Blog

  • Milli Piyango’dan Sosyal Medya Çekilişleri İçin Uyarı

    Yönetmelik uyarınca, yarışma ve çekiliş düzenlemek için İdareye başvurulması gerektiğini anımsatan Uçar, son günlerde İdareden izin alınmadan sosyal paylaşım siteleri üzerinden yarışma ve çekiliş adı altında çeşitli uygulamalar yapıldığını ve sonucunda ise ayni ve nakdi ödül taahhüt edildiğini söyledi.

    İdareye bu çekilişlerle ilgili çok sayıda şikâyet geldiğine dikkat çeken Uçar, “İdare tarafından izin verildiğini gösteren tarih, sayı bulunmayan ve izin alınmadan yürütülen bu uygulamalara, herhangi bir mağduriyet yaşanmaması adına rağbet gösterilmemesi gerekiyor” diye konuştu.

    Uçar, bu tür çekilişlerin gerekli işlemlerin yapılabilmesi için İdareye bildirilmesi gerektiğini aktararak, şöyle devam etti: “Sosyal medya yeni bir mecra, burada yapılan çekilişlerde de yoğun artış yaşanıyor. İdare olarak biz de mevzuatımızı güncel teknolojik gelişmelere uyarlamak için çalışmalarımızı yürütüyoruz. İdare olarak bu konuda gereken yetkimiz var. Sosyal medyada yapılan çekilişler de bizim yönetmeliğimize tabi. Yani çekiliş yapmak isteyen sosyal medya fenomenleri, bize başvurarak bu yönetmelik kapsamında İdarenin değerlendirmesini almak zorundadır.”

    Vatandaşların, çekilişte kazandığı hediyenin gelmemesi gibi mağduriyetler yaşadığına işaret eden Uçar, sosyal medya ismiyle kişinin gerçek ismi arasında farklılık olduğu için hediye sahibini tespitte sorunlar yaşandığını söyledi. Uçar, İdareye, çekiliş yapmadan önce mevzuata uygun olarak izin almak isteyen fenomenlerden de başvurular geldiğini de kaydetti.

    “Çekilişle sucuk dağıtan bile var”

    Bir zamanlar müşteri çekmek için mağaza ve AVM girişlerine asılan çekiliş ilanları şimdilerde milyonlarca kişinin gün içerisinde dolaştığı sosyal medya mecralarına da taşındı. Şahsi hesaplarındaki takipçi sayısını arttırmak için her gün yüzlerce kişi çekilişle hediye vermeyi taahhüt ediyor. Bir kullanıcı yeni telefon aldığı için eski telefonunu çekilişle vereceğini belirtirken, bir başka kullanıcı ise oynamaktan sıkıldığı oyun konsolunu, bir başkası ise kokusunun kendisine göre olmadığını belirttiği parfümünü çekilişle vereceğine ilişkin paylaşımda bulunuyor. Çekilişler sadece ürünle de sınırlı olmuyor. Sucuk, pastırma gibi gıda ürünlerinin yanı sıra fal, diyet ve finansal danışmanlık gibi hizmetler de çekiliş konuları arasında yer alıyor.

  • Google Servisleri Neden Çöktü? Bakan Yardımcısından Açıklama Geldi

    Bugün sabah saatlerinde Google sunucularında yaşanan bir problem nedeniyle Türkiye genelinde ve Doğu Avrupa’da pek çok siteye erişim sorunu yaşanıyor.

    Google servislerinde yaşanan problem sadece Google’ın sitelerini değil Google servislerini kullanan pek çok sitenin açılmamasına neden oldu. Hatta Google’ın DNS’ini kullanan kullanıcılar, hiçbir siteye erişim gerçekleştiremiyor.

    Konuyla ilgili henüz Google’dan herhangi bir açıklama gelmedi. Eğer erişim sorunuz devam ediyor ancak bu haberi okuyabiliyorsanız sorununuzu gidermek için Google DNS’i kaldırmanızı tavsiye ediyoruz. Eğer DNS ayarınız 8.8.8.8 ve 8.8.4.4 ise Google DNS kullanıyorsunuz.

