Kategori: Türkiye

  • Elazığ’da 13 kg dev mantar bulundu

    Elazığ’da 13 kg dev mantar bulundu

    Baskil ilçesinde bağlı Karagedik köyü sakinleri tarlada kayaya benzer bir cisim fark etti. Köy sakinleri, incelemelerinde bunun büyük bir mantar olduğunu gördü.

    Elazığ'da 13 kg dev mantar bulundu

    Zehirsiz olduğu ve yenilebildiği bildirilen dev mantarı tartan köy sakinleri, 13 kilogram ağırlığında olduğunu görünce büyük şaşkınlık yaşadı.

  • Esnafın maskotu: “Diren” köpek

    Esnafın maskotu: “Diren” köpek

    Isparta’da 11 yıl önce geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu iki arka ayağı felç olan Golden cinsi köpeğe Isparta merkezde bulunan bir kırtasiye sahibi ve çalışanları sahip çıktı. 11yıl önce yardım eli uzatılan sokak köpeğine gerekli fizik ve ilaç tedavileri uygulandıktan sonra “Diren” ismi verildi. Sağlığına kavuşan ancak 2 ayağını kullanamayan Diren köpek, Isparta’nın maskotu oldu.

    Esnafın maskotu: "Diren" köpek

    11 yıldır Diren’e baktıklarını söyleyen Nurullah Sayınbaş, “11 yıldır burada bakıyoruz. Yavruyken geçirdiği bir kaza sonucu arka ayakları tutmuyor. Bakıma muhtaç olduğu için sahiplendik kitabevi olarak. Gerekli bakımı tedavileri görüldü. Yıllardır dükkanımızda bakımını sağlamaktayız. Diren Isparta halkı tarafından bilinen, sevilen bir köpek haline geldi. Adeta bu caddenin maskotu olmuş durumda” dedi.

    Diren’in yürüyebilmesi ve koşabilmesi için yürüteç yaptırdıklarını söyleyen Sayınbaş, “İnsanlardan sürekli Diren hakkında geri dönüş alıyoruz. ‘Protez bacak, yürüteç yaptıralım mı? Var mı ?’ diye soruyorlar ama insanlarımızın akıllarında şüphe kalmasın. Diren’in yürüteci, protez bacağı var ama hareketlerini kısıtladığı için kullanmamasını uygun gördük. Dükkanın içerisine rahatça girip çıkabilmesi, akşam kapanış yaptığımız zaman rahatça hareket edebilmesi açısından kullanmıyoruz. Biraz da yaşlandığı için hareketleri kısıtlandı. İlk geldiği zamanlar gerekli fizik tedavileri aldıktan sonra daha rahat hareket edebiliyor bazen ayağa kalkıp koşabiliyordu. Yaşından kaynaklıda hareketleri biraz kısıtlandı. Kimsenin bir şüphesi olsun istemiyoruz” şeklinde konuştu.

    Esnafın maskotu: "Diren" köpek

    Sokaktan geçen insanlar Diren’i soruyor
    Konuşmasının sonunda Isparta’da Diren’e karşı insanların ilgili olduğunu söyleyen Sayınbaş, “Gerek müşterilerimiz gerekse sokaktan geçen insanlar Diren’i sevmek için bize soruyorlar. Diren içeride olduğu zaman ‘Diren nerede? Sevelim’ gibi geri dönüşler alıyoruz. Gelen insanlar Diren’i sevmeden gitmek istemiyor. Mamasını almak isteyenler bile oluyor ama biz gerek görmüyoruz. Bütün ihtiyaçları ve bakımını biz karşılıyoruz. Bizim himayemiz altında” açıklamalarında bulundu.

  • Elazığ’da ‘sarı benekli semender’ görüldü

    Elazığ’da ‘sarı benekli semender’ görüldü

    Elazığ’ı Sivrice ilçesi Alıncık köyündeki derede, habitat kaybı nedeniyle nesli tehlikede olan sarı benekli semenderler görüntülendi. Yağmurlardan sonra ortaya çıkan ve genellikle sümüklü böcek ve küçük tırtıllarla beslenen benekli semender, 2015 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hayata geçirilen “Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi” dahilinde koruma altında bulunan türler kategorisinde yer alıyor.

  • Gaziantep mutfağını ATASEM’de öğreniyorlar

    Gaziantep mutfağını ATASEM’de öğreniyorlar

    Her yıl binlerce kişiye iş ve meslek kapısı açan Antalya Büyükşehir Belediyesi´nin ücretsiz sanat ve meslek edindirme kursu ATASEM’lerde 2023-2024 yılı ikinci dönem kursları devam ediyor. ATASEM Kepez Kurs Merkezi’nde Gaziantep Mutfağı ve Aşçı Yardımcılığı kursuyla birbirinden lezzetli yemekleri pişiren kursiyerler, Dekoratif Sepet Örücülüğü kursu ile el emeği göz nuru sepetler üretiyor, Kadın Elbise Dikimi kursu ile de biçki dikiş mesleğinin inceliklerini öğreniyor.

