Blog

  • AliExpress, Türkiye’den Mağazalarla Satış Yapacak! Mağaza Nasıl Açılır?

    Günümüzün en önemli e-ticaret platformlarından biri olan AliExpress, Türkiye operasyonuna resmen başladı. Ülkemizde de oldukça popüler bir e-ticaret platformu olan AliExpress, Türkiye’den satıcıların yurt dışına satış yapmalarını hedefliyor. AliExpress’te nasıl mağaza açılır? İşte detaylar…

    Platform içinde satış yapacak olan Türk satıcılar ürünlerini sadece yurt dışına satabilecekler, Türkiye’ye herhangi bir satış yapamayacaklar. AliExpress Türkiye ekibinin paylaştığı bilgilere göre şu an için AliExpress içinde 100‘e yakın Türkiye merkezli mağaza bulunuyor.

    AliExpress’in Türkiye operasyonlarını başlatmasının nedeni ise Türkiye’nin üretim yapan bir ülke olması. Paylaşılan bilgilere göre AliExpress’in Türkiye’den yüksek bir beklentisi var. Ülkemizdeki e-ihracatın her geçen gün gelişmesi AliExpress’in bu adımı atmasının en büyük nedenlerinden biri.

    AliExpress’te nasıl mağaza açılır?

    Şu an için Türkiye’den 100 mağaza olsa da bu mağazalara her geçen gün yenilerinin eklendiğini de belirtelim. AliExpress mağazanızı oldukça kolay bir şekilde açabilirsiniz. Kısacası ülkemizdeki üreticiler Alibaba‘nın e-ticaret platformu olan AliExpress’te mağaza açarak Türkiye’den aylık 200 milyonu aşkın kullanıcıya ulaşacak.

    Türkiye’den AliExpress aracılığı ile yurt dışına satış yapmak istiyorsanız, AliExpress’te mağaza açmak oldukça kolay. Öncelikle Aliexpress’te mağaza açmak için Aliexpress Global Selling TR adresini ziyaret etmeniz gerekiyor.

    Siteye girdiğinizde Aliexpress’e Katılın seçeneği ile Aliexpress hakkında paylaşılan bilgileri göreceksiniz. Mağaza açmak için Aliexpress’e katılın seçeneğine tıklayarak devam ediyoruz. Sonrasında ise karşımıza bir kayıt sayfası çıkıyor.

     

    Buradan gerekli bilgileri doldurarak Aliexpress’te mağaza açmak için gerekli başvuruyu tamamlayabilirsiniz.

    AliExpress satıcıları için hazırlanan Temel İşletim Kılavuzu’na ise buradan ulaşabilirsiniz.

  • Singapur’da İnternette Yalan Haber Yaymak Suç Sayılacak

    Singapur merkezli yayın yapan Channel News Asia televizyonunun internet sitesinde yer alan habere göre, Yasama Meclisi, dün yapılan oylamada, internette manipülasyon amaçlı yalan ve uydurma içerikler paylaşmayı ve yaymayı suç haline getiren ve hükümete bu tip içerikleri bloke etme yetkisi veren Çevrimiçi Yalanlar ve Manipülasyon Yasası’nı kabul etti.

    Meclisin aleyhteki 9 oya karşı 72 oyla kabul ettiği yasa, internette yalan içerikler yayan kişilere 10 yıla kadar hapis cezası getirilmesini öngörüyor.

    Muhalefet ve sivil toplum örgütleri, içeriğin doğru ya da yanlış olduğu kararını hükümete bıraktığı ve “kamu yararı” kavramını çok geniş yorumladığı gerekçesiyle yasayı eleştiriyor.

