Olay, öğle saatlerinde Melikgazi ilçesi Esentepe Mahallesi Girne Şehitler Caddesi’nde meydana geldi. Atık kağıt yüklü arabayı çeken at, yorgunluk nedeniyle yere çöktü. Sahibi, önce kırbaçlayarak, sonra da tekmeleyerek atı kaldırmaya çalıştı. Çevredekiler, “Neden hâlâ vuruyorsun, zabıtayı çağır” diyerek atın sahibine tepki gösterdi. Cep telefonuyla görüntülenen kimliği belirsiz kişi, uyarılara aldırmadı ve atı kaldırıp yola devam etti.
Blog
-
Rusya Türkiye’ye S-400 sevkiyatlarını yıl sonuna kadar tamamlayacak
Çemezov IDEX-2019 fuarında yaptığı açıklamada, “Sene sonuna kadar Türkiye’ye sevkiyatı tamamlayacağız” ifadesini kullandı.
2017 yılında imzalanan S-400 kontratı Ankara ile müttefikinden Rus komplekslerinden vazgeçerek Patriot kompleksini almasını isteyen Washington arasında diplomatik sürtüşmeye neden oldu.
Türkiye ise S-400 sistemlerinden vazgeçmeyeceğini açıkladı.
-
Apple’a ‘ölüme sebebiyet verme’ davası: Patlayan iPad yangına sebep oldu
ABD’nin New Jersey eyaletinde 2017 yılının Şubat ayında gerçekleşen yangında, Bradley Ireland isimli bir kişi hayatını kaybetmişti.
Mutfakta durduğu öğrenilen ve patlaması sonucunda yangına sebebiyet verdiği iddia edilen iPad’le ilgili olarak ise, olaydan yaklaşık 2 yıl sonra Ireland’ın çocukları Julia Ireland Meo ve Benjamin Ireland tarafından Apple’a dava açıldı.
New Jersey Bölge Mahkemesi ise, ‘ürünün pil sisteminden meydana gelen bir hata’ sonucu patladığı iddia edilen ürünle ilgili olarak suçlamaların doğrudan Apple’a bağlanmasına izin verdi.
‘TEHLİKELİ VE GÜVENSİZDİ’
Apple’a yöneltilen suçlamalarda, “Söz konusu tablet, tasarımında veya üretiminde yer alan hatalar veya yeterli uyarı eksikliğinden kaynaklı olarak, makul olmayan bir biçimde tehlikeli ve güvensizdi” ifadelerine yer verildi.
Apple’a yöneltilen davada belirli bir miktar istenmese de, davalıdan iki yıllık faiziyle birlikte telafi edici bir tazminat, maliyet ve avukatlık ücretleri de talep ediliyor.
Ireland’ın çocuklarının davayı açmaları için neden iki yıla yakın bir süre bekledikleri ise bilinmiyor.
-
Yılanla gösteri yapıp ürün satan kişiye işlem
Mersin’de Tarsus Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, ilçe merkezinde Küçük Minare civarında bir kişinin seyyar tezgahında yılanla gösteri yapıp menşei belirsiz kozmetik ürün sattığı ihbarı aldı.
Bunun üzerine birlikte hareket eden Zabıta ile Tarsus Doğa Koruma ve Milli Parklar Şefliği ekipleri, olay yerinde kavanoz içinde tutulan yılana ve 15 menşei belirsiz kozmetik ürüne el koydu.
Yılan, milli parklar ekibine teslim edilirken, bu kişiye 4915 sayılı kara avcılığı kanunu kapsamında cezai işlem uygulandı. Zabıta ekipleri menşei belirsiz kremleri imha etti.
-
Ankara Barosu’ndan gözaltı sırasında tacizle suçlanan polis hakkında suç duyurusu
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TAYAD) Ankara’da 16 Şubat’ta eylem düzenlemiş, polis pankart açan üç kişiye müdahale edip gözaltına almıştı. Sivil polislerden biri, gözaltı sırasında genç kadını taciz etmekle suçlanmıştı.
