Kategori: Türkiye

  • Olay yerine gelen eniştesine sarılıp ‘keşke ölseydim’ diyerek ağladı

    Kaza, saat 05.00 sıralarında Kestaneci Mahallesi Osmanlıoğlu Sokak’ta meydana geldi. İlyas A.’nın kullandığı 67 UA 232 plakalı otomobil, kontrolden çıkarak yol kenarında bulunan bir deponun duvarına çarpıp, takla attı.

    Devrilen otomobilden sürücüsü İlyas A., kendi imkanlarıyla çıktı. Kazayı ufak sıyrıklarla atlatan İlyas A., olay yerine gelen sağlık ekibinin kendisine müdahale etmesine izin vermedi.

    Olay yerine gelen eniştesine sarılıp keşke ölseydim diyerek ağladı


    Polisin yaptığı kontrolde 2.25 promil alkollü olduğu tespit edilen İlyas A., kazayı duyup, olay yerine gelen eniştesine sarılıp, ‘keşke ölseydim’ diyerek, ağladı.

    Olay yerine gelen eniştesine sarılıp keşke ölseydim diyerek ağladı
    Bir süre sonra gelen eşi E.A. ise, “Ben sana arabayı bırak, taksiyle gel dedim” diyerek, kocasına tepki gösterdi. Otomobil sürücüsü İlyas A., ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Otomobil de çekici ile kaldırıldı. Kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.

  • Palu Ailesinden 6 Kişi Tutuklandı

    Körfez Başsavcılığı, Palu ailesi fertleri için Meryem ve Melike Tahnal’ın öldürülerek gömülmesi olayı hakkında aile hakkında ’kasten adam öldürme’ suçundan yakalama kararı çıkarttı. Çıkartılan karar üzerine harekete geçen Kocaeli Cinayet Büro ekipleri, Palu ailesi fertlerini gözaltına aldı. Kocaeli Emniyeti Asayiş Büro Müdürlüğünde işlemleri tamamlanan kayıp Meryem Tahnal’ın babası Harun Palu, annesi Havva Palu, ağabeyi İsa Palu, kardeşleri Fatih Palu ve Ayşe Palu, ailesinin damadı Tuncer Ustael ve eşi Emine Ustael, sabah saatlerinde Körfez Adliyesine sevk edildi. Adliyede işlemleri tamamlanan 7 kişiden baba Harun Palu serbest bırakılırken diğer 6 kişi ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.

  • Yargıtay ‘Tanık Yok’ Diyerek Çocuk İstismarını Cezasız Bıraktı

    Antalya’da yaşanan olayda, 15 yaşındaki kız çocuğu, annesi ile iki yıldır birlikte yaşayan erkek tarafından cinsel istismara uğradığını söyleyince sanık hakkında dava açıldı.

    Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sanığı, ‘çocuğun basit cinsel istismarı’ suçundan mahkum etti. Karara karşı yapılan istinaf başvurusu da Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi tarafından reddedildi.

    Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesi ise sanığa verilen mahkûmiyet kararını ikiye karşı üç oyla bozdu. Dairenin kararında bozma gerekçeleri, “Olayın intikal şekli ve zamanı, sanığın aksi inkâr olunmayan husumet iddiası, olaya ilişkin doğrudan görgü tanığı bulunmaması ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması” diye sıralandı. Daire, bu kararla birlikte tutuklu olan sanığın derhal tahliyesine de karar verdi.

