Blog

  • Takipteki krediler 100 milyar TL sınırını aştı

    Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine göre, kredi faiz ve hacimlerindeki düşüş devam ederken bankaların takipteki alacakları hız kesmeden artıyor. 2019’un 6. haftasında 100 milyar 567 milyon liraya ulaşan batık kredilerde şirketler alarm veriyor.

    Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 8 Şubat haftasına ilişkin verilerine göre, takibe alınan her 100 liralık kredi ve kredi kartı borcunun 82 lirası şirketlere, kalanı ise vatandaşa ait. 6 haftada batık tutarında yaklaşık 7 milyar liralık artış oldu. Bu süreçte taksitli ticari kediler, kurumsal kredi kartları ve küçük ve orta boy işletmeler (KOBİ) kredilerinden oluşan takipteki alacaklar toplamı 6.1 milyar lira artışla 81 milyar 969 milyon liraya çıktı. Tüketici kredileri ve bireysel kredi kartlarındaki takip tutarı ise 750 milyon lira artışla 18 milyar 597 milyon liraya çıktı.

    ÖDEMELER TEPETAKLAK OLDU

    2016’da 7 yıl aradan sonra daralmaya başlayan Türkiye ekonomisinde oluşan kriz dinamikleri, 2018 Ağustos ayında döviz krizine dönüştü. Ekonominin resesyona sürüklendiği bu süreçte kredi faizleri bir nebze gevşemiş olsa da kredi hacmi daralmaya devam etti, geri ödenemeyen krediler ise hızla şişmeye başladı.

    2018 yılının tümünde takipteki alacakların hacmi yüzde 48 artış kaydetmişti. Ödenemeyen kredilerin yılbaşından bu yana artış hızını ortaya koyan BDDK verilerine göre, şirketlerin yarattığı takipteki alacaklarda yılın ilk 6 haftasında görülen 6.1 milyar liralık yükselişin 3.2 milyar lirası KOBİ’lerden kaynaklanıyor. Yaklaşık 339 bin KOBİ’nin 46 milyar liralık geri ödemeyi gerçekleştiremediği görülüyor. Diğer yandan, taksitli ticari kredilerde batık tutarı 25 milyar lirayı, kurumsal kredi kartlarında ise 1.5 milyar lirayı buluyor.

    9 YILIN EN YÜKSEK ORANI

    Kur krizinin başladığı ağustos ayı başından bu yana ise artış iyice hızlandı ve takipteki alacaklar sadece 6 ayda 25 milyar TL artışla 75.5 milyar TL’den 100.5 milyar TL’ye tırmandı. Böylece batık kredilerin toplam kredilere oranı yüzde 4.2 ile Aralık 2010 sonrası en yüksek seviyeye yükseldi. Takipteki kredi oranı da 2001 krizinde yüzde 19 düzeyinde iken 2008 krizi öncesi yüzde 3.5’e düşerek belirgin bir şekilde gerilemişti.

    Ekonominin yüzde 4.7 küçüldüğü 2009 krizi sırasında ise yüzde 5.5’i görmüştü. 2019’a gelindiğinde ise takipteki krediler ile yakın gözetim altındaki ikinci grup krediler toplamının toplam krediler içindeki oranının yüzde 15 olduğu belirtiliyor. Takipteki alacak tutarının 37.4 milyar liralık büyük bölümünün yerli ve özel bankalarda olduğu görülüyor. Yabancı bankalarda toplam batık 35.4 milyar liraya çıkarken, kamuda ise bu tutar 27.6 milyar lirayı buluyor.

    VATANDAŞIN KARNESİ ŞİRKETLERDEN TEMİZ

    BDDK’nın haftalık verilerinde vatandaşın ödeme karnesini incelediğimizde ise tüketici kredilerinde ve bireysel kredi kartlarında 8 Şubat 2019 itibarıyla 18 milyar 597 milyon TL’lik batık oluştuğu görülüyor. 6 haftada 750 milyon TL olan sınırlı artış ise 265 milyon lirası bireysel kredi kartlarından kaynaklanıyor. Konut, taşıt ve ihtiyaç kredilerini oluşturan tüketici kredilerinde ise takibe giren tutar 12 milyar 191 milyon TL’ye çıktı. Buna göre, konut kredilerinden kaynaklı takipteki alacak tutarı 1 milyar lira, taşıtta 217 milyon lira, ihtiyaçta ise 10.9 milyar lira olarak kayda geçti.