  • Sağlık Bakanlığı’ndan ‘Kırım Kongo’ uyarısı

    Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada; KKKA hastalığının kene ile bulaşan tehlikeli bir enfeksiyon hastalığı olduğu bildirildi. Hastalığın, çoğunlukla İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yoğunlaştığı belirtilen açıklamada, KKKA hastalığı ile mücadele için ciddi tedbirler alındığı kaydedildi. Açıklamada, “Hastaların takibi için sürveyans sistemi kurulmuş, bölge merkezleri oluşturulmuştur. Hastalığın teşhisi için laboratuvar alt yapısı güçlendirilmiştir. Kişisel korunma önlemleri, hastalığın kontrolü için oldukça önemlidir. Sağlık Bakanlığı toplumda farkındalık çalışmalarını titizlikle yürütmektedir. KKKA’ya yönelik afiş, broşür, TV spot filmi, belgesel, çocuklara yönelik animasyon filmi gibi eğitim materyalleri hazırlanmıştır” denildi.

    ‘VAKA SAYISINDA AZALMA YAŞANDI’

    Yapılan çalışmalar sonrasında Türkiye’de görülen KKKA vakaları ve hastalığa bağlı ölümlerde düşüş görüldüğü bildirilen açıklamada “2008 yılında hastalığa bağlı 63, 2018 yılında ise 27 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Alınan tedbirlerle vaka sayısında büyük azalma görülmesine rağmen 2019 yılı Mayıs ayı itibari ile ne yazık ki 3 vatandaşımız KKKA hastalığı sebebiyle hayatını kaybetmiştir.”

    UYARI VE ÖNLEMLER

    Açıklamada, vatandaşlara uyarıda bulunularak alınacak önlemler şöyle sıralandı:

    “Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara giderken vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalıdır. Kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir. Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde vücutta (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dahil) kene olup olmadığı kontrol edilmelidir. Kene üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek; vücut içeriğini kişiye aktarmasına sebep olacağı için kesinlikle yapılmamalıdır. Kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır. Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir.  Hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske, vb.) almalıdır.  Kene tutunan kişiler, 10 günlük süre içinde halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler görülmesi halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidir.”

  • Norveç Sağlık Bakanı: Bırakın insanlar kırmızı et, içki, sigara tüketsin

    Ahlak polisine dönüşmek istemediğini söyleyen Sylvi Listhaug, insanları mutlu ediyorsa ‘kötü alışkanlıkların keyfinin çıkarılmasına’ izin verilmesi gerektiğini belirtti.

    İlerleme Partisi (Progress Party) mensubu olan Listhaug, ulusal yayın kuruluşu NRK’ya yaptığı açıklamada, “İnsanların sigara ve içki içmesine, istediği kadar kırmızı et tüketmesine izin verilmesi gerektiğine inanıyorum. Otoriteler bilgi vermekten hoşlanıyor olabilir ama insanlar neyin sağlıklı neyin sağlıklı olmadığını zaten gayet iyi biliyorlar” dedi.

    ‘İNSANLARA NASIL YAŞAYACAKLARINI SÖYLEYEMEM’

    Listhaug, “Ahlak polisi olmayı planlamıyorum ve insanlara hayatlarını nasıl yaşamaları gerektiğini söylemeyeceğim. Bunun yerine, onların tercihlerini şekillendirecek bilgiye ulaşmaları konusunda yardımcı olmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

    Sigara içen insanlara da yönelik anlayışının da arttığını söyleyen ve kendisi de sigara içen Bakan, “pek çok sigara içen insanın kendisini toplum dışına itilmiş gibi hissettiğine inanıyorum. Neredeyse saklanmaları gerektiğini düşünüyorlar ve bence bu aptalca. Zararlı olduğu için sigara içmek her ne kadar güzel olmasa da, yetişkinler ne yapacaklarına dair karar verme hakkına sahip olmalı” dedi.

    ‘GÖREVİ KONUSUNDA BİR FİKRİ YOK GİBİ’

    Listhaug’un bu çıkışı eleştiriyle karşılandı.

    Norveç Kanser Derneği Genel Sekreteri Anne Lise Ryel, “Halk sağlığının gerçekten ne anlama geldiği ve bu alanda görev yapan bir bakanın görevinin ne olduğu konusunda pek fazla fikri yok gibi görünüyor. Pek çok insan bu fikre katılabilir. Bu halk sağlığını on yıllarca öncesine geri döndürebilir” dedi.

