Blog

  • Türk Eczacılar Birliği’nden ‘aşı reddi’ açıklaması: Hiçbir bilimsel dayanağı yok

    Aşı reddinin hiçbir bilimsel dayanağı olmadığını ve 2017 yılında 23 bin 600’e yükseldiğinin belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Kamuoyunda aşı kabulü noktasında yaşanan direncin arttığına, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bilgi kirliliğinin hızla yayıldığına endişeyle tanıklık ediyoruz. Yapılan araştırmalar, ülkemizde 2011 yılında 183 olarak kaydedilen aşı reddi sayısının 2017 yılında 23 bin 600’e yükseldiğini ortaya koyuyor. Bu akıl almaz artış halk sağlığı sorunlarını, salgın risklerini, ölümle sonuçlanabilecek vakaları beraberinde getirdiği gibi ülkemizin geleceği olan çocuklarımızı da tehdit etmektedir.”

    DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ AŞI REDDİNİN SAĞLIĞI TEHDİT ETTİĞİNİ AÇIKLADI

    Aşının sağlık alanındaki en önemli buluşlardan biri olduğunun belirtildiği açıklamada bu veriler ‘korkutucu’ olarak nitelendirildi. Açıklama şöyle devam etti:

    “Sağlık alanındaki en önemli buluşlardan olan aşılar sayesinde geçmişte pek çok kişinin ölümüne yol açmış olan menenjit, çocuk felci, kızamık, kabakulak gibi hastalıklar ölümcül olmaktan çıkmıştır. Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü’nün verileri, aşı sonucunda her yıl yaklaşık 3 milyon kişinin enfeksiyona bağlı ölümünün engellendiğini, pek çok hastalığın ve salgının önüne geçildiğini göstermektedir. Ancak son zamanlarda büyük oranda artış gösteren aşı reddi, uzun yıllar süren çalışmalar sayesinde olumluya giden tablonun hızla olumsuza dönmesine sebebiyet vermektedir. Sürdürülebilir halk sağlığının önündeki en büyük engellerden birisi olan aşı reddi, yalnızca ülkemizde değil dünyada da artış göstermiş durumda. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamaları, 2019 yılında sağlığı tehdit eden 10 sebepten birisinin de aşı kararsızlığı olduğunu gösteriyor. Kızamık vakalarının dünya genelinde yüzde 30 oranında artmış olması, Avrupa’da yaşanan geniş çaplı kızamık salgını da aşı reddinin sonuçlarından. Ülkemizdeki verilere baktığımızda 2016 yılında 9, 2017 yılında 69, 2018 yılında ise 557 kızamık vakasının bildirilmiş olduğunu görüyoruz. 2001 yılında görülen kızamık vakası sayısının 30.509 olduğunu göz önüne aldığımızda ise bağışıklama çalışmalarının ne denli başarılı olduğu ortaya çıkmaktadır. UNICEF’in istatistikleri ise boğmaca, difteri, tetanos, kızamık, çocuk felci ve verem sebebiyle tüm dünyada gerçekleşen çocuk ölümlerinin 1989 yılında 5 milyon civarında iken, gelişen aşılama uygulamaları sayesinde bu sayının günümüzde 100 bin dolaylarına gerilemiş olduğunu göstermektedir.”

    ‘TÜRKİYE’DEKİ AŞILAR, KURUMLAR TARAFINDAN KABUL GÖREN AŞILARDIR’

