Kategori: Türkiye

  • Aman dikkat! Fatura öderken paranızı kaptırmayın

    Mağdurlar ay sonunda elektrikleri kesilince faturalarının ödenmediğini anladı. Merkezin yolunu tutanlar, kapalı olduğunu görünce şikayetçi oldu. Açma bedeli ile birlikte faturalarını da ikinci kez ödemek zorunda kalanlar yaşananlara tepki gösterdi.

    Küçükçekmece Atakent Mahallesi‘nde bulunan fatura ödeme merkezi uzun süredir faaliyet gösteriyordu. Ancak son aylarda buradan faturalarını yatıranlar kesintiler nedeniyle şok yaşadı. Fatura merkezine gelenler önce “sistemde sorun var, düzelecek” bahanesiyle karşılaştı bir süre sonra ise merkezin kapandığını gördü.

    Mağdurlardan Süleyman Arslan, “Faturamı ödemeye geldiğimde, kapalı olduğunu gördüm. 58 TL olan faturam 179 TL geliyordu ve bu durum aylarca devam etti. Nedenini sorduğumda ‘sistem yavaş işliyor, daha düşmemiştir’ diyerek beni gönderiyorlardı. Ben de en son geldiğimde ‘Sular İdaresine gidip tespit ettireceğim, bu sorun çözülmezse polise gideceğim, resmi yollardan hakkımı arayacağım’ dedim. ‘Hallederiz sen haftaya gel’ dedi. 24 Ocak’ta geldiğimde de hiç kimse yoktu” şeklinde konuştu.

    GÜNLERCE ELEKTRİKSİZ KALDILAR

    Fatura ödeme merkezi mağduru olan Sevim Opuz da, “Ayın 3’ünde faturamı ödememe rağmen, 15 gün sonra sürekli faturalarımın yatmadığı üzerine mail geldi. Fatura ödeme merkezine geldiğimde ana merkeze mail atmayı unuttuklarını söylediler, ben de sorunu çözebileceklerini düşündüm. Ertesi gün elektriğim kesildi ve ben 3 gün elektriksiz kaldım. Yaşadığım mağduriyet bu” dedi.

    Bahar Temel ise, “11 yıldır burada 6 daire tüm faturalarımızı sorunsuz ödüyorduk. 12. ay faturalarımız yatırılmadığı için, sorun yaşadık. Biz bütün faturalarımızı ödedik, elimizde makbuzlarımız var. Fatura ödeme merkezine geldik ve kapalı olduğunu gördük. Karşıdaki market bize buranın dolandırıcı olduğunu söyledi” ifadelerini kullandı.

    Ziya Temel de, “Yetkililere sesleniyoruz, bize sahip çıksınlar. Vatandaş olarak mağduruz. Aile binasında yaşıyoruz, 6 dairemiz var. Bizim de 11. ay ve bu ay elektrik ve su ödememizi yatırmamış. Neyin nesidir anlamadık, biz de şaşırdık. Hem kapalı burası, cezamızı da ödedik. Ne yapacağız” dedi.

    Atakent Mahalle Muhtarı Halime Totkanlı ise “Benim olaydan 18 Aralık’ta haberim oldu, şikayetler de artmaya devam ediyor. Elektrik, su, telefon konusunda mağdurlar bize ulaşıyor” ifadelerini kullandı.

    20 MİLYON LİRA KORSANA GİDİYOR

    Ödeme merkezlerinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu(BDDK)’dan lisanslı olması gerekiyor. Bazı ödeme merkezleri lisanslı olmalarına rağmen elektrik, su, doğalgaz faturalarını ödemek için kurumlar ile anlaşmadığı için tüketici mağdur edilebiliyor. Anlaşmalı olmayan ödeme merkezlerinden fatura başına 1,5-2 TL alınırken, kredi kartı ile ödemede de yüzde 3 komisyon alınıyor. Bu da haksız kazanca neden oluyor. Anlaşmalı yasal kurumlarda fatura ödeme işlem ücreti alınmıyor, kredi kartı ödemelerinde ise anlaşmalı banka ne kadar yasal komisyon uyguluyorsa o kadar uygulanıyor.

