Kategori: Türkiye

  • İkinci el otomobil alımında ekspertiz raporu zorunlu oluyor

    İkinci el otomobil satışlarında kilometre düşürme, aracın hasarını gizleyerek satma gibi nedenlerle tüketicilerin yaşadığı sorunlara karşı bir takım yenilikler getiriliyor. Bu sıkıntıları gidermek amacıyla Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan tasarıyla 1 Nisan 2019’dan itibaren ikinci el araç alış satış işlemlerinde gerekli belgelere yetkili ekspertiz merkezi raporunun da eklenmesi zorunlu hale gelecek.

    Yeni tasarı hakkında bilgiler veren Bursa Oto Galericiler Odası Başkanı Hakan Yanık, getirilecek zorunluluğun alıcı ve satıcılar için faydalı olabileceğini belirtti. Yanık yaptığı açıklamada, “Şubat 2018’de bir yönetmelik çıktı. Bu yönetmelikte galericiler için düzenlemeler yer alırken, ekspertiz yapan firmalara da düzen ve standartlar getirildi. Yönetmelikle ikinci el araç alırken TSE standartlarına sahip işletmelerden ekspertiz raporu almak zorunlu hale getirildi. 1 Nisan 2019 tarihinden itibaren bu yönetmelik yürürlüğe girecek” dedi.

    ‘EKSPERTİZ GÜVENİLİR DEĞİL’

    Ekspertiz firmalarının belirli bir standartta çalışmadığını belirten Yanık, “Devlet, bu sebeplerle, ekspertizcilere de bir standart uygulamak için adımlar attı. Bu yönetmelik yürürlüğe girdikten sonra noterlerde ekspertiz raporu olmadan satış gerçekleştirilmeyecek. Bu teoride çok güzel bir uygulama ancak bugünkü sektörel duruma bakıldığında bu ne kadar sağlıklı uygulanabilir onu bilemiyoruz. Halen Türk Standartları Enstitüsü ekspertizciler için tam anlamıyla bir standart belirleyemedi. Genel olarak bakacak olursa şu an hizmet veren ekspertiz firmalarının yüzde 90’ı güvenilir değil. Bu kuruluşlar arasında işini düzgün yapanların sayısı ancak bir elin parmakları kadardır. Odamıza ekspertizlerle ilgili yüzlerce şikayet geliyor” şeklinde konuştu.

    Öte yandan ikinci el araç alım satımıyla ilgilenen vatandaş ve galericiler ekspertiz işletmeleri güvenilir olmadığı için zorunluluğun olumlu bir gelişme olmadığını, önce güvenilirlik sorununun çözülmesi gerektiğini söyledi.

    ‘YENİ YASAYLA SORUNLAR ÇÖZÜLECEK’

    7 yıldır ekspertiz işi yapan Hasan Niğdelioğlu ise yaptığı açıklamada, “Bize gelen araçların önce motoru kontrol edilir. Motor performansı alınır. Daha sonra fren, amortisör testi, araç alt kontrolü, kaporta, boya, değişen kontrolü yapılarak müşteriye bilgi verilir” dedi. Niğdelioğlu yeni yürütmelikle sektörde yaşanan pek çok sorunun aşılacağını belirterek, “Çalışanlar, makineler ve yapılan işler denetlendikten sonra bu sürecin bize de faydası olur. Bu sayede herkes güvenilir bir ekspertiz raporu alarak çıkar. Bizim kontrol edip bir araçta 8 değişen yazdığımız evraklara bazı ekspertizciler 2 değişen yazarak kayıtlara geçiyor. Gündemde yanlış verilen ekspertiz raporları, değiştirilen ekspertiz raporları var. Bizler bu konulardan zaten muzdaripiz. İnşallah gelen yasayla birlikte bu sorunlar da ortadan kalkacak. Vatandaşlar da hiç akıllarında şüphe olmadan güvenilir bir şekilde ekspertiz yaptıracaklar” dedi.

