Kategori: Türkiye

  • Atama kararları Resmi Gazete’de

    Atama kararları Resmi Gazete’de

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile yayımlanan karar ile birlikte Angola Cumhuriyet nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğine 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2, 3 ve 4’üncü maddeleri gereğince Mustafa Çelik atandı.

    Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararları ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Kadın Statüsü Genel Müdürü Gülser Ustaoğlu, 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 4’üncü maddesi gereğince görevden alındı. Bakanlıkta açık bulunan Şehit Yakınları ve Gaziler Genel Müdürlüğüne Muharrem Kurt, Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne ise Özge Aydiş Toy atandı. Yine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında Samsun İl Müdürü Tekin Balcı ve Rize İl Müdürü İdris Altuntaş görevden alındı. Amasya İl Müdürlüğüne Mersin İl Müdürü Veysel Topkaya, Bitlis İl Müdürlüğüne Vefa Akdoğan, Çorum İl Müdürlüğüne Sahit Aydın, Elazığ İl Müdürlüğüne Ömer Faruk Ergün, Hakkari İl Müdürlüğüne Abdulhalim Ünalan, Kahramanmaraş İl Müdürlüğüne Müslüm Ferdi Bozkurt, Kastamonu İl Müdürlüğüne Harun Köksalan, Malatya İl Müdürlüğüne Ali Sait Çeçen, Manisa İl Müdürlüğüne Mustafa Kılıç, Mersin İl Müdürlüğüne Naci Yılmaz, Muğla İl Müdürlüğüne Isparta İl Müdürü Yakup Kütük, Muş İl Müdürlüğüne Ahmet Kırtay, Ordu İl Müdürlüğüne Sivas İl Müdürü Harun Tan, Sivas İl Müdürlüğüne Özgür Kırmızıtaş, Samsun İl Müdürlüğüne Bayburt İl Müdürü Kemal Gümrükçü, Şırnak İl Müdürlüğüne Salih Kaya, Tokat İl Müdürlüğüne Kıymet Boztaş, Yozgat İl Müdürlüğüne Arif Topal, Zonguldak İl Müdürlüğüne ise Mehmet Türkmen Köse atandı. Görevden almalar ve atamalar 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2 ve 3’üncü maddeleri gereğince gerçekleştirildi.

    Resmi Gazete’de yer alan karar ile birlikte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü Şükran Doğan, Uluslararası İşgücü Genel Müdür Yardımcısı Metehan Özcan ve Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Abdulkadir Bülent Aytaç görevden alındı. Çalışma Genel Müdürlüğüne aynı yer Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Baş, Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğüne Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı Ali Aybey, Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğüne Oğuz Tuncay, Rehberlik ve Teftiş Başkanlığına İş Başmüfettişi Bekir Aktürk, Strateji Geliştirme Başkanlığında İbrahim Esenkar, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığına Ticaret Başmüfettişi Bülent Uğur Ecevit, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcılığına Engin Akyol ve Mustafa Işık, Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu Üyeliğine Murat Doğanay, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdür Yardımcılığına Necmettin Öz, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sigorta Primleri Genel Müdür Yardımcılığına ise Mürsel Baki atandı.
    Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünde açık bulunan Yönetim Kurulu üyeliklerine ise Hasan Davulcu ve Ersin Dilber atandı.

  • “Yola yeni anayasayla devam edilmeli”

    “Yola yeni anayasayla devam edilmeli”

    Sakarya’nın Sapanca ilçesinde bulunan bir otelde düzenlenen İş Hukuku Değerlendirme Sempozyumu, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un katılımıyla başladı. Bakan Tunç, yaptığı konuşmada, “Burada işçi ve işveren sendikalarımız var. Dolayısıyla her iki tarafı dengede tutacak, her iki tarafın da hakkını, menfaatini koruyacak bir disiplin iş hukuku. O sebeple iş hukuku, işçi, işveren arasındaki hak ve menfaat dengesini gözeten bir alan. Tabii işçi zayıf taraf, işçiyi koruyucu ilkeyi ihmal etmemek lazım. O sebeple zaten Yargıtay ve uygulamamızın da bu anlamda kökleşmiş içtihatları var. Tabii bu içtihatlar, haksızı korumak anlamında değil. Bunu da belirtmekte fayda var. Yani haksız olan illa korunacak diye bir şey yok. Orada işçiyi koruyucu ilkeye ilişkin Yargıtay kararlarını okuduğumuz zaman o alanın çok daha önemli olduğunu ve ihmal edilmemesi gereken alan olduğunu görüyoruz. Ve bu anlamda da kökleşmiş içtihatlar devam ediyor. Tabii iş hukukunun adil ve dengeli bir iş ortamı sağlayacak şekilde düzenlenmesi işçilerimiz ve işverenlerimiz için iş barışı anlamında, toplumsal barış anlamında da önemli. Özellikle üretim ve verimliliğin artması bakımından da önem arz ediyor. Hem işçiyi koruyacağız hem de işverenin özellikle üretim ve istihdam anlamındaki tıkanan yollarını da açma noktasındaki çalışmalarımızı hakkaniyetli bir şekilde sürdüreceğiz. O sebeple işçi ve işveren birbirini tamamlayan bir bütünün iki yarısı gibi” dedi.

