Blog

  • Bankada parası olanlar dikkat! Hesaplar sorgulanacak…

    TMSF‘den yapılan açıklamada, Bankacılık Kanunu’nun 62’nci maddesi gereğince  bankalar nezdindeki mevduat, katılım fonu, emanet ve alacaklardan hak sahibinin en son talebi, işlemi, herhangi bir yazılı talimatı tarihinden başlayarak on yıl içinde aranmayanlar zamanaşımına tabi olduğu hatırlatıldı.

    Açıklamada şu bilgiler verildi:

    “Söz konusu maddenin uygulanmasına ilişkin yayımlanan yönetmeliğin 8’inci maddesi gereğince zamanaşımına uğrayan mevduat, katılım fonu, emanet ve alacakların listesi Şubat ayı başından itibaren bankaların kendi internet sitelerinde ve konsolide edilmiş olarak da TMSF ile Kuruluş Birliklerinin  internet sitelerinde (Türkiye Bankalar Birliği http://www.tbb.org.tr/tr , Türkiye Katılım Bankaları Birliği http://www.tkbb.org.tr ) Mayıs ayının sonuna kadar yayınlanmaktadır.

    Bu kapsamda, 2008 yılından itibaren hareket görmeyen hesaplara ait listeler http://www.tmsf.org.tr ana sayfasında bulunan “Zamanaşımı Sorgusu” bölümünden, Kuruluş Birlikleri ve bankaların internet sitelerinden Mayıs ayı sonuna kadar sorgulanabilir.

    Listede ismi bulunan hak sahiplerinin, hesaplarıyla ilgili işlem yapmak için Haziran ayının 15’ine kadar ilgili banka şubeleri veya Genel Müdürlüklerine başvurmaları gerekmektedir.  Bu tarihe kadar işlem yapılmayan hesaplar zamanaşımına uğraması nedeniyle Fona gelir kaydedilecektir.”

  • CİMER’e 2018 yılında 2 milyon 870 bin 879 başvuru! Şikayetlerin yüzde 93’ü elektronik ortamda

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, kamuoyunda CİMER olarak bilinen  Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezinin yeni yapılanmada Cumhurbaşkanlığı İletişim  Başkanlığı uhdesinde hizmet verdiğini anımsatarak, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep  Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla kurulan CİMER, vatandaş ile devlet arasındaki  iletişim köprüsünü devamlı surette açık tutarak katılımcı demokrasinin önemli bir  unsuru haline geldi.” diye konuştu.

    CİMER’in “devlet-toplum ilişkisini güçlendirmek” bağlamında çok önem  verdikleri bir sistem olduğunu vurgulayan Altun, vatandaşların CİMER aracılığıyla  doğrudan bir şekilde yönetim süreçlerine katıldıklarını, eleştirilerini ve  şikayetlerini ilettiklerini kaydetti.

    Altun, demokrasinin yapı taşlarından olan hak arama ve bilgi edinme  hakkının, halka yakın bir yönetim anlayışının oluşması, kamu hizmeti sunumunda  eşitlik, halkın denetimine açıklık ve hükümet uygulamalarında saydamlık  ilkelerinin vücut bulması yönünden çok önemli bir unsur olduğunu ifade ederek,  sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Gelişen bilgi iletişim teknolojileri sayesinde kadim insan  haklarından olan dilekçe hakkının kullanımını kolaylaştırmak ve daha da önemlisi  vatandaşların demokratik katılım yolu ile idare üzerinde kamuoyu denetimi  sağlamak amacıyla oluşturulan CİMER, dünya genelinde elektronik başvuru alma  sistemine geçen öncü sistemler arasındadır. CİMER, hükümetimizin çalışmaları ve  kamu idaresinin eylem ve işlemleri hakkında vatandaşların görüş ve önerilerini  alarak oluşturulacak politikalara kaynaklık etmektedir.

