Blog

  • Teknoloji yeni bir cinsel kimlik doğuyor: Dijiseksüel

    Teknoloji alanında görülen sıçramalar, insanların cinsel hayatlarını radikal bir biçimde değiştirebilir. Bilim insanlarına göre özellikle sanal gerçeklik teknolojileri, bu alanda görülen hızlı gelişimin ardından daha fazla insan tarafından cinsel deneyimler için kullanılacak.

    ‘İkinci dalga’ olarak adlandırılan seks robotları, sanal gerçeklik ortamları ya da geri bildirimsel teknolojilerin, insanların cinsel kimliklerini nasıl gördükleri üzerinde de değişikliklere yol açacağı öngörülüyor.

    Manitoba Üniversitesi’den Neil McArtur ve Wisconsin Üniversitesi’nden Markie Twist’in yayımladıkları bir makaleye göre “dijiseksüel” olarak adlandırılan kişiler gerçek bir partner yerine, onların yerini alan robotlar, sanal gerçeklik ortamları gibi ileri teknolojilere yöneliyorlar. Bilim insanları, cinsellik ve ilişkilerde teknolojiden faydalanan örneğin Tinder, Skype, Snapchat gibi birinci dalga teknolojileri kullananlar ile cinsel kimlikleri ikinci dalga teknolojiler tarafından şekillendirilen kişileri “dijiseksüel” olarak tanımlıyor.

    GERÇEK DÜNYANIN SUNAMADIĞI DENEYİMLER VADEDİYOR
    İkinci dalga teknolojilerin yoğun, sürükleyici, gerçek bir partner gerektirmeyen, farklı ve kimi zaman hayal edilebilenin ötesinde cinsel deneyimler sunma yetenekleri nedeniyle pek çok insanın hayatında köklü değişiklere yol açabileceği belirtiliyor.

    Bilim insanlarına göre seks robotları, özellikle yapay zeka teknolojisinin yavaş gelişmesi nedeniyle henüz gelişkin değil. Örneğin yürüyen bir robot yapmak hala güç. Ancak sanal gerçeklik teknolojileri hızla ilerliyor ve seks endüstrisinde zaten pornonun pasif olarak izlenmesinin ötesine geçen şekillerde kullanılıyor. Sanal gerçeklik teknolojileri dokunsal geribildirim cihazları birleşmiş çok oyunculu ortamlar sayesinde insanlara gerçek dünyada muhtemelen asla sahip olamayacakları deneyimler vadediyor.

    BEYİN GERÇEKMİŞ GİBİ TEPKİ VERİYOR

    Bilim insanlarına göre bu tür ortamların insan beyni üzerinde de niteliksel olarak farklı ve güçlü etkileri var. Sanal gerçeklik araştırmacısı Sylvia Xueni Pan’e göre bu teknoloji “akla yatkınlık” yanılsaması yaratıyor. Gerçek zamanlı konumlandırma, 3D stereo ekran ve toplam görüş alanı sayesinde, kullanıcının beyni bu ortamda gerçekten var olduğuna inanıyor. Pan “Sanal gerçeklik ortamında meydana gelen olaylar ve ortaya çıkan durumlar kullanıcının eylemleriyle bağlantılı olduğunda bu olaylara gerçekmiş gibi tepki veriliyor” diyor.

    Yarattığı gerçeklik hissi, bu teknolojilerin her geçen gün daha sofistike ve yaygın hale gelmesinden dolayı dijiseksüel kimliğin yakın gelecekte doğuşuna tanık olunacağını belirten bilim insanları bu eğilimin dışlanmaması gerektiğini savunuyorlar.

  • FETÖ soruşturmasında yeni gelişme: Emre Belözoğlu’nun banka hesapları incelemeye alındı

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında geçen haftalarda mahkemeye bir yazı gönderildi. Söz konusu yazıda Hakan Ünsal, Ertuğrul Sağlam, Arda Turan, Okan Buruk ve Bülent Korkmaz gibi futbolcuların isimleri sıralandı ve bu kişiler hakkında takipsizlik kararı verildiği ifade edildi. Yazıda, Emre Belözoğlu hakkındaki FETÖ soruşturmasının ise sürdüğü kaydedildi.

    Sabah gazetesinden Sema Alim Dalgıç’ın haberine göre, Emre Belözoğlu hakkında yürütülen soruşturma ile ilgili yeni bilgiler ortaya çıktı. Belözoğlu ile ilgili ifade veren bir gizli tanık, ünlü futbolcunun Fethullah Gülen’in talimatının ardından Bank Asya’ya parça parça 2 milyon lira yatırdığını ileri dürdü.

