Blog

  • Ağız mukozasından idrar yolu yaptılar: ‘Allah razı olsun’

    İzmir’de yaşayan 70 yaşındaki Ayşe Çalık, yaklaşık 6 yıldır idrar yaparken sorun yaşıyordu. İdrar yolu darlığı nedeniyle çeşitli hastanelerde kapalı yöntemle ameliyatlar olan Çalık, şikayeti geçmeyince soluğu İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde aldı.

    Çalık’a, Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Orçun Çelik tarafından açık yöntemle ağız mukozasından idrar yolu yapıldı. Doç. Dr. Çelik, kadınlarda idrar yolu darlığının nadir görüldüğünü belirtti.‘KADINLARDA NADİR GÖRÜLÜYOR’

    Hastanın durumu hakkında bilgi veren Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Çelik, “Ayşe teyzemiz bize idrar yapamama şikayeti ile başvurmuştu. 5-6 yıldır şikayetleri varmış. Daha önce de çok sayıda kapalı yöntem ameliyatları geçirmesine rağmen sorunun düzelip sonra idrar yolunun tekrar kapandığını tespit ettik. Yaptığımız tetkiklerde idrar yolunun tamamen kapalı olduğunu gördük. Sonda çeşidi geçmeyecek kadar kapalıydı ve bunun gitgide idrar kesesi ve böbreklerini etkilediğini saptadık. Bunun üzerine kalıcı çözüm getiren açık ameliyat yapılmasını kararlaştırdık. Kendisi de bu dertten kurtulmak istediğini söyledi. Kliniğimizde daha çok erkek hastalarda bu tür durumlara rastlıyoruz. Nadir de olsa kadınlarda da bu şekilde ciddi darlıklar bazı rahatsızlıklara bağlı ortaya çıkabiliyor. Ayşe teyze için ağız içinden parça alarak yeni bir idrar yolu oluşturduk. Şu an çok rahat şekilde idrarını yapabiliyor” dedi.

    Çelik, ağız içi mukozasının, kendini yenileyen mukozalardan olduğunu söyledi.

    ‘ALLAH ONDAN RAZI OLSUN’

    Şikayetlerinin sonlandığını ifade eden Ayşe Çalık da “5-6 senedir darlık vardı. Birkaç kez ameliyat oldum ama yine idrar yolum kapandı. Bu ameliyat çok iyi geldi. İdrarımı rahat yapabiliyorum. Orçun Bey karşıma çıktı. Elinden geleni yaptı. Ağız mukozasından idrar yolu yapılacağını öğrendiğimde biraz şaşırdım ama şimdi çok iyiyim. Allah ondan razı olsun. Ellerine sağlık. Ağzım çabuk iyileşti. Hiçbir şikayetim yok” diye konuştu.

  • “Seni Oğluma Alamadım Ama Kendime İstiyorum” Sözü Cezasız Kalmadı

    İddiaya göre; 2008 yılında meydana gelen olayda 27 yaşındaki kız, ağabeyinin 50 yaşındaki kayınpederi Z.Ç.’nın sözlü tacizine maruz kaldı. Cumhuriyet Savcılığı’na şikayet dilekçesi veren genç kız, değişik tarihlerde kendisini cep telefonundan arayan Z.Ç.’nın “Senden hoşlanıyorum. Seni seviyorum. Sana içim kıpırdıyor, kanım kaynıyor. Seni gönülden; yürekten sevdim” dediğini öne sürdü. Z.Ç. hakkında, cinsel taciz suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesi kapsamında dava açıldı. Mahkeme, sanığın beraatine hükmetti. Kararı cumhuriyet savcısı temyiz edince devreye Yargıtay 14. Ceza Dairesi girdi. Daire; sanığın genç kızı sevdiğini, kanının kaynadığını söylediği, ertesi gün gerçekleştirdiği ikinci aramasında ise yürekten sevdiğini söylemek suretiyle üzerine atılı suçu işlediği gerekçesiyle mahkeme kararını bozdu.