    Sağlık Bakanlı tarafından aşıların güvenilir ürünler olduğunun belirtildiği söylenirken, “Sağlık Bakanlığımız, aşıların güvenilir ürünler olduğunu, özellikle bebek ve çocuklarda aşı ile önlenebilir hastalıkların ortaya çıkışının engellemesinin, bu hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin ve sakatlıkların önüne geçilmesinin hedeflendiğini kamuoyu ile sıklıkla paylaşmaktadır. Aşılama programları, halk sağlığına yaptığı katkının yanı sıra ekonomik ve sosyal alanlarda da başarıyı beraberinde getirmektedir. Aşı reddinde sıklıkla karşılaşılan argümanlardan birisi de aşıların güvenilir olmadığı yönündeki bilimsel temelden yoksun iddialardır. Oysa aşılar, üretim ve dağıtım aşamalarında çok sıkı kontrollerden geçirilmekte. ülkemizde uygulanan tüm aşılar Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), EMA, FDA gibi dünyaca kabul görmüş otoritelerce ya da Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) tarafından ruhsatlandırılmakta, Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen ve onaylanan GMP (İyi Üretim Prosedürleri) kurallarına uygun üretilmektedir” denildi.

    ‘MEDYADA BİLİMSEL TEMELLİ KONUŞMAYANLARA YAPTIRIM UYGULANMALI’

    Son olarak kamuoyuna çağrıda bulunulan açıklamanın son bölümü ise şöyle:

    “Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere konunun tüm muhataplarına çağrımızdır: Öncelikle aşı ile ilgili medyada yaratılmaya çalışan olumsuz algının ortadan kaldırılması gerekmektedir. Medyada bilimsel temelden yoksun açıklamalar yapan kişilere yasal yaptırımlar uygulanmalıdır. İtalya’nın aşı politikası gündeme alınmalı, bir çocuğun aşılanmamasının tüm çocukların sağlığının tehlikeye attığı göz önünde bulundurularak çocuklarını aşılatmayan ailelere tıpkı zorunlu eğitime karşı çıkanlara uygulanan yasal işlemlere benzer işlemler uygulanmalıdır. Son olarak ülkemizin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nin 3. Maddesi kapsamında çocuğun üstün yararı gözetilerek aşı politikaları bir an önce gözden geçirilmeli, aşı karşıtlığına karşı yaptırımlar uygulanmalıdır.  Aşı reddine ilişkin karşımızda duran tablonun vahim bir hal aldığını ve mevzunun geleceğimiz olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, sağlık otoritesini ve sağlık alanındaki tüm paydaşları konuya ilişkin duyarlılık göstermeye, sorumluluk almaya, hep birlikte hareket ederek halk sağlığını tehdit eden bu duruma karşı ortak tavır sergilemeye davet ediyoruz.”

  • Yeni AirPods’un Türkiye fiyatları belli oldu

    Apple, yeni nesil AirPods kablosuz kulaklıklarını Türkiye dahil dünya genelinde satışa sundu. Yeni model AirPods’un en büyük yeniliği ise şarj kutusunun artık kablosuz şarj desteğine sahip olması.

    W1 yongası kullanan ilk nesil AirPods’un aksine, yeni modelde H1 yongası tercih edildi. Tasarım basında ilk modelden hiçbir farkı bulunmayan yeni AirPods, H1 yongası sayesinde konuşma süresini iki katına çıkarıyor.

    AirPods, tek şarjla 5 saate kadar dinleme süresi, 3 saate varan konuşma süresi sunuyor. Şarj kutusuyla birlikte AirPods’u 24 saat kesintisiz kullanabilmek mümkün.

    ‘HİÇ CEBİNİZDEN ÇIKARMADAN KOMUT VEREBİLİYORSUNUZ’

    Yeni model ile birlikte gelen bir diğer özellik ise AirPods’a ‘Hey Siri’ şeklinde seslendiğinizde telefonunuzu hiç cebinizden çıkarmadan komut verebiliyor olmanız. Böylelikle kulaklığınız takılırken ‘Hey Siri’ dedikten sonra ‘Hava durumu nasıl’ diye sorarak sesli olarak hava durumunu öğrenebiliyor, bunun için telefona dokunmanıza gerek kalmıyor.

