Blog

  • Google, Fitbit’i satın aldı

    ABD’li teknoloji devi Google, giyilebilir egzersiz ekipmanları üreticisi Fitbit’i 2,1 milyar dolar bedelle satın almak için anlaşmaya vardığını açıkladı.

    Google’ın Cihazlar ve Hizmetlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Rick Osterloh, anlaşmayı şirketin blogundan duyurdu.

    Anlaşmayla Google, Fitbit hisselerinin tamamı için 2,1 milyar dolar ödemeyi kabul etti.

    Devir işlemlerinin ardından Fitbit, Google çatısı altında ve kendi adıyla müstakil bir şirket olarak faaliyetini sürdürecek.

    Kalp atış hızı, gün içinde atılan adım, uyku kalitesi gibi kişisel sağlık ve etkinlik bilgilerini dijital olarak izlemeyi sağlayan giyilebilir cihazlar üreten şirket, bugüne kadar 100 milyondan fazla cihaz sattı. Şirketin halen dünya genelinde 28 milyon aktif kullanıcısı bulunuyor.

    Google, daha önce “Wear OS” adı verdiği işletim sistemi ve uygulamalarla, giyilebilir cihazlar alanına adım atmıştı.

  • Anne sütünden peynir yapılır mı?

    Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Öztürkler ve Avukat Metin Öztürk, 15 yıl boyunca Türkiye’nin her yerini gezerek peynir üzerine yaptıkları çalışmaları, Türkiye’nin ilk ve tek peynir dergisi olan ‘Cheese life magazine’de topladı. İkili, peynirle ilgili her türlü bilginin bulunduğu bu dergi ilgi görünce “Peynir Deyip Geçmeyin” adlı kitabı çıkardı.

    “PEYNİRİ SADECE KAHVALTIDA ARIYOR”

    Antalya’da 10’uncusu düzenlenen Yöresel Ürünler Fuarı’na katılan Prof. Dr. Yavuz Öztürkler ve Metin Öztürk, Türkiye’nin birçok yerinden tescilli peynirlerin tanıtıldığı stantta, peynirle ilgili dikkat çeken bilgiler verdi. Avukat Metin Öztürk, peynir için yaptıkları inceleme gezilerinde peynir kültürünün yeteri seviyede olmadığını tespit ettiklerini söyledi. Peynirin aslında bir kültür olduğunu anlatan Metin Öztürk, “İnsanlarımız peyniri sadece kahvaltıda hatırlıyor. Biz de peynir kültürü oluşması için bir kitap ve dergi çıkardık. Peynirin çok ilginç özelliklerini araştırdık, yazdık. 15 yıllık süreçte insanlarımızın peynire bakış açışının değiştiğini söyleyebiliriz” dedi.

    Anadolu’da peynire bir “kültür” mantığıyla yaklaşılmadığını ve kurumsallaşılmadığı için peynirde Avrupa ile yarışacak seviyeye gelinmediğini aktaran Öztürk, “Aile işletmelerinin kurumsallaşması ve peynir vizyonu oluşturmaları gerekiyor” dedi.

    KADIN SÜTÜNDEN PEYNİR OLUR MU?

    Prof. Dr. Yavuz Öztürkler ise peynirle ilgili yaptıkları ilginç araştırmalardan söz etti. Peynirin tarihiyle ilgili konuşan Prof. Dr. Öztürkler, sütün çürütülmesiyle peynirin oluştuğunu ve 10 bin yıllık geçmişi olduğunu söyledi. Prof. Dr. Öztürkler, peynirin asıl vatanının Mezopotamya olduğunu, doğuda doğup, batıda gelişimini sürdürdüğünü anlattı. Dünyada 2 binin üzerinde, Türkiye’de ise 200 çeşit peynir olduğunu ifade eden Prof. Dr. Öztürkler, “Peynir öyle çeşitlendi ki; eşek, fare, geyik, maymun sütünden yapılır oldu. 2011 yılında ABD’de Newyork Üniversitesi’nde yüksek lisans yapan Miriam Simun adlı öğrenci tarafından kadın sütünden peynir denemesi yapıldı. Kadın sütünden 3 çeşit peynir elde ettiler. Bunu gören şefler, olaya ilgi gösterdi. Bazı kadınlar da destekledi ve kendi sütlerinden peynir yaptı” diye konuştu. Kadınların hayvan sütüne güvenirken kendi sütünden yaptığı peynire daha çok güvendiğini kaydeden Prof. Dr. Öztürkler, Türkiye’nin bu konuya henüz hazır olmadığını sözlerine ekledi.

