Blog

  • Tatlı Krizini Önleme Yolları

    Tatlı ihtiyacı sonucu tüketilen pasta, çikolata, şerbetli tatlıların vücutta endorfinve serotonin hormonlarının yani mutluluk hormonu salınımını arttırdığını anlatan Diyetisyen Dilara Demirkan Erkek, “Fakat bu mutluluk kısa süre sonra kendini suçluluk duygusuna bırakacaktır. Diyet serüveniniz belki de bu suçluluk duygusu yüzünden sona erecektir. Peki tatlı krizlerinden kurtulmanın bir çözümü yok mu? Elbette var! Düzenli öğünler yapın. Tam tahıllı ürünleri kullanın. Süt ve süt ürünlerini her öğüne ekleyin. Kuruyemişleri ara öğünlerinizden ihmal etmeyin. Protein içeren besinleri ihmal etmeyin. Çünkü protein uzun süre tokluk sağlarken hücre yapımı ve onarımını da sağlayacaktır. Bitki çaylarının tüketimini arttırın. Hem ödem atmanıza hem iştah kontrolüne yardımcı olacaktır. Tuz tüketiminizi azaltın. Bol su için. Hafif düzeyde spor yapın. Egzersiz yapmak mutluluk hormonu serotonin artışını ve kan şekeri düzeyini dengeleyerek iştah kontrolü sağlar.” Diye konuştu.

    Diyetisyen Dilara Demirkan Erkek, tatlı krizlerine sağlıklı ara öğün alternatifleri konusunda ise şu önerilerde bulundu; “1-2 dilim ananastaze hindistan cevizi, 2 küçük kare bitter çikolata Tarçın çayı, 1 porsiyon meyve dilimleri üzerine 1 çay kaşığıserpilmiş tarçın veya kakao, Çikolata kaplı veya sade 1 porsiyon kuru meyveler, Fırınlanmış meyve dilimleri, Chia tohumlu pudingler Yoğurtlu barlar ve Rafine şeker içermeyen sütlü tatlılar.”

  • Google’nin “bulut” yatırımı 47 milyar dolara çıktı

    Türkiye’den çok sayıda başarı hikayesinin yer aldığı etkinliğin açılış konuşmaları; Google Cloud  Ülke Müdürü Önder Güler, Ürün Yönetimi Direktörü Evren Eryürek, Ürün ve Çözümler Kıdemli Direktörü Chandra Ranjan ve Orta Doğu-Afrika-Türkiye Bulut Mühendisleri Direktörü Saad Ouchkir tarafından gerçekleştirildi.

    Etkinlikte bulut platformunun girişimler başta olmak üzere her ölçekteki kurum için sunduğu avantajlar vaka örnekleriyle paylaşıldı. Bulut teknolojisini iş süreçlerine yansıtan markalar arasında yer alan Denizbank, Vestel, Hopi, Coca Cola İçecek, DeFacto ve AloTech yetkilileri de deneyimlerini katılımcılar ile paylaştı.

    Google Anthos

    Etkinlikte katılımcılara ayrıca Google Cloud’un açık hibrit platformu Anthos tanıtıldı. Anthos, işletmelerin mevcut şirket içi yatırımlarda ya da herkese açık bulutta modern karma uygulamalar oluşturmasına ve bunları yönetmesine imkan tanıyor. Google’ın öncülük ettiği Kubernetes, Istio ve Knative gibi açık kaynak teknolojileri üzerinde oluşturulan Anthos, şirket içi ve bulut ortamları arasında tutarlılık sağlıyor. Anthos, uygulama geliştirmeyi hızlandırmaya yardımcı olmanın yanı sıra işletmelerde hizmet ağı, container’lar ve mikro hizmetler gibi dönüşüme dayalı teknolojileri stratejik olarak kullanılabilmesini mümkün kılıyor.

    “Bulut Pazarı Büyümeye Devam Ediyor”

    Google Cloud’un güvenli, açık ve akıllı bir kurumsal bulut platformu sunma konusunda küresel bir lider olarak kabul edildiğini belirten Google Cloud  Ülke Müdürü Önder Güler sözlerini şu şekilde sürdürdü:

    “Gartner’e göre, kamu bulut hizmetleri pazarının 2022 yılına kadar 360,2 milyar ABD dolarına ulaşması bekleniyor, yani bulut büyümeye devam ediyor. Biz de yatırımlarımıza devam ediyoruz. Google Cloud’un bulut alanında yaptığı yatırımlar 30 milyar dolardan 47 milyar dolara çıktı ve bu alanda sene başından bu yana 130 yeni ürünün kullanıma sunuldu.