    ‘EVİN İÇİNDE TAKIK OLMASI MÜMKÜN DEĞİL’

    Karara karşı çıkan iki üye ise karşı oy yazılarında istismara uğrayan çocuğun polis, savcılık ve mahkemede birbiriyle uyumlu ifadeler vererek sanığın eylemlerini ayrıntılı olarak anlattığına dikkat çekti. Karşı oy yazısında şöyle dendi:

    “Yerel ve Bölge Adliye mahkemesince mağdurenin sanığa iftira atmasını gerektirecek bir neden saptanmamış, sonradan ortaya atılan bu yöndeki savunma yeterli gerekçe gösterilerek reddedilmiştir. Yerel mahkeme ayrıca savunmayı reddetme ve mağdurenin anlatımlarını doğru görme nedenlerini de kanıtlarla ilişkilendirerek kararda göstermiştir. Bozma kararında olayı doğrulayan tanık anlatımının bulunmaması gerekçe yapılmış ise de bu tutum usule ve Yargıtay’ın yerleşik kabullerine aykırıdır. Sanığın yaşı küçük mağdureye karşı yaşadıkları ortak ev içinde işlediği ileri sürülen cinsel suçu gören tanığın bulunması fiilen olanaklı değildir, bu nedenle iddianın reddi nedeni yapılamaz. Bu açıklamalar karşısında sanığın atılı suçu işlediği iftira atmadığı açık olan mağdurenin tutarlı beyanları, tanık anlatımları ve dosya içeriği ile sabit olduğundan, bozma kararı dosyadaki kanıtlara uygun değildir. Ayrıca Daire kararında yerel mahkemenin kabulündeki yanlışlık bozma nedeni yapıldığı halde bunun nedenleri kanıtlarla ilişkilendirilerek açıklanmamış, soyut açıklamalarla gerekçesiz şekilde bozma kararı verilerek usule aykırılık oluşturulmuştur.”

    İki üye ayrıca yerel ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin ‘mevcut kanıtlara göre suçun işlendiği’ yönünde maddi tespit yapmalarına rağmen Yargıtay’ın bu maddi tespiti değiştirerek karar vermesini de eleştirdi.

    İki üyenin karşı oy yazısında “Yerel ve Bölge Adliye mahkemelerinin sübuta ilişkin kabulleri dosyadaki kanıtlara uygundur. Yargıtay’ın inceleme yetkisi hukuki denetimle sınırlıdır. Bozma kararında bu yetki aşılarak maddi vakalar ve mahkemenin takdir yetkisinin denetlenmesi hukuka aykırıdır” dendi.

  • Türk öğrenci Viyana’da öldürülmüştü! Katil eski polis çıktı

    Ali Rıza Sağnak (32), Adıyaman’da yaşıyordu. 2011’de Avusturya’ya gitti. Viyana Üniversitesi Elektrik-Elektronik Bölümü’nde son sınıfta okuyor, giderlerini karşılamak için de taksicilik yapıyordu. Liseden beri tanıdığı polis Oktay Şener ise 2017’nin temmuz ayında dilekçe vererek polislikten istifa etti. Şener’in ısrarlarına dayanamayan Sağnak, Avusturya’ya yerleşmesine yardımcı oldu.

    ‘ONA ULAŞAMADIM’

    Şener, 21 Mayıs 2018’de Sağnak’ın ABD’de yaşayan ablası Aysun Sağnak Başoğlu’na Instagram’dan mesaj gönderdi. Mesajda, Sağnak ile Almanya’ya kursa gideceklerinden ve şirket kuracaklarından bahsediyordu. Abla Başoğlu, bunun üzerine kardeşini aradı ancak telefonu açan yoktu. Yeniden Şener’i aradı. Şener, 20 Mayıs’ta Ali Rıza Sağnak’ı gördüğünü, iyi olduğunu söyledi. 2 arkadaşı ise polise giderek Sağnak’a ulaşamadıklarını söyledi.

    Viyana polisi, aynı gün Sağnak’ın evine giderek kapıyı kırdı. Manzara korkunçtu. Ali Rıza Sağnak, bıçaklanarak öldürülmüştü. Elleri ve kollarındaki yaralar saldırgana direndiğini gösteriyordu.

