Blog

  • 81 ilde eş zamanlı operasyon!

    Ülke genelinde eş zamanlı olarak 48 bin 673 personelin katılımı ile yapılan uygulamada; 31 bin 600 okul servis aracı denetlendi. 208 adet “Okul Servis Araçları Yönetmeliğine Uymamak”, 84 adet “Emniyet Kemeri Takmamak” 55 adet “Fazla Yolcu Taşımak” ihlalleri başta olmak üzere toplamda bin 733 araç ve sürücüsüne cezai işlem uygulandı. Eksikliği tespit edilen 243 okul servis aracı trafikten men edildi.

    Okul çevreleri ile öğrenci yurtlarına yakın alanlarda bulunan park ve bahçeler, metruk binalar, alkol ve tütün satışı yapılan yerler, içkili yerler, iddia ve ganyan bayileri, kahvehaneler, internet ve oyun salonları vb. umuma açık yerlerde yapılan denetimlerde ise 5 bin 845 okul çevresi ile 26 bin 630 umuma açık yer kontrol edildi, 198 iş yeri hakkında idari işlem yapıldı.

    ARANAN 2 BİN 675 KİŞİ YAKALANDI

    Denetimlerde; okullar çevresinde ve umuma açık yerlerde bulunan 362 bin 202 şahıs sorgulandı. 2 FETÖ/PDY, 24 uyuşturucu suçları, 12 cinsel suçlar, 63 yaralama, 31 hırsızlık, 18 dolandırıcılık, 25 tehdit, 10 hakaret, 5 kayıp çocuk, 2 bin 261 yoklama kaçağı-bakaya, 224 diğer suçlardan olmak üzere toplam 2 bin 675 aranan şahıs yakalandı.

  • 2016 KPSS birincisi mülakatta elendi: Bütün soruları biliyordum

    Sözcü’den Ali Ekber Ertürk’ün haberine göre, Deniz Eren Demir adlı öğretmen adayı, fizik alanında 88.295 puanla Türkiye 1.’si oldu. ÖSYM de Türkiye 1’incisi olduğuna dair belgeyi kendisine iletti. Fizik birincisi Demir, mesleğini yapmak için sözleşmeli öğretmenlik sınavına girdi.

    Ancak, mülakatta 54 puan verilerek elendi. Fizik alanında birinci olan Demir, mülakatta elenince büyük bir şok yaşadığını söyledi.

    Demir, şunları kaydetti:

    — 2018 yılı Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda 88.295750  puan aldım. ÖSYM’nin açıkladığı sıralamalara göre Fizik Öğretmenliği branşında Türkiye birincisi, Fizik ve Fizik Öğretmenliği branşında ise Türkiye ikincisi oldum. Ardından 14.12.2018 tarihinde yapılan mülakat sınavına katıldım. Mülakat sınavında tüm sorulara doğru cevap vermeme rağmen 54 puan alarak başarısız kabul edildim.

    ‘FARKLI PUANLAR’

    — 2016’da girdiğim mülakatta 95 puan aldım. Bütün soruları bildiğim halde ne oldu da bu yılki mülakatta elendim? Girdiğim mülakatların hiçbirinde komisyon üyeleri tarafından zarfın içinde bulunanların dışında bir soru ile karşılaşmadım. 54 puan verilen son mülakatımda da sorulan soruları yanıtlarken puanımın düşük verilmesine neden olacak herhangi bir durum yoktu. Ben geçen bir yıllık süre içerisinde ne oldu da kendimi ifade edemez hale geldim ve bu kadar farklı puan aldım, anlamış değilim. Yıllardır gösterdiğim çaba sonuçsuz kaldı. Çok üzgünüm.