    CK Boğaziçi’nin yaptığı en son yazılı açıklamada, “Müşterilerimizin yaklaşık 1,5 milyonu 238 sayıları 238 olan Müşteri İşlem Merkezleri (MİM) üzerinden ödeme yapıyor. 860 bin müşterinin ortak ödeme talimatı var. 230 bin müşteri de PTT’de ödüyor. Yaklaşık 700 bin müşterini ise korsan olarak ifade edilen ve sayıları 950’yi aşan noktalardan ödeme gerçekleştiriyor. Bu sırada fatura başına 1,5-2 lira işlem ücreti ödüyor. Bu da vatandaşın cebinden yılda yaklaşık 20 milyon liranın korsana gittiğini gösteriyor. Güvenli olmayan bu noktalarsa vatandaşın parasını alıp hiç ödeme yapmayan ya da geç ödeyerek tüketiciyi mağdur edenler de var. Kredi kartı ve kimlik bilgileri bu yetkisiz kurumların ellerine geçerek başla bir tehlike oluşturuyor” denildi.

  • Pakdemirli: “Vatandaş Mevsimine Göre Tüketim Yaparsa Fiyatlar Dengelenir”

    Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, sebze ve meyve fiyatlarındaki yükselişle ilgili olarak “Vatandaş bakacak, mevsimi olmayan meyve sebze pahalıysa mevsime göre tüketim yaparsa ürünlerde dengeleme oluşacaktır. Hangi market ucuzsa ürünleri oradan almaya yönelirse fiyatlar dengeye ulaşır” dedi.

    Kamuoyunda tepki çeken yüksek sebze-meyve fiyatlarıyla ilgili konuşan Pakdemirli, “Fiyatlar mevsim normallerinde değil. Piyasalarda her gün daha fazla denetim yapıyoruz. Özellikle en güzel denetim vatandaşın denetimidir” dedi.

    “Vatandaş bakacak, mevsimi olmayan meyve sebze pahalıysa mevsime göre tüketim yaparsa ürünlerde dengeleme oluşacaktır” ifadesini kullanan Pakdemirli, şöyle devam etti:

    — Hangi market ucuzsa ürünleri oradan almaya yönelirse fiyatlar dengeye ulaşır. Fahiş fiyat varsa gerekli cezaları kesiyoruz. Sebze meyve gıda artışları düşük olur. Yıl içerisinde birbirini dengeliyor. Enflasyona olan olumsuz katkıları şu an için öyledir, ancak geçen yıl, ondan önceki yıl, ondan önceki yıl da öyleydi.

    — Gıda komitesi özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile çok ciddi çalışmaya başladı. 3 bakan anlık kararları alıyoruz. Birbirimize dokunduğumuz noktalarda çok hızlı kararlar alıyoruz. Birçok konuda geç kalmamış oluyoruz. Hal yasası tabii ki yüzde 30-40. Aynı zamanda perakende yasasını da ele almamız lazım.

  • Bursa’da da Mağazası Vardı… Forever New, Türkiye’den Ayrılıyor

    Avustralyalı giyim ve aksesuar markası Forever New, 2009 yılında girdiği Türkiye’deki operasyonlarını kapatıyor. 2006 yılında Avustralya’da kurulan marka 7 ülkede 250’den fazla mağazaya ulaşmıştı.

    Çok üzgünüz. Forever New Türkiye operasyonunu sonlandıracağımızı duyurmak bizim için çok zor. Markamızın tüm müşteri, tedarikçi ve takipçilerine yıllar içinde gösterdikleri bağlılık ve destek için terşekkür ederiz.Forever New Türkiye

    Markanın Türkiye temsilciliği tarafından Instagram aracılığıyla İngilizce olarak yapılan açıklamada, 30 Ocak’tan önce verilen siparişlerin teslim edileceği veya ücretlerinin tamamen iade edilebileceği belirtildi. Şirket, müşterilerin Forever New ürünlerinin uluslararası site üzerinden satın alınabileceğini da duyurdu.

    Açıklama sonrası, Forever New Türkiye temsilciliğinin internet sitesi uluslararası siteye yönlendirildi. 2006 yılında kurulan Avustralya merkezli giyim markası, Türkiye’nin yanı sıra Yeni Zelanda, Hindistan, Çin, Güney Afrika, Singapur ve Endonezya gibi ülkelerde faaliyet gösteriyor.

    Forever New, Türkiye’ye 2009 yılında Saide Grup bünyesinde kurulan ve farklı hedef kitlelere hitap eden birden çok yabancı markayı barındıran Retail Platform tarafından getirilmişti. Birkaç yıl önce Saide Tekstil ile yolları ayrılan Forever New, Retail Two Mağazacılık tarafından işletiliyordu.

    İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi Türkiye’de pek çok il ve AVM’de hizmet veren Forever New Türkiye’nin operasyonlarına son verme kararının gerekçesi ve mevcut mağazaları ile çalışanlarının durumuyla ilgili bir açıklama yapılmadı. Konuyla ilgili görüşüne başvurmak için ulaştığımız Retail Two yetkilileri yorumda bulunmadı.

  • Rüzgar türbini alev alev yandı

    Samandağ ilçesine bağlı Sebenoba Mahallesi yakınlarında bulunan, bir enerji şirketine ait olan rüzgar türbininde bilinmeyen bir nedenden dolayı yangın çıktı.

    Yanan rüzgar türbini, olayı gören vatandaşlarca cep telefonu kamerasıyla görüntülendi.

    Vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri sevk edildi. Ekipler uzun uğraşlar sonucu alev alan rüzgar türbinini söndürdü. 

    Firma görevlileri olay yerinde incelemelerde bulunurken yangının çıkış nedeni araştırılıyor.

  • Akılalmaz olay! Doktora gitti döndüğünde evi yıkılmıştı…

    Olay, dün Arsin İlçesi Yeniköy Mahallesi’nde meydana geldi. Anne ve babasından kalan evde 2 çocuğu ve torunu ile yaşayan Gülsen Paslı, ilçeye indi. Hasta torununu doktora götüren kadın geri döndüğünde tek katlı evinin yerle bir olduğunu görünce hayatının şokunu yaşadı. Tüm eşyaları yıkılan evin enkazı altında kalan kadın, suç duyurusunda bulundu. Jandarma ekipleri, yıkılan evin enkazında inceleme yaptı. Evin dozerle yıkıldığı belirlendi. Görgü tanıklarının ifadesine başvurulan olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Gülsen Paslı geçici olarak ilçede kızının evine yerleşti.

    ‘KARDEŞİMİN YIKTIĞINI DÜŞÜNÜYORUM’

    Evi anlaşmazlık yaşadığı kardeşleri N.S. ve Z.S.’nin dozerle yıktırdığını öne süren Gülsen Paslı, “İki kızım ve torunum ile bu evde yaşıyorduk. Ev anadan, babadan kalma müşterek bir ev. 9 kardeşiz fakat diğer kardeşlerim gelip geçmezler. Biz burada hem hayvancılık yapıyoruz hem de bağ bahçe işleriyle uğraşıyoruz. Torunum rahatsızlandığı için ilçeye doktora gittik. Doktordan döndüğümüzde evin olmadığını gördük. İlk başta heyelan mı oldu diye düşündüm. Fakat dozerle yıkılmış, teker izleri var. Evi kardeşlerimin yıktığını düşünüyorum” dedi.

    Kardeşi ile annelerinin bakımı konusunda anlaşmazlık yaşadığını anlatan Paslı, “Onlar istiyor ki hep ben bakayım. Fakat onlar şehirde kaloriferli evde yaşıyorlar ve durumları çok iyi. Ben zaten fındık zamanı annemi alıp bakıyorum. Bu yüzden kardeşlerim tarafından evimin yıkıldığını düşünüyorum.  Bütün eşyalarım enkaz altında kaldı. Bir tavuğum da enkazda öldü. Maddi manevi çok zor durumdayım, kış günü bu yapılan hangi insanlığa sığar?” diye konuştu.

     

  • Bakan açıkladı Pet şişe getirenlere kontör yükleyeceğiz

    Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi üyesi 16 çocuğu Bakanlıkta kabul eden Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, çocukların çevre ve doğaya ilişkin sorularını yanıtladı.

    Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak en büyük hedefinin çocuklara daha güzel bir gelecek bırakmak, şehirlerdeki yaşam kalitesini artırarak daha çevreci şehirler inşa etmek olduğunu belirten Kurum, tüm illerde çevrenin iyileştirilmesi amacıyla çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

    Gelecek adına doğada yaşayan canlıların da korunması gerektiğini vurgulayan Kurum, “Akdeniz foku, flamingo, deniz kaplumbağaları gibi nesli tehlike altında olan hayvanlarımız var. Tuz Gölü etrafında yerleşik durumda olan flamingolarımızı korumak adına bu sene 12 bin 700 yavruyu tespit ettik, koruma altına aldık. Onlar büyüyecek ve flamingoların nesli devam edecek. Akdeniz foku ile ilgili de aynı çalışmayı yürütüyoruz. Geçen yıl yaklaşık 70 bin yavru caretta caretta kaplumbağamızı denize bıraktık.” diye konuştu.

