Kategori: Türkiye

  • Metrobüs durağındaki astronotun gizemi çözüldü

    Metrobüs duraklarında astronot kıyafetiyle dolaşan kişi sosyal medyanın gündemine oturdu. Merak yaratan olay, Yeşilay’ın kampanyası çıktı. Yeşilay projeyi 9 Şubat’ta duyuracağını açıkladı. Yeşilay’ın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, ”Astronot neden duraktaydı? Bu sorunun cevabını öğrenmek için 9 Şubat’ı bekleyin!”denildi.

  • Kuyumcu, temizleme spreyi ile soyguncuyu böyle alt etti

    Mustafa Kemal Paşa Mahallesi İstiklal Caddesi’nde bomba süsü verilmiş paketle ve silahla bir kuyumcuya gelen maskeli şüpheli şahıs soygun girişiminde bulunmuştu. Kaçan şüpheli elinde bomba süsü verilmiş paketi de bıraktıktan sonra kuyumcuya doğru birkaç el ateş edip plakasız araçla kaçtı. Bu sırada kuyumcu kendisine silah doğrultan maskeli soyguncuya ise elindeki temizlik spreyini fırlattı. Yaşanan olay sonrası kuyumcu yaşanan dehşet anlarını anlattı.

    “ŞAKA SANDIM, CİDDİYE ALMADIM”

    Kuyumcu dükkanı sahibi Reşit Onur Hazır, soygun için gelen şüphelinin arkada oturan arkadaşlarını görmediğini ve kendisinin tek olduğunu düşündüğünü ifade ederek, “ Arkada dayım oturuyordu. İçeri girdi elinde bomba gibi bir şey vardı. Çantasından bomba çıkardı. ‘Soygun, seni vuracağız’ dedi. Ben şaka sandım ciddiye almadım. Birkaç saniye durdum ben. Ben elimde bir şey vardı onu fırlattım. Bize ateş etti dışardan ben eğildim” dedi.

    TEMİZLİK SPREYİ İLE SOYGUNCUYU ALT ETTİ

    Yaşanan soygun girişimi anı ve şüphelinin kaçması ise güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde şüphelinin içeriye gelmesi, elindeki silahı kuyumcuya doğru tutması görülüyor. Görüntülerin devamında ise kuyumcunun elindeki temizlik için kullanılan sprey şişesini şüpheliye fırlattıktan sonra şüphelinin birkaç el ateş açıp kaçması da yer alıyor.

  • Sağlık Bakanı: 41 ilaçta arz sıkıntısı bu hafta son bulacak

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ilaçta yaşanan arz sıkıntısıyla ilgili açıklama yaptı.

    Bakan Koca, bu hafta itibariyle 41 ilacın piyasadaki arz sıkıntısının son bulacağını duyurdu.

    Yazılı açıklama yapan Koca şunları kaydetti: “İlaç Takip Sistemi (İTS) üzerinden üretici-depo-eczane arasındaki ilaç akışı an be an takip edilmektedir. İTS üzerinden yapılan incelemeler neticesinde üretici seviyesinde sorun yaşandığı tespit edilen 41 kalem ilaca geçen hafta Fiyat Değerlendirme Komisyonumuz (FDK) tarafından fiyat artışı verilmiştir. Fiyat güncellemesi yapılan ilaçlar arasında göz damlaları, kanser ilaçları, tansiyon ilaçları, grip ilaçları, çocukların da kullandığı antibiyotikler ve bağırsak hastalıklarında kullanılan ilaçlar bulunmaktadır. Bu hafta itibariyle bu 41 ilacın piyasadaki arz sıkıntısı son bulacaktır.”

    “YENİ KUR AYARLAMASI İLE SIKINTI ORTADAN KALKACAK”

    Bakan Koca “İlaç sayılarıyla ilgili abartılı rakamlar dillendirilerek spekülasyon yaratma çabalarının, kur güncellemesi öncesinde baskı oluşturmaya yönelik olduğu açıktır. Vatandaşlarımızın bu tip spekülatif bilgilere itibar etmemesini rica ediyoruz. Yeni kur ayarlamasını takiben bu durum tamamen ortadan kalkacaktır. Bakanlığımız ithal ilaçların yerli üretimi konusundaki çalışmalarını da kararlılıkla sürdürmektedir” ifadesini kullandı.

