktivite yapmalıdırlar. 5-18 yaş arasındaki çocuk ve ergenler için ise, günde 60 dakika, yine orta ve yüksek şiddette aktiviteler önerilmektedir. Hızlı yürümek, düşük tempolu koşular, merdiven çıkmak, ip atlamak, yüzmek, masa tenisi oynamak, yavaş tempoda bisiklet sürmek orta şiddetli aktivite örnekleridir. Tempolu koşu, basketbol, futbol, voleybol, hentbol ve tenis oynamak ise yüksek şiddetli aktiviteler arasındadır. Fiziksel aktivitenin arttırılması sadece bireysel değil toplum tabanlı, çok sektörlü ve kültürel bir yaklaşım gerektirmektedir. Hareketli yaşam; bireylerin fiziksel ve ruhsal sağlığının geliştirilmesine katkı sağlayacağı gibi, toplum refahını teşvik ederek gelecek nesillere yönelik önemli bir yatırım olacaktır.”

  • Yargıtay: İsim Vermeden Hakaret Etmek de Suç Sayılır

    1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kapısını çalan bir kişi, Twitter üzerinden kendisine hakaret edildiğini öne sürdü. İnternet yoluyla kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat isteminde bulundu. Sosyal paylaşım ağı olan Twitter aracılığıyla kendisine yönelik hakaret içerikli paylaşım yapıldığını, davalı hakkında hakaret nedeniyle kamu davası açıldığını kaydetti. Davalının twitter hesabındaki sözlerin kendisi tarafından söylendiğini kabul ettiğini, davalının paylaşımları nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek uğradığı manevi zararın giderilmesi isteminde bulundu. Davalı ise davanın reddi gerektiğini savundu. Mahkeme, davalının sarf ettiği sözlerin davacıyı kastederek söylendiği kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Kararı davacı temyiz edince devreye Yargıtay 4. Hukuk Dairesi girdi.

    “Kast şartları oluşmuştur” 
    “Matufiyet’ kelimesinin ‘yöneliklik, yönelmiş olmaklık’ olarak tarif edildiğine dikkat çekilen Yargıtay kararında, özellikle kişilik haklarına saldırı nedeniyle tazminat istemini içeren davalarda söz konusu olan matufiyet şartı, açıkça kanunda yer almamakla birlikte, Yargıtay içtihatlarıyla hukuka girdiği hatırlatıldı. Matufiyet şartının içtihatlarda adı, sanı, kimliği belli olmasa da ona yöneldiği konusunda kuşku bırakmayacak şekilde ithamlara, yönelimlere yer veren ifadeler olarak kabul edildiği vurgulandı.

    Matufiyetin yargısal kararlarda yayın ile şeref ve haysiyetine veya özel yaşamına dolayısıyla kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu iddia eden yönünden varlığı aranan önemli bir koşul olarak tarif edildiği dile getirildi. Yargıtay kararında, “Matufiyetin varlığını kabul için o yayında veya konuşmada, ya kişinin adından açıkça söz edilmesi ya da konumunun, sıfatının gösterilmesi veya bunlardan söz edilmese dahi yayın içeriğinden bu kişinin amaçlandığı, sözlerin ona yönelik olduğunun anlaşılması veya anlaşılabilir olması şartları aranmıştır. Hukuka aykırı eylemde bulunan kişi mağdurun ismini açıkça belirtmemiş veya isnat ettiği fiili üstü kapalı bir biçimde geçiştirmişse, isnadın mahiyetinde ve mağdurun şahsına matufiyetinde tereddüt edilmeyecek derecede karineler varsa, hem isim zikredilmiş, hem de hakaret vaki olmuş sayılır. Davalının sosyal paylaşım ağı Twitter hesabı üzerinden yazdığı ifadelerde, davacının ismini belirtmemiş olmasına rağmen isnatların mahiyetinden davacıyı kastettiği anlaşıldığından somut olayda matufiyet şartı gerçekleşmiştir. O halde, internet yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin davada matufiyet unsuru gerçekleştiğinden, davalının Twitter paylaşımı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.Kararın oy birliği ile bozulmasına karar verilmiştir.” denildi.

  • AliExpress, Türkiye’den Mağazalarla Satış Yapacak! Mağaza Nasıl Açılır?

