Kategori: Yaşam

  • Hurda parçaları ile 400 kiloluk ‘deniz kızı’ heykeli yaptı

    Hurda parçaları ile 400 kiloluk ‘deniz kızı’ heykeli yaptı

    Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde, mozaik ve hurda sanatçısı Mervan Altınorak, oto ve motosiklet hurda parçaları ile 400 kilo ağırlığında ‘deniz kızı’ heykeli yaptı.

    Reyhanlı’da yaşayan mozaik ve hurda sanatçısı Mervan Altınorak, hurdacılardan topladığı bilye, yay, buji, dişli gibi oto ve motosiklet yedek parçaları ile 400 kilo ağırlığında, 3 metre eninde, 2 metre yüksekliğinde ‘deniz kızı’ heykeli yaparak çalışmalarına bir yenisini ekledi.

    At, geyik, flamingo, tavus kuşu, el, insan figürü, küçük hayvan heykelcikleri yaptığını anlatan Altınorak, amacının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın öncülüğünü yaptığı ‘Sıfır Atık’ projesini desteklemek olduğunu söyledi.

    Altınorak, “Bu nedenle çeşitli yerlerden topladığım hurda parçaları ile heykeller yaparak ‘Sıfır Atık’ projesine destek verdim. Ben bu sanatsal çalışmayı yaptım, herkes yapabilir, herkesin sıfır atık projesini desteklemesini arzu ediyorum. Çalışmalarım devam edecek” dedi.

    SAHİLDE SERGİLENECEK

    Heykelini 2 ayda tamamlandığını belirten Altınorak, deniz kızı heykelinin Adana Karataş Belediyesi tarafından istendiğini, sıfır atık projesine destek amaçlı sahilde sergileneceğini de sözlerine ekledi.

  • Ucuz uçak bileti almanın püf noktaları

    Ucuz uçak bileti almanın püf noktaları

    Uygun uçak bileti bulabilmek için fiyat karşılaştırması, VPN kullanımı, biletin tek yön satın alınması, aktarmalı uçuşların tercih edilmesi gibi kriterler tüketiciye uygun bilet bulunması konusunda yardımcı oluyor.

    Enuygun.com’dan yapılan açıklamaya göre, tatil harcamaları arasındaki en maliyetli kalemlerden biri uçak bileti olarak öne çıkarken, şirket uygun bilet bulmanın ipuçlarını paylaştı.

    Buna göre, uygun fiyatlı uçak bileti satın almanın ilk adımı bilet fiyatlarını karşılaştırma oluşturuyor.

    Bunun için hem uçak bileti arama motorları hem de hava yolları şirketlerinin kendi web siteleri kullanılabilirken, Enuygun.com da karşılaştırmalı uçak bileti fiyatı sunuyor.

    Tarih tercihlerinizi esnek tutulması ve tarayıcı modunun gizli moda alınması diğer ipuçları arasında yer alırken, gizli mod sayesinde tarayıcı geçmişinde uçak bileti araması bulunmuyor, dolayısıyla aramaya bağlı artan farklı fiyat seçenekleri ile karşılaşılmıyor.

    Açıklamada, tarayıcıdaki çerezleri temizlemek, seyahat rotasının sezonuna dikkat etmek, kısa sürede değişen fiyatlarda bileti alırken hızlı davranmak gibi uyarılar yer alırken, Enuygun.com’da yolcu ve kart bilgilerini kaydedilerek biletler ortalama 40 saniyede alınabiliyor.

    Bilet satın alırken mobil uygulamaların kullanılması, hava yolu şirketleri ve Enuygun.com gibi uçak bileti arama motorlarının mail bültenlerine kaydolunması, mil programlarının araştırılması, biletin tek yön satın alınması, uzun mesafe yolculuklarda aktarmalı uçuşların tercih edilmesi, planların erken yapılması ve VPN kullanılması, uygun bilet bulabilmek için işe yarayan diğer çözümler arasında yer alıyor.

  • Güneş altında bırakılan pet şişeler ölüme sürüklüyor! Nasıl mı?

    Güneş altında bırakılan pet şişeler ölüme sürüklüyor! Nasıl mı?

