Kategori: Türkiye

  • “Kendi adaylarını çıkardılar, kaybettiler”

    “Kendi adaylarını çıkardılar, kaybettiler”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bir dizi program için geldiği İzmir’de, Konak ilçesinde bulunan CHP İl Başkanlığını ziyaret etti. CHP Lideri Özel’i, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve ilçe belediye başkanları çiçek ile karşıladı. Karşılama esnasında atama bekleyen bir engelli öğretmen, Özel’den yardım talep etti. CHP Lideri Özel de öğretmene cevap olarak, “Geçen sene bizim sayemizde 5 bin engelli öğretmen atandı” dedi. İl başkanlığındaki toplantı basına kapalı düzenlendi.

    Özel, daha sonra Kültürpark’ta bulunan İzmir Sanat Başkanlık Çalışma Ofisi’nde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’a tebrik ziyaretinde bulundu. Orada basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Özel, “İzmir bu seçimlerde 31 ilçede gösterdiğimiz belediye başkanından 29’unun seçildiği bir başarıyı elde etti. Seçimden önce Adalet ve Kalkınma Partisi buraya kendisi açısından çok yüksek düzeyde bir önem arz etti. Karşılığı çok büyük bir kampanyayı burada yaptılar. Bir algı oluşturmaya çalıştılar. İzmir’deki çok takip edilen sosyal medya hesaplarına gösterdikleri özel ilgiden başlayarak görülmemiş bir kampanya bütçesi ayırdılar. Neredeyse İstanbul kampanyasından daha pahalı bir kampanyayı İzmir’e getirdiler. Onların kampanyasının maddi gücüyle rekabet edecek ne halimiz ne niyetimiz vardı. Çünkü bizim kampanyamızın manevi takımı çok güçlü. Bizim kampanyamız Cumhuriyet Halk Partisi’nin amiral gemisi olmanın, Cumhuriyet’in sancak gemisi olmanın sorumluluğunu taşıyordu. İzmirliler burada İzmir’i, Cumhuriyet Halk Partisi’ni ve Cumhuriyet’i tartıştırmadılar” diye konuştu.

    İşçileri işten çıkaran Menemen Belediyesi’ne eleştiri

    Geçen yerel seçimde İzmir’de tüm tarih boyunca, tüm partilerden 6 kadının belediye başkanlığı yaptığı yerde, 9 kadın aday gösterdiklerini ifade eden Öze, “İzmirliler 8’ine teveccüh gösterdiler ve yeniden seçtiler. Diğer taraftan baktığımızda yine 12 genç aday gösterdik. İzmirliler 11’ini seçti. Seçemedikleri arkadaşımız 16 puan geriden geldi. Gelecekte mutlaka hedefine ulaşacak. Kadın arkadaşımızın karşısında da bir belediye başkanı değil, adeta devlet gücü kullanan bir kayyum vardı ve Menemen’in satılan tüm varlıkları, seçim odaklı bütçelendirmeyle harcandı. Fakat bundan sonra ümit ediyorum, 1 yıl kadar sonra Menemen’in bir sonraki belediye başkanını ilan edip çalıştırmaya başlayacağız. Gelecek seçimlerin rekor oyunu Menemen’de alacağız. Gelecek seçimlerde İzmir’de hedef 31’de 31’dir. 30 belediye ve büyük illeri kazanmaktır” cümlelerini aktardı.

    “Kendi içimizde öz eleştiri yapıyoruz”

    İzmir’de kendi içlerinde de öz eleştiride bulunduklarını ifade eden CHP Lideri Özel, “Çünkü Manisa’da yüzde 60 oy alınan bir yerde İzmir’de alınan oy oranını konuşuyoruz. Elbette doğru bir stratejiyle, neredeyse bütün belediyeleri kazandık. Bir başarısızlıktan söz etmek değil ama İzmir’in çok daha bu rakamların fevkinde rakamlara ulaşabilmesi için gayret göstereceğiz. Geçen seçim oyunun yüzde 10’un üzerinde olduğu 2 partinin aday göstermeyip, bu dönem İzmir’de adaylarının olduğu gerçeğini de görelim. Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı yürütülen sert ve acımasız kampanyaları görelim. Yetki bundan sonra Cemil Tugay’da, yetki diğer 28 belediye başkanımızda. İzmir’in beklediği yüksek beklentilerle en iyi derecede cevap verilmesi gerekiyor. Cemil Başkan’ın cebindeki anahtar, İzmir kentinin altın anahtarı değildir. Büyükşehir belediyesinin kapısının ya da kasasının anahtarı değildir. O anahtar iyi, doğru dürüst, şeffaf bir yönetimin sonucunda en geç 4 yıl sonra yapılacak genel seçimlerde, Atatürk’ün partisinin iktidara gelmesinin anahtarıdır” diye vurguladı.
    SODEM ve SODEMSEN adlı 2 yapının çok doğru bir şekilde konumlandırıldığını aktaran Özel, sosyal demokrat belediyelerin iş birliğini, güç birliğini, eş güdümünü, eğitimini ve denetimini oradan yürüttüklerini, çok önemli yapıların yer aldığını ve yapının içinde, alanında Türkiye’nin en iyilerinin olduğunu belirtti.

