Blog

  • “Türkiye’nin saçma yalanlara dayanarak Çin’i suçlaması çok yanlış ve aşırı sorumsuzca”

    Sözcü Hua, bugün yaptığı açıklamada, Türkiye Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün Abdurrehim Heyit’in hapishanede öldüğünü iddia ettiğini hatırlatarak “Abdurrehim Heyit, hayatta olduğu gibi çok da sağlıklı internette dün ona ait bir video izledim” dedi.

    CRI Türkçe’de yer alan habere göre Sözcü Hua, “Türkiye’nin ‘hayattaki kişilerden ölmüş diye bahseden’ saçma yalanlara dayanarak mesnetsiz ithamlarla Çin’i suçlaması çok yanlış ve aşırı sorumsuzca. Buna kararlılıkla karşı çıkıyoruz” İfadesini kullandı.

    Sözcü Aksoy, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türklerine yönelik ağır insan hakları ihlalleri ve halk ozanı Abdurrehim Heyit’in öldüğü haberlerine ilişkin soruya verdiği yazılı cevapta “Çin makamlarını, Uygur Türklerinin temel insan haklarına saygı göstermeye ve toplama kamplarını kapatmaya davet ediyoruz” demişti.

  • Doğu Ekspresi biletleri karaborsada: 1000-1500 liraya satılıyor

    Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) Ankara- Kırıkkale- Kayseri- Sivas- Erzincan- Erzurum- Kars ana hattında sefer yapan ve 1310 kilometrelik yolu 24,5 saatte tamamlayan Doğu Ekspresi, bu kış sezonunun en çok rağbet gören turizm destinasyonu oldu. Her gün saat 18.00’de Ankara’dan, saat 08.00’de ise Kars’tan hareket eden Doğu Ekspresi, hem yataklı vagonlarda tren yolculuğunun rahatlığı hem de özellikle Sivas’tan itibaren Kars’a kadar eşsiz manzaralar ile 7’den 70’e büyük ilgi görüyor.

    BÜYÜK İLGİ GÖRÜYOR

    Tren yolculuğunu nostaljiye dönüştüren Doğu Ekspres turu, geçen yıldan itibaren büyük ilgi görüyor. Hemen herkesin seyahati arzuladığı bu trendeki en büyük sorun ise biletlerinin karaborsaya düşmesi. Halen 4 yataklı, 4 pulman, 2 kuşetli, 1 yemekli vagonla seferlerine devam eden trende; yataklı vagonda 10 kompartıman (1 kompartımanda 2 kişi), kuşetli vagonda 10 kompartıman (1 kompartımanda 4 kişi), pulman vagon ise 60 kişi kapasiteli hizmet veriyor. TCDD’nin online bilet satış uygulamasıyla her gün yaklaşık 1 ay sonrasının gidiş- dönüş trenlerinin biletleri, saat 00.00’dan itibaren satışa çıkarılıyor.

  • ‘Ben kahvedeyim, helikopteriniz gelip beni buradan alsın’

    Acil vakalara ulaşmak için zamanla yarışan Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü bünyesindeki Acil Sağlık Hizmetleri Başkanlığı Komuta Kontrol Merkezi görevlileri, çoğu asılsız olmak üzere her gün binlerce çağrıya cevap veriyor.

