Blog

  • Sağlık çalışanlarına psikososyal destek

    Sağlık çalışanlarına psikososyal destek

    Daha önce, vatandaşlara psikolojik destek vererek, stresi en aza indirebilmek ve stresle baş etme becerilerini güçlendirmek amacıyla destek birimi kuran Bursa İl Sağlık Müdürlüğü, sağlık çalışanları için de psikososyal destek birimi kurdu.

    Bursa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Halim Ömer Kaşıkcı yaptığı açıklamada, “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de mücadele ettiğimiz Covid-19 salgını, insanların fiziksel sağlıklarını etkilediği kadar ruhsal açıdan da etkilemektedir” dedi.

    Sağlık Bakanlığı ve bünyesinde hizmet veren sağlık kuruşlarında olduğu gibi Bursa’da da salgının durdurulmasına yönelik çalışmaların tüm hızıyla devam ettiğini belirten Uzm. Dr. Kaşıkcı, “Pandemi olarak nitelendirilen bu salgınla mücadelede herkese görev düşmektedir. Bursa’da korona virüsle mücadele kapsamında başta Şehir Hastanesi, Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi olmak üzere; üniversite, tüm özel ve devlet hastanelerinde gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Burada en zor görev, 7 gün 24 saat canla başla görev yapan sağlık çalışanlarımızdadır. Onlar zaman kavramı gözetmeksizin yeri geldiğinde ailesinden uzak kalıyor. Büyük fedakarlık örneği gösteriyorlar” şeklinde konuştu.

    “08.00-24.00 saatleri arasında hizmet verecek”

    Olağanüstü günlerin yaşandığı bu dönemde gerek vatandaş gerekse sağlıkçıların normal yaşamlarına sağlıklı bir şekilde devam edebilmeleri için psikososyal desteğe önem verdiklerini ifade eden Uzm. Dr. Kaşıkcı, sözlerine şöyle devam etti:

    “Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü 11 Mart tarihinden bu yana çalışmalarına aralıksız devam eden sağlık çalışanlarına yönelik kurulan Psikososyal Destek İl Koordinasyon Merkezi, haftanın her günü 08.00-24.00 saatleri arasında hizmet verecek. Sağlık çalışanları; psikiyatri uzmanı, doktor, hemşire, sosyal çalışmacı, psikolog, sosyolog, çocuk gelişimcilerin cevap vereceği destek hattını telefonla arayarak danışmanlık hizmeti alabilecekler. Sağlık çalışanlarımız, Valiliğimiz bünyesinde ve Sağlık Müdürlüğümüz koordinasyonunda kurulan Psikososyal Destek Hattına (0224) 808 30 19 numaralı telefondan ulaşabilirler.”

  • Osmangazi Belediyesi sokak hayvanlarını unutmadı

    Osmangazi Belediyesi sokak hayvanlarını unutmadı

    Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını önlemleri kapsamında vatandaşların evlerinde kalması ve restoran, lokanta, kafe gibi işletmelerin kapanması, sokak hayvanlarını da olumsuz etkiledi. Karınlarını doyurmakta zorlanan can dostların yardımına ise Osmangazi Belediyesi yetişti. Sokak hayvanlarını hiçbir koşulda unutmayarak düzenli olarak besleyen Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü ekipleri, Uludağ yolundaki beslenme odaklarına kuru mama takviyesi yaptı. Ayrıca yol kenarlarına su kapları bırakan ekipler, tedaviye ihtiyacı olan hayvanları da Osmangazi Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Doğal Yaşam ve Tedavi Merkezi’ne götürerek sağlığına kavuşturdu.

    İnsanlar kadar sahipsiz sokak hayvanlarının da yaşamlarını kolaylaştırmak için mücadele ettiklerini belirten Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, “Korona virüse karşı her alanda tedbir alıyoruz. Dolayısıyla sokak hayvanlarımızı unutmuyoruz. Ekiplerimiz, Osmangazi’nin birçok noktasına düzenli olarak yiyecek ve su bırakarak sahipsiz hayvanları besliyor. Vatandaşlarımız evlerinden çıkmasın. Bizler, dünyadaki tüm canlılara yönelik sorumluluğumuzun olduğunun farkındayız. Can dostlarımız bize emanet” dedi.

  • Osmangazi’den Salgınla Sosyal Mücadele

    Osmangazi’den Salgınla Sosyal Mücadele

    Osmangazi Belediyesi, Çin’de başlayıp, dünyayı etkisi altına alan ve Türkiye’de de ölümlere yol açan koronavirüse karşı her türlü tedbiri alırken, vatandaşlar için farklı uygulamalara imza atıyor. ‘Huzur Konukları Evinizde’ adlı etkinlik ile Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ile birlikte birbirinden değerli akademisyenler ve edebiyatçılar her akşam saat 20.00’de Osmangazi Belediyesi’nin sosyal medya hesapları üzerinden Osmangazililerin evlerine konuk olacak.
    Şehrimizin önemli değerlerinin güzel söyleşileri ile evlere ve gönüllere gireceği ‘Huzur Konukları Evinizde’ programı, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz’un 14 Nisan Salı akşamı saat 20.00’de başlayacak.