    Google Cloud hizmetlerinin en büyük avantajı her türlü BT kapasitesi açısından dünyanın her yerinde, en verimli çözümleri sunmasıdır. Bulut, verinin her formunu değerlendirmekte, avantajlarını kullanmakta, tüm iş süreçlerine yapay zeka desteğini katmaktadır. Her ölçekten işletmeye Altyapı Modernizasyonu, Uygulama Geliştirme, Veri Yönetimi, Akıllı Analitik ve Verimlilik ve İşbirliği başlıklarında çözümlerimizle destek oluyoruz. Google Cloud; Güvenlik ve Güvenilirlik, Hibrit ve Çoklu Bulut, Açık Kaynak Geliştiricileri için En İyi Platform, ve Yapay Zeka / Makine Öğrenimi (AI/ML) Yetenekleri gibi özellikleriyle pazarda farklı teknolojilerin geliştirilmesinde öncülük ediyor.” dedi.

    Google Cloud Day katılımcıları etkinlik kapsamında ayrıca Bulut ve Yapay Zeka’nın bütünleştiği farklı  çözümlerin sergilendiği alanda ve geliştiriciler için oluşturulan ‘Developer Zone’ özel bölümünde birbirinden farklı teknolojileri deneyimleme imkanı buldu.

  • Call of Duty Mobile ilk günden rekor kırdı

    Call of Duty: Mobile için bekleyiş sona erdi. 1 Ekim’de akıllı telefonlara gelen oyun indirilme rekoru kırdı.

    Oyun ABD ve en büyük 5 mobil kullanıcıya sahip ülkenin de aralarında olduğu 33 ülkede en çok indirilenler listesinde 1. sıraya yerleşti.

    Gelen ilk bilgilere göre, Call of Duty: Mobile 2 günde 20 milyon akıllı telefona indirildi.


    Peki mobil oyun kullanıcılarına neler sunuyor?

    Call of Duty, Modern Warfare ve Black Ops serisinden en sevilen haritaları oyuncuların ilgisine sunuyor.

    Call of Duty’in mobil versiyonu Türkçe olarak da entegre edilecek.

    Kullanıcılar, Çoklu Oyuncu modunda birinci şahıs savaş oyununu Team Deathmatch, Search and Destroy ve Free-For-All gibi seçeneklerle sevilen modlarda ve Nuketown, Crash, Hijacked ve haritalar üzerinde oynayabilecek.

    PUBG mobile gibi Call of Duty haritaları da 100 kişiye kadar online oyuncu alacak.

    Call of Duty oyuncuları, yeni ekipman ve silah ararken ATV, helikopter ve deniz araçlarıyla karada, denizde ve havada karşılaşabilecekler.

  • Instagram gençlerin ruh sağlığını etkiliyor

    İngiltere Kraliyet Halk Sağlığı Derneği Youtube, Twitter, Facebook, Snapchat ve Instagram’ın gençlerin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini ölçümledi. Kaygı, depresyon, yalnızlık, kişisel imaj, taciz ve kendini ifade etme gibi 14 faktör dikkate alınarak 14 – 24 yaşları arasındaki bin 479 kişi ile gerçekleştirilen çalışmanın sonucunda Instagram’ın, gençlerin psikolojik durumu üzerinde en olumsuz etkiye sahip sosyal medya platformu olduğu ortaya çıktı. Diğer taraftan Youtube ise bu alandaki en olumlu etkiye sahip ağ olarak belirlendi. Gençlerin ruh sağlığını en olumsuz etkileyen ikinci sosyal medya ağı Snapchat olurken, onu Facebook ve Twitter takip etti.