    Aynı zamanda bu sistem, vatandaşlardan gelen geribildirimlerin  ölçülmesi ile birlikte halkla ilişkiler kavramının önemini tüm kamu teşkilatına  yaymayı amaçlamaktadır. CİMER, 2002’den bu yana halkı iktidarın merkezine taşıyan  Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla, vatandaşlarımız  tarafından Cumhurbaşkanlığına gönderilen her türlü istek, şikayet, ihbar ve  görüş/önerileri değerlendirerek; başvurularının etkin, süratli ve doğru bir  şekilde sonuçlandırılmasını sağlamak üzere görev yapmaktadır.”

    “Başvuruların yüzde 93’ü elektronik ortamda”

    Vatandaşların dilekçe ve bilgi edinme haklarını etkin bir şekilde  kullanmalarını sağlamak üzere oluşturulan CİMER sisteminin, yalnızca başvuruların  alınıp ilgili kuruma gönderildiği bir yönetim tarzıyla çalışmadığına işaret eden  Altun, aynı zamanda başvuruların yoğunlaştığı konular ve toplumsal anlamda özel  önem verilmesi gereken hususlar ile ilgili raporlama çalışmaları yapmak suretiyle  yetkili makamların haberdar edildiğini söyledi.

    Elektronik bir kamu hizmeti olan CİMER’in bu sayede görevli kamu  personelinin performans ölçümünün yapılmasına da imkan tanıyan bir hizmet olma  özelliği taşıdığının altını çizen Altun, “Kırtasiyeciliği azaltma hedefi  doğrultusunda yola çıkan CİMER’e vatandaşlarımız tarafından yapılan başvuruların  yaklaşık yüzde 93’ü elektronik ortamda, ‘www.cimer.gov.tr’ ve e-Devlet üzerinden  yapılmakta ve bu başvurulardan yüzde 65’i ise cep telefonu üzerinden  gerçekleştirilmektedir. Bunların dışında şahsen müracaat, mektup/faks ve ALO 150  telefon hattı kanalıyla da başvurular almaktayız. CİMER’e 2018 yılında 2 milyon  870 bin 879 adet başvuru yapılmıştır. 2018 yılında başvurular 2017 yılına kıyasla  yaklaşık yüzde 7,5 artmıştır.  Başvurulara verilen cevap sayısı 2 milyon 959 bin  895’tir.” bilgisini paylaştı.

    Altun, bazı başvurulara birden fazla cevap verilebildiğine değinerek,  şunları kaydetti:

    “En fazla başvuru sırasıyla İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve  Konya’dan yapıldı. Başvuru yapanların yaklaşık yüzde 69’u erkek olup  başvuranların büyük bir çoğunluğu 27-35 yaş aralığında. Başvurulara verilen cevap  sonrasında isteyen kişiler gönüllü olarak anket çalışmasına katılabilmektedir. Bu  kapsamda 2018 yılı içerisinde ankete katılan yaklaşık 270 bin kişi, sistemin  genel değerlendirmesine olumlu yanıt vermiştir.

    2019’da ise 17 Şubat itibarıyla CİMER’e başvuru sayısı 460 bine  ulaşmıştır. Bilindiği üzere 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu  uyarınca kamu kurumları; kişisel verilerin muhafazasını sağlamak amacıyla uygun  güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli her türlü teknik ve idari  tedbirleri almak zorundadır. Bu kapsamda CİMER’e iletilen başvuruların  içerikleri, başvuru hareketleri veya başvuru sahibinin kişisel bilgileri, bu  kanundaki ilke ve prensipler gözetilerek konunun muhatabı dışında hiçbir makam  veya kurumla paylaşılmamaktadır.”