    Almanya övgüsü

    Almanya’daki ekonomik, eğitimsel ve sosyo-kültürel geleneğe övgüler dizen Özel, “Maalesef Türkiye kötü bir eğitim sistemine sahip. Almanya’yla Türkiye arasında ihracatta, ithalatta inanılmaz bir dengesizlik var. Biz onlara çok basit ve üretmeyi düşünmedikleri ürünleri genel olarak ihraç ediyorken onlardan üst düzey teknoloji ithal ediyoruz. Almanlar dünyanın en bilinen dört büyük araba firmasını üretiyorlar, kendileri mütevazi minibüslere biniyorlar. Çünkü Almanya’da demokrasi var. Liderler mütevazı, halk zengin. Bu tarafta ise liderler itibardan tasarruf etmiyorlar, halk fakir. Üzerinde bir ulusal mutabakat sağlanmış olan eğitim sistemleri var. Eğitim sistemi konusunda ulusal bir mutabakat var” açıklamasında bulundu.

    “Çocuklar yanlış yönlendiriliyor”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bizimkiler ise ‘yedi gün içinde görüş bildirin; yedi gün yeter mi deyince ‘yüzde elli zam yaptım 10 gün olsun’ diye bir anlayış tarafından yönetiliyor. 7 yaşında çocukların sınıfına tabut getirenler, arkadaşlarından birini kefenleyip başında çocukları ağlatanlar, Kabe’yi getirip ‘tavaf öğretiyoruz’ diyerek aslında o çocukların Müslümanlığı öğrenmek açısından İslamiyet’i tanımak açısından da yanlış yönlendiriliyorlar” diyerek eğitim sistemini eleştirdi.

    “AK Partililerin en az memnun olduğu durum eğitim sistemi”

    Açıklamasında eğitim sistemine eleştirilerini sürdüren Özel, “Çok güvenilir anket şirketlerinin aktardıklarına göre, AK Parti seçmeninin, AK Partili kadınların en az memnun olduğu durum, Milli Eğitim politikaları. Memnuniyet yüzde 18. AK Parti’ye oy veren seçmenin bile yüzde 82’si bu eğitim sisteminden rahatsız. İzmir’den söylemek isterim ki, eğitime dair maalesef Türkiye’de bilimsel, çağdaş ve kaliteli eğitime erişim, sınıfsal bir problemdir artık. Çocuğunu özel okuldan gönderemeyenler ve iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar kendi geleneğini sürdürmeye çalışan ve zorlanan okulları kazanacak kadar yetkinliği olmayanlar maalesef bilimsel, çağdaş eğitime, iyi eğitime ulaşmaktan uzaktırlar. Bu konuda atılması gereken çok önemli adımlar var. Bundan sonraki süreç eğitim konusunda duyarlılığımızı, sert eleştirilerimizi, yapıcı yön göstermemizi ve geleceğe dair önerilerimizi her daim ileri getireceğiz. Bunun dışında tabi Cumhuriyet Halk Partisi olarak 31 Mart’ta kazandığımız çok iyi sonuç, 47 yıl sonunda birinci parti olmak, bir zaferdir; siyasi başarıdır. Ama bir zaferden çok, bir görev olarak, bir sorumluluk olarak görüyoruz. O yüzden kimseyi ötekileştirmeden, kimseyi itmeden kakmadan çok önemli görevler yapacağız” diye konuştu.

    “Biz adiliz, paylaşımcıyız”

    Türkiye Belediyeler Birliği seçimlerinden de açıklama yapan Özgür Özel, “Birazdan Belediye Başkanımız da bu kadar yoğun görevlerinin yanında sağlıklı kentler birliğinin başkanlığını da bir hekim olarak kabul etti. Kendisiyle Ege Belediyeler Birliğine de gideceğiz. Türkiye Belediyeler Birliği seçimleri, bugün İstanbul’da yapılan Tarihi Kentler Birliği seçimleri, Ege Belediyeler Birliği seçimleri, hepsi Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönetim anlayışını gösteren çok önemli örnekler. Geçmişte AK Parti MHP ile bir çoğunluğu sağlayıp, bütün bir yönetimi alıyorken, biz tek başımıza çoğunluğu sağlayıp yarısını biz alalım yarısını geri kalan alsın. Biz hakkımızdan azını alalım dedik. AK Parti’ye, MHP’ye DEM’e, İYİ Partiye ve Yeniden Refah Partisi’ne ve Büyük Birlik Partisi’ne, 7 partiye görev teklif ettik. Bu görevi Yeniden Refah kabul etti, İYİ Parti kabul etti, DEM Parti kabul etti. Cumhur İttifakı ise karşımıza aday çıkardı. Tabii Yeniden Refah da Cumhur İttifakı’nda değil, bizim yanımızda yer aldılar. Bundan sonraki süreçte ne olur bilinmez. Ama bizim kucaklayıcı tavrımız Cumhur İttifakı’nın bir kısmı tarafından benimsendi ve biz, bize bir koltuk vermeyen AK Parti’ye 4 koltuk teklif ettik. MHP’ye koltuk teklif ettik. Birlikte yönetelim dedik. Kendi adaylarını çıkardılar, kaybettiler. AKP’liler bize oy verdi diye parti içi soruşturma açtılar. Çünkü biz adiliz, biz paylaşımcıyız” sözlerine yer verdi.