    Aktivist ve spor eğitmeni Anki Eie ise, “Bu çılgınlık. Tüm toplumun karşı çıkmaya çalıştığı şeye tezat oluşturuyor. Bu sözlerin bir bakandan gelmesi korkutucu. Sağlık üzerinde yıkıcı bir etkisi olacak” diye konuştu.

    İLK KEZ TARTIŞMA YARATMIYOR

    Sylvi Listhaug, Göç ve Adalet Bakanlığı görevlerini yürüttüğü sırada da buna benzer pek çok çıkışla gündeme gelmişti.

    ‘Terör olaylarına’ karışan kişilerin pasaport ve vatandaşlık haklarının geri alınması gerektiğini savunan Listhaug, gelen tepkiler üzerine istifa etmişti.

    Kadınların günlük yaşamda maruz kaldığı cinsel tacize dikkat çekmeye çalışan #MeToo kampanyasını da eleştiren Listhaug, ‘gerçek problemleri gündeme getirme konusunda başarısız olduğunu’ savunmuştu.

  • Şirketlere Yeni Tehdit Fidye Yazılımı: MegaCortex

    Sophos güvenlik araştırmacıları, daha önce nispeten alt sıralarda yer alan bir tehdit olan MegaCortex fidye yazılımının 1 Mayıs’tan itibaren başta Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Arjantin, İtalya, Hollanda, Fransa, İrlanda, Hong Kong, Endonezya ve Avustralya olmak üzere dünyanın pek çok yerinde aynı anda görülmeye başladığını tespit etti.

    Ryuk ve BitPaymer gibi elle yönetilen bileşenlere sahip olan MegaCortex, saldırıyı yönlendirme aşamasında otomasyona dayalı araçları çok daha etkin kullanmasıyla benzerlerinden ayrılıyor. MegaCortex’in ortaya koyduğu bu yeni formül, tehdidin daha fazla kurbana çok daha hızlı ulaşmasını sağlıyor.

    MegaCortex, şifrelediği sistemlere bıraktığı fidye notunda ödenmesi gereken belli bir rakam telaffuz etmiyor. Bunun yerine kurbanlarının freemail.com üzerinde açtıkları e-posta adreslerine bir mesaj göndermesini ve sabit disklerinde bulacakları dosyayı mesajlarına ekleyerek “şifre çözme hizmeti” için başvuruda bulunmasını bekliyor. Fidye notunda ayrıca fidyenin ödenmesi durumunda “bir daha kendileri tarafından asla rahatsız edilmeyecekleri garantisi” ve “şirketin siber güvenliğini güçlendirmek için danışmanlık sağlanacağı” ifadeleri de yer alıyor.

    Güvenlik uzmanları, bu yeni tehditten korunmak için şunları öneriyor:

    · MegaCortex’in varlığının daha önce ortaya çıkan ve halen devam eden Emotet ve Qbot saldırılarıyla ilişkili olduğunu gözlemliyoruz. Eğer güvenlik sistemlerinizde daha önce Emotet veya Qbot enfeksiyonlarıyla ilgili uyarılarla karşılaştıysanız, MegaCortex’e karşı özellikle dikkatli olun. Farklı türden zararlı kodları taşımak üzere özelleşmiş bu tehditler, MegaCortex saldırısı için yolu açmış olabilir.

    · Sophos olarak MegaCortex’in sistemlere sızmak için Uzak Masaüstü Protokolünü (Remote Desktop Protocol – RDP) kullandığına dair bir kanıta rastlamış değiliz. Ancak kurumsal firewall uygulamalarında kullanıcıların RDP bağlantısı kurmasına izin verecek boşluklar yaygın olarak yer alıyor. Bunun yerine sistem yöneticilerinin RDP bağlantılarını mutlaka VPN üzerinden sağlamalarını öneriyoruz.