    PEYNİRDEN FAL BAKILIYOR

    Peynirin kültürle çok iç içe geçtiğini de belirten Prof. Dr. Öztürkler, peynirin çürümeye bırakılıp eriyen kısımlarda oluşan şekillerden fal bakıldığını, bunun da çok ilgi çektiğini kaydetti.

  • ‘Alışveriş yaparken cep telefonu numaranızı vermenize gerek yok’

    TBMM‘de milletvekilleri, mağazalar başta olmak üzere alış-veriş yapılan yerler cep telefonlarına, e-mail, e-posta adreslerine çok sayıda mesaj geldiğini belirterek, “Mesaj bombardımanına maruz kalıyoruz. Önlem için ne yaptınız?” diye şikâyetçi oldu. Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir ise milletvekillerinin şikâyet ve taleplerine özetle şu karşılığı verdi:

    KOMİSYON VE RAPOR

    Mesajlarla ilgili herhangi bir anket çalışması yok ama biz özel bir komisyon kurduk. Ticaret Bakanlığı, BTK ile birlikte bir rapor da hazırladık. Kurula başvurulduğu zaman gereği yapılıyor.

    TELEFON İSTEYEMEZLER

    Alışveriş mağazalarının işlemesi gereken veriler belli. Adını, soyadını ve adres bilgilerini işleyebilirler. Eğer elektronik fatura söz konusuysa, T.C. kimlik numaramızı da işleyebilirler, bunun dışında bütün işlenen veriler bizim açık rızamıza bağlı.

    MAĞAZALAR YANILTIYOR

    Veri işlemeye telefon numarasıyla başlıyorlar ve burada bir yanıltma söz konusu. Çünkü bir alışveriş için, fatura için telefon bilgisi işlenmesi gereken zorunlu bir veri değil. Onun bizi aydınlatması gerekiyor. Bize şunu söylemesi gerekiyor: Bu kişisel verilerimizi hangi amaçla işlediğini, bunu üçüncü kişilerle yurt içinde, yurt dışında aktarıp aktarmadığını, bunun yöntem ve hukuki sebebini yani adımızı soyadımızı sözleşmesel bir ilişkiden dolayı, alışveriş ilişkisinden dolayı işlediğini, bunları bize beyan etmesi gerekiyor. Bizim ona hiçbir şey sormamıza gerek yok.

    TAŞERON MESAJCI TEPKİSİ 

    Burada, temel bir sorun var. Türkiye’de üç tane büyük GSM şirketi var, bunlarla biz yazışıyoruz ama bir de taşeron nitelendirmesinde olan STH’ler var. Üç büyük GSM şirketinin altında da BTK tarafından yetkilendirilen kısa adıyla STH’ler, bu mesajların gönderilmesi… Sizin adınıza mesaj gönderiliyor. Biz sorduğumuz zaman bu mesajdan sizin haberiniz olmuyor ama sizin adınıza mesaj gitmiş olabiliyor. BTK’nin yetkilendirdikleriyle ilgili burada hiçbir sorun yok. Ama onların kendi aralarında bir veri paylaşımı söz konusu maalesef, orada da bunlara ulaşılamıyor.