  • Polislere 3 yılda 6 milyon mermi ile eğitim

    İstanbul Emniyeti Eğitim Şube Müdürlüğü’nün koordine ettiği “Acil müdahale, Şüpheli kişi, Araç durdurma ve Güvenli müdahale” eğitimine il genelinde görev yapan amir, polis ve gece kartalları olarak bilinen bekçiler katılıyor. İstanbul Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan’ın talimatı doğrultusunda başlatılan eğitimlere katılan kursiyerler beylik tabancaları ve uzun namlulu tüfeklerle eğitimlerini yapıyor. Verilen eğitimlerde silah kullanmak zorunda kalındığı durumlarda suçlulara en az zararı vererek etkisiz hale getirmek, ani gelişen olaylar karşısında doğru ve hızlı silah kullanmalarını sağlamak ve silah kullanma becerilerini artırması amaçlanıyor. Polis ve gece kartalları olarak bilinen bekçilere verilen eğitimlerde tabanca ve uzun namlulu silahlarla Operasyonel atış teknikleri, hareketli hedefe atış, şüpheli kişi ve araç durdurma, bina içi arama, yakın alan çatışma teknikleri, pusudan kurtulma, ani gelişen olaylara karşı hareket tarzı gibi pek çok konular öğretiliyor.

    6 MİLYON FİŞEK İLE 17 BİN POLİSE EĞİTİM 
    Polislere ve bekçilere verilen 2016 yılı Nisan ayında başlayan “Acil müdahale, Şüpheli kişi, Araç durdurma ve Güvenli müdahale” eğitimi kapsamında İstanbul genelinde 2016 yılında 3 bin 359, 2017 yılında 5 bin 414’ü ve 2018 yılında 8 bin 268 personel eğitim gördü. Verilen eğitimlerde 2016 ile 2018 yılları arasında 9 mm beylik tabancası ile 17 bin personel 4 milyon 457 bin adet, uzun namlulu silahlar ile de 1 milyon 871 adet fişek kullanıldı.

    “AMACIMIZ DOĞRU KAS HAFIZALARINI OLUŞTURMAK” 
    Şu ana kadar 17 bin personele eğitim verdiklerini ifade eden Eğitim sorumlusu Komiser Yardımcısı Ahmet Doğukan Aydın, ” Verdiğimiz eğitimlerde silahların taktiksel ve operasyonel kullanım amaçları, araçlı pusu ve pusudan kurtulma, şüpheli kişi ve araçlara doğru yaklaşım ve müdahale, kelepçeleme ve üst arama gibi konular bulunuyor. Asıl amacımız personelde doğru kas hafızalarını oluşturmak. Bu kas hafızalarını dışarıda karşılaştıkları olaylarda kullanıp en doğru ve ani kararı vermelerini sağlamaktır. Eğitimimiz yaklaşık olarak 3 hafta sürmektedir. 1 hafta teorik ve 2 haftası da eğitim alanında gerçekleştiriliyor” ifadelerini kullandı.

  • Aldattı diye bağlayıp bıçakladı, öldü diye bıraktı

    Emre Çiçek (25) ile aynı yaştaki sevgilisi Rebiye Kaçmaz salı akşamı İstanbul’da Avcılar Firuzköy’deki mesire alanında buluştu. Çiçek’in iddiasına göre, Kaçmaz kendisinden yüklü miktarda para almış ancak geri vermemişti. Bir de kendisini aldatmıştı. Bu nedenlerle aralarında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Çiçek yanında taşıdığı bıçağı Kaçmaz’a saplamaya başladı.

    Daha sonra elleri ve ayaklarını bağlayarak bıçaklamaya devam etti. Öldüğünden emin olunca da olay yerinden babasını arayarak “Baba, ben Rebiye’yi öldürdüm” diyerek telefonu kapattı. Daha sonra da polise teslim oldu.

    HAYATİ TEHLİKESİ SÜRÜYOR

    Polis olay yerine gittiğinde Kaçmaz’ı elleri ve ayakları iple bağlanmış ve kanlar içinde buldu. Hemen hastaneye götürüldü. Vücudunda çok sayıda bıçak yarası olan Kaçmaz geçirdiği ameliyatın ardından yoğun bakım ünitesinde tedaviye alındı. Genç kadının hayati tehlikesinin sürdüğü öğrenildi.