Ankara Barosu tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Ankara Sakarya Caddesinde yapılan bir eyleme destek veren üniversite öğrencisine polis tarafından gözaltına alındığı sırada cinsel saldırıda bulunan kamu görevlisi polis hakkında Baromuz tarafından suç duyurusunda bulunulmuştur.
Meslektaşlarımıza saygıyla duyurulur.”
-
Bursaspor maçındaki terör saldırısı davası sürüyor
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan 8. duruşmaya, 24’ü tutuklu 27 sanık ile avukatları katıldı. Duruşmada çok sayıda müşteki ve avukatları da hazır bulundu. Mahkeme başkanı, bir önceki duruşmaya katılmadığı için hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılan sanık Mustafa Demir’i kürsüye çağırarak savunmasını aldı.
Sanık Demir, geçen celse, duruşma için Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na gittiğini belirterek, buna ilişkin elinde evrak bulunduğunu söyledi.
Mahkeme başkanı, iddianamenin kendisine ulaşmadığını söyleyen Demir’e, hakkındaki yakalama kararı devam ettiği için duruşma salonundan ayrılmaması uyarısında bulunarak, “Görevliler sana iddianameyi verecek. Gün içinde incele. Hazır olduğunda savunmanı yaparsın.” dedi.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Reşat Bakar, mahkemeye yazılı savunma sunarak, hakkındaki suçlamaları reddetti. Olayla ilgisinin olmadığını savunan Bakar, “Tamamen geleceğimi inşa etme odaklı çalıştım. Talihsizliğim, Bahçelievler’de eski kaldığım öğrenci evinden ikametimi almamış olmam. Bu adreste 2015’in sonlarında 5-6 ay kaldım.” dedi.
Mahkeme başkanı, bahsi geçen evde bir verici, kibrit başı tozu, suni gübre olarak bilinen amonyum nitrat ve termos gibi malzemeler ele geçirildiğini hatırlatarak, sanığa bunlarla bir ilgisi olup olmadığını sordu.
Bunlarla ilgisinin olmadığını söyleyen Bakar, “Telefon kayıtları tutanaklarını okuduktan sonra gördüm ki çok ciddi hatalar ve yanlış tercümeler var. Cezaevinde kardeşi olan ben değil Şükrü Koç’tur. Kısmen benim konuşmalarım Şükrü’ye, onunkiler bana yazılmış. Hakkari şivesinde uzman kişilerce tapelerin tekrar tercüme edilmesini istiyorum.” diye konuştu.
– “Gübreyi ticari bir dükkandan aldım”
Duruşmada daha sonra tutuklu sanık Sabri Yavuz’un savunmasının alınmasına seçildi.
Sanık Yavuz, evinde ele geçirilen amonyum nitrat içerikli gübreyi, işlek bir caddede ticari bir dükkandan satın aldığını söyledi. Kendisinin emekli maaşı olduğunu, çocukların sahip olduğu şirketler dolayısıyla evde de para bulundurduğunu kaydeden Yavuz, evinde bulunan notta, “Gübreci, 19 bin 500 lira” olarak geçen yazının hatırlatılması üzerine, “Borç istedi, elden kendisine borç verdim.” dedi.
Sanık Yavuz, mahkeme başkanının “Bir micro CD kart ele geçirilmiş. Bu kartta senin boynunda PKK terör örgütünü temsil eden bir atkının bulunduğu fotoğrafın var. Bu atkıyı nereden aldın ve neden taktın? Bu atkı neyi simgeliyor?” sorusu üzerine, “Ben Nevruz bayramlarına giderim. O bayramda, boynuma puşi taktım. Bir de kutlama yapılan yerin kapısında atkı satılıyordu. Parasını verip satın aldım. Renklidir, atkı olarak taktım. Üzerinde ne yazdığını hatırlamıyorum.” diye konuştu.