    Pet şişe ve damacanaların ham maddesinin ‘bisfenol’ adlı bir kimyasal olduğunu ve bunun kansere zemin hazırladığını belirten uzmanlar uyardı. Dr. Öğr. Üyesi Şeref Öncü, uzun süre güneşe maruz kalan bu ürünlerin kesinlikle kullanılmamasını söyledi. Prof. Dr. Şahin Kabay ise pet şişelerin altında bulunan numaraların hayati önem taşıdığına dikkat çekti.

    Yaz aylarında pet şişelerde satılan sular daha fazla tercih ediliyor. Gün içinde güneş ışınına maruz kalan bu şişeler defalarca kullanılabiliyor. Uzmanlar ise trafikte satılan, arabada bırakılarak güneşe maruz kalan bu suları tüketmenin sağlık açısından zararlı olduğu konusunda uyarıyor.

    İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Şeref Öncü, pet şişenin içeriğinde bulunan ‘bisfenol’ adlı kimyasala dikkat çekerek, “Pet şişe ve damacanaların ana maddesi plastik, hammaddesi ise bisfenol. Pet şişeler, bisfenol, adı verilen bir kimyasal madde içeriyor. Bu madde vücut için son derece zararlı olan bir zehir. Bu zehrin uygun koşullarda plastiğin içinden salınması zor. Fakat, plastikler uzun süre güneş ışınına maruz kaldığı zaman bu bisfenol maddesi açığa çıkar. Buna bağlı olarak insanlarda ciddi sağlık sorunları görülür” dedi.

    “BEBEKLERDE GELİŞİM GERİLİĞİNE YOL AÇAR”

    Pet şişe ve damacanaların uzun süre güneş altında bekletilmesinin kansere zemin hazırladığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Şeref Öncü, “Kanserin yanı sıra hormon bozukluğu yaparak diyabet ve obezite riskini artırır. Madde östrojen benzeri etkiler yaparak özellikle erkek çocuklarda meme gelişimine yol açar, hatta kısırlığa neden olur. Ayrıca kalp hastalıklarına zemin hazırlar. Gebelerin bu maddeye maruz kalmaları erken doğumlara yol açabilir. Bebekte gelişim geriliği görülebilir. Bu bakımdan kesinlikle vücut için çok önemli bir zehir olan bu maddeden uzak durmamız gerekir” uyarısında bulundu.

    “CAM ŞİŞE KULLANIMINA ÖZEN GÖSTERİN”

    Suların güneş görmeyen bir ortamda saklanması gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Öncü, şu uyarılarda bulundu:

    “Bu sular gölge bir yerden ya da buzdolabından yarım saat içinde kişiye ulaşacaksa bir sorun olmaz. Ama biz her gün sokakta, güneşin altında satılan bu suyu alırsak ya da arabamızda tüm gün bekledikten sonra içersek, ya da aynı plastiğe her gün su doldurursak kesinlikle bu kimyasallara maruz kalırız. Benim tavsiyem cam şişe kullanımı. Yapılan testlere göre şebeke suları şu an sağlıklı. Ama test edilmiş, güvenliği kanıtlanmış arıtma sular da kullanılabilir. Ama kesinlikle pet şişe bir kez kullanılmalı. Güneşe maruz kalması engellenmeli. Her gün pet şişe kullanan birisi o şişeyi, 3 saat güneşe maruz bırakırsa mutlaka vücuduna bu kimyasal maddeyi alır. O nedenle pet şişe kullanmadan önce insanların düşünmesi gerekiyor.”

    “ALTINDA YAZAN RAKAMLARI CİDDİYE ALIN”

    Güneşe maruz kalan pet şişelerdeki suların ilerleyen yıllarda ürolojik problemlere yol açacağını ifade eden Altınbaş Üniversite Hastanesi Medical Park Bahçelievler Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Şahin Kabay ise pet şişelerin altında yazan rakamlara dikkat çekerek şu uyarılarda bulundu:

