Blog

  • Minik Dev Adam’ın örnek hikâyesi

    Minik Dev Adam’ın örnek hikâyesi

    3 Aralık Dünya Farkındalık Günü’nün kendisi için sadece bir tarih ve alelade bir gün olduğunu söyleyen Ercan Kubaş, “Ama benim için her 3 Aralık, hayatımın bir parçası oluyor. Çünkü ben, engelleri aşmak için sadece bedensel olarak değil, her an, her gün ruhumla da mücadele ediyorum. Belki ayaklarım yok, ama kalbim var ve o kalp, her zorlukla biraz daha büyüyor, biraz daha güçlü hale geliyor. Bu, sadece fiziksel bir savaş değil; ruhsal, kalbiyle savaşan bir insanın hikâyesidir” dedi.

    Eşi en büyük destekçisi
    Kendisinin en büyük desteğinin 95 santim boyundaki eşi Aysun’un olduğunu belirten Ercan Kubaş, “O, her zaman yanımda durdu. Beni asla yalnız bırakmadı. Birlikte her zorluğu aştık, birlikte hayata tutunduk. Onun varlığı, bana her gün yeniden doğma gücü verdi. Bazen gözlerimden süzülen yaşları gördü, bazen belki o da yorgundu ama hep birlikte, her engeli aştık. Aysun, bana sadece bir eş değil, en büyük yol arkadaşı oldu” ifadelerini kullandı.

    Eşi Aysun ile “Hayatın Gerçekleri” adlı tiyatro oyununu sahneye koyduklarını anlatan Kubaş, “Hep birlikte büyük bir projeye imza attık. Oyunla, engellilere karşı olan duyarsızlığı herkese sergiledik. Bu oyunla bir çok ödül gibi övgüler aldık.

    Ama en büyük ödülümüz, sahneye çıktığımızda birbirimize duyduğumuz güven ve sevgi oldu. Kızlarımız Yağmur ve Damla bizim en değerli hazinelerimiz. En kıymetli varlıklarımız. O küçük elleriyle beni ve eşimi hep sarıp sarmaladılar.

    Zorlukları birlikte yaşadık. Yağmur, o minicik yaşında, benim için; ‘Engelliyse engelli ne yapayım?’ diyerek, engelliliği sadece bir kelime olarak değil, bir anlam olarak kabul etti. Kızlarım; benim kalbimi hep güçlendiren, her adımımda yanımda olan meleklerim.

    Damla ve Yağmur, benim için sadece çocuklarım değil, en büyük ilham kaynağım. Onların gözlerindeki sevgiyle, her engeli aşmak için daha çok mücadele ediyorum. Her gün, biraz daha umutla büyüyorlar. Onlar, dünyada gördüğüm en büyük güzellik. İki küçük yürek, bana hayatın anlamını gösteriyor” diye konuştu.

    “Engellileri görmezden gelmeyin biz sadece 3 Aralık değil, her zaman varız”
    6 Şubat 2023’te 11 kenti vuran depremde; depremzedelere yardım edebilmek için bölgeye gittiğini aktaran Ercan Kubaş, “Kimse bana deprem bölgesine gitmem gerektiğini söylemedi. Ama kalbimde bir şey vardı; bu dünyada engelli olmak, bir insanın yardım etmesine engel olmamalıydı. Ayaklarım yoktu ama kalbim vardı.

    İnsanın kalbini her şeyden önce kullanması gerektiğini biliyordum. Deprem bölgesine gittiğimde, herkes beni gördü. O an, bacaklarımın eksik olduğunu bilerek oraya geldiğimi görenler, içten içe takdir ettiler. Ama ben sadece bir şey hissettim: Hangi bedende olursak olalım, yardım etme gücümüz her zaman içimizde yaşıyor. Benim engelim bedenimde değil, ruhumdadır.

    Her bir adımda, kalbimi insanlığa adadım ve Yağmur ile Damla Kızlarım, henüz küçücük bedenleriyle, büyük bir kalp taşıyorlar. Deprem bölgesinde, her ikisi de birikmiş harçlıklarıyla yardıma koştu. Su, süt, mama ve bez aldılar ve bunları ihtiyaç sahiplerine göndermek için ellerinden geleni yaptılar. O kadar saf ve samimi bir yardımseverlikti ki, kalbimi gururla doldurdu.