    Bakan Yardımcısı Sayan’dan açıklama geldi

    Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı, Eski BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, twitter hesabı üzerinden açıklamada bulundu. Açıklama şöyle;

    “Google servislerinde global sorunlar (Yunanistan, Romanya, Bulgaristan gibi) olup, ülkemizde de hissedilmektedir. Türkiye’deki operatörlerimizden kaynaklı bir arıza bulunmamaktadır. USOM ekiplerimiz süreci yakından takip etmektedir. Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalıdır.”

  • 13 Yaşındaki Azeri Çocuğun Böbrek Nakli Uludağ Üniversitesi’nde Başarıyla Gerçekleşti

    Çocukluktan itibaren geçirdiği idrar yolu enfeksiyonlarından dolayı iki böbreğini de kaybeden Aygül Ahmetova, (13) ülkesi Azerbaycan’da 4 yıldır diyalize giriyordu. Anne Zarife Ahmetova, ülkesinde gezdirmediği hastane kalmadı ama kalbinde de problemi olan 13 yaşındaki kıza annesinin böbreğini nakil edemediler.

    Son Çare Olarak Olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne Başvurdular

    Son çare olarak Türkiye’nin Türk Cumhuriyetlerdeki hastalara yılda 400 ücretsiz nakil yaptığını öğrenen aile Sağlık Bakanlığı’na başvurdu.
    Türkiye’den kabul gören davet üzerine önce İstanbul’a giden aile bir kaç hastane gezdikten sonra kalp problemi olduğu için “nakil yapamayız” cevabı aldı. Daha sonra Bursa’ya gelen burada da bir kaç hastane gezdikten sonra Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yatış yaptı. Burada yapılan tedavinin ardından kalp hastalığı düzelen 13 yaşındaki hastaya Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji ve Çocuk Romatoloji Birim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Dönmez, tarafından anneden alınan böbrek başarılı şekilde nakil edildi. Şimdi sağlığına kavuşan Azeri hasta gidemediği okuluna gitmek istiyor.


    Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji ve Çocuk Romatoloji Birim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Dönmez,”Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji ve Romatoloji Bilim Dalında Azerbaycan’dan gelen bir hastamıza böbrek naklini gerçekleştirdik. Bizim merkezimiz Güney Marmara’da çocuklarda böbrek nakli yapan önemli merkezler arasında bulunmaktadır. Kadavra böbrek nakillerinde özellikle birinci sırada yer almaktadır. Azerbaycan’dan gelen hastamız Bursayı tercih etmiş ancak bir kaç hastaneye gittiğinde böbrek naklinin yapılamayacağı söylenmiş, hasta bizim hastanemizi tercih ettiğinde kalp problemleri vardı. Hastaya yoğun bir tedavi uyguladıktan sonra kalbinde toparlama ve düzelme oldu. Bundan sonra hastaya hastaya annesinden aldığımız böbreği nakil ettik. Hastamız 13 yaşındaydı detaylı inceleme yaptığımızda böbrek rahatsızlığına sebep olan nedeni bulduk. Buna çocukluğundan itibaren tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarının gelişmiş olduğunu gördük. Çocukluktan yetişkinliğe taşınan tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları böbrek yetmezliğine sebebiyet vermektedir. Halen ülkemizde çocuklarda böbrek yetmezliğine tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları sebep olmaktadır. Önlenebilir bir hastalık olan idrar yolu enfeksiyonlarının önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Azerbaycan’dan gelen hastamızın vücudu nakil ettiğimiz böbreği kabul etti. Haftada 4 gün 4 saat diyalize giren hastamız 2 haftadır diyalize girmemektedir. Sağlık Bakanlığı, her yıl Türkiye Cumhuriyetlerden gelen 400 hastaya ücretsiz olarak böbrek nakli yapılmaktadır. Bu hastamız da 400 hastanın içerisindedir. Hastamız Bursa’da bir çok hastane gezdikten sonra bizim hastanemizi tercih etmiştir” dedi.