    Çevreyi ve doğayı korumak adına Bakanlık tarafından yapılan çalışmalar sonrası, ozon tabakasına zarar veren sprey ve traş köpüğü gibi malzemelerin kullanımını yaklaşık yüzde 87 oranında azalttıklarını vurgulayan Kurum, çocuklara, oynadıkları “slime” adı verilen oyuncağı, yapımında kullanılan zararlı maddeler nedeniyle dikkatli kullanmaları uyarısında bulundu.

    Şehir planlaması yaparken içinde parklar, sosyal donatılar ve yeşil alanların olduğu alanları da ayırdıklarını, yeşil alan miktarını daha da artırmayı hedeflediklerini belirten Kurum, içinde kıraathaneler, yeşil alanlar, bisiklet ve yürüyüş yollarının olacağı millet bahçeleri projeleri geliştirdiklerini söyledi.

    Özel koruma bölgesi olan Gölbaşı Mogan Gölü’nde biriken çamuru çıkartmak için başlattıkları proje kapsamında yaklaşık 2 milyon 700 metreküp dip çamurunun çıkarıldığını belirten Kurum, bu sayede gölün, oradaki canlıların daha iyi şartlarda yaşayabileceği bir hüviyete kavuştuğunu, aynı zamanda proje kapsamında ailelerin çocuklarıyla gölün etrafında zaman geçirebileceği yeni düzenlemeler yapacaklarını kaydetti.

    “Pet şişeleri getirenlere kontör yükleyeceğiz”

    Meclis üyesi bir çocuğun “Bir gününüz nasıl geçiyor?” sorusunu Kurum, şöyle yanıtladı:

    “Erkenden kalkıyoruz. Çocuklarımızla kahvaltı yapamıyoruz maalesef vaktimiz olmuyor. Burada şehirlerimizin problemleriyle ilgili toplantılar yapıyor, kararlar alıyoruz. Hafta sonları illere gidip şehir ve çevreye ilişkin sorunları çözmek adına toplantılar yapıyoruz, kararlar alıyoruz. O kararlar çerçevesinde şehirlerin yaşam kalitesini yükseltmek adına projeler geliştiriyoruz. Artık böyle makamlar, görevler biraz kendi hayatınızın dışında, ülkeniz, vatanınız, bayrağınız için fedakarlık göstermeniz gereken alanlar. İnşallah siz de büyüdüğünüzde, daha iyi makamlara geldiğinizde bizden daha iyilerini yapacaksınız.”

    Kurum, 1 Ocak itibarıyla plastik poşetlerin ücretlendirildiğini anımsatarak, plastik poşetlerin hem doğaya hem de denizde yaşayan canlılara büyük zararı olduğunu söyledi.

    Bakanlık tarafından 2021 yılında uygulanmaya başlanacak depozito uygulaması hakkında da bilgi veren Kurum, şöyle devam etti:

    “2023 yılında tüm Türkiye’de depozito uygulamasına geçmek istiyoruz. Pet, cam şişeler süt içilen karton kutular gibi ürünlerin kullanımını azaltmak ve bunları geri dönüşümde kullanmak için depozito uygulamasına geçeceğiz. Amacımız üretilen kapların yüzde 80’inin, 90’ının, bu uygulamaya geçmiş gelişmiş ülkelerde olduğu gibi geri toplanması. Dolayısıyla bu ham maddeleri üretimde yeniden kullanarak, çevreye daha az zarar vermiş olacağız. 2021 yılında plastik poşet, cam, metal şişeler, karton kutular gibi geri dönüşümü yapılabilecek malzemelerde depozito uygulamasına geçeceğiz. Bu uygulamayla o pet şişeleri getirenlere kontör yükleyeceğiz, otobüsle alakalı bilet uygulamasında destek olacağız. Belki nakit de verebiliriz. Onları siz toplayacaksınız, belki çikolata, gofret alacaksınız. O uygulamaları en yakın zamanda ülkemize getireceğiz.”