    “Günlük ortalama 10 bin başvuru”

    Vatandaşlar tarafından yapılan günlük ortalama 10 bin başvurunun  okunarak bu başvuruların ilgili mercilere sevk edildiğini dile getiren Altun,   “Bu sistemde kullandığımız otomasyon özelliği sayesinde başvurular bilgimiz  dahilinde ilgili kuruma direkt olarak ulaşmakta ve en kısa sürede  sonuçlandırılması için tedbirler alınmaktadır.” dedi.

    Altun, Başkanlık personeli tarafından ilk değerlendirmesi yapılan  başvurunun, gereği için ilgili kuruma sevk edildiğini belirterek, başvurulara  gerekli işlemlerin ülke genelinde yaklaşık 38 bin idari birimde görevli 80 bin  kamu personeli tarafından yapıldığını bildirdi.

    CİMER’e yapılan başvuruların yüzde 99’unun kurumlara sevk edildiğini  aktaran Altun, “Örneğin bir belediyenin sunmuş olduğu hizmet ile ilgili şikayet  Başkanlığımızın bilgisi dahilinde sorunun çözüm yeri olan ilgili belediyeye  iletilmektedir.  Buna karşılık bir kurum yöneticisi ile ilgili şikayet veya ihbar  başvurusu, o yöneticinin üst makamına gönderilmekte ve sistem üzerinden yapılan  maskeleme (karartma) ve sevk edilemeyecek kurumun sistem üzerinden seçimi ile  başvurunun sistem üzerinden şikayet edilen kişiye ulaşmasının önüne  geçilmektedir.” ifadelerini kullandı.

    Fahrettin Altun, tüm bu sürecin denetiminin ise merkezden sağlandığını  dile getirerek, başvuru sahibinin bilgilerinin ilgisiz üçüncü şahıslara ulaşması  halinde ise adli ve idari soruşturmanın yapılması hususunda gecikmeksizin ilgili  mercilerle koordinasyon sağlandığını anlattı.

    Eğitim ve bilgilendirme faaliyetleri yoğunlaştırılacak

    Kimlik ve iletişim bilgileri gizlenerek yapılan ihbar başvurularında  ise söz konusu bilgilerin yalnızca konuyla ilgili inceleme soruşturma yapmakla  görevlendirilen müfettişler ile savcı ve yargı makamlarına verildiğini belirten  Altun, “Hafta sonu ve resmi tatiller dahil senenin her günü başvurunun  yapılabildiği CİMER önümüzdeki süreçte bu dinamikliğini koruyarak başta cevap  verme süresinin azaltılması ile nitelikli cevaplar verilmesi olmak üzere tüm  işlem sürecinde denetimlerini artırmayı ve bu amaçla eğitim ve bilgilendirme  faaliyetlerini yoğunlaştırmayı hedeflemektedir.” dedi.

  • Azmiyle hayata tutunan Özge Karakuş 15 beyin ameliyatı geçirdi!

    Muğlalı Özge Karakuş, İstanbul’da 23 Mart 2014 tarihinde yolun karşısına geçmeye çalışırken bir otomobilin çarpmasıyla ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan ve beyin kanaması teşhisi konulan Özge Karakuş, 17 gün yoğun bakımda kaldı.

    DOKTORLAR ‘YAŞAYAMAZ’ DEMİŞTİ AMA… 

    DHA’nın haberine göre; 4 ay boyunca hastanede tedavisi süren genç kızın en büyük destekçisi ailesi oldu. 15 beyin ameliyatı geçiren Karakuş, tedavisinin tamamlanmasının ardından üniversite öğrenimini de tamamladı. Özge Karakuş, İstanbul’da kişinin kendi beyin dalgalarını değiştirmesine yardımcı olan bir öğrenme stratejisi olan ‘neurofeedback’ eğitimi aldıktan sonra Muğla’nın Menteşe ilçesinde, Aktif Beyin Dikkat ve Algılama Merkezi açtı. Doktorların ‘Yaşayamaz’ dediği Özge, insanlara ümit olmak için şimdi de hayatını anlatan ‘Mucize’ isimli kitap yazıyor.