    Gizli tanık Mert ifadesinde Belözoğlu’nun 2 milyon TL’yi elden başka bir isme verdiğini, bu bilgiyi 2017 yılında tutuklanan Ahmet Musab K. isimli örgüt üyesinden duyduğunu savcılıkla paylaştı.

    ‘EV ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNDEN YATIRILIYORDU’

    Ahmet Musab K.’nin örgüt içerisinde önemli bir isim olduğunu söyleyen gizli tanık Mert, 17 —25 Aralık’tan sonra Bank Asya’ya yatırılan yüksek miktardaki paraların tek seferde yatırılmadığına dikkat çekti. Mert ifadesinde şunları söyledi:

    — Azami olarak 100 bin TL’yi geçmeyecek şekilde parçalar halinde para yatırılıyordu. Hatta ev öğrencilerinin üzerinden yatırıldığını biliyorum. 2 Milyon TL’nin de bu şekilde parçalanarak yatırıldığını düşünüyorum.

    İDDİA ARAŞTIRILIYOR

    Savcılık Emre Belözoğlu’nun iddia edilen 2 milyon lirayı o dönem başka isimler üzerinden Bank Asya’ya yatırıp yatırmadığını araştırıyor.

  • ‘Türkiye’den sınırdışı edilen Hollandalı gazeteci, eski erkek arkadaşının terör eylemlerini biliyordu’

    Hollanda medyasında çıkan haberlerde, savcılığın terör zanlısının salı günü gerçekleştirilen ilk duruşmada yaptığı açıklamaya göre, Boersma’nın terör zanlısı olan eski erkek arkadaşıyla arasındaki konuşmaların uzun süre Hollanda İstihbarat Servisi (AIVD) tarafından dinlendiği belirtildi.

    Haberde, savcılığın, söz konusu konuşmalardan gazetecinin, zanlının Suriye’deki gruplardan birisi olan Nusra Cephesi üyesi olduğundan haberdar olduğu kanısına vardığı ifade edildi. Gazetecinin, Türkiye’de terör zanlısıyla ilişkisi olduğu süreçte zanlıya ait sosyal medya hesabından Nusra Cephesi’nde aktif olduğu döneme ait fotoğraflarını gördüğünü itiraf ettiği bildirildi.

    Hollanda Savcılığından yapılan yazılı açıklamada da AIVD’nin edindiği bilgilere göre terör zanlısının Nusra Cephesi adına silahlı mücadeleye katıldığı, Suriye’de terör eylemlerine katıldığına dair kanıtlar olduğu ifade edildi.

    Zanlının 2014 yılında ülkeye sahte isimle iltica başvurusunda bulunduğu belirtilen açıklamada, bu kişinin en az üç sahte pasaporta sahip olduğu kaydedildi.

    TÜRKİYE’DE TANIŞMIŞLARDI

    Hollanda basınında çıkan haberlerde, Boersma’nın, Hollanda’da Nusra Cephesi mensubu olduğu için tutuklanan eski erkek arkadaşına sahte belgeler hazırladığı belirtilmişti.

    Boersma’nın terör zanlısıyla 2013-2014 döneminde Türkiye’de tanıştığı ve bu süreçte Hollanda vizesi alması için zanlıya yardım ettiği ifade edilmişti.

    Hollanda Savcılığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Boersma’nın, terörle bağlantılı bir ceza soruşturmasının parçası olduğu kaydedilmişti. Soruşturma kapsamında yakın zamanda Türk yetkililerine bazı sorular sorulduğu ve bazı bilgiler verildiği kaydedilmişti.

    GAZETE, İŞİNE SON VERDİ

    Hollanda Kalkınma ve Dış Ticaret Bakanı Sigrid Kaag da Hollandalı gazetecinin sınır dışı edilmesinin şahsi bir durum olduğunu, gazetecilik göreviyle ilgili olmadığını ve hukuki açıdan Türkiye ile Hollanda arasında her zaman bilgi alışverişi olduğunu söylemişti.

    Boersma, geçen ay muhabirlik görevine son verilen Financieele Dagblad (FD) gazetesine yaptığı açıklamada, sınır dışı edilmesinin 2015 yılının yaz ayına kadar ilişki yaşadığı ve Nusra Cephesi mensubu olduğu için geçen yıl Hollanda’da tutuklanan bir Suriyeli’den dolayı olabileceğini söylemişti.

