Blog

  • Instagram Grup Mesajlarında Etiketleme Özelliği Geliyor

    Bir grup mesajlaşmasında, kişiye bildirim göndermek istiyorsak o kişiyi etiketlememiz gerekiyor. Ancak, gruptaki kişilerin tamamının mesajı görmesini istiyorsak bunun şimdilik bir çözümü yok. Şimdilik diyoruz çünkü Instagram bu sorunu çözmek için çalışmalara başladı.

    Twitter’daki isabetli sızıntıları ile bilinen Jane Manchun Wong, bu kez Instagram grup mesajları için yeni bir özelliği ortaya çıkardı. Bu paylaşıma göre Instagram, grup mesajlarında herkese bildirim atmanın yollarını arıyor.

    Şimdilik şirket cephesinden ortaya çıkan resmi bir bilgi olmasa da sızıntıdaki fotoğraf, ‘Sohbetteki herkese bildirim gönder’ seçeneğini karşımıza çıkardı. İlerleyen zamanda Instagram tüm testleri bitirip bu özelliği devreye alacaktır.

    Bu arada grup sohbetindeki herkese tek bir hareket ile bildirim gönderme seçeneği şimdilik WhatsApp’ta da bulunmuyor.

  • Uzmanlardan Uyarı: D Vitamini Takviyesinin Azı Karar, Çoğu Zarar

    D vitaminin kemik sağlığı haricinde başka hastalıkların tedavisinde kullanımı ile ilgili araştırmalar 2000 yılından itibaren hızla artmaya başladı. Bu noktada Amerikan Tabipler Birliği Dergisi’nde (JAMA) yayınlanan bir araştırmaya göre, potansiyel olarak güvenli olmayan miktarlarda D vitamini alan insan sayısında yüzde 2,8’lik bir artış yaşandığı ortaya konuldu. Ayrıca günlük 1.000 IU veya daha fazla D vitamini alan kişilerin sayısı da yüzde 18 yükseliş gösterdi.

    Son yıllarda kalp hastalığından kansere kadar her türlü hastalığı önlemek umuduyla D vitamini takviyeleri alınmaya başlayanlar için uzmanlardan uyarı geldi. D vitamini ve kalsiyumun kemik sağlığı için gerekli olduğu konusunda hem fikir olan uzmanlar, çok yüksek dozda alınmasının ise daha fazla fayda sağlamadığını dile getirdiler.

    Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Nişantaşı Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Murat Doğan, “D vitamininin güçlü kemikler oluşturmaya yardımcı olduğu tartışılmaz bir gerçek ama ne kadar alınması gerektiği konusu hep tartışmaya açık oldu. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar gösteriyor ki bilinenin tam tersi olarak aslında yüksek doz D vitaminin zararlı bir etkisi olabileceği belirtiliyor” dedi.

    TÜRKİYE’DE DE ARTIŞ VAR

    Türkiye’de de son zamanlarda yüksek ve gereksiz D vitamini kullanımının arttığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Murat Doğan şu uyarılarda bulundu:

    “Çok yüksek dozlarda yani günde 25000 IU D vitamini takviyesi alındığında, kalsiyum bozuklukları, böbrek fonksiyon bozuklukları ve yumuşak doku kalsifikasyonu görülebilir. Bazı kaynaklarda 4000 IU dozun tolere edilebilir üst limit olduğu ifade ediliyor. Bağırsaklarda görülen Crohn hastalığı, ülseratif kolit gibi besinleri düzgün bir şekilde emmesini önleyen rahatsızlıkları olan kişiler ile gastrik bypass ameliyatı geçirenler yüksek dozda D vitamini alımına ihtiyaç duyabilirler. Ancak çoğu insanda yüksek dozlar gereksizdir ve potansiyel olarak zararlıdır. Yeterli olup olmadığından endişe ediyorsanız, günde 1000 IU gibi küçük veya orta miktarda D vitamini almak mantıklıdır.”

    D VİTAMİNİ TAKVİYESİNİ KİMLER ALMALIDIR?