    “Seni oğluma alamadım kendime istiyorum” 
    Dava dosyasını yeniden açan 2. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın genç kıza sarf ettiği sözlerin duygu açıklaması niteliğinde olduğu, kanunun aradığı anlamda cinsel amaçlı sarf edilmediğine hükmetti. İlk kararında direnen mahkeme, sanık ile müşteki arasındaki yaş farkı dikkate alındığında sözlerin ahlaken eleştirilebilir nitelikte olduğu kabul edilse dahi, bu sözlerin cinsel taciz suçuna vücut vermeyeceğinin kabul edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Cumhuriyet savcısı bu kararı da temyiz edince bu kez devreye Yargıtay Ceza Genel Kurulu girdi.
    Tam 10 yıl süren davada son noktayı koyan Genel Kurul, ‘Seni seviyorum, senden hoşlanıyorum, sana kanım kaynıyor’ şeklindeki ifadelerin cinsel taciz anlamına geldiğine hükmetti. Genel Kurul kararında; olay tarihinde Z.Ç.’nın akşam 23.00 sıralarında genç kızı telefonla arayarak kendisinden hoşlandığını, gönülden sevdiğini, kanının kaynadığını söylediğine dikkat çekildi. Bir gün sonra sanığın yeniden aradığı genç kıza yönelik sözlerini sürdürdüğü hatırlatıldı. Kararda, “Müşteki genç kız, Savcılıkta; sanığın aile dostu olduğunu, kendisiyle telefonla da görüştüğünü, aile dostu olması ve 55-60 yaşlarında olması nedeniyle konuşmalarında bir art niyet aramadığını, ancak sanığın saat 23.06’da telefon açıp kendisinden hoşlandığını, gönülden sevdiğini, kanının kaynadığını söylediğini dile getirmiştir. Bunun üzerine müşteki kız, ‘Siz benim amcamsınız, kızım derken nasıl böyle düşünürsünüz’ diyerek telefonu kapattığını, bu durumu ertesi gün kendi ailesine söylediğini, ailesinin ise durumu sanığın eşine bildirdiğini kaydetmiştir. Tanık ise müştekinin telefonda konuşurken ağlamaya başladığını, karşısındaki kişiye ‘Nasıl olur Z. amca, ben size amca diyorum, babam yaşındasınız, nasıl böyle bir şey söylersiniz’ dediğini belirtmiştir. Sanığın, genç kıza, ‘Seni oğluma alamadım ama kendime istiyorum’ dediğini anlatmıştır. Sanık, iddianamede belirtilen sözleri söylediğini, bir cahillik yaptığını, pişman olduğunu, şikayetçinin sıcakkanlı olduğunu düşünerek bu sözleri sarf ettiğini savunmuştur” denildi.

    “İç çamaşır hediye etmek de tacizdir” 
    Genel Kurul kararında; suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 105. maddesindeki, ‘Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adli para cezasına hükmolunur. Bu fiiller; hiyerarşi, hizmet veya eğitim ve öğretim ilişkisinden ya da aile içi ilişkiden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı iş yerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise, verilecek ceza bir yıldan az olamaz’ şeklindeki düzenleme hatırlatıldı. Türk Dil Kurumu’nun ‘taciz’ sözcüğünü, ‘tedirgin etme, rahatsız etme veya sıkıntı verme’ şeklinde izah ettiği vurgulandı. Kararda şu ifadelere yer verildi: “Cinsel yönden, ahlak temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesi şeklinde tanımlanmış olan cinsel taciz eyleminin ne tür davranışlarla gerçekleştirilebileceği hususunda kanunda bir açıklık bulunmamakla birlikte öğreti ve yargısal kararlarda, mağduru hedef almış, onun vücut dokunulmazlığı ihlal edilmeksizin cinselliğine yönelen söz veya davranışlarla cinsel taciz suçunun işlenebileceği kabul edilmektedir. Cinsel taciz eylemlerinin suç olarak kabul edilebilmesi için bu eylemlerin hukuka aykırı olarak, başka bir ifadeyle mağdurun rızası hilafına gerçekleştirilmiş olması zorunludur. Eylemin cinsel amaçla işlenip işlenmediği ya da hangi fiilin cinsel taciz suçunu oluşturacağı belirlenirken sosyal hayatın gerekleri, tarafların konumları ile aralarındaki ilişki gözetilmeli, bu kapsamda ahlaki kurallara uygun evlenme teklifi, tanışma isteği veya beğeni ifadelerinin cinsel taciz suçunu oluşturmayacağı kabul edilmelidir. Bununla birlikte evlenme veya arkadaşlık isteğinin iç çamaşırı hediye etme veya cinselliğe yönelen sözlerle gerçekleştirilmesi örneklerinde olduğu gibi kaba ve rahatsız edici bir üslupla yapılması, teklifin reddedilmesine karşın eylemin mağduru rahatsız edecek şekilde sürdürülmesi yahut mağdurun Medeni Kanun hükümlerine göre evlenme imkanı bulunmayan bir çocuk veya taraflardan birinin evli olması örneklerinde olduğu gibi evlilik veya arkadaşlık ilişkisinin önünde kanuni veya ahlaki engellerin bulunması durumlarında cinsel taciz suçunun oluşacağında hiç bir şüphe bulunmamaktadır.”