Yavuz, evinde ele geçirilen PKK elebaşı Abdullah Öcalan’la ilgili kitapların sorulması üzerine, “Ben çok okuyan bir insanım, 5 çocuğum var, beşi de üniversite mezunu. Orada 30-40 kitabım vardır. İçlerinde dini kitaplar da vardır. Bahsedilen kitabı yasaklı olarak almadım. Arkasında bandrol vardır. Çok önce almıştım, okuma fırsatı da bulamadım.” şeklinde cevap verdi.
Müştekilerin sanığa sorular sormasıyla devam eden duruşmada, bir şehit yakını söz alarak, sanıktan amonyum nitrat gübresini nereden aldığını söylemesini istedi. Sanık Yavuz, gübreyi satın aldığı dükkan sahibini tanımadığını ifade etti.
Bu sırada emniyet mensubu olduğunu kaydeden bir müşteki, amonyum nitrat gübresi satışının 2015’ten itibaren yasaklandığını kaydetti. Bir şehit yakını ise “Bu soysuzların, kansızların tiyatrosunu izliyoruz. Sanık bir suçtan dolayı cezaevine girmiş, 2015 Mart’ta çıktığını söylüyor. Bu tarihten sonra 300 ağacı için 1 çuval gübre almış. Bu gübre nasıl bitememiş?” diye sordu.
– “Patlayıcılar gübre adı altında perdeleniyor”
Sanık Sabri Yavuz ise “Cevap vermek istemiyorum. Ben o gübreyi cezaevinden çıktıktan sonra aldım. Başka bir şey için kullanmadım.” dedi.
Duruşmada söz alan bir müşteki avukatı, “Patlayıcılar gübre adı altında perdeleniyor. Patlayıcı yapımında kullanılan nitrat bazlı gübreler Tarım Bakanlığı tarafından yasaklanmıştır. Sanık ısrarla, bu gübreyi tarımda kullanmak için aldığını iddia ediyor. Biz, bu gübreyi satın aldığını iddia ettiği kişinin duruşmada dinlenilmesini istiyoruz.” dedi.
Müşteki ve mağdurların ardından, sanık avukatlarının beyanları alındı. Bin sanık avukatının “Davanın ağırlığı ortadadır. Biz ailelerin acılarını da anlıyoruz.” sözlerine şehit yakınları tepki gösterdi.
Mahkeme başkanı, şehit ailelerinin, kendilerine bir gönderme yapılmasını istemediğini belirterek, “Bu tarz göndermeler yapmayın.” dedi.
Duruşma sanık savunmalarının alınmasıyla sürüyor.
– İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan 114 sayfalık iddianamede, tutuklu sanıklar Tufan Beyhan, Zeki Yılmaz ve Sercan Bingöl hakkında “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Bu sanıklar hakkında ayrı ayrı “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 7 yıl 6 ay ila 15 yıl, 7 kez “tasarlayarak bombalama suretiyle öldürmeye yardım etme” suçundan 157 yıl 6 ay ila 210 yıl, 39 kez “tasarlayarak bombalama suretiyle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye yardım etme” suçundan bin 315 yıl 9 ay ila bin 755 yıl, 35 kez “tasarlayarak bombalama suretiyle öldürmeye teşebbüse yardım etme” suçundan 340 yıl 9 ay ila 420 yıl, 208 kez “tasarlayarak bombalama suretiyle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüse yardım etme” suçundan 2 bin 28 yıl ila 2 bin 496 yıl, zincirleme olarak “patlayıcı madde kullanarak kamu malına zarar vermeye yardım etme” suçundan 3 yıl 6 ay ila 16 yıl 6 ay ve zincirleme şekilde “patlayıcı madde kullanmak suretiyle özel şahsa ait mala zarar vermeye yardım etme” suçundan da 3 yıl 6 ay ila 16 yıl 6 ay arasında olmak üzere farklı oranlarda hapis cezası talep ediliyor.