    D vitamini takviyelerine kimlerin ihtiyacı olduğu konusuna da açıklık getiren Dr. Öğr. Üyesi Doğan, “Kış aylarında D vitamini alım dozu yaz aylarına oranla daha yüksek alınmalıdır. Yapılan bir çalışmaya göre okul çocuklarında alınması gereken dozun en fazla 2000 IU’ya kadar olduğu belirtilmiştir. Dışarıda az zaman geçiren, güneş ışınlarından çok az faydalanan insanlar da yeterli dozda takviye almalıdırlar. D vitamini ‘güneş vitamini’ olarak adlandırılır. Vücut, güneşe maruz kaldıktan sonra D vitaminini üretir ve yaşlandıkça bu üretim azalır. 65 yaşın üzerindeki kişiler 20’li yaşlarında olanlara göre dörtte bir daha az D vitamini üretir. Bu durumda da yine bir uzman kontrolünde D vitamini takviyesi alınmalıdır” şeklinde konuştu.

  • Facebook Deepfake Videolarını Kaldıracak

    Facebook‘tan yapılan açıklamaya göre, sitede her gün milyonlarca fotoğraf ve video paylaşılıyor ve bu içeriklerin bazıları, kullanıcıları yanlış yönlendirmek amacıyla oluşturulmuş manipüle edilmiş içeriklerden oluşuyor.

    Manipülasyonlar, Photoshop gibi basit teknolojilerin yanı sıra yapay zeka ve derin öğrenmenin kullanıldığı daha sofistike araçlarla da gerçekleştirilebiliyor.

    Yapay zekanın kullanıldığı manipülasyon içeren ve “deepfake” olarak adlandırılan videolar az sayıda olmasına rağmen bu videoların artış ihtimali toplum açısından endişe oluşturuyor.

    Açıklamada görüşlerine yer verilen Facebook Küresel Politika Yönetimi Başkan Yardımcısı Monika Bickert, manipülasyon içeren paylaşımlara yönelik çalışmalarda iş birliğinin önem taşıdığını vurgulayarak, “Bu konudaki politikamızı geliştirme ve manipüle edilmiş içerikleri tespit etme amacıyla 50’den fazla küresel uzmanla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Bu iş birlikleri sonucunda manipüle edilmiş videolara yönelik politikamızı güçlendirerek, belli kriterlere sahip videoları platformumuzdan kaldıracağız.” ifadelerini kullandı.

    2020 ABD başkanlık seçimleri öncesi gelen düzenleme

    Yanlış yönlendirme amacıyla düzenlenmiş veya yapay zeka, makine öğrenmesi gibi teknolojilerle birleştirme, kopyalama yaparak gerçek gibi gösterilmeye çalışılan videoların yeni politika kapsamında siteden kaldırılacağını aktaran Bickert, şunları kaydetti:

    Manipüle edilmiş içeriklere yönelik yeni politikamız, parodi, mizah amacıyla düzenlenmiş videoları etkilemeyecek. Seçmene baskı yapma, nefret söylemi gibi standartlarımızı ihlal eden içerikler, deepfake olsun ya da olmasın Facebook’tan kaldırılacak. Kriterlerimize uygun olmayan videoların tespit edilmesi aşamasında 40’dan fazla dilde 50’nin üzerinde üçüncü parti ‘bilgi doğrulayıcı’ partneriyle çalışmalarımızı yürütüyoruz. Eğer bir video ya da fotoğraf partnerlerimiz tarafından ‘yalan’ olarak işaretlenirse biz bu içeriğin yayılmasının önüne geçmek amacıyla kullanıcılarımızı uyarıyoruz.

    Yalan içeriklerin önlenmesine yönelik geçen yıl eylül ayında ‘Deep Fake Detection Challenge’ projesini duyurduk. Microsoft, MIT gibi kurumların destek sağladığı bu girişim, deepfake tespitiyle ilgili araştırmaları artırma ve açık kaynak araçları oluşturma amacı taşıyor. Bunun yanı sıra haber organizasyonlarıyla iş birliğine giderek medyada yer alan video ve görüntülerdeki deepfake ve manipülatif içeriklerin belirlenmesine yönelik medya çalışanlarını bilgilendiren online eğitim kursları düzenliyoruz.”

    Bickert, manipüle edilmiş içeriklerin yanı sıra sahte hesaplara yönelik çalışmaların da devam ettiğini belirterek, iş birlikleri ve yeni politikalarla gerçek etki yaratan çözüm arayışlarına devam edeceklerini bildirdi.

    Uzmanlar, seçim dönemlerinde yoğun olarak kullanılan deepfake videoları gibi manipüle edilmiş içerikleri kapsayan düzenlemenin, 2020’deki ABD başkanlık seçimlerine yönelik yapıldığını savunuyor.