    Milli Eğitim onaylı sertifika
    Gaziantep Mutfağı ve Aşçı Yardımcılığı kurslarında kursiyerler, profesyonel mutfakta çalışma teknikleri, malzeme hazırlama, yemek tarifleri, tatlı tarifleri ve görsel sunum eğitimlerini uygulamalı öğreniyor. Yemek sektöründe ara eleman ihtiyacını karşılamak için açılan kursa katılan kadınlar meslek öğrenirken, alacakları sertifika ile iş sahibi olup aile bütçelerine de katkı sağlamak istiyor.

    “Kebaptan baklavaya hazırlayıp pişirip öğreniyorlar”
    Kepez ATASEM Gaziantep Mutfağı Kursu eğitmeni Bahar Kartal Özcan, Gaziantep’in yöresel en ünlü yemeklerinin yapımı ve sunumuna kadar tüm evreleri uygulamalı olarak gösterdiklerini söyleyerek, “Gaziantep Mutfağı yöresel damak tadının zenginliği ile Türkiye ve dünya mutfakları arasında ayrıcalıklı bir yere sahip. Kursumuzda Gaziantep mutfağında yer alan yemeklerimizin malzeme seçimi, hazırlık, yapım ve sunum aşamaları, hijyen eğitimleri veriyoruz. Çorba ve kebap çeşitleri, içli köfte, lahmacun ve tatlı çeşitleriyle Gaziantep mutfağının en lezzetli örneklerini hazırlıyoruz. Kursu bitirip sertifika alan kursiyerler hem sektörde iş imkanı buluyor hem de kendi iş yerini açabiliyor” diye konuştu.

    “ATASEM sayesinde terfi alacağım”
    Yeme içme sektöründe çalıştığını, kendisini geliştirmek ve mesleğinde yükselmek için ATASEM’e geldiğini söyleyen Saime Doğan, “Yemek yapmaya meraklıyım ve lezzetli de yemek yaptığım için iş yerimde terfi alarak mutfak bölümüne geçmek istiyordum. Hem sertifika almak hem de kendimi geliştirmek için ATASEM kursuna geldim” dedi.

    “Hedefim kendi iş yerimi açmak”
    Gaziantep yemekleri yapmayı öğrenmek için kursa geldiğini, sertifika alıp kendi iş yerini açmak istediğini söyleyen evli ve iki çocuk annesi Nurşen Atılgan, “Antep mutfağının farklı damak tatlarını hazırlayıp öğrendim. Et yemekleri ve çorbaları yapmayı öğrenirken çok mutluyum. Bu kurstan sonra Aşçı Yardımcılığı kursunu da tamamlayıp kendi iş yerimi açmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

    “İlmik ilmik sepet örüyorlar”
    Kepez ATASEM’in en çok ilgi gören kurslarından biri de unutulmaya yüz tutmuş ve geleneksel el sanatları arasında yer alan dekoratif sepet örücülüğü. Kursiyerler hem bitkisel hem de rattan sepet örümü ile hünerlerini sergiliyor. Kursta, çok amaçlı sepetler, turistik ve hediyelik eşyalar, avize, saksı altı, sunum tepsisi, ekmeklik, vazo gibi el emeği göz nuru sepetler üretiliyor. Kursiyerler yaptıkları ürünleri hem çevrelerine hediye ediyor hem de ürünlerin satışını yaparak ev ekonomilerine de katkı sağlıyor.

    “74 yaşımda koşa koşa kursa geliyorum”
    Kursun en yaşlı kursiyeri 74 yaşındaki Kamile Acar, “Çevremdekiler bu yaşta kursa mı gidilir, yorulmuyor musun diye bana soruyor. Ama ben koşa koşa mutlulukla geliyorum. Bu kursa gelerek özgüvenim yükseldi, burada yeni arkadaşlarım oldu sosyalleşme imkanım oldu. Kursta öğrenerek yaptığım kına sepeti, avize ve süslü sepetleri dostlarıma hediye ettim” diye konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yeni anayasa mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yeni anayasa mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay Konferans Salonu’nda düzenlenen İdari Yargı Günü ve Danıştay’ın 156. kuruluş yıldönümü töreninde konuştu. 4 yıllık görev süresinin ardından Danıştay Başkanlığı’na tekrar seçilen Zeki Yiğit’i kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevladan kendisine üstün muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Şura-yı Devlet’ten bu yana 156 yıldır Danıştay çatısı altında görev yapan tüm hakimlerimizi ve personelimizi şükranla yad ediyorum. Görev sürelerini başarıyla tamamlayan Danıştay mensuplarına kıymetli hizmetlerinden dolayı ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Devlet geleneğimizdeki devamlılığın simgelerinden olan Danıştay, Türkiye Cumhuriyeti’nin kökü mazide olan atide bir devlet olduğunu gösteriyor” dedi.