    ​AirPods 2, iki farklı şarj kutusuyla satışa sunuldu. Kablosuz şarj desteğine sahip modeli 1399 TL’ye satan Apple, bu teknolojiyi kullanmadan modeli ise 1099 TL’den alıcısıyla buluşturuyor. Sadece şarj kutusu satın almak istediğinizde ise 549 TL’lik fiyat etiketiyle karşılaşıyorsunuz.

  • Reklamcılığın gizli aktörleri: “Çerezler nedir?”

    Televizyon ya da gazete reklamlarının aksine yeni nesil reklamcılık kişilerin ilgi alanları üzerine temelleniyor.

    “Çerez”ler sayesinde bir reklamın herkese gösterilmesinden ziyade, ilgi alanına uygun kişilere iletildiği bir anlayışa geçildi. Bilgisayar, tablet ve cep telefonunda kullanılan internet aracılığıyla kişilerin davranışlarını, ilgi alanlarını takip eden “çerez”ler sayesinde birçok firma, online reklamını kişiye özel gönderiyor.

    Yemeğe ilgi duyanlara lokanta, yeni lezzetler, farklı kültürel tatlarla ilgili reklamlar gönderilirken, internette çevre dostu ürünlere bakan birine de her sayfa açışında o kategoriden ürünler gösteriliyor.

    Yeni nesil reklamcılık hem reklam verenler hem de alanlar için çok daha etkili görünse de bazı şikayetleri beraberinde getiriyor. Pek çok kullanıcı kişisel verilerinin takip edilmesinden endişe ederken, kimileri ise ilgisini kaybettiği ürünlerin ya da zaten satın aldığı ürünlerin reklamının önlerine düşmesinden rahatsızlık duyabiliyor.

    Bursa Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Turgay Tugay Bilgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çerezlerin bir virüs ya da zararlı bir program değil metin dosyaları olduğunu söyledi.

    Bilgin, “Çerezler temel olarak kullanıcıların internette gezinme etkinliklerini, yer imlerini, hangi siteyi ne sıklıkta gezdiklerini ve ne aradıklarını takip eder. Tehlike, bu dosyalar casus yazılımlar tarafından ele geçirildiğinde başlar.” dedi.

    Çerezlerin birinci ve üçüncü parti çerezler olarak iki grup olduğunu vurgulayan Bilgin, şöyle konuştu:

    “Birinci parti çerezler ziyaret ettiğiniz web sitesinin kendisi tarafından oluşturulur ve sadece onun tarafından kullanılır. Asıl bizim için problemli olanlar üçüncü parti çerezlerdir, çünkü web sitesinin oluşturduğu bir çerezi başka bir web sitesi de okuyabiliyor. Bu üçüncü parti çerezlerin de iki türü var, ‘kalıcı çerezler’ ve ‘zombi çerezler’ şeklinde. Kalıcı çerezler kullanıcının bilgisayarında saklanıyor ve o siteyi ziyaretinin ardından da saklanmaya devam ediyor. Kişiler bu çerezleri isterlerse kendileri silebilir. Bunların tehlikeli olanları ise ‘zombi’ adını verdiğimiz çerezler. Bunları siz silmiş olsanız bile sonradan kendi kendine yeniden oluşuyor. Bunlar kullanıcı gizliliği için bir tehdit. Bunlar internet tarayıcınızın depolama bölümünde değil de ‘adobe flash player’ gibi bir eklentinin içinde tutunabildikleri için siz internet tarayıcınızdan bu siteleri silseniz bile daha sonra ‘flash player’da bulunan bir kopyası internet tarayıcınızda tekrar oluşturulabilir.’

    – Çerezlerden nasıl kurtulabiliriz?

    İstenmeyen çerezlerden kurtulma yollarına da değinen Bilgin, “Kullanıcılara çerezlerden kurtulmak için bazı programlar var. Bu programlar, bilgisayarınızda kaç web tarayıcısı varsa hepsindeki çerezleri otomatik olarak silmeye olanak sağlıyor. Özellikle zombi çerezleri silmek anlamında bazıları büyük avantaj sağlıyor.” dedi.