    “Pet şişelerin alt kısımlarında rakamlar ve harfler yer alıyor. Pet şişe kullanmadan önce bunlara dikkat etmeliyiz. İçerisinde yemek ve su sakladığımız bu kapların bazıları tek kullanımlık olabiliyor. Bunları tekrar tekrar kullanmamak gerekiyor. Bazıları ise sıcağa ve güneşe maruz kalabiliyor. Bu aşamada içerisinde bulunan kimyasallar yiyecek ve suyun içine geçebiliyor. Petrol ve petrol yan ürünlerinden elde edilen bu maddeler özellikle mesane kanseri ve böbrek kanserine neden olabilmektedir. Üzerindeki numaralar nasıl kullanacağımız gösteriyor. Bazılarını tekrar tekrar kullanıyoruz. Hepsi tek kullanımlık değil. Bunu da numaralara göre belirleyebiliriz. Hepsi güvensiz diyemeyiz güvenli olanlar da var. Bazılarının ise tekrar tekrar kullanılması ısıya maruz bırakılması sakıncalı.”

  • Köpekler araba camından kafalarını çıkartmayı neden sever?

    Köpekler araba camından kafalarını çıkartmayı neden sever?

    Sadık dostlarımızın bunu yaparken zevk aldıkları da açıkça görülüyor. Ancak bunu yapmalarının tek nedeni yüzlerine vuran rüzgardan hoşlanmaları ya da sadece temiz hava almak olmayabilir.

    Genelde merek edilse de çok üzerinde durulmayan bu konuda hayvan davranışları uzmanları bazı mantıklı tahminlerde bulundu.

    Wiconsin Humane Society’den köpek davranışı uzmanı Natalie Zielinski “Köpekler başları arabanın dışında olduğunda, içinde oldukları zamana kıyasla daha fazla koku uyarımı alır. Camın sadece birkaç santimetre açılması bile köpeklerin aradığı uyarımı ve zenginleşmeyi sağlıyor gibi görünüyor” dedi.

    Köpeklerin koku duyusu insanlarınkinden çok daha gelişmiştir. Bir köpeğin burnu 300 milyon koku reseptörüyle karmaşık bir yapıdayken insanlarda bu reseptörlerin sayısı 5 milyondur.

    Köpeklerin burnundaki hava akışı da insanlarınkinden farklı. Köpeklerin burnundaki hava kanallarından biri nefes almaya ayrılmışken diğeri sadece koku almaktan sorumlu.

    Dahası köpeklerin beyninde kokuları işlemekten sorumlu koku korteksi insanlarınkinden 40 kat daha büyük.

    “TELEVİZYON İZLEMEK GİBİ”

    Hayvan davranışı araştırmacısı ve köpek eğitim merkezi sahibi Jennifer Cattet köpeklerin araba camından başlarını çıkarma davranışını “televizyon izlemeye” benzetti.

    Catttet “Başlarını camdan çıkardıkalrında sokaktaki tüm insanların, çevredeki çöplerin, çimlerin, restoranların ve diğer köpeklerin kokusunu alabiliyorlar. Bu bizim televizyon izlememize benziyor” dedi.

    Ancak Cattet yine de popüler görüşün aksine köpeklerin ana bilgi edinme kaynağının koku değil görme duyusu olduğunu söyledi. Basitçe köpekler için de açık bir camdan bakmak arka koltukta yatmaktan daha ilginç.

    Zielinski de köpeklerin açık araba camından bakmasının hem koku, hem görme hem de yüzlerine vuran rüzgarla birlikte dokunulma duyularının uyarılması sonucu bir bahis oyununda kazanılan üçlü ödüle denk geldiğini belirtti.

  • Denizli’den Afyonkarahisar’a paraşütle rekor kırdı

    Denizli’den Afyonkarahisar’a paraşütle rekor kırdı

    Denizli’nin Çameli ilçesinde, yamaç paraşütü sporcusu Gülşah Hoş, Yaylacık Dağı’ndan paraşütle havalanıp, 7 saat 42 dakikada 239,2 kilometre uçarak Afyonkarahisar Çobanlar ilçesine indi. Hoş, Türkiye kadınlar mesafe rekorunu kırdı.

    Yaylacık Yamaç Paraşütü Pisti’nde bir araya gelen 42 sporcu, uzun mesafe denemesi için havalandı. Milli sporculardan Gülşah Hoş, 7 saat 42 dakikalık uçuşla Afyonkarahisar Çobanlar ilçesine indi. Hoş, Türkiye Yamaç Paraşütü Kadınlar Mesafe Rekoru’nu kırmayı başardı. Bu alandaki eski Türkiye rekorunun 1 Temmuz’da Ankara’dan Konya’ya paraşütle 201 kilometre uçan Merve Gülşah Arslan’a ait olduğu belirtildi. Gülşah Hoş, 239,2 kilometre uçarak Türkiye’de en uzun uçuş gerçekleştiren yamaç paraşütü sporcusu oldu.