    Bir buçuk asrı aşan tarihiyle Danıştay’ın hem ecdat yadigarı hem de gelecek nesillere bırakılması gereken bir emanet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”İnşallah bu emanete hakkıyla sahip çıkmaya devam devam edeceğiz. Hukuk devletinin en temel ilkelerinden biri olan idarenin yargısal denetimidir. Bu ilkenin hayata geçmesi ancak idarenin her türlü eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olmasına bağlıdır. Bu misyonun ülkemizdeki temsilcisi de Danıştay’dır. Danıştay’ımız, idarenin yargı yoluyla denetlenmesinin yanı sıra kamu ile vatandaş arasındaki ihtilafların çözümünde de nihai karar vericidir. Kararlarıyla alt derece mahkemelerine rehberlik eden Danıştay, anayasa ve yasaların uygulanmasını da garanti ediyor. Yüksek mahkemelerimizin her biri kendi görev alanları içerisinde adaletin en iyi hızlı ve etkin şekilde tecellisi için çalışıyor. Türk milleti adına karar verme onurunu ve mesuliyetini taşıyan yargı organlarımızın her biri ülkemizde huzurun, güvenliğin, kalkınmanın, demokrasinin ve sosyal barışın muhafazasının teminatıdır. Bu konuda en küçük bir şüphe, en küçük bir tartışma yoktur. Makamlarımızdan ve unvanlarımızdan öte 85 milyonun bir ferdi olarak hepimiz şu gerçeğe yürekten inanıyoruz. Nasıl geç gelen adalet adalet değilse, topluma güven veren ve erişilebilir adalet sistemi de bekamızın güvencesidir” ifadelerini kullandı.

    Devletin adaletle hükmettiği, adalet dağıttığı, adaletin tecellisini sağladığı müddetçe güçlü ve dimdik ayakta olacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz, refah olmaz. Milleti bir arada tutan bağ zayıflamaya başlar. Bunun için adli ve idari yargı fark etmeksizin adliyenin kapısını adaletin kapısı haline getirdiğimiz ölçüde geleceğimize güvenle bakabileceğimize inanıyorum. Burada şu hususu ifade etmek durumundayım. Biz adalete büyük önem veren ama aynı zamanda yakın tarihinde pek çok adaletsizliğe şahitlik etmek zorunda kalan bir milletiz. Adaletsizlik duygusunun insanımızın gönül dünyasında nasıl kırılmaya yol açabileceğini demokrasi mücadelemiz boyunca bizzat yaşadık, gördük. 27 Mayıs darbecilerinin gerçek bir mahkemeden ziyade kötü bir tiyatroyu andıran Yassıada’da işledikleri hukuk katliamlarını unutmuyoruz. Rahmetli Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın idamı, üzerinden geçen 63 yıla rağmen milletimizin kalbinde bir yara olarak halen kanıyor” dedi.

    Türkiye tarihinde demokrasiye zarar veren olayların etkisinin halen devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “12 Eylül dikta rejiminin güya adaleti tesis maksadıyla bir sağdan, bir soldan darağacına gönderdiği gençlerin acısı hiç dinmedi. 28 Şubat döneminde adeta koro halinde darbecilere alkış tutanların hukuk sistemine verdikleri zararın telafisi yıllar aldı. 17-25 Aralık yargı-emniyet girişiminin faillerinin sebep oldukları sıkıntıların hala yükünü çekiyoruz. 15 Temmuz’da ödediğimiz ağır bedeller ise ortadadır. Bir gecede 253 insanımızı şehit verdiğimiz bu ihanetin merkezinde sadece eli silah tutanlar değil, üniformalı ve cübbeli örgüt militanları da vardı. Şayet darbeci alçaklar başarılı olsalardı Yassıadalar kuracaklar, kan dökecekler, yeni hukuk cinayetleri işleyeceklerdi. Tüm bu acı örneklerin bize gösterdiği gerçek şudur; adalet sistemimiz bir dönem darbecilerin, bir dönem kendini milletten üstün gören oligarşik yapıların, bir dönem de FETÖ ihanet çetesinin sultasına ve saldırılarına maruz kalmıştır. Yargının üzerine vesayetin veya paralel odakların gölgesinin düştüğü bu dönemler sona erse de toplumdaki etkileri uzun süre devam etmiştir. Son yıllarda bu mahfillere yazılı, görsel, dijital mecralarıyla medyanın ve sosyal medyanın eklendiği görülüyor” ifadelerini kullandı.

    Medyanın ve sosyal medyanın millet namına denetim vazifesi üstlenmesinin demokrasi için bir kazanç olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Ama bu hakim cübbesi giyip, mahkeme kurup sağa sola yargı dağıtma boyutuna asla varmamalıdır. Yargıyı yönlendirme, yargı mercilerimizi baskı altına alma, istemedikleri karar çıkması halinde hukukçularımızı hedefe koyma her geçen gün daha sık karşılaştığımız tehditlerden biri haline ne yazık ki dönüşüyor. Sosyal medyadaki acımasız linç kültürünün mağdur ettiği kesimlerin en başında maalesef yargı organlarımız ve mensuplarımız geliyor. Çok önemli, çok hassas ve mesuliyeti hakikaten ağır bir görevi icra eden yüksek yargı üyelerimiz, hakimlerimiz, savcılarımız ne yazık ki zaman zaman eleştiri sınırlarını aşan haksız ithamlara muhatap oluyor. Öncelikle şunu çok net söylemek isterim. Siyaset kurumu nasıl layüsel değilse, yargı da eleştirilemez değil. Yargının kararlarını beğenmeyebilir, itiraz edebilir, hoşnutsuzluğumuzu açıkça dile getirebiliriz. Buna kimse engel olamaz, olmamalıdır. Terörü övmediği, şiddeti teşvik etmediği ve hakarete varmadığı sürece insanlar fikirlerini farklı mecralarda özgürce yazabilir, paylaşabilir” açıklamasını yaptı.