    – “Sepet entegrasyonu yoksa…”

    İnternet reklamcılığının önemli örgütlerinden olan The Interactive Advertising Bureau’nun (IAB) Türkiye Genel Müdürü Aygen Tezcan ise Online Davranışsal Reklamcılık (ODR) tekniğinin web sitelerinde gösterilen reklamların kişilerin ilgi alanlarına uygun bir halde gösterilmesi anlamına geldiğini söyledi.

    ODR’nin kişisel verilere erişmediğinin altını çizen Tezcan, “Kullanıcılar davranışlarına göre gruplandırılır ve söz konusu gruplara ilgi alanlarına yönelik reklamlar gösterilir. Örneğin, tenisle ilgili siteleri takip eden bir kullanıcı, benzer alışkanlıkları olanlarla aynı gruba dahil edilir ve kendilerine tenis aksesuarlarıyla ilgili reklamlar gösterilir. Bu şekilde, reklamlar mümkün olduğunca kişiye uygun ve faydalı hale getirilir.” diye konuştu.

    Kullanıcı davranışının, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda tanımlanan kişisel veri kapsamına girmediğini belirten Tezcan, şunları kaydetti:

    “Çünkü bu reklamcılıkta bir kişinin davranışlarından yaş, cinsiyet, ilgi alanını saptayabilir ancak kim olduğunu anlayamazsınız. Bu nedenle kanunda davranışların takibi, izine tabi değil. Ancak IAB Türkiye’nin Online Davranışsal Reklamcılık Öz Denetim Programı kişilerin bu konuda bilgilendirilmesini, isteyenlerin ilgi alanına yönelik reklam görmeme hakkını kullanmasını sağlıyor… Bir e-ticaret sitesinde kullanıcının belirli bir ürüne ilgi gösterdiği saptandığında, o ürünle ilgili reklamlar başka sitelerde de gösteriliyor. Ancak sepet entegrasyonu yoksa ürün satın alınmış dahi olsa reklamlar genellikle 2 hafta sürüyor. Ürüne yönelik ilgisini kaybetse de tüketici o alanda reklam görmeye devam edebiliyor.”

  • Gmail kullananlar dikkat! Inbox’un fişi çekiliyor

    Google Plus ile birlikte Gmail Inbox da yolun sonuna geldi. 2 Nisan tarihinden itibaren kullanıcılar Gmail Inbox uygulamasını kullanamayacak.

    Uygulamaya erişmeye çalışan kullanıcıların bir kısmına ’15 gününüz kaldı’ uyarısı gelse de, Google 2 Nisan’da uygulamanın fişini çekecek.

    2014’te sadece davetiye yoluyla kullanılabilen bir hizmet olarak açılan Inbox, epostalarınıza daha etkileşimli ve akıllı bir yolla ulaşmanızı sağlıyordu. Bundles işlevi, benzer konudaki epostaları bir araya getiriyordu.

    Bunun yanında epostaları beklemeye almanız ve akıllı cevaplar vermeniz mümkündü. Inbox, şu an Gmail’in kullandığı beyaz tasarımı da kullanıyordu.

    Inbox, Google’ın şu sıralar kapatmaya hazırlandığı tek hizmet değil. Firma, sorunlu sosyal platformu Google+’ı da 2 Nisan’da kapatacak (sanırız Google, bu kapatmaları 1 Nisan’da yapacağı şakalarla karıştırmak istemiyor). Google+’ın kapatılmasında hizmette ortaya çıkan güvenlik sorunları etkili olmuştu. Bunlara ek olarak videolu sohbet hizmeti Allo ve URL kısaltma hizmeti goo.gl de kapanmayı bekliyor.

  • Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a çağrı: Sözleşmeyi iptal et 50 milyon doları ben sana bulacağım

    Ankara’nın Keçiören ilçesinde konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, yerel seçim sürecindeki sert söylemleri, “Sanki savaşa gidiyoruz. Altı üstü yerel seçime gidiyoruz. Neredeyse birbirimizi gırtlaklayacağız” sözleriyle eleştirdi.

    Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

    — İşsizlik almış başını gidiyor. Her evde bir işsiz var. Son bir yılda işine son verilen kişi sayısı 1 milyon 11 bin kişi. 1 milyon 11 bin eve yemek girmiyor, tence kaynamıyor. Saray’dakiler bunun farkında mı? Bu acının farkında mı?

    — Getirmişler gündeme; Türkiye’nin beka sorunu var. 10-15 yıl önce Türkiye’nin beka sorunu yoktu. Kim getirdi bu beka sorununu gündeme. İyi yönetemediniz ülkeyi. Beka sorunu varsa sebebi iktidardakilerdir.

    — Sabah akşam bize saldırıyorlar. Sanki savaşa gidiyoruz. Altı üstü yerel seçime gidiyoruz. Neredeyse birbirimizi gırtlaklayacağız. Hepimiz gideceğiz bütün bunların sebebi olan siyasi iktidara dersini vereceğiz.

    ‘SİLAH FABRİKASINI SATANA OY VERENE MİLLİYETÇİ DENMEZ’

    – Şimdi sıra geldi Sakarya’daki silah fabrikasını satmaya. Benim imzam değil onun imzası var. ‘Kılıçdaroğlu ispat ederse cumhurbaşkanlığını bırakırım’ diyor. Bir devletin silah fabrikalarını yabancı orduya satıyorsan bu milletin namusunu satıyorsun demektir. Ülkücü kardeşlerime sesleniyorum. Silah fabrikasını yabancı orduya peşkeş çekene milliyetçi denmez. Bunlara oy verene de milliyetçi denmez.

    — Fabrikayı 50 milyon dolar para bulamadı diye Katar ordusuna verdiğini söylüyor. Erdoğan’a çağrı yapıyorum. Sözleşmeyi iptal et 50 milyon doları ben sana bulacağım. Bütün Türkiye şahit olsun. Tank palet fabrikasını satarken askerlerin görüşünü aldın mı? Orada subaylar var. Fabrika satıldığında askerlerimiz Katar ordusunun emrinde mi çalışacak? İster Erdoğan cevap versin, ister sözcüsü Bahçeli.

    ‘BAY KEMAL OLMAK KOLAY DEĞİL’

    – Milliyetçi olmak için Ankara’da seymen olmak gerekir. İthal adayla belediye mi yönetilir? Bir tane belediye başkan adayı bulamadınız mı? Kayseri’den geliyor. Bütün bunları Ankaralıların düşünmesi lazım. Eğer bu ülkede beraber yaşayacaksak, dostça yaşayacaksak alın teriyle, gönül rahatlığıyla oyumuzu kullanacağız.

    — Fabrika için 50 milyon dolar bulamıyosun da Suriyeliler için 35 milyon dolar buldun. Ben böyle konuştuğum için Erdoğan çok rahatsız. Bay Kemal konuşuyor diyor. Bay Kemal olmak kolay değil. Bay Kemal olmak için dürüst olmak lazım. Oğlunu bedelli askere göndermemek lazım. Bay Kemal olmak için kul hakkı yememek, komşusu açken tok yatan bizden değildir kültürüne sahip olmak lazım.

    — Sana verilen bedava uçak yüzünden devletin fabrikası mı satılır? Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tarihine hakarettir.

  • Google ‘Stadia’ adını verdiği oyun konsolunu duyurdu

    GoogleStadia adını verdiği, oyuncuların, Google “bulut” servisi üzerinden, bir oyun konsolu ya da pahalı bir bilgisayar gerektirmeyecek, yeni bir video oyun platformunu duyurdu.