  • Bakan Albayrak, tanzim satışın kimin fikri olduğunu açıkladı

    Hürriyet’in aktardığına göre Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, özel bir televizyon kanalında gündeme ve hükümetin ekonomi politikalarına dair açıklamalarda bulundu.

    Albayrak, “Seçimlerden sonra yeni bir kur saldırısı yapılır mı?” sorusunu “Bu sürecin iki tarafı var. Siz ne yaparsanız yapın bir kesim var. Benimle ilgili yapılan en büyük eleştiriler bu bakan çok biliyor? Ne yapması lazım? Suratının sirke satması lazım. Farklı mecralarda kötücü yaklaşımla yapılan bir operasyonun parçası olarak bu kampanya devam ediyor” diye yanıtladı.

    “Eğer zaten Türkiye’ye yönelik resim bu kadar kötüyse niye seçimden sonrayı beklesin? Tam tersine seçimden sonra seçimden sonra ekonomik göstergeler çok daha iyi olacak” diyen Albayrak, “Kış ayları işsizlik anlamında istihdam anlamında zor dönem olmasına rağmen aldığımız mesajlara göre şubat, mart çok daha iyi geçecek” ifadesini kullandı.

    Albayrak’ın açıklamalarının devamında şunlar öne çıktı.

    — Haklı haksız eleştiriler, katıldığımız katılmadığımız yönleri var. Sesimizin gür çıkması.. Biz hızlı şekilde yürüyoruz ve devam ediyoruz.

    ‘DOLARIN DÜŞÜŞ TRENDİNİ GÖRÜNCE, TERSİNE ÇEVİRMEK İÇİN ALGI ÇALIŞMASI YAPIYORLAR’

    — İşin bir de psikolojik boyutu var. 7 TL’den dolar alanlar 10 TL’yi bekliyordu. Ancak şimdi 5 TL’ye indi. Trend aşağı yönde ilerledikçe, bu havayı bozup tersine çevirmeye çalışanlar bu söylentileri yayıyor. Ekonomiye de toplumsal dönüşe de bir maaliyeti var. Tüm süreçlerin Türkiye’ye çok ağır bedelleri oldu. Türkiye Cuımhuriyeti Devleti bölgesinde yaşadıkları, 16-17 yıldır kapımızda yaşanan savaş, bütün bunlara rağmen Türkiye bu performansı sağlamış. Eski Türkiye bir nezleden ne hale düşerken biz savaştayız… Bütün bunlara kıyasen Türkiye küresel bir süreç bütün bunlara rağmen o kadar güçlü bir bilanço oluşturmuş ki bunlardan minimum derecede etkilenecek bir alt zemin oluşturmuş.

    ‘GÜÇLÜ TÜRKİYE YENİ BİR HİKAYE YAZIYOR’

    — İstanbul’un bir finans merkezi olması sürecini nakış nakış işleyerek hayata geçiriyoruz. Türkiye’nin kendi yolunda yürümesi, neredeyse kara sınırlarımızın yarısında savaş, terör kol geziyor. Bütün bu süreçte ülkeyi döndürüyorsunuz. Güçlü Türkiye yeni bir hikaye yazıyor…

    ‘STRATEJİK ALANLARDA DEVLET OLMAK ZORUNDA’

    – Ocağın son iki haftasında koordineli bir hareketlilik var. Bahanesi ne seralar, fırtına, yağmur… 6-7 liralık biber 20-25 liraya nasıl çıkar bir anda. Hallerimize baktığımızda bu hallerdeki firmalar, siyasi noktadaki uyum oluşturduğu noktalar bizi bir yere götürdü. Bu süreç neyi doğurdu? Tanzim fikrinin babası Cumhurbaşkanımızdır. Stratejik alanlarda devlet olmak zorunda.

  • Netflix’in Türkiye’de kaç abonesi var?

    Cengiz Semercioğlu, “Roma’nın zaferi Yılmaz’a yarar” başlığıyla yayımlanan yazısında Netflix yapımı Roma filminin Altın Aslan, BAFTA ve Altın Küre gibi ödüller kazandığını, son olarak da bu pazar günü Oscar için yarışacağını belirtti.

