Blog

  • Türkiye’nin koronavirüs haritası! Türkiye’de son durum ne?

    Koronavirüs Türkiye’de yayılmaya hızla devam devam ediyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca dün yaptığı açıklama ile koronavirüs hakkındaki son verileri paylaştı.

    Koca; “Vaka sayısındaki artış hızı, yoğun bakım ve solunum desteği ihtiyacı olan hastaların sayısındaki artış hızı sabit kalma eğiliminde. 875’i son 24 saatte olmak üzere 5 bin 674 hastamız taburcu edildi’ dedi. Peki koronavirüs Türkiye’de en çok hangi illerde tespit ediliyor? İşte il il koronavirüsü haritası

    TÜRKİYE’DE SON DURUM

    Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşılan koronavirüs haritalarına göre hastalık en çok İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Zonguldak ve Sakarya’da görüldü. İşte il il corona virüsü vakaları;

    İSTANBUL

    ANKARA

    İZMİR

    KOCAELİ

    EN YÜKSEK İL ZONGULDAK

    Sağlık Bakanı Koca: “Filyasyon ekibi, doğrudan tanı konulmuş kişilere ulaşmaktadırlar. Her yeni vakada hastalığa karşı ağ yeniden kurulmaktadır. Erken tanılarla, hem yayılma önlenmekte hem de risk grubunda olanların hayatı kurtarılmaktadır. Filyasyon çalışması 81 ilimizde yapılmaktadır ve temaslı takibin yapıldığı en yüksek il Zonguldak, en düşük il ise Şanlıurfa’dır. İstanbul’da bin 200 filyasyon ekibi görev yapmaktadır, Türkiye genelinde ise 4 bin 600’dür.”

    ZONGULDAK

  • 20 yıllık yardımcısının testi pozitif çıktı, Akşener’in sonucu belli oldu

    20 yıllık yardımcısının testi pozitif çıktı, Akşener’in sonucu belli oldu

    Meral Akşener’in evindeki 20 yıllık yardımcısının koronavirüs testi pozitif çıkmıştı. Bunun üzerine Akşener’in, “Yıllardır evimizin bir parçası” dediği yardımcısı kendi evinde karantinaya alındı.

    İKİNCİ TEST DE NEGATİF

    Herhangi bir belirti göstermeyen Akşener, eşi Tuncer Akşener ve oğlu Fatih Akşener de test yaptırdı ve sonuçları negatif çıktı. Akşener Ailesi, pazartesi günü tedbiren ikinci testlerini de yaptırdılar. Dün sabah saatlerinde sonuçlanan ikinci testler de negatif geldi.

  • Cumhuriyet Caddesi Yaya Trafiğine Kapatıldı

    Cumhuriyet Caddesi Yaya Trafiğine Kapatıldı

    Bursa’da korona virüs tedbirleri kapsamında Cumhuriyet Caddesi de insan trafiğine kapatıldı. Geçtiğimiz günlerde yunus timleri korona virüs salgınına karşı vatandaşlara ‘evde kal’ anonsu yaparak çağrıda bulunurken, bugün ise alınan tedbirler arttırıldı.

    https://www.facebook.com/BursaLineTV/videos/2557213694490632/?t=2
    insan yoğunluğu ve 65 yaş üstü vatandaşların çok olması sebebiyle Cumhuriyet Caddesi giriş ve çıkışları kapatıldı. Belli mesafelerle polis ekiplerinin bulunduğu caddeye çıkan sokaklar ise bariyerlerle kapatılarak insan geçişine izin verilmedi.

    Sadece dükkan sahiplerinin geçişine izin verilirken, bir çok dükkanın ise kapalı olması dikkatlerden kaçmadı. Belediye ekipleri ise boş olan caddede dezenfekte işlemlerini rahatlıkla gerçekleştirdi.

  • Dünya Dilara hemşirenin bu fotoğrafını konuşuyor

    Dünya Dilara hemşirenin bu fotoğrafını konuşuyor

    Dilara hemşire, “Korkuyoruz ama bu mesleği yapmaktan gurur duyuyoruz” diyerek her gün mesleğini icra ediyor ve virüse yakalananlar için bir umut oluyor.