    Türkiye rekorunu kırdığı için sevinçli olduğunu belirten Hoş, “Mesafe açısından günün potansiyeli daha fazlaydı. Daha fazla uçabilirdim. Uzun zamandır uçmaktan bu kadar zevk almamıştım” diye konuştu.

  • NASA açıkladı burç sayısı 13’e çıktı! Siz hangi burçsunuz?

    NASA açıkladı burç sayısı 13’e çıktı! Siz hangi burçsunuz?

    NASA, eksenel devinim olgusundan dolayı burçları oluşturan takımyıldızlarının 3 bin yıl öncesine göre farklı konumda olduğunu belirterek burç sayısının 12 değil de 13 olduğunu açıkladı. Ortaya çıkan yeni burç ise “yılan” olarak kayıtlara geçti.

    NASA, astrolojide tartışılan “burçlar değişti” iddiasını doğruladı. Eksenel devinim olgusundan dolayı burçları oluşturan takımyıldızlarının 3 bin yıl öncesine göre farklı konumda olduğunu belirten NASA, 12 değil, 13 adet burç olması gerektiğini açıkladı. Buna göre 13 burç olması gerektiği, burçlardan birinin ‘yılan’ olduğu belirtildi.

    NASA’nın iddiasına göre burçların tarihleri şu şekilde oluştu:

    KOÇ: 18 Nisan – 13 Mayıs

    BOĞA: 13 Mayıs – 21 Haziran

    İKİZLER: 21 Haziran – 20 Temmuz

    YENGEÇ: 20 Temmuz – 10 Ağustos

    ASLAN: 10 Ağustos – 16 Eylül

    BAŞAK: 16 Eylül – 30 Ekim

    TERAZİ: 30 Ekim – 23 Kasım

    AKREP: 23 Kasım – 29 Kasım

    YILAN: 29 Kasım – 17 Aralık

    YAY: 17 Aralık – 20 Ocak

    OĞLAK: 20 Ocak – 16 Şubat

    KOVA: 16 Şubat – 11 Mart

    BALIK: 11 Mart – 18 Nisan

  • Yılanları öldürmek ‘zoonoz’ hastalığının önünü açabilir

    Yılanları öldürmek ‘zoonoz’ hastalığının önünü açabilir

    Doğal Hayatı Koruma Vakfı-Türkiye (WWF-Türkiye) Yaban Hayatı Danışmanı, Veteriner Hekim Ahmet Emre Kütükçü, yılanları “mutlaka öldürülmesi gereken canlılar” olarak görmenin, yanlış olduğunu söyledi.

    Kütükçü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, havaların iyice ısındığı bu ayların, sürüngenlerin çiftleşme dönemi olduğunu belirterek, bu nedenle etrafta daha fazla görülmelerinin normal olduğunu aktardı.

    Yılanların, soğukkanlı oldukları için günün sıcak saatlerinde serin yer ararken evlerin alt katlarına ve araç altlarına girebildiklerini ifade eden Kütükçü, kemirgen ve yuvalardaki kuş yavruları ile beslenmeye çalıştıklarını dile getirdi.

    Kütükçü, yerleşim yerlerine yakın yerlerde görülen yılanların, çoğunun zehirsiz ve kemirgenlerle beslenen türler olduğuna işaret ederek, kalabalık şekilde görülenlerin ise su yılanları olduğunu vurguladı.

    Yılanların da her tür gibi doğa sisteminde görevleri bulunduğunun altını çizen Kütükçü, şu değerlendirmede bulundu:

    “Kenelerin neden olduğu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı, Doğu Karadeniz’de ve İç Anadolu’da çok görülüyor. Bu hastalığa yol açan kenelerin ara konağı da fare ve sıçan gibi küçük kemirgenler. Bunların nüfusunu kontrol eden de büyük oranda kemirgenle beslenen yılanlar. Yılanların popülasyonu azaldığı zaman kemirgenler artıyor. Keneler çiftlik hayvanlarına, onlardan da insana geçiyor. Haziran, temmuz aylarında erişkin kenelerin çoğalması, kemirgen nüfusunun yoğunluğu ile alakalı. Her gördüğümüz yılanı korkumuzdan öldürmeye çalışırsak bu örnekte de olduğu gibi zoonoz hastalıkların önünü açmış oluruz.”