    ‘Huzur Konukları Eviniz’de programına, 14-19 Nisan tarihleri arasındaki şu isimler konuk olacak:

    14 Nisan Salı: Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz
    15 Nisan Çarşamba: Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Bülent Şenay
    16 Nisan Perşembe: Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Kemikli
    17 Nisan Cuma: Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kasım Küçükalp
    18 Nisan Cumartesi: Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hidayet Peker
    19 Nisan Pazar: Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz

  • Didem Arslan Yılmaz’ın talebiyle işten atıldığını söyleyen İSPARK görevlisi yaşananları anlattı

    Didem Arslan Yılmaz’ın talebiyle işten atıldığını söyleyen İSPARK görevlisi yaşananları anlattı

    Habertürk spikeri Didem Arslan Yılmaz’ın İstanbul Şişli’de otopark yüzünden tartışıp kendisini işten attırdığını söyleyen İSPARK çalışanı Aykut Arıkan yaşadıklarını Sabah Gazetesine anlattı. Arıkan, “18 lira için benimle tartıştılar. Didem hanım yanımda, Murat Ongun’u arayıp küfürlü bir ifadeyle işten atılmamı söyledi. Kısa süre sonra 6 yıldır çalıştığım İSPARK’tan çıkışım verildi. Hem iki küçük oğlum engelli, hem de eşim böbrek hastası” dedi.

    Sabah Gazetesi’nin haberine göre, Habertürk spikeri Didem Arslan Yılmaz’ın İstanbul Şişli’de otopark yüzünden tartışıp işten attırdığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İSPARK çalışanı Aykut Arıkan yaşadıklarını  anlattı.

    Arıkan, “18 lira ödememek için benimle tartıştılar. Didem Arslan Yılmaz yanımda, Murat Ongun’u arayıp küfürlü bir ifadeyle işten atılmamı söyledi. Kısa süre sonra çıkışım verildi, hem iki yaşındaki oğlum engelli, eşimde böbrek hastası. Didem Arslan Yılmaz’ın egosu tavan yapmıştı. 18 lirayı ben cebimden verirdim, 18 lira için işimden oldum” dedi.

    İşte Aykut Arıkan’ın o güne dair anlattıkları:

    18 Mart saat 12.45 civarlarında gelen iki kişi vardı. Bu kişilerin sonradan Didem Arslan Yılmaz ve Kürşat Yılmaz olduğunu öğrendim. Onlarla konuşurken hanımefendi, abi ve abla diye sesleniyordum. İkisini de tanımıyordum. İSPARK, sorumlu olduğum alan Nişantaşı Abdi ipekçi Caddesi ile doktorlar sitesinin tam önüydü. Didem Hanım ile Kürşat Bey’in geldiğini uzaktan gördüm. Onların park ettiğini gördüğümde 25 araç aşağısında araç girişi yapıyordum. En aşağıda işlemlerini bitirdikten sonra çıktım araçlarını kaydettim. Onun da görüntü kayıtları var. Bu kayıtta üç buçuk saat sonra Didem Hanım ile Kürşat Bey arabaya geldiklerini ve trafik akıcı olduğu için hareket ettiklerini gördüm. Yanımdan geçtiler, durduramadığım için 18 liralık otopark borcunu sisteme plakayla attım. Ertesi gün Nişantaşı’nda geldiler. Aynı şekilde İSPARK kulübesinin olduğu noktaya arabalarını park ettiler. Gelen erkeğe ‘Hoş geldiniz abi!’ dedim. ‘Ne kadar kalırsınız?’ dedim. ‘Çıkışta öderim’ dedi.

    DİDEM ARSLAN: “SEN BENİM KİM OLDUĞUMU BİLİYOR MUSUN?”

    “Sonra Kürşat Beye, ‘Efendim dün 18 lira, kredi kartıyla işlem yaptım. Dün ödeme alamadığım için işlemden bilginiz olsun’ dedim. Birden Kürşat Bey ‘Ben onu ödedim’ dedi. Ben de ‘Efendim, ben ödeme almadım! Dün ben işlem yaparken çıktınız, yanımdan geçtiniz gittiniz! Ama ödediğinize dair herhangi fişiniz var mı?’ dedim. Didem Hanım da arabanın arka tarafındaydı. Kürşat Bey arabadan bir fiş getirdi ama bu adisyon fişidir, ödeme fişinin nasıl bir fiş olduğunu da kendisine gösterdim. İzahat yaparken Kürşat Bey, Didem Hanım’a dönerek ‘Biz ödemedik mi?’ diye sordu. Didem Hanım: ‘Ödedik’ dedi. Ben ödeme almadığımı Beyefendi ye izah ediyordum ki, Didem Hanım, ‘Sen benim kim olduğumu biliyor musun?’ dedi. Ben ‘durumu izah etmeye çalışıyorum’ dedim. Didem Hanım yine “Benim kim olduğumu biliyor musun, kime şikâyet edersen et be’” dedi. Ben de ‘Abla ben sizi kime şikâyet edeceğim’ dedim. Didem Arslan ‘Yeter be! Ödemiyorum! Kime şikâyet edersen et!” dedi. Ama dibime kadar gelmişti Ve tüküre tüküre konuşuyordu. Hanımefendi, uzak durun! Rica ediyorum! Ağzımda maske, ellerimde eldivenle çalışıyordum. Ellerim havada ‘Tükürerek konuşuyorsunuz, lütfen uzak durun, temas etmeyin! Allah rızası için uzak durun’ hasta çocuğum var!’ dedim. Didem Arslan “Tüü Allah belanızı versin. İşinizi gücünüzü yapmıyorsunuz, doğru düzgün çalışmıyorsunuz” diye bağırmaya başladı.”

