Kategori: Türkiye

  • “Milletimizin bekasını koruma noktasında gerekli güç ve kudrete sahibiz”

    “Milletimizin bekasını koruma noktasında gerekli güç ve kudrete sahibiz”

    Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler başkanlığında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ve Bakan Yardımcıları Alpaslan Kavaklıoğlu, Celal Sami Tüfekci ile yurt içindeki ve sınır ötesindeki birlik komutanlarının katılımıyla video telekonferans toplantısı gerçekleştirildi.
    Terörle mücadele başta olmak üzere devam eden faaliyetlere ilişkin kapsamlı bilgiler alan Bakan Yaşar Güler, yapılacak çalışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulunarak talimatlar verdi. YAŞ kararları sonrasında terfi alanları tebrik eden ve emekliliğe ayrılanlara ise TSK adına teşekkür eden Bakan Güler, “Her yıl olduğu gibi bu Ağustos ayında da bir yandan ordumuzun şanlı tarihindeki zaferlerin gururunu yaşarken diğer taraftan da terfilerin, devir teslimlerin ve ömrünü Türk Silahlı Kuvvetlerine adamış personelimizin emekliliklerinde yeni bir hayata başlanmasının heyecanını yaşıyoruz. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin Komuta Kademesinin şekillendiği 2024 yılı Yüksek Askerî Şûra kararları ile terfi eden silah arkadaşlarımı tebrik ediyor; görevlerini tamamlayacak olan değerli silah arkadaşlarıma da hizmetlerden dolayı şahsım, Bakanlığımız ve Türk Silahlı Kuvvetleri adına teşekkür ediyorum. 30 Ağustos’ta bir üst rütbeye yükselecek subay ve astsubaylarımızın yeni rütbelerinin şimdiden devletimize, milletimize ve Silahlı Kuvvetlerimize hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerine yer verdi.

    “Gerginlikleri ve asimetrik saldırıları yakından takip ediyoruz”

    Küresel ve bölgesel düzeyde kritik gelişmelerin yaşandığını hatırlatan Güler, “Güvenlik ortamının her geçen gün karmaşık ve öngörülemez bir hâl aldığı günümüzde; ülkemizin ve asil milletimizin bütünlüğünü sağlamak, milli hak ve menfaatlerimizi korumak konusundaki faaliyetlerimiz aynı kararlılıkla devam etmektedir. Terörle mücadelemizin yanı sıra başta yakın coğrafyamız olmak üzere her gün bir yenisinin ortaya çıktığı gerginlikleri ve asimetrik saldırıları da yakından takip ediyoruz. Böylesine ateş topuna dönen bir coğrafyada istikrar adası olan Türkiye, bölgede gerginliğin artırılmasına karşı güvenlik, huzur ve barışı önde tutan politikasını ve bu yöndeki girişimlerini etkin bir şekilde sürdürmektedir” ifadelerini kullandı.

    “Milletimizin bekasını koruma noktasında gerekli güç ve kudrete sahibiz”

    Türkiye’nin geleceğini ve güvenliğini korumak için daima hazır olduklarına vurgu yapan Güler, “Bu vesileyle ifade etmek isterim ki bölgemizde yayılmacı emeller besleyenlere, bu coğrafyayı kendi kirli planlarını uygulama sahası olarak görenlere karşı, ülkemizin ve aziz milletimizin bekasını koruma noktasında gerekli güç ve kudrete sahibiz. Bu asla ve asla unutulmamalıdır. Tüm bu faaliyetlerimizle birlikte stratejik ve çok boyutlu politikamızın bir yansıması olarak dost ve müttefik ülkelerle ikili ilişkilerimizi geliştirmeye büyük önem veriyoruz. Terörle mücadele harekâtında ve farklı coğrafyalarda icra ettiğimiz diğer harekâtlarda elde ettiğimiz başarılar, bölge ülkelerinin bize olan güvenin artması ve bu suretle başta terörle mücadele olmak üzere güvenlik konularında yeni inisiyatifler geliştirilmesini sağlamıştır. Sorunlara tarafsız ve ilkeli yaklaşımımız, dünyada ve bölgemizde barışa sağladığımız katkılar, dost ve kardeş ülkelere verdiğimiz destek ile karşılıklı güven ve iş birliği temelinde geliştirdiğimiz çok boyutlu ilişkiler, Türkiye’yi Balkanlardan Kafkaslara, Afrika’dan Asya’ya kadar geniş bir coğrafyada aranılan ve güvenilir ülke konumuna getirmiştir. Öte yandan Kıbrıs Türkü’ne uzanan eli durdurduğumuz Mutlu Barış Harekâtı’nın 50’nci yıl dönümü ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Toplumsal Direniş Bayramı ve Silahlı Kuvvetler Günü’nü büyük bir gurur ve coşkuyla kutladık. Gözbebeğimiz olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası arenada hak ettiği yeri alması için yoğun gayretlerimize de devam ediyoruz. Ada’da iki devletli çözüme yönelik duruşumuz ve soydaşlarımıza verdiğimiz destek bundan sonra da artarak devam edecektir” diye konuştu.