  • Mercedes, Yüzde 100 Otonom Konsept Otomobilini Tanıttı

    Nevada eyaletinde gerçekleşen fuar ziyaretçiler için teknolojideki baş döndürücü yeniliklerin ilk adresi oldu.

    Mercedes, bilim kurgu filmlerinden esinlenen bu otomobili pazarlamayı düşünmüyor. Buradaki amaç daha çok şirketin teknolojik başarısını göstermek ve gelecek yıllarda çıkması beklenen araba modellerine yön vermek.

    Direksiyonu ve vites kolu bulunmayan Vision AVTR, mühendisler tarafından kullanıcısına bağlanan ve çevresindeki dünyayı hissetmesini sağlayan bir “canlı organizma” gibi düşünüldü.

    Kullanıcıların nabzına bağlanan bu araba insan, makine ve doğa arasındaki bağlantıyı güçlendirmeyi hedefliyor.

    Alman otomobil üreticisinin bir diğer hedefi de geri dönüştürülebilir malzemelerden yapılmış organik batarya teknolojisini geliştirmek.

    Vision AVTR konseptinin 110 kW saat gücüyle nikel veya kobalt gibi minerallerden arınmış bataryası grafen bazlı organik hücre kimyası kullanıyor.

    Vision AVTR’nin ayrıca 700 kilometreye kadar tahmini sürüş menzili olduğu belirtildi.

     

  • Eşek Sütü Sabunu Faydaları Nelerdir? Nasıl Kullanılmalıdır?

    Eşek sütü, bileşenleri bakımından anne sütüne en yakın süttür. Son zamanlarda eşek sütünü tercih edenler oldukça fazla. İçinde bol miktarda A, B, C ve E vitamini; büyük ölçüde kalsiyum, magnezyum, çinko, fosfor, sodyum ve magnezyum taşımaktadır. Dolayısıyla eşek sütü sabunu oldukça faydalıdır.

    Eşek Sütü Kullanan Bir Kraliçe

    Eşek sütü eski çağlardan beri güzellik ve sağlık kaygıları için kullanılıyor. İyileştirme etkisi ve tedavi edici gücü olduğu söylendiğinden ilaç yerine kullanıldığını biliyoruz. Mısır Kraliçesi Kleopatra ise güzelliğini eşek sütüne borçluymuş.
    Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın genç kalmak için süt banyosu yaptığını herkes bilir, ama o sütün eşek sütü olduğu nedense pek söylenmez. Üstelik Kraliçe Kleopatra’nın bir banyosu için 700 eşeğin sütü gerekmiştir. Evet, eşek sütü şifa niyetine içilmesi ya da vücuda sürülmesi yanında yüzyıllardır sabun olarak da kullanılır ve faydaları saymakla bitmez.

    Eşek sütü sabunu faydası ile yüzyıllardır bilindiği için tarih boyunca insanlar daha güzel bir cilde kavuşmak için bu sabuna başvurur. Eşek sütü sabunu sivilce başta olmak üzere pek çok cilt problemine deva olabilir.

    İsterseniz eşek sütü sabunu faydası ve olumlu özellikleriyle nelere iyi geliyor, birlikte birlikte göz atalım.

    Eşek Sütü Sabununun Cilde Faydaları

    Zengin vitamin içeriği ile eşek sütü faydaları saymakla bitmiyor cinsten. Ama ben yine de faydalarını saymayı deneyeyim.

    Cilt lekeleri ve cilt kararmalarına iyi geliyor.

    Sivilce, akne ve siyah noktalardan kurtarıyor.

    Kırışıklıkları gideriyor, cildi gençleştiriyor. Sedef ve egzamaya karşı eşek sütü sabunu oldukça etkili.

    Gençleştirici etkisiyle cilde büyük faydalar sağlar, yaşlanma etkilerini geciktirir. Daha genç bir görünüm sağlayan eşek sütü sabunu, kırışıkları giderici ve cildi yenileyici özellikleriyle öne çıkar.

    Nem oranını dengeler ve cildin daha sıkı, daha dolgun bir görünüme kavuşmasını sağlar. Soğuk aylarda yıpranan ve kuruyan ciltler üzerinde olumlu etki gösterir.