Sanıklardan Rıdvan Döner, Fırat Kise ve Necip Yılmaz’ın, “suç örgütüne üye olma” suçundan 7 yıl 6 aydan 15’er yıla, iki kez “terör örgütü propagandası yapma” suçundan 2 yıldan 10’ar yıla olmak üzere toplam 9 yıl altışar aydan 25’er yıla kadar hapis cezası talep edilen iddianamede, sanıklar Hikmet Ölçer ve Zemirhan Yılmaz’ın “suç örgütüne üye olma” suçundan 7 yıl 6 aydan 15’er yıla, Nazim Beyhan’ın “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 7 yıl 6 aydan 15’er yıla, Sercan Bingöl ve Zeki Yılmaz’ın da iki kez “terör örgütü propagandası yapma” suçundan 2 yıldan 10’ar yıla kadar hapisle cezalandırılması öngörülüyor.– Terör saldırısı
İddianamede, 10 Aralık 2016’da saat 19.00 sıralarında Beşiktaş’taki Vodafone Park’ta oynanan ve 20.45 sıralarında biten Beşiktaş-Bursaspor maçındaki taraftarların saat 22.10 sıralarında stadyumdan dağıldıkları belirtilerek, akabinde stadyumun arka kısmında, “eski Beleştepe” tabir edilen noktada TOMA aracının yanında, yaklaşık 40-45 kişilik taraftar grubunun güvenliğini sağlayan çevik kuvvet polislerinin beklediği, saat 22.29 sıralarında yolda seyir halindeki bomba yüklü otomobilin patlatıldığı anlatılıyor.
Patlama sonucunda grup halinde bekleyen 39 emniyet mensubu ile oradan geçen araçlardaki 7 sivil olmak üzere toplam 46 kişinin şehit olduğu ve 208 polis memuru ile 35 sivilin yaralandığı vurgulanan iddianamede, terör örgütünün internet sitesinde 11 Aralık 2016’da yapılan açıklamayla bu saldırının sahiplenildiği belirtiliyor.
İddianamede, yine terör örgütünün 20 Aralık 2016’daki açıklamasıyla saldırıda ölen terör örgütü mensuplarının Kadri Kılınç ve Burak Yavuz olduklarını beyan ettiği aktarılarak, eylemi gerçekleştirdiği belirtilen şahısların birinci derece yakınlarından elde edilen DNA örnekleri üzerinde yapılan moleküler genetik inceleme sonucunda teröristler Kılınç ve Yavuz’un eylemi gerçekleştirdiklerinin kesinleştiği kaydedildi. -
Erdoğan: “Bu mantık devam ederse tanzim satışı 81 ilde uygulayacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Sizlerle hasret gidermekten çok memnunum. Burdurlu kardeşlerimi özlemişim, gördüğüm kadarı ile Burdur da bizi özlemiş. Burdur, 31 Mart’da AK Parti belediyeciliği ile tekrar buluşmaya hazır mısınız? Burdur 31 Mart’da Cumhur ittifakının yanında yer alarak ülkene sahip çıkmaya hazır mısın? Son 16 yılda Burdur’a 9 kat trilyon yatırım yaptık. Eğitimde 1100 adet yeni derslik ilan ettik. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’ni şehrimize biz kazandırdık. Bin 900 kişi kapasiteli yurt açıyoruz. Devlet hastanesi yanında Burdur Millet Bahçesi’ni yapıyoruz.
LAF DEĞİL İŞ YAPIYORUZ, İŞ
Buradan çok farklı bir müjde veriyorum. Salda Gölü’nü çevre koruma bölgesi olarak ilan ediyor, kıyısında da 300 bin metrekarelik bir millet bahçesi oluşturuyoruz.