    Ekspertiz fiyatları hakkında da bilgi veren Niğdelioğlu, “Sadece motor ve kaporta olarak 80 lira ücret alıyoruz. Normal paketimiz 150 lira. Ekstra elektrik aksam isterlerse 50 lira ek bir ücretimiz var. Detaylı olarak komple bir aracın bakımı 200 lirayı buluyor” diye konuştu.

  • Polis memuru trans bireyi öldürüp, 2 kişiyi yaraladı

    Olay, bugün saat 06.30 sıralarında Alsancak semti 1468 Sokak’ta 4 katlı bir apartmanın ikinci katında meydana geldi. ‘Hande Şeker’ takma adını kullanan trans birey Burak Batmaz ile para karşılığı birlikte olmak için eve geldiği öne sürülen ikinci el telefon satışı yapan A.T.K. arasında tartışma çıktı. DHA’nın haberine göre, bu sırada dairenin dışında bulunan ve izinli olduğu belirtilen polis memuru A.D. (23),trans bireylerin arkadaşı A.T.K.’ye saldırdığını düşünüp içeri girdi, tabancasını çekerek peş peşe ateş etti. Vücuduna 2 kurşun isabet eden Burak Batmaz ile kendisi gibi trans birey olan arkadaşı Y.A. ve A.T.K. yaralandı.

    Bina sakinlerinin ihbarı üzerine bölgeye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde, Batmaz’ın olay yerinde yaşamını yitirdiği belirlendi. Kolundan yaralanan Y.A. ambulansla Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi’ne, seken kurşunla ayağından vurulan A.T.K. ise Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı.

    Polis ekipleri, meslektaşları A.D. ile tedavisinin ardından A.T.K.’yi gözaltına aldı. Sağlık durumu iyi olan Y.A.’nın tedavisinin ise sürdüğü bildirildi.

    Burak Batmaz’ın cansız bedeni, savcının incelemesinin ardından otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı.

  • Palu Ailesi’nin hastalığı belli oldu

    Kocaeli’de yaşayan Palu Ailesi‘nin bazı üyeleri hakkında ortaya atılan çocuk istismarı, cinayet ve aile içi şiddet gibi iddialar gündemden düşmüyor. Her gün yeni bir bilginin ortaya çıktığı ailenin ruhsal durumunu değerlendiren Prof. Dr. Ahmet Ertan Tezcan, ‘büyü psikolojisi’ adı verilen kavram olduğunu ve bunun Türkiye’de zannedildiğinden daha sık görüldüğünü ifade etti.

    “GERÇEĞE UYMAYAN DÜŞÜNCELERİ KARŞIDAKİNE EMPOZE EDEBİLİRLER”

    Palu ailesinde yaşanan olaylarda tüm aileyi etkisi altına alan Tuncer Ustael’in davranışlarının paylaşılmış paranoid bozukluk hastalığına benzeten Ahmet Ertan Tezcan, “Bu hastalıkta baskın denilen bir kişi vardır, bu kişi ağır hastadır ve hezeyanları vardır. Mantıklı tartışmayla değiştirilmeyen, gerçeğe uymayan düşünceleri bir şekilde etkide kalan kişiye empoze eder. ‘MIT beni takip ediyor, CIA beni takip ediyor ‘ der ve en az 20-30 inanan bulabilir. ‘Birileri bana kötülük yapmak istiyor, peşimdeler, uğraşıyor’ der ve yine bir takım taraflar bulabilir. Bunu çeşitli inanç organizasyonlarında da görebilirsiniz. Bazı inanç organizasyonlarında bu intihar boyutuna gidecek şekilde de olabilir” diye konuştu.
    Paranoid Kişilik Bozukluğu Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