    “Süreki eğitim anlayışıyla bilgi ve beceriler daima geliştirilmeli”

    Güler şöyle devam etti:
    “Sizlerin liderliğinde bugüne kadar birliklerinizin elde ettiği başarılarla gurur duyuyoruz. Özverili çalışmalarınızdan duyduğum memnuniyeti bir kez daha ifade etmek istiyorum. Şüphesiz bu devamlılığın sağlanabilmesi için ‘sürekli eğitim’ anlayışı ile bilgi ve becerilerin daima geliştirilmesi, fiziksel olarak güçlü bir seviyede olunması büyük önem arz etmektedir. Zira günümüz harekât ortamındaki başarı, hızlı ve doğru karar veren komutanlar ve liderlere bağlıdır. Bu sebeple her seviyedeki lider personel, başta kendisi olmak üzere personelin mesleki ve fiziki gelişimini titizlikle takip edecektir. Bu vesileyle, tüm silah ve mesai arkadaşlarıma görevlerinde başarılar diliyor; her birinizi gözlerinizden öpüyorum. Yolunuz ve bahtınız açık olsun.”

  • “Küresel sistem iflas bayrağını çekti”

    “Küresel sistem iflas bayrağını çekti”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde İnsan Hakları Eğitim Programı’na katıldı. Burada bir konuşma gerçekleştiren Erdoğan, sosyal medya platformlarına tepki gösterdi.

    Sosyal medya şirketlerinin militanlaştığını söyleyen Erdoğan, “İsrail’i eleştiren basit bir cümleye bile hemen sansür uygulamayı kendileri için görev addettiler.” dedi.

    “ARZU EDİLEN İŞ BİRLİĞİNİ TESİS EDEMEDİK”

    Dijital bir faşizm ile karşı karşıya olunduğunu ifade eden Erdoğan, sosyal medya şirketlerinin ABD ve Avrupa’da kurallara uyma noktasında gösterdiği hassasiyeti Türkiye’de göstermediğini söyledi.

    “Arzu edilen iş birliğini henüz tam manasıyla tesis edemedik.” diyen Erdoğan, “Türkiye’nin haklı talepleri karşılanır, hassasiyetlerine saygı gösterilirse mesele zaten kendiliğinden hal yoluna girecektir.” ifadelerini kullandı.

    MUHALEFETE TEPKİ

    Hükümeti, Instagram’a getirilen yasak üzerinden eleştiren muhalefete de tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sosyal medya platformlarının rezilliklerini eleştirmeyenler, bu platformların estirdikleri faşizme laf etmeyenler nefes nefese klavye başına geçip sosyal medya hesaplarından Türkiye’yi şikayet sırasına giriyorlar.” şeklinde konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

    “İnsan hak ve hürriyetlerinde son 22 yılda sessiz devrimlere imza atmış bir kadro olarak, eğitim programımızın partimizin başarılarla dolu tarihinin daha iyi anlaşılmasına katkı yapacağına inanıyorum. İnsan hakları fikrinin muhafazası, toplumsal barışın teminatıdır.

    Çevremizdeki gelişmeleri hep birlikte takip ediyoruz. Dünya siyaseti en sert virajlarından birini dönüyor. Uluslararası sistemde ciddi bir güç boşluğu var. Sadece güç boşluğu değil, bir ahlak ve vicdan kaybıyla da karşı karşıyayız. Kan, zulüm ve savaş sahneleri adeta sıradan hale geldi.

    “KÜRESEL SİSTEM İFLAS BAYRAĞINI ÇEKTİ”

    Küresel sistemi adalet eksenli revize edecek hiçbir çaba gösterilmedi. Bu kayıtsızlık karşısında patlak veren her kriz, bir öncekini maalesef aratmıştır. Ancak Gazze kriziyle beraber, küresel sistem iflas bayrağını çekmiştir. Gazze tüm dünyada maskeleri indirmiş, onyıllardır bize örnek gösterilen kurumların içinin ne kadar kof olduğunu ortaya koymuştur.

    “KALİAM GÖRÜNTÜLERİNE CAN DAYANMIYOR”

    Gazze’de Filistin halkının maruz kaldığı soykırımı anlatmaya artık kelimeler kifayet etmiyor. Her gün bir yenisi eklenen katliam görüntülerine bakmaya can dayanmıyor. Kafası kopmuş masum bebeklerin artık bu yükü çekemiyorum diyerek babasının mezarı başında gözyaşı döken çocukların, bombaların altında hayatta kalmaya çalışan annelerin görüntülerini izlemeye hiçbirimizin kalbi dayanmıyor.

    Soykırım başlayalı tam 10 ay oldu. 16 binden fazla çocuk öldü, 40 bin masum insan şehit edildi. Bir kısmı ağır 100 bine yakın yaralı var. İsrail, Gazzelileri sadece bombalarla öldürmüyor. Aç, susuz, gıdasız bırakarak da katlediyor.