    Terör zanlısı ve kardeşi geçen yıl Hollanda’da tutuklanmıştı.

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, olaya ilişkin olarak geçen ay yaptığı ilk açıklamada, Türkiye’de Hollanda gazetesi Het Financieele Dagblad muhabiri olarak görev yapan Johanna Cornelia Boersma’nın sınır dışı edildiğini belirterek, “İlgili makamlarımızla bir süre önce Hollanda polisi tarafından istihbarat paylaşımı yapılarak şahsın bir terör örgütüyle bağlantılı olduğu bilgisi verilmiş; tarafımızdan şahsın Türkiye’ye giriş ve çıkışları hakkında bilgi talep edilmiştir.” ifadesini kullanmıştı.

    Altun, sınır dışı edilmesinin Boersma’nın Türkiye’de gerçekleştirdiği gazetecilik faaliyetleriyle ilgisi bulunmadığını da vurgulamıştı.

  • Domuz saldırısından ‘tatlı dille’ kurtuldu: Vurunca çok kızdı ama yalvarınca beni bıraktı

    Olay, Perşembe ilçesi Sarayköy Mahallesi Ayvacık mevkisindeki fındık bahçesinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, fındık bahçesinde çalışan Fikri Yazıcı (74), yaklaşık 150 kilogramlık yaban domuzunun saldırısına uğradı. İlk başta yaban domuzunun, bahçede otlattığı hayvanlar olduğunu zanneden Yazıcı, arkasına döndüğünde büyük bir şok yaşadı. Dengesini kaybederek bahçedeki çukura düşen yaşlı adam, domuzdan kurtulmak için geri karşılık verdi. Domuzun daha da sinirlendiğini fark eden Yazıcı, domuza, “Yapma yavrum, benden ne istiyorsun? Bıraksana beni” dedikten sonra domuzun kendisine saldırmayı bıraktığını iddia etti.

    ‘VURUNCA ÇOK KIZDI AMA YALVARINCA BENİ BIRAKTI’

    Yazıcı, o anları şu şekilde anlattı:

    “Fındık bahçesinde çalışırken aradan geldi, geldi, geldiğini duymadım. Bakınca domuz olduğunu anladım. Bana kafasını vurunca kanala attı. Sağ bacağıma girince etrafa bağırıp seslendim. Sonra domuza yalvarıp okşamaya başladım. ‘Yavrum ne istiyorsun benden? Beni bıraksana, yapma’ dedim, ondan sonra da beni bıraktı. Zaten ben ona ilk olarak vurarak karşılık verdim o zaman daha çok kızdı ama yalvarınca beni bıraktı”.

    Sağ bacağından yaralanan Yazıcı, 112 Acil Servis ekiplerince kaldırıldığı Ordu Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı.

    Öte yandan, aynı domuzun olaydan bir süre sonra farklı bir kişiye daha saldırdığı ancak vatandaşın ağaca çıkarak kurtulduğu iddia edildi.

  • Aldığı ağrı kesici hayatını kararttı

    Karayolları 11. Bölge Müdürlüğünde çalışan 27 yaşındaki Zeynep Kızıldoğan, aldığı bir ağrı kesiciilaçtan sonra hayatının şokunu yaşadı. Aldığı ilaç sonucu nadir görülen ve ölümcül olabilen ‘Steven-Johnson’ sendromu (ilaç reaksiyonu) yaşayan talihsiz kızın bütün vücudunda yaralar oluştu.

    Genç kız, vücudunda çıkan küçük gözeneklere bir anlam veremeyip özel bir hastaneye başvurdu. Gittiği hastanede aldığı tedaviden sonra durumu daha da kötüye giden ve yüzü tanınmayacak duruma gelen genç kız, daha sonra sevk edildiği SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesinde tedavi altına alındı. Burada yapılan tanı sonrası tedavisine başlanan genç kız, vücudundaki hızlı iyileşme ile yeniden hayata tutundu.