    Karar oy çoğunluğuyla bozuldu 
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında, genç kızın suç tarihinde 27 yaşında ve bekar, sanığın ise 50 yaşında ve evli olduğu dile getirildi. Kararda şöyle denildi: “Dosya kapsamından taraflar arasında önceye dayalı duygusal bir ilişkinin bulunmadığı da görülmektedir. Daha önce aralarında duygusal bir ilişki bulunmayan şikayetçi ve sanık arasındaki yaş farkı, sanığın medeni durumu ve taraflar arasındaki sosyal ilişki gözetildiğinde; sanığın şikayetçiyi cinsel yönden ahlak temizliğine aykırı olarak rahatsız edecek şekilde ilk aramasında hoşlandığını, sevdiğini ve kanının kaynadığını söylemesinin cinsel taciz suçunu oluşturduğu ortadadır. Bununla birlikte sanığın ikinci aramasını, aile içinde oluşan infialin önüne geçmek maksadıyla gerçekleştirdiği ve bu kapsamda sarf ettiği sözlerin cinsel amaç taşımadığı anlaşıldığından, sanık hakkında TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığı kabul edilmelidir. Bu itibarla yerel mahkemenin direnmeye konu kararının, sanığın zincirleme suç hükmü uygulanmaksızın cinsel taciz suçundan mahkumiyeti yerine, beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir. Karar oy çokluğuyla bozulmuştur.”

  • Cem Yılmaz, “NASA komik astronot arıyor” haberine yanıt verdi: İşim var

    “NASA, Mars’a ilk insanlı seferi için komik astronotlar arıyor” başlığıyla yayınladığımız haber, birçok Twitter kullanıcısının aklına Cem Yılmaz’ı getirdi.
    NASA, Mars’a ilk insanlı seferi için komik astronotlar arıyor

    GORA ve ArifV216 filmlerinde uzay temasına değinen ünlü komedyen ise Twitter hesabından kendisine yapılan çağrılara yanıt verdi.

  • İmam, camide Yıldırım için dua etti

    AK Parti tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na (İBB) aday gösterilen Binali Yıldırım, dün Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’ndan istifa etti.

    Devir teslim töreninin ardından Yıldırım, hızlı trenle İstanbul’a geldi. Yıldırım burada ilk olarak Eyüp Sultan Camii’ni ziyaret etti.

    Ancak cami imamının, Binali Yıldırım için oy isteyip cemaate dua ettirmesi tepki çekti.

    FOX TV’de yayınlanan videoda imamın “Binali başkanımızın başarılı olmasına, hayırlı işlerde muvaffak olmasına Allah rızasına, el Fatiha…” dediği duyuldu.

     

  • Tüketici güven endeksi Şubat ayında azaldı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 0,7 oranında azaldı; Ocak ayında 58,2 olan endeks Şubat ayında 57,8 oldu.

    Hanenin maddi durum beklentisi endeksi 75,2 oldu

    Gelecek 12 aylık döneme ilişkin hanenin maddi durum beklentisi endeksi Ocak ayında 77,1 iken, Şubat ayında yüzde 2,4 oranında azalarak 75,2 oldu.

    GENEL EKONOMİK DURUM BEKLENTİSİ ENDEKSİ 75 OLDU 
    Genel ekonomik durum beklentisi endeksi (gelecek 12 aylık döneme ilişkin) Ocak ayında 76,5 iken, Şubat ayında yüzde 2 oranında azalarak 75 oldu.

    İŞSİZ SAYISI BEKLENTİSİ ENDEKSİ 59 OLDU 
    İşsiz sayısı beklentisi endeksi (gelecek 12 aylık döneme ilişkin) Ocak ayında 60,9 iken Şubat ayında yüzde 3,1 oranında azalarak 59 oldu.

    TASARRUF ETME İHTİMALİ ENDEKSİ 22 OLDU 
    Tasarruf etme ihtimali endeksi (gelecek 12 aylık döneme ilişkin) Ocak ayında 18,3 iken, Şubat ayında yüzde 20,2 oranında artarak 22 oldu.

  • Şeker Hastalığı Olanlar Malulen Emekli Olabilir Mi?

    Şeker hastalığı toplumun büyük kısmını ilgilendiren bir durum. Pek çok vatandaş şeker hastalığından muzdarip. Peki şeker hastalığı çalışanların malulen emekli olmaları için geçerli bir sebep mi, hastalığın maluliyet kabul edilmesi için gereken şartlar neler?

    ŞEKER HASTALARI NASIL MALULEN EMEKLİ OLABİLİR?

    Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne göre; şeker hastalığı çalışanlara malulen emekli olma imkanı veriyor. Yönetmelikte sayılan rahatsızlıkların içinde olan şeker hastalığından malulen emekli olmak için ise bazı şartlar aranıyor. Öncelikle 10 yılsigorta 1800 gün prim ödenmiş olması gerekiyor. Daha sonra ise yasada şeker hastalığı ile ilgili belirtilen şartın ortaya çıkmış olması aranıyor. Yasada şeker hastalığı ile ilgili olarak; “Diabetes Mellitus Kronik hiperglisemi veya hipoglisemiye bağlı en az 3 sistemi etkileyen orta-ağır komplikasyonların bulunması (görme kaybı, nöropatiler, periferik damar hastalıkları, retinopatiler ve nefropatiler v.b.)”

    Ayrıca yasada maluliyet; Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybetme hali  olarak tanımlanıyor.

    Özetle 10 yıl ve 1800 gün şartını tamamlayan, çalışma gücü en az yüzde 60 azalmış ve en az 3 organı şeker hastalığı yüzünden  orta-ağır şekilde etkilenmiş sigortalılar malulen emekli olabiliyor.

  • 30 kadının görüntüleri çıktı… Bin 150 kadına satmış

    nkara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şubesi ekiplerinin “düşük hapı” sattığı gerekçesiyle 15 Şubat’ta gözaltına aldıktan sonra adliyeye sevk ettiği Abdullah E’nin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasının ardından hap satışına devam ettiği belirlendi.

    Ekipler, teknik ve fiziki takibin ardından Abdullah E’nin kullandığı 67 ZD 351 plakalı otomobili, kent merkezindeki uygulama noktasında durdurdu.

    Abdullah E’nin aracında yapılan aramalarda 32 “düşük hapı” ele geçirildi.

    YENİDEN GÖZALTI

    Öte yandan, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, cep telefonunda yaptıkları incelemede 30 kadına düşük yaptırdığına ilişkin görüntülerin yer aldığını ve toplam bin 150 kadına ise hap satışı yaptığı tespit edilen Abdullah E’yi yeniden gözaltına aldı.

    Zanlının ağabeyi Talat E’nin de bir süre önce aynı suçtan tutuklandığını, satışları genellikle internet üzerinden yaptıkları, hapların bir tanesini 300 ila 1000 bin lira arasında sattıkları belirlendi.

  • Gözaltı sayısı 107’ye çıktı! Günlük ciroları 400 bin lira

    Adana Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında internet üzerinden yasa dışı bahis oynattığı öne sürülen kişilere yönelik operasyon düzenledi.

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) bağlantılı internet siteleri üzerinde bahis oynattıkları saptanan şüphelilerin, kazandıkları yüklü miktardaki paraları yurt dışına aktararak devleti zarara uğrattıkları tespit edildi.

    107 GÖZALTI

    Polis ekipleri, gözaltı kararı verilen 146 şüphelinin yakalanması için operasyon düzenledi. Adana merkezli İstanbul, Mersin, İzmir, Aydın, Şırnak, Antalya, Gaziantep, Çanakkale, Adıyaman ve Konya illerinde bulunan şüphelilerin adreslerine eş zamanlı baskın yapıldı. Özel harekat polislerinin de katıldığı operasyonda gözaltına alınan şüpheli sayısı 4’ü kadın 107 kişiye ulaştı. Şüphelilere ait cep telefonları, bilgisayar ve tabletlere incelenmek üzere el konuldu.

    MAL VARLIKLARINA EL KONULDU

    Yapılan incelemede bahis çetesinin kullandığı bin 500 hesap üzerinden bugüne kadar 30 milyon 240 bin liralık para hareketi olduğu tespit edildi. Polis, şüphelendiği bin 242 hesabı mercek altına aldı. Ayrıca gözaltına alınanların bahisten elde ettikleri değerlendirilen 753 bin 500 lira, 2 milyon 155 bin lira değerinde 21 lüks otomobil ve 34 milyon 911 liralık gayrimenkule el kondu. Ekipler bu malların yasa dışı bahisten elde edildiğini saptadı.

    AYLIK 5 BİN LİRA ÖDEME YAPIYORMUŞ

    Bahis çetesinin liderliğini yapan R.O.’nun (44), KKTC’de ofis kiraladığı ve şebekeyi buradan yönettiği anlaşıldı. Yasa dışı bahis oynatarak günde ortalama 400 bin lira gelir elde eden R.O.’nun hesaplarını kullandığı kişilere de aylık 5 bin lira ödeme yaptığı, 1 kişinin farklı bankalarda 7-8 hesabı olduğunu öğrenildi. Ekipler çetenin 400 hesabı aktif olarak kullandığını saptadı. Bu hesaplara ise bloke kondu. Gözaltına alınan şüphelilerin sorgusu sürüyor.