    “Yüzde 50 artı 1’i alıp yüzde 100 yetki kullanmayı demokratik bulmuyoruz”

    Sözlerini sürdüren Özel, “Eskiden 100 liralık bütçenin 98 buçuk lirasını Cumhur İttifakına 1 buçuk lirasını da cumhur ittifakına gelir mi diye muhalif belediyelere ışık yakmaya kullananlara karşı, biz ekonomideki gücümüz ne kadarsa o kadar ekonomik kaynak kullanacağız. Gerisini de diğer arkadaşlarımız belediye başkanlarımızla birlikte paylaşacağız. Çünkü biz yüzde 50 artı 1’i alıp yüzde 100 yetki kullanmayı demokratik bulmuyoruz. Biz bir kişinin her şeye karar vermesini, bir partinin her şeyi yapmasını doğru bulmuyoruz” ifadelerinde bulundu.
    Ege Bölgesi’nde birlikte çalışacakları belediye başkanlarına ve ekibe teşekkür eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da “İzmir’de yeni nesil belediyecilik anlayışıyla, güzel bir dönem başlattık. 2 aydır yenilikçi uygulamaları taşıdığımız bir dönem yaşıyoruz. Bu güzel ekibin bir üyesi olmak bizim için bir onur” dedi.
    Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı devam etti. Daha sonra CHP Genel Başkanı Özel, il yönetim kurulu üyeleri, il disiplin kurulu üyeleri, ilçe belediye başkanları ve büyükşehir belediye meclis üyelerini tebrik etmek üzere Ege Belediyeler Birliği’ni ziyaret etti.

  • “Bu büyüme, millet için fakirleşerek büyümedir”

    “Bu büyüme, millet için fakirleşerek büyümedir”

    Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, parti genel merkezinde düzenlediği İl Başkanları Toplantısına katıldı. Erbakan, toplantı öncesi gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. AK Partinin yeni ekonomi yönetimini açıklamasının üzerinden 1 yıl geçtiğini hatırlattı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in son bir yıllık karnesinde döviz kurunun yüzde 100, enflasyonun yüzde 75 artığını, faizlerin ise yüzde 488 artığını söyleyen Erbakan, “Ekmek 4 liradan 10 liraya fırlamış. Bekar bir işçinin yaşama maliyeti 13 bin liradan 24 bin liraya fırlamış. Döviz 18 liradan 32 liraya fırlamış. Akaryakıt 20 liradan 42 liraya fırlamış durumda. Son bir senedeki değişimleri ifade ediyorum. Tabii Sayın Maliye Bakan’ın idaresindeki ekonomi yönetimi, direksiyona geçtiğinde yani geçen sene bu zamanlar enflasyon yüzde 38.1’di bugün mayıs ayı enflasyonları açıklandı. Yüzde 75.45’e geldi. Politika faizi yüzde 8,5’dan yüzde 50’ye yükseldi. Yani yaklaşık 6 kat artış, yüzde 488 artış gerçekleşti. Buna ek olarak acı reçete sürekli olarak dar gelirlilere ve vatandaşa kesildiği için vergilerde yüzde 120’lik bir artış oldu son bir senede. Bir de icat edilen yeni vergileri de kattığımız zaman vatandaşın vergi yükü son bir senede yüzde 200 artmış oldu. Yani enflasyon bir yandan, vergiler bir yandan vatandaş limon gibi sıkılıyor ve suyu çıkıyor” dedi.

    “Bu büyüme, millet için fakirleşerek büyümedir”

    TÜİK verilerine de değinen Erbakan, buna göre Türkiye ekonomisinin son 15 çeyrek boyunca büyüdüğünü dile getirerek, “2020’nin 3. çeyreğinden 2024’ün 1. çeyreğine kadar tam 15 çeyrek boyunca aralıksız büyümeye devam etti. Ve son açıklanan rakamlara göre 2024’ün ilk çeyreğinde yüzde 5.7 büyüdük. Bu büyüme rakamları neyi gösteriyor? Elbette ki vatandaş için, millet için hiçbir şey göstermiyor. Çünkü bu büyüme maalesef millet için fakirleşerek büyümedir. Esnafın, memurun, emeklinin, işçinin, dar gelirlinin, çiftçinin, köylünün büyüme değil küçülmeden başka bir şey yaşadığı yok. Bu büyümenin ana kalemine baktığımızda da yüzde 11 ile en büyük payın inşaat sektöründe olduğunu görüyoruz. Yani maalesef üzülerek ifade ediyorum. İktidarın her zamanki klasiği, büyüme betonla ve çimento ile olmuş. Ve bu büyümede tabii ki vatandaşa da yansımamış. Sanayi büyümede 4. sırada. Tarım ise büyümede 5. sırada. Yani sanayi, teknoloji, tarım, hayvancılık üretimi maalesef büyümede çok küçük paylara sahip. Dediğim gibi Türkiye betonla, çimento ile büyüyor ve bu büyüme hiçbir şekilde vatandaşa yansımıyor, vatandaşın ekonomisi küçülmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.
    Konuşmasında mayıs ayı enflasyon rakamlarına da değinen Yeniden Refah Partisi lideri Erbakan, Türkiye’nin son 60 yıldaki en yüksek 4’üncü enflasyon dönemini yaşadığını dile getirdi. Erbakan, Türkiye’nin enflasyonda Avrupa ilk, dünyada ise üçüncü sırada yer aldığını kaydetti.