    Google’ın açıklamasına göre, oyuncular Youtube üzerinden izledikleri oyunlara “şimdi oyna” butonuna tıkladıktan beş saniye sonra oyuna katılarak oynayabilecekler.

    Günümüzdeki oyun endüstrisinde oyuncular, oyunları oynayabilmek için satın almak veya kiralamak zorundalar, ancak Google’ın Stadia platformu ile oyuncular oyunlara kalıcı ya da geçici olarak sahip olmadan oynayabilecekler.

    Amazon da yeni bir oyun platformu geliştirdiğini açıklarken, oyun platformu pazarında Sony ve Microsoft’a rakip olacağını duyurdu.

    Gelişmeler ardından, Google’ın ana şirketi Alphabet’in hisseleri yüzde 0.61, Amazon hisseleri yüzde 2.37  ve Microsoft hisseleri yüzde 0.24 arttı.

  • Facebook hedefleme ayarlarını değiştirdi!

    Sosyal medya platformu üzerinden reklam vermek işletmeler ve kişiler için önemli faydalar sağlıyor. Yapılan başarılı hedeflemelerle içerik üreticileri istedikleri kitleye kolay bir şekilde ulaşabiliyor. Ancak, Facebook hedefleme konusunda bazı değişiklikler yaptığını açıkladı. Artık şirket, konut, iş ve kredi reklamlarında yaş, cinsiyet ya da posta kodu hedeflemesi yapılamayacak.

    Facebook hedefleme yüzünden bazı soruşturmalara maruz kalmıştı.

    Şirkete, Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği de dahil olmak üzere çeşitli sivil haklar örgütleri, hedefleme seçeneklerinin ayrımcılık yarattığı sebebiyle yasal işlem başlatmıştı. Facebook’un bu yeni kararı da söz konusu işlemlerden kurtulabilmek için aldı.

    Teknoloji devi kaldırdığı hedefleme seçeneklere karşılık yeni araçlar geliştireceğini açıkladı.

    Konu ile ilgili Operasyon Sorumlusu Sherly Sandberg de bir açıklama yaptı. Sandberg, “Konut, istihdam ve kredi reklamlarının insanların yeni evler almasında, önemli kariyerlere başlarında ve krediye erişmesine yardımcı olmasında oldukça önemli rol oynuyor. Kesinlikle insanları dışlamak ya da zarar vermek için kullanılmamalı” dedi.

  • Facebook’ta Sıkı Hayran Rozeti Nasıl Verilir? İşte Detaylar

    Dünyaca ünlü sosyal medya platformlarından çok sayıda takipçisi olmak pek çok Facebook kullanıcısının hayalidir. Facebook’ta sayfanız var ve bu sayfada paylaştığımız resim, video ve yorumlarınız için sıkı takip edilmesini istiyorsanız yapmanız gereken çok basit. Peki Facebook’ta sıkı hayran rozetlerini nasıl yönetirim? Sıkı hayran rozerti nasıl verilir? Facebook grup rozeti nasıl alınır?

    İnsanlar; sayfanızın videolarını izleme, Sayfanızdaki içerikleri beğenme veya bu içeriklere ifade bırakma ve Sayfanızın gönderilerine yorum yapma veya paylaşma gibi eylemlerle Sayfanızdaki en aktif kişilerden biri olarak sıkı hayran rozetini kazanmaya uygun olabilir. Sıkı hayran rozetleri kazanmaya uygun olan ve bu özelliği açan kişiler Sayfanızın içerikleriyle etkileşim kurduğunda adlarının yanında bir rozet görürler. Bu kişiler ayrıca Sayfanızın Topluluk sekmesinde sıkı hayranlar listesinde de herkese görünür olurlar.