  • Türk Kartalı Aquila’ya En Mükemmel Uçak Tasarımı Ödülü

    Bursalı iş insanı Celal Gökçen, 2 yıl içinde Türkiye’de üretimine başlanması planlanan Türk kartalı ile alakalı, “İstenen sertifikasyonlara uyabildiği seviyede tabii ki Aquila’yı yerli yapacağız. Biz Almanya’ya bir yatırım yaptık ama bu paraları Türkiye’de kazandık. Dolayısıyla zaman içinde bunların Türkiye’ye gelmesi arzumuz. İleriye dönük yapacağımız uçakların Türkiye’ye mal olması lazım” diye konuştu.

    Alman Tasarım Konseyi tarafından 1969 yılından buyana sanayi, üretim ve tasarım kültürünü desteklemek amacıyla düzenlediği dünyanın en prestijli tasarım ödül yarışması, German Design Award 2019’a Türk uçağı damgasını vurdu. Frankfurt’ta düzenlenen ödül törenine Türk tasarımcı imzalı uçak, Türkiye’nin gururu oldu. “AQUA” ve 4 kişi kapasiteli “ALPINA D-DSNB” alternatifleri, “havacılık, deniz ve demiryolu taşıtları” kategorisinde altın ödüle layık görüldü. Bursa Uzay ve Havacılık’ın sahibi Celal Gökçen ile tasarımcı Hakan Gürsu dünya çapındaki sanayi devlerinin karşısında ödülü birlikte alarak Türklerin göğsünü kabarttı.

    Hakan Gürsu

    Türkiye’nin ilk 500 büyük şirketi listesinde yer alan ve 32 yıl önce kurulan BPLAS’ın Almanya’da 2015 yılında aldığı Aquila Uçak ve Havacılık Şirketi ile havacılık alanında çok önemli bir adım attığını vurgulayan Celal Gökçen, “BPLAS teknoloji ve tasarıma dayalı öncü ürünlerle yeni sektörlerde büyümeyi hedefliyor. Hakan Gürsu önderliğindeki Designnobis tasarım ekibi ile uzun soluklu ve istikrarlı iş birliğimizin ortaya çıkardığı yenilikçi tasarımların katma değer oluşturan ortak ürünlere dönüşmesi ve uluslararası başarıları getirmesi bizler ve ülkemiz için memnuniyet ve gurur verici” dedi.
    2014 yılında “dünyanın en iyi tasarımcısı” ödülünün sahibi Hakan Gürsu’nun başarılarında önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Gökçen, “Bize böyle bir imkan tanıdığı için kendisine müteşekkirim. Kendisiyle kıvanç duyuyorum. Gürsu’nun bu ödülle birlikte 197 ödülü var. Dünyada çok az ödüle sahip bir başka tasarımcının olduğunu sanmıyorum” diye konuştu.

    Celal Gökçen

    Uçağın Türkiye’de üretilmesi için çalışma yürüttüklerini müjdeleyen Gökçen, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “İstenen sertifikasyonlara uyabildiği seviyede tabii ki Aquila’yı yerli yapacağız. Gönül istiyor ki yüzde 100’ünü yerli yapalım. Tüm bunları en erken 2021 yılı Mart ayına yetiştirebileceğimizi tahmin ediyoruz. Bu süreç epey kısa. Normalde uçaklar 4 ila 7 yıl arasında geliştirilebiliyor. Biz bazı çalışmalarımızı daha evvelden yaptığımız için bunları daha kısa zamanda yapabileceğimizi düşünüyoruz. Biz Almanya’ya bir yatırım yaptık ama bu paraları Türkiye’de kazandık. Dolayısıyla zaman içinde bunların Türkiye’ye gelmesi arzumuz. İleriye dönük yapacağımız uçakların Türkiye’ye mal olması lazım”.