    KÜFÜR ETMEYE BAŞLADILAR

    “Kürşat Bey ise dibime kadar geldi, küfür ederek ‘Sen benim karımla nasıl böyle konuşursun!’ dedi. Bende ‘Allah aşkınıza parada istemiyorum, gidin!’ dedim. Kürşat Bey, bana yumruğunu kaldırmış koşa koşa geliyordu. Ben de ittirmek zorunda kaldım, yere düştü. Didem Hanım, ‘İSPARKÇI bize saldırıyor!’ diye bağırmaya başladı. Ben de ‘Polis diye bağırdım. Çek Konsolosluğu’nun oradaki polis ve yan taraftaki İSPARK’taki arkadaşlar geldi. Kürşat Bey yerden kalktı ve bir daha saldırmaya başladı. Didem Hanım, Kürşat Bey’in gözlüğünü aldı, kırıp paramparça etti. Ben bunu görünce ‘Şahit olun arkadaşlar, gözlüğü kırıyor!’ dedim. İSPARK’taki diğer arkadaşta ifadesinde gözlüğü kırdığını görmüş. İSPARKTA, ilk üç senem Nişantaşı’ndaki o bölgede geçti, bir sene Taksim sonra iki sendir yine aynı bölgede çalışıyorum. Beş sene içinde Didem Hanım Kürşay Beyi ilk kez görüyorum. Ama birçok araçla uğraşıyoruz, görmüşsem de dikkatimi çekmemiş.”

    DİDEM ARSLAN YILMAZ: “SENİ EKMEĞİNDEN EDECEĞİM, BAK GÖRÜRSÜN!” DEDİ

    “Didem Arslan, ‘Pez.. göreceksin sana neler yapacağımı diye hakaret etmeye başladı. İSPARK’tan diğer arkadaşlar niye küfrediyorsun dedi. Sonra Didem Hanım, birden ‘Bak Murat Ongun’u arıyorum! Bak sana neler yapacağım, seni ekmeğinden edeceğim, görürsün! Benim kim olduğumu tanıyacaksın!’ dedi. Benim onu tanımadığımı fark etmişti. Hanımefendi, abla ve abi olarak sesleniyordum çünkü. Sonra tekrar “Birazdan sen benim kim olduğumu tanıyacaksın!” dedi. Murat Ongun ile telefon konuşması bir buçuk dakika sürdü. Didem Hanım telefonda, “Murat, Nişantaşı’ndayım. Burada İSPARK’ta bir pez.. var. Bize saldırdı. Gereğini yapmanı istiyorum” dedi. O arada telefonu kapattı. Bana döndü: “Şimdi sana büyükşehirden dönecekler, bak sana neler edeceğim!” demeye devam etti. Ben ise “Abla kim dönecekse dönsün sen yüzüme tükürmekle, terbiyesizlik yaptın. İşinin gereği neyse, umurumda değil, ama bana tükürmeyecektiniz! Benim hasta bir çocuğum var, bunun vebalini, girmeyecektin!” dedim. O esnada polis beni alıp karakola götürdü. Didem Hanım bana laf geçirme modundaydı.”

    “EGOSU TAVAN YAPMIŞTI. 18 LİRAYI BEN CEBİMDEN VERİRDİM, 18 LİRA İÇİN İŞİMDEN OLDUM”

    “Egosu tavan yapmıştı. 18 lirayı ben cebimden verirdim, 18 lira için işimden oldum. Bunun nedeni ego. Şöhret insanların başını döndürür dedikleri buymuş demek! Bunu gördüm bu hanımefendi de. Herkes tanımak zorunda değil kendisini. Tanısam ne olurdu?

    “DİDEM HANIM, MURAT ONGUN İLE TELEFONLA GÖRÜŞTÜ SONRA HASTANEYE GİTTİK”

    “Murat Ongun ile telefonda konuşmasını bittikten sonra iki ayrı ekip aracına bindik. Şişli Etfal Hastanesi’ne gittik. Kürşay Bey yere düştüğünde tırnağının ucunda herhalde bir kan görmüşler, film çektiler. Herhangi bir şey olmayınca sağlık raporu da alamadılar. Hastaneden karakola gelince beni nezaret kısmına aldılar, onları içeri odaya aldılar. Nezaret kısmında İSPARK avukatı İsmail Emre Penci geldi. Avukat gelince odada avukatla görüştüm. Ne yaşandıysa olduğu şekliyle anlattım. İSPARK Beşinci Bölge Şefi Nurettin Bey, avukat varken ifademi verdim. İfade sonrası avukat ‘Didem isimli kişi Habertürk spikeri’ dedi. İnanamadım bu kişi bu muydu? Karakoldan çıktıktan sonra park alanına geri geldim. ‘Sen git, evde dinlen!’ Sonra haber geldi. ‘Yarın İSPARK’ın Disiplin Kurulu seni bekliyor’ dendi. Benim için kurul toplamışlar. Ertesi gün kurula girmeden önce telefonlarımız aldılar ve kurula çıktım. Kamerada yolun lokasyonunu açmışlardı. Beni temasla suçluyorlardı. Ben ‘Biri bana yumruk sallayarak geliyor, ne yapmam lazım, kendini savunmam lazımdı!’ dedim.