    “Türkiye son 22 yılda siyasi istikrarın getirdiği güvenle tüm alanlarda büyük atılımlar gerçekleştirdi”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Türkiye son 22 yılda siyasi istikrarın getirdiği güvenle tüm alanlarda büyük atılımlar gerçekleştirdi, gerçekleştirmeye de devam ediyoruz. Daha demokrat, daha güçlü, daha istikrarlı geleceğe güvenle bakan bir ülke olma yolunda, 22 yılda çok önemli mesafeler aldık. Ekonomik kalkınma anlamında tabii ki son dönemde pandeminin getirdiği sıkıntılar, 6 Şubat’ta meydana gelen deprem nedeni ile ülkemizin önemli büyük vilayetlerin 15-20 milyona yakın insanı ve Türkiye’yi etkileyen o büyük dünya tarihinin en büyük deprem afeti de ekonomik bakımdan ülkemizi etkiledi. Dış gelişmeler ekonomimizi etkiledi. Ama kim ne derse desin son 22 yılda Türkiye 230 milyar dolar gayrisafi milli hasıladan bugün 1 trilyon doları aşarak dört kattan fazla bir ekonomik büyümeyi hayata geçirdi” diye konuştu.

    “Hükümetlerimiz döneminde her zaman emeğin ve üretimin yanında olduk”

    Bakanlık olarak emek ve üretimin yanında olduklarını belirten Bakan Tunç, “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, hükümetlerimiz döneminde her zaman emeğin ve üretimin yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Çalışma hayatında adaletli bir paylaşım olması adına önemli adımlar attık, atmaya devam edeceğiz. Uzlaşma kültürünü, aklıselimi esas alarak çalışma hayatındaki çatışmacı tutumu, bütün tarafların hukukunu koruyan bir düzleme kavuşturmak için çalıştık, yine çalışmaya devam edeceğiz. İşçilerimizin, çalışanlarımızın, memurlarımızın, sendikalı olma hakkı, toplu sözleşme hakları başta olmak üzere haklarını her zaman koruma gayretinde olduk, olmaya da devam edeceğiz İşçiyle-işveren arasında çalışma barışının sağlanmasına yönelik adımlar attık ve atmaya da devam edeceğiz. Bu adımları atarken elbette ki önce insan anlayışıyla hareket ettik. İnsanımızı güçlendirirken toplumu da güçlendirmek için adımlar attık. Emeğin, alın terinin ne olduğunu, neye tekabül ettiğini bilen bir medeniyetin mensuplarıyız. Çünkü bizim için emek, helal lokma için gösterilen çabayı ifade eder. Dolayısıyla emek de, ekmek gibi kutsaldır. Ekonomide büyümenin en temel unsurunu toplumsal barış ve sosyal hukuk devleti oluşturmaktadır. 22 yıldır toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde sosyal politikalar uyguladık, uygulamaya da kararlı bir şekilde devam ediyoruz. Başta iş kanunu olmak üzere işçinin hak ve menfaatlerini, güvenliğini koruyan, işverenin de hukukuna halel gelmemesini sağlayan birçok yasal değişikliği hayata geçirdik” şeklinde konuştu.

    “Yeniliklerin temelini 2003 tarihli 4807 sayılı İş Kanunu ile attık”

    “Sosyal hukuk devleti olmanın bir gereği olarak ve hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm vatandaşlarımızı içine alan bu yeniliklerin temelini 2003 tarihli 4807 sayılı İş Kanunu ile attık” diyen Bakan Tunç, “2013’ten beri başlayan ara buluculuk sisteminde mahkemelerin huzuruna gelmeden toplamda 4 milyon 70 bin iş uyuşmazlığının anlaşmayla sonuçlandığını görüyoruz. 2013’ten bu yana tabii zorunlu olduktan sonra bu sayı daha da arttı. 5 milyon 800 bin arabuluculuk başvurusunun 4 milyon 70 bininin anlaşmayla sonuçlandığını görüyoruz. Burada tabii işçi işveren arasındaki uyuşmazlıklardaki anlaşma oranı diğer arabuluculuktaki anlaşma oranlarından daha yüksek. Burada işçinin, özellikle bir an önce alacağına kavuşmak istemesi, uzun süren yargılamalarda yıpranmak istememesi, değişik faktörler nedeniyle işçilerin anlaşmaya, işverenin de anlaşmaya yanaştığını görüyoruz. Ama burada bu hakkaniyet dengesini kurmak, uygulamada dile getirilen hususlar, eksiklikleri de gidermek noktasında çalışmamızı sürdürmemiz gerekecek. Geçtiğimiz yıl 965 bin 323 ara buluculuk dosyasının 2023’te, 746 bin 898’i anlaşmayla sonuçlanmış. 2013 yılından itibaren yılda bir mahkemede ortalama 500 dosyanın ilk derecede görüldüğünü kabul edersek her yıl için 487 iş mahkemesinin iş yüküne denk gelen bir durum söz konusu. Yani ara buluculuk sistemi sayesinde 487 mahkemenin iş yükü mahkemeye intikal etmeden uzlaşmayla, anlaşmayla sonuçlanmış oluyor” ifadelerini kullandı.