    Ali Rıza Sağnak

    Abla Başoğlu, Şener’den şüphelenmişti. Araştırdığında da kardeşiyle sıklıkla kavga ettiklerini öğrendi. Viyana polisini arayarak kardeşini Şener’in öldürdüğünden şüphelendiğini söyledi. Şener’in ailesini olaydan bir hafta önce Türkiye’ye göndermesi de şüphelerini iyice arttırdı. Şener, cesedin bulunmasından sonra Türkiye’ye dönmüştü. Viyana polisinin başvurusu üzerine Interpol, Şener hakkında uluslararası arama kararı çıkardı. Aramalar sürerken Viyana savcılığı olayla ilgili rapor hazırladı. Raporda, cesedin altındaki bir yara bandı ve olayda kullanılan kanlı bıçakta Şener’in DNA’sının bulunduğu belirtiliyordu.

    SİNYALİ DE BÖLGEDE

    20 Mayıs saat 21.54 ile 21 Mayıs 03.05 arasında olay bölgesinden Şener’in cep telefonundan sinyal de alınmıştı. Şener, Interpol’ün uluslararası arama kararı üzerine 5 Ekim’de İzmir’de gözaltına alındı ve 9 Ekim’de tutuklandı. Abla Başoğlu, “Kaçarken bir hikâye uydurdu. Katilin bir polis olduğunu söyledi. Cinayeti planlayarak işledi” dedi.

  • Kasım ayı sanayi üretim verisi açıklandı

    Sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre %6,5 azaldı

    Sanayinin alt sektörleri (2015=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2018 yılı Kasım ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %1,1, imalat sanayi sektörü endeksi %7,1 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %1,8 azaldı.

    Sanayi üretimi bir önceki aya göre %0,3 azaldı

    Sanayinin alt sektörleri (2015=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2018 yılı Kasım ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre %3,7 ve imalat sanayi sektörü endeksi %0,1 azalırken elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi aynı kaldı.

  • Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun: Türkiye, Kürtlerin düşmanı değil hamisidir

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Bizim için esas olan ulusal güvenliğimizdir. Terörle mücadelemizi belirleyen esas unsur da budur.” ifadelerini kullandı.

    Fahrettin Altun, sosyal medya hesabı Twitter’dan Türkiye’nin terörle mücadelesi ile ilgili paylaşımda bulundu.

    Altun paylaşımında şu ifadeleri kullandı;

    “Bizim için esas olan ulusal güvenliğimizdir. Terörle mücadelemizi belirleyen esas unsur da budur. Terörizmin kaynağı ister ideolojik, ister dini isterse etnik olsun bizim için farketmez. Terör terördür ve kaynağında kurutulmalıdır. Türkiye Suriye’de tam da bunu yapmaktadır.

    Türkiye Cumhuriyeti devleti Kürtlerin düşmanı değil, hamisidir. Türkiye’nin Kürtlerle hiçbir sorunu yoktur. Bizim meselemiz PKK terör örgütüyle ve onun Suriye’deki uzantılarıyladır. PYD ve YPG bir terör örgütüdür. Türkiye terörle mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir. ”

  • “Damacana suyun içinde ne olduğu tespit dahi edilemiyor, musluk suyu daha sağlıklı”

    Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Başkanı Baran Bozoğlu, son dönemde çok tartışılan poşet düzenlemesini, Çevre Yasası’nda yapılan değişiklikleri ve eksiklikleri Ozan Çepni’ye anlattı.

    Çevre meselesinin siyaset üstü bir konu olduğunu belirten Bozoğlu, çok tartışılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesini ve çevre politikalarını değerlendirdi.

    “TESPİT DAHİ EDEMEZSİNİZ”

    Bozoğlu, “İçtiğimiz sular temiz mi?” sorusuna şu yanıtı verdi:

    — Ülkenin yüzey sularının, derelerinin ve göllerinin yüzde 79’u kirlenmiş durumda. Biz musluklarımızdan temiz su içebilmek istiyoruz. Öncelikli hedefimizin bu olması lazım. Damacana su, paket su sağlıksız sudur. Kontrolsüzdür, içerisinde ne olduğunu tespit dahi edemezsiniz. Musluklarımızdan akan suyun damacana suya göre daha sağlıklı olduğunu unutmamamız gerekiyor. Türkiye’nin dere ve göllerinin kirlenmesine karşı arıtma tesislerimiz yetersiz halde.