    · Saldırganlar yönetici şifrelerini ele geçirerek kullanmaya meyilli olduğu için iki aşamalı doğrulamayı mümkün olan her durumda aktif hale getirmeniz korunmanıza yardımcı olacaktır.

    · Önemli verilerinizi düzenli olarak çevrimdışı yedekleme cihazlarında saklamanız, olası bir fidye saldırısında sizi fidye ödeme zorunluluğundan kurtaracaktır.

    · Anti fidye yazılımları yardımıyla kendinizi MegaCortex ve gelecekteki benzer fidye yazılımı tehditlerinden koruyabilirsiniz.

  • Bursa’da piyano çalan robot ilgi çekti

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür Aş. tarafından bu yıl 8.kez düzenlenen Turkish Airlines Science Expo Bilim Şenliğinde Türkiye’nin her yerinden öğrenciler ve firmalar tasarladıkları ürünleri sergiledi. ONS firmasının İsviçre’den getirdiği robot ise bilim şenliğinde piyanonun başına geçerek istenilen parçayı hiç hatasız şekilde çalıyor. Bu robot çaldığı piyanoyla usta piyanistleri aratmıyor. Hafızasına yüklenen yüzlerce parçayı hiç hata yapmadan ünlü müzisyenler gibi çalabiliyor. Yakın gelecekte bu robotların tek başına konser vermesi bekleniyor. Türkiye’de iki tane bulunan bu robottan biri bilim şenliğine gelen ziyaretçilere konser vererek onları hayretler içerisinde bıraktı. Gelen ziyaretçiler ise robotun çaldığı parçaları dakikalarca dinleyip bol bol fotoğraf çektirdi. İstenilen parçayı hatasız şekilde çalan robot 50 bin avroya satılıyor.

    Piyano çalan robotu İsviçre’den getirdiklerini ifade eden ONS Makine robotik personeli Adem Sevim, “Bu gün fuarımızda çeşitli robotlarımız var. Yumi robotumuzun gençlere yönelik olsun diye piyano çalmasını istedik. Bu alanda bir programlama yaptık. Bu robot yeni bir üründür. Bu robota programlama yaparak daha farklı besteler de çaldırabilirsiniz. Fiyatı 50 bin avro. Bu robottan Türkiye’de iki tane var. Biri bizim firmamızda. Bu robotu farklı endüstriyel alanlarda kullanabilirsiniz” dedi.

  • Liseli Genç Parmak İzi Okuyuculu Silah Geliştirdi

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ öncülüğünde bu yıl sekizincisi düzenlenen Turkish Airlines Science Expo Bilim Şenliğinde, Isparta Tümay Yavuz Ali Ergun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 3. sınıf öğrencisi Vildan Bayındır’ın geliştirdiği, ateşli silahlarda kullanılan parmak okuyan silah tertibatı tanıtıldı. Artık güvenlik güçlerinin silahları başkasının eline geçse de kullanılamayacak. Silahların tetiklerinin üzerine yerleştirilen parmak okuyucu sayesinde her silahı sadece parmak izi tanıtılan kişi kullanacak. Bu sayede bir boğuşma veya başka bir sebepten ötürü güvenlik güçlerinin silahını eline geçiren suçlu, bu silahı kullanıp güvenlik güçlerine ateş edemeyecek. Bu aparatın takıldığı silahı parmak izi tanımlı kişi dışında kimse kullanamıyor.


    Bu sistemin tüm silahlarda kullanılabileceğini söyleyen Vildan Bayındır, “Ben parmak izi okuyan silah tasarladım. Bu tasarım sayesinde sizin olan silahı başkası kullanamayacak. Bu sayede cinayet, intihar ve kazalar bir nevi önlenmiş olacak. Bizim istediğimiz silahlanmanın kontrol altına alınması değil, popülerliğini ve yaygınlığını azaltmak. Sistem şöyle çalışıyor: Üretici firma tarafından silah alacak kişinin parmak izi verileri kaydediliyor. Bu silahı eline geçiren başka biri kullanamıyor. Son zamanlarda silahların kolay elde edilmesiyle birlikte cinayet ve kazalar çok artmaya başladı. Parmak izi sayesinde bu gibi durumların bir azaltacağını ümit ediyoruz. Mesela güvenlikçiler hırsızla karşı karşıya geldiğinde bir anlık dalgınlığıyla silahını kaptırsa bile bu silahı alan kullanamayacak. Bu sistemin maliyeti silah başına 700 lira olacak” dedi.