    “Emeklinin kurban kesebilmesi mümkün değil”

    Erbakan, 3 bin lira bayram ikramiyesinin 100 dolardan daha az olduğunu kaydederek, “Emeklinin kurban kestirebilmesi mümkün değil. Kurbanların fiyatları almış başını gitmiş ve bugün yardım dernekleri STK’lar, kurban organizasyonuyla ilgilenen kimseler açıkça ifade ediyorlar kurban siparişleri, kurban kesimi bu sene geçen seneye göre çok dramatik bir şekilde azaldı. Çünkü milyonlarca insanın bu şartlarda kurban kestirebilmesi mümkün değil. Ayrıca tabii hem bu ikramiyenin arttırılması gerekirdi hem de emekli maaşının en azından asgari ücret seviyesine getirilip asgari ücretin de açlık sınırı olan 20 bin liranın üzerinde bir seviyeye çekilmesi gerekirdi. Tabii emeklinin ve asgari ücretinin yanında biraz evvel söylediğimiz gibi maalesef iktidarın gündeminde üretici de yok. Yaş çay alım fiyatları açıklandı 17 lira olarak ve çay üreticileri isyan ediyor. Diyorlar ki; yaş çayın kilo başına üretim maliyeti zaten 18 lira. 18 lira maliyeti olan bir ürüne siz 17 lira taban fiyatı verirseniz yani üretmeyin, üretirseniz batarsınız zarar edersiniz diyorsunuz. 25 liralık talepleri vardı. Bu da karşılanmadı kaldı ki bu bile düşük ama maalesef 17 lira olarak açıklandı. Kilo başına destekleme tutarıyla beraber 19 lira olacak. Ayrıca bu enflasyon ve girdi maliyetleri hesaba katıldığında çay üreticisi ya zarar edece ya başa başa gelecek. Böyle bir durumda tabii ki çay ekmek, toplamak, üretmek tamamen anlamsız ve mantıksız bir hale geliyor” şeklinde konuştu.

    “Bu çiftçiyi ezmek demektir, aynı emeklinin ezilmesi gibi”

    Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından iki gün önce açıklanan hububat alım fiyatları hakkında da konuşan Erbakan şu ifadeleri kullandı:
    “Ekmeklik buğday ve makarnalık buğdayla arpa için açıkladığı fiyatlara göre hububat üreticimize reva görülen zam oranları yüzde 2.82 ile yüzde 16.77 arasında değişiyor. Bunlara ton başına ilave 750 liradan verileceği hesaba katıldığında zam oranı yüzde 13.38 ile yüzde 25.75 arasında çıkıyor yani maksimum hububat ürünlerinden verilecek olan zam oranı yüzde 25.75. Peki size yine TÜİK’in son bir yıldaki tarım ürünleri fiyat endeksini söyleyeyim, yüzde 60.7. Tarım ürünleri fiyat endeksi ve tarımsal girdi fiyatları endeksi son bir yılda yüzde 49.9 yani çiftçinin girdi maliyetleri yüzde 49.9 artıyor, siz çiftçinin buğdayına, arpasına yüzde 13 ila yüzde 25 arasında zam yapıyorsunuz. Bu çiftçiyi ezmek demektir aynı emeklinin ezilmesi gibi. Yani sadece çiftçi, köylü ve hububat üreticisi bu piyasada ezilmeye devam ediliyor. Milyonlarca çiftçiye ‘siz ekmeyin, ekerseniz sizi cezalandırırız’ denilmiş oluyor.”

    Açlık sınırının 20 bin lira seviyesine ulaştığını savunan Fatih Erbakan, temmuz ayında asgari ücrete bir zam daha yapılarak en azından 25 bin lira seviyesine çekilmesi gerektiğini kaydetti. Erbakan, en düşük emekli maaşının ise asgari ücret seviyesine eşitlenmesi gerektiğine dikkati çekti.
    Erbakan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘siyasette yumuşama’ kapsamında siyasilerle görüşmesine ilişkin bir soruya, “Biz her zaman Yeniden Refah Partisi olarak siyasetin centilmen bir şekilde yapılması, siyasetin nezaket kuralları içerisinde yapılması bunun bir savaş olmadığı görüşümüzü ifade ediyoruz. Bizimle ilgili de herhangi bir partiden veya iktidar kanadından bir talep olursa tabii ki biz de görüşürüz, fikirlerimizi ifade ederiz” yanıtını verdi.

  • “Dezenflasyon sürecine giriyoruz”

    “Dezenflasyon sürecine giriyoruz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Türkiye İhracatçılar Meclisi Olağan Genel Kurulu”nda konuştu.

    Ekonomiye ilişkin önemli mesajlar veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyonu düşürmek için para maliye ve gelirler politikalarını uyum içinde yürütüyoruz. Geçmişte enflasyonu nasıl tek haneye indirdiysek inşallah aynı başarıyı tekrar yakalayacağız. Önceliğimiz ülkeyi hayat pahalılığı sorunundan temelli kurtarmaktır.” dedi.

    Erdoğan, ihracatçılar için döviz bozdurma zorunluluğunun da yüzde 40’tan yüzde 30’a indirildiğini söyledi.

    “2002’DE BİR HAFTADA YAPTIĞIMIZ İHRACATI, ARTIK BİR GÜNDE GERÇEKLEŞTİRİYORUZ”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

    “İhracatçılarımızı ticaret diplomasisinin akıncıları, Türk ekonomisinin yurt dışındaki sancaktarları olarak görüyoruz. İhracatı ülke sathına yaydık, ihracat yapmayan ilimiz kalmadı. 2002’de bir haftada yaptığımız ihracatı artık bir günde gerçekleştiriyoruz.