    İHA muhabirine konuşan Yoğun Bakım Ünitesi Uzmanı Dr. Buğra Karakaş, ilaç reaksiyonlarının hastayı ölüme götürebilecek sonuçlar doğurduğunu belirtti. Genç kızın vücudundaki tüm derinin yanık gibi su toplayarak yaraya dönüştüğünü ifade eden Dr. Karakaş, “Hastanemizde ilaç reaksiyonu şeklinde tabir ettiğimiz ‘Stevens Johnson’ sendromu tanısı koyduğumuz bir hastamızın tedavisine başladık. İlaç reaksiyonu sonucunda bütün vücudu su toplaması ve enfeksiyona açık cilt bütünlüğü oluştu. Hastayı yoğun bakımına aldıktan sonra bağışıklık sistemini destekleyecek tedavileri yönlendirdik. Hastamızı bütün temaslardan izole etmeye çalıştık. Bunun sonucunda ise başarılı bir tedavi sürecine girdik” dedi.

    “HASTALIK, ÖLÜMCÜLLÜĞÜ ÇOK YÜKSEK BİR ORANA SAHİP”

    Enfeksiyon açısından hastaların çok ciddi risk altında olduğunu dile getiren Karakaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu hastalık çok yüksek bir seviyede seyredip ölümcüllüğü çok yüksek bir orana sahipti. Özellikle enfeksiyon açısından bu hastalar çok ciddi risk altındadır. İlaç reaksiyonu sürekli devam edebiliyor. Yeni lezyonlar oluşabilirdi, ancak bu konuda şanslıydık ki yeni lezyonlar oluşmadı ve gerilemeye devam etti. Bu tür ilaç reaksiyonları hastayı ölüme götürebilecek sonuçlar oluşturabilir. Bu kişiden kişiye göre değişiklik gösterdiği gibi ne zaman oluşacağını hiçbirimiz kestiremeyiz.”

    Daha önce benzer zor vakaları başka illere sevk ettiklerini belirten Karakaş, hastanenin teknik ekipmanı ve yetkin personeli sayesinde hastaları artık başka merkezlere sevk etmeden tedavi edebildiklerini kaydetti.

    Aldığı ilaçtan dolayı vücudunun çeşitli noktalarında gözeneklerin belirdiğini ifade eden Zeynep Kızıldoğan ise daha sonra gittiği özel hastanede alerji teşhisi konularak kendisine ilaçlar verildiğini söyledi. Son olarak Van Eğitim ve Araştırma Hastanesine gelerek yoğun bakım servisinde tedavi gördüğünü dile getiren Kızıldoğan, tedavi sonucunda bu kadar çabuk iyileştiğine inanamadığını belirtti. Kızıldoğan, sağlığına kavuşmasında emeği geçen sağlık çalışanlarına teşekkür etti.

  • Kahreden Ölüm! Mutfakta Yemek Yaparken Feci Şekilde Can Verdi

    Olay, Sultanbeyli Mehmet Akif Mahallesi Şen Caddesi’nde saat 17.00 sularında meydana geldi. Edinilen bilgilere göre 70 yaşındaki Saniye Çalışkan isimli kadın evde tek başınayken yemek yapmak istedi. Mutfağa gelen yaşlı kadının, yemeği yaptığı anda ocaktan gelen ateşle önce başörtüsü tutuştu. Paniğe kapılan Çalışkan başörtüsünü söndürmek isterken alevler eteğine sıçradı. Evin içindeki dumandan da etkilenen yaşlı kadın bir anda yere yığıldı. Evde kimse olmaması sebebiyle yaşlı kadın feci şekilde can verdi.

    Binadan koku duyan mahalle sakinleri durumu hemen polise ve itfaiyeye haber verdi. Ekipler geldiğinde yaşlı kadının cansız bedeniyle karşılaştılar. Daha sonra savcı ve olay yeri inceleme ekipleri de olay yerine geldi. Saniye Çalışkan’ın eşi Nurettin Çalışkan(83) ve çocukları Nihat Çalışkan(57), Suzan Çalışkan(51) ve Bülent Çalışkan(51)’da acı haberi aldıktan sonra hemen oturdukları eve geldi. Çalışkan ailesi olay yerinde gözyaşı döktü. Merhumun cenazesi gerekli işlemlerin ardından incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu’na götürüldü.

    Durumu kızından öğrendiğini söyleyen Saniye Çalışkan’ın yeğeni Sedat Çalışkan ” Kızım beni aradı. Bana ‘Baba bizim mahallede Şen Caddesi’nde Saniye Çalışkan adında bir kadın ölmüş’ dedi. Bende olsa olsa amcamın hanımı olabilir dedim. Amcamla görüştüm. O bana ‘Yengen evde yanarak ölmüş. Mutfakta yemek yaparken ölmüş’ dedi. O ara komşular geldi. Ambulansı çağırdılar. Bu şekilde olayları duyduk’ dedi.