    GEÇİRDİĞİ ZOR GÜNLERİ ANLATTI

    Azmiyle tutunduğu hayatından çok memnun olan Özge Karakuş, geçirdiği o zor günleri şöyle anlattı: “Yolun karşısına geçerken otomobil çarptı. Çift taraflı beyin kanaması teşhisi konulup, tedaviye alındım. Kaza sonrası toplam 15 ameliyat geçirdim. Ameliyat olmamım sebepleri çok fazlaydı. Bunlardan birisi hastane enfeksiyonuydu. Doktorlar öleceğim gözüyle bakıyorlardı. Taburcu edildikten sonra okuluma devam ettim ve mezun oldum. Son ameliyatımı geçen yılın temmuz ayında oldum. Başımda kırık olan kemikleri 26 vida ve 6 tane plakla sabitlediler. Baş ağrılarım sona erdi” dedi.

    İnsanlara faydalı olmak istediğini belirten Karakuş, Kaza sonucu oluşan psikolojik ve fizyolojik birtakım sorunlarım için ‘neurofeedback’ eğitimi alarak Muğla’ya memleketime döndüm. Yıllardır edindiğim psikoloji bilgilerini ve ‘neurofeedback’ yöntemini uygulayarak ihtiyacı olanlara yardımcı olmak için iş yerimi açtım. İnsanlarımız yöntemin faydalarını öğrendiklerinden sonra destek almak için geliyorlar. Kişilere umut sağladığımı bilmek gururlu bir şekilde mutlu olmamı sağlıyor” diye konuştu.

    Karakuş, yaşadıklarını ‘Mucize’ adını verdiği kitapta anlatacağını vurgulayarak, Herkesin bir mucizeye inanmasını istiyorum. Annem, hatırlamadıklarımı anlatıyor, ben yazıyorum. Kitabımın ismini ‘Mucize’ koyacağım” dedi.

    ‘BÖYLE BİR EVLADA SAHİP OLDUĞUMUZ İÇİN GURUR DUYUYORUZ

    Muğla Ticaret ve Sanayi Odası eski Başkanı Bülent Karakuş ile eşi Nurten Karakuş ise kızlarının azmi ile gurur duyduklarını söyledi.

    Baba Karakuş, “Evladımız başarılı bir öğrenciydi. 15 ameliyat geçirdi. Kızımın kaza sonrasındaki kötü durumundan bugünkü haline gelmesi bizim için de bir mucize oldu. Başkalarına umut olmak için bu iş yerini açtı. Beynin ne demek olduğunu çok iyi biliyor. Başarılı bir şekilde işini yapıyor. Özge’nin hayat hikayesini dinleyenler büyük bir hırsla hayata tutunmaya çalışıyor. Mesleğini kullanmadan anlattıklarıyla insanlara yön verebiliyor. Böyle bir evlada sahip olduğumuz için gurur duyuyoruz” dedi.

  • Türkiye’de 3 milyon 644 bin 342 Suriyeli var

    İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye’de uluslararası koruma statüsüyle 3 milyon 644 bin 342 Suriyeli olduğunu duyurdu.

    Soylu, “Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı operasyonlarının sağladığı huzur ve barış ortamının etkisiyle geri dönen Suriyeli sayısı 311 bin 968 kişi” diye konuştu.

    Bakan Soylu, bu yılın ilk 5 haftasında yakalanan düzensiz göçmen sayısının ise 6 bin 523 olduğunu söyledi.

  • 2 yıldan az cezaya da mahkumiyet verilecek

    Sağlık Bakanı Koca, sağlıkta şiddetin önlenmesine yönelik çalışmalar hakkında bilgi verdi.