    “Güçlü, tarafsız, bağımsız iyi ve seri işleyen bir adalet sistemi evlatlarımıza bırakabileceğimiz en kıymetli mirastır”

    Millet adına kamu gücünü kullananların belli sınırlar içinde bu sert tepkilere tahammül etmesi, mazur ve meşru görmesinin beklendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fakat yargının toptancı bir anlayışla kurumsal olarak yıpratılmasını, yargı organlarımıza ve mensuplarımıza çamur atılmasını asla kabul edemeyiz. Hukukun kendi mecrasında ilerlemesi tesellisine giden en hayırlı, en kestirme yoludur. Adli ve idari davaları hukukun meselesi olmaktan çıkartıp siyasallaştırmak, sonuç ne olursa olsun toplumdaki adalet duygusuna gölge düşürecektir. Biz bunu doğru bulmuyoruz. Herkes yargıya yardımcı olmalı, işini kolaylaştırmalı, adaletin eksiksiz ve gecikmeksizin tecellisine katkı sağlamalıdır. Buradan tüm milletime şu samimi çağrıyı yapmak istiyorum; güçlü, tarafsız, bağımsız iyi ve seri işleyen bir adalet sistemi evlatlarımıza bırakabileceğimiz en kıymetli mirastır. Şayet bu konuda eksik varsa tamamlamak, sorun varsa çözmek, tıkanıklık varsa gidermek 85 milyon olarak hepimizin müşterek görevidir” diye konuştu.

    Yargının yasama ve yürütmeye müdahalesi nasıl yanlışsa, yargının siyasi tartışmaların içine çekilmesinin de o denli hatalı olduğunu dile getiren Erdoğan şunları söyledi:
    “İktidarı ve muhalefetiyle, basını ve sivil toplumuyla hep birlikte yargımızın her türlü taassuptan, menfaat eksenli gruplaşmadan ve ideolojik kamplaşmadan uzak durmasını temin etmemiz gerekiyor. Milletin maslahatı ve ülkenin selameti yerine belli zümrenin menfaatini gözeten dar kadrocu anlayışların adalet teşkilatı dahil devlet kurumlarında yuvalanmasına izin vermeyeceğiz. Bu konuda hepimizin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi şarttır. Adalet terazisini ellerinde tutan hukukçularımızın da medya, sosyal medya, günlük hayattaki duruşlarıyla bu sürece olumlu katkı sunması önemlidir. Bunu başardığımızda çok daha iyi bir konumda olacağımıza inanıyorum.”
    Son 21 yılda idari yargının ve Danıştay’ın güçlendirilmesi yönünde pek çok adım attıklarını belirten Erdoğan, ”Danıştay’ın üye sayıları arttırıldı. Hakim ihtiyacı giderildi. Yüksek mahkememizin yardımcı personel sorunu çözüldü. 2002 yılında 146 olan mahkeme sayısını 221’e yükselttik. Geçtiğimiz günlerde 44 ilave idare ve vergi mahkemesi daha ihdas ettik. Ayrıca idari yargı istinaf mahkemelerine 10 ilave idari dava dairesi kurduk. Hakim ve mahkeme sayısını artırarak bu çalışmaları devam ettireceğiz. İdari yargıda istinaf kanun yolunu 2016 yılında 7 bölgede faaliyete geçirdik. Bu 2020 yılında 8’e, 2021 yılında 9’a çıkardık. Bölge idare mahkemelerinin kuruluş aşamasında 42 idari dava dairesi ve 20 vergi dava dairesi olmak üzere toplam 62 daire varken, bugün bu sayı 64’ü idari, 26’sı vergi olmak üzere 90’a ulaştı. Böylece Danıştay’ın iş yükü azaldı. Vatandaşların hukuki güvencesi arttı. Uyuşmazlıkların daha etkin yargılamayla daha hızlı çözülmesi sağlandı. İdari yargıda görev yapan hakim sayısını süreç içerisinde ihtiyaca cevap verecek şekilde 2 bin 266’ya yükselttik. İdari yargı mahkemelerimiz ve Danıştay’ımız yoğun iş yüküne rağmen kendi görev alanında adalet hizmetlerini başarıyla yürütüyor” dedi.