    “BU TÜR DURUMLARLA KARŞILAŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

    Palu ailesinde yaşanan durumun pratikte zannedildiğinden fazla görülen bir durum olduğunun altını çizen Tezcan, “Bu vaka, baskın kişinin etkide kalan kişileri etkileyip hezeyanlarını onların üstünden doyurmasından başka bir şey değildir. Cehalet ne kadar artarsa, eğitim seviyesi ne kadar düşerse ve toplum ne kadar kapalı hale gelirse maalesef bu tür durumlarla karşılaşmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    ‘Bu durum hiçbir zaman için son değil’ diyen Tezcan, “Burada etkide kalan kişilerin baskın olan kişiden süratle ayrılması gerekiyor ve etkide kalan kişilerin mutlaka etkin bir tedavi ile mutlaka tedavi altına alınması gerekiyor. Baskın kişinin de mutlaka rahatsızlığının yani bunun anti sosyal kişilik bozukluğu mu? Psikotik bozukluk mu? Ağır borderline kişilik bozukluğu mu? olup olmadığının belirlenip mutlaka ona göre gözlem altında bulundurulması gerekiyor. Yaptığı eylemlerden kanun nazarında ne kadar sorumlu olup olmadığının bilincinde olması gerekiyor” açıklamalarında bulundu.

    “BÜYÜ PSİKOLOJİSİ VAR”

    Büyü psikolojisinin Türkiye’de sıkça görüldüğünü ve bu tip vakalarla çok sık karşılaştıklarını dile getiren Psikiyatri Uzmanı Tezcan, “Günlük hasta uygulamamızda da günde en az 2-3 kere mutlaka karşımıza büyü, muska ile ilgili bir takım söylemler karşımıza çıkıyor. Buna benzer olaylarla çok karşılaşıyoruz. Bir şizofreni vakasında, obsesif kompulsif bozukluk vakasında, panik bozuklukta bile kişi kendisine büyü yapıldığını, muska yapıldığını, bir takım kişilerin kendisiyle uğraştığını düşünerek maalesef tıp dışı seçenekler içerisinde bulunabiliyor. Psikoz, yani gerçeği değerlendirme yetisi bozulan hastaların ‘büyücüye, muskacıya’ başvurmadan bize geldiklerini hiç görmedim” dedi.

    “TEDAVİ EDİLEBİLİR”

    Paylaşılmış paranoid bozukluk yaşayan bu tür vakaların birçoğunun etkilendikleri kişiden ayrıldıkları zaman süratle normale dönmeye başladığını söyleyen Psikiyatri Uzmanı Ahmet Ertan Tezcan, “Bir kısmı dönmeyebilir onlarda da ciddi tedaviler gerekebilir. Burada tedavide ana unsur etkilenen kişilerin baskın kişiden ayrılmasıdır” diye konuştu.

    Sağlıklı bireylerin de neredeyse günde ortalama 6-7 defa yalan söylediğini belirten Tezcan, “Yalan söyleme hastalığına mitomani denir. Burada yalan söylemek, bir çeşit hayal kurmak gibidir. Bizim için kişinin kendi söylediği yalana ne kadar inandığı önemlidir. Bahsedilen olayda kişilerin söylenilen yalana da inanması söz konusu. Bu da ayrı bir hastalık ama bu etkilenmenin içinde bir tanı ölçütü olarak da var. Dolayısıyla baskın kişiden ayrıldığı zaman gerçekleri ve doğruları karşıdaki kişilerin anlayacağı biçimde anlatıp, sorunu halletmek gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

    “HERKES BİREYSEL TEDBİR ALMALI”

    Yaşanan bu tür olaylara karşı herkesi bireysel tedbir alması gerektiği konusunda uyaran Tezcan, “Bazen hepimiz bir şekilde kandırılabilir hale gelebiliriz. Buna çok dikkat etmemiz gerekiyor. Mutlaka sorgulamak ve eğitim gerekiyor. Bilmediklerimizi araştırmak, araştırdıklarımızı öğrenmek, öğrendiklerimizi de yaymak gerekiyor” diye konuştu.