    Onlar, dünyada gördüğüm en büyük güzellik. Sevgi, umut ve yardımlaşma; onların gözlerinde hayat buluyor. Kızlarım, zorluklara rağmen hep güç verdiler ve ben her gün onlardan daha fazla ilham alıyorum. Yağmur ve Damla, gözlerindeki ışıkla her gün bana güç veriyorlar. O küçücük bedenlerinde, dünyaya bakışlarıyla dev bir kalp taşıyorlar.

    Benim için en değerli şey, onların mutluluğu. Onlar için her zorluk kolay, her engel aşılabilir. Çünkü onları engeller değil, sevgi, fedakârlık ve mücadele büyütüyor ve bir şey daha… Engellileri görmezden gelmeyin. Sadece 3 Aralık değil, her zaman varız.

    Biz engelliler, toplumu oluşturan bir parça, bu dünyanın bir parçasıyız. Bizim de sesimiz var, bizim de duygularımız var. Hep birlikte, her zaman, her şartta bizim varlığımızı kabul edin” diye konuştu.

  • Bayburt’ta mağaza açılışında izdiham

    Bayburt’ta mağaza açılışında izdiham

    Bayburt’un Velişaban Mahallesi’nde hizmete giren kadın giyim mağazasında işletme sahipleri açılışa özel kampanya düzenleyerek, kıyafetleri 10 liradan başlayan fiyatlarla satışa sundu. Sabahın erken saatlerinde mağazaya gelen ve kapıların açılmasını beklemeye başlayan vatandaşlar, mağazanın önünde kalabalık oluşturdu. Kapıların açılmasıyla başlayan alışveriş yarışı adeta izdihama dönüştü, vatandaşlar ucuz kıyafetleri kimseye kaptırmamak için hem zamanla, hem de birbirleriyle yarıştılar. İndirimli fiyatlarla satışa sunulan kıyafetleri ise kimisi hiç denemeden, kimisi de fiyatına bakmadan aldığı gibi koluna yığdı, kasa önünde ödeme yapmak için sıraya girdi.

    Sabahın erken saatlerinde geldiler

    Sabahın erken saatlerinde alışveriş yapmaya geldiğini söyleyen Derya Polat isimli vatandaş, “Bayburt’ta yeni açılan bir mağazada, açılışa özel 10 liradan başlayan fiyatlarla ürünler satılıyor. Biz de sabahtan geldik, alışverişimizi yaptık hala daha yapmaya devam ediyoruz. Ürünler çok fazla, çok güzeller. Çok yoğun bir kalabalık var. Ben sabah 09.00’da geldim, o saatten beri buradayım. Kalabalık çok fazla bu yüzden ürünlere çok çabuk ulaşamıyoruz” diyerek konuştu.

    “3-4 saattir buradayız”

    Uygun fiyatlarla ürün alabilmek için 3-4 saattir alışveriş yapan, kuyrukta bekleyen bir diğer müşteri Asude Aydın ise, “Alışveriş yapmaya geldim, çok ciddi bir yoğunluk var. İnşallah paramızı ödeyip, kıyafetlerimizi alıp çıkacağız. Saat 13.00’ten beri buradayım. Yoğunluktan dolayı bayağı bir bekledik. Çok güzel ürünler var inşallah alıp çıkarız. Bayağı bir yoğunluk var o yüzden 3-4 saattir buradayız” ifadelerini kullandı.

  • Gıda ve temel ihtiyaç ürünlerine denetim artışı

    Gıda ve temel ihtiyaç ürünlerine denetim artışı

    Ticaret Bakanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda gıda ve temel ihtiyaç ürünlerinde fahiş fiyat denetimlerinin arttırıldığı duyuruldu. Bakanlığın sosyal medya hesabında yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi:

    “Ticaret Bakanlığı olarak, vatandaşlarımızın beslenme, sağlıklı yaşama, barınma ve korunma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan zorunlu mal ve hizmet sektörlerinde, hem vatandaşlarımızın fahiş fiyat artışları sonucunda mağdur olmasını engellemek, hem de piyasada adil ve şeffaf bir ticaret düzenini tesis etmek amacıyla mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz.