    Araştırmayı değerlendiren Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğretim Görevlisi İsmail Hakkı Polat, “Kriterlere baktığımızda kaygı, depresyon, yalnızlık, kendini ifade gibi kriterler aslında sosyal medya ağlarının kendi karakteristiğini de ortaya koyuyor. Bu açıdan en olumsuz etkiye sahip Instagram ve Snapchat’i insanların kişisel olarak kendilerini ortaya koyduğu, imajlarını yönettiği, kişisel içerik üretiminin yoğun olduğu, etkileşimin biraz da rekabetçi bir şekilde yapıldığı platformlar olarak görüyoruz. Instagram’da aldığınız her mesaj, her yorum, her beğeni, hikayelerdeki her görülme sayısı aslında sizin diğerlerine göre rekabetinizi belirliyor. Bu rekabetçi kişisel imaj mücadelesi insanlarda o belirlenen kriterler çerçevesinde son derece ciddi bir gerginlik, stres ve travma yaratıyor. Bu yüzden bu travmaların sonucunda insanlar kendilerini en olumsuz hissettikleri bir ruh halinde buluyorlar. Bu bağlamda özellikle Instagram insanlara olumsuz hava veren bir mecra olarak ortaya çıkıyor. Snapchat’in de böyle bir özelliği var. Üstelik oradaki kişisel etkileşimler ve mesajlaşmaların da insanları kaygı, depresyon ve yalnızlığa ittiğini gözlemliyoruz” diye açıklamada bulundu.

    “TWİTTER VE YOUTUBE DAHA RAHAT”

    “Facebook biraz daha ortada ama özellikle Twitter ve Youtube’un kişisel imaj yönetimi, kişisel etkileşimden ziyade daha kalabalıklara hitap etme amaçlı kamusal alanlar olduğunu görüyoruz” diyerek sözlerine devam eden İsmail Hakkı Polat, “Çoğunluk Twitter ve YouTube’da kişisel içerik üretimi ve paylaşımından çok başkalarının ürettiği içerikleri takip ettiği için insanların biraz daha rahat olabildikleri sosyal medya platformları olarak karşımıza çıkıyor” ifadelerini kullandı.

    “KİŞİSEL REKABET İNSANI TÜKETİYOR”

    Sosyal medya kullanıcılarına tavsiyelerde bulunan Polat, “Sosyal medyada  özellikle bu kişisel rekabetin insanı nasıl tükettiği ve bize gösterdiğinin aksine o cilalı dünyanın arkasında ciddi kaygı, depresyon, travmalar, yalnızlıklar ve kişisel imaj uğruna yapılan makyavelist bir rekabetin hakim olduğunu görüyoruz. İnsanlar sosyal medyayı kendilerini biraz geri planda bırakan, kişisel imaj yönetiminden daha ziyade insanlarla iletişim kurabilecekleri, kendilerini daha huzurlu ve rahat hissedebilecekleri, daha dayanışmacı, keyifli bir platform olarak konumlayıp bu şekilde yönetebilirlerse mutlu olurlar” şeklinde konuştu.

  • Facebook’a 1 milyon 600 bin liralık ceza

    Kişisel Verileri Koruma Kuruluveri ihlali gerekçesiyle Facebook‘a toplam 1 milyon 600 bin lira idari para cezası uygulanmasına karar verdi.

    Facebook‘u Türkçe olarak kullanan 280.959 kullanıcının söz konusu veri ihlalinden etkilendiğini belirtildi.

  • Twitter, dünya genelinde kesintiye uğradı

    Twitter Inc., Twitter ve TweetDeck’te yaşanan kesintiye ilişkin şu açıklamayı yaptı:

    “Tweetleme, bildirim alma veya DM’leri görüntüleme konusunda sorun yaşıyor olabilirsiniz. Şu anda bir düzeltme üzerinde çalışıyoruz ve yakında normale dönmesi gerekiyor.”

  • Çukur’un oyuncuları ve mekanları Zula’ya taşındı

    Üç sezondur Türk izleyicinin sevgisini kazanan ve dünyada farklı coğrafyalarda pek çok ülkede beğeniyle izlenen Ay Yapım imzalı Çukur dizisi ile InGame Group tarafından geliştirilen MMOFPS oyunu Zula, bir ilke imza attı. İki büyük firmanın iş birliğiyle hayata geçirilen proje kapsamında, bugünden itibaren Çukur Haritası Zula’da yer alacak. 1 Kasım’dan itibaren ise dizinin iki sevilen karakteri Cumali Koçovalı ve Azer Kurtuluş’un oyuna dahil edilmesiyle, Türkiye ve yurt dışındaki milyonlarca Zula oyuncusu, Çukur heyecanını Zula içinde yaşayabilecek.