  • Hangi kokular hangi duyguları tetikliyor?

    Koku duyusu; farkında olmadığımız durumlar, şuuraltında gerçekleşen süreçler dahil olmak üzere günlük duygularımızın yüzde 75’inden fazlasını etkiliyor. Bir ortamı uygun bir şekilde doğru kokular ile kokulandırmak tahmin edilenden çok daha büyük fayda sağlıyor. Gün içerisinde duyulan milyonlarca kokudan bazıları hafızayı ve zihni çok net ve güçlü bir şekilde etkileyebiliyor. Meselâ sıcak bir ekmek kokusu mutlu bir sabah kahvaltısını hatırlatarak kişiyi harekete geçirebiliyorken, bir kahve kokusu zihinde uyanma hissine sebep olabiliyor.

    Kokuların gizli bir gücü var 
    Her koku kendi içerisinde bir genetik kod barındırıyor. Bu genetik kodlar insanlar üzerinde öğrenme, zeka gelişimi, satın alma davranışı, verim, performans gibi birçok konuda değişime sebep olmak için profesyonel analizler ışığında ve marka maksadına uygun olarak kullanılıyor. Kokuların etkileri örnekler üzerinden açıklandığında konu çok daha ilginç ve keyifli bir hal alıyor. Turunçgiller ve lavanta kokuları negatif enerjiyi insanların üzerinden alarak pozitif olmayı sağlıyor. Bu tarz kokular genellikle kalabalık, stresli ve yoğun çalışılan iş ortamlarında verimi, performansı ve karlılığı arttırmak için kullanılıyor.
    Hafızayı güçlendiren ve konsantrasyon artıran kokular öğrenme ve dikkat konularındaki etkileri ile karşımıza çıkıyorlar. Stresi azaltan, motivasyon sağlayan kahve, lavanta ve gül kokuları odaklanmayı artırırken, doğru hedef kitleler üzerinde kullanılan nane ve çilek kokuları konsantrasyon ve verim artırıcılar olarak fayda sağlıyorlar.

    Pazarlamada yeni bir bilim: Scent marketing 
    Satın alma davranışları üzerinde değişikliğe sebep olduğu bilimsel olarak ispatlanan vanilya kokusu ile ilgili yapılan araştırmalara göre, vanilya kokusunun plansız alışverişlerde yapılan harcamaları yüzde 6, satın alma isteğini yüzde 15 ve mekanda kalma süresini yüzde 16 oranında artırdığı biliniyor.
    Kişilerin kendilerini mutlu, huzurlu ve güvende hissettikleri hoş kokulu ortamlarda satın alma davranışlarının arttığı buna sebep olarak gösteriliyor.
    Kokunun davranış ve duygular üzerindeki gücünün farkına varan markalar tüketicilerine eşsiz bir deneyim sunmak için markalarının amaçlarına ve hedef kitlelerine uygun kendi imza kokularını oluşturuyorlar. Bu sayede tüketicileri ile iletişim kuracakları yeni bir kanal oluştururken, aynı zamanda da tüketicilerinin zihninde daha kalıcı olmayı hedefliyorlar.