    Sıkı hayranlar özelliği, temelde video içeriği üreticiler için tasarlanmıştır, ancak aşağıdaki kriterleri karşıladıkları sürece tüm Sayfalar sıkı hayranlar özelliğini açabilir:

    Sayfalar için video şablonuna geçiş yapmak. (Program Sayfalarının, video şablonuna geçiş yapamayacağını aklınızda bulundurun.)

    10.000’den fazla takipçiye sahip olmak.

    En az 28 günlük olmak.

    Sivil katılım rozetini kullanmıyor olmak.

    Sıkı hayranlar özelliği, sadece uygun Sayfalar tarafından kullanılabilir. Profiller tarafından kullanılamaz. Bir Sayfa ile profil arasındaki fark hakkında bilgi alın.

    Tüm Sıkı Hayran Rozetlerini Açma veya Kapatma

    Tüm sıkı hayran rozetlerini açmak veya kapatmak için yukarıdaki Sayfa uygunluk kriterlerini karşılamanız gerektiğini aklınızda bulundurun.

    Sayfanız için tüm sıkı hayran rozetlerini açmak veya kapatmak istiyorsanız:

    – Sayfanıza gidin ve en üstteki Ayarlar’a tıklayın.

    – Sol sütunda Facebook Rozetleri’ne tıklayın.

    – Sıkı Hayran Rozetleri’ni açmak veya kapatmak için tıklayın.

    – Sayfanız için sıkı hayranlar özelliğini açtıktan sonra, hayranların rozetlerini kabul etmesi ve sıkı hayranların Sayfanızın Topluluk sekmesinde görünür olması bir hafta kadar sürebilir.

    – Sıkı Bir Hayranın Rozetini Kaldırma

    –  Sıkı bir hayranın rozetini kaldırmak için bu hayranın Sayfanızın içeriğine yaptığı yoruma tıklayın ve ardından Rozeti Kaldır’ı seçin ya da Sayfanızın Topluluk sekmesinde sıkı hayran listesinde bu kişinin adına tıklayın.

  • Gülben Ergen’den ‘cinayeti azmettirdi’ iddiasına sert tepki

    Antalya‘da, 22 Ocak’tan beri kayıp olarak aranırken, 11 Mart’ta Kepez ilçesindeki ormanlıkta, 8 parçaya bölünmüş cesedi toprağa gömülü bulunan gayrimenkul zengini Asım Bayram’ın katil zanlıları olarak Murat Güneş, Mevlüt Sağlam ve Medeni Öztaş, gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen 3 kişi, çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp, cezaevine konuldu. Murat Güneş, adliyeye getirilirken, daha önce de cinayet işlediğini, kendisini Türkiye’de tanınan ünlü bir ismin azmettirdiğini ileri sürdü. Cinayeti işlemek için 12 milyon dolara anlaştığını; fakat cinayet sonrası parasının ödenmediğini iddia eden Güneş, ünlü ismin adını açıklamadı. Murat Güneş’in sözlerinin haberlerde yer almasıyla sosyal medyada, ünlü ismin, Gülben Ergen olduğu ileri sürüldü. Gülben Ergen’in, cinayet azmettiricisi olduğuna dair iddia, sanatçının ağabeyi Rıfat Ergen’in öldürülmesiyle ilişkilendirildi.

    MAHKEMEDE GÜLBEN ERGEN’İN ADINI VERMİŞTİ
    Gülben Ergen’in ağabeyi Rıfat Ergen, 1988 yılında disko işletmecisi Gürinan Bayramoğlu tarafından öldürülmüştü. Gürinan Bayramoğlu ise 27 Temmuz 2005’te Beldibi’nde işlettiği diskonun önünde öldürülmüştü. Gürinan Bayramoğlu’nun ağabeyi Gürcan Bayramoğlu, Murat Güneş’in de aralarında bulunduğu sanıkların yargılandığı duruşmada, kardeşini şarkıcı Gülben Ergen’in öldürttüğünü iddia etmişti. Kardeşinin basit küfürleşme sonucu öldürüldüğüne inanmadığını belirten Bayramoğlu, o dönem mahkemede, şunları söylemişti:
    “Ölen kardeşim, 1988’de şarkıcı Gülben Ergen’in ağabeyi Rıfat Ergen’i tabancayla öldürmüştü. 1991 affından çıktı. Bu nedenle kardeşimin Gülben Ergen tarafından öldürülmüş olabileceğini düşünüyorum. Sanıkların da bu işte tetikçilik yaptığını sanıyorum.”