    ZULA 26 MİLYON OYUNCUYA ULAŞTI

    Oyun ve dizi sektörünü bu kapsamda birleştiren projenin ayrıntıları, Nonstop Zula Espor Merkezi’nde InGame Group Kurucu Ortağı Burak Gözalan, Ay Yapım CEO’su Kerem Çatay, Çukur dizisi oyuncuları Necip Memili ve Cihangir Ceyhan’ın katıldığı basın toplantısında açıklandı.

    Toplantıda projeye ilişkin bilgi veren InGame Group Kurucu Ortağı Burak Gözalan, Türkiye’nin dünya çapındaki oyuncu şirketi olma hedefiyle 7 yıl önce yola çıktıklarını belirterek, “InGame Group, Türk mühendislerce tasarlanan yerli oyun Zula ile bugün Türkiye’de ve dünyada 26 milyon oyuncu sayısına ulaştı. Türkiye’nin yanı sıra 3 farklı kıtada, 10 bölgede, 11 farklı dilde oynanan oyunlar üretiyor” dedi.

    “ÇITAYI YÜKSEĞE KOYMAYI SEVİYORUZ”

    Bir sürü konuda proje geliştirdiklerini ifade eden Gözalan, “Önemli olan gerçekten başarılı olacağına inandığımız ve iyi hissettiğimiz bir partner bulmaktı. Çok başarılı bir yapımın oyununu yapmak veya çok başarılı bir oyunun dizisini çekmek de yapabileceğimiz bir şey. Ama sanırım biz karşılıklı olarak çıtayı yukarı koymayı seviyoruz ve farklı bir yoldan gidelim istedik. Yaşayan ve evrilen bir içerik projesine beraber imza attık. İnşallah sonuçlarını da hep beraber göreceğiz. Daha nasıl büyüyeceğimizi, sektöre nasıl öncü olabileceğimizi göreceğiz. Çünkü bu gerçekten bir ilk. Ay Yapım gibi yerli ve başarılı bir firmayla böyle bir iş birliğine imza attığımız için çok gururluyuz tabi ki” diye konuştu.

    “ÇUKUR, EVİMİZE DAHİL OLDU”

    Çukur’u, oyunda misafir ettiklerini de sözlerine ekleyen Gözalan, “Biz ev sahibi olarak gereken yatırımı yaptık. Önemli olan yatırımın karşılığını sadece maddi olarak değil, manevi olarak da alabilmek. Biz bugüne kadar bunu başarmış bir grubuz. Burada bir misafirlik var. Oyunun içinde mevcut olan bir alana biz Çukur’u davet ettik ve evimize dahil oldu. Önemli olan burada tüketilecek olan içeriğin, hayata geçtiği günkü gibi kalmayacak olması. Yani hayalimiz ve amacımız bu” dedi.

    Ay Yapım CEO’su Kerem Çatay ise “Show Tv ve Ay Yapım’ın içeriği olan Çukur, Zula’ya misafir oldu. Bir gün gelir, sıfırdan bir dizi projesi planlarken beraber mesai yaparız. O dizinin aynı anda oyunu da çıkar. Ama şunu öğrendik ki oyun kolay yapılmıyor” diye ekledi.

    “İLERİDE BU PROJE İÇİN ‘İYİ BİR ÖRNEK OLDU’ DEMEK İSTERİZ”

    Üçüncü sezonuna başlayan Çukur dizisinin hala izleyicileri tarafından beğenildiğini belirten Çatay şöyle konuştu:

    “Bu tip iş birlikleri için avantajlı bir yapım. Bizim her zaman aklımızda bu projeye benzer bir şey yapmak vardı. Dünyada örneklerini görüyoruz, biz niye yapmıyoruz, diye soruyorduk. Türkiye’de son yıllarda hem espor hem de oyun sektörünün artışını görüyoruz. Bir sürü başarılı örnekler çıktı. Dünyada da bir karşılığı oluyor ve rekabet edebiliyorlar. Çukur’un bu kadar izleniyor olması tabi ki Zula için mantıklı hale geldi. Umuyoruz ki, yıllar sonra ‘İlk olarak yapmıştık, iyi bir örnek oldu’ diyeceğimiz bir hikaye olur. İnşallah buradan bir yol açılır, bizim dışımızda bir sürü dizi de yapar, bir sürü oyunlar da olur. Çünkü bunlar hep pozitif rekabet haline geliyor. Özellikle bizim sektörde, Türk dizileri sayesinde şirketler arasındaki oluşan bu rekabet, sektörü pozitif yönde etkiledi. Dünyada Türk dizilerinin varlığı, beraber hareket edilerek oldu.”