    “Tekneleri dijital olarak takip ediyoruz”

    Bakan Kurum, daha az katlı, mahalle ölçeğinde yatay mimari projeler gerçekleştireceklerini belirterek, bu projelerde yeşil alan miktarının çok fazla olacağını söyledi. Şu an 28 ilde 52 millet bahçesi projesi olduğunu belirten Kurum, buna yenilerinin eklendiğini ifade etti.

    Türkiye’de 459 mavi bayraklı plaj olduğuna işaret eden Kurum, bu sayıyla Türkiye’nin dünyada üçüncü sırada yer aldığını, çok kısa zamanda birinci olmayı hedeflediklerini vurguladı.

    Bakanlık olarak, denizleri temiz tutmak adına gemilerden atılan atıkları topladıklarını anlatan Kurum, “Atıkları takip ediyoruz, o atıkları belli periyotlarla marinalara bırakma zorunlulukları var. Bu tekneleri dijital olarak takip ediyoruz. Hemen hemen birçok marinamızda sıfır atık sistemini kurarak o atıkları ayrıştırıyoruz, plastikleri ayrı bir tarafa, metalleri ayrı bir tarafa, kartonları ayrı bir tarafa… Organik atıkları da kompost makinası gübre haline getiriyor, o gübre ile bitkileri yetiştiriyoruz. Aynı şekilde denizden de atık topluyoruz.” ifadesini kullandı.

    Hava kirliliğine sebep olan yakıtlara ilişkin vatandaşlar ve belediyelere tedbir almaları noktasında uyarılarda bulunduklarını belirten Kurum, 7 gün 24 saat anlık olarak illerdeki hava kalitesini izleyerek zarar veren durumlar için tedbirler aldıklarını söyledi.

    Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak protokol çerçevesinde Ankara’da hemen hemen bütün okullarda sıfır atık uygulamasına geçildiğine işaret eden Kurum, Türkiye’de toplam 11 bin 800 kamu kurumunda bu uygulamaya geçtiklerini, kısa zamanda bu oranı 14-15 bin seviyelerine çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi.

    Kurum, hedeflerinin 2023 yılında tüm Türkiye’de sıfır atık sistemine geçmek olduğunu, bu sayede yıllık 20 milyar lira tasarruf sağlanacağını vurguladı.

    Kurum’dan çocuklara bisiklet sözü

    Konuşmaların ardından, Çocuk Meclisi üyelerinden Tuğçe Yalçınkaya, Kurum’a kendi yazdığı kitabı hediye etti.

    Bakan Kurum’un “En büyük hayalin nedir?” sorusuna Yalçınkaya, “En büyük hayalim ünlü bir yazar olmak ve ülkem için faydalı şeyler yapmak. Çevreye ilişkin hayalim de insanların doğaya daha duyarlı olması.” yanıtını verdi.

    Etkinlikte bir Çocuk Meclisi üyesi, çizdiği resmin bulunduğu tabloyu Kurum’a hediye etti. Çocuklara karnelerini soran Kurum, ikinci dönem takdir belgesi getirenlere bisiklet hediye edeceklerini söyledi.

    Kendisiyle konuşmak isteyen bir çocuğun ablasıyla telefonda bir süre sohbet eden Kurum, daha sonra çocuklarla özçekim yaptı.

  • İş adamı yanında çalışan karı kocayı kaçırdı!

    Adana’da bir iş adamı yanında çalışan ve kendisini 3 milyon lira dolandırdığı ileri sürülen şahsı ve karısını arkadaşlarıyla birlikte kaçırdığı iddiasıyla gözaltına alındı.

    Olay, merkez Seyhan ilçesine bağlı Sümer Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, İstanbul’da müteahhitlik ve tekstil işiyle uğraşan M.Ç., yanında çalışan Ç.K.’nın kendisini 3 milyon lira dolandırıp kayıplara karıştığı iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına hakkında şikayette bulundu. Ancak Ç.K. bir türlü bulunamadı. Bunun üzerine M.Ç. arkadaşlarıyla birlikte Ç.K.’yı aramaya başladı. Bugün de Ç.K.’nın Adana’da olduğunu öğrenen iş adamı M.Ç., yanına 8 arkadaşını alarak Adana’ya geldi. Ç.K.’nın bir kargo şubesi önünde olduğunu belirleyen M.Ç. arkadaşlarıyla birlikte borcunu vermeyen Ç.K. ve yanında bulanan karısı S.K.’yı minibüs ve otomobil ile kaçırdı. Olaya tanık olan kargo çalışanları ve vatandaşlar polisi aradı.

    Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ve polis merkezi ekipleri ihbar üzerine alarma geçti. Polis kısa sürede minibüsü Mithat Özsan Bulvarı’nda buldu. İçindeki şahısları ve kaçırıldığı ileri sürülen Ç.K.’yı yakaladı. Zanlıları gözaltına alırken Ç.K. “Bana para verdiğini ileri süren şahıslar beni ve eşimi kaçırdı. Beni vuracaklarını söylediler eşimi de dağa götürdüler” diye konuştu.

    Polis daha sonra otomobil ile kaçırılan kadını da bulup olay yerine getirdi. Burada kadın polis tarafından zanlıların elinden alındı. İş adamı M.Ç. ise Ç.K.’nın kendisinin yanında çalıştığını ve 3 milyon lira dolandırıp kaçtığını, bugün de Adana’da olduğunu öğrenip gelip kendisinden parasını almak için yanlarına aldıkların,ı kaçırma ve alıkoymanın olmadığını öne sürdü.

    Şahıslar ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü.

  • Seçim öncesi ortalığı karıştıracak sözler: Bir fakslık işi var!

    Beşiktaş eski Belediye Başkanı Murat Hazinedar, basın toplantısı düzenledi Hazinedar, “Siyasi partiler millete hizmet etmek için kurulmuş organizasyonlardır. Ama CHP’de tam tersine ne kadar millete sırtınızı döner ve parti içine oynarsanız, o kadar irtifa kazanacağınız bir siyasi yapı ve anlayış bulunmaktadır. Benim yanımda tek bir MYK üyesi ya da parti meclisi üyesi olmadığı için aday belirleme sürecinde ismimi hatırlayan olmadı. Genel başkanım ise hem kendi lafını hem de parti hukukunu çiğnetmeyi göze alarak arkamda durmamıştır” dedi.

    “ANKETLERDE BEN BİRİNCİ ÇIKIYORDUM”

    “Buradan genel başkana, MYK üyelerine ve parti meclisi üyelerine soruyorum” diyen Hazinedar, “Battal Bey’i yeniden aday yaparken ya da Murat Hazinedar ismini hiçbir şekilde değerlendirmeye dahi almazken ölçüleriniz, parametreleriniz neydi? Halkın sevgisi teveccühü mü? Anketler ortada. Kumpaslarla görevden uzaklaştırıldığım tarihe kadar hem kendi ilçem Beşiktaş’ta, hem de İstanbul’da 39 ilçede yapılan anketlerde İstanbul’da birinci çıkan belediye başkanı ben oldum. Hatta CHP’nin bugün büyükşehir belediye başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun o tarihlerde yaptırdığı İstanbul anketlerinde ben birinci çıkıyordum. Kendisine sorabilirsiniz.”

    “BİR FAKSLIK İŞİ VAR”

    “Buradan ona da seslenmek istiyorum; unutmasın ki büyükşehir belediye başkanı bile olsa İçişleri Bakanlığı nezrinde maalesef bir fakslık işi var. Bizim olduğumuz gibi. Bugün partisinin genel meclisinde haksızlığa uğramış bir arkadaşına söyleyecek bir sözü yoksa yarın Allah korusun kendisine yapılacak böyle bir haksızlıkta herhalde bu açıklamamı hatırlayacak ve vicdanı sızlayacaktır” şeklinde konuştu.

    “YAPIŞTIRDIĞINIZ ETİKETE BİR CEVAP VEREMİYORUM”

    Murat Hazinedar, “CHP’de maalesef üzülerek söylüyorum ama bu aynı zamanda malumun da ilanıdır, kimlik siyaseti yapılmaktadır. Maalesef Battal İlgezdi ile aramızdaki en önemli fark budur. İstanbul’da seçilmesi garanti olan neredeyse bütün ilçelerde bu yaklaşım egemen olmuş ve aday belirleme süreçlerinde tercih sebebi olmuştur. 2 Şubat 2019 tarihinde yeniden toplanacak olan parti meclisinde, arz ettiğim hususların değerlendirilerek, 4 Ocak 2018 tarihinden görevinden uzaklaştırılan Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’a ve halkımıza bir cevap verilmesini bekliyorum. Çünkü ben ne oğluma, ne eşime, ne Beşiktaş’a ne de beni tanıyan Türkiye’ye, insanlara; Battal İlgezdi’yi aday yapıp beni yapmamakla verdiğiniz mesaj üzerinde vatandaş nezrinde yapıştırdığınız bu etikete bir cevap veremiyorum. Sadece parti hukuku ve ahlakı gereği değil insani ve vicdani ahlak gereği de bu cevapları sizlerden bekliyorum. Aksi takdirde partinin kurumsal kimliği ve geleceği tartışmalı hale gelecektir. Sorularıma anlaşılır, kabul edilebilir ve net cevaplar verilmediği takdirde tüm yasal haklarımı kullanacağım ve meşru her zeminde bana yapılan bu haksızlığı dile getireceğimi kamuoyuna saygıyla sunarım” diye konuştu.