TOKİ ile Burdur Bozkurt Mahallesinin kentsel dönüşüm projesinin ihalesi yapıldı, Nisan’da inşaate başlıyoruz. Burdur’da 14 baraj ve 1 gölet inşa ettik, laf değil iş yapıyoruz. Sulama projeleriyle 238 bin dekar araziyi sulamaya açtık, 32 bin dekar alanı daha açacağız.
Laf değil iş yapıyoruz, iş. Burdur şehir merkezine içme suyu temin edeceğimiz projelerimizi hazırladık. Burdur Gölü’nü takviye etmek için Büyük Menderes Nehri kaynaklarından su vereceğiz, su çekilmesini telafi edeceğiz. Biz hatları yeniledik ancak belediye şebekeyi yenilemeği için vatandaşımız suyu içemiyor.
Afyon-Burdur-Denizli-Isparta demiryolu hattını yerli milli yazılımla sinyalli hale getiriyoruz. Burdur’un içme suyu, trafik, yol, otopark sorununu çözemeyen bu zihniyeti 31 Mart’da tasfiye edeceğinize inanıyorum.
Burdurlu çiftçimize 1,1 kattrilyon lira tarımsal destek, girişimcilerimize 1,5 kattrilyon lira yatırım desteği sağladık.Şehrimize bir de teknopark kurduk. Burdur’da 19 bin iş yerine toplam 181 milyon lira tutarında SGK Prim Teşviği verdik.
81 VİLAYETİN TAMAMINDA UYGULAMAYA KOYACAĞIZ
Patlıcan, patates, soğan burada üzdüler. Anında tanzim satış çadırları kurduk. Tanzim satışları genişletiyoruz. Seçim sonrası bu mantık devam ederse bu işi 81 vilayetin tamamında uygulamaya koyacağız.
TERÖR KORİDORUNU YIKACAĞIZ
Münbiç ve Fırat’ın doğusunu terör örgütünden temizlediğimizde milyonlarca Suriyelinin güvenle evlerine döneceğini biliyoruz. Türkiye sınırlarının dibinde bir terör oluşumuna göz yummayacağız. Ne pahasına olursa olsun bu terör koridorunu yıkacağız. Gönül ister ki bu mücadeleyi müttefiklerimizle beraber verelim.
S-400 ALMAKTAN VAZGEÇİN DİYORLAR
Kalkmışlar S-400 almaktan vazgeçin diyorlar. Niye vazgeçelim? Siz herhangi bir adım atmış değilsiniz. Biz farklı sistemleri kullanma hakkına sahibiz. Türkiye’nin böyle bir gerekçeyle eleştirilmesini haklı göremeyiz. Söz verildiği gibi Münbiç’in terör örgütü mensuplarından temizlenmesini bekliyoruz. Fırat’ın doğusundaki terör örgütü yapılanmasına sunulan desteğin kesilmesini bekliyoruz. Bizim yanımızda olan dostlarımıza kapımız sonuna kadar açıktır. Biz bu terör oluşumuna bugün olmazsa yarın ama yakında ağır bir darbe vuracağız. Mesele Türkiye’nin beka meselesidir.
Tek isteğimiz haklı mücadelemize saygı duyulması, destek verilmesidir. Bu bölgede ancak Türkiye’yi karşısına değil, yanına alanlar kazanır.
Biz mümkün olsa 24 saatin üstüne bir 24 saat daha ekleyerek günü kapatmak istiyoruz. Biz milletimize, şehirlerimize hizmete talibiz.
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘S-400 almaktan vazgeçin’ diyorlar, neden vazgeçelim?
Burdur’da konuşan AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Salda Gölü’nün çevre koruma bölgesi olarak ilan edildiğini, göl kıyısında da 300 bin metrekarelik millet bahçesi oluşturulacağını duyurdu.