    “İş mahkemelerindeki yoğunluğun farkındayız”

    İş mahkemeleri hakkında konuşan Bakan Tunç, “İş mahkemelerindeki yoğunluğun farkındayız. İş daireleri sayısının arttırılması, hakim, savcı sayımızın arttırılmasıyla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tabii istinaf dairelerinin sayısını ve orada görev yapacak olan hakimlerimizin sayısını artırmamız gerekiyor. Şu anda yargı teşkilatımız 24 bin hakim ve savcıdan müteşekkil. 24 bin hakim ve savcımızın yüzde 70’i 10 yılın altında kıdeme sahip, yüzde 45’i de 5 yılın altında kıdeme sahip. Dolayısıyla genç bir kadroyuz. Gelecek vadeden de bir kadroyuz aslında yargı teşkilatı olarak. O gençlerimiz tecrübe kazandıkça adalet akademimizdeki hizmet içi eğitimlerle daha da güçlenerek yollarına devam edecekler. Artık 2024 yılından itibaren hukuk mesleklerine giriş sınavıyla hem hakim, savcı yardımcılığı öncesinde hem de avukatlık stajı öncesinde hukuk fakültesi mezunlarımızın bir ön elemeden geçmesi ile ilgili uygulamayı başlatıyoruz. Önümüzdeki Ekim ayında ÖSYM tarafından yapılacak olan hukuk mesleklerine giriş sınavı sonrasında avukatlık ve hakimlik düşünebilecek genç kardeşlerimiz. Tabii hukuk fakültelerindeki eğitimin kalitesi de çok önemli. Bu anlamda da hukuk fakültelerindeki akademisyen kadrolarının da önümüzdeki süreç içerisinde daha da güçlenerek hukuk fakültesi mezunlarımızın daha güçlü bir şekilde mezun olmaları, hukuk meslekleri giriş sınavını başarmaları ve sonrasında avukatlık stajına başlayabilmeleri ve aynı zamanda da hakim, savcı yardımcılığı sınavına girebilmeleriyle ilgili sistem bu yıldan itibaren başlıyor. Yine 2 yıl süren hakim savcı adaylığını da artık terk ediyoruz. 3 yıl süren hakim, savcı yardımcılığı sistemine geçiyoruz. Adaylık yok. Artık 3 yıl boyunca hakim, savcı yardımcısı olacak olarak görev yapacaklar. 1 yıla yakın süre Adalet Akademisi’nde eğitimler görecekler. Uygulama adliyesini de faaliyete geçirdik. Adliyeyi de orada müracaat bürosundan savcı odalarına varıncaya kadar, otopsi yapılan yerlere varıncaya kadar hepsini orada uygulamalı bir şekilde de görecekler. 2 yıl boyunca da tecrübeli hakim ve savcılarımızın yanında usta çırak ilişkisi içerisinde çalışacaklar ve 3 yılın sonunda o akademideki ara sınavlar ve yine yanlarında çalıştıkları istinafı, ilk derecesi, Yargıtay’ı, o hakimlerimizin, tecrübeli hakimlerimizin vereceği notlar sonrasında eğer puanları tuttururlarsa hakimler, savcılar kurulumuz onları mesleğe kabul edecek. Böyle sık bir elemeden geçilmiş olacak. Dolayısıyla genç hukukçularımızın kürsüye çok daha güçlü ve donanımlı bir şekilde geçmelerini inşallah sağlayacağız” dedi.

    “9’uncu yargı paketi taslağımızı meclisimizin takdirlerine sunacağız”