  • Halkbank, esnaf kredisi detaylarını açıkladı!

    Halkbank, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün açıkladığı 22 milyar liralık esnaf kredisine ilişkin detayları duyurdu.

    Buna göre Halkbank, esnaf ve sanatkarlara yılın ilk 3 ayında 10 milyar TL, yılın tamamında ise toplam 22 milyar TL kredi desteği verecek. Bu kapsamda yaklaşık 350 bin esnafa ulaşılacak.

    Programın detaylarını açıklayan Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, “Yeni umutlarla başladığımız 2019 yılına özel geliştirdiğimiz Esnaf Kredi Programı ile bu yıl yaklaşık 350 bin esnafa daha ulaşacağız. Bugün sayıları bine ulaşmış olan Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği’ne (TESKOMB) bağlı Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (ESKKK) kefaletiyle, kooperatiflerin bulunmadığı yerlerde ise Bankamızca doğrudan kredi kullandırmak suretiyle tüm esnaf ve sanatkarlarımıza ulaşarak, artan kredi desteklerimizle bu yıl da esnafın yüzünü güldürmeye devam edeceğiz” dedi.

    PORGRAM BUGÜN BAŞLADI

    Yeni Esnaf Kredi Programı kapsamında toplam 22 milyar TL kredi kullandıracaklarını belirten Arslan, “Şubelerimize kredi plasman tahsisleri yapılmış olup yeni programa ilişkin kredi kullandırımları 9 Ocak itibarı ile başlamıştır. Tahsis edilen tutarın 10 milyar TL’lik kısmının, Bankamızın likidite durumu ve kredi geri dönüşlerinin yoğunlaşma dönemleri dikkate alınarak 2019 yılının ilk 3 ayında kullandırılması kararlaştırılmıştır. Esnaf kredisi kullandırımlarında, mevcut uygulamada olduğu gibi, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın faiz desteği devam edecektir” diye konuştu.

  • Akılalmaz olay! Çiğ köfte paketlerinden mermi çıktı

    Valilikten yapılan yazılı açıklamaya göre, bir ihbarı değerlendiren İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Kahta ilçesi otogarında plakası belirtilmeyen yolcu otobüsünü durdurdu.

    Otobüste bomba arama köpeği “Badem” ile arama yapan ekipler, çiğ köfte paketlerine gizlenmiş 343 tabanca fişeği, 50 av fişeği dip kapsülü ve 1 kilogram av tüfeği saçması ele geçirdi.

    Olayla ilgili 1 şüpheli gözaltına alındı.

  • Yerel Seçim Günü Hangi Yasaklar Uygulanacak?

    Yerel seçimlerde oy verme günü saat 06.00’dan 24.00’e kadar alkollü içki satılamayacak, içkili ve umumi yerlerde alkollü içki verilmesi ve içilmesi yasak olacak, eğlence yerleri oy verme süresince kapalı kalacak, eğlence yeri niteliğindeki lokantalarda yalnızca yemek verilebilecek.

    Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 31 Mart Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde oy verme günü uygulayacağı seçim yasakları Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı.

    Buna göre, oy verme günü olan 31 Mart Pazar günü sabah saat 06.00’dan gece saat 24.00’e kadar, her ne suretle olursa olsun alkollü içki satılması, içkili yerlerde ve umumi mahallerde her çeşit alkollü içki verilmesi ve içilmesi yasak olacak.

    Oy verme süresince bütün kahvehane, kıraathane ve internet kafeler gibi bütün umumi eğlence yerleri kapalı olacak, eğlence yeri niteliğindeki lokantalarda yalnız yemek verilebilecek.Düğünler saat 18.00’den sonra yapılabilecek.

    Oy verme günü düğünler seçim yasaklarına ve belirtilen kurallara uyulmak şartıyla saat 18.00’den sonra yapılabilecek.