    HERKES KENDİ ÇUKUR MACERASINI YAŞAYACAK

    Çukur’un sevilen karakterlerinden Cumali Koçovalı’yı canlandıran Necip Memili, “Bu projenin parçası olmak, dizideki canlandırdığım karakterin bir oyun karakterine dönüşmesiyle bir ilke imza atmak gerçekten heyecan verici. Hayranlarımız artık diziyi izlemekle kalmayıp, Zula içinde kendi Çukur maceralarını da yaşayabilecekler” dedi.

    Çukur’a geçtiğimiz sezon giren ve kısa sürede sevilen karakterlerinden biri haline gelen Azer Kurtuluş’u canlandıran Cihangir Ceyhan ise “Küçüklüğümde atari salonlarında çok vakit geçirdim. Yani ben de bir oyuncuyum. Bu nedenle bir oyun karakterine hayat vermek ve Zula oyuncularının oyun deneyiminin bir parçası olmak bana müthiş geliyor. Dizideki heyecan oyunda da devam edecek, dizinin hem Türkiye’deki hem de yurt dışındaki takipçileri Zula ile Çukur heyecanını her an yaşayabilecekler” diye konuştu.

  • ”Çiğnemeden sarımsak yut” tavsiyesine uydu; canından oluyordu

    Gastrit problemi nedeniyle, yakınlarının tavsiyesi üzerine bir diş sarımsağı çiğnemeden yutan 45 yaşındaki Turan Pütün, yediği ve içtiği her şeyi kusmaya başladı. Yemek borusunda takılı kalan sarımsak, besinlerin midesine inmesine engel olan Pütün, 3 gün boyunca kendi yöntemleri ile yemek borusuna takılan sarımsağı midesine indirmeye çalıştı ancak başarılı olamadı. Çok zor günler yaşadığını ifade eden Pütün, 3 günün sonunda Bağcılar’da özel bir hastaneye başvurdu, tıbbi müdahale ile sarımsak midesine indirildi.


    “YEDİĞİM HER ŞEYİ KUSUYORDUM”

    Yemek borusuna takılan sarımsağın ona zor günler yaşattığını ifade eden Turan Pütün, “Midemde gastrit vardı. Bir arkadaşın tavsiyesi üzerine sarımsak içtim ondan sonra tıkandım. Yemek yiyemedim, su içemedim. Cuma günü oldu, pazartesi günü doktora geldim. Doktor eğer siz gelmeseydiniz bu yara yapardı, kötü sonuçlara mal olurdu dedi. Yediğim her şeyi kusuyordum. Köpük halinde kusuyordum. Diyorum ya, yemek yiyordum, yutamıyordum, orada kalıyordu. Her şeyi kusuyordum. Onun için doktora geldim zaten. İnsanlara çağrım şudur, doktorunuza danışmadan hiçbir şeyi yapmayın. Kulaktan dolma bilgilerle hareket etmesinler. Çok endişelendim, “Acaba yara yapar mı, kanser yapar mı? Endişem oldu” şeklinde konuştu.

    “BİRKAÇ GÜN DAHA KALSAYDI HAYATİ TEHLİKEYE YOL AÇABİLİRDİ”

    Prof. Dr. Vedat Göral, “Hastamızın geçen hafta mide yakınması üzerine yakınlarının tavsiyesi ile sarımsak yemesi önerilmiş. Hastamız da bir sarımsak dişini su ile içmiş. Ancak bu sarımsak dişi büyük olduğundan dolayı yemek borusunda tıkanmış, orada kalmış ve 3 gün içinde midede yanma, yutma güçlüğü, göğüs kafesinde ağrılar olması nedeni ile bize geldi. Yani hasta sarımsağı yutmasından 3 gün sonra bize başvurdu. Biz tabii hemen endoskopi yaptık. Yaptığımız endoskopide çok şaşırdık. Ben 20-25 yıldır endoskopi yapıyorum ilk defa yemek borusunda bir sarımsağın kaldığımı gördüm. Sarımsak orada yemek borusunda kalmış, takılmış, sarımsağın takılı olduğu yerde de yaralar meydana gelmişti. Dolayısıyla sarımsak birkaç gün daha kalsaydı, hayati tehlikeye yol açabilirdi. Yemek borusunda delinme, kanamalara yol açabilirdi.  Dolaysıyla bu olayların olmaması için hemen endoskopi ile girişimde bulunduk. Bir takım teknik yöntemler ile yemek borusundaki sarımsağı mideye aktardık. Hastanın gerçekten hayatı kurtulmuş oldu” dedi.