    9’uncu yargı paketi taslağını meclise sunacaklarını aktaran Bakan Tunç, şunları kaydetti:
    “22 yıldan bu yana temel kanunlarımızın tamamını yeniledik. Tabii bu yenileme sürecinde uyum sağlama sürecinde yine birçok değişikliği hayata geçirdik yargı paketleriyle. Şimdi önümüzde bir yargı paketinin daha hazırlıkları yapılıyor. 9’uncu yargı paketi taslağımızı meclisimizin takdirlerine sunacağız. Burada uygulamadan gelen, uygulamadaki aksaklıkları ortadan kaldırmaya yönelik önemli yine tekliflerimiz olacak taslakta. Milletvekillerimizin takdirlerine sunacağız. Bu nedenle mevzuatın iyileştirilmesi, geliştirilmesi çünkü sürekli teknolojinin iş hayatının, ticari hayatın çeşitlenmesi, bilişim sektörü, tüm bunlar yeni değişiklikler gerektiriyor. Toplumun ihtiyaçlarına uygun bir şekilde ilerlememiz lazım. Bu anlamda uygulayıcılardan gelen önerilere çok büyük önem veriyoruz. Tabii mahkeme sayılarını da ihtiyaç olduğu zaman arttırıyoruz. 2002 yılında 74 tane iş mahkemesi vardı, bugün itibariyle 486 iş mahkememiz var. İş mahkemelerindeki yoğunluğu daha da azaltmak için geçtiğimiz günlerde de yine 41 ayrı yargı çevresinde 122 yeni iş mahkemesinin kurulmasını sağladık. Dolayısıyla 122 yeni mahkememizin kuruluşunu gerçekleştirdik, ama henüz faaliyete geçmedi. Atamalarını da gerçekleştirdikten sonra 486’ya sonra 122 daha ilave ettiğimiz zaman bu konuda iş mahkemesi sayımızı da arttırarak özellikle yoğunluğu azaltma gayreti içerisindeyiz. İstinaf incelemeleri yapan 15 bölge adliyemiz var. 18’e çıkardık ama 17’si Haziran’dan sonra faaliyete geçmiş olacak. 2 Bölge Adliye Mahkememiz daha faaliyete geçecek. Biri Tekirdağ birisi de Denizli. Malatya’yı da inşallah sonraki yıllarda faaliyete geçirmeye çalışacağız. Buralarda 238 hukuk dairemiz var. Bunun 57’si iş ve sosyal güvenlik hukuku alanında görevli. Son 1 yıl içerisinde de 2 istinaf dairesi kurmuştuk. Şimdi 5 istinaf dairesi daha kurduk. Yoğunluğun çok olduğu bazı yerlerde, İstanbul başta olmak üzere 5, toplamda geçen yıl itibariyle bu 1 yıl içerisinde 7 tane istinaf dairesini, iş dairesi olarak kurmuş oluyoruz.”

    “Kanunumuzda iş davalarının iki ay içerisinde sona ermesi yazılı”

    Bakan Yılmaz Tunç, “Yargıtay’da da iki farklı hukuk dairesi, ihtisas alanı olarak iş ve sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davalara bakmaya devam ediyor. İş mahkemelerinde toplam iş yüküne geldiğimiz zaman önceki yıldan devreden 382 bin 255 dosya var 2022’den. 2023’te açılan 257 bin 465 toplam iş yükü 639 bin. Aynı yıl iş mahkemeleri tarafından da 253 bin dosyanın karara bağlandığını görüyoruz. Yani yıl içinde açılanla karara bağlananın neredeyse eşit olduğunu görmek mümkün. İş mahkemelerinde bir dosyanın ortalama görülme süresi 2000 yılında 693 günken yeni ihtisas mahkemelerinin kurulmasıyla birlikte 549 güne düştü, bunu çok uzun buluyoruz. Yani iki yıla yakın bir süre demek. Dolayısıyla bu süreyi çok daha aşağıya indirmemiz lazım. Aslında kanunumuzda iş davalarının iki ay içerisinde sona ermesi yazılı. Tabii bu süreler tavsiye niteliğinde, süreler olduğu için değişik sebeplerle sürelerin uzadığını görüyoruz. Hedef süreler noktasında bölge adliye mahkemelerinde de hedef süre konulacak yargı reformu strateji belgelerinde cümleler var” şeklinde konuştu.

    “Türkiye Adalet Akademimiz dünyanın en yetkin kuruluşlarından”

    “Türkiye Adalet Akademimiz dünyanın en yetkin kuruluşlarından, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı çerçevesi içerisinde hakimlerimizin gerek meslek öncesi gerek meslek içi eğitimlerini başarıyla sürdürüyorlar” ifadelerini kullanan Adalet Bakanı Tunç, “2023 yılında 837 hakim ve savcıya 2024 yılında da şimdiye kadar 249 hakim ve savcıya iş hukuku alanında çeşitli eğitimler verildiğini görüyoruz. Bu yıl içerisinde 130 hakim ve savcının katılacağı iş mahkemesi uygulamaları eğitimi de planlanmış durumda. Bunlar da inşallah hayata geçecek. Bunun dışında meslek öncesi eğitim faaliyetleri çerçevesinde de 2023 yılında bin 745 hakim ve savcı adayına iş hukukunun çeşitli alanlarında eğitimler verilmiş durumda. 2024 yılı sonunda toplam bin 232 ve savcı adayı ve yardımcısına aynı alanlarda eğitimler verilmesi planlandı. Ayrıca iş hukuku alanında arabuluculuk sisteminin daha sağlıklı işleyebilmesi için iş hukuku başta olmak üzere birçok alanda da uzmanlık eğitimleri verilecek” ifadelerini kullandı.