    Haftada 4 Gün Diyalize Giriyordum

    Azerbaycan’da 3 yıl tedavi gördükten sonra nakil için Türkiye’ye gelen Aygül Ahmetova, “Hayatım 3 yıldır çok zor geçiyordu. Haftada 4 gün diyalize giriyordum. İyileşeceğim konusunda hiç umudum yoktu. “İyileşemiyorum” diye çok sinirleniyordum. Okula gidemiyordum. Osman hocam başarılı şekilde naklimi yaptı, artık iyileştim bundan sonra okula gitmek istiyorum, herkese çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

    Kızına böbreğini veren Zarife Ahmetova, “Biz Azerbaycan’dan geldik. kızım 3 yıldır diyaliz hastası kendi ülkemizde tüm hastanelere götürdüm. Duydum ki Türkiye Cumhuriyeti, Türk Cumhuriyetlerindeki hastalara nakil yapıyormuş öğrendim hemen başvurdum kabul edildi. Türkiye’de bir çok hastaneye gittim kızıma nakil yapılamadı. En son Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinde nakil başarılı şekilde gerçekleşti” diye konuştu.

  • Instagram’dan Hikayeler İçin Yeni Özellik

    Instagram yeni özellik ile Instagram hikayesine birden fazla fotoğraf atma konusunda kullanıcılara kolaylık sağlayacak. İşte gelen yeni özellikler.

    Instagram hikayesine birden fazla fotoğraf atma geliyor

    Instagram hikayeler özelliği ile insanların kullanmayı sevdiği yer olmayı başardı. Hikayeler için birçok özelleştirebilme seçeceği Instagram tarafından kullanıcılara sunulurken, bu özelliklere bir yenisi daha eklendi. Instagram kullanıcıları, birden fazla fotoğrafı aynı hikaye içerisinde atabilecek. Böylelikle hikaye içerisinde farklı  fotoğraflar ile daha çok şey anlatabilecek.

    Kullanıcılar yeni özellik ile beraber, aynı hikayede 6 farklı fotoğraf paylaşabilecekler. Böylelikle before-after gibi veya zaman sıralaması gibi daha farklı hikayeler atabileceğiz.

    Kullanıcılar daha öncede bu şekilde hikayeler atabiliyordu ancak  Instagram dışında uygulamalar kullanmak zorunda kalıyorlardı. Bu durum, profil güvenliğini tehlikeye atıyordu ancak yeni güncelleme ile kullanıcılar böyle bir tehlikenin içine girmemiş olacak.

    Kullanıcılar bu özelliği kullanmak için Instagram’ın farklı bir uygulamasına girmeyecek. Hikaye atmak için girdikleri ekran üzerinden atmak istedikleri düzeni seçecek ve farklı fotoğrafları kolay bir şekilde atabilecek. Geriye kalan tek adım ise hikayeyi yayınlamak.

    Güncelleme, bugün tüm dünyada yayınlandı ancak kullanılmaya başlanması biraz zaman alabilir. Instagram uygulamanızı güncelleyerek bu özelliğin size de gelip gelmediğini kontrol edebilirsiniz.

  • ‘Blockchain’ Güvenli Enerji Sistemlerinin Temelini Oluşturacak

    Energy Web Foundation Temsilcisi Can Arslan, yaptığı açıklamada, blockchain (blokzinciri) uygulamalarının özellikle Türkiye gibi ülkelerde temiz enerji üretimi finansmanında kullanılabileceğini söyledi.

    Tüketicilere blockchain uygulamasıyla uluslararası standartlarda Yenilenebilir Enerji Sertifikası düzenlenebildiğini ifade eden Arslan, yenilenebilir enerji üreticileriyle tüketicileri ve perakende tedarik şirketlerini bir araya getirerek, söz konusu sertifikaları oluşturabildiklerini dile getirdi.

    Arslan, temel teknolojilerle, veri yönetimi, yapay zeka ve blockchain sistemlerinin entegre edildiğini belirtti.

    “Blockchain platformuyla güvenli enerji sistemi oluşturulabilir”

    Bu teknolojilerin veriyi insan müdahalesi olmadan yönetmeye ve geçmiş verilerle geleceğe yön vermeye imkan sağladığını vurgulayan Arslan, şöyle konuştu:

    “Bu teknolojiyle üreticiden tüketiciye, sistem operatörlerinden düzenleyici kuruluşlara herkesin parçası olduğu bir blockchain platformuyla güvenli enerji sistemi oluşturulabilir. Türkiye yetenekli genç nüfusunu kullanarak bu alanlarda kısa zamanda ilk uygulamaları gerçekleştirebilir ve yenilenebilir enerji devrimine liderlik yapabilir. Elektrik şebekesinin çevreci bir yaklaşımla yönetilmesi için verilerin doğru ölçülmesi ve aktarılmasını sağlayan akıllı sayaçlarla haberleşme protokolleri temel teknolojilerdir. Bu alanda Türkiye Akıllı Şebekeler 2023 yol haritasının dikkatle takip edilmesi, araştırmacı ve girişimcilerle bir ekosistem oluşturulması gerekmektedir.”