    ERGEN ‘İFTİRA’ DEMİŞTİ
    İddianın gündeme geldiği dönem, ağabeyi Rıfat Ergen’in kaza kurşunuyla öldüğünü savunan Gülben Ergen ise avukatı aracılığıyla ‘Gürcan Bayramoğlu isimli şahıs tarafından ortaya atıldığı iddia edilen ifade ve beyanlar gerçek dışıdır, asılsızdır. Gülben Ergen’in böyle bir olayla hiçbir ilgisi yoktur, olamaz da. Yazılanlar asılsızdır, iftiradır, çirkindir’ açıklamasında bulunmuştu.

    ‘ROMA’YI DA BEN YAKMIŞ OLABİLİR MİYİM?’ PAYLAŞIMI
    Gürinan Bayramoğlu cinayetinden 10 yıl hapis yatan ve 2015’te tahliye edilen Murat Güneş’in sözlerinin medyaya yansımasının ardından ‘azmettirici’ iddiasının yeniden gündeme gelmesiyle şarkıcı Gülben Ergen, sosyal paylaşım sitesi Instagram’daki hesabından dikkat çeken paylaşımda bulundu. Ergen, fotoğrafını, üzerine ‘Roma’yı da ben yakmış olabilir miyim?’ yazarak, paylaştı.

  • Netflix, şifre paylaşımı yapanların hesaplarını kapatabilir

    Online sosyal platformlar arasında şifre paylaşımının en rahat yapıldığı platformlardan biri olan Netflix’in, potansiyel müşteri kaybını önlemek için bir dizi önlemler alabileceği konuşuluyor.

    Zira, 2 veya 4 kişilik abonelik paketleriyle kişi sayısı kadar kullanıcı, aynı anda platformu kullanabiliyor. Ancak bu paketlerin ücretleri tek kişilik paketlere kıyasla daha yüksek olduğundan izleyiciler, tek bir hesap açıp, şifreleri yakınlarıyla paylaşarak yüksek ücretler ödemeden çoklu kullanım yapabiliyorlar.

    Bu durum da Netflix’in, potansiyel müşterilerini kaybetmesine neden oluyor.

    ŞİFRE PAYLAŞANLARIN HESAPLARI KAPATILACAK

    Mirror’un haberine göre, şirket bu durumun önüne geçmek için yapay zeka teknolojilerinden yardım alabilir. Buna göre, şirket, teknoloji fuarı CES 2019’da, Synamedia isimli kuruluşunun tanıttığı yapay zeka programını kullanacak.

    Söz konusu program ile yapay zeka, kullanıcının giriş sayısında herhangi bir tutarsızlık tespit edildiğinde, Netflix kullanıcıyı şifre paylaşımı yapanlar listesine ekleyecek. Eğer yapılan bu tespit doğru ise Netflix hesapları tamamen kapatabilecek.

    ‘Y KUŞAĞININ DÖRTTE BİRİ ŞİFRESİNİ PAYLAŞIYOR’

    Synamedia’nın ürün müdürü Jean Marc Racine, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Şifre paylaşımı artık görmezden gelinemeyecek kadar zarar ettiriyor. Geliştirdiğimiz ürün ile sosyal platformlar bunun önüne geçebilir” dedi.

    Magid isimli araştırma şirketi ise Y kuşağına ait gençlerin dörtte birinin, şifrelerini arkadaşlarıyla paylaştıklarını ifade ediyor.