    TALİMAT EKREM İMAMOĞLU VE MURAT ONGUN’DAN GELMİŞ

    “Kuruldan çıktıktan sonra bir arkadaş yanıma geldi. Bana ‘Beni yanlış anlama, ben kurula imza atarsam akşam gittiğimde evde çocuğumu sevemem. Bize senin anlattığın gibi aktarmadılar, Didem Hanım’ın kocasına saldırdı diye anlattılar. Sen haklısın ama iş yukarda bizlik bir iş değil. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Murat Ongun’un elinde. Talimat direk onlardan gelmiş! Bizim yapabileceğimiz bir şey kalmadı’ dedi. Sonra kurul tarafından ‘İzne çıkıyorsun!’ dendi. Ertesi gün karar açıklanacağı söylendi. Ümraniye’deki İSPARK Genel Müdürlüğü’ne gittim. Kurul sözcüsü olan Mustafa Bey, ‘İş akdine fes çıktı!’ dedi. O gün engelli oğlumun doğum günüydü. Kurul sözcüsü Mustafa Beye “Oğlumun, evladımın doğum gününde bana bunu yaptınız, çok büyük bir sürpriz yaptınız Allah inşallah mazlumun yanındadır!’ dedim. Ağladım ve çıktım oradan.

    “İŞTEN ATILDIKTAN SONRA İŞSİZLİK MAAŞINI DA ALAMADIM”

    “İŞKUR’a gittim, ‘İşsizlik maaşını 24. maddeden kaynaklı alamazsın’ dendi. Herhangi bir sosyal yardım vakıflar kapalı. Belediye yardımı zaten yok. Ne yapacağım diye düşündüm biraz babam yardım etti. Tedaviyi
    durdurduk.

    “TÜKÜRÜNCE ÇOK TEDİRGİN OLDUM”

    “İSPARK’tan önce ambulans şoförüydüm, beş yıl yaptım. Temel ilk yardım dersinde enfekte hastalıkları taşımayla ilgili eğitim aldım. Eğitim aldığım için Didem Arslan Yılmaz tükürünce çok tedirgin oldum. Kendi eşimde hastane personeliydi. Çocuğumun hastalığından dolayı işe ara vermek zorunda kaldı. Ben kendim ambulans şoförüydüm. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başvurdum, İSPARK’ta çalışmaya devam ettim. Sağlık sorunlarıyla hep mücadele ettim”

    “HAYATIM HEP HASTANELERDE GEÇTİ”

    “Ekrem 16 milyonun parasına sahip çıkacağız denirken oldu bu. 18 lira çok önemli değildi ben onu cebimden de karşılardım. Yeter ki bu iş bu duruma gelsin istemezdim. Hayatımda bir mücadelem vardı, hayat mücadelemde sıfırı tüketti bu olay. Hanımın tek böbrekli sürekli sıkıntı yaşıyoruz, oğlum solunum sıkıntısı var. Astım nöbetleri geçiriyor. Hayat sürekli hastanelerde geçti. Küçük çocuktan kaynaklı da hep hastanelerdeyim. Murat Ongun’a sosyal medyadan da yazdım ama hiçbir şekilde geri dönüş yapmadı.”

    “DİDEM ARSLAN YILMAZ’DAN SAVUNMA: SİSTEMATİK SALDIRI ALTINDAYIM, TEHDİT EDİLİYORUM”

    Yaşanların ardından Didem Arslan Yılmaz sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Sistematik bir saldırı altında olduğunu ve tehdit edildiğini söyleyen Yılmaz takipçileriyle şunları paylaştı:

    Koronavirüsten korunmak için yoğun mücadele verdiğimiz şu günlerde, zamanınızı aldığım için özür dilerim. Amacım, kamuoyunu doğru bilgilendirmek. Malumunuz 15 günden bu yana sistematik bir saldırı altındayım.  Bu saldırının bir devamı olarak şimdi de, bir İspark çalışanıyla, eşimle birlikte yaşadığımız ve yargıya taşıdığımız olay çarpıtılarak yoğun bir lince uğratılıyoruz.. Sarı basın kartı sahiplerinin İspark otoparklarını ücretsiz kullanma hakları vardır.  Biz bu hakkımızı biliyoruz, ama ona hiç gerek duymayıp, ücretimizi her seferinde ödüyoruz. O gün, İspark görevlisinin ücret ödemediğimiz gerekçesiyle, şahsıma ve eşime sözlü ve fiziki saldırısıyla karşı karşıya kaldık.  Adi vaka” olan olay nedeniyle, sahte hesaplarla oluşturulmuş organize bir grup tarafından hedef gösteriliyorum, tehdit ediliyorum. Yaptığım iddia edilen fiillerin tamamı yalandır ve kayıtlar Emniyet’tedir. Özellikle sosyal medyada ve bazı yayın organlarında tamamen iftiralar dolu haber yapılıyor. Gerekli ilgiyi gösteren emniyetimize teşekkür ediyorum.. Yargıya güveniyorum.