Suriye’nin kuzeyindeki gelişmelere değinen Erdoğan, “Münbiç ve Fırat’ın doğusunu terör örgütünden temizlediğimizde milyonlarca Suriyelinin güvenle evlerine döneceğini biliyoruz. Türkiye sınırlarının dibinde bir terör oluşumuna göz yummayacağız. Ne pahasına olursa olsun bu terör koridorunu yıkacağız. Gönül ister ki bu mücadeleyi müttefiklerimizle beraber verelim” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
‘PAPALILIK SÜRERSE SEÇİM SORASI TANZİM SATIŞLARI 81 İLE YAYACAĞIZ’
— Antalya, Isparta, Burdur, Eskişehir YHT hattı ile ilgili ETÜD çalışmasını bu yıl tamamlayacağız. Afyon-Denizli-Burdur demiryolu hattını yerli milli yazılımla sinyalli hale getiriyoruz. Burdur Gölü’nü takviye etmek için Büyük Menderes Nehri kaynaklarından su vereceğiz.
— Patlıcan, patates, soğan, burada üzdüler. Anında tanzim satış çadırları kurduk. Tanzim satışları genişletiyoruz. Pahalılık sürerse, seçim sonrası tanzim satışları 81 ile yayacağız.
— Münbiç ve Fırat’ın doğusunu terör örgütünden temizlediğimizde milyonlarca Suriyelinin güvenle evlerine döneceğini biliyoruz. Türkiye sınırlarının dibinde bir terör oluşumuna göz yummayacağız. Ne pahasına olursa olsun bu terör koridorunu yıkacağız. Gönül ister ki bu mücadeleyi müttefiklerimizle beraber verelim.
— Kalkmışlar bize ‘S-400 almaktan vazgeçin’ diyorlar? Neden vazgeçelim? NATO yetkilileri bu durumun bir sorun teşkil etmediğini açıkça söylediler. Yunanistan’ın senelerdir S-300’leri var. Ona bir şey söylemiyorsun. Siz herhangi bir adım atmış değilsiniz. Biz farklı sistemleri kullanma hakkına sahibiz. Türkiye’nin böyle bir gerekçeyle eleştirilmesini haklı göremeyiz.
— Bu bölgede ancak Türkiye’yi karşısına değil yanına alanlar kazanır. Söz verildiği gibi Münbiç’in bir an önce terör örgütü mensuplarından temizlenmesini ve yönetiminin yerel halka bırakılmasını bekliyoruz.
‘BU NASIL İTTİFAK, BU NASIL ORTAKLIK, BU NASIL NATO’DA BERABER OLMAK’
— Mesele Suriye meselesi değil, Türkiye ve Türk milletinin beka meselesidir. İstikbalimiz söz konusu olduğunda kimseyi gözümüz görmez. Bu terör oluşumuna bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa ertesi gün ama yakında mutlaka ağır bir darbe vuracağız.
— Kendi güvenlikleri için binlerce kilometre uzaklıktan operasyon yapmaya gelenler, kendilerini hak sahibi görüyor. Benim 911 kilometre sınırım var, her an tehdit altındayım ben müdahale etmeyeceğim. Var mı böyle 25 kuruşa simit?
— Siz kalkacaksınız 22 bin, 23 bin tır teröristlere Irak kanalıyla silah getireceksin, araç gereç getireceksin. Ben senden paramla isteyeceğim bana vermeyeceksin. Onlara ise parasız vereceksin. Bu nasıl ittifak, bu nasıl ortaklık, bu nasıl NATO’da beraber olmak?
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Salda Gölü’nü çevre koruma bölgesi ilan ediyoruz
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Sizlerle hasret gidermekten çok memnunum. Burdurlu kardeşlerimi özlemişim, gördüğüm kadarı ile Burdur da bizi özlemiş. Burdur, 31 Mart’da AK Parti belediyeciliği ile tekrar buluşmaya hazır mısınız? Burdur 31 Mart’da Cumhur ittifakının yanında yer alarak ülkene sahip çıkmaya hazır mısın? Son 16 yılda Burdur’a 9 katrilyon yatırım yaptık. Eğitimde 1100 adet yeni derslik ilan ettik. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’ni şehrimize biz kazandırdık.