    Emniyet ve asayişi korumakla görevli olanlardan başka hiçbir kimse 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6. maddesinde belirtilen silahları köy, kasaba ve şehirlerde taşıyamayacak.

    Oy verme günü radyolar ve her türlü yayın organlarınca saat 18.00’e kadar seçim ve seçim sonuçlarıyla ilgili haber, tahmin ve yorum yapılamayacak.

    Radyolarda ve her türlü yayın organlarında 18.00-21.00 saatleri arasında ancak YSK tarafından seçim ile ilgili verilecek haber ve tebliğler yayımlanabilecek.

    Bütün yayınlar saat 21.00’den sonra serbest olacak ancak YSK tarafından gerek görülmesi halinde saat 21.00’den önce de yayınların serbest bırakılmasına karar verilebilecek.

  • Bakanlık, Ahmet Kural-Sıla davasına müdahil olmak için dilekçe verdi

    Sanatçı Sıla Gençoğlu, geçtiğimiz aylarda avukatı ile adliyeye gelerek beraberlik yaşadığı oyuncu Ahmet Kural tarafından darp, cebir ve psikolojik şiddet gördüğü gerekçesiyle şikâyetçi olmuştu. İstanbul Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Bürosu tarafından Sıla’nın şikâyeti sonrası başlatılan soruşturma kapsamında Ahmet Kural’ın ifadesi alınmıştı. Kural ifadesinde yaşanan darp olayını doğrulayarak birbirlerini hırpaladıklarını ileri sürmüştü. Dosya ‘uzlaştırma’ bürosuna gönderilmiş fakat taraflar uzlaşmayı reddetmişti. Savcı tarafından oyuncu Ahmet Kural hakkında “hakaret, tehdit ve basit yaralama suçlarından 1 yıl 4 aydan 5 yıla kadar hapis talep edildi.

    İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayacak olan yargılamaya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı müdahil olmak için dilekçe verdi. Bakanlık avukatı tarafından dosyaya sunulan müdahil dilekçesinde, “Sıla gibi mağdur her kadın ve çocuğa yönelik şiddet eylemleri nedeniyle açılan kamu davlarına Devlet adına mağdur olanların yanında bulunmak Bakanlığımızın görev yetki ve sorumluluğumuzdur. Bu davada Sıla’nın yanında olmak için davaya müdahil olmak istiyoruz” denildi.

  • “İnanmıyorsan 155’i Ara” Dedi, Karşısına Bakın Kim Çıktı

    Edinilen bilgiye göre Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde N.Ş. isimli vatandaşı telefonla arayan dolandırıcılar, N.Ş. ve eşinin kimlik bilgilerini söyledi. Daha sonra telefondaki dolandırıcı telefon açıkken N.Ş.’den 155’i tuşlamasını isteyerek kendisinin kim olduğunu öğreneceğini söyledi. Bunun üzerine telefon açıkken 155 dahili numarayı tuşlayan N.Ş.’nin karşısına başka bir dolandırıcı çıktı.

    ” FETÖ ÇEKECEK” DEDİLER

    Bunun üzerine 155 dahili numaradan N.Ş. isimli şahsın karşısına çıkan dolandırıcı, ziynet ve paralarının olup olmadığını sordu. Mağdur N.Ş. ise telefondaki dolandırıcıya bankada 700 bin TL parasının olduğunu söyledi.

    İHA’nın haberine göre, telefondaki dolandırıcı şahıs, bu parayı FETÖ’nün çekeceğini onlar çekmeden N.Ş.’den kendilerinin parayı çekmesi gerektiğini söyleyerek, evine kimlerin gelip gittiğini, kimseye bir şey söylememesini ve evine kimseyi almamasını söyledi. Daha sonra yanında avukat olduğunu söyleyen dolandırıcı telefonu sözde avukata vererek N.Ş. ile görüşmelerini istedi.