    Reuters haber ajansı, Türkiye’de koronavirüs hastalarının tedavi gördüğü bir yoğun bakım ünitesini fotoğrafladı.

    Hastane yöneticisi Çetin Köksal, aralarında 14 doktorun da bulunduğu 85 sağlık çalışanının korona virüse yakalandığı bilgisini veriyor.

    Tamamen iyileşen 85 sağlık çalışanı yeniden hastaları tedavi etmek için görevlerine geri döndü. Bir hemşire, koronavirüs hastası Mustafa Ak’a yemek yedirirken fotoğraflandı.

    Onlardan biri olan hemşire Nihal Yavuz, tamamıyle koruyucu elbise giymiş bir şekilde ailesinin sağlığından endişe duyduğunu söylüyor: “Ailelerimize corona virüs bulaştıracağız diye korkuyoruz. Bazılarımız ailelerinden uzak duruyor. Çok sıkı ve özveriyle çalışıyoruz. Evet, endişe duyuyoruz.

    Birçoğumuz koronavirüs kaptı, aralarında ben de varım. Ailelerimizden 14 gün ayrı kaldık, sonra yeniden işe döndük. Bu işi yaptığımız için çok gurur duyuyoruz.

    Hemşire Dilara Fahrioğlu, yoğun bakım ünitesine girmek için son hazırlıklarını yapıyor.

    Bir başka odada ise yoğun bakım hemşireleri bir odada öğle yemeklerini yiyorlar.

    Hastane yöneticisi Köksal, normalde cumartesi ve pazar günleri fazla doktorun olmadığı söylerken şu zamanda pazar günü bile 20 doktorun yoğun bakımda çalıştığını aktarıyor.

  • Bursa’da diş hekimini bıçaklayan zanlının akli dengesi yerinde çıktı

    Bursa’da diş hekimini bıçaklayan zanlının akli dengesi yerinde çıktı

    Geçtiğimiz eylül ayında Yıldırım ilçesi Bursa Ağız ve Diş Hastalıkları Hastanesi’nde meydana gelen olayda,  ağrıyan dişini çekmek için hastaneye giden M.D.(19), diş hekimi Hamdi G. tarafından muayene edildi. Tedavi sonrası Hamdi G., ağrıyan dişi çekmek için M.D.’ye 2 iğne vurarak uyuşturdu. Ancak yapılan iki iğneye rağmen dişini uyuşmadan çekmeye çalıştığını iddia eden M.D. , doktor Hamdi G.’yi göğsünden bıçaklayarak yaraladı. Hastaneye gelen polis ekiplerince M.D. gözaltına alındı.

    Bursa 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Kamu görevlisine karşı öldürmeye teşebbüs” suçundan dava açılan M.D., duruşmaya korona virüs tedbirleri kapsamında cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşma başlangıcında mahkeme heyeti, M.D.’nin İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi’nde yapılan muayenesinin sonucunda akli dengesinin yerinde olduğunun tespit edildiğini duyurdu.

    Duruşmada söz alan M.D., “Hastaneye giderek doktora, sol alt dişimin ağrıdığını, çektirmek istediğimi söyledim. Bana iki tane uyuşturucu iğne yaptı. Bir süre bekledikten sonra beni çağırdı. Dişimi çekmek için yeltendi. ‘Uyuşmadı’ diye bağırmama rağmen, çekmeye devam etti. Doktor, penseyi masaya vurup, ‘Madem diş çektirmeye geliyorsun, neden sakin olmuyorsun’ diyerek, hakaret etti. Koltuğa oturup, sekreteriyle konuşuyordu. Bıçağı doktorun sol koluna savurdum. Kendisinden özür diliyorum, pişmanım” diyerek kendisi savundu.