    Elektrik şebekelerinde “blockchain” dönemi

    Arslan, elektrik şebekesinde azami yenilenebilir enerji kapasitesi sağlanabilmesi için verilerin doğru yönetilmesi gerektiğine dikkati çekerek şunları kaydetti:

    Blockchain teknolojisi ticari verilerin ve şebeke yönetiminin güvenliği açısından kendini ispat etmiş bir teknolojidir. Bu alanda Avrupa’da elektrik dağıtım şirketlerinin blockchain üzerinde kodlama yarışmaları düzenlediğini takip ediyoruz ve bu siber güvenlik testlerinin sonuçlarını kendi şirketimizde de paylaşıyoruz.”

    Türkiye’de elektrik tüketimi arttıkça yerli kaynaklarla bu talebi karşılamanın zorlaştığına işaret eden Arslan, “Yerli enerji kapasitemizi artırabilmek için yenilenebilir enerji finansmanına çözümler geliştiriyoruz. En sürdürülebilir çözüm, tüketiciyle yenilenebilir enerji üreticisi arasında uzun dönemli tedarik anlaşmalarının yapılmasıdır fakat bu anlaşmalarda, elektrik tedarikçimizin bize yüzde 100 yenilenebilir enerji verdiğini nasıl ispat edeceğiz? İşte bu teknolojilerle belirsizlikler önlenecek.” dedi.

  • Çocukların İnternet Kullanımına Dikkat!

    Klinik Psikoloji Uzmanı Elif Beydağı, çocukların internet alışkanlığının sosyal olumsuzluk oluşturduğuna dikkat çekerek, internet ve bilgisayara olan ihtiyacın şekli ve şiddetinin çocuğun yaşına göre değişim gösterdiğinin altını çizdi. Beydağı, “Modern yaşamın bir gereği haline gelen bilgisayar ve internet kullanımı, hepimizin hayatına hızla girerken, bizlerle birlikte çocuklarında hayatına girdi. İnternetin iletişim ve eğitim başta olmak üzere çeşitli alanlarda yararları olduğu bilinse de, çocuklarda oluşturduğu psikolojik ve sosyal olumsuz etkileri yadsınamaz bir gerçek. Günümüz teknolojisinde çocukların internet ve bilgisayardan uzak kalmaları mümkün değildir. İnternet ve bilgisayara olan ihtiyacın şekli ve şiddeti çocuğun yaşına göre değişim gösterir. Bu durumda bilgisayar ve internetin doğru ve denetimli kullanımı; çocuğun sosyal, duygusal, bilişsel gelişimi için yararlıdır. İnternetin olumlu amaçlarla kullanılması noktasında ebeveynler çocuklarıyla birlikte kabul edilebilir kurallar ve metotlar çerçevesinde bir anlaşma yapabilir. Bunun için çocuğun yaş grubuna göre hareket etmek önemlidir. Her yaştaki çocuğa aynı mantık içerisinde ve benzer kurallar doğrultusunda yaklaşmamak gerektiğini unutmamakta fayda vardır” dedi.

    “İnternet, 2 yaş öncesi çocukların gelişimlerini etkiler”

    İnternetin 2 yaş öncesi çocukların gelişimini etkilediğini belirten Psikolog Beydağı, “0-6 yaş arası dönemde çocukların zihinsel, duygusal, sosyal ve dil gelişimleri hızlıdır. Okul öncesi dönem olarak da adlandırılan bu dönemde çocuklar araştırmayı, yeni bir şeyler öğrenmeyi severler ve her şeyi merak ederler. Ayrıca, çocukların en hareketli oldukları dönemdir. Bu dönem de sosyalleşmeleri aile içinde başlar ve okul öncesi dönem ile devam eder. Çocuk kendini ifade etmeye, tepki göstermeye, insanlarla birlikte vakit geçirmeye, yeni arkadaşlar tanımaya, oyun oynamaya ve akademik olarak yeni şeyler öğrenmeye ihtiyaç duyar. 2 yaş öncesindeki çocuklara bilgisayar ve internet kullandırılması, gelişim dönemlerine ait bu özellikleri engeller. Bu nedenle 3 yaş sonrası çocukların anne ve babanın denetiminde internet kullanımına başlaması gerekir” ifadelerine yer verdi.