    “Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeniz çok tartışıldı. Bu süreci anlatabilir misiniz?” sorusu üzerine Bozoğlu, şunları söyledi:

    Biz, bu kanun değişikliği içine çevre mühendisliğinin girmesini sağladık. Bütün siyasi partilerle görüştük. Çünkü bizim 20 bine yakın meslektaşımız var. Artık bu düzenleme ile çevre mühendisleri sınav ve eğitime ihtiyaç duymadan kendi diplomaları ile bu işi yapabilecek hale geldi. Demokratik bir baskı unsuru olduk, eleştiriden de hiç geri durmadık. Cumhurbaşkanı ile görüşmeyi biz AK Parti Genel Merkezi’nde yaptık. Davet edildim ve ben bu ülkenin Cumhurbaşkanı ile tabii ki tanışırım ve ona mesleki sorunlarımız hakkında bilgi vermek, taleplerimizi iletmek isterim. Bu, bizim görevimiz. Kendisine çevre mühendislerinin istihdam problemi olduğunu, kamuya atanmaları ile ilgili taleplerini ve özel sektörde de desteğe ihtiyaç olduğunu ilettim. Kendisi de bu konuda teşekkür etti. Ben de Çevre Kanunu’ndaki düzenleme için teşekkür ettim. Bizim derdimiz, Çevre Mühendisleri Odası’nı güçlendirmek, meslektaşlarımızın ve Türkiye’nin çevre politikalarında çözüm üretmek. 2010 yılından itibaren bunun için 100’den farklı kurumla görüştük. Herkese derdimizi anlatmaya çalışıyoruz.

  • ‘Emeklilikte yaşa takılanlar’ etkinliği salona sığmadı

    Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EYTSYDD) üyeleri, İzmir’de bir araya geldi. Karşıyaka’da bulunan Deniz Baykal Kültür Merkezi’nde düzenlenen bilgilendirme toplantısına, Türkiye’nin dört bir yanından yüzlerce kişi katıldı. Yoğun katılımın yaşandığı toplantıda, salona giremeyenler etkinliği, kültür merkezinin bahçesine kurulan led ekranlardan takip etti. EYT’liler, ‘Hükümet uyuma, duy sesimizi’, ‘Yalnızca adalet istiyoruz’, ‘EYT burada, Meclis nerede?’ sloganları attı.

     

    MADENCİLER DE GELDİ

    Manisa’nın Soma ilçesinde kömür madenlerinde çalışan EYT’lilerden bazıları ise baret taktı, üzerinde, ‘Somamız, kömürümüz, helvamız, ne olacak halimiz’ pankartları taşıdı. Yine, ‘Şair olduk, yazar olduk, bir tek emekli olamadık’, ‘Emekleri yok sayılan topluluk’ yazılı pankartlar taşındı. ‘Edirne’den Kars’a, Jüpiter’den Mars’a’, sloganına uygun olarak tasarlanan kostümler de yine katılımcılar tarafından giyildi. EYT’lilere CHP İzmir milletvekillerinden Kani Beko ile Atila Sertel’in yanı sıra İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray da destek verdi.

    EYTSYDD Genel Başkanı Gönül Boran Özüpark, yaptığı konuşmada siyasi bir gayelerinin olmadığını ifade ederek, “Bu memlekete en fazla emek veren insanlarız. Bizden öncekiler 38 yaşlarında emekli oldukları için bu bir iddia değil, tartışmasız bir gerçektir. Yanlış algı yaratmaya çalışan insanların söylediği gibi bizim, ’38 yaşında emeklilik’ gibi bir hedefimiz yok. Sadece bir yasanın geriye doğru işletilmesinin, hukuki ve mantıksal olarak doğru ve adil olmadığını söylüyoruz” dedi.