    “Teknolojinin, yargının hizmetinde kullanılmasını daha da arttırmamız gerekiyor”

    Yargının teknolojiyi daha çok kullanması gerektiğini belirten Bakan Tunç, “Yargının hızlandırılması anlamında, özellikle teknolojinin, yargının hizmetinde kullanılmasını daha da arttırmamız gerekiyor. E-Devlet uygulamaları, elektronik tebligat, elektronik görüntülü duruşma sistemleri bunları daha da geliştirerek özellikle vatandaşlarımızın daha etkin, daha hızlı, daha adil yargı hizmetine kavuşması noktasındaki çabalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Fiziki mekanlar noktasında çok önemli bir sıkıntımız yok. Çok sayıda adliye binası geçmiş dönemlerde de yapıldı yine yapılmaya da devam ediyor. Tabii deprem bölgesinde yıkılan adliye saraylarımız var onları bir an önce ayağa kaldırmamız, inşa etmemiz gerekiyor. Bunların hepsini tabii ki fiziki imkanları, teknolojik imkanları geliştirmenin gayreti içerisinde olmaya devam edeceğiz. Elektronik tebligatla da hem kağıt tasarrufu, tam çevreci bir uygulama hem de az masraf ve yargının hızlandırılması anlamında çok önemli uygulama olduğunu da belirtmekte fayda var” dedi.

    “Türkiye yüzyılına başlarken darbe anayasasından kurtulmuş bir anayasayla yola devam etmek”

    Bakan Tunç, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de 2007 yılından bu yana Adalet Komisyonu’nda görev yaptım. Adalet Komisyonu, hukuk inşa eden bir komisyon ve en yoğun çalışan bir komisyon. Diğer konularda farklı farklı komisyonlarda. Bir kere bu komisyonların eski sisteme göre çalışan komisyonlar bunlar. Parlamenter sisteme göre çalışan komisyonlar yeni iç tüzük meclis başkanımız bazı konuşmalarında ifade ediyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi iç tüzüğünü yeni hükümet sistemine uyarlanması konusunda çalışmalar var. Komisyonların güçlendirilmesi, kanun yapma yetkisi münhasıran milletvekillerine ait durumda. Ama milletvekilleri bu kanun yapma sürecini tek başına hiç kimsenin görüşünü almadan yapamayacakları da açık sendikaların, derneklerin, vakıfların, teşrifleri, uygulayıcıların, yargı mensuplarımızın, vatandaşlarımızın, akademisyenlerimizin teşrifleri, onlarla beraber çalışma şekilleri, tüm bu kapasiteyi güçlendirecek bir komisyon yapısının meclisimizde kurulması zarureti var. İnşallah iç tüzük noktasında da böyle bir uzlaşma sağlanırsa oradaki işleyiş de daha güçlü olarak devam eder. Asıl önemli olan ülkemizin darbe anayasasından kurtulup demokratik, sivil, katılımcı bir anlayışla hazırlanacak yeni bir anayasayla Türkiye yüzyılına başlarken darbe anayasasından vesayetçi ruhtan kurtulmuş bir anayasayla yola devam etmek. İnşallah Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde böyle bir uzlaşmada gerçekleşir ve ülkemizin yüksek demokrasi yolundaki adımları hızlanarak devam eder” diye konuştu.

  • “Türkiye’nin müttefiklerinden en doğal beklentisidir”

    “Türkiye’nin müttefiklerinden en doğal beklentisidir”

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından ABD’nin New York şehrinde düzenlenen Türk Günü Yürüyüşü etkinlikleri kapsamında Türkevi’nde “Kültürel Bağları Güçlendirmek Türk Amerikan İlişkilerinde Yeni Bir Vizyon” paneli düzenlendi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, panelde videomesaj ile katılımcılara hitap etti. Düzenlenen panel ve organizasyonları Türk-Amerikan ilişkilerinin mevcut durumunu ele almak, gelecekteki muhtemel seyrini konuşmak için bir fırsat olarak gördüklerini dile getiren Altun, bugünkü programı da 41. Türk Günü Yürüyüşü Etkinlikleri kapsamında gerçekleştirdiklerini söyledi.
    Türk Günü Yürüyüşü’nün ilk kez 1981 yılında Türk diplomatların terör örgütü ASALA tarafından şehit edilmesine tepki amacıyla yapıldığını anımsatan Altun, yıllar içinde geleneksel hale gelerek Türk-Amerikan toplumunun ABD’deki en önemli etkinliklerinden biri haline geldiğini belirtti. Altun, “Türk Günü Yürüyüşü, artık, Amerika’nın ekonomik ve sosyokültürel hayatına önemli katkılarda bulunan Türk-Amerikan toplumunun birlik ve beraberliğini pekiştirten bir etkinliktir. Türkiye-ABD ilişkileri açısından da son derece kıymetli olan etkinlik kapsamında düzenlediğimiz bu program, iki ülke ilişkilerinin farklı boyutlarıyla ele alınmasını hedefliyor” ifadelerini kullandı.