  • AB’den TOGG’a tescil… Yerli otomobil taklit edilemeyecek!

    AB’den TOGG’a tescil… Yerli otomobil taklit edilemeyecek!

    Otomotiv endüstrisinin bir mobilite ekosistemine dönüşümüne öncülük ederek ülkemizin ilk küresel mobilite markası olmak amacıyla kurulan Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’un (TOGG) otomobillerin iç ve dış tasarımları Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Hakları Ofisi (EUIPO) tarafından tescil edildi. Beş yıl süreyle geçerli olacak tescil haklarıyla birlikte, fikri ve sınaî mülkiyet hakları yüzde 100 Türkiye’ye ait olan araçların tasarımlarının tamamen ya da kısmen kopyalanması da engellenmiş oluyor.

    TOGG mühendisleri ve tasarımcıları tarafından ortaya konan, fikri ve sınaî mülkiyet hakları yüzde 100 Türkiye’ye ait doğuştan elektrikli modüler araç platformu üzerine geliştirilmekte olan Türkiye’nin otomobili, tasarım sürecinde önemli bir aşamayı daha tamamlamış oldu.

  • YÖK’ten Diş Hekimliği ve Eczacılık öğrencileri için yeni karar

    Yükseköğretim Kurulu Başkanı (YÖK) M. A. Yekta Saraç, resmi Twitter hesabından Diş Hekimliği ve Eczacılık programlarında mezun aşamasında olan öğrencileri ilgilendiren yeni bir karar alındığını açıkladı.

    YÖK Başkanı Saraç’ın açıkladığı kararda, “İçinde bulunduğumuz küresel salgının yaşattığı güçlükler nedeniyle yükseköğretim kurumlarımızdaki Diş Hekimliği ve Eczacılık programlarından mezun aşamasında olan öğrencilerimizin staj/uygulama eğitimleri ile ilgili de yeni bir karar aldık. Alınmış olan daha önceki staj/uygulama süreleri ve kalan uygulama süresinin az olması dikkate alınarak, 2019-2020 eğitim ve öğretim yılı bahar dönemiyle sınırlı kalmak kaydıyla Diş Hekimliği programlarında yaz dönemi de dahil uygun zamanda sağlık birimlerinde koruyucu önlemler alınarak yapabilecekleri, Eczacılık programlarında ise sağlık birimleri ile serbest eczanelerde yaz dönemi de dahil uygun zamanda staj/uygulama eğitimlerini koruyucu önlemler alınarak yapabilecekleri gibi dijital imkanlarla uzaktan öğretim yoluyla tamamlayabilmeleri hususunun yükseköğretim kurumlarının ilgili kurulları tarafından değerlendirilerek karara bağlanması uygun görülmüş ve bu karar yükseköğretim kurumlarına iletilmiştir” ifadelerine yer verildi.

  • BTSO Yüksek İstişare Kurulu korona virüsün ekonomiye etkilerini değerlendirdi

    BTSO Yüksek İstişare Kurulu korona virüsün ekonomiye etkilerini değerlendirdi

    Toplantıda konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, üyelerinin korona virüsün yol açtığı ekonomik krizi en az hasarla atlatabilmesi için gece gündüz çalıştıklarını söyledi. Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü tarihte Kriz Yönetim Ekibi oluşturarak, Acil Eylem Planı’nı ortaya koyduklarını belirten Başkan Burkay, “Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz WhatsApp DESTEK Hattı ve BTSO Yanınızda panelleri aracılığı ile üyelerimiz sektörel sıkıntılarını ve önerilerini paylaşıyor. Her gün yaklaşık 1.200 talebe cevap veriyoruz. Bu doğrultuda çözümler geliştiriyoruz. Alınabilecek önlemleri rapor haline getirerek düzenli olarak bakanlıklarımız ve TOBB ile paylaşıyoruz.” dedi.

    Bursa iş dünyasının öne çıkan talepleri

    Üyelerden gelen talepler arasında kritik konuların öne çıktığını ifade eden İbrahim Burkay, “Bunlardan ilki Kısa Çalışma Ödeneği’nden yararlanma kriterlerinin tamamen kaldırılıp, tüm çalışanları kapsayacak şekilde düzenlenmesi. İkinci olarak ise istisnasız tüm sektörlerin mücbir sebep kapsamına alınması. Ayrıca Kısa Çalışma Ödeneği başvurularının daha hızlı sonuçlanması için talep edilen evrak sayısının azaltılmasını olumlu buluyoruz. Buna ilave olarak işverenin beyanının esas kabul edilmesi onay süreçlerini hızlandırması noktasında da iş dünyamızın talebi var.” diye konuştu.

    Nefes Kredisi’nde hazırlıklar son aşamada

    Kriz sürecinde Odanın kaynaklarını 45 bin üyesi için kullanmaya devam ettiğini ifade eden Başkan Burkay, Nefes Kredisi çalışmalarında da TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ile çalışmalarda sona gelindiğini bildirdi. BTSO’nun öz kaynaklarıyla oda ve borsalar arasında Nefes kredisinde üyelerine en büyük desteği sağlayan Oda olduğunu ve hayata geçirilecek Nefes Kredisi’nin iş dünyasına can suyu olacağını belirten Başkan Burkay, önümüzdeki günlerde resmi açıklamanın yapılacağını kaydetti.