    ‘NAMUSLU BİR HAK ARAYIŞI’

    Gönül Boran Özüpark, yasaların geriye dönük işletilemeyeceğini belirterek, “Beklemiş olduğumuz bunca sene boyunca, zaten bir bedel ödedik. Başka bir bedel daha ödemek, adaletsizlik olur. Emeklilikte yaşa takılanlar, kazanılmış hakları gasp edilmiş, 1999’dan beri iktidarda olan bütün hükümetlerce göz ardı edilmiş, oy toplama uğruna oyalanarak mağdur edilen kişilerdir” dedi ve ekledi: “Bugüne kadar sesi çıkmayan, öfkesini dizginleyen, ‘Vatan kutsaldır’ diyerek zenginlerin parayla yaptığı askerliğe evladını gönderen, acı, çile, hasret, yokluk ve sefalet çeken ama bundan asla şikayet etmeyen bir kuşağız. Zenginlerden alınmayan vergiler, haberi bile olmadan kendisinden alınan, olur olmaz zamanlarda cebindeki üç kuruşu bile alınan kişileriz. Derdimiz emekli maaşı olarak bağlanan üç kuruş değil. Davamız, haklılığımızı ispat etmek, ‘Biz buradayız, varız’ diyerek haklı olduğumuzu kanıtlamak.”

    ​EYTSYDD Başkan Yardımcısı Mustafa Avcı ise verdikleri mücadelenin hak mücadelesi olduğunu söyledi. Çıkarılan yasa ile emeklilik yaşının ötelendiğini belirten Avcı, bu durumun acilen düzeltilmesi gerektiğini söyledi. Avcı, ayrıca kimsenin kendilerini herhangi bir siyasi partinin arka bahçesi olarak görmemesi uyarısında bulunarak, “Emeklilik haklarımızın peşine düştük. Bu mücadele namuslu bir hak arayışıdır” dedi.

    Konuşmaların ardından, toplantı sona erdi.

  • Trump: “Türkiye, Kürtleri vurursa yıkıma uğratırız”

    ABD Başkanı Donald Trump,sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada Suriye’den çekilme sürecinin başladığını duyurarak, “Kürtleri vurmaları halinde Türkiye’yi ekonomik açıdan çökerteceğiz. 20 millik (32 kilometre) güvenli bölge yaratacağız”dedi.

    Türkiye’nin Suriye’de Kürtleri vurması durumunda, Türkiye’yi ekonomik yıkıma uğratacaklarını ve bölgede 20 millik (32 kilometre) bir güvenli bölge oluşturacaklarını söyledi. Trump, aynı zamanda Kürtler’in de Türkiye’yi provoke etmesini istemediklerini söyledi.

    ABD Başkanı’nın Twitter’daki açıklamarı şöyle:

    “Suriye’den çok geç kalmış çekilmeye başlarken, IŞİD’in bölgesel halifeliğinden geriye kalan çok az şeyi de, bir çok yönden sert bir şekilde vuruyoruz. Yeniden toparlanırlarsa, yakındaki mevcut üslerimizden yeniden saldıracağız.

    “Kürtleri vurmaları halinde Türkiye’yi ekonomik açıdan çökerteceğiz. 20 millik bir güvenli bölge yaratacağız ve aynı şekilde Kürtler’in Türkiye’yi provoke etmesini istemiyoruz.

    “ABD’nin uzun vadeli Suriye’de IŞİD’i yok etmesi politikasından en çok faydalananlar Rusya, İran ve Suriye oldu. Biz de yarar sağladık ama askerlerimizi eve getirmenin zamanı geldi. SONU GELMEYEN SAVAŞLARI durdurun!”

    İbrahim Kalın’dan yanıt: Suriyeli Kürtleri PKK, PYD ve YPG’yle bir tutmak vahim hata

    Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise, yine Twitter’da, Trump’ın mesajını alıntılayarak verdiği yanıtta “Suriyeli Kürtleri ABD’nin terör örgütleri listesindeki PKK ve Suriye kolu PYD/YPG’yle bir tutmak vahim bir hata olur. Türkiye teröristlerle savaşıyor, Kürtlerle değil. Kürtleri ve tüm diğer Suriyelileri terör tehditlerine karşı koruyacağız.” dedi.