    Farklı tiplerde yaklaşık 100 ambulans, 53 istasyon ve 700 acil sağlık personeli ile hizmet veren Komuta Kontrol Merkezine günlük gelen yaklaşık 9 bin çağrının 400’ü gerçek vaka çıkıyor. Zor ve riskli şartlarda 7 gün 24 saat fedakârca çalışarak insanları yaşatmayı ilke edinen sağlık görevlileri, asılsız çağrılardan ve sürücülerin duyarsızlığından şikayetçi. Hastaya kent merkezinde 10 dakika, kırsalda ise 30 dakika içerisinde ulaşmaları gereken görevliler, asılsız çağrılar ve sürücülerin duyarsızlığı nedeniyle bunu gerçekleştirmekte güçlük çekiyor. Nöbet sonlarında çoğu zaman hayat kurtarmanın sevinciyle evlerine dönen sağlık çalışanları daha çok hayata dokunabilmek amacıyla gereksiz ve asılsız çağrı yapanlarla ambulansa yol verme konusunda sürücüleri bir kez daha uyardı.Çalışmaları hakkında bilgi veren İl Ambulans Servisi Acil Komuta Kontrol Merkezi Birim Sorumlusu Fatma Kaya Erdil, görevleri sırasında karşılaştıkları olayları anlattı. Erdil, “Gereksiz yere meşgul edenler oluyor. Telefon alım satımı yapanlar, telefonun çalışıp çalışmadığını kontrol etmek amacıyla arıyorlar. ‘Telefonum çalışıyor mu, sesim geliyor mu, iyi geliyor mu?’ şeklinde sorular soruyorlar. Bu gerçekten bizim için kötü oluyor. Bizi arayan ve bize ulaşmak isteyen, gerçekten zor durumda olan insanlara daha geç ulaşmamıza neden oluyorlar. Bunun için gereksiz yere meşgul etmemelerini istiyoruz. Ambulanslarımız seyir halindeyken trafikte yol vermelerini istiyoruz. Bize çağrı geldikten sonra yaklaşık olarak 5- 6 dakika içerisinde hastalara ulaşıyoruz. Bu bizim için çok önemli bir durum. Helikopter ambulansımızı Kulp ilçesinde bir vaka için yönlendirdik. Hasta yakını ile görüşmemizde hasta yakını yeri tarif ederken, ‘Ben kahvedeyim. Helikopteriniz gelip beni buradan alsın. Ben pilota ineceği yeri göstereceğim’ şeklinde konuşmuştu” dedi.

    ‘O GÜN EVE MUTLU VE HUZURLU GİTTİM’
    Kimi zaman acı olaylarla da karşılaştıklarını anlatan Erdil, “Helikopter ambulansımızı Çüngüş ilçesinde bir vakaya yönlendirmiştik. O anda başka bir çağrı aldık. Lice’de 12 yaşında bir çocuğun kendisini astığı ihbarını aldık. Tabii bir taraftan koordinatları almaya çalışıyoruz, bir taraftan jandarmayla görüşmeye çalışıyoruz, Karayollarını, belediyeyi arıyoruz. Yollar kapalı ve ancak 3 gün içerisinde açılacağı bilgisine ulaşıyoruz. Zamanla yarıştığımızın farkındayız. Saniyeler bizim için çok önemli. Onun için helikopter ambulansımızı hemen Lice’deki vakaya yönlendirdik. Hastaya ulaştık. Dicle Üniversitesi kardiyoloji heliportundan kara ambulansımız vasıtasıyla Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk ettik. Sonrasında hastanın durumunu öğrenmek için aradığımızda hastanın yaşadığını öğrendik. O gün eve giderken gerçekten mutlu ve huzurlu gittim. O gün idarecilerimizle, doktorlarımızla, çağrı personellerimizle, istasyonlarımızla gerçekten koordineli ve hızlı bir şekilde çalıştık. Unutamadığım bir gündü” diye konuştu.

    ‘ANONSLA 90 SANİYE İÇERİSİNDE ÇIKIYORUZ’

    Çınar ilçesindeki Acil Komuta Kontrol Merkezi istasyonunda çalışan paramedik Melike Rezan Çelik ise nöbeti devralır almaz ambulanstaki ve istasyondaki tıbbi sarf malzemeleri ve ilaçları kontrol ettiklerini ifade ederek, anons geldiğinde 90 saniye içerisinde çıkış yaptıklarını söyledi. Çelik, şunları anlattı:
    “Bölgeden bölgeye değişmekle beraber günde ortalama 20 vaka çıkıyoruz. Bölgelerimiz kentsel ve kırsal olmak üzere ikiye ayrılıyor. Ortalama 5 dakika içerisinde olay yerine varıyoruz. Kırsal alanlarda zaman daha da uzuyor. Zaman bizim için çok değerli. O sırada ne yapıyorsak yapalım yemek yiyorsak bile yemeği bırakıp çıkış yapıyoruz. Özellikle kış aylarında çok zorluk yaşayabiliyoruz. Sürücülerimizin yol vermeleri çok önemli. Sonuçta bir can kurtarmaya gidiyoruz. O can onların yakınları da olabilir. Bazen vakaya giderken yol vermedikleri oluyor. Sağlıkçılar önde olduğu zaman sirenleri boşa çaldığımızı sanıyorlar ve yol verilmiyor. Bu konuda sürücülerimizin daha duyarlı olması gerekiyor. Sonuçta öndeysek ve siren çalıyorsa vakaya gidiyoruz. Bir de sırf biz yolu açtığımız için bazı sürücüler bizimle birlikte devam ediyor. Sonuçta başımıza her şey gelebilir. Ani fren de yapabiliriz.”