    Cilt lekeleri ve cilt kararmaları üzerinde etkilidir, lekelerin kolayca geçmesine yardımcı olur. Özellikle yaşlılıkta görülen lekeleri hücre yenileme özelliği sayesinde geçirebilir.

    Yıpranma, tahriş ve kızarıklıklara karşı cildi korurken, ölü hücreleri uzaklaştırır ve derinlemesine bir temizlik sağlar. Ciltte görülen alerjik reaksiyonlara bağlı kızarıklıkların daha kolay geçmesini sağlar, kaşınma hissini ciddi oranda azaltır.

    Eşek sütü sabunu sivilce, siyah noktalar ve aknelere karşı etkili bir koruma kalkanı oluşturur.

    Zengin vitamin ve mineral içeriği cilt sağlığını korur, sorunlu hücrelerin yenilenmesine katkıda bulunur. Daha sağlıklı ve daha parlak bir cilt için düzenli kullanımı tavsiye edilir.

    Sedef hastalığı tedavisinde yardımcı bir etken olarak kullanılır. Egzama başta olmak üzere benzer pek çok deri sorununu daha hızlı tedavi olmasını sağlar.

    Saçlar üzerinde etkilidir, kepek oluşumunu önler, saçların kendini yenilemesine ve onarmasına yardımcı olur.

    Eşek Sütü Sabunu Ne İşe Yarar, Nasıl Kullanılır?

    Cilt sorunlarına karşı etkili ve işlevli bir ürün olan sabunun kullanımı oldukça kolay bir ürün olarak öne çıkar. Kullanım amacına ve yerine bağlı olarak kullanım biçimi değişebilen eşek sütü sabunu genel olarak günde 3 kez kullanılır:

    Sivilce ve yüzdeki diğer sorunlarına karşı kullanıldığında sabah, öğle ve akşam saatlerinde köpürterek cilde maske gibi sürülmesi gerekir.

    En az 5 dakika bekledikten sonra cilt yıkanır ve su ile durulanır.

    Zararları bakımından bilinen herhangi bir sorun yoktur. Yan etkisi olmayan doğal bir sabun olan eşek sütü sabunu vücudun tüm bölgelerinde gönül rahatlığı ile kullanılabilir. Eşek sütü sabununu bilinen bir zararı olmamasına karşın, bazı maddeler yoğun olarak bulunduğundan nadiren de olsa alerjik sorunlar görülebileceğinden herhangi bir duyarlılık durumunda kullanımın kesilmesi ve doktora danışılması önerilir.

    Sabunu sabah, öğlen ve akşam olmak üzere günde 3 kez düzenli olarak kullanmalısınız.

    Bildiğimiz sabun kullanır gibi cildinizi ıslatıp sabun ile köpürttükten sonra bir 5 dakika beklemeniz öneriliyor. Sonrasında fazla ovuşturmadan bol su ile durulayın. Kullananlar ciltlerinde ferah bir his yayıldığını belirtiyor.

  • Tunahan ‘Usta’ Türkoğlu, ‘Clash Royale’ Şampiyonu Oldu

    Mobil oyun arenası Redbull M.E.O. Clash Royale oyununun Türkiye şampiyonu Tunahan ‘Usta’ Türkoğlu oldu.

    Mobil oyun arenası Redbull M.E.O. Clash Royale oyununun Türkiye birincisi belli oldu. 4 eleme sonucunda 32 oyuncu, Türkiye’yi Redbull M.E.O. Dünya Finali’nde temsil etmek için yarıştı. 28 Aralık günü çevrimiçi olarak yapılan Red Bull M.E.O. Türkiye Finali’ni kazanan isim ise Tunahan “Usta” Türkoğlu oldu.

    Ev ortamında mobil oyun oynayan oyuncuları, uluslararası oyun turnuvalarına terfi ettiren Redbull M.E.O. Clash Royale oyununda dünyanın en iyi oyuncusunu bulmaya hazırlanıyor. 14-15 ve 21-22 Aralık tarihlerinde 4 çevrimiçi eleme olarak düzenlenen Türkiye elemelerinde finale katılmaya hak kazanan 32 oyuncu, 28 Aralık tarihindeki büyük finalde kıyasıya mücadele etti. Bu mücadelenin galibi ise Tunahan ‘Usta’ Türkoğlu oldu. Tunahan ‘Usta’ Türkoğlu 2020 yılının Nisan ayında İspanya’nın Madrid şehrinde düzenlenecek ve 37 ülkenin katılacağı Red Bull M.E.O. Dünya Finali’nde Türkiye’yi temsil edecek.