    Bu kapsamda, temel gıda maddesi olan su ve yumurta sektörlerinde yaygın dağıtım ağına sahip üretici firmalar ile bahse konu ürünlerin nihai tüketiciye ulaşımına aracılık eden dağıtıcı/perakendeci firmalar nezdinde ticaret müfettişleri tarafından 19-20 Kasım 2024 tarihlerinde eş zamanlı olarak yerinde denetimler ve incelemeler yapılmıştır. Denetim ve incelemelerin sonucunda alınacak kararlar ve uygulanacak idari ve mali cezalar kamuoyumuz ile hemen paylaşılacaktır. Ayrıca, vatandaşlarımızın yaşam standartlarını etkileyen başta kırmızı et ve beyaz et sektörü olmak üzere tüm sektörlerde fiyat hareketleri ve piyasalardaki anlık reaksiyonlar yakından takip edilmektedir. Henüz asgari ücrette bir artış yaşanmamış olmasına rağmen, bazı fırsatçıların bu durumu öne sürerek fiyatları haksız şekilde artırma girişimleri de Ticaret Bakanlığımızca yakından takip edilmektedir. Bu kapsamda, özellikle temel gıda ürünlerinde spekülatif fiyatlandırmalarla ilgili gelen şikâyetler doğrultusunda, başta ulusal, yerel ve zincir marketler olmak üzere halkımızın vazgeçilmez ihtiyaçlarının satıldığı tüm noktalardaki fiyat artışları titizlikle denetlenmektedir.

    Asgari ücreti belirleme komisyonu daha henüz toplanmamışken ve Aralık ayı sonuna kadar belirlenmesi beklenen 2025 yılı asgari ücret rakamı 31 Ocak 2025 tarihinde çalışanlara ödenecek olduğu halde, asgari ücretteki artış ihtimalini şimdiden fiyatlamaya çalışan ve maliyet içindeki payını dikkate almadan, haksız bir şekilde asgari ücret artış oranının aynısını direkt fiyat artış oranına dönüştürüp fahiş fiyat uygulamaya kalkan satıcılara gereken kanuni denetimler ve cezai uygulamalar hiç tereddütsüz yapılacaktır. Ticaret Bakanlığı 81 il müdürlüklerince düzenli ve yoğun denetimler yapılmakta olup, 2024 yılının başından bugüne kadar 11 ayda 334 binden fazla işletme ve 15 milyon 50 bin 390 ürün denetlenmiştir. 194 bin 303 aykırılık bulunmuştur. 442 milyon lira il müdürlüklerimizce cezalar kesilmiştir. Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından 362 milyon lira ceza uygulamasına karar verilmiş ve tahsil edilmiştir.

    Ayrıca Tüketici Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğümüz tarafından da bu yılın 11 ayında 3 milyar 954 milyon lira ceza tahakkuk ettirilmiştir. Fahiş fiyat artışı yapıldığı tespit edilen ürünler, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulunca değerlendirilmiş ve ilgili mevzuat doğrultusunda 100 bin lira ile 1 milyon lira arasında idari para cezaları uygulanmıştır. Stokçuluk hallerinde ise öngörülen ceza tutarı her bir aykırılık için 1 milyon lira ile 12 milyon lira arasında uygulanmaktadır. 2025 yılında bu cezalar, yüzde 43,93’lük Yeniden Değerleme Oranı ile artırılarak uygulanacaktır. Fahiş fiyat oluşumunu gösterir işaretlerin ortaya çıkması halinde, diğer sektörlerde de benzer denetimlere hızlıca başlanacak, sektörel denetimlerin tamamlanmasını müteakip, fahiş fiyat artışı yapan firmalara kanuni-idari-mali cezalar uygulanacak ve sonuçlar kamuoyuyla paylaşılacaktır. Ticaret Bakanlığımız, vatandaşlarımızın ve iyi niyetli işletmecilerimizin haklarını korumak, piyasada adil ve şeffaf bir ticaret düzeni sağlamak için mücadele kararlılığını aynı hassasiyet ve disiplinle sürdürecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

  • Şehir ve idrak söyleşileri başladı

    Şehir ve idrak söyleşileri başladı

    Yıldırım Belediyesi’nin Bursa’nın yeni kültür ve sanat mekânı olarak işlevlendirerek kente kazandırdığı Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi’nde ‘Şehir ve İdrak Söyleşileri’ programları Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar’ın “Biyografinin Şehre Katkısı” başlıklı anlatımıyla başladı.