    Öğrenmenin en önemli unsurlarından bir tanesi doğru kokunun seçilmesi 
    Kokunun uzmanlar tarafından çalışılıp doğru kokunun belirlenmesinin uzman kişiler tarafından tasarlanması gerektiğini belirten Carpex Yönetim Kurulu Başkanı Zülfü Ertürk, “Öğrenmenin en önemli unsurlarından bir tanesi de doğru kokunun seçilmesi. Öğrenme ile ilgili baktığımızda fesleğenin, karabiberin, kahvenin, lavantanın, nanenin, biberiyenin, safran ve kekiğin doğru kokular olduğunu biliyoruz. O bakımdan hafızamızı güçlendirmek istiyorsak mutlaka bu kokuları tercih etmek ve bunları kullanmak durumundayız. Mutluluğun kokuyla çok büyük bir bağlantısı olduğunu biliyoruz. O açıdan gerek evimizde gerek ofisimizde gerek iş yerimizde son derece önemli olan doğru kokunun seçilmesi, mutluluk hissini sağlayan kokularımızın en başında elma, fesleğen, bergamot ve portakalın geldiği bilimsel bir çalışmanın ürünüdür. Bu kokuları seçmemiz durumunda orada gerekli mutluluğu gerekli efekti sağlamış olacağız. Bu kokular mağazada kullanıldığında mağaza satışlarının arttığını biliyoruz. Kokuların bulunduğu ortamda da çok huzurlu bir zaman geçirildiğini biliyoruz. Günümüzde en önemli sorunlardan bir tanesi de uykusuzluk. Uykusuzlukla ilgili yine yapılan bilimsel araştırmalarda doğru kokunun seçilmesi ve doğru kokunun kullanılması durumunda uykusuzluğa faydası olan kokuları seçmek önemli yine burada fesleğenin, limonun, ylang ylangın ve aynı zamanda lavantanın rahatlatıp stresi azalttığı bilimsel olarak ispatlanmıştır” diye konuştu.

    “Hangi kokular hangi duyguları tetikliyor” 
    Algılamayı güçlendiren kokular: Fesleğen, karabiber, kahve, lavanta, nane,biberiye, safran, kekik.
    Cesareti yükselten kokular: Karabiber, karanfil, fenol, zencefil, soğan, kekik.
    Depresyonu gideren kokular: Fesleğen,yasemin, limon, ylang ylang.
    Dinlenme ve uyku sağlayan kokular: Yasemin, sandalağacı, sarı papatya, sardunya, gül.
    Hayal gücünü arttıran kokular: Yasemin, mimoza.
    Mutluluk hissi sağlayan kokular: Elma, fesleğen, bergamot, portakal.
    İyileştirici etkisi bulunan kokular: Karanfil, kişniş, selvi, okaliptüs, kavun, sandalağacı.
    Sevgi duygusunu arttıran kokular: Elma, kişniş, zencefil,yasemin,lavanta, limon. mimoza, biberiye, vanilya, ylang ylang.
    Hafızayı keskinleştiren kokular: Karanfil, biberiye, kekik.
    Para enerjisi yayan kokular: Fesleğen, zencefil, kekik,limon ağacı yaprağı, lavanta.
    Fiziksel enerjiyi arttıran kokular: Bergamot, karabiber,kafur, tarçın, sarımsak, zencefil, portakal.
    Korunma amacıyla kullanılan kokular: Fesleğen, karabiber, karanfil, sarımsak, ardıç, soğan, nane, çam.
    Arındırma için kullanılan kokular: Kafur, okaliptüs, sarımsak, zencefil, limon, portakal.
    Enerji ve motivasyon için kullanılan kokular: Oturma odalarında, yemek odalarında oyun odalarında hobi odalarında, hol ve merdivenlerde: Zencefil, biberiye, lavanta, tarçın, nane, adaçayı.
    Haşereleri engellemek için kullanılan kokular: Bütün odalarda, avlularda çekmece ve dolaplarda: Lavanta, ağaç kavunu, kekik, nane, limon, fesleğen ve tarçın.
    Sıcaklık ve Güven duygusu için kullanılan kokular: Oturma ve yatak odalarında: Adaçayı, lavanta, mandalina.
    Ferahlık ve hafiflik duygusu yayan kokular: oturma odalarında çalışma odalarında mutfaklarda ve atölyelerde: sandalağacı, limon, biberiye, tropikal gül odunu.
    Romantik duygular uyandıran kokular: Yatak odası, oturma odası ve banyoda: Yasemin, sardunya, sandalağacı.
    Temizlik ve yalınlık duygusu uyandıran kokular: Mutfakta kilerde ve dinlenme odalarında: Çay fidanı. lavanta, kekik, okaliptus, biberiye, limon,ardıç ve çay.
    Huzur ve güven duygusu yayan kokular: Sandal ağacı,lavanta, sedir ağacı.
    Meditasyonda kullanılan kokular: Papatya, buhur, sandalağacı.