  • Glutatyon Nedir? Vücutta Üretimi Nasıl Arttırılır? Azalırsa Neler Olur?

    Sağlıklı kalmak ve hastalıklardan korunmak için vücudun ürettiği en güçlü antioksidan, glutatyon. Glutatyonun, vücudun çöpçüsü olduğunu belirten Fizyoterapi Uzmanı Dr. Buğra Buyrukçu, “Vücutta azalmaya başladığında kalp damardan kansere pek çok ölümcül hastalığa neden olabilir” dedi.

    Glutatyonun Vücut İçin Önemi Nedir?

    Glutatyon, bitkiler, hayvanlar, mantarlar ve bazı bakteri ve archaea‘da bir antioksidandır. Glutatyon, serbest radikaller, peroksit, lipit peroksit ve ağır metaller gibi reaktif oksijen türlerinin neden olduğu önemli hücresel bileşenlere zarar gelmesini önleme yeteneğine sahiptir.

    Tam bir doğal mucize olan bu glutatyonun vücudun, hücrelerin, bilhassa karaciğerin temizliğinden sorumlu olduğunu söyleyen Dr. Buyrukçu, “Bir anlamda vücudun ve hücrelerin kendini temizleyebilme yeri. Yani vücudun çöpçüsü. Tam bir koruma kalkanı. Bağışıklık sistemini güçlendirirken bedende biriken ağır metallerin, toksinlerin vücuttan atılmasını sağlıyor, paslanma ve iltihaplanmanın önüne geçiyor. Normal koşullarda vücudun ürettiği doğal bir antioksidan. Ancak zamanla rezervi yetmemeye başlıyor” diye konuştu.

    Glutatyon hangi besinlerde bulunur?

    Yaş, beslenme, sigara ve alkol gibi nedenlere bağlı olarak vücutta azalmaya başlayan glutatyonun mutlaka takviye edilmesi gerektiğini kaydeden Dr. Buğra Buyrukçu, “Aksi halde kendini temizleyemeyen vücut yaşlanmaya, organlar fonksiyonlarını yerine getirememeye ve kalp damar hastalıkları, demans, kanser gibi birçok ciddi sorunlar oluşturabilecek hastalıklar ortaya çıkmaya veya belirmeye başlıyor.

    Vücutta azalan glutatyonun takviyesi için elbette beslenme önemli ancak yeterli olmayabiliyor. Yine de glutatyon üretimini tetiklemek için soğan, sarımsak ve lahana tüketmek gerekiyor.

    Glutatyon içeriği en yüksek besinler arasında yer alan ıspanak, bamya, karnabaharı sofradan eksik etmemek veya B12 takviyesi çok işe yarıyor” açıklamasında bulundu.

    “Glutatyon artışı için en etkili yöntemin ise damar yoluyla ilaç alınması olduğunu bildiren Dr. Buyrukçu, şöyle devam etti: “Ağız yoluyla takviye çok büyük oranda işe yaramıyor. Damar yolu takviyesinde ise maalesef ülkemizde zaman zaman bilinçsizce hareket ediliyor. Eczacılar Odaları vasıtasıyla getirtilen ilaçları yerine kaçak olarak getirilen ve merdiven altı olarak tabir edilen yerlerde kaynağı belli olmayan ilaçlar kullanılıyor.” Dr. Buyrukçu ayrıca bu ilaçlara karşı da vatandaşları uyardı.

  • Burun Kuruluğuna Ne İyi Gelir?

    Burun içi kuruduğundarahatsız edici ve bazen ağrılı olabilir. Kuru bir burun için, buhar inhalasyonu, nemlendirici ve burun spreyleri veya burun yıkamaları kullanılabilir. Kuru bir burun genellikle zararsızdır. Bununla birlikte tedavi edilmezsekaşıntıyanmakabuklanmaburun kanamasıtıkanıklık gibi rahatsız edici semptomlara neden olabilir. Buna engel olabilmek için evinizde yapabileceğiniz pratik çözümler mevcut” diyen Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr.Öğr. Üyesi Denizhan Dizdar, burun kuruluğunu engelleyebilmek için 4 pratik yöntem önerdi:

    1-ODANIZI NEMLENDİRİN

    Nemlendiricilerburun tıkanıklığını hafifletmeye yardımcı olabilir. Nemli ortam, burun tıkanıklığını hafifleten ve sinüslerin düzgün bir şekilde drenajını sağlayan nazal geçişi nemli tutmaya yardımcı olur. Nemlendiriciler, evlerde ve ofislerde klima ve merkezi ısıtma nedeniyle kaybedilen nemin yerini alabilir. İdeal olarak bir kişi her ikisi de sağlığa zararlı olabilecek küf ve bakteri üremesini önlemek için nemlendiricilerini her gün temizlemelidir. İdeal nem oda sıcaklığına bağlı olarak yüzde 30-50 arasında değişmektedir. Daha yüksek nem seviyelerinin, belirtileri daha da kötüleştirebilecek toz akarlarının ve diğer alerjenlerin büyümesini destekleyebileceğini belirtmek önemlidir. Bağıl nemi ölçen bir cihaz olan bir higrometre, bir kişinin nemlendiricinin ne zaman ve ne zaman kullanılacağına karar vermesine yardımcı olabilir.

    2-BUHAR SOLUYUN

    Nemlendiriciye erişimi olmayan insanlar, buharı; sıcak su torbası, sıcak duş, banyo veya saunadan sağlayabilirler. Bununla birlikte buhar inhalasyonunun yararları geçicidir. Cildi yakmaktan kaçınmak için suyun kaynamadığından veya aşırı sıcak olmadığından emin olunmalı.

    3-BOL SU İÇİN

    Çok az su içmek, nazal pasajlar dahil olmak üzere vücudun dokularını kurutabilir. Burnun nemli kalması için en iyi yol, günde en az 2 litre su içmektir.

    4-TUZLU BURUN SPREYLERİ İLE BURNUNUZU YIKAYIN

    Tuzlu burun spreyi, kuru bir burun için yardımcı olabilir. Tuzlu burun spreyleri burun pasajlarını nemlendirir. Bu, mukus akışını iyileştirmeye yardımcı olur ve iltihaba neden olmadan önce toz, kir ve polen gibi tahriş edici maddeleri temizler.

    Tuzlu burun spreyleri eczanelerden alınabilir. Her zaman bu ürünlerin ambalajını dikkatle okuyun ve talimatları takip ettiğinizden emin olun.

  • Kendi Yüzünüzü Emoji Yapma Uygulaması

    Kullanıcılarteknolojinin her geçen gün gelişmesi ile günde ortalama 540 dakikayı sanal dünyada dijital iletişim ile geçirirken, dünya genelinde her gün 80 milyar, ayda 560 milyar mesaj gönderiliyor. Çocuklarda bile günlük emoji kullanma oranı yüzde 36 olarak belirlendi. İletişimin dijitalleştiği günümüzde teknoloji girişimcisi Emir Bahadır’ın üç sene önce oluşturduğu Bmoji, bireylerin dijital iletişimi kişiselleştirmelerini ve kendi tarzlarını yapmalarını sağlayan yepyeni bir iletişim dili sunuyor. Amerika pazarının ardından Avrupa ve Türkiye’de de hızla büyüyen Bmoji kullanıcılarına sunduğu el çizimi emojilerle dijital ortamda da kendileri olma fırsatı veriyor.

    Bireylerin dijital iletişimi kişiselleştirmelerini ve kendi tarzlarını oluşturmalarını sağlayan yepyeni bir iletişim dili olan Bmoji, kişiye özel çalışılmış bir çizimle başlıyor. Sanat ve teknolojiyi bir araya getirerek, hepsi el yapımı olan eğlenceli, cool ve kişisel Bmojiler tasarlanıyor. Tasarım ve üretim süreci sonunda kullanıcılar, mobil uygulama üzerinden kendi kişisel Bmojilerini indirerek, 80’in üzerinde farklı yüz ifadesi ile dijital iletişimlerini daha renkli, kişisel, eğlenceli ve samimi hale getiriyor.

    Alanında rakibi olmayan Bmoji’yi özel kılan unsur, güçlü bir tasarım ekibini akıllı teknoloji ile birleştirerek, eksikliği hissedilen kişisel dokunuşları dijital iletişimde kullanımına sunması. Kullanıcılar kendilerine birebir benzeyen Bmoji’lerle kişisel ifadelerini dijital iletişime taşıyabiliyor.