    ‘Öldürmeye kastım olmadı’ dedi

    Avukatı Erdal Yıldız’ın müvekkilinin 7 aydır tutuklu bulunduğunu ve eylemin öldürmeye yönelik olmadığını savunarak tahliye talep etti. Avukat savunmasının ardından tekrar söz alan M.D., “Dişime uyuşması için iğne yapıldı. Uyuşmaması sonucu kendimi olayın gerçekleştiği sırada kaybettim. Kendime geldiğimde olaydan dolayı pişman oldum. Doktora yönelik öldürmeye kastım olmadı. Avukatımın savunmasına katılarak tahliyemi istiyorum” ifadesinde bulundu.
    Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

  • Yargıtay virüsten ölümü iş kazası saydı

    Özel bir şirkette tır şoförü olarak çalışan işçi, 11 Aralık 2009 günü Ukrayna seferinden döndükten sonra rahatsızlandı. Yapılan tedavi sonrası TIR şoförü için “akut üst solunum yolu enfeksiyonu, tanımlanmamış” raporu verildi. Bir süre sonra şoför, trafik kazası geçirince yeniden devlet hastanesine kaldırıldı. Tedavinin ardından taburcu edilen şoför, Üniversite Hastanesi’ne müracaat etti.

    Yapılan teşhiste tır şoförünün domuz gribi salgınına yakalandığı belirlendi.

    Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından H1N1 (domuz gribi), pnömani (zatürre) ve ARDS (akut solunum sıkıntısı sendromu) tanısıyla tedavi altına alınan şoför, on gün yoğun bakımda kaldıktan sonra vefat etti.

    Tır şoförünün ölümüne ‘iş kazası’ denilmedi. Sosyal Sigortalar Kurumu’nun ‘iş kazası değil’ kararına karşı İş Mahkemesi’nde dava açan acılı aile, salgın hastalığın Ukrayna seferi sırasında bulaştığını öne sürdü. Mahkeme, davanın reddine hükmetti. Kararı aile temyiz edince devreye Yargıtay 21. Hukuk Dairesi girdi. Yargıtay, TIR şoförü hakkında Adli Tıp Kurumu’nca hazırlanan raporda salgın hastalığın yurt dışında yakalandığının vurgulandığı hatırlatıldı.

    İş kazasının tarifinin de yapıldığı Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi:

    “Yasada iş kazası, sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olay olarak tanımlandığından, olayın etkilerinin bir süre devam ederek zaman içinde artması ve buna bağlı olarak sonucun daha sonra gerçekleşmesi mümkündür. Yani,iş kazası ani bir olay şeklinde ortaya çıkıp ,buna bağlı olarak zarar, derhal gerçekleşebileceği gibi, gazdan zehirlenme olayında olduğu şekilde etkileri daha sonra da ortaya çıkabilir. Sonradan oluşan zarar ile olay arasında uygun illiyet bağı bulunması koşuluyla olay iş kazası kabul edilmelidir. Yasanın iş kazasını sigortalıyı zarara uğratan olay biçiminde nitelendirmiş olması illiyet (nedensellik) bağını iş kazasının bir unsuru olarak ele almayı gerektirmiştir. Ne var ki, burada aranan “uygun illiyet (nedensellik) bağı” olup, bu da yasanın aradığı hal ve durumlardan herhangi birinde gerçekleşme olgusu ile sonucun birbiriyle örtüşmesi olarak anlaşılmalı, yasada olmadığı halde, herhangi başkaca kısıtlayıcı bir koşulun varlığı aranmamalıdır. Kısacası; anılan yasal düzenleme, sosyal güvenlik hukuku ilkeleri içinde değerlendirilmeli; maddede yer alan herhangi bir hale uygunluk varsa zararlandırıcı sigorta olayının kaynağının işçi olup olmaması ya da ortaya çıkmasındaki diğer etkenlerin değerlendirilmesinde dar bir yoruma gidilmemelidir.”