    “Gündüz aktif olan yılanların çoğu zehirsiz”

    Kütükçü, özellikle gündüz aktif olan yılanların çoğunun zehirsiz olduğuna ve çok zorlamadıkça da insanı ısırmayacağına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

    “Bizler daha dikkatli olmalıyız. Taşı kaldırırken, otları biçerken yılan olabileceğini düşünüp panik olmamamız gerekiyor. Depo, ardiye gibi özellikle evlerin alt katlarındaki bölümlerde olmalarını istemiyorsak buralarda kemirgen kontrolüne gidilebilir. Kapı ve pencerelere sineklik takılabilir. Eğer yılan gören kişi, nasıl davranması ya da türüne ilişkin bilgi almak istiyorsa, WWF-Türkiye Yaban Hayatı İlk Yardım Hattı’na ulaşmak için 0850 2030993 numarayı arayabilirler. Biz kendilerine yardımcı olmaya çalışırız. Eğer yılan eve, kapalı alana girmişse de kendileri müdahale etmeden Doğa Koruma ve Milli Parklar ile itfaiyeyi arayarak yardım isteyebilirler.”

    Yılanları, mutlaka öldürülmesi gereken canlılar olarak görmenin yanlış olduğunu vurgulayan Kütükçü, şunları kaydetti:

    “Yılanlar hem hastalık taşıma riski hem de tarımsal üretime zarar veren kemirgenleri ortadan kaldırma noktasında önemli canlılardır. Hayvanların dönemsel hareketlerini vatandaşlarımız çoğalma olarak algılayabiliyor ya da ilk görme anındaki panikle boyutlarının büyüklüğünden bahsedebiliyorlar. Yılan sokma vakası yaşandığında da yankısı büyük olabiliyor, halbuki her yıl sığır saldırısı sonucu yüzlerce insan ölüyor ya da arı sokması sonucu da insanlar ölebiliyor. Burada bilinmesi gereken en önemli şey, arazide çalışan kişilerin, yanlarında böcek, arı ya da yılan sokmalarına karşı antialerjik ilaç bulundurmaları gerektiğidir. Eğer yoksa da böyle bir durum yaşandığı takdirde hastanelerde panzehir bulunuyor, hemen bir sağlık kuruluşuna müracaat etmeliler.”

    Kütükçü, vatandaşların 114 nolu Ulusal Zehir Danışma Merkezini arayarak zehirlenmelerle ilgili bilgi alabileceklerini de sözlerine ekledi.

  • Otomobilin çarptığı köpek için vatandaşlar seferber oldu

    Otomobilin çarptığı köpek için vatandaşlar seferber oldu

    Kahramankazan’da otomobilin çarpması sonucu yaralanan köpek, tedavi için belediye ekiplerine teslim edildi.

    Edinilen bilgiye göre, Atatürk Mahallesi Fevzi Çakmak Caddesi’nde Tuncer T. yönetimindeki 06 BUH 197 otomobilin çarptığı köpek yaralandı.

    Otomobilin kaza yerinden uzaklaştığını gören vatandaşlar, köpeğin yardımına koştu.

    İhbar üzerine kaza yerine polis ekibi ve belediye veterineri sevk edildi.

    Hayvansever Muhsin Doğan (51), “Hayvanlar benim kırmızı çizgim” diyerek köpeğin yanından bir an bile ayrılmadı.

    Ceketini yaralı hayvanın üzerine örten Doğan, köpeği kafasını okşayarak sevdi, onu sakinleştirmeye çalıştı.

    Belediye veterinerinin olay yerinde müdahale ettiği yaralı köpek, tedavi edilmek üzere Büyükşehir Belediyesi Kurtuluş Evcil Hayvanlar Sağlık Merkezi’ne götürüldü.