    Kalın mesajında “Teröristler, ortaklarınız ve müttefikleriniz olamaz. Türkiye ABD’nin stratejik ortaklığına uymasını terörist propagandayla gölgelenmemesini istiyor. DAESH, PKK, PYD ve YPG arasında fark yoktur. Hepsiyle savaşmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

    ABD Başkanı Trump, geçen ay YPG’nin öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri’nin denetimindeki bölgelerde bulunan ABD askerlerinin derhal geri çekilmesi emrini verdiğinde müttefikleri şoke olmuş ve Washington’da da sert tepkilerle karşılaşmıştı.

    ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da, Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir telefon görüşmesi yaptığını ve “Türkiye’yle Kürt milisleri koruyacak bir anlaşmaya varılması konusunda iyimser olduğunu” söylemişti.

    Pompeo: Yanımızda savaşanlar korunmayı hak ediyor

    Abu Dhabi’de konuşan Pompeo ABD’nin “Türk halkının haklarını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkesini teröristlerden koruma hakkını tanıdığını” söylemiş, “aynı zamanda tüm bu süreçte yanımızda savaşanların korunmayı hak ettiğini de biliyoruz.” demişti.

    Suriye’nin kuzeyinde iki bin kadar ABD askerinin bulunduğu belirtiliyor.

    İlk olarak eski ABD Başkanı Barack Obama, Suriye’ye 2015 sonbaharında YPG mensuplarının eğitimi için az sayıda özel kuvvet göndermişti. İlerleyen dönemde Amerikan askerlerinin sayısı artırıldı ve Suriye’nin kuzeydoğusunda bir dizi hava ve kada üssü kuruldu.

  • Bez ve file uygulaması marketlerde zorunlu oluyor…

    Balıkesir Valiliğinde basın açıklamasında bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, poşet kullanımındaki azalmaya dikkat çekti.

    Bakan Kurum, “Biliyorsunuz plastik poşetlere ilişkin bir kanun çerçevesinde bir uygulama gerçekleştiriyoruz ve Ocak 2019 itibariyle artık plastik poşetlerimiz ücretli hale geldi. Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan himayelerinde Bakanlığımızca yürütülen ‘Sıfır Atık’ projemiz var. Sıfır Atık projemiz kapsamında 11 bin 800 kamu kurum ve kuruluşlarında uygulamaya geçtik. İkinci 100 günlük eylem planlarımız çerçevesinde 13 bin kuruluşa bu sayıyı çıkaracağız. Bu sayede 2023 yılındaki hedefimiz 100 bin kişiye doğrudan istihdam sağlamak ve yıllık 20 milyar lira tasarruf sağlamak. Bu proje kapsamında poşet uygulaması ile ilgili geçtiğimiz günlerde bir yönetmelik yayınladık. Bu yönetmelik çerçevesinde poşetlerin bir yüzünde çevreci sloganlar olacak diğer yüzünde de yüzün alanının yüzde 20’sini geçmeyecek şekilde firmalar reklam verebilecekler. Diğer taraftan vatandaşlarımızın bez poşetlere, filelere erişimini kolaylaştırmak adına da tüm marketlerimizde bez ve file uygulamasını zorunlu hale getiriyoruz. Ücreti karşılığında ve kampanyalar kapsamında marketlerimiz vatandaşlarımıza hem bez hem de file uygulamasını sağlayacaklar. Ocak ayının ilk 10 gününe baktığımızda gıda perakendecilerinden aldığımız veriye göre geçen senenin ilk 10 gününe göre yaklaşık yüzde 60-65 oranında azalmış durumda. Bu sayede 3 bin 500 ton plastiği de kullanmamış oluyoruz. Bu bizim için çok sevindirici. Buradan tüm belediye başkanlarımıza uygulamaya destek verdikleri için teşekkür ediyorum” dedi.