    “KARA LEKEYİ ÖMÜR BOYU TEMİZLEYEMEYECEKLER”

    Batılı ülkeler zaten İsrail’in soykırım politikasının suç ortağı. Netanyahu yönetimi daha fazla çocuk öldürsün diye her desteği sağlıyorlar. Bu desteklerini de gizleme gereği duymadan, katilleri avuçları şişinceye kadar alkışlayarak alenen gösteriyorlar. Şu ikazı açık açık yapmak durumundayım; tarih kimin nerede durduğunu çok net kaydetmektedir. Nasıl Hitler’in Reichstag’ta yaptığı soykırım konuşmasını heyecanla alkışlayanlar tarihe isimlerini utançla yazdırdıysa Netanyahu’nun yalanlarını ayakta alkışlayanlar da aynı şekilde ellerine yapışan o kara lekeyi ömür boyu temizleyemeyecek.

    Ne yaparlarsa yapsınlar, bugüne kadar zulüm karşısında susan dilsiz şeytanlardan olmadık ve bundan sonra da olmayacağız. İnsanlığımızın sınandığı bu zor zamanlarda hakkı ve hakikati haykırmayı Filistin halkına karşı görevimiz olarak görüyoruz.

    İSMAİL HANİYE SUİKASTI

    Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye kardeşimizin, Tahran’da şehit edilmesini alkış sahnesinden bağımsız okuyamayız. O korkunç görüntüler, Filistin halkını yaralamakla kalmamış daha kötüsü Netanyahu’yu şımartmıştır. Bütün dünya kamuoyu, İsrail’in ateşkese ikna edilmesini beklerken sonuç müzakerecinin kalleş bir suikastle şehit edilmesi olmuştur. İsmail Heniye’ye Allah’tan rahmet, Filistin halkına başsağlığı diliyorum. Biz İsmail Heniye’nin gayretine, Filistin davasına olan sadakatine ve milletimize olan samimi muhabbetine yakinen şahittik.

    Ayın 15’inde meclisimizde Mahmud Abbas’ı konuşturmanın planı içindeydik. İsmail Heniye kardeşimizi de burada konuşturalım demiştik. Hatta meclis mi olsun yoksa bu salonumuz mu olsun diye de Meclis Başkanımızla onun planını yapıyorduk. Ertesi gün şehadeti duyduk. Heniye’yi tanıyan herkes onun nasıl yiğit bir dava adamı olduğunu çok çok iyi bilirdi.

    “BİZ MİLLETİMİZDEN GEREKLİ İZNİ ALDIK”

    Ülkemizde bir günlük milli yas ilan ederek Filistin halkıyla dayanışmamızı gösterdik. Bazı cibiliyeti bozuk olanlar bizim ona gösterdiğimiz bu ilgiyi hazmedemedi. Biz sizden mi izin alıp da bunların kararını verecektik? Biz milletimizden gerekli izni aldık ve adımlarımızı da buna göre atıyoruz.

    SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINA TEPKİ

    Sosyal medya şirketleri militanlaştılar. İsrail’i eleştiren basit bir cümleye bile hemen sansür uygulamayı kendileri için görev addettiler. Filistinli şehitlerin fotoğraflarına tahammül edemeyip anında yasaklayan, bunu da özgürlük olarak pazarlayan bir dijital faşizm ile karşı karşıyayız. Heniye’nin şehadeti bize düşünce ve ifade hürriyetinin sınırlarını batılı ülkelerde İsrail’in kaprislerinin belirlediğini göstermiştir.

    Amerika ve Avrupa’daki kurallara uyma noktasında gösterdikleri özeni mesele Türkiye olunca, vatandaşlarımızın mağduriyeti olunca, bizdeki katalog suçlarla mücadele olunca bilinçli bir şekilde esirgiyorlar. Arzu edilen iş birliğini henüz tam manasıyla tesis edemedik.

    Türkiye egemenlik hakları çerçevesinde bir adım atıyor, bir tedbir uyguluyor ancak şirketlerden önce meselenin önüne arkasına bakmayan muhalefet partileri hemen ayağa kalkıyor. Sosyal medya platformlarının rezilliklerini eleştirmeyenler, bu platformların estirdikleri faşizme laf etmeyenler nefes nefese klavye başına geçip sosyal medya hesaplarından Türkiye’yi şikayet sırasına giriyorlar.