    “RANDEVU DAHİ VERMEMİŞTİR”

    Ekrem İmamoğlu’nun, kendisiyle çok samimi olduğu her yerde söylediğinin hatırlatılması üzerine Hazinedar,

    “Kendisinin Sayın Cumhurbaşkanı’ndan randevu almak için gösterdiği çabayı saygıyla karşıladım. Son derece doğru, yapıcı bir yaklaşımdı. Ama kendi partisinin mağdur edilmiş, üstelikte bütün detaylarını sayın genel başkan nasıl biliyorsa, kendisinin de biliyor. Adaylığından sonra aramama rağmen randevu dahi vermemiştir. Bunu özellikle paylaşmak istedim” diye konuştu.

    İMAMOĞLU’NDAN MURAT HAZİNEDAR’A YANIT

    Son olarak eski Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın kendisine yönelik, “Adaylığından sonra aramama rağmen randevu dahi vermemiştir. Bunu özellikle paylaşmak istedim” sözleri üzerine ise İmamoğlu, “Murat Hazinedar benim arkadaşımdır. Biz çok defa telefonda konuştuk. Bire bir görüşme talebini de geçtiğimiz hafta iletti. Biraraya geliriz. 5-6 gün gecikme ile randevu vermeme gibi durum söz konusu olamaz. O benim arkadaşımdır. Konuşuruz, düzeltiriz. Ben haksızlığa uğradığını defalarca televizyonlarda konuştum. Geçen hafta da ilettim. Geçen haftada naklen yayında dile getirdim. Hem kendisinin hem de Ataşehir Belediye başkanının dile getirmiş biriyim. Hiçbir yargı hakkında yoktur. Bunu defalarca dile getirmiş biriyim” diye yanıt verdi.

  • 21 yaşındaki genç kızın kahreden ölümü

    Kaza, bugün saat 06.00 sıralarında, Aydın- Muğla karayolu Çaltı Mahallesi yakınlarında meydana geldi. Aydın yönünden gelen Ö.K. yönetimindeki 35 P 0171 plakalı otomobilden yol kenarında inen Dilay Ketboğa, evine gitmek için karşıya geçmek istedi. Bu sırada karşı yönden gelen E.H. yönetimindeki 48 NV 425 plakalı minibüs, Ketboğa’ya çarptı. Savrulup yola düşen Ketboğa’nın üzerinden, yine Aydın yönüne giden M.E.G. yönetimindeki 09 LC 488 plakalı otomobil geçti.

    İhbar üzerine kaza yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Gelen sağlık ekibinin yaptığı kontrolde, Dilay Ketboğa’nın öldüğü belirlendi.

    Geçen yıl üniversiteden mezun olduğu belirtilen Dilay Ketboğa’nın cesedi, incelemenin ardından Çine Devlet Hastanesi’nin morguna kaldırıldı. Kazadan sonra sürücüler Ö.K., E.H. ve M.E.G., jandarma karakoluna götürüldü.

  • Metin Akpınar hakkındaki adli kontrol şartı kaldırıldı

    Metin Akpınar ve Müjdat Gezen, bir programdaki söylemleri nedeniyle haklarında başlatılan soruşturma kapsamında adli kontrol kararıyla serbest bırakılmıştı. 23 Ocak’ta savcılık, Müjdat Gezen hakkında verilen yurt dışı çıkış yasağı ve haftada bir gün imza atma şeklindeki adli kontrol kararını resmen kaldırmıştı. Gezen’in avukatı Celal Ülgen, “Anadolu Cumhuriyet Savcılığı talebimiz doğrultusunda adli kontrol kararını kaldırdı” demişti.

    Gelen son dakika habere göre, sanatçı Metin Akpınar hakkında uygulanan adli kontrol kararı da kaldırıldı.