    BULUNAMAYAN İLAÇLAR İÇİN DESTEK HATTI

    Açıklamada hastaların tedarik edemedikleri ilaçlar için “[email protected]” ya da “[email protected]” adreslerine e-posta gönderebileceği, 44 44 680 numaralı telefondan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na başvurabileceği belirtildi.

  • Kan donduran olay! Bir çift küpe için bebeğin…

    Edinilen bilgilere göre, Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesinin (Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi) 3. katında tedavi gören 1 aylık Suriyeli bebeğin kulağında bulunan 250 TL değerindeki küpeleri, odada bulunan bir başka hastanın yanında refakatçi olan ve Suriyeli olduğu öğrenilen Hatice A. tarafından bebeğin kulağı parçalanarak çalındı. Hatice A., 250 TL değerindeki küpeler için bebeğin sol kulağını parçaladı. Olay yerine gelen Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı polis ekipleri yaptıkları incelemelerin ardından Hatice A.’yı çaldığı küpelerle birlikte yakaladı. Gözaltına alınan ve emniyette işlemleri tamamlanan Hatice A., Adıyaman Adliyesine sevk edildi.

    Konuyla ilgili soruşturma sürüyor.

  • Köpeğe tecavüz etmeye kalktı, mahalleli linç edecekti

    Edinilen bilgilere göre olay, sabaha karşı Fatih Şehremini Mahallesi’nde yaşandı. Bir kağıt toplayıcı, sokak köpeğine tecavüz etmeye kalkıştı. Köpeği önce kimsenin görmemesi için arabaların arasına götüren şahıs, ardından kağıt topladığı aracı da önüne koyarak kendini kamufle etti.

    Sık sık çevreye bakan zanlıyı mahalleli gördü. Zanlıyı gören mahalleli tepki gösterdi. Evlerinden inen vatandaşlar, kağıt toplayıcısını tekme tokat dövdü. Yaşananlar güvenlik kameralarına da saniye saniye yansıdı.

    Mahallelinin şikayeti üzerine olay yerine gelen polis, zanlıyı gözaltına aldı. Geceyi karakolda geçiren zanlı, sabah saatlerinde adliyeye sevk edildi.

  • Kılıçdaroğlu: Tarım ve Orman Bakanı’nı Zaytung kadrosuna alırsanız çok memnun olurum

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşuyor:

    Dünyanın en büyük enflasyonunu yaşayan ülkelerinden birisiyiz. Eskiden kilo ile aldıkları ürünleri şimdi tane ile almaya başladılar. Böyle bir tablo ile niçin karşı karşıyayız? Oy verdiniz, kanun çıktı yetmedi, 17 yıldır tek başına yönetiyor. ‘Bana yetki verin, tek adam olayım, her şey düzelecek’ diye söz verdi, o da yetmedi. Neden bu fiyatlar yükseliyor? Kuru soğan artışı yüzde 231, biber artışı yüzde 155. Sivri biber yüzde 147, pırasa yüzde 116… Böyle gidiyor liste. ‘Mutfakta yangın var’ derken bunu kastediyoruz. 17 yıldır Türkiye’yi yöneten bir iktidarın ülkeyi getirdiği noktayı hep beraber oturup düşünmemiz lazım.”

     Sen bu ülkenin ekonomisini sağlam temeller üzerine oturttun da fiyatlar mı yükseldi? İhracatı da yasakladılar, o da tutmadı. Tarım Bakanı çıktı ‘Et yemeyin, ot yiyin’ dedi. Otun fiyatı arttı. Bu Tarım ve Orman Bakanı’nı Zaytung kadrosuna alırsanız çok memnun olurum.”

  • CHP grup toplantısında dikkat çeken haykırış! “Bebeğim ölüyor”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu’nun konuştuğu bir esnada çaresiz bir anne, çocuğunu havaya kaldırarak “Bebeğim ölüyor” dedi. Kılıçdaroğlu, “Toplantı bitince yanına geleceğim” dedi.