    Sosyal medya platformlarının arz ettiği tehlikelere işaret etmek asla sansürcülük değildir. Asıl sansürcülük bunlara gözlerini kapamaktır. Biz böyle bir tutarsızlığın içinde yer almayacağız. Hükümet olarak bizim kimsenin özgürlüğüyle, ticaretiyle, hayat tarzıyla herhangi bir sorunumuz yok. Türkiye’nin haklı talepleri karşılanır, hassasiyetlerine saygı gösterilirse mesele zaten kendiliğinden hal yoluna girecektir.”

    kaynak: NTV

     

  • “40 bin masum şehit edildi”

    “40 bin masum şehit edildi”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı’nın düzenlediği İnsan Hakları Eğitim Programı’nın açılışında bir sunum yaptı. Gazze’de yaşanan soykırıma ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına değinen Bakan Tunç, 22 yıllık AK Parti iktidarı boyunca yargı alanında sessiz devrimler gerçekleştirildiğini belirtti.

    “Gazze’de 40 bin masum insan şehit edildi”

    Güney Afrika’nın İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) açtığı davadan bahseden Tunç, “Filistin’de, Gazze’de 7 Ekim’den bu yana 40 bin masum insan şehit edildi. Bunun 20 bine yakını çocuklardan oluşuyor. Şehit edilenlerin yüzde 80’i ise kadın ve çocuklardan oluşuyor. Burada soykırım suçunun bütün unsurları gerçekleşmiş durumda. Soykırımın önlenmesine ilişkin uluslararası sözleşme var. Bu sözleşmedeki tüm unsurlar gerçekleştiği için UAD’nin ilk duruşmasında bir tedbir kararı alındı. Soykırım olarak nitelendirmiyorum ama unsurları görüyorum ancak bu esas hakkında karar değil, esas hakkında karar verirken bunu dikkate alacağım ama şu anda işlenen suçun ‘soykırım olduğu kanaatindeyim ve o konuda tedbir kararı alıyorum’ dedi. Ama maalesef UAD’nin bu tedbir kararının icra edileceği bir mekanizma yok. BMGK’nin bu kararı icra etmesi lazım ama maalesef böyle bir yaptırımın olmadığını biz de geldiğimiz noktada görüyoruz. Uluslararası mekanizmalar maalesef insanlığın sorunlarının, insan hakları ihlallerinin giderilmesinde etkisiz kalıyorlar” ifadelerine yer verdi.

    “4’üncü Yargı Reformu Strateji Belgesi, ‘Türkiye Yüzyılı’nın ilk belgesi olacak”

    Bakan Tunç, 2009 yılından bu yana yargı alanında planlı bir reform sürecinin başladığını kaydederek, “4’üncü Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin hazırlıkları bitmek üzere. Yargı teşkilatımız, barolar, üniversiteler, sivil toplum kuruluşlarından görüşleri aldık, vatandaşlarımızın görüşlerini aldık. ‘Yargı reformunda yer almasını istediğiniz görüşler nelerdir?’ diye sorduğumuz soruya 1 hafta içinde 10 binden fazla vatandaşımız görüşlerini ifade ettiler. Hazırlık sürecimiz tamamlanmak üzere. 4’üncü Yargı Reformu Strateji Belgesi, ‘Türkiye Yüzyılı’nın ilk belgesi olacak inşallah Cumhurbaşkanımız eylül sonu gibi kamuoyuyla paylaştıktan sonra o hedefleri gerçekleştirme gayreti içerisinde olacağız. Aynı zamanda İnsan Hakları Eylem Planı hazırlığımız da devam ediyor. Birincisi 2014’te, ikincisi 2021 yılında Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuyla paylaşılmıştı. Şimdi üçüncüsünün hazırlık süreci içerisindeyiz. Ekim sonu, aralık gibi tamamlandıktan sonra Cumhurbaşkanımız kamuoyuyla paylaşacak ve insan hakları alanında hangi reformları gerçekleştireceğimizi kamuoyuyla paylaşacağız ve bu hedefler doğrultusunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.

    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ihlal kararının tüm ülkeler olarak bakıldığında yüzde 1,52, Türkiye’nin oranının ise yüzde 1,17 olduğunu belirten Tunç, şunları söyledi:
    “AİHM’de toplam karar sayısının ihlal karar sayısı içerisindeki oranı son 10 yıl içerisinde baktığınız zaman esastan incelenen karar sayısı 673 bin 820, ihlal karar sayısı 10 bin 252 oldu. Türkiye’nin bu 10 yılda 95 bin 810 esastan inceleme kararı var, ihlal karar sayısı bin 126, oran yüzde 1,17. Tüm ülkeler bakımından bakıldığı zaman oran yüzde 1,52, Türkiye’nin oranı ise yüzde 1,17. Ülkemiz ortalamanın altında bir ihlal oranına sahip. Ama eleştirilere baktığınız zaman ‘Türkiye, AİHM nezdinde ihlal oranı en yüksek ülkelerden’ şeklinde, tabii dosya sayısı itibarıyla yüksek ama ihlal oranı itibarıyla baktığınız zaman ortalamanın altındayız.”
    Bakan Tunç’un sunumunun ardından İçişleri Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı da sunum yapacak.

