Japonya’da on yılı aşkın bir süredir ölümlerin doğumları geride bırakması, dünyanın üçüncü büyük ekonomisinin liderleri için giderek büyüyen bir sorun teşkil ediyor.
Ülke, yaşlı nüfusun artması ve yaşlanan nüfusun talebi arttıkça emekli maaşlarını ve sağlık hizmetlerini finanse etmek için azalan işgücü ile karşı karşıya bulunuyor.
Japonya’nın nüfusu 1980’lerdeki ekonomik patlamadan bu yana sürekli azalıyor ve en son hükümet rakamlarına göre ülkenin nüfusu 2021 yılında 125,5 milyon oldu. Bununla birlikte, ülkenin 1,3 olan doğurganlık oranı, göç olmadığı takdirde istikrarlı bir nüfusu korumak için gereken 2,1 oranının çok altında bulunuyor.
Neredeyse her bin 500 kişiden biri 100 yaşın üstünde
Japonya, aynı zamanda dünyadaki en uzun yaşam sürelerinden birine sahip; hükümet verilerine göre 2020 yılında Japonya’da her bin 500 kişiden biri 100 yaşında veya daha yaşlıydı.
Bu endişe verici eğilimler Ocak ayında Başbakan Fumio Kishida’nın Japonya’nın “sosyal işlevlerini sürdürememenin eşiğinde” olduğu uyarısına yol açtı.
“Ulusumuzun ekonomisinin ve toplumunun sürdürülebilirliğini düşünürken, çocuk yetiştirme desteğini en önemli politikamız olarak görüyoruz” diyen Kishida, Japonya’nın düşük doğum oranı sorununun çözülmesi için “daha fazla bekleyemeyeceğini” de sözlerine ekledi.
Yeni bir devlet kurumu kurulacak
Bu yılın Nisan ayında Japonya’da bu konuya odaklanacak yeni bir devlet kurumu kurulacak ve hükümet çocuklarla ilgili programlara yaptığı harcamaları iki katına çıkaracak. Ancak,uzmanlar, düşük doğum oranına neden olan diğer faktörler nedeniyle paranın tek başına bu çok yönlü sorunu çözemeyebileceğini düşünüyor.
Japonya’nın yüksek yaşam maliyeti, sınırlı alan ve şehirlerdeki çocuk bakım desteğinin eksikliği çocuk yetiştirmeyi zorlaştırıyor, bu da daha az çiftin çocuk sahibi olmak istemesi anlamına geliyor. Şehirli çiftler ayrıca, kendilerine destek sağlayabilecek diğer bölgelerdeki akrabalarından da genellikle uzakta yaşıyor.
Bir yanıt yazın