    ‘2018 YILINDA 3 MİLYONA YAKIN ÇAĞRI GELDİ’
    Diyarbakır Acil Sağlık Hizmetleri Başkanı Dr. Hüseyin Hakan Karakaş ise 2018 yılı içerisinde 3 milyona yakın çağrı geldiğini ve bu çağrılardan 130 bininin gerçek vaka olduğuna dikkat çekerek, “Tabii bu 130 bin rakamının içinde çok farklı vakalarımız var. Diyarbakır genelinde farklı tiplerde olmak üzere 53 istasyonumuzda hizmet veriyoruz. Toplamda Diyarbakır’da 700 civarında acil sağlık hizmetlerinde personelimiz var. Kentsel bölgelerde vakaya ulaşma süresi 10 dakikanın altında, kırsal bölgelerde ise 30 dakikanın altında. Diyarbakır ulaşım oranlarımıza baktığımızda vakaların yaklaşık yüzde 90’ına 10 dakikanın altında ulaşıyoruz. Kırsalda ise bu oranımız yaklaşık yüzde 87’lerde. Ayrıca ilimizde konuşlu ve bölgeye hizmet eden 1 helikopter ambulansımız var. Acil durumlarda, ulaşılması güç yerlerde vaka transferlerinde kullanıyoruz. Hava ambulansı ile 2018 yılında 70 civarında vakaya müdahale edildi. Bunlardan 35’i ilçelerimizdeki vakalarımız. Bunun dışında Sağlık Bakanlığımızın çok büyük hizmetlerinden biri olan uçak ambulans hizmeti var. Özellikle uzun mesafe transferi gereken vakalarda, acil durumlarda kullanıyoruz. Yine 2018 yılında Diyarbakır’da il dışına yapmış olduğumuz vaka transferi var” diye konuştu.

    Günde ortalama 9 bin civarında çağrı aldıklarını kaydeden Karakaş, “Bu gelen çağrıların ancak yüzde 5 ile 10’u vakaya dönüşüyor. Bizim günlük vaka sayımız ortalama 400 civarında. Çünkü gelen her çağrı vaka olmuyor. Bazen aynı vaka ile ilgili görüşmelere yapmak zorunda kalabiliyorsunuz veya aynı vaka ile ilgili çok sayıda kişi de arayabiliyor. Bizden yardım isteyen herkesin yardımına koşma gibi bir yükümlülüğümüz var. Arayan kişi sonuçta sağlık çalışanı değil, o yüzden konunun önemini ya da yapılması gerekeni bilmeyebiliyor. Bazı konularda sistem üzerinden tıbbi danışmanlık hizmeti veriyoruz ama bazen değerlendiremedikleri vakaları yerinde görüp değerlendirmek gerekiyor” dedi.

    “Hâlâ bizim ulaşımla, yol verme ile ilgili sıkıntılarımız var” diyen Karakaş, sürücülere uyarıda bulunarak, “Özellikle bir ambulans vakaya giderken ışıkları ve siren sistemleri açık oluyor. Böyle bir durumla karşılaştıklarında bazen önünde hızlı giderek yol vermeye çalışıyorlar ya da trafiği aksatacak manevralar yapmak zorunda kalıyorlar. Böyle durumlarda istediğimiz şey ambulansın geçiş yönüne doğru yolu açık tutacak şekilde, ‘fermuar sistemi’ dediğimiz, yolun sağına soluna doğru çekilerek ambulansın geçişini sağlayacak şekilde yavaşlamaları” ifadelerini kullandı.