  • Karaman’da erkenci elma hasadı başladı

    Karaman’da erkenci elma hasadı başladı

    Yaz elmasının toplanmaya başlaması nedeniyle hasat yapılan bahçede incelemelerde bulunan Karaman Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bayram, üreticiye bol kazançlı bir sezon geçirmeleri temennisinde bulundu. Bayram, 15 milyona yakın ağaç sayısı ile Karaman’ın bugün Türkiye birincisi olduğunu ifade ederek, “Elma hasadı yazlık Gala çeşidiyle başlamış durumdadır. Hasadımız Kasım ayına kadar devam edecek” dedi.

    “Elma hasadı sezonundan 15 gün önce başladı”

    Ziraat Odası Başkanı Mehmet Bayram, Türkiye’nin elma deposu şehirlerinden birisi olan Karaman’da yazlık Gala çeşidiyle hasadın başladığını ifade ederek, “Havaların sıcak gitmesinden dolayı bu yıl hasat 15-20 gün önce başladı. Şuanda üreticimiz elmasından memnun. Bu yıl elmanın iyi bir fiyattan satılacağını tahmin ediyoruz. Bununda sebebi Türkiye genelinde bazı bölgelerde elmanın az olduğunu duyuyoruz. Şuanda da tüccarlar Karaman’ın elmasına büyük rağbet göstermeye başladı. Bunun gerekçesi ise son yıllarda Karaman’da modern ve düzenli bahçelerde kaliteli elma üretilmesidir. Karaman Türkiye’de 15 milyonun üzerindeki elma ağacı sayısıyla birinci, üretimde de ikinci sıradadır. Önümüzdeki yıllarda Karaman liderlik için hızla yol alıyor. Buda bizleri memnun ediyor. Rekolte düşüklüğü Türkiye genelinde olduğu gibi Karaman’da da bazı çeşitlerde düşük olsa da genelde elma üreticisinin yüzünün güleceği bir sezon yaşayacaklarını düşünüyoruz” dedi.

    “Üreticimiz tokatçılara dikkat etsin”

    Mehmet Bayram, Karaman Ziraat Odası olarak, her yıl hasat döneminde üreticileri dolandırıcılara karşı dikkatli olmaları konusunda uyardıklarını ifade ederek, “Üreticimizin 1 yıl boyunca gözü gibi baktığı ürününü tokatçılara kaptırarak mağdur etmesi bizleri de çok üzüyor. Bu nedenle üreticilerimize tekrar sesleniyorum, ürünlerini satarlarken, kolluk kuvvetlerinde yardım istesinler. Vergi kaydı ve iş yeri olmayan kişilere kesinlikle senet veya çekle ürünlerini satmasınlar” diye konuştu.

    “Bu senede elmamız verimli”

    Elma üreticisi Çağrı Yılmaz ise önceki yıllara göre bu yıl havaların sıcak geçmesi nedeniyle hasada 15 gün önceden başladık. Allaha şükür üretimimizden şuan için memnunuz. Zor şartlara rağmen bu sene de elmalarımız verimli. Genel olarak baktığımız da Karamanlı elma üreticisi üretimden gayet memnun” dedi.

  • Fındıkta file sistemi yaygınlaşıyor

    Fındıkta file sistemi yaygınlaşıyor

    Samsun’un Çarşamba ilçesinde fındık üreticileri, fındık hasat işçiliğindeki maliyeti azaltmak için file sistemine yöneliyor. File sistemi kuran üreticiler, hasat döneminde daha az iş gücü kullanarak, daha fazla fındık toplama imkânı buluyor. Çarşamba’daki birçok fındık üreticisi, file sistemi sayesinde işlerinin kolaylaştığını ve hasat verimliliğinin arttığını belirtiyor. Üreticiler, bu modern sistemin fındık toplama sürecini hızlandırdığını ve maliyetleri düşürdüğünü ifade ediyor. File sitemini kullanan fındık üreticisi Turgut Bozyel, “File sistemi sayesinde fındıklarımızı az maliyet ile daha kısa sürede topluyoruz. Bu sistem, hem zamandan hem de iş gücünden tasarruf etmemizi sağlıyor” dedi.

    Yaygınlaşan file sistemi ile hasat yapan üreticilerden biri olan üretici Turgut Bozyel, “Fındık hasadına yavaş yavaş başlıyoruz. Hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bu kapsamda filelerimizi seriyoruz. Bu ayın sonuna doğru da toplamaya başlayacağız. Burada yaklaşık 6 dönüm yerimiz var. Buraya fındık işçilerine toplatmaya çalışsak en az 30 işçinin tarlada çalışması gerekecek. 30 işçinin günlük ücretleri kişi başına 1000-1250 TL arasında olmuş olsa bayağı bir maliyetli oluyor. Ama fileyle 30 kişinin topladığı yeri 3 kişi bir günde topluyoruz” diye konuştu.