    “Vakıflar kira almamalı”

    Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek, Türkiye’nin tüm dünya ile birlikte zor bir süreçten geçtiğini söyledi. Önümüzdeki 3 aylık dönemin şirketler açısından çok kritik olduğunu ifade eden Özdilek, “Bütün şirketlerin borcu var. Bu 3 aylık dönemi zararsız kapatmak mümkün değil. Ancak Hükümetimizin gerekli tedbirleri alacağından şüphemiz yok.” dedi. Vakıf kiracılarının da bu süreçte zor durumda kaldığını belirten Özdilek “Vakıfların bu iş yerleri kapalı olduğu sürece kira almamaları lazım. Biz AVM’lerimizdeki kiracılarımızdan işletmeleri kapalı olduğu sürece kira almayacağımızı beyan ettik. Hepimiz aynı gemideyiz. Birbirimize destek olmak zorundayız.” dedi.
    Bu dönemde en dikkat ettikleri hususun istihdamı korumak olduğunu belirten Beyçelik Holding Kurucu Başkanı Faik Çelik, “Tüm sektörlerde yılsonuna kadar yüzde 25-30’luk bir daralma bekleniyor. Otomotiv sektöründe gidişat bu yönde. Buna karşın eleman çıkarmak istemiyoruz. Ancak bizim sektörümüzde ücret skalası daha yüksek. Kısa çalışma ödeneğinden yüzde 35 istifade edebiliyoruz. Nitelikli elemanlar için ödeme destek rakamının artması ve Kapsamın genişletilmesi gerekiyor.” diye konuştu.

    Harput Holding Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Etkeser, korona virüs tedbirleri kapsamında çalışma hayatında uygulanmaya başlayan bazı yöntemlerin işverene ek maliyetler getirdiğine dikkati çekti. Servislerin artık yarı kapasitesiyle işçi taşıdığını bu duruma örnek gösteren Etkeser, ayrıca enflasyon muhasebesinin de tekrar gündeme gelmesi gerektiğini ifade etti.
    Şu anda birçok ülkenin krizi zamana yaymaya çalıştığını belirten Aslanoba Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Aslanoba, “Çünkü ABD, Almanya gibi ekonomiler bile bu durumu aylarca sürdüremez. Süre uzadıkça ve belirsizlik arttıkça ekonomiler daha fazla etkilenecek.” şeklinde konuştu.

    Korona virüsün olumsuz etkilerine rağmen istihdamı korumak için mücadele ettiklerini anlatan Simge Grup Yönetim Kurulu Başkanı Nezir Gencer, özellikle ihracatta sıkıntılı bir dönem yaşadıklarını belirterek, “İhracat için uzun yıllardır büyük bir çaba gösteriyoruz. Salgınla birlikte tüm çalışmalarımızı durdurmak zorunda kaldık. Siparişlerimiz elimizde kaldı.” dedi. Desteklerde sektör ayrımı yapılmaması gerektiğini savunan Gencer, mevcut desteklerin de kapsamının genişletilmesini beklediklerini ifade etti.

    “Kısa çalışma ödeneğinde şart aranmamalı”

    Coşkunöz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Oya Coşkunöz Aktaş, korona virüs krizinin daha önce yaşanan krizlerden çok farklı olduğunu söyledi. Küresel ticarette büyük bir belirsizlik yaşandığını ifade eden Coşkunöz, bu süreçte firmaların kaynaklarını kısıtlı kullanması gerektiğini vurguladı. Firmaların ayakta kalabilmesi için önemli destekler açıklandığını belirten Coşkunöz, bu desteklerde iyileştirmeler yapılmasını beklediklerini ifade etti. Kısa çalışma ödeneğinde şartların esnetilmesi gerektiğini söyleyen Coşkunöz, yüksek nitelikli çalışanlar için de ödeneklerin artırılmasını talep etti. Oya Coşkunöz Aktaş bu süreçte firma olarak sağlık sektörünün ihtiyaçlarına yönelik üretime başladıklarını da söyledi.

    B Plas Yönetim Kurulu Başkanı Celal Gökçen ekonominin geleceği açısından kriz sonrası önlemlerin de son derece önemli olduğunu vurguladı. Kriz sonrası taleplerin eskisi gibi olmayacağını söyleyen Gökçen, “Zor bir dönemden geçiyoruz ancak sonrası daha da zorlu olabilir. Kriz sonrası tekrar harekete geçebilmek için farklı destekler gerekebilir.” dedi. Krize yatırımda yakalanan çok sayıda firma bulunduğunu da anımsatan Gökçen, devam eden yatırımların durması halinde ihtilafların doğabileceğini kaydetti. Gökçen ayrıca emekli çalışanların da kısa çalışma ödeneğine dahil edilmesinde fayda olacağına inandığını sözlerine ekledi.