  • Tanzim satış internete taşınacak

    Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından Keçiören’de kurulan tanzim satış çadırını ziyaret ederek, tanzim satışların ilk gününde vatandaşlarla bir araya geldi. Havalar iyileştikçe fiyatların daha da düşeceğini ifade eden Pakdemirli, vatandaşların tanzim satışların ne kadar süreceğine yönelik sorusu üzerine, “İhtiyaç olduğu sürece devam edecek, gerekirse kalıcı yaparız” dedi.

    Pakdemirli, yaptığı açıklamada da bu organizasyonla istedikleri amaca ulaştıklarını bildirdi.

    Havaların çok soğuk gitmesi, güneşin olmaması ve birtakım felaketlerle ister istemez fiyatlarda artış yaşandığına işaret eden Pakdemirli, bunun da ötesinde bazı fırsatçıların fiyatlara etki ettiğini dile getirdi.

    Pakdemirli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda harekete geçildiğini anımsatarak, şöyle devam etti:

    “4 gün içinde bu organizasyonu gerçekleştirdik. Tarım Kredi Kooperatifleri, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ticaret ile Hazine ve Maliye bakanlıklarına ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu organizasyon üreticiye karşı yapılmadı. Üreticide zaten 3 lira olan malı buralara getirdiğimiz zaman 8-9 liralara yiyorduk. Sistemde çok sayıda aracı var. Tedarik sistemindeki aracıları geçici olarak baypas ettik.”

    ‘EPTTAVM TAŞIYACAK’

    Pakdemirli, çıkacak yeni Hal Yasası ile aracı sayısının azaltılması gerektiğini vurgulayarak, “Antalya-Kumluca’dan çıkan mal hale, oradan Ankara Hali’ne, halden markete ve eve geliyor. Bu sırada israf ve kayıp da var. Herkes bu zincirde hakkaniyetli olarak payını almıyordu. Bu konuyu Ticaret Bakanlığımız ile tekrar ele alacağımızı umuyorum. 100-200 yıl önce kurulmuş tedarik, lojistik zinciri düzenini tekrar değerlendirmemiz lazım. Bu kadar inme, binme ve elleçlemeye gerek var mı?” diye konuştu.

    ‘VATANDAŞIN EVİNE İNTERNETTEN SİPARİŞLE MEYVE VE SEBZESİNİ ULAŞTIRACAĞIZ’

    Teknolojiyle Finike’deki 3 kilogram portakalın Keçiören’deki vatandaşın evine lojistikle ulaşabileceğini aktaran Pakdemirli, şunları kaydetti:

    “Bir proje daha sundum arkadaşlara. Hafta sonu PTT Genel Müdürümüz ile de konuştuk. ePttAVM üzerinden bu ürünleri sunacağız. Kumluca’ya platform kuracaklar. Vatandaşın evine internetten siparişle meyve ve sebzesini ulaştırıyor olacağız. Türkiye çapında ePttAVM, vatandaşların evine bu süreçte ücretsiz ya da cüzi ücretlerle ürünleri hızlı, ucuz ve kaliteli şekilde taşıyacak”

    Tanzim satış çadırında domatesin 3 lira, patlıcanın 4,5 lira, biberin 6 lira, soğan ve patatesin de 2’şer liradan satışa sunulduğuna dikkati çeken Pakdemirli, vatandaşın da bu fiyatlardan son derece memnun olduğunu vurguladı. Pakdemirli, “Şimdilik ‘Çarşıdaki yangın sona ermiştir’ diyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

    PAZARDA DA FİYAT İNECEK

    Pakdemirli, havaların ısınmasıyla domatesin pazarda da 2 liraya kadar ineceğine işaret ederek, “Soğan, patates düşük fiyatlarla satılacak. Vatandaşa destek olup, cüzdanındaki meyve sebze payını azaltmak için 4 gün içinde bu organizasyonu gerçekleştirdik. İhtiyaç görüldüğü sürece diğer illerde de bu yapılır” ifadesini kullandı.