    “BEBEĞİM ÖLMEK ÜZERE”

    Kılıçdaroğlu, pahalı ve piyasada bulunmayan ilaç fiyatlarından bahsederken çaresiz bir anne çocuğunu hava kaldırarak “Bebeğim ölmek üzere” diye Genel Başkan’a seslendi. Kılıçdaroğlu bunun üzerine “Geleceğim, geleceğim. Toplantı bitsin söz yanına geleceğim” dedi.

  • Doktor ve sekreterinin kirli işbirliği

    Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında,  “icbar suretiyle irtikap” suçunu işlediği iddia edilen Gaziantep Üniversitesi Tıp  Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi tutuksuz sanık  Prof. Dr. Ö.B. ile ona yardım ettiği iddia edilen özel muayenesindeki sekreteri  N.Ö.K. hakkında iddianame hazırlandı.

    Sanık Ö.B. hakkında, gerçekleştirdiği 6 eylem için ayrı ayrı 10 yıla  kadar, sekreterine de “icbar suretiyle irtikap” suçuna yardım etmekten 5 kez 5  yıla kadar hapis cezası talep edilen iddianame, 5. Ağır Ceza Mahkemesince kabul  edildi.

    İddianamede, Ö.B’nin hastaları yönlendirdiği özel muayenehanesinde,  üniversitede yapacağı ameliyatlar için hasta yakınlarından para aldığı iddiaları  üzerine soruşturma başlatıldığı hatırlatılarak hasta yakınlarının ifadelerine yer  verildi.

    Başka bir doktorun yönlendirmesiyle eşini sanığın özel muayenehanesine  götürdüğünü aktaran mağdur E.O.K, Ö.B’nin “eşinin acilen ameliyat edilmesi  gerektiğini” belirterek kendilerinden 15 bin lira istediğini ve ameliyatı da  Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaptığını anlattı.

    Eşinin tedavisi için Adıyaman’dan gelen M.E. de daha önce gittikleri  doktorların yönlendirmesi üzerine eşiyle Ö.B’nin muayenehanesine gittiklerini ve  sanığın ameliyat için kendilerinden 10 bin lira istediğini savundu.

     “TEDAVİYİ YARIDA KESERİM TEHDİDİ” 

    Ö.B’nin eşini üniversite hastanesinde ameliyat ettikten bir gün  sonra odalarına gelerek “Ödemeyi yapmak için ofise uğramamışsınız. Bu ikidir  başıma geliyor. Parayı almadan hastaları ameliyat etmeyeceğime yemin etmiştim.  Paranın hazır olmadığını bilseydim kesinlikle ameliyata başlamazdım. Parayı  vermezsen tedaviyi yarıda keserim. Patoloji sonuçlarına da bakmam” dediğini iddia  eden M.E, parayı ödeyemedikleri için Ö.B’nin eşinin hastaneden taburcu edilmesini  de engellediğini savundu.

    Y.Y. de annesinin rahatsızlandığını, hastanede yapılan tetkiklerde  vücudunda kitle bulunduğu ve kanser olabileceğinin söylendiğini belirterek bu  konuda uzman kişinin Ö.B. olduğunu öğrendiklerini ve muayenehanesine gittiklerini  aktardı.

    Ö.B’nin annesinin raporlarını inceledikten sonra “acilen ameliyat  edilmesi gerektiğini, aksi takdirde kanserin vücuda yayılabileceğini ve ölüm  riski oluşabileceğini” söyleyerek kendilerinden 20 bin lira istediğini ileri  süren Y.Y, “İndirim yapmasını istedik, o da en son 18 bin lira olacağını söyledi.  Biraz daha indirim yapmasını isteyince, öfkeli bir şekilde, ‘Bundan aşağı olmaz,  fazla ısrar etmeyin. Parayı vermezseniz ameliyatı yapmam.’ deyince annemin  rahatsızlığının vermiş olduğu endişe ve korkuyla kabul ettik. Ertesi gün  üniversite hastanesine annemin yatışı yapıldıktan sonra Ö.B. gelerek ‘Parayı  çarşamba günü getirin, yoksa ameliyatı yapmam.’ diyerek bizi tekrar korkuttu.”  ifadelerini kullandı.