  • Spotify premium ücretlerine zam geldi

    Geçerli fiyat listesine göre Spotify premium ücretleri şöyleydi:

    Spotify öğrenci için premium: 6.99 lira

    Spotify standart premium: 13.99 lira

    Spotify aile için premium: 20.99 lira

    2020 Ocak itibarıyla zamlanacak fiyatlar ise şöyle olacak:

    Spotify öğrenci için premium: 8.99 lira

    Spotify standart premium: 17.99 lira

    Spotify aile için premium: 26.99 lira

  • Google Kanada’da ‘akıllı kent’ kuruyor

    Google’ın sahibi olan Alphabet şirketinin bünyesinde  faaliyet gösteren Sidewalk Labs, Kanada’nın Toronto kentinin kullanılmayan bir bölümüne akıllı kent kurmak istiyor. Şirketin başvurusu yerel yönetim tarafından kabul edildi. Ancak şirket hedeflediğinden daha küçük bir alanda bu şehri kurmak zorunda kalacak. Bölgenin gelişiminden sorumlu olan Waterfront Toronto grubu, oy birliğiyle şirkete gerekli olan izinlerden ilkini verdi. Fakat bu onay süreci tartışmalara da yol açtı. Sidewalk Labs mahalleyi 0,7 kilometrekarelik bir alana kurmak isterken verilen izin 0,05 kilometrekareyi kapsadı.

    Yetkililer şirketin yerleştireceği sensörlerden toplanacak verilere sahip olamayacağını, bu verilerin kamuya açık olması gerektiğini kararlaştırdı. Proje bu aşamadan sonra halka danışılacak ve Mart 2020’de nihai karar verilecek.

    Konuyla ilgili bir açıklama yapan Sidewalks Labs “Waterfront Toronto ile kritik konularda anlaştığımız için mutluyuz. Toronto’da kapsayıcı bir mahalle kurmak, insanların işe gitme süresini azaltmak, evleri daha ucuz kılmak, yeni işler yaratmak ve daha sağlıklı bir gezegen için yeni standartlar oluşturmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. Waterfront Toronto’nun başında bulunan Stephen Diamond ise yayımladığı açık mektupta “Açık olalım, bu nihai bir anlaşma değil” dedi ve ekledi: “Hâlâ yapılması gereken çok iş var. Yönetim kurulumuz sürece devam etme yönünde karar vermiş olsa da süreç tamamlanmadı.”

    ‘GÖZETİM KAPİTALİZMİ’

    Sidewalk Labs 2017’de bölgeyi dönüştürme ihalesini aldıktan sonra ofis, mağaza ve evleri radikal bir şekilde bir araya getiren bir öneriyle ortaya çıktı. Trafik ve atık yönetimi gibi konularda da yüksek teknolojili çözümler önerdi.

    Fakat şirketin Waterfront Toronto ile anlaşma sürecinin şeffaflığı sorgulandı. Şirketin amacının 0,7 kilometrekarelik alanında ötesine geçerek çok daha büyük bir bölgede inşaat yapmak olduğu anlaşıldı. Sidewalk Labs yapacağı yatırım karşılığında emlak vergisinden pay, kentsel dönüşüm ödeneği ve ranttan pay istediği ortaya çıktı.

    Şirket Temmuz ayında kentsel dönüşüm planlarına dair belgelerini yayımlamış, Waterfront Toronto tarafından atanan uzmanlar paneli şirketin bazı önerilerinin halka bir faydası olmayacağı, teknoloji şirketlerine faydası olacağını bulmuştu. Uzmanlar planlar hakkında ikiye bölünmüş durumda.

    Toronto Life dergisine yazan Prof. Shoshana Zuboff bu planın ‘gözetim kapitalizmi’ olduğunu söylerken şehir plancısı Richard Florida bu sayede Toronto’da geniş start up şirketleri kurulabileceğini ve Toronto’nun küresel kentlerle rekabet gücünün artabileceğini savunuyor.

  • Xhelper Virüsünden Nasıl Kurtulunur?

    Symantec siber güvenlik şirketinin uzmanları, Android cihazlarına bulaşan ve fabrika ayarlarına sıfırlanması durumunda bile her seferinde kendini yeniden yükleyen Xhelper adlı yeni kötü amaçlı yazılım hakkında bilgi verdi.