  • Wifi 6 Özellikleri Nelerdir? Nedir? Ne İşe Yarar?

    5G’yle aynı temel kablosuz özellikleri üzerine kurulan bu standart, işletmelerin ve tüketicilerin dünyayla etkileşim yöntemlerini yeniden şekillendirmeye hazırlanıyor. Kendinden önce gelen nesilden çok daha hızlı olmasının ötesinde, Wi-Fi 6 yüzde 400’e kadar daha fazla kapasite sunuyor ve stadyum, amfiteatr ve konferans salonları gibi yüksek yoğunluklu ortamlarda daha etkili oluyor. Gecikme süresi oldukça gelişmiş olan Wi-Fi 6 gerçek zamanlı kullanım senaryolarını mümkün kılıyor. Wi-Fi 6 ayrıca internet bağlantılı cihazların pillerini daha az yıpratıyor ve daha öngörülebilir bir kullanıcı deneyimi sunuyor.

    Wi-Fi 6’nın yanı sıra Cisco ayrıca bulut ölçekli ağa özel kampüs merkez ağ anahtarı sunarak sektörün en kapsamlı kampüs ağ portföyünü de genişletiyor.

    Otomasyon özellliğini ve analitik yazılımı kampüs için gelecek nesil anahtarlar, erişim noktaları ve kontrol birimleri ile eşleştirerek Cisco, sektörün tek uçtan uca, kablosuz mimarisini sunuyor.

    Cisco’nun yeni çözümleri:

    Wi-Fi 6 Erişim Noktaları: Catalyst ve Meraki portföylerindeki yeni erişim noktaları yeni Wi-Fi 6 standardını sunmanın çok ötesine geçiyor. İsteğe göre ayarlanabilen, programlanabilen yonga setleri ve sektörün öncü analitik özelliklerine erişimle Cisco’nun en yeni erişim noktaları daha akıllı ve daha güvenli bir kablosuz ağ sunuyor. Yeni erişim noktaları bir çok dilde kullanılabiliyor ve BLE, Zigbee ve Thread de dahil birden çok Nesnelerin Interneti protokolü ile iletişim kurabiliyor.

    Kampüs Ağı için Merkez Anahtar: Cisco her ağın başarılı bir şekilde çalışmasının temelini oluşturacak Catalyst 9600 merkez anahtar ailesi ile çıtayı yükseltiyor. En güvenli ve verimli kablosuz deneyimi sunmak için, işletmelerin kabloluyu kablosuzla bir araya getiren tek bir ağ yapısına ihtiyacı var. Internet tarihinin en başarılı ağ ürünü olan Catalyst 6000’in gelecek nesli olarak geliştirilen Catalyst 9600 gelecek nesil amaca yönelik kurumsal ağların temelini oluşturacak.

    Uygulama Geliştiriciler için Yeni Kaynaklar: Wi-Fi 6 ve 5G uygulama geliştiriciler için olağanüstü fırsatlar sunuyor. Uygulama geliştiricilerin bu yeni bağlanılırlık seviyelerinin vaat ettiği sarmal deneyimleri yaratmalarına olanak sağlamak için Cisco DevNet Wireless Dev Center’i hizmete açıyor. Cisco’nun uygulama geliştirici ağı olan DevNet, oyunun kurallarını değiştirecek kablosuz uygulamaları yaratmaları için uygulama geliştiricilere eğitim laboratuvarları, sandbox’lar ve kaynaklar sunuyor. Cisco Catalyst ve Meraki erişim platformları yonga seti seviyesine kadar tamamen açık ve programlanabilir özellikli. Bu da uygulamaların yeni ve heyecanlı yöntemlerle ağ programlama özelliğinden faydalanmasını sağlıyor.