  • Her üç gençten ikisi sigara içenlerle seks yapmak istemiyor

    Her üç gençten ikisi sigara içenlerle seks yapmak istemiyor

    Hollanda Kanserle Mücadele Vakfı ile Kalp ve Akciğer vakıflarının ortaklaşa yaptırdığı araştırmaya göre, gençler arasında sigara karşıtlığı giderek artıyor.

    Her beş gençten dördü, birlikte olduğu kişinin sigara içmesine sıcak bakmıyor.

    Gençlerin üçte ikisi de sigara içen biriyle seks yapmak istemediğini söylüyor. Gençlere göre sigara içmek, cinsellik açısından itici bir durum.

    Araştırma Hollandalı çocuklar arasında da sigara kullanımına karşı olumsuz bakışın yaygın olduğunu ortaya koydu.

    12-15 yaş arasındaki çocukların yüzde 85’i, sigara içen biriyle arkadaşlık etmek istemediklerini belirtiyor.

    Gençlerin yüzde 55’i sigaranın tamamen yasaklanması görüşüne destek veriyor.

    Sigara tiryakisi gençler ise paket fiyatının 10 euronun üzerine çıkması durumunda sigarayı bırakacaklarını söylüyor.

    Hollanda’da şu anda sigaranın paketi ortalama 8 euro.

    Halk Sağlığı Bakan Yardımcısı Paul Blokhuis, AD gazetesine yaptığı değerlendirmede, “Bu araştırma, sigara içmeyen bir kuşağın hızla yaklaştığını gösteriyor” dedi.

    Sigarasız Sağlık Fonu Başkanı Michael Rutgers de sigara ve tütün ürünlerinin daha pahalı hale gelmesiyle, toplumda sigara içenlerin sayısının daha da azalacağını savundu.

    Hollanda hükümeti tütün ve tütün ürünleriyle mücadele kapsamında 1 Nisan’dan itibaren tüketim vergisini 1 euro artırdı.

    Yiyecek içecek sektöründeki sigara içilebilen alanlar uygulamasına son verildi.

    20 Mayıs’tan itibaren mentollü sigara satışları yasaklandı.

    1 Temmuz’dan itibaren süpermarketlerde sigara satışına son verilecek.

    1 Ağustos’tan itibaren üniversiteler de dahil tüm okul kampüslerinde sigara içilmesi yasaklanacak.

    1 Ekim’den itibaren de sigara ve tütün ürünleri tek tip ambalajlarda satılacak.

  • Yürüyerek kilo vermek için 10 basit ipucu

    Yürüyerek kilo vermek için 10 basit ipucu

    Yüz yıllardır yürümenin aktif bir şekilde kilo vermeye yardımcı olduğu biliniyor. Yani “Yürüyüş yapmak kilo verdirir mi?” sorusunun cevabı evet. Ancak yürüyüş yaparak kilo vermenin belli başlı şartları var. Eğer düşük tempoda yürüyüş yaparsanız, yürüyüş saatini iyi seçmezseniz yürüyüş yapmak kilo verdirmeyebilir. Öte yandan en basit, masrafsız, gezdirirken kilo verdiren egzersiz de yürüyüş. Yani elimizdeki cevheri kaçırmak istemeyiz. İşte yürüyerek kilo vermek için 10 basit ipucu!

    Doğru ayakkabıyı seçin

    Doğru ve uygun malzeme kullanımı, başka bir deyişle yürüyüş ayakkabası modelleri arasından en doğru seçimi yapmak önemli, zira bu sayede hem performansınız artıyor ve hem de sakatlanma riskiniz azalıyor. Yürüyüş ayakkabısı, ihtiyacınız olan en önemli malzemeler arasında ve sanılanın aksine, herhangi bir spor ayakkabı bu işi görmüyor. Yürüyüş ayakkabıları esnek, hafif ve ayak tabanına da destek vermek zorunda, tüm bunları sağlayabiliyorsa aktif olarak yürüdüğünüz mesafeyi dahi artırabiliyor. Yürüyüş ayakkabısının burun kısmı sert değil yumuşak olmalı, ayrıca ayak parmaklarınız ile ayakkabının ucu arasında da bir boşluk bulunması fayda sağlıyor. Sanılanın aksine sert veya sıkı bir ayakkabı kullanmak önerilmiyor, zira bu tip ayakkabılar tırnaklarınızın zarar görmesine, ayaklarınız üzerinde fazladan baskı oluşmasına ve yürüyüş sürenizin kısalmasına neden oluyor.