    Yargıtay’dan Emsal Karar

    Tır şoförünün Ukrayna seferi sırasında domuz gribine yakalandığının dile getirildiği Yargıtay kararında, “Somut olayda, tır şoförü olan davacı murisinin 26.11.2009 tarihinde davalı işveren tarafından Ukrayna’ya sefere gönderildiği,11.12.2009 tarihinde Türkiye’ye giriş yaptığı ortadadır. Adli Tıp Kurumu raporunda, H1N1 virüsünün kuluçka süresinin 1-4 gün arasında değiştiği, murisin 13.12.2009 tarihli hastaneye başvurusunda belirttiği şikayetlerin hastalığın başlangıç belirtileri olduğu taktirde hastalığın bulaşmasının bu tarihten 1-4 gün öncesinde gerçekleşmiş olacağının bildirilmiştir. Buna göre davacı murisinin, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle Ukrayna’ya yapılan sefer sırasında bulaştığı rapor kapsamından anlaşılan H1N1 virüsüne bağlı olarak, daha sonra meydana gelen ölümünün iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır. O halde, davacı ve davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm oy çokluğu ile bozulmuştur.” denildi. Emsal kararla birlikte; iş başında salgın sebebiyle vefat eden işçiler için ‘iş kazası’ kararı verilecek.

  • Sadaka kutularına göz diktiler

    Sadaka kutularına göz diktiler

    Alınan bilgiye göre, olay Mahmudiye Mahallesi’nde meydana geldi. Henüz kimliği belirsiz bir şahıs işyerinin büro bölümüne çıktı. İçeride kimsenin olmadığını fark eden hırsız masada bulunan iki adet sadaka kutusunu yanında getirdiği poşete koyarak geldiği gibi gitti.

    Rahat tavırlarıyla dikkat çeken hırsızın o anları ise saniye saniye güvenlik kamerasına yansıdı. Bir süre sonra iş yerine gelenler masadaki sadaka kutularının olmadığını görünce güvenlik kamera görüntülerini izledi. Kamera görüntülerinde bir şahsın kutuları alıp gittiğini görünce şok olan çalışanlar durumu polis ekiplerine haber verdi. Polis ekipleri iş yerinde incelemede bulunurken, şimdi her yerde kameraya yansıyan şahsı arıyor.

  • Evden çıkamayan yaşlı adama sürpriz ziyaretçi

    Evden çıkamayan yaşlı adama sürpriz ziyaretçi

    Mudanya ilçesinde yaşayan Aziz Türk, 65 yaş üstü olduğu için uzun bir süredir evden çıkamıyordu. Yaşlı adamın evden çıkamamasını fırsat bilen kumru kuşu, yuvasını camın önüne yaptı. Durumu sonradan fark eden yaşlı adam, şimdi kuşa gözü gibi bakıyor. Yuvadaki 2 yavru kuşa vatandaşlar ve yaşlı adam gözü gibi bakıyor.

    Kuşların yuva yaptığı sokakta yaşayan Serkan Aydemir, “Bu sokakta yaşayan 65 üstü evden çıkamayan Aziz abinin penceresinin önüne kuşlar yuva yapmış. Biz sonradan fark ettik. Bu kuşlara gözümüz gibi bakıyoruz” dedi.

  • Kalbinde 4 stentle virüsü yenmeyi başardı

    Kalbinde 4 stentle virüsü yenmeyi başardı

    Bursa’da yaşayan 58 yaşındaki 3 çocuk 4 torun sahibi Muharrem Tuna, geçtiğimiz hafta yakalandığı korona virüsü hastanede tedavi görerek yenmeyi başardı. Kronik kalp hastası ve kalbinde 4 stent takılı olan Tuna, eskiden olduğu gibi ultra maratonlara katılmak için evde geçireceği 14 günlük karantinada terasında antrenmanlara başladı. Tuna, terasa çıkmadığı günlerde karantinada kaldığı odasında da dambıllarla form tutuyor. Ayrıca terasında tavuk ve kaz da besleyen Tuna, yetiştirdiği ağaçları da düzenli olarak suluyor.

    Bir ateşlenme ile rahatsızlandığını anlatan emekli Muharrem Tuna, “Ateşin arkasından kuru öksürüğüm oldu. 2 gün kendimi iyi hissetmeme rağmen tekrar ateşlendim ve öksürmeye başladım. Nefes almakta zorlanınca da Bursa Şehir Hastanesi’ne gittim. Burada testlerim yapıldı ve tomografi çektikten sonra hastaneye yattım. Ben de bulguların olduğunu söylediler ve erken teşhisle tedavime başlandı. Ben pozitif çıktığını 4’üncü gün öğrendim” dedi.