    “Sinemaya büyük bir darbe mi bu, yoksa büyük bir devrim mi? Önümüzdeki yıllarda Cannes Film Festivali de geri adım atarsa —ki bana göre atacak- ve vizyona girmemiş filmleri de festivale davet ederse ne olacak? Sinema salonlarının sonu mu? Bunu bugünden kimse bilmiyor” ifadesini kullanan Semercioğlu, şöyle devam etti:

    “Belki yakın zamanda tüm filmler sadece 1-2 hafta vizyonda kalacak, salonlarda film sirkülasyonu belki çok daha hızlı olacak…

    Belki sinema salonları bambaşka bir hale dönüşecek… Bilemiyoruz…

    Ama bilinen gerçek şu: Artık dünyada Netflix’siz bir sinema pazarı düşünmek mümkün değil…

    BKM’cilerin de yakın çevresine, “Bunu denemek istiyoruz, ne sonuç alacağımızı biz de bilmiyoruz ama bunu görmek istiyoruz” dediğini öğrendim.

    Yılmaz Erdoğan, bu konuda haklı gibi görünüyor. Yani, uzağı görme anlamında, diğer sinemacıların bir adım önünde gibi…

    Önceki gün Netflix’in Türkiye’deki abone sayısı için “170 bin civarında olduğu tahmin ediliyor” diye yazmıştım…

    Bunun kullanıcı sayısı olduğunu öğrendim…

    Biliyorsunuz bir üyelikten 5 kişi yararlanabiliyor Netflix’te…

    Mesela bizim evde 1 abonelik var ama tablet, telefon, TV gibi farklı aygıtlardan bağlanan 4 kullanıcı var…

    İşte bu toplam kullanıcı sayısı 170 bin civarındaymış…

    Abone sayısı ise hazır olun tam rakamı veriyorum, 65 binmiş…”

  • Bursa’da deprem paniği! Merkez üssü belli oldu

    Bursa’da şehir merkezinde de hissedilen şiddetli bir deprem meydana geldi.

    Depremin Ege ve Marmara Bölgesi’ndeki pek çok ilde hissedildiği bildirildi.

    Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden yapılan açıklamaya göre depremin merkez üssü Çanakkale Ayvacık. 21:23:27’de kaydedilen depremin büyüklüğü ise 5.5 olarak açıklandı. Sarsıntı 8.4 km derinlikte gerçekleşti.

    AFAD ise depremin büyüklüğünü 5.0 olarak duyurdu. 

    Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün web sitesi deprem sebeiyle kilitlendi.

    İstanbul, Çanakkale, Balıkesir, İzmir; Bursa‘nın yanı sıra depremi şiddetli hisseden iller arasında yer aldı.

    Deprem Bursa şehir merkezinde paniğe sebebiyet verdi.

    Bazı vatandaşların kendilerini evlerinden sokağa attıkları gözlendi.

     

  • İBB: 10 günde 2 bin 894 ton sebze satıldı

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamaya göre, 11 Şubat itibarıyla başlatılan ‘Üreticiden Tüketiciye Doğrudan Sebze’ satışları devam ediyor.

    Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca yürütülen ‘Enflasyonla Topyekun Mücadele’ kampanyasına destek olmak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı’nın da desteğiyle 50 farklı noktada kurulan tanzim satış noktalarında vatandaşlara 8 çeşit sebze, uygun fiyatta satılıyor.

    Bu kapsamda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki BELTUR tarafından yürütülen tanzim satışlarında 10 günde 2 bin 894 ton sebze satışı gerçekleşti.

    Bu sürede bin 222 ton domates, 843 ton patates, 436 ton soğan, 144 ton ıspanak, 111 ton çarliston biber, 62 ton sivri biber, 43 ton salatalık ve 33 ton patlıcan vatandaşa satıldı. İstanbullular, en çok domates satın aldı.

    DOMATES 3, PATATES-SOĞAN 2 LİRA

    BELTUR Genel Müdürü Ahmet Ketenci,  kurulan tanzim satış noktalarında; domatesin 3, patatesin 2, soğanın 2, patlıcanın 4.5, salatalığın 4, ıspanağın 4, çarliston bibe ve sivri biberin 6 liradan satıldığını söyledi.