    Yıldırım Belediyesi, kentin yeni kültür ve sanat mekânı olarak kente kazandırdığı Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi’nde ‘Şehir ve İdrak Söyleşileri’ninstartını verdi. Programın ilk konuğu Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar, “Biyografinin Şehre Katkısı” üzerine konuştu. Bursalı vatandaşların güncel meseleleri Türkiye’nin önde gelen isimlerinden dinleme imkânı bulduğu, toplamda 10 hafta sürecekprogram serisine düzenli katılım sağlayan katılımcılara program sonunda sertifika verilecek. ‘Şehir ve İdrak Söyleşileri’nin ikinci programı önümüzdeki hafta Prof. Dr. Suphi Saatçi’nin “Şehir ve Mimari” konulu anlatımıyla devam edecek.

  • Yıldırım Belediyesi’nden sanat eğitimi

    Yıldırım Belediyesi’nden sanat eğitimi

    Yıldırım Belediyesi Adile Naşit Tiyatrosu, yeni sezon ile birlikte sanatseverlere yönelik eğitimlerine devam ediyor. 8-13 yaş arası çocuklara yönelik çocuk drama kursu, 14 yaş ve üzeri için yetişkin drama kursu düzenliyor. Çocuklara yönelik 150 kişilik katılımcı cumartesi günleri, 14 yaş ve üzeri yetişkinlere yönelik 150 kişinin katılımıyla drama atölyesi ve oyunculuk atölyesi pazar günleri gerçekleştiriliyor. Katılımcıların sosyalleşmelerine ve drama yöntemleri ile kendilerini ifade etmelerinin oyunlar aracılığıyla sağlandığı eğitimler 8 hafta sürecek.

    Spor ve sanat vurgusu

    Öte yandan, katılımcıları, diyafram çalışması, vurgu, tonlama, kelimelerin doğru telaffuzu eğitimleri ile Türkçeyi etkili ve anlaşılır bir şekilde kullanmaya teşvik etmek amacıyla da etkili iletişim-beden dili ve diksiyon kursu düzenleniyor. Yaklaşık 230 öğrencinin katıldığı diksiyon kursunu başarıyla tamamlayan öğrencilere kurs sonunda sertifika verilecek. Kursların katılımcılara önemli kazanımlar sağlayacağını kaydeden Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Yıldırımlı hemşehrilerimizin en az bir sanat dalı ve bir spor branşında aktif olarak yer almalarını istiyoruz. Bu hedefimiz doğrultusunda ilçemize spor tesisleri ve kültür merkezleri kazandırıyor, hemşehrilerimiz için yeni imkânlar oluşturuyoruz” dedi.

  • “Türkiye’de başka takım yok zannediyorlar”

    “Türkiye’de başka takım yok zannediyorlar”

    Fenerbahçe, Trendyol Süper Lig’in 14. haftasında konuk ettiği Gaziantep FK’yı 3-1 mağlup etti. Söz konusu mücadelenin ardından Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı, basın mensuplarını açıklamalarda bulundu. Öncelikle mutlu olduklarını söyleyerek sözlerine başlayan Ilıcalı, “Bizim için çok önemli bir galibiyet oldu. Sezon başında büyük bir hedefle yola çıktık. Puan kaybettiğimiz zamanda puan kaybedilebilir dedik. Bugün kaybedersiniz fakat sonra bir seri yakalayıp, sezon sonu ipi göğüsleyen takımın kim olacağı belli olmaz. Bugün de bunun güzel bir örneği oldu. Puan farkının azalması, takım ve taraftarın büyük bir inançla takımımızı destelemesi var. Bugün taraftarımıza büyük bir teşekkür ediyorum. Uzun zamandır böyle güçlü bir ses duymamıştım. Taraftarımızın inancını hissettik. Bu bizi mutlu etti, futbolcularımız da bundan çok etkileniyorlar. Camia olarak kenetlendik. Bu zor sezonda yine galibiyetler alarak yolumuza devam etmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Galatasaraylı yöneticilerin, bir rakip olduğunu anlamaları lazım”

    Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’in dün yaptığı açıklamalara cevap veren Ilıcalı, “Bu konuyu anlatmakta zorluk çekiyoruz. Hatırlarsanız Galatasaraylı bir yönetici ‘Hakem hataları bize karşı yapılıyor’ dedi. ‘Hakkımız yeniyor’ dedi. Biz de ‘Hodri meydan’ dedik. ‘Hadi hep beraber inceleyelim’ dedik, ‘Tamam’ dediler. Sonra incelemek için teraziyi kurduk, yabancı hakemi de getirdik. Sonrasında rakibimiz kayboldu. Rakibimiz incelemeyi uygun görmedi. Yanlış anlamayın kendi hakemlerini getireceklerdi. Niye kabul etmediklerini anlamak isterseniz dünkü oynanan maça bakabilirsiniz. Maalesef Galatasaraylı yöneticiler Türkiye’de başka takım yok zannediyorlar. Galatasaraylı yöneticilerin bir rakip olduğunu iyi anlamaları lazım. Dünkü maçın sadece demeçlerini seyretseniz, sanarsınız Galatasaray madur oldu. Pozisyonlara bakıyoruz, bütün hakemlerin hem fikir olduğu Galatasaray’ın 10 kişi kalması lazım. Maçın daha 25. dakikasında, sonrada 55. dakika yüzde iki yüz atılması gerekiyor. Rakibin penaltısını vermemiş, kırmızı kartı görmemişsin. Kırmızı kartı verse bir sonraki hafta Sivasspor maçında oynayamayacak. Hakem bu iki büyük hatayı sizin lehinize yapmış, bu maçtan çıkıp ortalığı birbirine katıyorsunuz. Siz Türkiye’de başka takım yok mu zannediyorsunuz. Rakip takımların hakkının yendiğini hiç mi söylemesiniz. Eyüpspor’un hakkı yenmedi mi orada? Orada Galatasaray’ın 10 kişi kalması gerekmiyor muydu? Sivas’a eksik kişi gitmesi gerekmiyor muydu? Sanki sadece Galatasaray kazanmak zorunda. Sanki Türkiye Galatasaray’ın mahkumu” diye konuştu.

    “Bu düzeni yıkacağız diye söyledik”

    Galatasaray’ın, oynanan Avrupa maçlarının ardından daha az dinlendiği söylentiyle ilgili ise Acun Ilıcalı, “İtiraz ediyorlar, maçların oynandığı günle ilgili. Araştırma yapılıyor, hiçbir haksızlık yok. Herkes aynı süre dinlenmiş ama siz ortalığı birbirine katılıyorsunuz. Galatasaray kulübünde, Beşiktaş maçında 8 sarı kart, 2 tane kırmızı kart atlandıktan sonra yine kendi sahasında yüzde iki yüzlük kırmızı kart verilmedi. Böylece Galatasaray içeride 2 yıldır kırmızı kart görmeme serisini devam ettirdi. Hakem görmedi diye, Davinson Sanchez şöyle dedi, beni iki haftadır atmıyorsunuz, ben iki ayağına birden basayım. Eyüpspor’dan bir yönetici bu duruma isyan etmedi. Kimse diyor mu hakkımız yendi diye. Galatasaray ortalığı birbirine katıyor. Bu düzeni yıkacağız diye söyledik. Biz yenilmeyiz de demedik. Biz bu yola baş koyduk. Şampiyon olmak için bütün camia kenetlendik. Herkes bu sene neler olacak görecek” şeklinde konuştu.