    “2010 yılında anayasadaki hak aramayı engelleyen bütün hükümleri kaldırdık”

    İlk derece ve istinaf mahkemelerinde 338 bin 611, Danıştay’da ise 114 bin 224 derdest dosya bulunduğunu, 2023 yılında toplam 860 bin 494 dosyanın karara bağlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
    “2009 yılından başlayarak yüksek mahkemelerimizin tamamının modern hizmet binası ihtiyacını karşıladık. Tam 36 yıl boyunca Sıhhiye’de hizmet veren Danıştay’ımız, 2012 yılında şimdiki binasına kavuştu. Geçtiğimiz yıl Danıştay’ımıza yeni bir sosyal tesis kazandırdık. İdari yargılamaların daha hızlı sonuçlandırılması ve vatandaşlarımızın hukukunun daha iyi korunması için önemli mevzuat değişiklikleri yaptık. İhtiyaçlar çerçevesinde İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda, 20’den fazla Danıştay kanununda da 16 defa değişiklik oldu. Bilgi edinme hakkı kanununun çıkarılması vatandaşı idare karşısında güçlendiren reformlardan biri olmuştur. Bilgi edinme hakkı 2010 yılında anayasal güvenceye alınmıştır. Ayrıca 2010 yılında anayasadaki hak aramayı engelleyen bütün hükümleri kaldırdık.”
    2016 senesinde Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nu kurduklarını hatırlatan Erdoğan, ”2021 yılında 4. yargı paketiyle idari makamlara yapılan başvurulara idare tarafından verilecek cevap süresini 60 günden 30 güne indirdik. Ayrıca idari yargı mercileri tarafından verilen nihai kararların gerekçesiyle birlikte en geç 30 gün içinde yazılması yönünde düzenlemeye gittik. 6 Şubat asrın felaketi sonrasında deprem bölgesindeki idari yargı faaliyetlerinin aksamaması için gerekli tüm tedbirler alınmıştır. Burada saydıklarımızın dışında vatandaşı idare karşısında idari yargının işleyişini hızlandıran, yargı mensuplarımızın hak ve imkanlarını arttıran daha pek çok düzenlemeyi son 21 yılda hayata geçirdik. Her biri sessiz devrim niteliğindeki bütün bu reform hamlelerinde gayemiz demokratik hukuk devleti ilkesinin tüm unsurlarıyla ülkemizde hakim kılınmasıydı. Bu hedefe tam olarak ulaştığımızı henüz söyleyemiyoruz. Ama hedefimize çok yaklaştığımızı da kimse inkar edemez. Önümüzde kalan yolu inşallah yılmadan, yorulmadan kararlılıkla yürüyeceğiz. Tüm engelleri aşarak kat ettiğimiz mesafenin bize cesaret aşıladığını özellikle vurgulamak istiyorum” ifadelerini kullandı.

    “Cumhuriyetimizin 100. yılının darbe ürünü bir anayasayla karşılanmış ve geçirilmiş olmasını Türkiye demokrasisine yakıştıramıyoruz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Yaptıklarımızın ve yapamadıklarımızın ışığında reform irademizi halen diri tutuyoruz. Bir gerçeğin gayet iyi farkındayız. Türkiye istikbalini ancak daha fazla demokrasi, daha fazla ekonomik refah ve bunlara paralel olarak daha fazla güvenlik üzerine inşa edebilir. Güvenlik güçlü bir demokrasinin teminatıyken, demokrasi de güvenliğin dayanağıdır. Biz son 21 yılda millete hizmet yolunda gerçekten bedel ödemiş, nice badireler atlatmış bir iktidarız. Türkiye’yi tarihinin en büyük demokrasi, kalkınma ve hukuk atılımlarıyla yine biz buluşturduk. Fakat buna rağmen ülkemize siviller tarafından hazırlanmış yeni bir anayasa kazandıramadık. Yeni ve sivil anayasa teklifimizin içerisinde işte bu anlayış vardır. Cumhuriyetimizin 100. yılının darbe ürünü bir anayasayla karşılanmış ve geçirilmiş olmasını Türkiye demokrasisine yakıştıramıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Yeni anayasa ile ilgili değerlendirmede bulunan Erdoğan, ”Bu eksikliğin yine milli irade eliyle giderilmesi, demokrasimizin gücüne güç katacak. Türk siyasetinde yeni bir kilometre taşı olacaktır. Siyaset kurumunun ekonomik ve sosyal sorunları öne sürerek sivil anayasa ihtiyacını gündemden düşürmek istemesini doğru bulmuyoruz. Yeni anayasanın sihirli değnek gibi dokununca sorunlarımızı bir anda ortadan kaldırmayacağını elbette biliyoruz. Yeni anayasa sivil siyasetin alanını genişleterek, ekonomiden sosyal hayata ülkemizin meselelerinin çözümünü daha da hızlandıracaktır. Siyasetteki yumuşamayla birlikte farklı siyasi partiler arasındaki istişari görüşmelerin yoğunlaşması bu bakımdan önemli bir fırsat teşkil ediyor. Türk siyasetinin bu fırsatı ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz adına kalıcı bir kazanca dönüştürmesini ümit ediyoruz. Biz milletimizin beklentileri çerçevesinde üzerimize düşen yapıcı rolü oynamaya devam edeceğiz” diye konuştu.