    Bakan Koca, “Bu çerçevede Türk Ceza Kanunu’nda yeni bir düzenleme hazırlığı var Adalet Bakanlığı tarafından. Sadece sağlıkta şiddet değil, genel şiddet, hırsızlık ve gasp gibi benzeri suçlarda 2 yıldan daha az ceza alındığında mahkumiyetin olabilirliğiyle ilgili bir çalışma yapılıyor” diye konuştu.

    Koca, “Hekim ve hastanın birbirine güven duyduğu bir ortamın oluşturulmasının bizim için daha anlamlı. Karşılıklı güven içinde sağlık hizmetini sunabilir olduğumuz bir ortam arzusu bizim için daha önemli” dedi.

  • Birbirlerini suçladılar! ‘Koltuğa işedi, hayır bacağıma baktı…’

    Antalya’da Serik’e bağlı Merkez Mahallesi’ndeki evde geçen yıl 4 Haziran’da Mustafa Çukur, Venerao Eshalievaa’nın evinde bıçaklanarak öldürüldü. Olayla ilgili Kırgız Venerao Eshalievaa ile Mustafa Çukur gözaltına alındı.

    Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından cinayete ilişkin hazırlanan iddianame, Manavgat 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, dini nikahla M.Ş. ile birlikte yaşayan sanık Venerao Eshalievaa’nın olay günü Çetin Uras ve Mustafa Çukur’la birlikte zaman geçirdikleri anlatılarak, şöyle denildi:

    “Şüphelilerin daha önceden samimi arkadaş oldukları, cinsel birliktelik yaşadıkları, şüpheli Mustafa Çukur’un şüpheli Venerao Eshalievaa’nın ikametine sık sık gidip geldiği, olay günü alışveriş yapıp eve geldikleri, Venerao Eshalievaa’nın alkol aldığı, şüphelilerle maktulün salonda oturdukları sırada tam olarak tespit edilemeyen bir sebepten ötürü tartışma çıktığı, kolonya bağımlısı ve fiziksel olarak güçsüz olan Çetin Uras’ın olaydan sonra deterjanlı su ile yıkanan öldürmeye elverişli bıçakla öldürüldüğü, şüpheliler suçtan kurtulmaya yönelik birbirlerini suçlasalar da olaydan sonra şüpheli Venerao Eshalievaa’nın bıçakları deterjanlı suyla yıkadığı, şüpheli Mustafa Çukur’un evinde silah olduğunu belirterek, Venerao Eshalievaa’ya gözdağı verdiği ve olay yerini terk ettiği gibi hususlar göz önüne alındığında şüphelilerin iştirak halinde maktulü öldürdükleri anlaşılmaktadır.”

    Venerao Eshalievaa’nın eve gelen polislere kendisini 1977 doğumlu ‘Adrina Blindu’ adıyla tanıttığı ve başkasına ait kimlik bilgilerini kullandığının belirlendiği aktarılan iddianamede, şüphelilerin ayrı ayrı ömür boyu hapisle cezalandırılması talep edildi.

    İLK DURUŞMA YAPILDI

    Cinayetle ilgili Manavgat 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu sanık Venerao Eshalievaa, Antalya Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken, salonda diğer sanık Mustafa Çukur, sanık avukatları, öldürülen Çetin Uras’ın kız kardeşi Sebahat Uras ve sanık yakınları hazır bulundu.

    ‘BİR ANDA KALKTI BIÇAKLADI’