    Bakan Pakdemirli, satış işlemine de yardımcı olarak vatandaşlar için patlıcan tarttı. Tanzim satış çadırı yoğun ilgi görürken, uzun kuyruklar oluştu. Satıştan memnun olduğunu dile getiren vatandaşlar, çadırın kurulmasıyla çevredeki marketlerde de fiyat düşüşleri görüldüğünü kaydetti.

  • ‘Avcı’ lakaplı seri katil Hamdi Kayapınar hakkında karar

    Hamdi Kayapınar, 1994 yılında henüz 14 yaşındayken kendisinden bir yaş küçük kardeşini iple boğarak öldürdü. Kayapınar, 4 yıl cezaevinde kaldıktan sonra ‘Şartlı Salıverme Yasası’ndan yararlanarak tahliye edildi. Kayapınar, 1998-2001 yılları arasında da Yaşar Sezer, Ali Aras, Abdullah Aslan, Memiş Dinçaslan, İbrahim Genç ve Cafer Şahin’i öldürdü. Polis memuru İlhan Duruş ve Bedrettin Duvar’ı da yaraladı. Tutuklanıp yargılanan Kayapınar, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Kayapınar, ‘Denetimli Serbestlik Yasası’ kapsamında erken tahliye hükmünden yararlanarak, 16 yıl 2 gün cezaevinde kaldıktan sonra Şubat 2017’de tahliye edildi.

    GÜVENLİK GÖREVLİSİNİ ÖLDÜRDÜ

    ‘Avcı’ lakaplı Hamdi Kayapınar, geçen yıl 2 Ağustos günü, merkez Melikgazi ilçesi Erenköy Mahallesi, Komando Caddesinde bir iş insanına ait villada özel güvenlik görevlisi olarak çalışan emekli uzman çavuş Sami Yılmaz’ı, pompalı tüfekle ateş ederek öldürdükten sonra beğendiği tabancasını gasp edip, kaçtı. Olaydan 4 gün sonra Yıldırım Beyazıt Mahallesi’ndeki evine yapılan baskınla yakalanan Kayapınar, tutuklandı.

    Kayseri 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, ‘tasarlayarak adam öldürme’, ‘yağma’, ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan sanık Kayapınar, karar duruşmasında hakim karşısına çıktı. Duruşmada ölen güvenlik görevlisi Sami Yılmaz’ın eşi Y.Y. ile bazı yakınları ve avukatları hazır bulundu.

    AĞIRLAŞTIRILIMŞ MÜEBBET

    Mahkeme Başkanı, İstanbul Adli Tıp Kurumu 4’üncü İhtisas Kurulu’nun sanık hakkında düzenlediği, ‘Sanığın bulunduğu suçlara karşı cezai sorumluluğu tamdır’ şeklindeki raporu okudu. Son sözü sorulan sanık Hamdi Kayapınar, konuşmadı. Sanık, ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

  • PTT, drone ile kargo dağıtacak

    PTT AŞ Genel Müdürü Kenan Bozgeyik, “2019’dan çok umutluyuz. Büyüme trendimiz son yıllarda her yıl rekor kırarak gerçekleşiyor. PTT’nin büyüme sürecinin bu yıl da başka bir rekorla sonuçlanacağına PTT ailesi olarak inancımız tamdır. İnşallah drone ile kargo taşımacılığını bu yıl başlatmış olacağız.” dedi.

    Bozgeyik, PTT olarak hizmet sunumunda bir paradigma değişikliğine gittiklerini söyledi.

    Bu paradigma değişikliğinde hizmeti vatandaşın ayağına ulaştırmayı hedeflediklerini belirten Bozgeyik, “Bunu yaparken de öncelikle mobil araçlarımızı sahaya çıkarttık. Mobil araçlarımızla bir tarafta ulaşamadığımız, erişemediğimiz noktalar varsa oralara gitmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.