    “20 dakikadan fazla bilgisayar zararlı”

    2 ile 4 yaş arasındaki çocukların bilgisayarla 20 dakikadan fazla ilgilenmesinin zararlı olduğunu vurgulayan Beydağı, “2 ile 4 yaş arasındaki çocukların dikkat süreleri 20 dakika ile sınırlıdır. Çocuğun 20 dakikadan fazla bilgisayarla ilgilenmesi zararlı olur. Çocuk, özellikle bu dönemde anne ve babanın kucağında bilgisayar kullanmalıdır. Küçük çocukların zihinsel gelişimlerine uygun oyunlar, çizgi filmler sadece anne ve babaları yanlarındayken kısa süreli olarak izletilmelidir. Ayrıca, bu yaş dönemi çocuklar için, Bilgisayar karşısında geçirilecek zaman bir ya da iki saati geçmemelidir ve bu sınırlandırmaya çocukların uymaları sağlanmalıdır. Anne ve babalar, bu yaş dönemindeki çocukları bilgisayar veya internet başında yalnız bırakmamalı, devamlı yanında bulunmalıdır. Bu yaş dönemi çocukların, oyun çocukları oldukları unutulmamalıdır. Bu nedenle, anne ve babaların gözetimi altında olmak şartıyla, bilgisayar ve internet kullanmalarına ve bilgisayarda oyun oynamalarına izin verilebilir. Ancak çocuğun sağlıklı gelişimi için yaşamındaki diğer etkinliklerle beraber orantılı süreler ayırması desteklenmelidir. Bu dönemde, Çocuk bilgisayar kullanırken anne ve babanın yanında olması yeterlidir. Çocuğun ne yaptığını anne ve baba mutlaka görmelidir. İnternet kullanımı haftada en fazla 3 gün, 1 saat olmalıdır. Ayrıca çocuğun bilgisayarı çok iyi kullanıyor olması çocuğun çok zeki olduğunu göstermez. Yaş grubu çocuklar için, İnternet deneyimleri konusunda daha bilgilidir, ancak uygunsuz içeriklere maruz kalıp kalmadıklarını öğrenmek için onların internet kullanımlarını denetlemekte ve izlemekte fayda vardır. Bu yaştaki çocukların internet üzerinden hangi kişisel bilgileri vermemeleri gerektiğini anlamaları sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.

    “İnternet iyi yönde kullanılırsa zihinsel gelişime faydalı”

    Ergenlik öncesi çocuklarda İnternetin iyi yönde kullanılırsa zihinsel gelişime faydalı olacağını söyleyen Beydağı, “Yaş grubu (ergenlik öncesi dönem olarak da isimlendirilen bu dönemde), Çocuklar her şeyi bilmek istediklerinden sürekli bir araştırma ve inceleme içerisindedir. İnternetin sunduğu imkanların ve yeniliklerin farkında oldukları için, bu imkânları sonuna kadar kullanmak isterler. Yani bu dönemde çocuklarda çok hızlı değişimler yaşanmaktadır. Eğer bu değişim diğer alanlarda olduğu gibi İnternet ortamında da iyiye, güzele ve doğruya kanalize edilirse, çocukların zihinsel gelişimine faydalı olacaktır. Aksi takdirde, çocukların internette pornografi, suç örgütlerinin faaliyetleri gibi olumsuzluklarla karşılaşması mümkündür. Bu yaş grubu çocuklarda anne ve babaya bağımlılık devam etmekle birlikte olabildiğince bağımsız hareket etme isteği de görülmektedir” ifadelerini kullandı.