    Kahverengi kokarca zararlısının da fındığa çok büyük zararlar verdiğini, dolayısıyla rekoltenin tahmin edilen ve beklenenden daha düşük olacağını söyleyen üretici Bozyel, “Hava şartları ve kokarca zararlısından dolayı fındıkta çok dökülme oldu. Dolayısıyla tahmin edilen rekolte çıkmaz. Kokarca zararlısı bu sene geçmiş senelere göre daha fazla. İlaçlama yapıyoruz ama gördüğünüz üzere yeni doğum yapmış olan kokarcalar halen daha var. Fındık hasadı masraflı bir iş. Başlangıçta ot kesimi, ilaçlama masrafları derken bayağı masraflı bir iş oluyor. Bir de gündelikçi çalışan tarlalar olduğu zaman maliyet daha da artıyor. Ama bizim gibi kendi çabaları ile topladıkları zaman maliyet biraz daha düşük oluyor. Aşağı kesimlerden ziyade yukarı kesimler de bu hasadı toplamaya hazır hale getirmek ve toplamak çok zor. Maliyet gerçekten çok fazla” şeklinde konuştu.
    File sistemini kullanmayı tercih eden üreticilere Tarım ve Orman Bakanlığınca Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında yüzde 50 hibe desteği verildiği öğrenildi.

  • “Enflasyonla mücadelemizi sürdürüyoruz”

    “Enflasyonla mücadelemizi sürdürüyoruz”

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı Temmuz ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre, Tüketici Fiyat Endeksi’nde (TÜFE) değişim Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 3,23, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 28,76, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,78 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 65,93 artış olarak gerçekleşti.
    TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verileri değerlendiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ekonomik ve sosyal açıdan temel öncelik olarak gördükleri enflasyon ile mücadelelerini devam ettirdikleri belirtti.
    Haziran ile başlayan dezenflasyon sürecinin, temmuz ayı yıllık enflasyon oranının yüzde 60 seviyesine yaklaşmasıyla, hız kesmeden devam ettiğini vurgulayan Yılmaz, “Yıllık tüketici enflasyon oranının Ağustos ayında düşük yüzde 50’li düzeye, Eylül ayında ise yüzde 50’nin altına gerileyeceğini tahmin ediyoruz. Temmuz ayında aylık tüketici enflasyonu belirli bazı kalemlerde fiyat ve vergi ayarlamaları neticesinde bir önceki aya göre daha yüksek düzeyde yüzde 3,23 olarak gerçekleşti” ifadelerine yer verdi.

    Yılmaz, aylık enflasyonda, enerji, alkol ve tütün grubundaki dönemsel fiyat artışlarına bağlı ve geçici olarak yaşanan gelişmelere rağmen, yıllık enflasyon bir önceki aya göre belirgin bir şekilde, yaklaşık 10 puan azalarak yüzde 61,8 düzeyine indiğini aktardı.
    Temmuz ayında enflasyonun ana eğilimini yansıtan çekirdek enflasyon göstergelerindeki aylık artış yaklaşık yüzde 2,5 oranıyla görece daha sınırlı düzeyde gerçekleştiğini dile getiren Yılmaz, “Temel mal grubundaki fiyat artışı ise iç talepteki yavaşlamayla birlikte diğer gruplara kıyasla daha ılımlı seyretti. Yıllık bazda ise çekirdek enflasyon göstergelerindeki yaklaşık 10 puana varan belirgin düşüşler devam etti. Enflasyonla mücadele ederken ekonomideki diğer tüm dengeleri de gözetiyoruz. Sürdürülebilir ve dengeli büyüme, istihdam ve ihracat artışı, düşen cari açık ve sıkı kamu maliye politikamızın yanı sıra, yapısal reformları hızlandırarak ekonomide öngörülebilirliği daha da artırmayı hedefliyoruz. Amacımız 2026’da ülkemizi yeniden tek haneli enflasyon oranıyla buluşturmaktır. Fiyatlar genel seviyesindeki artışı asgari seviyeye indirerek, küresel gelişmelere karşı ekonomimizin direncini güçlendirmek ve toplumsal refahı kalıcı olarak artırmak amacıyla programımızı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

  • “Başarıdaki temel faktör ulusal eğitim programları”

    “Başarıdaki temel faktör ulusal eğitim programları”

    CHP lideri Özgür Özel, CHP Genel Merkezi’nde eğitim sendikalarının temsilcileri ile bir araya geldi. Eğitimcilerle bir araya gelmenin eğitimin geleceği açısından önemli olduğuna dikkat çeken Özel, yeni oluşturulacak müfredatta herkesin görüşüne ve bilgisine başvurulması gerektiğini söyledi. Yeni müfredat oluşturmanın elzem olduğunu belirten Özel, müfredat oluşturmanın anayasa oluşturmak kadar önemli olduğunu dile getirdi.