    700 BİN LİRAYI EURO OLARAK İSTEDİLER

    Bunun üzerine N.Ş. ile telefondan görüşün sözde avukat, paralarını euro olarak çekmesini söyledi. Avukatla konuşan N.Ş. eşi ile birlikte bankaya giderek 100 bin euro çektikten sonra ve ikametine geri geldi. Eve geldikten sonra bu sefer de N.Ş.’nin eşini arayan şahıslar, dışarıda bir yere çağırarak fotoğraf göstereceklerini söyledi. Eşi dışarıya çıktıktan sonra ev telefonundan N.Ş.’yi arayan şahıslar, bir şahsın eve geleceğini ve parayı ona vermesini istedi. N.Ş. 20’li yaşlarda bir erkek şahsa parayı verdikten sonraki gün dolandırıldığını anlayarak, polise gidip şikayetçi oldu. Bunun üzerine olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Savcılıktan ‘Palu Ailesi’ Açıklaması

    Başsavcı Habib Korkmaz imzalı açıklamada, bir televizyon kanalında yayınlanan programa konu “Palu Ailesi Olayı” hakkında basın yayın organlarında farklı değerlendirmelerin yapılması nedeniyle kamuoyunun doğru şekilde bilgilendirilmesi amacıyla basın açıklaması yapılması gereğinin hasıl olduğu belirtildi.

    Kayıp olduğu iddia edilen Meryem Tahnal’ın, Kasım 2008’de Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaat ettiği aktarılan açıklamada, “Eşi Ahmet T. ve eşinin akrabaları olan E.T, E.T, H.T, U.T ve Y.Ş’nin kendisini uyuşturucu haplar ve iğnelerle etkisiz hale getirip başka kişilere pazarladıkları, organ ticareti yaptıkları, kendisinin bu duruma dayanamayarak küçük kızı Melike’yi de alarak Körfez’de yaşayan ailesinin yanına taşındığı, eşi olan Ahmet T’nin kendisini İstanbul’a geri götürmek için Körfez’e geldiği, bu esnada babası Harun P. ile eşi Ahmet T. arasında kavga çıktığı ve babasının eşini öldürdüğü, bu olay üzerine eşinin ailesinin kendisini tehdit etmesi sebebiyle eniştesi Tuncer U’ya ait bir aracın içerisinde ailece yaşamaya başladıkları” şeklinde şikayetçi olması üzerine soruşturma başlatıldığı aktarıldı.

    Açıklamada, soruşturma kapsamında müşteki Meryem Tahnal’ın ağabeyi İsa P’nin de 2008 yılının aralık ayında Körfez Cumhuriyet Başsavcılığına “Eniştesi Tuncer U’nun aracında yaşadıkları dönemde bir gece saat 02.00 sularında kız kardeşi Meryem Tahnal’ın arabada olmadığını, öldürülen Ahmet T’nin ailesinin kız kardeşini kaçırdığını” beyan ederek şikayetçi olduğu ifade edildi.

    Kayıp Meryem’in annesi Hava P’nin ilk ifadesinde, “Kızı Meryem’in ölen eşinin ailesine bilgi sızdırdığı iddiasıyla damadı Tuncer U. tarafından yemek verilmeyerek ve darbedilerek cezalandırıldığını, bu nedenle kızının hastalandığı ve arabanın içerisinde vefat ettiğini” beyan ettiği belirtilen açıklamada, “Ancak daha sonra alınan ifadesinde kızı Meryem’in kaybolduğunu, torunu Melike’nin ise annesinin kaybolmasından bir yıl sonra içine cin girdiği gerekçesiyle damadı Tuncay U. tarafından ispirto ve sirke içirilerek öldürüldüğünü, Sakarya ili Kuşça köyüne gömüldüğünü belirtmiştir.” ifadesi yer aldı.