    Türkiye-ABD ilişkilerinin uzun yıllara sâri bir geçmişe sahip olduğuna işaret eden Altun, bu süreçte dünyanın karşı karşıya olduğu bölgesel ve küresel sınamalar dikkate alındığında iki ülke arasındaki işbirliği ve diyalogun ne denli önemli olduğunun daha iyi anlaşılacağını belirtti.
    Yakın zamanda, pandemiden Rusya-Ukrayna Savaşına, tedarik zincirinin bozulmasından gıda krizinin çözümüne kadar Türkiye’nin bu süreçteki yapıcı rolünün, daha büyük ve derin krizlerin önüne geçilmesini sağladığını vurgulayan Altun, şunları kaydetti:
    “Bölgemizi ve tüm küresel aktörleri etkileyen son gelişme ise, sizlerin de malumu olduğu üzere, İsrail’in 7 aydan beri devam eden saldırılarıdır. İsrail’in Filistin’deki saldırıları küresel sorunları artıran, barışa olan inancı zayıflatan, uluslararası değerlere olan güveni ortadan kaldıran bir mahiyet arz ediyor. Bu katliamlara karşı da Türkiye ilk günden itibaren saldırıların durması için insanî ve diplomatik imkânlarını seferber etmiştir. Türkiye, Gazze’de İsrail’in yol açtığı insanlık dramını sona erdirecek çözüm perspektifi ile diplomatik girişimlerini sürdürmektedir. Türkiye’nin ABD ile işbirliği yapmayı beklediği konular bunlarla sınırlı değil. Türkiye-ABD ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık anlayışına saygı çerçevesinde bölgesel ve küresel meselelere barış, güvenlik ve refah odaklı yaklaşımlar geliştirme potansiyeline olan inancımızı hala koruyoruz.”

    Bölgesel bir güç ve küresel bir aktör olarak Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı meselelere dair gerçekçi ve kapsayıcı politikalar üreten, parçası olduğu ittifak ve ortaklıkları güçlendiren; onları değerli kılan bir ülke olduğunu dile getiren Altun, Türkiye’nin düzensiz göç, mülteciler ve terör başta olmak üzere yerel ve uluslararası düzlemde her soruna kapsayıcı ve kalıcı çözümler getirmeyi odağına alan bir perspektif ve vizyona sahip olduğunu bildirdi. Altun, sahip olduğu imkanlar, bu imkanları kullanma biçimi, hedefleri ve vizyonunun Türkiye’nin bölgesel ve küresel düzlemde istikrar sağlayıcı rolünü pekiştirdiğinin altını çizdi.

    “Teröristlerin teslimi, terör örgütlerine desteğin kesilmesi, Türkiye’nin müttefiklerinden en doğal beklentisidir”

    Türkiye’nin, milli güvenliğini tahkim ederken bölgesel ve küresel istikrarı da hedefleyen çok boyutlu mücadelesinin müttefikleri nezdinde hak ettiği teveccühü görmesi müttefiklik ruhunun gereği olduğuna dikkati çeken Altun, şunları kaydetti:
    “Bu bağlamda FETÖ’nün Amerika Birleşik Devletleri’ndeki varlığı ve faaliyetleri bizim için olduğu kadar, Amerikan toplumu için de bir tehdittir. Türkiye’nin mücadele ettiği terör örgütlerinin desteklenmesi, teröristlerin teslim edilmemesi stratejik ortaklık ve müttefiklik anlayışı ile örtüşmemektedir. Teröristlerin teslimi, terör örgütlerine desteğin kesilmesi, Türkiye’nin müttefiklerinden en doğal beklentisidir. İkili ilişkilerimizi olumsuz etkileyen sorun alanlarının ve görüş ayrılıklarının yapıcı, gerçekçi ve kararlı bir yaklaşımla etkin bir şekilde yönetilmesi, hem Türkiye’nin hem de ABD’nin faydasına olacaktır. Türkiye ve ABD’nin aynı zamanda NATO müttefiki olduğunu da hatırlatmak istiyorum. NATO müttefiki iki ülkenin ilişkilerindeki çok boyutlu ve derinlikli iş birliğinin ülkelerimizin güvenlik, istikrar ve barışı için elzem olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum.”
    Altun, sözlerinin sonunda Başkanlığımızın düzenlediği söz konusu panelin iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesine katkı sağlamasını temenni etti.

  • “4,2 milyar lira destek yaptık”

    “4,2 milyar lira destek yaptık”

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Bakanlık tarafından sunulan en önemli aile odaklı bakım hizmet modellerinden biri olan Evde Bakım Yardımı’nın 2006 yılında engelli bireylerin öncelikle aile yanında desteklenmeleri düşüncesiyle başlatıldığını hatırlattı. Göktaş, “Engelli vatandaşlarımızın aile bütünlüklerini muhafaza edecek şekilde bakımlarının evde yapılmasını önceliyoruz. Evde Bakım Yardımı ile engellilerin yaşadığı ortamdan ayrılmadan, ailesi veya yakınlarıyla birlikte yaşayarak aile birliğinin korunmasına ve güçlenmesine destek oluyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Toplumun her bir ferdine ulaşmaya çalışıyoruz”

    Evde Bakım Yardımı ile bakıma ihtiyaç duyan tam bağımlı yakınlarının bakımını üstlenen vatandaşların desteklenerek aile bütünlüğünün korunduğunu belirten Göktaş, “Bakanlık olarak engelli bireylerin eğitim, sağlık, güvenlik, istihdam gibi temel haklarına tam olarak ulaşmaları için hak temelli bir bakış açısıyla politikalar geliştiriyoruz. Geliştirdiğimiz bütüncül ve adil sosyal hizmet modelleri ile toplumun her bir ferdine ulaşmaya çalışıyoruz” dedi.