    “14-16 yaş grubu çocuklarda anne babaya önemli iş düşüyor”

    14-16 yaş grubu (çocukluktan gençliğe geçiş olarak nitelendirilen bu yaş döneminde) çocukların anne ve babalarının dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Beydağı, “İlişki içerisinde olduğu arkadaş grubunun önemi artar ve pek çok faaliyetin gerçekleştirilmesinde onlara danışır ve onların onayını alarak hareket ederler. Anne ve babalar, bu yaş grubundaki çocuklarını, internet ortamında da gerçek dünyada olduğu gibi ahlaki davranışlara uyulması gerektiği konusunda bilgilendirmeli, interneti başkalarına zarar verici bir araç olarak kullanmaması konusunda eğitmelidirler. Ayrıca, bu dönemde çocuklarda, herhangi bir konuda anne ve babaya danışmama, onların beklentilerini karşılamama, her konuda bağımsız hareket etme, yeni düşüncelere açık olma ve aile değerleriyle yaşlarına özgü değerlerin bağdaşmaması gibi davranışlar görmek oldukça mümkündür. Ebeveynler için, internet ve bilgisayar teknolojileri konusunda bu yaş dönemi çocuklarına yardımcı olmak oldukça zordur, çünkü genelde internet ve bilgisayar kullanımı konusunda anne ve babalarından daha fazla bilgiye sahiptirler. Bu nedenle, anne ve babaların bu yaş grubu çocukları için oldukça dikkatli olmaları gerekmektedir. Aksi takdirde, çocukların internette meydana gelen tehlikelere (cinsel istismar, pornografi, suç örgütlerinin faaliyetleri gibi) maruz kalmaları ya da internet bağımlısı olma olasılığı mevcuttur. Bu istenmeyen kullanım modelleri çocuğun kişilik gelişimini de olumsuz etkiler. Burada önemli olan şudur; çocuk belli bir yaşa gelinceye kadar anne-babadan öğrenmesi gereken bilgileri başka birisi aracılığıyla öğrenmemeli ve bu bilgileri çocuğa ilk veren ebeveyni olmalıdır. Çocukların internet ortamındaki etkileşimlerini, adımlarını izlemeli ve bu noktada onlara rehberlik etmeleri ve onları yönlendirmeleri gerekir” diye konuştu.

    https://test.linehaber.com.tr/bursada-kayip-olarak-aranan-14-yasindaki-damla-tik-tok-uzerinden-tanistigi-biriyle-kacmis/

     

     

     

  • “Teknoloji İncelirken İnsanlar Kalınlaştı”

    Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Gülsüm Gönülalan, halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabetin vücuttaki insülin eksikliğinden ya da insülinin yeterince işlev görmemesinden kaynaklı karbonhidrat, yağ, protein gibi besin maddelerinin yeterince faydalanamadığı bir metabolizma bozukluğu olduğunu söyledi.

    “Hareketsiziz ve obeziz”

    Diyabetin sıklığının Türkiye’de giderek arttığını ifade eden Uzman Dr. Gülsüm Gönülalan, “Diyabeti mutlaka tespit etmemiz ve önlemini almamız gerekmektedir. Halsizlik, yorgunluk, kilo kaybı, ağız kuruması, çok su içme gibi şikayetler oluşturabilir. Özellikle bu şikayetleri olan hastaların diyabetleri basit bir kan tahlili ile tespit edebileceğimiz hastalıktır. Özellikle ailesinde diyabeti olan kişilerde risk daha fazladır. Bu kişilerin mutlaka takip edilmesi, kontrol yaptırılması, tetkik edilmesi gerekmektedir. Sıklığı çok artmıştır çünkü biz daha hareketsiziz ve obeziz maalesef. Teknoloji kendini inceltirken, maalesef bizleri kalınlaştırdı, önünde geçirdiğimiz vakitler arttı. Daha sağlıksız beslenmeye başladık. Bu yüzden diyabet ve obezite riskimiz arttı. O yüzden mutlaka hepimizin bu konuda bilinçli olması ve diyabetin tespit edilmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

    “Diyabet sadece kanda bir şeker yüksekliği demek değildir”

    Tedavi olunduğu takdirde önlenebilir organ kayıplarının olmayacağını anlatan Uzman Dr. Gönülalan, diyabetin sadece kandaki şeker yükselmesi olmadığını dile getirdi. Diyabetin uzun dönemdeki zararlarına değinen Uzman Dr. Gönülalan, “Yıllar içerisinde etkilediği göz, böbrek, kalp damarları gibi önemli organlarımızı da hasarlandırdığı için ilerleyen dönemde bu organların yetmezliklerine varıncaya kadar değişik şikayetlerimiz ortaya çıkabilir. Güzel bir tedaviyle kontrollü bir hastada önlenebilir durumlar olduğu için diyabetimizi mutlaka kontrol altında tutmamız gerekir” diye konuştu.