    Kendinize çalma listesi oluşturun

    Yürüyüş yaparken motivasyonumuzu en hızlı şekilde yükselten şey, elbette ki müzik. Duygusal ve yavaş tempolu müzikler seçmek modunuzu düşürecek, temponuzun yavaşlamasına neden olacaktır. Tempolu yürüyüş hızınızı düşürmek istemiyorsanız çalma listenize enerjik ve hızlı ritimli müzikler seçmeye özen gösterin. Eğer aklınıza bu tarz müzikler gelmiyorsa, Youtube ve Spotify’da bunun için onlarca çalma listesi mevcut.

    Rotanıza hakim olun

    Yürüyüş yaparken bildiğiniz güzergahları kullanın. Bilmediğiniz bir semtte, yabancısı olduğunuz bir rotada yürümek yolunuzu bulmaya çalışırken temponuzu düşürebilir. İç huzurunuzu sağlamak için, kendinizi güende hissetmediğiniz bölgelerden uzak durun. Sadece kaybolma riski değil ‘nereden yürüsem?’ düşüncesi bile ritminizi bozabilir. Yürüyüceğiniz yolun uzunluğunu önceden belirlemekte de yarar var.

    Yürüyüş arkadaşı bulun

    Bir yürüyüş arkadaşı, yürüyüş sonunda içilen bir kahve yola daha motive bir şekilde sağlayacaktır. Bu kişi tanıdığınız biri olabilir, semtinizin parkında tanıştığınız biri de olabilir. Ancak yalnız yürümekle, bir arkadaşla yürümek arasında dağlar kadar fark var.

    Hava durumuna hazırlıklı olun

    Kendinize her türlü hava durumuna hazırlı tutun. Hava çok sıcaksa güneş tepedeyken yürümeyin, eğer havalar soğuk seyrediyorsa güneşi iyi bir konumdayken yakalayın. Hava durumunun motivasyonunuzu düşürmesine izin vermeyin.

    Yürüyüş günlüğü tutun

    American College of Surgeons dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre yürüyüş verilerinin kaydedildiği bir günlük tutmak yürüyüşün etkisini yüzde 47 oranında artırıyor. Yürüyüş yaptığınız günü, saat aralığını, süreyi, rotayı ve yaktığınız kaloriyi kaydederek çok daha sistemli ilerleyebilirsiniz.

    Isınma ve esneme hareketleri yapın

    Tempolu yürüyüşe başlamadan önce mutlaka ısınma ve hafif esneme (germe) egzersizleri yapın. Bu, gelişebilecek kas ile eklem yaralanmalarını önleyebileceği gibi, kalp ve damar sisteminin egzersize uyumunu da kolaylaştırıyor.

    Sabah saatlerini tercih edin

    Yürüyüş, aslında günün her saatinde yapılabiliyor. Ancak sabah yapılan yürüyüşlerin vücut metabolizmasının hızlanmasında, dolayısıyla yağ yakımı üzerinde daha etkili olduğuna dair çalışmalar var.

    Yürüyüş öncesi yemek yemeyin

    Yemeğinizi yürüyüşten en az 2 saat önce bitirmiş olmalısınız. Aksi halde sindirim işlemi devam ettiği için vücut daha fazla zorlanıyor ve zarar görme riski artıyor. Sabah erken saatte yapılan yürüyüş öncesi şeker içeren meyve gibi hafif bir atıştırma almanızda da fayda var. Bu hem kan şekerinin düşmesini önlüyor, hem de metabolizmayı hızlandırıyor.

    Başınızı dik tutun karnınızı içe çekin

    Yürüyüş sırasında duruşunuz da önemli. Başınız öne eğik durumda yere bakarak veya tam tersi yukarı bakarak yürümeniz omurga sağlığınızı bozacaktır. Gözleriniz karşıya bakacak şekilde, başınız dik durumda, karnınızı içe çekerek yürümeye özen gösterin. Ayrıca yürüyüş sırasında ellerinizin boş olması, bir şey taşımamanız da sakatlanmaları engellemek açısından önemli. Yürürken bir şey taşımanız gerekiyorsa bel veya sırt çantası kullanın.