    “Halihazırda 560 bin vatandaşımız Evde Bakım Yardımı’ndan yararlanıyor”

    Evde Bakım Yardımı kapsamında hak sahibi başına aylık 7 bin 608 lira ödeme yapıldığını ifade eden Bakan Göktaş, şunları kaydetti:
    “Evlerinde bakılan tam bağımlı vatandaşlar ve aileleri için bu ay toplam 4,2 milyar lira Evde Bakım Yardımı’nı hesaplara yatırdık. Halihazırda 560 bin vatandaşımız Evde Bakım Yardımı’ndan yararlanıyor. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz çerçevesinde Bakanlık olarak engellilik alanındaki hak temelli sosyal yardımların şeffaf bir anlayışla sürdürülebilir olması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ödemelerin tüm engelli vatandaşlarımıza ve ailelerine hayırlı olmasını diliyorum.”

  • Kontrolden çıkan tır devrildi: 1 yaralı

    Kontrolden çıkan tır devrildi: 1 yaralı

    Kaza, Taşkesti beldesi Nallıhan Akyazı karayolunda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, N.A. idaresindeki 06 BHS 99 plakalı Scania marka tır, sürücüsünün kontrolünden çıkarak devrildi. N.A. yaralanırken, 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulunuldu.

    İhbar üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan N.A. hastaneye sevk edildi. Polis ekipleri, kara yolundan güvenlik önlemleri aldı.
    Öte yandan, çekici vasıtasıyla devrilen tır yoldan kaldırıldı. Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

  • Turgutlu’da motosiklet kazası: 1 ölü

    Turgutlu’da motosiklet kazası: 1 ölü

    Kaza, Turgutlu ilçesine bağlı Çatalköprü ile Çepnidere mahalleleri yolu arasında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sepetli motosikleti ile Turgutlu yönüne gitmekte olan Osman Aslan (45), mıcır dökülen yolda bir anda motosikletinin direksiyon hakimiyetini kaybederek yol üzerinde bulunan direğe çarptı. İhbar üzerine olay yerine gelen 112 ekipleri Mustafa Aslan’ın olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi.

    Osman Aslan’ın evli ve iki çocuk sahibi olduğu öğrenilirken kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Hayatın Gerçeklerini sahneye taşıdılar

    Hayatın Gerçeklerini sahneye taşıdılar

    Ayvalık Belediyesi ile Ayvalık Müzik Derneği’nin katkılarıyla sahnelenen oyunda; “Bizi düşünmüyorsanız, engelli kim?” diye soruldu.
    Yönetmenliğini bedensel engelli Ercan Kubaş’ın üstlendiği oyunda; Aysun Kubaş, İpek Anaz, Cemal Uğral, Sermin Akyüz Erim, Yağmur Kubaş, Mustafa Erbaş, Emel Sönmez ve Vildan Bahtlı rol aldı.

    Ayvalık Belediyesi Vural Sineması Nejat Uygur Sahnesi’nde sergilenen oyun sonunda, sahnedeki oyuncular izleyiciler tarafından ayakta alkışlandı.
    Oyunla ilgili Ayvalık Belediyesi Başkan Vekili Dilek Saraçoğlu yaptığı açıklamada, “Biz her zaman engellilerimizin yanındayız. Engelli tiyatrocu kardeşlerimiz Ercan ve Aysun Kubaş önderliğinde Ayvalık Müzik Derneği’nin de desteklediği tiyatro oyununu engelliler haftasında sahnelemekten sonsuz gurur duyarız. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Bugün engelli tiyatrocularımız ve onlara destek verip, sahneye çıkarak rol alan Ayvalık Müzik Derneği üyeleri; ‘Bizi düşünmüyorsanız engelli kim?’ diye sordukları sorunun üst cümleyi oluşturduğu mizah içerikli tiyatro oyunuyla hem farkındalık oluşturdular, hem de engel tanımadan sanatın başrolünde yerlerini aldılar. Ben bu güzel gecenin gerçekleşmesinde emeği geçen başta Belediye Başkanımız Mesut Ergin olmak üzere Ayvalık Müzik Derneği ile izleyenlere sonsuz şükranlarımı sunuyorum” dedi.