    “Eğitim maratonundaki çıktıları da değerlendirebilmeyi ve bunun üzerinde konuşmayı ümit ediyoruz”

    Özel, “Bugün hem toplu halde bir araya gelmek, hem sizin kendi değerlendirmelerinizi dinlemek hem de bizim yaz dönemi çalışmalarına ilişkin bilgi vermek üzere sizleri burada ağırlamaktan memnuniyet duyuyorum. Bu yaptığımız toplantıda Genel Başkan Yardımcımız Suat Özçağdaş’ın yönetiminde gerçekleştirdiğimiz eğitim maratonundaki çıktıları da değerlendirebilmeyi ve bunun üzerinde konuşmayı ümit ediyoruz. İktidara gelince ne yapacağımızı biliyoruz ama bunu muhalefetteyken netleştirmek, toplumla paylaşmak ve bir gölge bakanlık çerçevesi içerisinde ‘biz olsaydık ne yapardık, ne öneriyoruz ve geldiğimizde ne yapacağız?’ bunu açık olarak kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Almanya’da Hristiyan Demokratlar gidince, Sosyal Demokratlar gelince eğitim anlayışı ve hedefleri hiç değişmiyor”

    Milli Eğitim Bakanlığı’nın en önemli bakanlıkların başında geldiğini söyleyen Özel, “Kısa, orta, uzun vadeli planların yapılması ve bunun üzerinde ulusal mütaabakat aranması gerekiyor. Bugün için dünyanın en gelişmiş ülkelerine bakarsanız başarılarının altındaki temel faktör, üzerinde mutabakata varmış oldukları ulusal eğitim programlarının olması. Almanya’da Hristiyan Demokratlar gidince, Sosyal Demokratlar gelince eğitim anlayışı ve hedefleri hiç değişmiyor. Orada hiç kimse ‘iktidarı değiştireyim de çocuğumun aldığı eğitimin kalitesi artsın’ demiyor. Bunun için bir genel mutabakata ihtiyaç var. Paydaşlarla birlikte çalışmaya ve biz geldik bildiğimizi yaparız demek yerine bunun doğrusu nedir, bunu hep birlikte aramaya ihtiyaç var” diye konuştu.

    “Müfredat yapmanın anayasa yapmak kadar önemli olduğunu düşünüyoruz”

    Milli eğitimde temelin bilime dayandırılması gerektiğini söyleyen Özel, “Bizim CHP olarak müfredat yapmayı anayasa yapmak kadar önemli gördüğümüz değerlendirmemizin bir kez daha altını çizmek isterim. Anayasa yapmak konusunda ülkede sürekli bir çağrı var. İşin özüne girene kadar söylenen bütün pırıltılı laflara katılıyoruz. Anayasalar aşkın zamanlı metinlerdir, zaman geçtikçe yıpranmayan, güçlenen metinlerdir deniyor. Ama bunu yapmak için gerekli irade gösterilmiyor. Biz bu sözlerin hepsini müfredat yapılması için de duymak istiyoruz” dedi.

  • 2 evden 12 kamyon çöp çıkarıldı

    2 evden 12 kamyon çöp çıkarıldı

    Antalya’da Kepez Belediyesi, vatandaşlardan gelen talep üzerine Güneş ve Hüsnü Karakaş mahallelerinde, evin bahçesinde biriktirilen çöp ve atıkların kaldırılmasına yönelik çalışma yaptı. Mahalle sakinleri, kötü koku, sinek ve haşereye neden olduğu gerekçesiyle evlerin bahçelerinde biriktirilen çöplerin kaldırılmasını istedi. Kepez Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri de, yaptığı denetimde şikâyete neden olan evlerin bahçesinde tonlarca çöp ve atık depolandığını tespit etti.

    Aynı ev 4. kez çöplerden temizleniyor

    Temizlik İşleri Müdürlüğü, alınan yasal izinlerden sonra çöp biriktirilen iki evde temizlik çalışması başlattı. İlk temizlik çalışması Güneş Mahallesi 6011 Sokak’ta yer alan ve daha önce 4 kez çöplerden tahliye edilen müstakil evde gerçekleştirildi. Temizlik İşleri Müdürlüğü personeli, polis ve zabıtanın güvenlik önlemi almasından sonra evin bahçesindeki tonlarca çöp ve atığı, yaklaşık 5 saat süren bir çalışmanın ardından kaldırdı.

    Çöp yığınları iş makineleriyle kaldırıldı

    Bahçede biriktirilen giysi, pet şişe, teneke kutu, poşet, kağıt ve mobilya gibi tonlarca çöp, kepçe yardımıyla kamyonlara yüklenerek, tahliye edildi. Bahçeden 10 kamyon çöp çıkarıldı. Kepez Belediyesi, vatandaşların isteğini dikkate alarak Hüsnü Karakaş Mahallesi 3582 Sokak’ta yer alan tek katlı bir binanın bahçesindeki çöp ve hurdaları da temizledi. Buradan da 2 kamyon çöp tahliye edildi.