    Şanlıurfa’da yaşayan Y.Ş. de tavsiye üzerine sağlık sorunları  yaşayan eşiyle Ö.B’nin Gaziantep’teki özel muayenesine geldiklerini aktararak  sanığın “eşinin rahminin alınması gerektiğini, zor bir operasyon olacağını ve  yaklaşık 5 saat süreceğini” belirterek kendilerinden 20 bin lira “bıçak parası”  talep ettiğini anlattı.

    Pazarlık sonucu 12 bin liraya anlaştıklarını ifade eden Y.Ş,  “Ameliyatın 5 saat yerine bir saat sürmesi üzerine Ö.B’ye nedenini sordum. O da  ‘temiz çıktığını, korkacak bir şey olmadığını’ söyledi. Başka bir hastaneye  gittiğimizde ise teşhisin yanlış olduğunu, tedaviye geç kaldığımızı ve eşimin  vücudunda parçalar kaldığını öğrendik. Bunun üzerine eşime ışın tedavisine  başlanıldı.” şeklinde beyanda bulundu.

    “İrtikap” suçunun anlatılarak benzer davalarla ilgili Yargıtay  kararlarına yer verilen iddianamede, şu değerlendirmede bulunuldu:

    “Somut olayda da sanığın, ‘hastaların durumunun ağır ve ölümcül  olduğu, derhal ameliyata alınmaları gerektiği, ameliyatın çok zor olduğu, 5 saat  süreceği, parayı vermedikleri takdirde ameliyat etmeyeceği’ şeklinde her türlü  zorlayıcı hareketle belli bir şiddete ulaşan, ciddi ve etkisinden kolaylıkla  kurtulma olanağı olmayan baskı ile manevi cebir uygulayarak hasta yakınlarından  değişik zamanlarda 15 bin ile 20 bin lira arasında değişen miktarlarda para  aldığı anlaşılmıştır.”

     “PARA VERENLER ÖZEL EKİP TARAFINDAN KARŞILANMIŞ”

    Hasta yakınlarının parayı ödemedikleri takdirde hastalarına  bakmayacağı ya da ameliyat gününün çok ileri bir tarihe alınacağı, bu nedenle  hastalığın kötüleşeceği endişesiyle istenen parayı ödedikleri ifade edilen  iddianamede, şunlar kaydedildi:

    “Sonuç olarak, sanığın ağır jinekolojik ölümcül hastalarla ilgili  özel muayenehanesine yönlendirdiği hastaların durumunun çok ağır olduğunu, vakit  kaybetmeksizin ameliyat edilmeleri gerektiğini, 20 bin lira verdikleri takdirde  sıra beklemeden ameliyat olabileceklerini, para vermedikleri takdirde ameliyata  girmeyeceğini söylediği anlaşılmıştır. Hasta yakınlarının da ameliyatın vaktinde  ya da gereği gibi yapılmayacağı endişesiyle kendilerini mecbur hissederek borç  para bulup, ameliyat parasını ödemek zorunda kaldıkları, bu parayı da sanığın  bazen kendisinin bazen de sekreterinin aldığı belirlenmiştir. Bu hastaların  hastanede özel bir ekip tarafından karşılandığı, yatışlarının yapıldığı,  işlemlerinin hızlandırıldığı ve sanığın sıra bekletmeden ameliyat yaptığı  belirlenmiştir.”

    Sanığın ameliyat parası almadığı yönündeki beyanına itibar  edilemeyeceği ifade edilen iddianamede, Ö.B’nin 6 ayrı eylemle ilgili toplam 60  yıla, sekreterinin de aynı suça yardımdan 5 ayrı eylemle ilgili 25 yıla kadar  hapisle cezalandırılması talep edildi.

  • Müjdat Gezen, 2. Abdülhamid’in torununa hakaret suçlamasıyla hakim karşısına çıktı

    İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan Müjdat Gezen ile şikayetçi Nilhan Osmanoğlu Vatansever katıldı.