    ANKARA’YA 100 KARGOMATİK YERLEŞTİRİLDİ 

    Hizmet kalitesini yükseltme adına yeni bir uygulama başlattıklarını anlatan Bozgeyik, şöyle devam etti: 

    “Kargo hizmetlerimizde, gün içerisinde evde bulunamamadan kaynaklanan sorunları aşabilmek için kendi mühendislerimizle yerli ve milli ‘Kargomatik’lerimizi ürettik. Hükümetimizin İkinci 100 Günlük Eylem Planı projeleri arasında yer alan yerli ve milli Kargomatik makinelerimizden 100 tanesini pilot il olarak Ankara’ya yerleştirdik. Şimdi İzmir ve İstanbul’da da bu projemizi yaygınlaştırıyoruz. Bu projemizle vatandaşlarımızın kendilerine ulaştırılacak kargoları günün istenen saatinde, istedikleri noktadan, gönderilen özel şifrelerle alabilmelerine imkan sağladık.”

    Bozgeyik, PTT’nin ilk defa Dünya Posta Birliğinin İdari Konsey Başkanlığını yürüttüğüne dikkati çekerek, şunları kaydetti: 

    “Cumhurbaşkanımızın gayretiyle 2016’dan itibaren Dünya Posta Birliğinin İdari Konsey Başkanlığını yürütüyoruz. Bununla birlikte dünyada posta sektöründe söz sahibi olmanın ötesinde, bu sektörü yöneten bir PTT oluştu. Bütün komisyonlarda, dünya genelinde sektör içerisindeki belirlenen kararlarda etkin rol alıyoruz. Rol almanın ötesinde, ‘ülke ekonomisi için ne yapabiliriz’ diye de orada projeler geliştiriyoruz. Afrika kıtasında e-ticaretin gelişmesi için hazırlanan projede de Türkiye’ye çok önemli roller ve fırsatlar oluşturmaya gayret ediyoruz. 2019’dan çok umutluyuz. Büyüme trendimiz son yıllarda her yıl rekor kırarak gerçekleşiyor. PTT’nin büyüme sürecinin bu yıl da başka bir rekorla sonuçlanacağına PTT ailesi olarak inancımız tamdır. İnşallah drone ile kargo taşımacılığını bu yıl başlatmış olacağız.”

    Adalet Bakanlığı ile ortak projeler geliştirdiklerini, kayıtlı elektronik posta, tebligat gibi farklı alanlarda da yeni projeler hazırladıklarını aktaran Bozgeyik, “Lojistik sektörü ve elektronik hizmetlerle ilgili önemli atılımlarımız var. E-ticaretle ilgili, ülke ekonomisinin gelişmesi ve ihracatımızın artması adına, yerel ürünlerimizin Türkiye’nin her yerine ulaşabilmesi için inovatif projeler geliştiriyoruz. PTT olarak, iştirak şirketleri vasıtasıyla projeler gerçekleştirmek istiyoruz. İştirak şirketlerimizin gücü ve desteğini de yanımıza alarak daha fazla vatandaşımıza ulaşıp, daha modern hizmet vereceğiz.” ifadelerini kullandı.

  • Minibüsle pastaneye dalan sürücü: “Selamün Aleyküm”

    Kaza, dün akşam saatlerinde yaşandı. Pendik-Kadıköy hattında çalışan sürücü, 34 M 0759 plakalı minibüsüyle Maltepe yönüne ilerlediği sırada direksiyon hâkimiyetini kaybederek bir pastaneye girdi.

    Sürücü kazayı hafif sıyrıklarla atlatırken, pastanede ve minibüste hasar meydana geldi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık görevlilerinin kendisine müdahale etmesini istemeyen sürücü ifadesi alınması için Cumhuriyet Polis Merkezine götürüldü. Pastaneye giren minibüs trafik polislerinin incelemelerinin ardından çekici yardımıyla kaldırarak otoparka çekildi.

    Olayın ardından bir vatandaş, cep telefonu kamerasıyla yaşananları kaydetti. Görüntülerde, minibüsünün pastaneye girdiği ve içeriye hasar verdiği görülüyor. Minibüsün pastaneden çekici yardımıyla çekildiği ve vatandaşların olayı izlediği gözleniyor

    “İÇERİDE 10 KİŞİYDİK”

    Olay sırasında pastanede oturan Engin Gürcan, “Bir beyaz araba vardı. Ani bir şekilde durunca minibüs herhalde kontrolü kaybetti. Bilmiyorum, bir anda pastaneden içeriye girdi. Biz de içeride oturuyorduk. Minibüs iki veya üç metre yanımızdan geçti. Yerde fren izleri  var. Herhalde süratli bir şekilde geliyordu. Bilmiyorum ama beyaz araba durdu. Fren sesini duyduk, kafamızı çevirdiğimizde içeriye girerken gördük. İçeride 10 kişiydik. Tehlikeli alanda oturan 4 kişi biz vardık, geri kalan kişiler içeride oturuyordu” dedi.