    “Diyabet olduğunu kabul etmemiz gerekiyor”

    Hastaların zor duruma düşmeden diyabeti kabul etmediğini belirten Uzman Dr. Gönülalan, “Hastalar şekeri 300-400’le gezebiliyor, dolaşabiliyor, rutin hayatına devam edebiliyorlar. Çok aktif şikayetleri olmuyor, böbreğime bir şey olmuyor ben iyiyim diye düşünebiliyorlar. Ama yıllar içerisinde yüksek giden bu şeker organların fonksiyonlarını azalttığı için, hastada şikayet olduğu ve anladığı zaman iş işten geçmiş oluyor. O yüzden önce diyabet olduğunu kabul etmemiz, tedavi olmamız ve kontrollere gelmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

  • SpaceX, “Ka-bant” İnternet Uydusunu Fırlattı

    Japon internet operatörü Sky Perfect JSAT ile Singapurlu uydu hizmet şirketi Kacific Broadband Satellites’ın sahibi olduğu “JCSAT 18/Kacific-1” uydusu, SpaceX‘in Falcon 9 roketiyle Florida’daki Cape Caneveral Üssü’nden uzaya gönderildi.

    Amerikan Boeing firması tarafından üretilen uydunun Güney Pasifik bölgesinde 25 ülkeye yüksek frekansta uydu interneti hizmeti vermesi planlanıyor.

    Ka-bant uydular, mevcut C ve Ku-bant uydulara göre daha yüksek frekansta uydudan internet erişimi sağlıyor.

    SpaceX’in bu yılki 13. uzay görevi olan fırlatışta aynı Falcon 9 roketi üçüncü kez kullanıldı.

  • Anlaşma Sağlandı: Google, Türkiye’ye Sunucu Kuracak

    Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden Google, Rekabet Kurumu ile yaşadığı sorun nedeniyle Türkiye’deki Android telefonlara Google servisleri lisansı vermeyeceğini açıklamıştı.
    Daha önce Facebook ile anlaşarak sunucuları Türkiye’ye taşıyan Türk Telekom Google ile de anlaştı. Buna göre ilk etapta sekiz ayrı merkezde Google sunucuları kurulacak.

    Trafik yönetiminin Türk Telekom tarafından yürütüleceği bu sekiz ayrı merkezdeki sunucuların kurulum çalışmaları, 2020 yılının ilk çeyreğinde başlayacak. Anlaşmaya göre bu sunucularda 2020’den itibaren Türkiye’deki internet trafiğinin yüzde 50’si, 2020 sonrasında ise yüzde 80’ini yönetilecek.

    Google ve Facebook Türkiye’deki internet trafiğinin yüzde 75’ini kapsıyor

    Google sunucuları, Facebook sunucuları ile birlikte Türkiye’deki toplam internet trafiğinin yüzde 75’ini oluşturuyor.

    Türk Telekom, Facebook ile gerçekleştirdiği çalışmalar neticesinde Türkiye’deki Facebook, Messenger, WhatsApp ve Instagram kullanıcılarının Facebook servislerine daha hızlı bir şekilde bağlanabilmeleri için Facebook sunucularını İstanbul’daki Türk Telekom merkezinde erişime açmıştı.

    Sunucuların ülke sınırları içinde bulunması, kullanıcıların internet bağlantılarını iyileştirmeden servislerle daha kaliteli bağlantı kurmasını, daha hızlı erişim sağlamasını, daha az gecikme yaşamasını sağlayacak. Ayrıca Türkiye’deki internet kullanıcılarının bilgileri de yurt dışına daha az çıkmış oluyor.