    45 BİN CİHAZA BULAŞTI

    İlk kez 6 ay önce tespit edilen Xhelper’in, yapılan araştırmalar sonucu kaldırılması imkansız olduğu öğrenilmişti. Virüsün bugüne kadar 45.000 cihaza bulaştığı ifade edilirken mağdurların büyük kısmı HindistanABD ve Rusya‘daki kullanıcılardan oluşuyor.

    Virüs, Google Play Store dışından nasıl uygulama yüklendiğini açıklayan siteler tarafından, tarif edilen adımlar takip edildiğinde kullanıcıların telefonuna indiriliyor.

    Kişisel bilgi veya banka hesap bilgilerini çalmak gibi yıkıcı işlemlerde bulunmayan Xhelper, çoğunlukla açılır pencere reklamları ve bildirim spam’leri gösteriyor. Reklamlar ve bildirimler mağdurları başka uygulamalar yüklemeleri için Play Store’a yönlendiriyor. Bu da xHelper’ı geliştiren hacker’ların yükleme başına komisyon alarak para kazandığı anlamına geliyor.

    TESPİT ETMESİ ZOR

    XHelper‘ı tespit etmesi zor yapan şey kendisini bir Android servisi gibi göstermesi ve kurması. Dolayısıyla virüslü uygulamayı kaldırmak virüsü kaldırmıyor. Yazılım açılır pencereler ve spam bildirimler göstermeyi sürdürüyor.

    Cihazlar fabrika ayarlarına sıfırlansa bile virüs her seferinde kendini yeniden yüklüyor. xHelper’ın bunu nasıl başardığı henüz bilinmiyor.

    Bazı kullanıcılar, ücretli antivirüs yazılımları sayesinde xHelper’ı silmeyi başardığını iddia etseler de uzmanlar buna kuşkuyla yaklaşıyor.

    Symantec şirketi virüsün sürekli evrim geçirdiğini ve bünyesine yeni kod güncellemelerinin eklendiğini açıkladı.

    Şimdilik sadece reklam gösterse de xHelper’ın ileride daha tehlikeli özelliklere sahip olabileceği düşünülüyor.

  • Sağlıkta tehlike: Google doktorluğu

    “Google doktorculuğu” denilen bu durum nedeniyle aile hekimlerine “Beyin tümörü oldum”, “Bamya tohumu yuttum. Şeker ilacımı kestim işe yaramış mı?” gibi başvurular oluyor. İnternetten edindikleri yanlış bilgilerle kendilerine teşhis koyan birçok hasta, ilaç için aile hekimlerine baskı yapıyor. Sözel başlayıp fiziksel şiddete dönüşen baskıyla ilgili Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Özlem Sezen, konuştu.

    ‘İnternete bakıp teşhis’

    Toplumda şiddetin çok yayıldığını, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin daha agresif hale geldiğini belirten Sezen şunları söyledi: “Halkımız her şeyi anında olsun istiyor, doktorun kapısında 10 dakika beklemek büyük bir şiddet sebebi. Şiddetle ilgili en fazla yaşadığımız sorunlardan biri, kişilerin kendi kendine koyduğu teşhisler, kendi kendilerine verdikleri ilaç kararları. Kendi teşhisini koyup gelen hastalara çok sık rastlıyoruz. Google doktorluğu çok revaçta. Başı ağrısa Google’a bakıyor. Hasta bana gelip, ‘Artık ben hastaneye gide gide, TV programlarını izleye izleye doktor oldum, bamya tohumu yuttum, tahlilimi yap’ diyor.”

    ‘Yazmayınca saldırıyor’

    “Tahlil yap, reçete yaz dediklerinde yapmadığımız için şiddete uğruyoruz. İnsanlar, ‘Bana bu ilacı yaz’ diye geliyor. Ciddi olarak şiddetle tehditle… İlacı yazdınız diyelim. İlaç da alerji yaptı, bu defa diyor ki, ‘Yazdığın ilaç bana iyi gelmedi.’ Kan alıyorsun, ‘Kolumu morarttın’ diyor. Hiçbir zaman kişinin suçu yok… Seni hemen şikayet ediyor.”