    “2023 SENESİNDE İHRACATTA GÜZEL BİR YIL GEÇİRDİK”

    Türkiye’nin dış ticarette yazdığı başarı hikayesini yalnızca biz değil rakamlar da çok net biçimde söylüyor. Rusya-Ukrayna savaşı ve 6 Şıbat depremlerine rağmen 2023 senesinde ihracatta güzel bir yıl geçirdik. 2023 yılında 255,4 miylar doları mal ihracatı 101,7 milyar doları hizmetler ihracatı olmak üzere toplam 355 milyar dolar ihracat ile kapattık. Geçen sene cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık. Mayıs ayı itibarıyla yıllıklandırılmış ihracatımız 260,1 milyar dolar ve bir önceki yıla göre yüzde 2,3 artışla yine rekor kırdı.

    “MAYIS AYI İHRACATIMIZ, TARİHİN EN YÜKSEK MAYIS AYI İHRACAT DEĞERİ OLARAK KAYITLARA GEÇTİ”

    24,1 milyar dolarlık mayıs ayı ihracatımız, tarihin en yüksek mayıs ayı ihracat değeri olarak kayıtlara geçti. İthalatımızdaki düşüş eğilimi mayıs ayında da devam etti. İthalatımız mayıs ayında yıllık bazda yüzde 10,3 oranında geriledi. 2023 yılında 48 ilimizde ilk 1000 ihracatçı firma arasına girebilecek ölçüde ihracat yapan firmamız bulunuyor. Dış ticaret açığımız yıllık yüzde 47,8 düştü. Yüksek teknolojili yatırımları bundan sonra daha güçlü destekleyeceğiz. 10 yıla kadar vade imkanı tanınacaktır.

    “İHRACATÇILARIMIZ İÇİN DÖVİZ BOZDURMA ZORUNLULUĞUNU YÜZDE 30’A İNDİRDİK”

    İhracatçılarımız için döviz bozdurma zorunluluğunu yüzde 40’tan yüzde 30’a indirdik. Bu düzenleme pazartesiden itibaren geçerli olacak.

    MUHALEFETE ELEŞTİRİ

    Şehirlerine hizmet etmesi gerekenler sadece hısım akrabaya çalışıyor. Tutamayacağımız sözler vermedik. Önceliğimiz ülkeyi hayat pahalılığı sorunundan temelli kurtarmaktır. Enflasyonu düşürmek için para maliye ve gelirler politikalarını uyum içinde yürütüyoruz.

    “ENFLASYONDA EN ZOR DÖNEMİN ARTIK GERİDE KALDIĞINA İNANIYORUZ”

    Ekonomide ilk yılın karnesi oldukça iyi geldi. Programımız tıpkı öngördüğümüz doğrultuda meyvelerini veriyor. Ekonomi programımızın ilk yılı geçiş yılıydı ve bu dönemi öngördüğümüz şekilde başarıyla tamamladık. Enflasyonda en zor dönemin artık geride kaldığına inanıyoruz. Şimdi programın sonuçlarını daha net göreceğimiz yeni bir döneme; dezenflasyon sürecine giriyoruz. Geçmişte enflasyonu nasıl tek haneye indirdiysek inşallah aynı başarıyı tekrar yakalayacağız. Türkiye ekonomisi bu sürecin sonunda çok farklı bir lige yükselecektir. Belirsizliklerden kurtulduğumuzda bu yeni dönemin başaktörü Türkiye olacaktır. Merkez Bankamızın döviz rezervleri 143,6 milyar dolara yükseldi. Türkiye’nin şaha kalkmasını istemeyenlere prim vermeyelim, biz işimize bakalım.”

  • YKS’nin ilk oturumu sona erdi

    YKS’nin ilk oturumu sona erdi

    Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) birinci oturumu Temel Yeterlilik Testi (TYT) saat 10.15’te başladı. İstanbul Üniversitesi’nde sınava giren öğrenciler sınavda ter döktü. Sınava giren öğrencilerin velileri de Üniversite’nin önünde çocukların sınavdan çıkmasını bekledi.

    3 milyon 120 bin 878 aday sınava girdi

    Sabahın erken saatlerden itibaren okullara gelen öğrenciler, sınav salonlarına alındı. TYT’nin saat 10.15’te yapılan birinci oturumu TYT’ye 3 milyon 120 bin 878 aday girdi. TYT’de adaylara Türkçe Testi’nde 40, Sosyal Bilimler Testi’nde 20, Temel Matematik Testi’nde 40, Fen Bilimleri Testi’nde 20 soru olmak üzere toplam 120 soru sorulacak ve 165 dakika süre verildi.

    “Mezuna bırakıyorum”

    Sınavdan çıkan bir öğrenci, “Mezuna bırakıyorum. Sınav çok zordu. Matematik çözemedim, biyoloji çözemedim, Türkçe çözemedim her şıkkın 2-3 cevabı vardı, çok kötüydü. Süre yeterli değildi, çözebilene yetecek bir sürede değildi. Bu sene olmadı” dedi.
    “Süre gayet yeterliydi”
    Sınava giren Kaan Baştürk verilen sürenin yeterli olduğunu söyleyerek, “Türkçe bölümü zordu, iki şıklar arasında kaldığımız zamanlar oldu. Bazı cümlelerde de gariplik vardı. Onun dışında sınav güzeldi. En zor ders Türkçeydi. Sayısal bölümünde fizik biraz zordu. Onun dışında biyoloji basitti. Kimya da orta derecede kolaydı. Süre gayet yeterliydi. İlk çıkanlardan oldum” şeklinde konuştu.