    Kimlik tespitinin yapıldığı duruşmada Venerao Eshalievaa, Kırgızistan doğumlu, Kırgızistan ve Moldova çifte vatandaşı olduğunu, memleketinde avukatlık yaptığını belirtti. Türkiye’ye 12 yıl önce geldiğini aktaran Venerao Eshalievaa, herhangi bir işte çalışmadığını, M.Ş. ile dini nikahlı olduğunu söyledi. Çetin Uras’ın kalacak yeri olmadığı için yaklaşık 6 aydır kendi evlerinde kaldığını anlatan Venerao Eshalievaa, olay günü sabah saatlerinde Mustafa Çukur’un eve geldiğini ve kolonya bağımlısı olan Çetin Uras’a 2 şişe kolonya getirdiğini, bir süre sohbet ederek ayrıldığını söyledi. Akşam üzeri, markete giderken yolda Mustafa Çukur’u gördüğünü, birlikte alışveriş yaptıklarını ve eve geldiklerini anlatan Venerao Eshalievaa, “Ben, oturduğumuz odadaki masada marketten aldığımız malzemelerle yemek hazırlığı yapıyordum. Çetin Uras’la Mustafa Çukur da sohbet ediyordu. Bu sırada Mustafa Çukur, bir anda kalktı Çetin Uras’ı bıçakladı. Ben kendisine ‘Ne yapıyorsun, seni polise şikayet edeceğim’ dediğimde bana, ‘Benim ruhsatlı silahım var. Kimseden korkum yok, Seni de vururum’ dedi. Çetin Uras’ın vücuduna baktım, kan geldiğini görünce yara bandıyla kapattım ve üstünü değiştirmesini söyledim. Durumunun kötüleştiğini görünce alt komşuma inerek ambulans çağırdım. Çetin Uras’ı severdim, onu öldürmem için bir sebep yok” dedi.

    ‘BACAĞIMA BAKTIĞI İÇİN BIÇAKLAMIŞ’

    Olay günü yırtmaçlı etek giydiğini, Çetin Uras bacağına baktığı için Mustafa Çukur’un kıskanıp Uras’ı bıçakladığını ileri süren Venerao Eshalievaa, mahkeme başkanının sorusu üzerine bıçakları yıkamadığını, Çetin Uras’ı öldürmediği söyledi.

    ‘BU KADIN BENİ REZİL ETTİ’

    Duruşmada ifade veren tutuklu sanık Mustafa Çukur ise olay günü marketten alışveriş yaptıktan sonra Venerao Eshalievaa’nın yaşadığı eve geldiklerini, kendisinin masanın karşısında bulunan koltuğa, Çetin Uras ve Venerao Eshalievaa’nın ise koltukta oturduğunu söyledi. Venerao Eshalievaa’nın bira, Çetin Uras’ın kolonya, kendisinin soda içtiğini anlatan Mustafa Çukur, “Olayın tam olarak nasıl olduğunu bilmiyorum, hatırlamıyorum. Kadın bir anda elindeki bıçağı Çetin Uras’ın göbeğine vurdu, 2 defa vurdu. Ben neden böyle bir şey yaptığını sorduğumda, Çetin Uras’ın koltuğa küçük tuvaletini yaptığını söyledi” diye konuştu. Olayın ardından apartman yöneticisinin evine indiklerini ve ambulans çağırdıklarını anlatan Mustafa Çukur, ambulans gelmeden kendisinin evden ayrıldığını belirterek, “Yaşım 75- 76. Sabıkam bile olmadı hiç. Bu kadın beni rezil etti. Çetin Uras’ı bıçaklamadım, bu kadın bıçakladı” dedi.

    KARDEŞİ FENALAŞTI

    Duruşmada ifade veren Çetin Uras’ın kardeşi Sebahat Uras ise Ankara’da oturduklarını, olaydan sonradan haberdar olduğunu belirterek, sanıklardan şikayetçi olduğunu kaydetti. İfadesinin ardından fenalaşan Sebahat Uras, mahkeme başkanının talimatıyla salon dışına çıkarıldı.

    Duruşma dosyadaki eksiklerin giderilmesi için ertelendi.

  • Apex Legends’a Yeni Karakter ve Silahlar : Octane ve Wattson

    Apex Legends için önemli bir güncelleme yolda. Henüz hakkında çok detay bilinmiyor olsa da, oyuna yeni karakter ve silahların katılacağı ortaya çıkmış durumda. Söz konusu güncellemenin kaynak kodlarına bakıldığında ilk dikkat çeken şey Octane ve Wattson isimli iki karakterin oyuna dahil oluyor olması. Diğer yandan karakterler de beraberinde Havoc Riffle ve L-Star EMG isimli iki yeni silahı da getiriyor.