  • Bakan Işıkhan: “İstihdam tarihi zirvesinde”

    Bakan Işıkhan: “İstihdam tarihi zirvesinde”

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, açıklanan işsizlik rakamları sonrası sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda istihdamın 32 milyon 588 bin kişiye ulaşarak tarihi zirvesini yenilediğini belirtti. Türkiye’yi büyütme hedefi ile çalışmalarını sürdürdüklerini kaydeden Bakan Işıkhan, “İstihdam sayımız 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 139 bin kişi, bir önceki yıla göre ise 1 milyon 372 bin kişi artarak 32 milyon 588 bin kişi ile tarihi zirvesini yeniledi. Böylelikle istihdam oranı bir önceki aya göre 0,2 puan, bir önceki yıla göre ise 1,7 puan artarak yüzde 49,5 olarak gerçekleşti. Son 11 aydır tekli hanelerde gerçekleşen işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan, bir önceki yıla göre ise 1,4 puan azalarak yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti. Gençlerde ise bu oran yüzde 15,1 ile son 12 yılın en düşük seviyesine geriledi. Yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı adımlarımızla ülkemizi büyütme hedeflerimiz için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Doğu Anadolu Erzurum 6. Kitap Fuarı başlıyor

    Doğu Anadolu Erzurum 6. Kitap Fuarı başlıyor

    Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Erzurum’un, bir uygarlık şehri olmasının yanında, bünyesinde barındırdığı tarihi güzellikler ve kültür birikimiyle de farklı medeniyetlerin ortak değerlerine sahip olduğunu ifade ederek, “İlk emri ‘Oku’ olan Yüce dinimizin ve “Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum” diyen bu büyük medeniyetin zirve şehri, ilim, irfan ve bilginin de aynı zamanda başkentidir. Bilindiği gibi toplumda en değer verilen şey bilgidir. Bilgi ve kültür şehri Erzurum’da kitap okuma alışkanlığının yaygınlaşması adına sürdürdüğümüz Doğu Anadolu Erzurum Kitap Fuarı’mız ile 10 yılda nice yazar ve yayın evini şehrimizde kitapseverler buluşturduk.” dedi.

    “10 yılda 2 milyon ziyaretçi”

    AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok ile birlikte Doğu Anadolu Erzurum 6. Kitap Fuarı hakkında Müceldili Konağı’nda basın mensuplarıyla bir araya gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, eğitim en büyük önceliklerinden birisi olduğunu belirterek, “Şehrimizin sosyal dokusuna eğitim ve öğretimle, sosyal ve kültürel projelerle yön veren bu anlayışımızla hem şehrimizin iktisadi, ekonomik, sosyal ve kültürel hayatına katkıda bulunuyor hem de çocuklarımızı Kitap Dünyası ile buluşturmaya, yavrularımıza kaliteli bir Bilgi Toplumu için yeni ufuklar açmaya devam ediyoruz. Evet bugün gelinen noktada 10 yılda yaklaşık 2 milyonu aşkın ziyaretçiye ulaşan bu eğitim projesini bu yıl da bambaşka bir konseptle kitapseverlerin beğenisine sunuyoruz.” diye konuştu.

    “30 bin kumbara dağıtıldı”

    Doğu Anadolu Erzurum 6. Kitap Fuarı’nın, 9 gün boyunca seçkin yazarları okuyucuyla buluşturacaklarını ve fuara 130 yayın evi katılım sağlayacağını vurgulayan Başkan Sekmen, “Fuarımız ağırlıklı olarak kültür yayınlarından oluşacak. 50’ye yakın söyleşici ve yazar kitap fuarında olacak. 2 yerli ve 1 ulusal olmak üzere toplam 3 sahaf fuarımıza katılacak. Bu arada İlköğretim okullarımıza çocuklarımız için 30 bin kumbara dağıtıldı. Kitap fuarımız süresince her gün söyleşi, panel, kültürel etkinlikler, sinema kuşağı, âşıklık geleneği, türkülü hikâyeler gibi etkinlikler olacak. Ülkemiz genelindeki üniversitelerden İstanbul Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, Atatürk ve Erzurum Teknik Üniversitelerimizden konuşmacı hocalarımız fuarımızdaki etkinliklerde bilgi paylaşımı yapacaklar. Fuarımıza katılacak yayın evlerimizle okurlarımızı yaklaşık 165 bin kitap çeşidi ile buluşturacağız.” şeklinde konuştu.

    “Okullardan fuar alanına otobüs servisi”

    İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından belediyeye bildirilen okullardaki yaklaşık 130 bin öğrenciyi her gün fuar merkezine ziyaretlerini sağlayacaklarını anlatan Başkan Sekmen, sözlerini şöyle sürdürdü, ”17-26 Mayıs tarihleri arasında her gün saat:09.00’dan itibaren Havuzbaşı Kent Meydanı ve her iki üniversitemizin kampüsünden devamlı rink seferleri yapılacak. Fuarımızın açılışına Milli Eğitim Bakanımız Sayın Prof. Dr. Yusuf Tekin Bey’i onur konuğu olarak davet ettik. Fuarımıza Üstün Dökmen, Ekrem Erdem, Sinan Yağmur, Vehbi Vakkasoğlu, Merve Gülcemal, Serdar Tuncer, Dilek Cesur, Sıtkı Arslan, İhsan Süreyya Sırma, Mustafa Armağan, Cihat Yaycı gibi yazarlarımızı davet ettik. Öte yandan fuarımız hafta içi 09.00-20.00 hafta sonu da 10.00-20.00 saatleri arasında açık olacaktır. Bu güzel organizasyonun oluşmasında emeği geçen mesai arkadaşlarımı takdir ve tebrik ediyor, fuarımızın şehrimiz ve bölgemizin ilim, düşünce ve fikir yaşamına katkıda bulunmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.”