Buradan çok farklı bir müjde veriyorum. Salda Gölü’nü çevre koruma alanı ilan ediyoruz.
-
Kan donduran itiraf: ‘Çırılçıplak soyup boynuma ip geçirdi’
Müge Anlı canlı yayınında, kızı tarafından öldürülen Abdullah Gazi Akbıyık’ın eski eşi Yasemin Hanım’ın anlattıkları herkesi dehşete düşürdü. Müge Anlı canlı yayınında Abdullah Gazi Akbıyık’ın damadını öldürmek istediği ve 18 Ocak gününden bu yana ortada olmadığı belirtilmişti.
TUTUKLANDILAR
Abdullah Gazi Akbıyık’ın kardeşleri eşi Kıymet Hanım’dan şüphelenirken, canlı yayından sonra Müge Anlı, Gazi Abdullah’ın eşi ve büyük kızı ile görüştü ve gerçekler ortaya çıktı. Büyük kızı 18 Ocak gecesi annesini korumak için babasının ölümüne sebep olduğunu Müge Anlı’ya itiraf etti. Babasını öldürdüğünü itiraf eden genç kız ve annesi için mahkeme tutuklama kararı verdi.
18 Şubat Müge Anlı canlı yayınına gelen bir telefon bağlantısıyla herkes dehşete düştü.
İŞKENCE ETTİ
Kızı tarafından öldürülen Abdullah Gazi Akbıyık’ın eski eşi Yasemin Hanım, Müge Anlı canlı yayınında kendisine yapılan işkenceyi anlattı.
“EKSİĞİ VAR FAZLASI YOK!”
Kıymet Hanım’ın Abdullah Gazi Akbıyık’ın eski eşi hakkında canlı yayında anlattıklarına cevap veren Yasemin Hanım, “Benimle ilgili orada anlatılanların eksiği var fazlası yok.” dedi.
Yasemin Hanım, Abdullah Gazi Akbıyık ile evli kaldığı süre boyunca maruz kaldığı çirkin muameleyi anlatırken, oğlunun bu gerçekleri yeni öğrenmiş olmasından dolayı yaşadığı duyguları da ifade etti…
“ÇIRILÇIPLAK SOYUP BOYNUMA HALAT GEÇİRDİ…”
Yasemin Hanım, “Beni çırılçıplak soyup, boynuma ip geçirip dövdü. Boynumda halatla çırılçıplak arabaya bindirilip bir evin bodrumuna götürüldüm ve orada işkenceye devam etti. Dinlenip dinlenip beni yeniden dövdü.”
“ŞEHİR DEĞİŞTİRDİM”
“O adamdan kurtulabilmek için yaşadığım şehri değiştirdi. Bütün ailem o adamın zulmünden şehir değiştirdi. O adamın zalimliğini anlatmaya kelimelerim yetmez.”
“KALSAYDIM BENİ DE ÖLDÜRECEKTİ”
“Ailem yaşanan o geceyi programda öğrendi. Oğlum öğrenince sabaha kadar ağladı. Eğer gitmeseydim, kalsaydım beni de öldürecekti. Kıymet hanımın anlattıklarında hiç bir çelişki yok.”
“BİZİM O ADAMIN ELİNDEN ÇEKTİĞİMİZİ KİMSE TAHMİN EDEMEZ!”
“Kızımız için o günden bu yana gözyaşı döküyoruz. Bizim o adamın elinden çektiğimizi hiç kimse tahmin edemez.”
Yasemin Hanım, sözlerini, “Onlar yapmamış olsaydı belki de ben yapacaktım.” şeklinde noktaladı…