    Vatandaşın tanzim satış noktalarına yoğun ilgi gösterdiğini dile getiren Ketenci, şöyle konuştu:

    “Tanzim satış noktalarıyla ülke genelinden toplanan birinci sınıf kaliteli ürünleri, üreticiden tüketiciye direkt ulaştırıyoruz. Vatandaşlarımız, tanzim satış noktalarına yoğun ilgi gösteriyor, bu noktalardan sebze ihtiyaçlarını gideriyor. Vatandaşlarımızın rahatça alışveriş yapabilmeleri için çadırları büyütmeye başladık.”

  • Milas’ta 3 işçinin öldüğü maden faciasında, 3 kişi tutuklandı

    Sarıkaya Mahallesi ile Labranda Antik Kenti arasındaki bölgede yer alan Yumrutaş mevkisinde, açık arazide faaliyet gösteren feldspat maden sahasında, geçen pazartesi günü saat 10.30 sıralarında dev kaya parçası iş makinelerinin üzerine devrildi. Kaya bloklarının sahadan kaldırılması esnasında, kayaların yerinden oynaması sonucu meydana geldiği belirtilen olayda, ekskavatör operatörleri Engin Tutuk (44) ve Servet Çapacıoğlu (24) ile kamyon şoförleri evli ve 2 kız çocuğu babası Şükrü Otlak (42) ve Tayfun Akıncı, 500 tonu aşkın ağırlıktaki dev kayanın altında kaldı. Şirket çalışanları tarafından kayanın altından yaralı çıkarılan Tayfun Akıncı, Milas Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Akıncı, tedavisinin ardından taburcu edildi.

    İKİ İŞÇİ DÜN TOPRAĞA VERİLDİ

    Maden ocağı çalışanlarının Muğla 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aramasıyla, olay yerine sağlık, itfaiye, jandarma, polis ve AFAD ekipleri sevk edildi. Madene UMKE ve AKUT ekipleri de geldi. Kaya altındaki işçilerin kurtarılması için çalışma başlatıldı. Ancak, işçilere ulaşıldığında öldükleri belirlendi. Şükrü Otlak’ın cenazesi ilk gün kayaların altından çıkarıldı. Ertesi gün de Engin Tutuk ve Servet Çapacıoğlu’nun cenazeleri kayaların altından çıkarıldı. Şükrü Otlak, dün kırsal Kırcağız Mahallesi’nde toprağa verildi. Engin Tutuk da yine dün memleketi Aydın’ın Çine ilçesinde son yolculuğuna uğurlandı.

    ÜÇ KİŞİ ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

    Savcılık 3 işçinin yaşamını yitirdiği, 1 işçinin de yaralandığı olayla ilgili soruşturma başlattı. Milas Cumhuriyet Başsavcısı Adem Efe, soruşturma kapsamında maden mühendisi, inşaat mühendisi ve iş güvenliği uzmanından bilirkişi heyeti oluşturulduğunu açıkladı. Başsavcı Efe, soruşturmanın tüm yönleriyle devam ettiğini ve gelişmelerle ilgili bilgi verileceğini ifade etti. Soruşturma kapsamında 3 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Jandarma ekipleri ilk olarak zanlılardan şirket sahibi M.A.K. ile şirket yetkisi S.A.’yı gözaltına aldı. Akşam ise aranan Ö.K. de gözaltına alınarak jandarma karakoluna götürüldü.

    Öte yandan, işletmenin ruhsatsız olduğu iddialarıyla ilgili açıklama yapan Muğla Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz, madenin ruhsatının bulunduğunu ifade etti.

    Gözaltındaki 3 şüpheli, bu sabah, işlemlerinin tamamlanmasının ardından Milas Adliyesi’ne sevk edildi.

    SERVET ÇAPACIOĞLU’NUN CENAZESİNE 3 BİN KİŞİ KATILDI

    Muğla’nın Milas ilçesindeki feldspat madeni çıkarılan sahada dev kayaların iş makinelerinin üstüne devrildiği olayda yaşamını yitiren işçilerden 24 yaşındaki Servet Çapacıoğlu bugün toprağa verildi. Milas Devlet Hastanesi morgundaki işlemler sonrası yakınlarına teslim edilen Çapacıoğlu’nun cenazesi, Aydın’ın Bozdoğan İlçesi’nin kırsal Tütüncüler Mahallesi’ndeki evinin önüne getirilerek helallik alındı. Daha sonra evin önündeki geniş alanda, cenaze töreni için hazırlık yapıldı. Tabut, alana getirilen bir masanın üzerine konuldu. Cenaze törenine, CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Bozdoğan Kaymakamı Adem Can, Bozdoğan Belediye Başkanı CHP’li Tümer Apaydın, İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Salih Devrim, çevre yerleşimlerden ve Milas’tan gelen arkadaşlarının da aralarında bulunduğu yaklaşık 3 bin kişi katıldı.