    ‘Şiddet kamusal bir mesele’

    Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin şahsi bir olay olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurgulayan Dr. Özlem Sezen, bundan en çok kamunun zarar gördüğünü söyledi. Sezen, “Sağlık çalışanları, savaşta bile dokunulmaması gereken bir grup olarak yer alıyor. Ama sen geliyorsun, hastanede doktoru öldürüyorsun. Boğazına bıçak dayıyorsun. Aile sağlığı merkezinde dövüyorsun. Buna verilecek ceza katbekat olmalı. Şiddetten hem sağlık çalışanı zarar görüyor hem de beraberindekiler zarar görüyor. Kamu hizmetini aksatmak, diğer insanların sağlık hakkını engellemek olarak da değerlendirilmeli. Cezalar bu şekilde düşünülüp en üst düzeyde verilmeli, ertelenmemeli” diye konuştu.

  • Facebook’tan Rusya’ya müdahale! Rusya merkezli hesaplar kapatıldı

    Facebook‘tan yapılan yazılı açıklamada, küresel ve yerel siyasete ilişkin haberler paylaşan ve Rusya merkezli olduğu tespit edilen 35 Facebook hesabı, 53 sayfa, 7 grup ve 5 Instagram hesabının kapatıldığı belirtildi.

    Sahte hesapların Madagaskar, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mozambik, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Fildişi Sahili, Kamerun, Sudan ve Libya gibi ülkeleri hedef aldığı kaydedilen açıklamada, hesaplardan Afrika’daki Rus politikası, Mozambik ve Madagaskar’daki seçimler, Fransa ve ABD politikalarının eleştirileri gibi konularda paylaşımlar yapıldığı ifade edildi.

    Açıklamada, soruşturma neticesinde girişimlerin ABD Adalet Bakanlığı tarafından daha önce hakkında soruşturma açılan Rus iş adamı Yevgeniy Prigozhin’le ilişkili kuruluşlarla bağlantılı olduğunun anlaşıldığı vurgulandı. Facebook, kapatılan hesaplardan yapılan bazı paylaşımları resmi internet sitesi üzerinden de yayınladı.

  • Dünyaca ünlü YouTube fenomeni, Enes Batur’a meydan okudu: “Bunu da kopyala ve dünyayı kurtar”

    Ürettiği içeriklerle geniş bir hayran kitlesi bulunan YouTuber Mr. Beast isimli genç, Enes Batur‘u videolarını kopyaladığı gerekçesiyle şikayet etti. Geçtiğimiz gün 20 bin ağaç dikme videosunu yayınlayan Mr. Beast, Enes Batur’a mesaj atarak “Bunu da kopyala ve dünyayı kurtar” dedi.

    ENES BATUR’U ŞİKAYET ETTİ

    Laykla sayfasının haberine göre: Geçtiğimiz aylarda Enes Batur’un içeriklerinin çalıntı olduğu iddiası sosyal medyada geniş bir yankı uyandırdı. Logan Paul, Mr. Beast, PewDiePie gibi YouTuberlar paylaşım yaparak Enes Batur’u içerik çalmakla suçladı. Hatta 25 milyon abonesi bulunan MrBeast, Enes Batur’u birçok kez kendi içeriklerini çaldığı için YouTube’a şikayet etmişti.

    “HER VİDEOYU KOPYALIYORSUN, BUNU DA KOPYALA”

    YouTuber arkadaşlarıyla bir akım başlatan Mr. Beast, 20 milyon ağaç dikme videosu yayınladı. Ağaç dikme kampanyası için büyük bir emek veren YouTuber, videolarını çalmakla suçladığı Enes Batur’a mesaj atarak meydan okudu. Mr. Beast, Batur’a attığı mesajda “Beni hatırladın mı? Nasıl unutabilirsin ki? Her videoyu kopyaladığınıza göre. Bunu da kopyala ve dünyayı kurtar. K..tak” dedi.