    Yeni karakterler, haliyle beraberinde yeni özellikleri de getiriyor. Örneğin ek hız, kısaltılmış yeniden yükleme ve hatta iki kat hızlı sağlık yenileme gibi özellikler Octane’a özel olacak. Wattson ise Tesla Tuzağı ismini taşıyan ve düşmanları tuzağa düşüren bir elektromanyetik alan oluşturan silahla geliyor.

    Apex Legends Rehberi, Nasıl Oynanır? Karakter Özellikleri

    Güncelleme kodlarında dikkat çeken başka isimler de var: Crypto, Husaria, Jericho, Nomad, Prophet, Rampart, Rosie ve Skunner. Ancak bu isimlerin yeni bir karaktere mi yoksa silaha mı ait olduğu belli değil.

  • 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu… “Suç olduğunu bilmiyorduk” dedi

    9 Ocak 2019’da meydana gelen olayda iddiaya göre, şüpheli Kayseri’de yaşayan Y.D.(22), İzmir’de yaşayan mağdur kız E.Y.(14) ile arkadaşlık kurdu. Evlenme vaadi ile mağdur kız ile Kayseri’de buluşan Y.D., olay tarihinde 14 yaşındaki kız ile birkaç kez cinsel ilişkiye girdi. Daha sonra yapılan şikayet üzerine Y.D. yakalandı. Şüpheli Y.D. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tutuklu sanık Y.D.(22) ile avukatlar hazır bulunurken, mağdur kız E.Y.(14) ile şikayetçi aile duruşmaya katılmadı.
    ‘Çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçundan yargılanan tutuklu sanık Y.D. “Biz yaptıklarımızın suç olduğunu bilmiyorduk, ailelerimiz tanıştırdı. Ben mağduru 16 yaşında diye biliyordum. Evlenecektik” diye konuştu.

    Mahkeme heyeti yapılan yargılama sonucu sanık Y.D.’ye ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçundan 16 yıl 8 ay, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan ise 2 yıl 6 ay olmak üzere toplam 19 yıl 2 ay hapis cezası vererek, tutukluluk halinin devamına hükmetti.

  • Zeytin Dalı Harekat bölgesinde 1 şehit

    Milli Savunma Bakanlığı, Zeytin Dalı Harekat bölgesinde 1 askerin şehit olduğunu duyurdu.

    Milli Savunma Bakanlığı, Zeytin Dalı Harekat bölgesinde devam eden operasyonel faaliyetler esnasında 1 askerin şehit olduğunu bildirdi.

  • Ka-32 helikopterlerinden ilki Türkiye’de

    Birleşik Arap Emirlikleri‘nin başkenti Abu Dabi’deki Uluslararası Savunma Teknolojisi Fuarı’nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Boginskiy, “Şu anda Türkiye’ye helikopterleri (Ka-32) teslim ediyoruz, üç araçtan ilkinin sevkiyatı tamamlandı. Mart sonunda, yılın ikinci çeyreğindeyse sevkiyatın genişletilmesi konusunda görüşmelere devam etmeyi planlıyoruz” dedi.

    Boginskiy daha önceki bir açıklamasında, Rusya ve Türkiye’nin Ka-32 helikopterleri sevkiyatının genişletilmesini görüşmekte olduklarını belirtip Ankara’nın beş helikopter daha satın alabileceğini söylemişti.

    Ka-32, arama kurtarma operasyonları, orman yangınlarını söndürme çalışmaları, kargo taşıma, hasta ve yaralıların tahliyesi gibi görevlerin yanı sıra devriye ve özel harekâta destek için de kullanılmak üzere tasarlanmış bir helikopter tipi.