  • 5 yaşındaki çocuğa haciz getirildi

    Adana’da balkonda oynadığı odunları düşürüp otomobile zarar veren 5 yaşındaki çocuğa bin 991 lira haciz geldi. Hacizle şok olan aile karara itiraz etti.

    Olay merkez Seyhan ilçesine bağlı Sümer Mahallesi’nde bundan 2 yıl önce meydana geldi. İddiaya göre şimdi 5 yaşında olan Berat Meral 3 yaşındayken annesi Merve Meral 2 katlı evlerinin 2. katında balkonda çamaşır asarken o da odun parçaları ile oynamaya başladı.

    Bu sırada bir odun çocuğun elinden kaydı. Balkondan düşen odun, yol kenarında park halindeki otomobilin üzerine düştü. Olayda aracın kaportası zarar gördü.
    Araç sahibi aileyle tartıştıktan sonra polis çağırarak tutanak tutturdu.

    Şahıs daha sonra da otomobilini götürerek tamir ettirdi, bin 951 lira masraf da sigorta şirketi tarafından ödendi. Sigorta şirketi bu parayı ödedikten sonra masrafın, zarar veren tarafından karşılanması için mahkemeye başvurdu. Mahkeme de faiziyle birlikte bin 991 lira paranın 5 yaşındaki çocuktan alınmasına karar verdi.

    Bu nedenle olaydan 2 yıl sonra 5 yaşındaki Berat Meral’in adresine haciz ve mahkeme kararı gitti. Ancak aile bu durum karşısında şok olarak karara itiraz etti. Yaşanan olayın tamamen kaza olduğunu söyleyen 2 çocuk annesi Merve Meral (25), “Benim oğlum o zaman 3 yaşındaydı, o yaştaki bir çocuk bilerek hiç bir şeye zarar vermez. Bizim bu parayı ödeyecek gücümüz yok. Odunlar kayıp aşağı düştü. Biz bu karara bir anlam veremiyoruz bu nedenle itiraz ettik. 5 yaşındaki çocuğa haciz gelir mi” dedi.

  • Kızının odasında ödev yapan robotu görünce…

    South China Morning Post” gazetesinin haberine göre, Çin’in Cıciang eyaletine bağlı Hangcou kentinde bir kız öğrenci, Bahar Bayramı’nda ebeveynlerinden habersiz ev ödevlerini yazması için 800 yuana (yaklaşık 625 TL) robot satın aldı.

    İnsan yazısını taklit ederek, hatasızca yazabilen robot, kız öğrencinin öğretmenlerinin bir haftalık Bahar Bayramı için verdiği ödevleri çok kısa sürede yazarak bitirdi.

    ANNESİ GÖRÜNCE KIZDI, ROBOTU KIRDI

    Öğrencinin annesi Cang, kızının ödevinin bu kadar kısa sürede bitirmesine şaşırırken, tüm ödevlerin hatasız yazılması dikkatini çekti.

    Kızının odasını temizlerken “tüm el yazılarını taklit edebilir” logolu robotu bulan Cang, durumu anlayınca öfkelenerek, cihazı kırdı.

    PAYLAŞIMI 13 MİLYON KEZ OKUNDU

    Olayı “Tüm ev ödevlerinizi yazmaya yardım edebilir ama sınavlarınıza yardım edebilir mi?” ifadeleriyle ülkenin sosyal medya hesabı Weibo’dan paylaşan anneden sonra, paylaşım 13 milyon kez okundu, 3 binden fazla tekrar paylaşıldı. Robotun satıldığı e-ticaret platformunda robota olan ilgi arttı.

    Annenin paylaşımıyla ilgili bazı internet kullanıcıları, kız öğrencinin bu yaşında bu tür bir robot kullanmasının yanlış olduğunu söylerken, bazıları da ülkede öğrencilerin “belirli sıkıcı ve ağır yüklere katlanmasına neden olan eğitim şeklinde reform yapılarak, yaratıcı ev ödevleri verilmesi gerektiğini” savundu.

    Çin’de kitaplardaki metin ve makalelerin olduğu gibi defterlere veya parşömen kağıtlarına yazılmasını gerektiren ödevler verilebiliyor.

    Yazı robotu, parşömen kağıdın koyulabilmesi için dikdörtgen çerçeveli metal bir zemin ve yazıyı yazan bir robot koldan oluşuyor.