  • Protez için başvurduğu firmadan olumsuz cevap

    Protez için başvurduğu firmadan olumsuz cevap

    Kahramanmaraş merkezli depremde Hatay’da binlerce bina yerle bir olurken yaklaşık 25 bin insan hayatını kaybetmiş ve enkazdan sağ kurtarılan binlerce insan uzuv kaybı yaşamıştı.

    Depreme Antakya ilçesi Emek Mahallesi’nde 4 katlı binalarında yakalanan 54 yaşındaki Aysel Göçmen’in eşi Mehmet Avaz Göçmen enkazda kalarak vefat etti.

    Göçmen; depremde eşini ve başka bir binanın enkazında kalan 27 yaşındaki kızı Fatma Betül İsmetoğulları’nı kaybetti.

    Kendisi de enkazdan 6. günde kurtarılan Göçmen’in bir bacağı da ampute edildi. Tedavi sürecinin ardından protez bacak için Adana’da bir firmayla anlaşan ve 19 bin TL kendisi ödeyerek devlet desteğiyle protezini yaptırdı.

    Kendisini rahatsız eden ve yürüyemeyen Göçmen, protezin değişimi için firmayla görüştüğünde olumsuz cevap aldı.

    Aldığı cevap karşısında çaresiz kalan kadın ve yardımseverlerin desteğiyle yeni bir proteze kavuşan Göçmen, ikinci protezinin de kendisine geniş geldiğini söyleyerek yeniden yürüyemediğini dile getirdi.

    “Beton parçaları bacağımın üstüne düştü ve oradan çıkamadım”
    Depremin 6’ncı gününde kurtarılan Göçmen, “Depreme uykuda yakalandık. Uyandık ve deprem olduğunu anladık.

    Kaçmaya fırsatımız olmadı. Evin duvarlarından betonlar parça parça düşmeye başladı. Beton parçaları bacağımın üstüne düştü ve oradan çıkamadım.

    Depremde 6 gün enkazda kaldım. Deprem olduğunda eşimleydim. Yakınlarımdan kimse kalmadı. Eşim, kızım, yeğenlerim ve arkadaşlarım öldü. Depremde çok kaybım oldu” dedi.

    “Adana’da protezi yapan firmayla yüz yüze görüştüm
    Protezden memnun kalmadığını söyleyerek firmayla görüştüğünde, olumsuz cevap aldığını dile getiren Göçmen, “Deprem sonrası bacağıma Adana’dan 19 bin TL protez yaptırdım. Yapılan protez her taraftan batıyordu. Hiç kullanamadım.

    Protezi bir hayır kuruluşu tekrardan yaptı. Bu sefer de protez çok bol geldi. Protezden hiçbir netice alamadım. Düzgün ve iyi bir protez olursa yürüyebileceğimi umut ediyorum. Benim burada hayatım çok zor ve burada bana bakacak kimsem yok.

    Yalnız yaşıyorum ve bütün ailemi kaybettim. Yetkililerden daha rahat yaşayabileceğim bir yere yerleştirilmek ve yürümek istiyorum.

    İyi bir protezle normal hayatıma dönebilirim. Adana’da yaptırdığım protezi yapan firmayla yüz yüze görüştüm.. İlk protez her tarafından batıyordu ve iyi olmamıştı. Firma SGK’dan da parasını almış ama protez hiçbir işime yaramadı” ifadelerini kullandı.

  • Kayseri’de 3 aracın karıştığı zincirleme kaza: 2 yaralı

    Kayseri’de 3 aracın karıştığı zincirleme kaza: 2 yaralı

    Edinilen bilgiye göre, kaza, Gökkent Mahallesi Nalçık Bulvarı üzerinde meydana geldi. 38 ACM 107 plakalı otomobil, 38 GA 863 plakalı hafif ticari araç ve 38 DH 766 plakalı otomobil çarpıştı. Zincirleme kazada hafif ticari araçtaki 2 kişi yaralandı. İhbarla olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralılar ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırılırken polis ekipleri yolda trafiğin akışını kontrollü olarak sağladı.
    Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

     

  • Servis midibüsü ile çarpışan motosikletin 24 yaşındaki sürücüsü öldü

    Servis midibüsü ile çarpışan motosikletin 24 yaşındaki sürücüsü öldü

    Kaza, İskenderun ilçesi Denizciler Mahallesi’nde yaşandı. Sabah saatlerinde işe gitmek için yola çıkan Yunus Kara’nın kullandığı motosiklet, servis midibüsüyle çarpıştı. Motosiklet sürücüsü gencin hayatını kaybettiği kaza anbean güvenlik kamerasına yansıdı.