    Meryem Tahnal’ın kızı Melike ile ilgili soruşturmanın ayrılarak Karasu Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği bilgisine yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
    “Kayıp Meryem hakkında yürütülen soruşturmanın delil elde edilememesi sebebiyle 2014 yılında takipsizlik kararıyla sonuçlandırıldığı anlaşılmıştır. Kayıp Meryem’in ‘Müge Anlı ile Tatlı Sert’ isimli programda gündeme gelmesi üzerine bir izleyicinin ‘Kayıp Meryem’in ailesiyle eniştesinin aracında kaldığı dönemde, Meryem’i bir ağaca bağlanmış şekilde gördüğünü’ belirtmesi sebebiyle Körfez Cumhuriyet Başsavcılığımızca takipsizlik kararı kaldırılarak yeniden soruşturma başlatılmıştır. Televizyon programındaki beyanlar delil kabul edilerek 9 Ocak 2019 tarihinde kasten adam öldürme ve bu suça yardım suçlarından şüpheliler Emine U, Harun P, Ayşe P, İsa P, Hava P, Fatih P. ile kasten adam öldürme ve cinsel istismar suçlarından şüpheli Tuncay U. gözaltına alınmıştır.”
    Kayıp Meryem’in cesedinin bulunabileceği yerlerde yapılan kazı çalışmalarından sonuç alınamadığı anımsatılan açıklamada, soruşturmanın devam ettiği ve gerekli görülmesi halinde kamuoyunun bilgilendirileceği belirtildi.

    PALU AİLESİ OLAYINA YAYIN YASAĞI GETİRİLDİ

    Gözaltına alınan şahısların emniyetteki işlemleri sürerken, Körfez Cumhuriyeti Başsavcılığı’nın talebi ile Kocaeli Sulh ve Ceza Hakimliği tarafından soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi amacıyla olayla ilgili yazılı, görsel ve sosyal medyada ile internet ortamında faaliyet gösteren medya kuruluşlarının konu ile ilgili her türlü haber, röportaj, eleştiri ve benzeri yayınları yapmasının yasaklanmasına karar verildi.
  • Ukrayna’daki Türk kızları cinayeti soruşturmasında yeni gelişme

    Ukrayna’nın Harkov kentinde tıp okuyan Buket Yıldız ve Zeynep Hüsünbeyin’i öldürdüğü iddiasıyla çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Hüsnü Can Çökmez’le ilgili soruşturma devam ederken, soruşturmayı yürüten Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Adalet Bakanlığı aracılığıyla Ukrayna’daki adli makamlardan istinabe yoluyla delil ve belgelerin istenmesi için girişimlerin başlatıldığı öğrenildi. Ayrıca şüpheli Hüsnü Can Çökmez’in, cinayetin işlendiği evden aldığı ve Türkiye’ye getirip sattığı belirtilen 4 bilgisayara el konularak adli makamlarca incelendiği öğrenildi. Şüpheli Hüsnü Can Çökmez, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre Türk vatandaşı olduğu için iade edilemeyeceğinden de yargılamasının Anadolu Adliyesi’nde yapılacağı öğrenildi.

    Öte yandan şüpheli Hüsnü Can Çökmez’in  Türkiyeye girişinden itibaren temasta bulunduğu kişiler de araştırılırken,  soruşturma kapsamında hayatını kaybeden Buket Yıldız ve Zeynep Hüsünbeyi’nin ailelerinin beyanlarının alınması için bulundukları illere talimat yazıldığı kaydedildi. Ailelere kızlarının daha önceden Hüsnü Can Çökmez ilgili herhangi bir şikayetinin olup olmadığının sorulacağı bilgisine ulaşıldı.

    OLAYIN GEÇMİŞİ

    Ukrayna’da şüpheli Çökmez’in, tıp okuyan Buket Yıldız ve Zeynep Hüsünbeyi’ni öldürdükten sonra  Türkiye’ye kaçtığı belirlenmişti. Geçtiğimiz cumartesi günü Pendik Kurtköy Mezarlığı’nda yakalanan Çökmez’in sevk edildiği Anadolu Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından, “tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.