  • Rekabet Kurumu’ndan Google Açıklaması

    Rekabet Kurumu haksız rekabete yol açtığı gerekçesiyle ABD’li teknoloji devi Google’a 93 milyon lira ceza kesmişti. Bu ceza sonrası Google, durumun düzeltilmemesi durumunda kendi programlarını kullanabilmeleri için Türkiye’deki firmalara yeni lisans verilmeyeceği uyarısında bulundu.

    ABD merkezli teknoloji firmasının bu açıklamasından sonra Rekabet Kurumu’ndan yeni bir açıklama geldi. Google’ın uyarılara rağmen haksız rekabetin önüne geçmek için gerekli önlemleri almadığı belirtilen açıklamada “AB Komisyonu tespit ettiği ihlalleri sona erdirmesi için Google’dan Kurulumuz tarafından talep edilen yükümlülüklerden daha kapsamlı adımları atmasını istemiş ve bu talebin gereği Google tarafından yerine getirilmiştir. Gelinen noktada Google’ın, diğer ülkelerde yaptığı gibi, Kurulumuz kararında yer alan yükümlülükleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmesi gerekmektedir” denildi.

    Rekabet Kurulu tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:

    “Google Inc, Google International LLC ve Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti.den oluşan ekonomik bütünlüğün (Google), Android işletim sistemi ve mobil uygulama ve hizmetlerin sunumuna ilişkin davranışlarının ve Google ile cihaz üreticileri arasında imzalanan sözleşmelerin rekabeti ihlal edip etmediğinin tespiti amacıyla 09.02.2017 tarihinde Kurulumuzca soruşturma başlatılmıştır.

    Bu kapsamda temel olarak, Google’ın mobil işletim sistemleri pazarında sahip olduğu tekele yakın pazar gücünü, faaliyette bulunduğu diğer pazarlarda, özellikle de internet arama hizmetleri pazarında, hâkimiyetini korumak veya güçlendirmek amacıyla kötüye kullanıp kullanmadığı hususuna yoğunlaşılmıştır. 

    Yürütülen soruşturma sonucunda Google’ın cihaz üreticilerine getirdiği yükümlülükleri kullanarak, internet arama hizmeti pazarındaki diğer rakiplerinin ürünlerinin mobil cihazlara yüklenmesine engeller getirdiği ve mobil cihazlarda tek arama hizmeti sağlayıcısı olması koşuluyla mobil cihaz üreticilerine finansal destek sağladığı tespit edilmiştir.

    Bu çerçevede, Google’a 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (Kanun) uyarınca idari para cezası verilmiş, ayrıca Kanun kapsamında ihlal sayılan uygulamalara son verip gerekli uyumu sağlaması için 6 ay süre tanınmıştır. İlgili süre 06.08.2019 tarihinde sona ermiş ve aynı tarihte Google ilgili sözleşmelerde yaptığı değişiklikleri Rekabet Kurumuna sunmuştur. Google tarafından sunulan değişikliklerin Rekabet Kurulunca değerlendirilmesi neticesinde bu değişikliklerin soruşturma sonucunda tespit edilen ihlalleri ortadan kaldırmada yetersiz kalacağı tespit edildiğinden, Google’a 07.11.2019 tarihinden itibaren Kanun’da öngörülen süreli (günlük) idari para cezası uygulanmaya başlanmıştır. 

    Google’ın soruşturmaya konu uygulamaları Avrupa Birliği (AB) ve Rusya Federasyonu nezdinde de benzer soruşturmalara konu olmuştur.  Rusya Federasyonu Rekabet Otoritesi tarafından yürütülen süreç Google’ın bu uygulamaları sonlandırmaya yönelik taahhütleri neticesinde sonuçlandırılmıştır. Yine, AB Komisyonu yürüttüğü incelemelerde konuyla ilgili olarak rekabet ihlali sonucuna ulaşmış ve Google’a 4,34 milyar Avro para cezası vermiştir. Bunun yanı sıra, AB Komisyonu tespit ettiği ihlalleri sona erdirmesi için Google’dan Kurulumuz tarafından talep edilen yükümlülüklerden daha kapsamlı adımları atmasını istemiş ve bu talebin gereği Google tarafından yerine getirilmiştir.

    Gelinen noktada Google’ın, diğer ülkelerde yaptığı gibi, Kurulumuz kararında yer alan yükümlülükleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmesi gerekmektedir.

    Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”