    ÇİĞNEMEDEN YUTMAYIN

    Göral, “Bu bir ders olmalı insanlara. Toplumda sarımsağın çok faydalı olduğu söyleniyor. Gerçekten çok faydalı. Uzun yıllardan beri ülkemizde de sarımsağın antibiyotik bir özelliği olduğu biliniyor. Bağışıklık sistemini güçlendirdiğini biliyoruz. Damar sertliği, kalp hastalıkları, Alzheimer gibi hastalıklara iyi geldiği, kanser hastalarında kanserin yavaşlatmasını sağladığı gibi bir takım bulgular var. Ve bir çok insan sarımsağı ülkemizde çok sık kullanıyorlar. Ancak bilinçli kullanılması lazım. Ben en 20-25 bin kişinin yemek borusunu, midesini gördüm ama ilk defa meslek hayatımda bir yemek borusunda sarımsak ve yaptığı tahribatla karşılaştım. Bu gerçekten çok önemli. Amaç, hekimlere sormadan sarımsağı yutmamak veya bol su ile yutmak. Ağız kokusu yaptığı için hastalarımız tane haline yutuyor ama tabii ezilerek yutulması bu komplikasyonların önüne geçecektir” ifadelerini kullandı.

  • The Walking Dead karakterleri PUBG Mobile’a geliyor

    Tencent GamesAMC‘nin The Walking Dead dizisi ile PUBG MOBILE arasında yapılacak yeni işbirliğinin detaylarını duyurdu.

    1 Ekim itibariyle başlayacak ve 2020’nin ilk aylarına kadar sürecek özel etkinlikte oyuncular, dizinin en bilinen kahramanları ya da kötü karakterlerine bürünerek savaş alanını düşmanlarına dar edebilecekler.

    Sınırlı sayıda sunulacak oyun içi itemlar arasında yeni karakter görünümleri, silahlar ve bir de araç bulunuyor:

    Daryl Dixon görünümü
    Rick Grimes görünümü
    Negan görünümü
    Michonne görünümü
    Daryl’in Motosikleti
    Michonne’un Katanası
    Negan’ın sopası ‘Lucille’

    Bu yeni görünümlerin yanı sıra işbirliği kapsamında özel etkinlikler de gerçekleştirilecek. The Walking Dead Keşif Oyunu‘nda görevleri tamamlayıp ekipmanları toplayarak puan kazanan oyuncular kalıcı Daryl Dixon Motosikleti gibi ödüller kazanma fırsatına sahip olacak.

    30 Eylül pazartesi itibariyle ise oyun içi The Walking Dead Çekilişi gerçekleştirilecek. PUBG MOBILE‘a girip oyun içi görevlere katılan Türkiye’den oyuncular telefon ve UC kazanma şansı yakalayacak. Ayrıca yeni etkinlikler ve karakterler de yolda, önümüzdeki dönemde oyuna eklenmeye devam edecek.

  • WİFİ 6’nın Özellikleri Neler? Farkları Nedir? Ne Değişecek?

    TP-Link Teknik Destek Mühendisi Eren Yatır, Uluslararası Elektrik & Elektronik Mühendisleri Enstitüsü (IEEE)’nin belirlediği standartlarla teknoloji üreticilerinin ürün geliştirdiğini belirterek, kablosuz ağ (WiFi) alanında IEEE 802.11 ile başlayan standartların günümüzde 802 11ax’e kadar geldiğini söylüyor. Yeni dönemde, Wi-Fi teknolojisini barındıran ürünlerde “a, b, g, n, ac” gibi çoğu kullanıcı için bir anlam ifade etmeyen isimler yerine, bağlantı kalitesinin sayılarla değerlendirileceğini açıklayan Yatır, “11ac yerine Wi-Fi 5, ax yerine ise Wi-Fi 6 şeklinde isimlendirme olacak. Böylece daha önce tüketicilerin akılda tutmaya zorlandığı tanımlar yerine daha kolay ve anlaşılır bir isimlendirmeye geçildi” diyor.