    Bahadır: “Dijital ortamda daha samimi bir iletişim sağlıyoruz”

    Bmoji kullanıcılarının kendi kişisel özelliklerini dijital platfomlara yansıtabildiğini ve mesajlaşmalarını daha samimi hale getirdiğini belirten App’in kurucusu Emir Bahadır, “Bmoji, algoritmalarını 2 senelik bir süre zarfından geliştirdik. 80’in üzerinde yüz ifadesini kişiselleştirebiliyoruz. Bmoji iletişimi kişiselleştirmekten öte, daha samimi bir çizgiye çekerek sağlıklı ve doğru bir iletişim kurulmasına da yardımcı oluyor” dedi.

    ‘Markalar için görselliğin gücünü kullanabilecekleri bir alan’

    Bmoji’nin bireyler için olduğu kadar markalar için de önemli bir iletişim aracı olduğuna dikkat çeken Bahadır, “Günümüzde markalar reklam ve tanıtım bütçelerinin giderek artan bir kısmını dijital iletişime ayırıyorlar. Bu anlamda markaların da aslında görselliğin gücüne ihtiyaçları olduğunu düşünüyoruz. Tüm dijital içeriğin büyük bir açlıkla tüketildiği, önümüze güncellemelerin son hızla düştüğü bir dünyada ve ekranı kaydırırken kaçırdığımız birçok detay arasında, bir markanın mesajını ya da imajını öne çıkarması gerçekten çok zor. Bu anlamda farklı bir iletişim dili kullanmak, markaya özel Bmoji’lerle kişisel iletişimde bir duygu ya da hareket durumunu öne çıkarmak, diğer bir deyişle aslında markaları da bir nevi kişiselleştirmek; çok farklı bir müşteri iletişim yöntemi fırsatı sunuyor” diye konuştu.
    SMS, iMessage, Whatsapp, Instagram, Facebook gibi sosyal medya kanallarında kullanım imkanı sağlayan Bmoji çok yakında Wechat, Telegram gibi yeni iletişim platformlarında da kullanılabilecek.

  • Chia Tohumu Faydaları Neler? Nasıl Kullanılmalı? Nasıl Tüketilir?

    Chia tohumu, yüzyıllar boyunca Maya ve Aztek diyetlerinin temel yiyeceklerinden biri olmuştu. Chia, Maya dilinde “güç” anlamına gelirdi ve bu bitkinin tohumları “koşucuların yemekleri” olarak bilinirdi çünkü koşucular ve savaşçılar uzun mesafeler alırken veya savaş sırasında “yakıt” olarak bu tohumları tüketirlerdi. Bugün tohumlar, sağlıklı bir bedene sahip olmak için gösterdiği yararlar nedeniyle herkesin ilgisini çekiyor. Zengin bir gıda maddesi olarak dikkat çeken Chia tohumları antioksidan nitelikleriyle de öne çıkarak yeniden günlük beslenmeye dahil oluyor.

    Chia tohumu nasıl kullanılır?

    Aztek uygarlıklarından günümüze uzanan bir geçmişi olan Chia tohumu ile ilgili olarak en çok merak edilen konulardan birisi Chia tohumu nasıl kullanılır sorusu. Son yıllarda popüler bir ürün hale gelse de uzun yıllardan beri tüketilen bir bitki tohumu türüdür.

    Siyah küçük noktacıklar halinde bir görünüme sahip olan Chia tohumu, puding şeklinde sıklıkla tüketiliyor. Ara öğünlerde tatlı tüketmek yerine Chia pudingi tüketebilir, tatlı ihtiyacınızı bu şekilde giderebilirsiniz.

    Chia tohumu nasıl kullanılır için verilecek diğer bir yanıt ise sıvı içinde bekleterek kullanım olacaktır. Tohumu süt, yoğurt ya da suyun içinde bekleterek sağlıklı ve lezzetli bir biçimde tüketebilirsiniz.
    Diğer bir yöntem olarak ise tohumu çiğ olarak tüketmeyi deneyebilirsiniz.

    Salata ve tatlılarınızın üzerine serperek kullanabileceğiniz bu tohumun çiğ tüketilmesinin hiçbir zararı bulunmuyor.

    Chia tohumu kullanımı için diğer bir öneri de toz haline getirerek kullanmak. Toz haline getirilmiş tohumları çay olarak tüketebilir, et yemeklerine katabilir ya da ekmek hamurunun içine katabilirsiniz.