    “Gıda sektöründe hammadde tedariğinde sıkıntı yaşanıyor”

    Korona virüs krizinde gıda sektöründe tedariğin ne kadar önemli olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını söyleyen Matlı Holding Genel Müdürü Önder Matlı, sektörde yaşanan sıkıntıların diğer sektörlerden farklı olduğunu ifade etti. Matlı, “İlk günden itibaren gece gündüz çalışıyoruz. Şu anda hammadde tedariğindeki sıkıntıları aşmaya çalışıyoruz. Ülkeler tarım ürünlerinde ihracat yasağı yönünde kararlar almaya başladı. Alınan bu kararlar sektördeki endişeleri artırıyor. Türkiye hammadde açısından bu krize ithalata en bağımlı olduğu dönemde yakalandı. Ülkemizde hububat hasadı Mayıs sonu başlayıp Haziran, Temmuz aylarında yaygınlaşıyor. Öte yandan lojistik sıkıntıları da aşmaya çalışıyoruz. Kriz sonrası yeni ekonomik düzen konuşulacaksa gıda konusunda yapısal adımların atılması gerekiyor” dedi.

    Uludağ İçecek Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ömer Kızıl, satış kanallarının yüzde 70’ten fazlasının kapalı durumda olduğunu söyledi. Sadece market kanalının açık olduğunu belirten Kızıl, “Bu süreçte kimseyi işten çıkarmayacağız. Maaşları ödemeye devam edeceğiz.” dedi. Bursa’da salgınla mücadele eden sağlık çalışanlarının da yanında olduklarını söyleyen Kızıl, Bursa Şehir Hastanesi’nde çalışan 4.000 kişi için her hafta su ve C vitaminli maden suyu gönderdiklerini söyledi. Kızıl, korona virüs sonrasında güvenli gıdanın öneminin artacağını da sözlerine ekledi.
    İhtiyaç sahiplerine destek sürdürülmeli

    Gülbebe Tekstil Firması Sahibi Mustafa Gürses, korona virüs krizinde çalışanların işsiz kalmaması için şirketleri yaşatmanın çok önemli olduğunu belirterek, “Bu süreçte sosyal açıdan özellikle yevmiyeli ve kayıt dışı çalışanların da durumunu gözetmemiz gerekiyor. BTSO, Valilik koordinasyonunda tespit edilen yerlere yardım götürmeye çalışıyor. İlerleyen süreçte ihtiyaç sahipleri için yardımlarımızı artırmalıyız” dedi.

    BTSO Yüksek İstişare Toplantısı’na katılan Bursa Vergi Dairesi Başkanı Nuri Karakaş, faaliyet alanı bakımından mücbir sebep kapsamında olmasına rağmen NACE kodu dolayısıyla mücbir sebep hükümlerinden faydalanamayan mükelleflerin mağduriyetlerini en hızlı şekilde çözmek için çalıştıklarını söyledi. Bursa İŞKUR İl Müdürü Feyzullah Eren Türkmen ise kısa çalışma ödeneği başvuruları hakkında bilgi verdi.

    Toplantıya ayrıca BTSO Yüksek İstişare Kurulu Üyeleri Özel Hayat Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özkul, Moral Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Ali Moral, Burkay Grup CEO’su Mehmet Burkay ile BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, BTSO Yönetim Kurulu ve Meclis Başkanlık Divanı Üyeleri de katıldı.

  • Poşetten maske yapan yaşlı adam ilaç almak için dışarı çıktı

    Poşetten maske yapan yaşlı adam ilaç almak için dışarı çıktı

    Salgınla mücadele de en etkin belediyelerin başında gelen Osmangazi Belediyesi zabıta ekipleri, halk sağlığını ve bütçesini tehdit eden işletmeler ve pazar yerlerine yönelik denetimlerinin yanı sıra vatandaşları da yalnız bırakmıyor.

    Bir yandan salgının yayılmaması için 24 saat mesai uygulamasıyla ortak kullanım alanları, pazarlar, sağlık merkezleri, cadde ve mahalleleri ilaçlayan Osmangazi Belediyesi, diğer yandan da sosyal desteklerle ihtiyaç sahibi vatandaşlar, iş yerleri kapanan esnaf ve günlük ücretle çalışanlara destek olmaya çalışıyor. Zabıta Müdürlüğü Ekipleri, salgın sürecinde fırsatçılara izin vermemek için halk sağlığını tehdit eden kaçak imalathaneler, fahiş fiyatla satış yapan işletmeler ve vatandaşın ilk adresi arasında yer alan pazarlar da maske ve eldiven denetimi, vatandaşa maske ve dezenfektan dağıtıyor.

    Ancak belediye ekipleri, özellikle 65 yaş üstü vatandaşlar ve mağdur durumdaki vatandaşları yalnız bırakmamaya çalışıyor. Zabıta ekipleri, Tuna Mahallesi’ndeki denetimleri sırasında sokağa çıkma yasağına takılan ve poşeti maske gibi kullanan 88 yaşındaki Remzi Can’ı fark etti. Remzi Can’ın sağlık ocağına giderek ilaç yazdırmak istediğini öğrenen ekipler, önce kendisine maske verdi, ardından onu sağlık merkezine götürüp işlemlerine yardımcı oldu. Sağlık işlemlerinden sonra 88 yaşındaki Remzi amcanın diğer ihtiyaçlarını karşılayan ekipler, ardından onu evine bıraktı.