    “2016’da ilaçlarımı kestiler”

    2011 yılında kalp krizi geçirdiğini belirten Tuna, “2011’de bir stent takıldı, 2013’te tekrar geçirdiğim operasyonda bir stent takıldı ve bir baloncuk patlatıldı. 2015’te bir daha anjiyo oldum ve bir stent daha takıldı. 4’er santimetrelik 2 parça halinde stentleri taktılar. Sporla meşgul olduğumdan dolayı, 2016’da bütün ilaçlarımı kestiler. Sağlıklı şekilde maratonlara katılıyorum. Stent olduğundan dolayı nabzım erken yükseliyor. Sporu sağlık ve keyif amaçlı yapıyorum. Herhangi bir yarışma içinde değilim. Koşunca mutlu oluyor, bitişe gelince de çok seviniyorum” diye konuştu.

    “14 gün sonunda yine koşacağım”

    14 günlük izolasyon sürecinden sonra koşmaya devam etmek istediğini dile getiren Tuna, “Şu an gördüğünüz gibi evin terasındayız. Mekik, şınav çekiyor, dambıllarla çalışıyorum. Egzersizlere devam edeceğim. 14 günü doldurunca da tekrar koşmaya başlayacağım. En az 10 kilometre olmak şartıyla 15-20 kilometreler koşacağım. Son 2 -3 sene içinde 50 kilometrelik ultra maratonlara da katıldım. Pes etmek yok. Allah’ın izni ile korona virüsü yendik. Doktorlarımız sayesinde, onlara da çok teşekkür ediyorum” dedi.

    Tedavi süresini çok iyi geçirdiğini ifade eden Tuna, “Rahatımız çok yerindeydi. Bir 10 gün daha geçirsem sorun olmazdı. Çok güzel ilgilendiler. Serum, oksijen verilmedi. Çeşitli haplarla tedavi edildim. Günlük ateşim ve tansiyonum ölçülüyordu” şeklinde konuştu.

    “Hastalığa yakalananlar korkmasın”

    Hastalığa yakalananlara da tavsiyelerde bulunan Muharrem Tuna, “Belirtileri hissettiğiniz an, doktora gidin ve derdinizi anlatın. Erken teşhis ile daha kolay tedavi olabilirsiniz. Korkulacak bir şey yok. Ben sağlıklı bir şekilde evime geldim. Ben evimde 14 gün boyunca izolasyonda kalacağım. Alt katta torunlarım var. Kimse yanıma yaklaşmıyor. Kendi başıma bir oda ayarladım. Herkes benden uzak duruyor ve durması da gerekiyor. Sağlıklı günlere dönmeyi ümit ediyoruz” dedi.
    Muharrem Tuna hastalığı nasıl kaptığını bilmediğini, evinden dahi çıkmadığını kaydederken, bir yakını ya da misafirlerden virüsü almış olabileceğini sözlerine ekledi.

  • Bursa’da pazarlarda sosyal mesafe hiçe sayıldı

    Bursa’da pazarlarda sosyal mesafe hiçe sayıldı

    Haftanın her günü başka bir bölgeye kurulan pazardaki tehlike kameralara da yansıyor.
    Korona virüs ile mücadele kapsamında bir çok AVM’nin kapalı olması süper marketlerinde sosyal mesafeyi koruma adına belirli sayıda müşteriyi içeriye almaları kasa önlerinde oluşan uzun kuyruklar vatandaşları mutfak ihtiyaçlarını karşılamak için semt pazarlarını tercih etmelerine sebep oldu.

    İlgili bakanlıkların ve yerel yönetimlerin tüm uyarılarına rağmen bazı vatandaşların pazarda alışveriş yaparken maske ve eldiven takmadığı sosyal mesafe kuralına da riayet etmedikleri görülüyor. Pazarcı esnafının da 3 metre kuralına dikkat etmedikleri belirlendi.

    Şehir merkezinde bir çok mahallede sokak aralarına kurulan pazarlar drone ile havadan görüntülendi. Vatandaşların sosyal mesafeyi hiçe saydığı ve pazarın içerisinde birbirleriyle yakın mesafede alışveriş yapmaya çalıştıkları görüldü.