  • Tarsus’ta 1. Sokak Hayvanları Çalıştayı yoğun ilgi gördü

    Tarsus’ta 1. Sokak Hayvanları Çalıştayı yoğun ilgi gördü

    Tarsus Belediyesi tarafından hayvan hakları savunucuları, yerel yönetim temsilcileri, veterinerler ve gönüllülerin katılımıyla 1. Sokak Hayvanları Çalıştayı düzenlendi. Çalıştayın ilk gününde, sokak hayvanları konusunda uzman konuşmacılar önemli sunumlar gerçekleştirdi. İkinci gün ise katılımcılar, ‘Kısırlaştırma, sokak hayvanlarının sahiplendirilmesi, beslenme, sokak hayvan hareketlerinin kontrol altına alınması, Tarsus Belediyesinin görev ve sorumlulukları ve resmi kurumların görev ve sorumlulukları’ başlıkları altında 6’lı gruplara ayrılarak belirlenen konular üzerine tartıştı.

    Etkinlikte, sokak hayvanlarının yaşadığı zorlukların daha iyi anlaşılması ve onların haklarının korunması için herkesin sorumluluk alması gerektiği vurgulandı. Sokak hayvanlarına yönelik toplumsal farkındalığı artırmak, onların karşılaştıkları zorlukları kavramak ve haklarını daha üst seviyeye taşımak amaçlandı. Ayrıca, sokak hayvanlarıyla ilgili yasal gelişmelerin detaylı bir şekilde ele alınması ve hayvan refahı ile ilgili tartışmaların çözüme ulaştırılması hedeflendi.

    Tarsus Belediyesi Veteriner Hekimi Nuri Tehneldere çalıştayın önemine değinerek, “Şu anda Tarsus Belediyesi olarak düzenlediğimiz 1. Sokak Hayvanları Çalıştayı’nı tamamlamış bulunmaktayız. Öncelikle Belediye Başkanımız Ali Boltaç’a bu güzel çalıştay için çok teşekkür ederiz. Çalıştayda 6 gruba ayrıldık, bu 6 grupta belediyenin, barınağın ve sokak hayvanlarının en büyük sorunları ile çözümleri tartışıldı. Hepsine de geçerli çözümler bulduğumuza inanıyoruz. Ben hem veteriner hekim olarak hem de Tarsus Belediyesinin çalışanı olarak böyle bir çalıştayın olmasından çok mutluyum” diyerek katılımlardan dolayı herkese teşekkür etti.

    “Çok güzel ve verimli bir sonuç ortaya çıkacağından eminim”
    Çalıştayın içeriğine değinen Tarsus Belediyesi Veteriner Hekimi Mehmet Demir, “Bugün burada yapmış olduğumuz çalıştay esasında alınan temel konular vardı. Bu konular üzerinde tartışmalar yürüttük. Bu tartışmalar sonucunda da çok güzel ve verimli bir sonuç ortaya çıkacağından eminim. Gelen ve katılım sağlayan tüm vatandaşlara ve resmi kurumda çalışan tüm meslektaşlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu çalıştayda yapılması gereken asıl işlemin kırsal kesimlerdeki hayvan popülasyonunu azaltılarak genel anlamda popülasyonu azaltma çabası üzerinde yoğunlaştık ve bunun da sonuçlarını alacağımızı düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.

  • Antalya’da 5,8 milyon liralık tütün dolandırıcılığına 8 gözaltı

    Antalya’da 5,8 milyon liralık tütün dolandırıcılığına 8 gözaltı

    Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, Antalya Organize Sanayi Bölgesinde nargile tütünü üretimi üzerine faaliyet gösteren bir firmaya ait 181 bin 170 dolar değerindeki tütünün yurt dışına sevkiyatını yapma vaadiyle ürünlerin araca yüklendikten sonra il dışında başka bir araca boşaltıldığını tespit etti.

    Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde dolandırıcılık olayı ile ilgili Antalya merkezli 6 ilde yapılan eş zamanlı operasyonda toplam 8 şüpheli şahıs yakalanarak adli makamlara sevk edildi.

    Ayrıca şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda; 1 adet ruhsatsız tabanca ve tabancaya ait fişekler ile şüphelilere ait cep telefonlarına, sim kartlarına ve dijital materyallere el konuldu.

  • Kahreden kaza: Karı-koca bir gün arayla hayatını kaybetti

    Kahreden kaza: Karı-koca bir gün arayla hayatını kaybetti

    Balcı mevkii Kaynarca istikametinde dün meydana gelen kazada, Semih Ovat idaresindeki 34 JD 2531 plakalı Peugeot marka hafif ticari araç, sürücüsünün kontrolünden çıkarak yol kenarındaki elektrik direğine çarptı. Çarpmanın şiddetiyle sürücü Semih Ovat ile eşi Işık Ovat ağır yaralandı. Adrese gelen ekipler, Işık Ovat’ın hayatını kaybettiğini belirledi. Ağır yaralı Semih Ovat’ın da bugün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybettiği bildirildi.

    Ovat çiftinin cenazeleri, Serdivan Kuruçeşme Mahallesi Merkez Camii’nde kılınan namazın ardından mahalle mezarlığında toprağa verildi. Semih Ovat’ın İstanbul’da balık ve akvaryum malzemeleri satılan bir işletmesi bulunduğu öğrenildi.