    “Sayısal konusunda iyi değilim ama Türkçe beni şaşırttı”

    Türkçe sorularının kolay olduğunu söyleyen bir öğrenci ise, “Bence Türkçe çok kolaydı. Ben Türkçe’nin bu kadar kolay olmasına şaşırdım. Sayısal konusunda iyi değilim ama Türkçe beni şaşırttı. Sayısala fazla çalışmadığım için bir şey diyemeyeceğim. Ama Türkçe’de iyiydim. Sınava ilk kez girmediğim için stresli değildim. AYT ve dil sınavına da gireceğim” ifadelerini kullandı.
    YKS’nin ikinci oturumu AYT’de yarın sabah saat 10.15’te başlayacak.

  • Köpeğe çarptı, arkasına bile bakmadı

    Köpeğe çarptı, arkasına bile bakmadı

    Olay, Kartepe ilçesi İstasyon Mahallesi Hüsnü Efe Caddesi’nde meydana geldi. Yolun karşısına geçmeye çalışan köpeği fark eden sürücü, caddeyi dönerken hızlanarak bile bile hayvana çarptı. Köpek çarpmanın şiddetiyle savrulurken 41 ABL 981 plakalı araç sürücüsü ise arkasına bile bakmadan yoluna devam etti. Bir vatandaş ise ezilmekten son anda kurtulurken sürücüye tepki gösterdi. Otomobilin hızlanması ve köpeğe çarpması iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı.

    Mahallede esnaflık yapan Turgut Uygun, “Köpek kendi yolunda giderken araç birden hızlandı ve üstüne gitti. Köpek kendi yolunda giderken sürücünün neden hızlandığını anlam veremedim. Sürücünün yaptığı çok yanlış. Mahallemizin köpeğidir ve kimseye de zararı olmaz. Köpeğimiz çok evcil ve uysaldır. Sürücüyü kınıyoruz” dedi.

  • “Türkiye’de özgürlüklerin alanını genişlettik”

    “Türkiye’de özgürlüklerin alanını genişlettik”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bolu’da bir dizi ziyaretlerde bulundu. Bakan Tunç, AK Parti Bolu İl Başkanlığını ziyaret etti. Parti binasında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Bakan Tunç, Türkiye’deki düşünce ve ifade özgürlüğüne dikkat çekti. Bakan Tunç, İsrail tarafından saldırıya uğrayan Filistin halkının yanında olmaya devam edeceklerini dile getirdi.

    “Türkiye’de herkes düşüncesini özgürce ifade edebilir”

    Türkiye’de herkesin özgürce düşüncesini ifade edebileceğini söyleyen Bakan Tunç, “Bu ülkede bundan 20 yıl önce, bundan 15 yıl önce neler konuşulurdu? Kılık kıyafet, özgürlüğü kısıtlanmıştı bu ülkede. Yani kadınlar başı açık-başı kapalı diye ayrılırdı. Okullara kapalısın diye sokmazlardı. Mezuniyet törenlerinde yaka-paça dışarı atılırdı. Şimdi düşündüğümüz zaman ne kadar saçma şeylerle uğraştığımızı hep beraber görüyoruz. Artık o günler geride kaldı. Özgürlüklerin alanını genişlettik. Düşünce ve ifade özgürlüğünün alanını da genişlettik. Hala Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğüyle ilgili kısıtlama olduğunu söyleyenler var. Kesinlikle böyle bir durum söz konusu olamaz. Türkiye’de herkes düşüncesini özgürce ifade edebilir. Tabii düşünce ve ifade özgürlüğünün demokratik hukuk devletlerinde de bir sınırı vardır. O sınırda bir başkasının özgürlüğüdür, temel insan haklarına aykırı bir düşünceyi, bir şiddeti teşvik, terörü teşvik yönünde bir yazı yazarsanız, bir düşünce açıklarsanız bu, dünyanın her yerinde, demokratik hukuk devletlerinde buna müsamaha edilmez. O nedenle temel hak bu özgürlüklerin kanunlar anayasa ve hukuk çerçevesi içerisinde alabildiğini, genişlediği bir ortamı oluşturduk. Ülkemizin demokratik standartlarını yükseğe taşıdık” dedi.