  • Emekliler yazı ‘Bahar Şenliği’ ile karşıladı

    Emekliler yazı ‘Bahar Şenliği’ ile karşıladı

    Yenişehir Emekli Evi’nin bahçesinde düzenlenen etkinliğe, Yenişehir’in yanı sıra Mezitli ve Toroslar Halkkent Emekli Evi üyeleri de katıldı. Kültür ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığına bağlı Türk Sanat Müziği Topluluğu tarafından verilen konserle eğlenen yaş almışlar, oyunlar ve danslarla yazı karşıladı. Hiçbir etkinliği kaçırmayan ve oldukça yoğun katılım gösteren emekliler, birbirleriyle kaynaşırken aynı zamanda keyifli vakit geçirdi.

    “Üyelerimizin memnuniyetlerini yüzlerinden anlıyoruz”
    Mersin Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Sosyal Hizmetler Şube Müdürü Suzan Dönmezler, etkinlik hakkında bilgi vererek, “Yenişehir Emekli Evimizde Mezitli, Yenişehir ve Toroslar Emekli Evi üyelerimize bahar şenliği kapsamında keyifli vakit geçirmelerini sağlamak amacıyla bir etkinliğimiz var. Emekli Evi üyelerimiz gayet keyifli ve eğlenceli vakit geçiriyorlar. Gayet memnun olduklarını yüzlerinden anlıyoruz” dedi.

    “Emekli Evi gerçekten çok güzel ve başarılı işler yapıyor”
    ‘Bahar Şenliği’ kapsamında doyasıya eğlenen Yenişehir Emekli Evi üyelerinden Nurgül Antmen, yapılan organizasyon için teşekkürlerini ileterek, “Yapılan tüm etkinlikler birbirinden güzel. Hepsinden çok mutlu oluyoruz. Ortam çok güzel. Farklı etkinliklere de gelip katıldığım oldu. Kolon kanseri ile ilgili bir program vardı. Ona katıldım ve anlatım güzeldi, bizim anlayacağımız dildendi. O etkinlikten de güzelce faydalandık. Bize çok yararlı bir etkinlikti. Haftada bir de çarşamba günleri burada müzik var. Zaman zaman da onları izlemeye geliyorum ve o da çok güzel. Arada da spora katılıyorum, o da güzel. Emekli Evi gerçekten çok güzel ve başarılı işler yapıyor” diye konuştu.

    “Bahar Şenliği çok güzel geçti”
    Yenişehir Emekli Evi üyelerinden Harika Yeldağ ise eğlencenin çok güzel olduğunu anlatarak, “Vahap Beye çok teşekkür ediyoruz, çok memnunuz ve çok güzel bir eğlence. Bahar Şenliği çok güzel geçti. Her zaman katılmak istiyorum ve katılacağım da” ifadelerini kullandı.

  • Aydın’da yaza merhaba gösterisi

    Aydın’da yaza merhaba gösterisi

    İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya öncülüğünde Cumhuriyet Meydanında yaza merhaba etkinliği yapıldı. Meydanı dolduran binlerce vatandaş, ünlü sanatçı Faruk Sofuoğlu ve Deniz Oral’ın birlikte yaptığı “80’ler 90’lar Gülümseten Hatıralar” adlı müzikal gösteriyi izledi. Ümit Besen’in ‘Okul Yolu’ şarkısı ile başlayan gösteride Başkan Kaya, eşi Füsun Kaya ile birlikte dans etti. Kaya çiftinin dansı büyük alkış aldı. Gösteri sırasında zaman zaman izleyiciler müzik eşliğinde dans etti. Etkinlikle İncirliova halkı yaza muhteşem bir giriş yaptı.

    ‘İncirliova’mıza güzel hizmetler kazandıracağız’
    ‘Yaza Merhaba’ adı altında çok güzel bir etkinliği düzenlemiş olmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Başkan Kaya, “Bu etkinlik aynı zamanda yeni hizmet dönemimiz için de bir merhaba etkinliği. İnşallah ikinci dönemimizde de İncirliova’mıza güzel hizmetler kazandırarak yolumuza devam edeceğiz. ‘80’ler 90’lar Gülümseten Hatıralar’ isimli gösterileri ile etkinliğimizde yer alan, değerli sanatçılarımız Faruk Sofuoğlu, Deniz Oral ve ekip arkadaşlarına sergiledikleri şahane performans dolayısı ile çok teşekkür ediyorum” dedi.