  • Cezaevlerinde 3 hükümlü koronavirüsten hayatını kaybetti

    Cezaevlerinde 3 hükümlü koronavirüsten hayatını kaybetti

    Adaket Bakanı Abdülhamit Gül corona virüs salgınına ilişkin infaz kurumlarına dair bilgilendirme yaptı.

    Adalet Bakanı Gül, savcılıklarca Covid-19 ile bağlantılı, son bir ayda 71 ilde bin 97 kişi hakkında soruşturma başlatıldığını bildirdi.

    Bakan Gül;

    “5 açık ceza infaz kurumundaki 17 hükümlüye Covid-19 tanısı konuldu. 3 hükümlü tedavi sırasında hayatını kaybetti. Hastanelerde tedavileri devam eden 14 hükümlüden 13’ünün sağlık durumu iyi, kronik rahatsızlığı bulunan 1 hükümlü yoğun bakımda. Kapalı ceza infaz kurumlarında pozitif vaka görülmemiştir. 14 hakim ve savcı, 32 adliye, 79 cezaevi ve 34 Adli Tıp Kurumu personelinin corona virüs testleri pozitif çıkmıştır.”

  • RTÜK’ten Netflix’e uyarı: “Gözümüz Üzerlerinde”

    RTÜK’ten Netflix’e uyarı: “Gözümüz Üzerlerinde”

    Netflix Türkiye yapımı “Aşk 101” adlı diziyi yakın takibe alan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, “Uyardık, gözümüz üzerlerinde. Kırmızı çizgilerimiz bellidir. Ahlaksızlığa geçit vermemekte kararlıyız” dedi.

    Akit gazetesi geçen günlerde Türkiye’de çekilen Netflix dizisi Love 101hakkında “Net provokasyon” başlıklı bir haber yayımladı. Haberde “Asil Müslüman Türk milletinin mukaddesatına saldıran LGBTİ’li sapkın eşcinseller, şimdi de dijital yayın platformu Netflix aracılığıyla propaganda yapmaya başladı. Netflix Türkiye tarafından çekimleri tamamlanan ‘Love 101’ isimli sapkın dizi 24 Nisan’da gösterime girecek. Ramazan-ı Şerif’in ilk günü yayınlanacak olan dizi, Türk oyunculardan oluşurken, LGBTİ’li bir sapkını canlandıracağı iddia edilen karakterlerden birinin isminin Osman olması dikkat çekiyor” gibi homofobik ifadeler yer aldı.

    Bugün de konu hakkında Akit’e demeç veren RTÜK Başkanı Şahin, şunları söyledi:

    “Uyardık, gözümüz üzerlerinde. Çocuk ve gençlerin fiziksel ve ruhsal gelişimlerine olumsuz etki edebilecek yayın içeriklerine göz yummamız mümkün değildir. Kırmızı çizgilerimiz bellidir. RTÜK yönetimi olarak toplumumuzu rahatsız edecek her türlü yayın içeriğine geçit vermemekte kararlıyız.”

    “İkazları dikkate aldıklarını gördük”

    Şahin, sözlerine şöyle devam etti:

    “İnternet üzerinden isteğe bağlı yayıncılığın düzenleme ve denetleme görevi Üst Kurulumuza verildikten sonra hızlıca yönetmelik çalışmalarını tamamladık ve lisanslama süreçleri ilerliyor. Bu kapsamda yerli ve yabancı seç-izle platformlarıyla zaman zaman bir araya gelerek talep ve beklentilerimizle kırmızı çizgilerimizi kendilerine aktardık.  Uluslararası ve yerli markalarla iletişim noktasında sorun yaşamıyoruz. Denetim mekanizmalarımızı da oluşturduk. İzleme ve Değerlendirme Dairemizin uzmanları diğer yayınları olduğu gibi isteğe bağlı yayıncılık alanını da sıkı bir şekilde takip ediyorlar. Görevimiz gereği gözümüz üzerlerinde. Gerekli hallerde kendilerini önce sözlü uyarıyoruz. Şifahi yaptığımız ikazları dikkate aldıklarını da gördük. Bu alanda başta sosyal medyada olmak üzere kamuoyunda son yapılan tartışmaları titizlikle izliyoruz. Bu noktada ilgili platform yöneticileriyle de gerekli temasları sağladık, uyarılarımızı yaptık. Kendileri sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklamada dizi karakterlerine ilişkin dolaşan iddiaların asılsız olduğunu belirttiler. Aksi bir durumda tavrımız bellidir ve nettir.”

    “Kırmızı çizgilerimiz belli”

    “RTÜK olarak toplumumuzun milli ve manevi değerlerine aykırı olası yayınlara karşı müsamaha göstermeyeceğimizi özellikle vurguladık” diyen RTÜK Başkanı, “Çocuk ve gençlerin fiziksel ve ruhsal gelişimlerine olumsuz etki edebilecek yayın içeriklerine göz yummamız mümkün değildir. Kırmızı çizgilerimiz bellidir, millet iradesiyle ortaya konulan ilgili yasamızdan aldığımız yetkiyle hareket ediyoruz. RTÜK yönetimi olarak toplumumuzu rahatsız edecek her türlü yayın içeriğine geçit vermemekte kararlıyız” ifadelerini kullandı.