  • Tanzim satışı marketlere sıçradı

    Gıda fiyatlarındaki aşırı yükselişin önüne geçmek için yapılan tanzim satışları İstanbul ve Ankara’da 80 noktada sürüyor. İkinci günde vatandaşın ilgisi yine yoğun oldu.

    Tanzim satış uygulamasının başlamasıyla büyük marketlerde de fiyatlar geriledi. Büyük ve küçük market zincirleri tanzim noktalarındaki fiyatlara yakın fiyatlardan satış yapmaya başladı.

    Marketler yine tanzimlerde olduğu gibi 3 kilogramlık satış sınırı koydu. Aynı üründen daha fazla almak isteyen vatandaşlar yüksek fiyatlardan yine alabiliyor.

    Ürünlerini halden alan küçük esnaf ise domatesi 6 liradan satmaya devam etti. Zira İstanbul’da domatesin halden çıkış fiyatı 4 lira 50 kuruş.

    118 TON DOMATES SATILDI

    İstanbul’da tanzim satışlarının ilk gününde 118 ton ile en çok domates satıldı. Onu kuru soğan ve patates izledi.

    En çok satılan ürünler,

    Domates 118 ton
    Kuru soğan 73 ton
    Patates 70 ton
    Ispanak 16 ton
    Salatalık 15 ton

    Tanzim satışı haftanın her günü sabah 10’dan akşam 7’ye kadar sürecek.

  • MHK Başkanı Yusuf Namoğlu istifa etti

    Süper Lig’de üst üste yaşanan hakem hatalarının ardından, Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Yusuf Namoğlu, TFF Başkanı Yıldırım Demirören’e istifasını verdi. TFF ise Namoğlu’nun istifasını kabul etti.

    Sporx’in aktardığına göre, Namoğlu, dün TFF Başkanı Yıldırım Demirören’i arayarak, “İstifa konusunda kararlıyım, geri adım atmayı düşünmüyorum. Yarın sabah maç tayinleri çalışmasını yaptıktan sonra dilekçemi vererek görevimden ayrılacağım” sözleriyle kararını iletti.

    Yusuf Namoğlu, sözlerine şöyle devam ettiği belirtildi: “Henüz resmi olarak istifa etmedim ama kafamda bitirdim. Yarın öğleden sonra istifa dilekçemi resmi makamlara ileteceğim. Sonrasında gerekli açıklamayı yapacağım.”

    2008 yılında Futbol Hakemi Mentörü görevine başlayan Yusuf Namoğlu, 2011 yılında MHK başkanlığına getirilmişti.

    Öte yandan, Fenerbahçe Başkanvekili Semih Özsoy, bugün yaptığı açıklamada “MHK’nin gitmesi bizi kesmez, bizim MHK’le işimiz yoktur. Gördüğümüz kadarıyla Yusuf Namoğlu gidici, bize mal etmesinler. Bizim onlarla işimiz yok, bizim işimiz TFF ile. Düdük astıranların o günden sonra aleyhine düdük çalınmadı” ifadelerini kullanmıştı.

    Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz ise, “Trabzonspor maçı hakemle konuşuluyor, bu bizi çok üzüyor. VAR kayıtları yayınlansın. Bizim aleyhimizdeyse biz gereken söylemi yaparız. Hiç de rahatsız olmayız. Bazı hakemlerin ısrarla aynı hataları yaptığı belirterek hakemliği bırakmalarını istedik. TFF’nin de bütün kurumlarıyla istifa etmesini istedik. Her açıklamamız da bana yol, su, elektrik olarak döndü. MHK’nin başına isterse en fanatik rakip taraftar başkanı olsun. Bizim maçımızı fanatik bir hakem gelsin yönetsin, beis duymayız. Kurulun başkanı kim olmuş, bizi hiç ilgilendirmiyor” ifadelerini kullanmıştı.

  • Şiddet mağduru muhabir anlattı: Rezidansta beni yerlerde sürükledi

    Sabah’tan Ali Oktay’ın haberine göre İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran 30 yaşındaki televizyon muhabiri G.D., birliktelik yaşadıkları E.B. (37) ile geçen 28 Aralık’ta Fulya’daki Polat Tower Residance’a gitti. G.D., burada çıkan tartışmada kendisini darp ettiğini öne sürdüğü E.B.’nin kendisini yerlerde sürüklediğini anlattı.