    Aydın'da yaza merhaba gösterisi

    ‘Sanatın birleştirici gücüne inanıyoruz’
    Başkan Kaya, toplumların birlik ve beraberlik içerisinde yaşaması, ortak değerlerin daha iyi anlaşılabilmesi için sanatın birleştirici gücüne inandığını ve güvendiğini söyledi. Gelecek kuşakların en güzel sanat ile yetiştirilebileceğini düşündüğünü vurgulayan Başkan Kaya, “İlçemizde sanatsal faaliyetlerin devamının sağlanması için öncü olmaya, sanatı ve sanatçıyı desteklemeye devam edeceğiz. Bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese ve etkinliğimize katılan tüm vatandaşlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum” diye konuştu.

  • İbrahim Erkal, ölümünün 7. yılında şarkılarıyla anıldı

    İbrahim Erkal, ölümünün 7. yılında şarkılarıyla anıldı

    Büyükçekmece Belediyesi, 7 yıl önce hayatını kaybeden sanatçı İbrahim Erkal’ı anma amacıyla “Yıldızlar Arasında Senin Şarkıların” isimli etkinlik düzenledi.

    Büyükçekmece Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen etkinliğe Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, İbrahim Erkal’ın eşi Filiz Erkal, oğlu İbrahim Eralp Erkal ve birçok Büyükçekmeceli vatandaş katıldı. Anma gecesine gelen sanatçılardan Serkan Kaya, Ceylan, Zehra, Kafadar Grubu, Irmak Arıcı, Sufle ve Aydilge İbrahim Erkal’ın şarkılarını sahneye çıkarak söyledi. Erkal’ın anısına çıkarılan “Hürmet” isimli albümde de yer alan sanatçılara Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün tarafından plaket takdim edildi.

    “İbrahim Erkal şiir ve şarkılarıyla, güzelliği ile, insancıllığıyla, ailenin, sevenlerinin kalbinde taht kurmuştur”

    Program öncesi konuşan Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, “İbrahim Erkal’ı kaybedişimizin tam 7. yılı. Çok kıymetli bir aile ferdimizdi. Yeğenimin eşiydi. Çocukları, eşi ve onunla çok mutluyduk. Birtakım şiirlerinde, şarkılarında dile getirdiği gibi aramızdan sessiz sedasız kimseye sormadan ayrıldı. Genç yaşta ayrılması tabii ki aile için büyük bir üzüntü. Ama hala ülkenin her bir yerinde, Anadolu’da, gittiğimiz memleketinde daha yoğun İbrahim Erkal dinleniyorsa gitmeden önce bu ülkeye, bu dünyaya sanat adına demek ki önemli şeyler bırakmış ki bunlar çalınıyor. Zaten bazı değerler, bazı şeyleri kaybettikten sonra anlaşılır. İbrahim Erkal ve bazı sanatçılarımızın değerlerinin, onları kaybettikten sonra daha çok anlaşıldığına yaşamım boyunca şahitlik ettim. Ruhu şad olsun. İbrahim Erkal şiir ve şarkılarıyla, güzelliği ile, insancıllığıyla, ailenin, sevenlerinin kalbinde taht kurmuştur. Bu şekilde anılmaya devam edecektir. Çocukları, yeğenim onu yaşatmaya devam edeceklerdir. Mekanı cennet olsun” ifadelerini kullandı.

    İbrahim Erkal, ölümünün 7. yılında şarkılarıyla anıldı

    “Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum”

    Sanatçı İbrahim Erkal’ın eşi Filiz Erkal ise, “7 sene geçmesine rağmen insanların gönlüne girmesi bana çocuklarım için büyük bir onurdur. İbrahim gerçekten herkesin dediği gibi bir halk ozanıydı. Halkın sanatçısıydı ve hala halkın içinden. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Vefatından sonra da İbrahim için kötü diyen tek kişi görmedim” diye konuştu.
    Etkinlik öncesi konuşan sanatçı Irmak Arıcı, çok mutlu ve gururlu olduğunu ifade ederek, “Yer yer duygulanacağız. İbrahim Erkal benim için bir müzisyen olarak gerçekten çok kıymetli. Ailesini tanıma fırsatını bulduğum için çok mutluyum. Kendileri çok kıymetli insanlar. Müzisyen olarak değil, insani duygularıyla da bize her zaman örnek olduğu için kendisini rahmetle anıyorum” diye konuştu.

    Etkinlik öncesi konuşan bir başka sanatçı Serkan Kaya ise, “İbrahim Erkal hepimiz için çok kıymetli bir insandı. Onu her zaman sevgi ve hürmetle anıyoruz ve anmaya da devam edeceğiz. Söylenecek çok şey var ama kelimeler yetmez” dedi.

    Programda konuşan Kafadar grubu üyeleri, “Biz, ‘Vur Dibine’ isimli şarkıyı seslendirdik. Zaten birçok şarkısı olduğu gibi o da çok beğendiğimiz bir şarkıydı. Bize kısmet oldu. Şarkılar çok güzel. Geçmişte İbrahim ağabey ile birçok anımız da olmuştu. Çok duygusal ve etkileyici oluyor. Keşke aramızda olsaydı da onunla beraber yapsaydık. O yüzden çok hüzünlü oluyor” ifadelerini kullandı.