    Chia Tohumu Nasıl Tüketilir?

    Bir fincan sıvı (badem sütü, meyve suyu veya inek sütü popüler seçimlerdir) bir çeyrek fincan tohum ile karıştırıp tüketilebilir. Chia tohumu tüketmenin en popüler yollarından biri olan chia tohumlu puding kolayca yapılabilen bir tatlıdır.

    Tohumlar jelleştikten sonra ve karışım artık sulu olmadığında, “puding” yenmeye hazır kıvama gelmiştir. Bu chia pudingi birkaç gün boyunca buzdolabında saklanabilmesine rağmen, 15 dakika gibi az bir sürede hazırlanabilmektedir. Chia’nın kendi başına baskın bir tadı olmadığı için, baharat, doğranmış meyve, fındık ve isteğe bağlı farklı diğer soslarla tüketilebilmektedir

    Chia tohumunun faydaları

    -100 gramında 17 gram protein bulunan Chia tohumu ideal bir protein kaynağı.
    -Cildi daha genç ve parlak gösteren Chia tohumunun etkili olabilmesi için düzenli bir şekilde kullanılması gerekiyor.
    -Chia tohumunun faydaları arasında tok tutucu özelliği de yer alıyor. Bu sayede kilo alımını dengelemek mümkün.
    -Tam bir lif deposu olan tohumun 100 gramı içinde yaklaşık olarak 11 gram lif bulunuyor.
    -Lif bakımından zengin olan Chia tohumu bağırsak sistemini düzenliyor. Kronik kabızlık, hazımsızlık,gaz gibi sağlık problemlerini varsa düzenli olarak Chia tohumu tüketmelisiniz.
    -Omega 3 yönünden de zengin olan bu tohumu bu özelliği ile kanser hücrelerini önlüyor ve beyni koruyor.
    -Chia tohumunun faydaları arasında gün boyu enerji vermesi ve kişiyi dinç tutması da yer alıyor.
    -Kan şekerini dengeleyen Chia tohumu diyabet hastalığını önlüyor.
    -Kalsiyum ve A vitamini yönünden de zengin olan tohumu, diş sağlığını korumasının yanı sıra kas gelişimine de yardımcı oluyor.
    -Hamile kadınlar için ideal bir besin türü olan Chia tohumu bebeğin sağlıklı gelişiminde oldukça büyük bir etkiye sahip olabilir.

    Yeni araştırmalar, chia tohumlarının faydalarının sandığımızdan daha fazla olduğunu gösteriyor. Örneğin; tohumlar, cildin daha sağlıklı olmasına yardımcı olurken yaşlanmanın belirtilerini de azaltabiliyor. Bunun yanı sıra kalp ve sindirim sistemini destekler, daha güçlü kemik ve kasların inşa edilmesine yardımcı olur. Çok daha fazlasını da sağlayabilen tohumlar, diyabet tedavisinde bile kullanılabiliyor.

    Tohumlar, yoğun lif içeren ve sağlıklı yağlara sahip olan yapısı nedeniyle vücudun insülin düzeylerini dengelemesine yardımcı olurken bağırsak hareketlerinin de düzenli hale gelmesini sağlıyor. Ek olarak bağırsaklardaki prebiyotiklerin büyümesine de katkıda bulunurken verdiği tokluk-dolgunluk hissi ile daha zor acıkmaya neden olur.

    Chia, enerjinizin ve metabolizma hızınızın artmasına yardımcı olur. Yayınlanan bir araştırma, tohumları tükettikten sonra 90 dakikalık bir spor etkinliğinde performansın enerji içecekleri tüketildiğindeki kadar yükseltebildiğini gösteriyor. Ayrıca çalışmalar, diyetinize chia tohumlarının eklenmesinin ardından, vücudun metabolizmasını etkileyen ve obezitenin bir bileşeni olan “karın yağı” dokusunu da azalttığını gösteriyor.

    İçerdiği kalsiyum sayesinde kemiklerin daha güçlü hale gelmesine yardımcı olan chia, sahip olduğu bor miktarı ile kemiklerin ve kasların sağlıklı büyümesini sağlar. Bitki temelli protein kaynakları arasında öne çıkan tohumlar, kas gelişimi ve oluşumda önemli bir besin kaynağı olarak da fayda sağlar.