    İlaçlama yapıldı, sokaklar süpürüldü

    Antalya Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı personeli de çöplerden arındırılan evlerin bahçelerinde böceklere karşı ilaçlama çalışması yaptı. Çöp ev temizliği çalışması, yol süpürme aracı ile sokakların temizliğinin yapılmasıyla tamamlandı. Mahalle sakinleri, kötü koku, sinek ve haşereye neden olan çöp evlerin temizlenmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. İş makinelerinin kullanıldığı temizlik çalışmasında 20 Temizlik İşleri Müdürlüğü personeli ile 10 Zabıta Müdürlüğü personeli görev aldı.

    “Temiz bir Kepez için çalışıyoruz”

    Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, vatandaşların şikâyetlerini ve taleplerini dikkate alarak, çöp, hurda biriktirilen ya da moloz dökülen alanlarda temizlik çalışması yapmaya devam edeceklerini açıkladı. Temiz bir Kepez için çalıştıklarının altını çizen Başkan Mesut Kocagöz, “Kepez’imizi, Antalya’nın en temiz ilçesi yapmak için çalışıyoruz. Bu gayretimize gölge düşürecek olumsuzlukları da yasal mevzuatlar içerisinde, kimseyi kırmadan, üzmeden kaldıracağız” dedi.

  • Uraloğlu, Instagram yetkilileri ile görüşecek

    Uraloğlu, Instagram yetkilileri ile görüşecek

    Sosyal medya hesabından konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Uraloğlu, “Katalog suçları çerçevesinde uyguladığı politikalar karşısında erişim engeli getirdiğimiz sosyal medya platformu Instagram yetkilileri ile geçtiğimiz hafta bir görüşme yapıldı. Gerçekleştirilen görüşmede Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına uyulması konusunda hassasiyetlerimiz iletildi. Bugün kendileri ile öğleden sonra yeniden bir araya gelinilecek. Taleplerimizin karşılanması hususunda gereğini yapacaklarını umuyor; olumlu gelişmelerin olmasını bekliyoruz” dedi.

  • Avrupalılar bu lezzeti çok sevdi

    Avrupalılar bu lezzeti çok sevdi

    Aydın’ın coğrafi işaretli yöresel tarım ürünleri ile meşhur Nazilli ilçesinde ev ekonomisine destek amacıyla dün tencerelerinde kaynattıklarını bugün ihraç eder duruma gelen girişimci kadınlardan Sevgül Batur, ürettiği 40 çeşit reçelin yanı sıra son 7 yıldır taze incirden elde ettiği cipslerle de marka olma yolunda hızla ilerliyor. İlçeye bağlı Dallıca Mahallesi’nde bulunan işletmesinde 20’den fazla kadına da istihdam sağlayan Batur, Avrupa ülkelerinin yanı sıra şimdi de Amerika için incir cipsi üretiyor.

    Ürünleri Avrupa, Japonya ve Amerika’da

    Hedefinin büyük olduğunu ifade eden Batur, “Aydın’ımızın güzel ürünlerini dünyada tatmayan kalmasın diye yurt dışına da açıldım. Ürünlerimiz Hollanda, Almanya ve İspanya’da marketlere girdi. Amerika, Japonya, İrlanda gibi birçok ülkeden de sipariş geliyor. Hedefim, devlet desteğiyle işletmemi büyütüp, kendi ismim ve markam ile yurt dışı pazarında önemli bir marka haline gelebilmek” dedi.

    Aydın’ın en önemli marka değerleri arasında yer alan incirin tazesinden elde ettikleri incir cipsinin çok beğenildiğini ve artan talepler üzerine hem ürün çeşitliliğini hem de üretimini artırdığını söyleyen Batur, “2015-2016 yılında başladığımız işimizi 2024 yılına kadar daha da büyüttük. Nazilli’mizin ve Aydın’ımızın en kıymetli ürünleri arasında yer alan incirimize daha fazla katma değer katmak için buna yoğunlaştık. Sabah erken saatlerde bahçelerden toplanarak işletmemize getirilen en kaliteli, en güzel, en taze incirleri tek tek elden geçirerek dilimleyip kurutmaya hazırlıyoruz. Teraslarımızdaki güneş görmeyen özel kurutma alanlarına serdiğimiz incirler, kokusunu, aromasını yitirmeden 3 günde kuruyor. Güzel bir esinti altında tamamen hijyenik koşullarda kuruttuğumuz incir cipsleri, kışın canınız incir çektiğinde taze gibi yiyebileceğiniz şekilde hazırlamış oluyoruz. Taze incirin hafif yumuşaklığı, kokusu ve aroması gerçekten dalından koparılmış gibi yiyebiliyorsunuz. O lezzetine doyulmayan inciri biz Türkiye’nin dört bir yanına gönderdiğimiz gibi Avrupa’ya da gönderiyoruz. Son olarak bu sezonda Amerikalılar da taze incir cipsimizden tadacak. İncirimiz, Nazilli’ye getirdiği bereketi inşallah gittiği her eve de götürür. Geleneksel tat, uluslararası lezzet Nazilli’mizin incir cipsini muhakkak deneyin” şeklinde konuştu.