    Wi-Fi 6 Neler Sağlayacak?

    Wi-Fi 6’nın en yeni WiFi standardı olduğunu belirten Yatır, hem ağa bağlanan notebook gibi cihazlarda hem de ağ ürünlerinde WiFi 6 teknolojili modellerin görülmeye başlandığını bildiriyor. TP-Link’in de WiFi 6 destekli modellerini duyurduğunu ve yıl sonuna doğru bu ürünleri Türkiye’de de satışa sunmayı hedeflediklerini açıklayan Yatır, WiFi 6’nın en önemli avantajının hız olduğunu; bir önceki standarda göre bağlantı hızı ve erişim kapasitesini dört kat artıracağını vurguluyor. Ayrıca gecikme süresini de yüzde 60 gibi yüksek bir oranda azaltacağını bildiren Yatır, “ Wi-Fi 6, ultra yüksek bant genişliği, ultra yoğun erişim ve ultra düşük gecikme gerektiren senaryoları kolayca yönetecek. Örneğin kullanıcılar ultra HD video konferans görüşmeleri yapabilecekler. 4K video konferans görüşmesinde her kullanıcı 40 mbit/s bant genişliğine ihtiyaç duyar. Wi-Fi 6 ağın genel bant genişliğini artırıyor ve her kullanıcıya ultra HD video deneyimi sağlıyor” diyor. Özellikle ‘Nesnelerin İnterneti-IoT’ kavramı ile hayatımıza daha fazla akıllı cihazın girmesi sonucunda WiFi ağına bağlı cihaz sayısının da arttığını ve daha fazla anlık veri akışı olduğunu söyleyen Yatır, “IoT, üretim sektöründe robotların daha fazla kullanımı, sanal gerçeklik gibi gelişmeleri göz önüne alırsak, artık çok daha yüksek hızda WiFi bağlantısı ve de aynı anda çok sayıda cihaza bu yüksek hızın sunulması önemli hale geliyor. Wi-Fi 6, donma, kopma vb gecikmeleri 10 ms’lere indiriyor. Bu da neredeyse kesintisiz bir bağlantı anlamına geliyor” diyor.

    Altyapı, En Önemli Sorun

    “Her zaman söylediğimiz bir gerçek var istediğiniz kadar iyi yazılım yapın, cihazları haberleştirin, eğer güçlü, hızlı, kesintisiz ağı kuramazsanız beklediğiniz sonuçları elde edemezsiniz” diyen Yatır, Wi-Fi 6’nın tüm bunları sağlayacağını ifade ediyor. Ancak, sadece ağ cihazının WiFi 6 destekli olmasının yetersiz olduğunun altını çizen Yatır, “Wi-Fi 6 destekleyen cihaz yoksa bu bahsettiğimiz hızlara ulaşılamayacak. Şu aşamada ülkemizdeki kablosuz bağlanan cihazların çok büyük kısma hala 2.4 GHz yayınını görebilen cihazlar. 802.11 ac, yani WiFi 5 destekli cihazların yaygınlaştırılması için çalışıyoruz”
    diyor. Göz ardı edilen en önemli konunun ise altyapı olduğunu vurgulayan Yatır, “Wi-Fi 6 teknolojili ağ ürünleri kullanıyorsunuz ve ağa bağlanan cihazlarınızda Wi-Fi 6’yı destekliyor diyelim. Ama internete çıkış hızınız eğer 8 / 16 / 24 Mbps’lerdeyse yine yüksek performans almanız mümkün değil. İnternet altyapısının da bu hızları destekler olması gerekiyor. Türkiye’de hala 6 milyondan fazla ADSL kullanan, yani 8/16/24 Mbps hızları ile internet kullanan kullanıcı var. Temel olarak hem bağlantı sağlayacağınız cihaz hem de internet altyapınızın bu teknolojilere uygun olması gerekiyor” diyor.

    TP-Link, Wi-Fi 6 destekli birden fazla ürün geliştirmiş durumda. Başta yönlendiriciler (router) olmak üzere Mesh teknolojili Deco ev WiFi sistemleri ve menzil artırıcılarda da WiFi 6 teknolojili modeller bulunuyor.