    DEDE İLE ANNENİN SÖZLERİ YÜREK BURKTU

    Cenaze töreninde ağıt yakalan dede ile annenin feryadı ise yürekleri burktu. Hayatını kaybeden işçi Servet Çapacıoğlu’nun dedesi Mehmet Çapacıoğlu, “Ah oğlum böyle mi olacaktı? Bu kadar kişi böyle acı bir günde mi toplanacaktı? Oysa bizler senin düğününde böyle bir araya gelmek isterdik. Ama olmadı. Böyle acı bir günde bir araya geldik. Ne kadar da çok sevenin varmış” diyerek feryat etti. Annesi Ayşe Çapacıoğlu da oğlunun mürüvvetini göremediğini haykırarak, gözyaşlarını tutamadı. Baba Bilal Çapacıoğlu ise “O maden ocağı araştırılsın. Başka canlar yok olup gitmesin. Bizim canımız yandı, başkalarının da canları yanmasın” dedi.

    Öğle vaktinden önce saat 11.30’da kılınan cenaze namazı sonrası omuzlara alınan Servet Çapacıoğlu’nun tabutu, 2 kilometre boyunca taşınarak, Tütüncüler Mahallesi’ndeki kabristana getirildi. Servet Çapacıoğlu, gözyaşları içinde toprağa verildi.

    KARDEŞİ 10 DAKİKAYLA KURTULMUŞ

    Çapacıoğlu ailesinin 3’ü kız 5 çocuğu olduğu, Servet Çapacıoğlu’nun kardeşi 18 yaşındaki Sadri Çapacıoğlu’nun da aynı maden ocağında çalıştığı öğrenildi. Sadri Çapacıoğlu’nun iş makinelerinin yağını kontrol eden ekipte olduğu, alandaki araçların kontrolünü yapıp ayrıldıktan 10 dakika sonra 3 kişinin öldüğü olayın yaşandığı ortaya çıktı.

    2 ŞİRKET YETKİLİSİNDEN OLUŞAN 3 ZANLI, TUTUKLANDI

    Muğla’nın Milas ilçesindeki feldspat madeni çıkarılan sahada, 3 işçinin öldüğü maden kazasıyla ilgili gözaltına alınan işletme sahibi ve 2 şirket yetkilisinden oluşan 3 zanlı, tutuklandı.

  • Komşusunun iç çamaşırlarını çaldı, ‘Aşk kurbanı oldum’ dedi

    İddiaya göre Kurum, 14 Şubat sevgililer gününde komşusu olan kadının avluda asılı 3 iç çamaşırını çaldı. 18 Şubat’ta da aynı kadına ‘cinsel içerikli’ mektuplar yazarak, camdan odasının içerisine atan adam, ismi açıklanmayan mağdur kadının şikayeti üzerine gözaltına alındı.

    Polis, Kurum’un üzerinde 3 iç çamaşırı buldu. Kurum’un iç çamaşırlarından birini giydiği, ikisini de kazağının içerisinde sakladığı belirlendi.

    ‘AŞK KURBANI OLDUM’

    Zanlı, Gazimağusa’da Kaza Mahkemesi’ne çıkarıldı. Mahkeme zanlı Kurum’un tutuklu şekilde yargılanmasına karar verdi. Mahkemede söz alan Kurum da, ”Çok pişmanım. Özür dilerim. Aşk kurbanı oldum, kötü niyetim yoktu” dedi.

  • Beşiktaş- Bursaspor maçı saldırısında 5 kişi için 47’şer kez müebbet istemi

    İstanbul’da 10 Aralık 2016’da oynanan Beşiktaş-Bursaspor karşılaşmasının ardından Vodafone Park çevresinde gerçekleştirilen ve 39’u emniyet mensubu 46 kişinin hayatını kaybettiği, 243 kişinin yaralandığı saldırıya ilişkin davada esas hakkındaki mütalaa açıklandı.

    İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi’nde yapılan duruşmada, tüm sanıkların savunmalarının alınması tamamlandı. Duruşmada, cumhuriyet savcısı, esasa ilişkin 63 sayfadan oluşan mütalaasını mahkemeye sundu.

    Mütalaada, 26 sanığın ‘devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istenirken, bu sanıklar arasından Tufan Beyhan, Mehmet Emin Töre, Zozan Kutum, Gülşen Bahadır ve Eren İlhan’ın hayatını kaybeden 39’u emniyet mensubu 46 kişiyi ‘tasarlayarak bombalama suretiyle öldürme’ ile ‘tasarlayarak bombalama suretiyle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme’ suçlarından 47’şar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

    Mütalaada, haklarında toplamda 47’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen bu 5 sanığın ayrıca ‘tasarlayarak bombalama suretiyle adam öldürmeye teşebbüs’, ‘patlayıcı madde kullanarak kamu malına zarar verme’ ve ‘patlayıcı madde kullanmak suretiyle özel şahsa ait mala zarar verme’ suçlarından da 4 bin 819 yıldan 8 bin 358’er yıla kadar hapsi öngörüldü.

  • Gezi Parkı soruşturmasında Osman Kavala ve Memet Ali Alabora dahil 16 kişiye müebbet istemi

    İddianamede: Mücella Yapıcı, Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi, Memet Ali Alabora, Mine Özerden, Ali Hakan Altınay, Şerafettin Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın da isimleri var. 16 isim için de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

    ‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ ORTADAN KALDIRMAYA TEŞEBBÜS’

    Sözcü’den Can Özçelik’in haberine göre bu isimler “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs, mala zarar verme, nitelikli mala zarar verme, tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması veya el değiştirilmesi, ibadethanelere zarar verme, 6136 sayılı yasaya muhalefet, nitelikli yağma, nitelikli yaralama, 2863 saylı yasaya muhalefetle” suçlanıyor.

    2011 YILI VURGUSU

    İddianame kapsamında 2013 yılındaki Gezi Parkı olayları anlatılıyor. Şüphelilerin söz konusu olayları 2011 yılından itibaren yönlendirmeye ve başlatmaya çalıştıkları savunuluyor. İddianamede ‘kalkışma’ olarak yorumlanan Gezi Parkı eylemlerinin bu isimler tarafından finanse edildiği belirtiliyor ve bu isimlerin organizasyonun “tepe yönetiminde” oldukları savunuluyor.

    İddianamede: şüphelilerden Yiğit Aksakoğlu ve Osman Kavala’nın halen tutuklu bulunduğu hatırlatıldı ve “Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Memet Ali Alabora, Gökçe Yılmaz Handan, Meltem Arıkan Hanzade, Hikmet Germiyanoğlu” hakkında da yakalama kararı bulunduğu vurgulandı.

    Kavala ve Aksakoğlu dışındaki diğer şüphelilerin de tutuksuz şekilde yargılanacakları öğrenildi.

    657 SAYFADAN OLUŞUYOR

    İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesine gönderien iddianame 657 sayfadan ve 3 bölümden oluşuyor. İddianamede Açık Toplum Vakfı’nın eylemlerdeki rolü de kapsamlı olarak anlatıldı.

    CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN DA MÜŞTEKİLER ARASINDA

    İddianamede 746 da müşteki var. Müştekiler arasında dönemin bakanlar kurulu üyeleri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bulunuyor.

  • Minibüs’ün İçinden Kumar Makinesi Çıktı

    Saray İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, Büyükyoncalı Mahallesi’nde yaşayan T.B.’nin kendisine ait minibüste slot diye tabir edilen makine ile kumar oynattığı ihbarını aldı. Jandarma ekipleri, kısa süreli takibe aldığı plakasız minibüste arama yaptı.  Minibüste, kumar makinesini oyuna hazırlayan T.B. yakalanarak, gözaltına alındı.

    ÖZEL MÜŞTERİLERE SERVİS

    Bir adet kumar makinesi ile müşterilere ikram için çay ve kahve makinesi bulunan minibüs ile T.B.’nin kumar oynamak isteyenlere özel servis yaptığı belirlendi. Gözaltındaki T.B.’nin sorgusu sürüyor.