    “Savcı soykırım suçu nedeniyle o suçu işleyen katiller hakkında bir dava açamadı”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış politikada hakkaniyetli duruşuyla Türkiye’nin mazlumun yanında olmaya devam edeceğini dile getiren Bakan Tunç, “Dış politikadaki Sayın Cumhurbaşkanımızın hakkaniyetli tutumu, adaletli tutumu ve dirayetli tutumu nedeniyle hep mazlumun yanında olduk. Dünya beşten büyüktür demeye devam ediyoruz. Bugün Filistin’de, Gazze’de bir insanlık dramı yaşanıyor. Uluslararası kuruluşlar etkisiz 16 bin çocuk öldürüldü. 10 bine yakın kadın şehit edildi. 36 bin insan Filistinli sivil insanlar soykırıma uğradı ve hala soykırım devam ediyor. Ama o soykırımı durdurmakla görevli olan uluslararası mahkemeler ve uluslararası kuruluşlar maalesef işlemiyor. Bunu başından beri Sayın Cumhurbaşkanımız hep söylüyor. Birleşmiş Milletler kürsüsüne çıktığında dünya beşten büyüktür derken işte bunu kastediyor. Uluslararası sistemin bir revizyona tabi tutulması gerektiğini hep dile getiriyor. Uluslararası Adalet Divanı var, Birleşmiş Milletler’in yargı organı. Güney Afrika’nın girişimiyle bir dava başladı. Soykırımın önlenmesi sözleşmesinden kaynaklanan ve İsrail’in bu sözleşmeyi ihlal ettiği gerekçesiyle başlayan davaya biz de müdahil oluyoruz şimdi. O kararı aldık. Dışişleri Bakanlığımız, Adalet Bakanlığımız birlikte ortak çalışıyoruz ve müdahil oluyoruz. Orada tedbir kararları verildi ama tedbir kararlarını uygulayacak. Dünyada güvenlik konseyinin uygulaması lazım bunu. Ama Güvenlik Konseyi’nde 5 üye, bir tanesi hayır dediği zaman karar geçersiz. Uluslararası ceza mahkemesi var soykırım yapan kişileri yargılamakla görevli. Suç duyurularında bulunduk. Türkiye’den bütün sivil toplum kuruluşları, barolarımız yüzlerce dilekçe gitti Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı’nın başlattığı bir soruşturma 7 Ekim’den önce de var. 7 Ekim’den sonra da var. Ama maalesef bir davaya dönüşemedi. Yani savcı soykırım suçu nedeniyle o suçu işleyen katiller hakkında bir dava açamadı. Yakalamaya yönelik, tutuklamaya yönelik yakalama kararı talep etti. Ama bu talep maalesef henüz karşılanmadı. Ve ‘niye talep ettin?’ diye Amerika Birleşik Devletleri şimdi uluslararası ceza mahkemesinin başsavcısını suçlamaya kalkışıyor. İşte böyle bir düzen adil olmayan bir dünya düzeni. Biz hep dünyada da hakkaniyeti adaleti savunmaya devam edeceğiz inşallah. Mazlumun hakkını savunmaya devam edeceğiz. O çocuk hakları diye bas bas bağıran, kadın hakları diye konuşan o uluslararası kuruluşların nasıl ikiyüzlü davrandığını işte şu İsrail’de çocuk katliamlarını görmezden geldikleri şu ortamda bütün dünya tarafından da görülmüş oldu” dedi.

  • “Siyonizm karşısında laf değil icraat konuşur”

    “Siyonizm karşısında laf değil icraat konuşur”

    Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Şanlıurfa’da gerçekleştirilen Filistin İçin Kıyama Davet mitinginde konuştu. İsrail’in Gazze ve Filistin’e yönelik saldırılarını kınayan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, somut adımlar atmanın zamanının geldiğini söyledi. Erbakan, “Siyonizm inancının gereğini yapıyor. Binlerce yıldan beri yapıyor. Bu gün de Gazze’de, Refah’ta yapıyor. Asıl önemli olan biz Müslüman ülkeler olarak ne yapıyoruz. Üzülerek ifade ediyorum ki sadece konuşmaktan ve kınamaktan öteye geçemiyorlar. Bu noktada Milli Görüş lideri Merhum Necmettin Erbakan Hocamızı bir kez daha anmamız gerekir. Ne yaptı Erbakan Hocamız Siyonizm karşısında, kana kan, dişe diş metoduyla mücadele etti. Allah ondan binlerce kez razı olsun. Bakınız 74 Kıbrıs harekatını Amerika ve İngiltere’ye rağmen gerçekleştirdi. Arkasından Amerika bu harekatı yaptığımız için bize ambargo uyguladığı zaman Erbakan Hocamız dedi ki siz bize ambargo uygularsanız biz de sizin İncirlik Üssünüzü kapatıyoruz dedi ve tarihte ilk defa İncirlik Üssünü kapattı. Siyonizm laftan anlamaz, yaptırımdan anlar. Arkasından 1980’de İsrail yanlısı politika yürüttüğü için Dışişleri Bakanı Hayrettin Erkmen’i gensoru ile bakanlıktan düşürdü. Sadece bu değil, 54’üncü hükümet döneminde büyük İsrail planına karşı el ele vermiş olan D-8’i kurdu, D-60 hedefini ortaya koydu ve yine 54’üncü hükümette Amerikan askerlerini, çekiç gücü kulağından tuttuğu gibi Türkiye’den dışarıya attı. Yine 54’üncü hükumet döneminde tam 100 sene aradan sonra Türk askerini yeniden Filistin’e gönderdi. Barış Gücü olarak, El Halil kentinin korunmasında görev yapmak üzere, 100 sene aradan sonra Mehmetçiği meclis kararıyla yeniden Filistin’e gönderdi. Siyonizmin en önemli silahı olan Amerikan dolarına karşı İslam Dinarı projesini ortaya koydu. İşte Milli Görüş budur. Siyonizm karşısında laf değil, icraat konuşur” dedi.

    Müslüman ülkelere çağrıda bulunarak İsrail’e verdikleri petrol ve doğalgazı kesmelerini isteyen Erbakan, “Peki şimdi ne yapılacak? Eğer bu Siyonist teröre dur demek istiyorsak mutlaka yaptırım uygulamamız gerekmektedir. Bakınız bu gün Müslüman ülkeler sadece petrolü dahi size vermiyoruz deseler bu zalimlerin masaya oturmaktan başka çaresi kalmaz. Dünyadaki petrolün üçte ikisini Cenabı Allah bu 57 Müslüman ülkeye verdi. Bu Müslüman ülkeler ortak bir karar alsa, siz bu zulmü durdurmadığınız sürece size doğalgaz vermiyoruz deseler, dünyadaki doğalgaz rezervinin yüzde 55’ini Cenabı Allah bu 57 Müslüman ülkeye vermiş. Bu zalimlerin masaya oturmaktan başka çaresi kalmaz” ifadelerini kullandı.