    Olayla ilgili konuşan Ferhat Çağlar da, “Minibüs zikzak çizerek pastaneye girmiş bulundu. İçeriye girerken alaycı tavırlarla ‘Selamün Aleyküm’ dedi. İçeride can kaybımız yok, maddi durum söz konusu. İçeride müşteriler vardı. Panik yaşandı. Allah’tan kapı önünde müşteri olmadığı için manevi bir zarar olmadı” diye konuştu.

    Polisin kazayla ilgili soruşturması sürüyor.

  • Diyanet’ten Yeni Rakı’ya Dava

    Diyanet İşleri Başkanlığı dava dilekçesinde, ‘ala’ sözcüğü için Din İşleri Yüksek Kurulu’ndan görüş istendiğini, kurulun da “Dinen haram kılınan bir nesne için Allah’ın sıfatlarından birinin marka olarak kullanılmasının doğru olmadığını” bildirdiğini kaydetti.

    İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’ne avukatları aracılığıyla başvuran Diyanet İşleri Başkanlığı dava dilekçesinde, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) ve kendilerine yapılan şikayetler ile ‘ala’ kelimesinin alkollü bir içecekte marka olarak kullandığının anlaşıldığını anlattı.

    Şikayetler üzerine ‘Ala ‘isminin dini bir değer ve sembol içerip içermediği hakkında araştırma yapıldığı kaydedilen dilekçede bu yönde Din İşleri Yüksek Kurulu’ndan görüş istendiği ifade edildi. Kurul tarafından 25 Ocak’ta kendilerine gönderilen cevapta “Türkçemizde her ne kadar iyi, pekiyi, anlamında kullanılmış olsa da Cenab-ı Hakk’ın sıfatlarında biri olan ‘Ala’yı çağrıştırması Kur’an-ı Kerim‘de sure ismi olarak geçmesi, gelenekte dini çağrışımı bulunması ve Allah Teala’nın haram kıldığı bir nesneyi övme, yüceltme anlamı taşıması yönleriyle bahis konusu ismin bir içki türüne ad/marka olarak kullanılmasının dinen uygun olmadığı değerlendirilmektedir” denildiği bildirilen dilekçede Din İşleri Yüksek Kurulu’nun dini konularda en yüksek karar ve danışma organı olduğu vurgulandı.

    ‘HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE KARAR VERİLSİN’

    Bu doğrultuda markanın dini değer içerdiğinin ortaya çıktığı kaydedilen dilekçede, Sınai Mülkiyet Kanunu’nda yer alan “Dini değerleri ve sembolleri içeren işaretlerin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği” yönündeki ifadeye de atıfta bulunuldu.

    Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dilekçesinde “Din İşleri Yüksek Kurulu’nun dinen haram kılınan bir nesne için Allah’ın sıfatlarından birinin marka olarak kullanılması doğru değildir. Ala markasının hükümsüzlüğüne karar verilsin” denildi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli’nin ortak miting yeri belli oldu!

    CHP’nin seçim bildirgesini yorumlayan Özhaseki, “Son 25 yılım belediyecilikle geçti. Dünyanın neresinde şehircilikle ilgili bir gelişme varsa takip ediyorum. 2 şey ilgimi çekti CHP’nin seçim bildirgesinde… Bizim 10 yıl önceki manifestomuzda yazdığımız hususları alıp, kelimeleri değiştirip kullanmışlar gibi gözüküyor. Ütopik ve süslü sözler var. Birz daha somut ve ayakları yere basan sözler olması lazım. Biz Ankara’da bir anket yaptık. Her yazdığımız, ayakları yere basan ve milletin beklediği şeylerdi. Ancak bu tarafa geldiğimiz zaman istihdam yazarsanız ‘hangi istihdamı arttırdınız’ diye adama sorarlar. Örneğin; Erciyes’te bir dağ var ancak büyükşehire bağlanınca orayı kayak merkezi yaptık. Oradan ekmek yiyen insanlar var.” açıklamasında bulundu.