    Bağırarak yardım isteyen G.D.’nin çığlıkları üzerine polis çağırıldı. Polis merkezine götürülen ikilinin ifadesi alındı. G.D., E.B. hakkında davacı ve şikâyetçi oldu.

    “KOLUNDAN TUTARAK YERE DOĞRU ÇEKTİM”

    Ankara’daki bir şirketin sahibi olan E.B. ifadesinde, G.D.’nin aşırı alkollü olduğunu belirtip “Telefondaki mesajları ve fotoğrafları göstermek için kalkmasını söyledim. Kalkmayınca kolundan tutarak yere doğru çektim. Ağlamaya başladı. Çıplak ayakla daireden çıktı. Ben de arkasından giderek G.D.’yi tutup kucağıma aldım ve yatağına yatırdım” dedi. E.B.’nin 2 ay süreyle G.D.’ye 2 ay yaklaşmama kararı verildi.

  • Erdoğan: “Çöp, Çukur, Çamur CHP Budur”

    31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere yönelik çalışmalar kapsamında Çorum’da konuşan AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

    — Çorum’a olan şükran borcumu ödemek istiyorum. Şahsımı yüzde 64.6 gibi Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir oyla tekrar cumhurbaşkanlığı makamına layık gördüğünüz için her birinize teşekkür ediyorum.

    – 31 Mart’ta çok kritik bir seçim yaşayacağız. Çorum’un yine sandıkları patlatmasını bekliyorum. Çorum Tayyip Erdoğan’ı çok iyi bilir, çok iyi tanır.

    — CHP’nin başındaki zat gibi yalanla peynir gemisi yürütmeye çalışmıyoruz. Sizlerin huzuru, refahı için çalışıyoruz.

    — Bugüne kadar Çorum’a 15.5 katrilyon yatırım yaptık. Bizden önce böyle bir yatırım oldu mu? Olmadı. Bak yaptıklarımı söylüyorum ha, yapacaklarımı değil. 81 ilin 81’inde de şu anda üniversitemiz var.

    — 40 senedir gece gündüz demeden koşturuyor, ter döküyoruz. Siyasi hayatımız boyunca hiçbir zaman şehirlerimize seçim dönemlerinde yolu düşenlerden olmadık. CHP’nin başındaki zat gibi Çorum’u ve Çorumlu kardeşlerimizi sadece ufukta seçim sandığını görünce hatırlayanlardan olmadık. Samsun’a, Ankara’ya, Kırklareli’ye hizmet ettiğimiz kadar Çorum, Sivas, Yozgat, Tokat, Amasya’yı da kalkındırmaya çalıştık. Bay Kemal gibi afra tafra yapmıyorum. Adamın hayatı yalan olmuş. Şimdi konuşuyor sağda-solda, yine yalan.

    ‘HATTUŞAŞ VE ALACAHÖYÜK’ÜN TANITILMASI LAZIM’

    — Turizm konusunda da Çorum önemli bir potansiyel taşıyor. 4 bin yılı aşkın tarihi ile Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden Hattuşaş ve Alacahöyük’ün tanıtılması lazım.

    — Altın ticaretinde Çorum’u çok farklı bir noktaya taşıyacağız. Çıkmış Bay Kemal ‘Türkiye yeniden IMF’ye muhtaç olacak’ diyor. Bay Kemal 2013 mayıs ayında bütün borçlarımızı ödedik, IMF ile olan bağlarımızı kopardık. Nereden nereye? CHP… Bunlar sadece engeller. Bunların 3 vasfı vardır; çöp çukur çamur. CHP budur.

    — Ülkemizin kenevir üretim hacmini artırma için karar aldık. Artık naylon poşet kullanmayacağız. Kenevir sanayinin kurulmasına öncelik vereceğiz. Çorum ciddi tecrübeye sahip. Çorum’u ana merkezlerden biri yapacağız.

    “VENEZUELA ALTINI ÇORUM’DA İŞLENECEK”

    Ülkemizin kenevir üretim hacmini artırma için karar aldık. Artık naylon poşet kullanmayacağız. Kenevir sanayinin kurulmasına öncelik vereceğiz. Çorum ciddi tecrübeye sahip. Çorum’u ana merkezlerden biri yapacağız. Venezuela altını Çorum’da işlenecek.