    600 YOUTUBER, 20 MİLYON AĞAÇ İÇİN BİR ARAYA GELDİ

    YouTuberlar doğa için yararlı bir kampanya ile gündeme geldi. 600 YouTuber ağaç dikme kampanyası için bir araya gelecek. 600 YouTuber 20 milyon ağaç dikmek için 20 milyon dolarlık bağış toplayacak. 600 YouTuber arasında MrBeats, PewDiePie, Ninja, Marshmello ve Smarter Every Day gibi takipçi sayılarıyla geniş kitlelere sahip YouTuberlar’da yer alıyor.

    Kampanya #TeamTrees hashtag’ı ile başlayacak ve bu hashtag ile izleyicilerden bağış yapmaları istenecek. Bu bağış kampanyasına YouTube’da destek olmak için bağışla ilgili tüm işlem ücretlerini karşılayacağını duyurdu. YouTube hem bağış videolarını hem de iklim değişikliği ile ilgili içerikleri Trend listesine sokarak daha görünür hale getirmeye çalışacak.

    Bu projenin çıkış ismi ise Donaldson’dır. Söz konusu bağış kampanyası Mayıs 2019 tarihinde başlayan bir projedir. Sosyal medya hesaplarında toplamda 20 milyon aboneye ulaşan Donaldson bu abone sayısını kutlamak için 20 milyon ağaç dikilmesini önerdi. Donaldson konuyla ilgili yaptığı açıklamada YouTube’un yalnızca bir drama yeri olmadığını gerçekten bir etkileri olduğunu ve bunu değişim için kullanabileceklerini söyledi.

  • Facebook ve Instagram, Cinsellik İçerdiğini Belirttiği ‘Patlıcan’ ve ‘Şeftali’ Emojisini Kaldıracak

    Güncellenen Topluluk Standartları ile sosyal medya devi, cinsellikle ilgili ifadeleri sansürlemekle suçlanmış olmasına rağmen çevrimiçi cinselliğe teşviği önlemeye çalışıyor. Ağustos ayında getirilen ancak ilk olarak yetişkinler için çıkarılan bir dergi tarafından tespit edilen yeni kurallar, bağlam olarak spesifik ve yaygın kullanılan cinsel emojilerin artık cinsellikle ilgili ifadeler ile aynı kategoride sayılarak kabul edilmeyeceğini belirtiyor.

    Webtekno’nun aktardığı kurallara göre emojiler çıplaklığı sansürlemek için kullanılamazken kullanıcıların takipçilerine pornografik içeriğe bağlantı sağlamaları da yasaklanmış durumda. Facebook, bu politikanın ‘yetişkinler arasında cinsel karşılaşmaları kolaylaştıran, teşvik eden veya koordine eden herhangi bir içeriği engellemek‘ olduğunu belirtiyor.

    ‘Yeni politikaları genel olarak seks işçilerine karşı’

    Güncellenen Topluluk Standartlarıçevrimiçi sansür getirdiği ve seks işçilerini hedef aldığı gerekçesiyle bazı kişiler tarafından sosyal medyada eleştirildi. Twitter‘da bir kullanıcı, “Yeni politikaları genel olarak seks işçilerine karşı. Fotoğraflar, pornografiden çok sadece bir çağrışım yaratsa veya emoji kullanılıyor olsa bile siliniyor” diyor.

    ‘Sadece dili güncelledik’

    Bir Facebook sözcüsü yetişkinlere yönelik yayın yapan bir dergiye yaptığı açıklamada, kılavuzlarındaki son güncellemenin platformdaki sistematik değişikliklerin bir parçası olduğunu söyledi. Facebook sözcüsü, “Bu güncellemeyle politikanın kendisi veya onu nasıl uygulattığımız konusunda hiçbir şey değişmedi. Sadece topluluğumuz tarafından daha net anlaşılması için dili güncelledik” dedi.

    Bu sırada Instagram, kullanıcı sağlığını ve psikolojisini korumak zorunda olduğunu belirterek intihar veya kendine zarar verme içerikli görüntüleri ve videoları yasakladığını açıklamıştı.