    Günümüzün en önemli e-ticaret platformlarından biri olan AliExpress, Türkiye operasyonuna resmen başladı. Ülkemizde de oldukça popüler bir e-ticaret platformu olan AliExpress, Türkiye’den satıcıların yurt dışına satış yapmalarını hedefliyor. AliExpress’te nasıl mağaza açılır? İşte detaylar…

    Platform içinde satış yapacak olan Türk satıcılar ürünlerini sadece yurt dışına satabilecekler, Türkiye’ye herhangi bir satış yapamayacaklar. AliExpress Türkiye ekibinin paylaştığı bilgilere göre şu an için AliExpress içinde 100‘e yakın Türkiye merkezli mağaza bulunuyor.

    AliExpress’in Türkiye operasyonlarını başlatmasının nedeni ise Türkiye’nin üretim yapan bir ülke olması. Paylaşılan bilgilere göre AliExpress’in Türkiye’den yüksek bir beklentisi var. Ülkemizdeki e-ihracatın her geçen gün gelişmesi AliExpress’in bu adımı atmasının en büyük nedenlerinden biri.

    AliExpress’te nasıl mağaza açılır?

    Şu an için Türkiye’den 100 mağaza olsa da bu mağazalara her geçen gün yenilerinin eklendiğini de belirtelim. AliExpress mağazanızı oldukça kolay bir şekilde açabilirsiniz. Kısacası ülkemizdeki üreticiler Alibaba‘nın e-ticaret platformu olan AliExpress’te mağaza açarak Türkiye’den aylık 200 milyonu aşkın kullanıcıya ulaşacak.

    Türkiye’den AliExpress aracılığı ile yurt dışına satış yapmak istiyorsanız, AliExpress’te mağaza açmak oldukça kolay. Öncelikle Aliexpress’te mağaza açmak için Aliexpress Global Selling TR adresini ziyaret etmeniz gerekiyor.

    Siteye girdiğinizde Aliexpress’e Katılın seçeneği ile Aliexpress hakkında paylaşılan bilgileri göreceksiniz. Mağaza açmak için Aliexpress’e katılın seçeneğine tıklayarak devam ediyoruz. Sonrasında ise karşımıza bir kayıt sayfası çıkıyor.

     

    Buradan gerekli bilgileri doldurarak Aliexpress’te mağaza açmak için gerekli başvuruyu tamamlayabilirsiniz.

    AliExpress satıcıları için hazırlanan Temel İşletim Kılavuzu’na ise buradan ulaşabilirsiniz.

  • Sağlık Bakanlığı’ndan ‘Kırım Kongo’ uyarısı

    Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada; KKKA hastalığının kene ile bulaşan tehlikeli bir enfeksiyon hastalığı olduğu bildirildi. Hastalığın, çoğunlukla İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yoğunlaştığı belirtilen açıklamada, KKKA hastalığı ile mücadele için ciddi tedbirler alındığı kaydedildi. Açıklamada, “Hastaların takibi için sürveyans sistemi kurulmuş, bölge merkezleri oluşturulmuştur. Hastalığın teşhisi için laboratuvar alt yapısı güçlendirilmiştir. Kişisel korunma önlemleri, hastalığın kontrolü için oldukça önemlidir. Sağlık Bakanlığı toplumda farkındalık çalışmalarını titizlikle yürütmektedir. KKKA’ya yönelik afiş, broşür, TV spot filmi, belgesel, çocuklara yönelik animasyon filmi gibi eğitim materyalleri hazırlanmıştır” denildi.

    ‘VAKA SAYISINDA AZALMA YAŞANDI’

    Yapılan çalışmalar sonrasında Türkiye’de görülen KKKA vakaları ve hastalığa bağlı ölümlerde düşüş görüldüğü bildirilen açıklamada “2008 yılında hastalığa bağlı 63, 2018 yılında ise 27 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Alınan tedbirlerle vaka sayısında büyük azalma görülmesine rağmen 2019 yılı Mayıs ayı itibari ile ne yazık ki 3 vatandaşımız KKKA hastalığı sebebiyle hayatını kaybetmiştir.”

    UYARI VE ÖNLEMLER

    Açıklamada, vatandaşlara uyarıda bulunularak alınacak önlemler şöyle sıralandı:

    “Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara giderken vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalıdır. Kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir. Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde vücutta (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dahil) kene olup olmadığı kontrol edilmelidir. Kene üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek; vücut içeriğini kişiye aktarmasına sebep olacağı için kesinlikle yapılmamalıdır. Kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır. Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir.  Hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske, vb.) almalıdır.  Kene tutunan kişiler, 10 günlük süre içinde halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler görülmesi halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidir.”