    ‘ÇOCUK KÖYÜ İNŞA EDECEĞİZ’

    Ankara için planladığı projelerinden bahseden Özhaseki, “Elbette projelerimiz var. Bizim çocukluğumuz sokaklarda geçti. Şimdi kimse güvenip çocuğunu sokağa bırakamıyor. Asosyal çocuklar var. Biz bunu inceledik. Kanada’da çocuk köyü var. Biz de bir çocuk köyü inşa edeceğiz. Etkinlikler olacak. Bazı meslekleri birebir yapmayı öğrenecek. 100’e yakın etkinliğin olduğu bir yer olacak” ifadelerine yer verdi.

    ‘BARINAKLAR HAPİSHANE OLMAMALI’

    Sokak hayvanları ile ilgili mevcut sorunlar hakkında da açıklamalarda bulunan Özhaseki, “Ankara’da ciddi problemlerden biri bu. Başıboz gezen hayvanları barınağa getirip sağlık kontrolünden geçerek kısırlaştıracaksınız. Barınaklar hapishane olmamalı. Orada doğal ortamlarında bulunmalılar. Bu ortamda insanlar hayvanları sahiplenebilecekler.” dedi.

    Özhaseki açıklamalarına şöyle devam etti:

    ANKETLERDE SON DURUM

    2-3 ay önce yapılan anketlerde kararsız oranı daha fazlaydı yüzde 30’lardaydı. Şimdi daha az adaylar belli oldukça azaldı. 30 kişilik bir ekiple 3 ay kadar çalıştık. Daha çok sosyal projeler yazdık. AK Parti ve MHP’nin ortak adayıyım, AK Parti ve MHP’nin çok üzerinde bir oy alacağımı düşünüyorum.

    Bizim avantajımız şu, adaylarımızı belirledik saha ya çıktık. Cumhurbaşkanımız da sahaya çıkacak seçmene belediyeciliği neler yaptığımızı tabi ki anlatacak. Rakiplerimizin işi zor. Kavgalar, gürültüler, istifalar… Onlar sahaya çıkarken biraz zorlanacaklar. Biz kendi aramızda anlayış içerisinde adaylarımızı belirledik. Sahaya çıkacağız

    ‘ORTAK MİTİNG YAPACAKLAR’

    Bizim avantajımız şu, adaylarımızı belirledik sahaya çıktık. Cumhurbaşkanımız da sahaya çıkacak seçmene belediyecilği neler yaptığımızı tabi ki anlatacak. Rakiplerimizin işi zor. Kavgalar, gürültüler, istifalar… Onlar sahaya çıkarken biraz zorlanacaklar. Biz kendi aramızda anlayış içerisinde adaylarımızı belirledik. Sahaya çıkacağız. Sayın Bahçeli ve Sayın Cumhurbaşkanımız tabii ki ortak miting yapacak. Ankara’da ortak miting olacak” açıklamalarında bulundu.

  • Kars’ta yolcu midibüsü ile TIR çarpıştı: 20 yaralı

    Kaza, bugün sabah saatlerinde Kars- Erzurum Karayolu Sarıkamış ilçesi Keklik Deresi mevkiinde meydana geldi. Sürücüsünün kimliği öğrenilemeyen 36 AY 851 plakalı, Kars’tan Erzrum’a giden Kars Cengiz Turizm’e ait yolcu midibüsü, yolun buzlu ve sisli olması nedeniyle kontrolden çıkıp, 55 AAC 646 plakalı TIR ile çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle midibüs içerisinde can pazarı yaşandı. Olay yerine çok sayıda ambulans, itfaiye ve jandarma ekipleri sevk edildi. Sıkışan yolcular itfaiye ekipleri tarafından güçlükle çıkarıldı. Çeşitli yerlerinden yaralanan 20 kişi, Kars ve Sarıkamış Devlet hastanelerine sevk edildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.