    “KENDİSİNİ İLK DEFA GÖRÜYORUM”

    Savunması sorulan Müjdat Gezen, “Savunulacak bir şey göremiyorum. Kendisini ilk defa görüyorum. Hiç tanımıyorum. Kendisine hakaret etmedim” dedi. Gezen’in avukatları Fuat Selvi ve Toygar Öztürk ise müvekkillerinin cümlelerinde hakaret içeren söz olmadığını ve hakaret kastı olmadığını belirterek derhal beraat kararı verilmesini talep ettiler.

    “EDEP YOKSUNU SÖYLEMLERDE BULUNULMUŞTUR”

    Şikayetçi Nilhan Osmanoğlu Vatansever ise ” Yüzbinlerce kişinin izlediği bir programda çocuğum, ailem izlerken mizahla nitelendirilemez, edep yoksunu söylemlerde bulunulmuştur. Bunları eleştiri gibi de nitelendiremeyiz. Hala internette videoları dönüyor. Şikayetçiyim” dedi.

    “CEZALANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ”

    Şikayetçi avukatı Cem Kaya da müvekkiline yüzbinlerce kişinin gözleri önünde hakaret edildiğini savunarak “Kendisi çocukluğumuzdan beri hayranlıkla izlediğimiz bir sanatçıdır. Keşke öyle kalsaydı ancak son dönemlerde sadece müvekkilime değil, Cumhurbaşkanı da olmak üzere pek çok kişiye ideolojik söylemlerle hakaretlerde bulunmaktadır. Cezalandırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

    TARTIŞMA YAŞANINCA HAKİM DURUŞMAYI SONLANDIRDI

    Bunun üzerine söz alan Müjdat Gezen, “Ben burada suç olan şeyin ne olduğunu anlamış değilim. Telefonla katıldığım programa ‘Hanımefendi adayı istiyor’ dediler. Ben de ‘Adayı değil de neyse. Bunu sonra konuşuruz’ dedim. Burada kimseyi aşağılayacak bir ifade kullanmadım. Avukat yalan söylüyor” dedi. Gezen’in bu sözü üzerine avukat Cem Kaya, “Bana ‘yalancı’ demiştir. Tutanağa geçirilsin” diye müdahale etti. Gezen’in avukatları, müvekkillerinin savunmasına müdahale edildiğini belirterek tepki gösterdi. İki tarafın karşılıklı tartışması devam ederken hakim, “Burası kavga yeri değil. Duruşma yeri” diyerek duruşmayı bitirdiğini belirtti. Duruşma tartışma nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi.

    İDDİANAME

    İddianamede, Nilhan Osmanoğlu Vatansever’in 15 Şubat 2017’de Halk TV’de Uğur Dündar tarafından yayımlanan programa katılan Yılmaz Özdil ve Müjdat Gezen arasında geçen konuşmada kendisine, ailesine hakaret edildiğini belirterek şikayetçi olduğu belirtildi. İddianamede, program akışı, anlık seyirci tepkisi dikkate alındığında Müjdat Gezen’in hakaret suçunu oluşabileceği belirtilerek 9 aydan 2 yıl 4 aya kadar hapsi talep edildi.

  • Burdur’da Hastaneye Başvuranların Sayısı 1271’e Ulaştı

    Burdur’un Bucak ilçesinde bulantı, kusma ve ishal şikayeti nedeniyle hastaneye başvuranların sayısı 1271’e yükseldi.

    Alınan bilgiye göre, ilçede son üç günde 1271 kişi bulantı, kusma ve ishal şikayetiyle hastanelere başvurdu.

    Hastaların büyük bölümü ayakta tedavinin ardından taburcu edilirken, 6’sı çocuk 16 kişi Bucak Devlet Hastanesinde gözlem altında tutuluyor.

    Burdur’un Bucak ilçesinde pazar gününden bu yana bulantı, kusma ve ishal şikayetiyle hastaneye başvurular yaşanmış, başvuruların artması üzerine içme suyundan numune alınarak incelemeye gönderilmişti.