    Olay yerindeki incelemenin ardından Kara’nın cenazesi hastane morguna kaldırıldı.

  • Hastane bekleme süreleri daha verimli

    Hastane bekleme süreleri daha verimli

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 4 Şubat 2024 tarihinde açılışı gerçekleştirilen Gaziantep Şehir Hastanesi’nde hayata geçirilen Dr. Mecit Barlas Çocuk Kütüphanesi, vatandaşlar tarafından yoğun ilgi görüyor.

    Hastalar, muayene sırası veya sonuç beklerken kütüphaneye gelerek hem kendileri hem de çocukları için kitap okuyabiliyor. Kitap okumayı bilmeyen çocuklar için ise çeşitli oyuncaklar kütüphanede hazır bulunduruluyor.

    Ayrıca, kütüphanedeki kitaplar vatandaşlara 15 gün süreyle ödünç veriliyor. Kitaplar, vatandaşlara teslim edilmeden önce özel bir şekilde sterilize edilerek kayıt altına alınıyor.

    Kütüphane tarafından sterilize edilen kitaplar, servislerde yatan çocukların okuması için odalarına kadar ulaştırılıyor.

    Bu sayede hem kitap okuma alışkanlığının yaygınlaştırılması hem de çocukların hastane sürecinde moral bulmaları hedefleniyor.

    “Bizim bu kütüphanedeki asıl amacımız çocukların hastaneye geldiğini unutturmak”
    Çocukların hastane fobisini yenmesi ve kitap okuma alışkanlığı oluşturmak amacıyla hastanede kütüphane açtıklarını ifade eden kütüphane görevlisi Gizem Dağdelen, “Burası yaklaşık bir yıldır hizmet veriyor.

    Bizim bu kütüphanedeki asıl amacımız çocukların hastaneye geldiğini unutturmak. Diğer kütüphanelerle ortak özelliğimiz ise kitap dostu çocuklar yetiştirmek.

    Çocuklar aileleriyle buraya geliyor. Buraya üyelik yaptırıyorlar. Üyeliğin ardından 15 gün kendilerinde kalan 3 kitapla evlerine gidiyorlar.

    Aynı zamanda hastane ortamında olduğumuz için kitapları sterilize edebilirler. 15 günün ardından gelip kitapları teslim ediyorlar. Serviste yatan çocuklarımıza da istedikleri kitapları sterilize ederek veriyoruz” dedi.

    “Gelen hastalar burada sonuç beklerken kitaplarını okuyarak çocuklarını eğlendirebiliyor”
    Hastaların muayene ve sonuç beklerken kütüphanede zaman geçirdiklerini belirten Dağdelen, “Gelen hastalar burada sonuç beklerken kitaplarını okuyarak çocuklarını eğlendirebiliyor.

    Aynı zamanda kitap okumayı bilen çocuklar ise kitap seçip burada okuyor. Buraya gelen vatandaşlardan çok güzel geri dönüşler alıyoruz.

    Vatandaşlar böyle alanların çoğaltılmasını istiyor. Çocukların hastane fobisini attıklarını söyleyen vatandaşlarımızda var. Bu durum bizi çok mutlu ediyor.

    Vatandaşlarımıza kitap okuma alışkanlığını kazandırmak bizim için çok önemli” şeklinde konuştu.

    “Muayene sırası beklerken bizim için çok iyi oluyor”
    Hastaneye geldiğinde sıra beklerken kütüphaneye geldiğini söyleyen vatandaş Rabia Deniz, “Burayı çok beğeniyorum. Muayene sırası beklerken bizim için çok iyi oluyor.

    Hem çocuklarım da sıkılmamış oluyor. Ben de kitap seçip eve götürüyorum. Bu tarz yerlerin çoğaltılmasını isteriz” diye konuştu.