    Kürecik Radar Üssü ile İncirlik Üssünün derhal kapatılması gerektiğini belirten Erbakan, “Yine bu zulme açıkça destek veren Amerika’nın İncirlik’teki üssünün bu günden tezi yok kapısına kilit vurulup kapatılması gerekir. Ve yine Türkiye’nin atacağı bir diğer adım, Malatya’da bu katil Siyonistleri korumak için kurulmuş Kürecik Radar Üssünü bu günde tezi yok kapatmak mecburiyetindeyiz. Şanlıurfa’dan yetkililere bir kez daha sesleniyoruz. Sadece kınamakla, sadece lanetlemekle bu iş bitmez, gelin Malatya Kürecik’teki radar üssünü kapatalım ve bu katil Siyonistlere en büyük desteği veren Amerika’nın Adana İncirlik’teki üssünü bu günden tezi yok kapatalım. Korkmanıza gerek yok, bir şey olmaz. Merhum Erbakan Hocamız İncirlik Üssünü kapattı ve hiç de bir şey olmadı. Gelin bu vahşet karşısında bu cesur adımı bir kez daha atalım. Efendim, Kürecik radar Üssü NATO üssüdür, biz oradaki bilgileri NATO ülkelerine veriyoruz, İsrail’e vermiyoruz. NATO dediğin zaten Amerika ve İngiltere. Zaten İsrail’e yönelen tehditleri, füzeleri, dronları Amerika ve İngiltere önlüyor, Amerika ve İngiltere vuruyor” diye konuştu.

  • Şiddetli yağmur sele neden oldu

    Şiddetli yağmur sele neden oldu

    İlçeye bağlı bir çok mahallede akşam saatlerinde yağan şiddetli yağmur hayatı olumsuz etkiledi. Karacadağ Mahallesi’nde bazı evlerin zemin katları ve bahçeleri sel suları ile doldu. Mahallenin dere yataklarında bulunan evlerde mahsur kalan vatandaşlar ise itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı.

    Ekipler, su dolan evlerde çalışma yaparken sel nedeniyle evlerde maddi hasar oluştu. Karacadağ Mahallesi Muhtarı Fikret Gençağa, 2 ev selden dolayı etkilendiğini ve mahallenin sel yataklarında bulunan sokaklardaki yollarında dağdan gelen sel suları nedeniyle zarar gördüğünü söyledi.

  • Boşandığı karısını öldürüp intihar etti

    Boşandığı karısını öldürüp intihar etti

    Olay, Yüreğir ilçesine bağlı Dadaloğlu Mahallesi 2591 sokakta meydana geldi. İddiaya göre, hemşire olan Saniye Arslan (40) nöbete gitmek için otomobiline bindi. Bu sırada boşandığı eşi İhsan Uğurlu’da (61) otomobilin içerisine bir anda bindi. İkili bir süre sonra konuştuktan sonra aralarında tartışma çıktı.

    Tartışmanın büyümesiyle İhsan Uğurlu tabanca ile Saniye Arslan’ı başından vurdu. Ardından Uğurlu aynı tabanca ile kendini başından vurarak intihar etti.

    Silah sesleri üzerine bölgeye polis ekibi sevk edildi. Olay yerine gelen Yüreğir Devriye Ekipleri araç içerisinde 2 kişinin tabanca ile vurulduğunu görünce bölgeye 112 Sağlık ekiplerini çağırdı. Olay yerine gelen sağlık Saniye Arslan ve İhsan Uğurlu’nun hayatını kaybettiğini belirledi.

    Olay yerinde yapılan incelemelerinin ardından Saniye Arslan ve İhsan Uğurlu’nun cesetleri otopsileri yapılmak üzere Adana Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
    Saniye Arslan’nın kızı annesinin ölüm haberi alınca olay yerinde gözyaşlarına boğuldu.

  • Sosyal medyadan canlı yayın açarak eniştesini bıçakladı

    Sosyal medyadan canlı yayın açarak eniştesini bıçakladı

    Olay, 3 Haziran Pazartesi günü Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Nida Sokak’ta bulunan ikamette meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Özgür U., sosyal medya hesabından canlı yayın açtı. Yayın sırasında evinin bahçesinde önüne koyduğu satır ile 2 bıçağı gösteren ve “Cesareti olmayan izlemesin” diyen Özgür U., yaklaşık 30 dakika boyunca “Namus Belası” şarkısı ile yayın yapmayı sürdürdü. Bahçeye giren annesi bıçakları görünce almaya çalışsa da başarılı olamadı. Küfürler ederek, “İkisi buraya gelecek” diyen Özgür U., eniştesi Ertuğrul D.’yi görünce yanına koşarak, görüntüden kayboldu. Bir süre sonra tekrar görünen Özgür U., yüzü ve vücudu kanlar içinde küfür ederek yayını kapattı.

    Eniştesini defalarca bıçaklayarak ağır şekilde yaraladığı öğrenilen Özgür U., polis ekipleri tarafından yakalandı, eniştesi E.D. ise hastaneye kaldırıldı. Emniyette tamamlanan işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen zanlı, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.