    Yeni Ekosistem Ortaklığı: Wi-Fi 6 erişim noktalarının lansmanından önce Cisco, yeni standartların beraberinde getirdiği kaçınılmaz eksiklikleri tespit edip gidermek için Broadcom, Intel ve Samsung ile birlikte işlerlik testleri gerçekleştirdi. Samsung, Boingo, GlobalReach Technology, Presidio ve diğer teknoloji şirketlerinin de günümüzün en büyük kablosuz sorunsallarından birini çözmek için Cisco OpenRoaming projesine katılması bekleniyor. Cisco OpenRoaming projesi, Wi-Fi ve LTE ağları ile yerleşik halka açık Wi-Fi arasındaki geçişlerin güvenli ve kolay bir biçimde gerçekleşmesini sağlamayı hedefliyor.

  • İnternetin Yeni Hacker Grubu: MuddyWater Kimdir? Nedir? Kime Bağlı?

    Gelişmiş bir tehdit grubu olan MuddyWater, yüzünü ilk olarak 2017’de göstermişti. Kaspersky Lab, Ekim 2018’de MuddyWater tarafından düzenlenen geniş çaplı bir operasyonu raporlamıştı. Yapılan saldırıda Suudi Arabistan, Irak, Ürdün, Lübnan ve Türkiye’deki devlet kurumları ve telekomünikasyon kuruluşlarının yanı sıra Azerbaycan, Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerdeki çeşitli yerler de hedef alınmıştı. Bu saldırı üzerinde yapılan araştırmada tehdit grubunun kullandığı kötü amaçlı araçlar ve altyapılar tespit edildi. Bu araçlar incelendiğinde, MuddyWater’ın güvenlik sektörünü ve araştırmacıları nasıl kandırmaya çalıştığı fakat bir dizi operasyonel hata nedeniyle bu yaklaşımında başarısız olduğu görüldü.

    MuddyWater’ın zararlı yazılımını yükleyen kurbanların başına neler geldiğini açıklayan ilk raporda Kaspersky Lab araştırmacıları, saldırganların kullandığı kandırma yöntemlerini özetledi. Bunlar arasında zararlı yazılım kodlarında Çince ve Rusça kelime gruplarına yer vermek, dosyaya “Turk” adını vermek ve Suudi Arabistan kaynaklı siber suçlu grubu RXR’yi taklit etmeye çalışmak yer alıyor.

    Saldırganların hedeflerine ulaşmak için yeterli donanıma da sahip olduğu görüldü. Belirlenen zararlı araçların çoğunun Python ve PowerShell tabanlı basit ve tek kullanımlık araçlar olduğu ve genel olarak grubun kendisi tarafından geliştirildiği keşfedildi. Böylece saldırganlar araçları kurbana göre uyarlayabiliyor ve özelleştirebiliyorlardı.

    MuddyWater, saldırılarını Orta Doğu jeopolitik durumundaki değişikliklere göre uyarlayabilme becerisi sayesinde sağlam bir şekilde büyümeyi sürdürdü diyen Kaspersky Lab META Bölgesi Global Araştırma ve Analiz Ekibi Lideri Mohamad Amin Hasbini sözlerine şöyle devam etti: “Grubun gelişmeye devam ederek aralarında sıfır gün açıklarının da olduğu yeni araçlar edinebileceğini düşünüyoruz. Ancak, yaptıkları operasyonel hataların sonucunda ortaya çıkan zaaflar sayesinde araştırmacılar önemli bilgiler sunacak ipuçlarına ulaşabilir.”