    “Uçak yapboz parçaları gibi her zaman kullanılacak”

    ODTÜ’lü Tasarımcı Hakan Gürsu ise dünyada geri dönüşümün çok önemli bir hale geldiğini ifade ederek, “Ödüllü uçağımızda da bu hususu dikkate aldık. Enerji tasarrufu ile çalışacak uçak, kullanım ömrünü tamamlasa bile parçaları, yapboz gibi başka uçakların tasarımlarında kullanılabilecek. Ayrıca uçağın üstten kanatlı yapısı ile çok fonksiyonel. Bir modeli karaya, bir modeli ise suya inebilen uçak, yukarıdan esen rüzgarlı bölgeler için süzülmeye çok müsait. Son 10 yılda ilk defa bir uçak bu yarışmada altın ödül aldı. Uçağın önemli bir ticari rakibi, 2017 yılında önce bitmiş bir uçakla bronz ödül almıştı. Biz bu tasarladığımız uçakla altın ödül aldık. Ayrıca uçağın legonun parçaları gibi farklı versiyonları üretilebiliyor. Bu da çok ilgi gördü. “Aquila” İtalyanca kartal anlamına geliyor. Uçağın üretimi de Türkiye’de yapılacağı için adını ‘Türk Kartalı’ koyduk” dedi.

    “AQUA” VE 4 KİŞİ KAPASİTELİ “ALPINA D-DSNB” ALTERNATİFLERİ, “HAVACILIK, DENİZ VE DEMİRYOLU TAŞITLARI” KATEGORİSİNDE ALTIN ÖDÜLE LAYIK GÖRÜLDÜ.

    Ödüllü uçağın, organ ve hasta nakilleri gibi kritik kargo, hobi ve eğitim amacıyla da kullanılabileceğini de ifade eden Tasarımcı Gürsu, “Coğrafyamız ve iklimimiz bu tip servislere fazlasıyla ihtiyaç duyuyor. Bu uçaklar, Avrupa’da çok ilgi görüyor, ülkemizde de ilgi göreceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

  • Sahte doktordan bir rezalet daha!

    İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’nde 2014’te 3 ay boyunca gerçek doktor gibi muayene yaptığı ve reçete yazdığı ortaya çıkan “sahte doktor” Ali Haktan Yılman, bu kez “kadına şiddet” olayıyla gündeme geldi.

    Beşiktaş’taki bir ikametin bodrum katından kadın çığlığının ihbarının yapılması üzerine olay yerine polis geldi. Çığlıkların geldiği daireye giren polis içeride sahte doktor iddialarıyla gündeme gelen Ali Haktan Yılman‘ın kız arkadaşını darp edilmiş şekilde buldu. Mağdur kadının ambulans çağrılarak müdahalesi yapıldı. Müşteki ifadesinde, Yılman’ın erkek arkadaşı olduğunu, olay akşamı eve dönmek üzere bindikleri takside tartıştıklarını, tartışma üzerine tekme tokatlarla darp edildiğini belirtti. Taksiden inmeyi başardığını fakat sevgilisi Yılman’ın kendisini sürükleyerek olayın yaşandığı eve soktuğunu ileri sürdü. Burada omzunu ve kolunu ters büktüğünü, tişörtünü parçaladığını ifade etti. Ayrıca cep telefonunu kırarak bıçağı boğazına dayadığını, “seni öldürürüm”dediğini iddia etti.

    İDDİALARI REDDETTİ

    Gözaltına alınan şüpheli Yılman ise ifadesinde, tartışmayı kız arkadaşının başlattığını, kendisine de şiddet uygulandığını, ikisinin de alkollü olduğunu ileri sürdü. Aynı evde yaşadığı kız arkadaşıyla partiye katıldıklarını, oradan eve doğru geçtikten sonra takside alkolün etkisiyle taksiden inmek istediğini, kendisinin de alkollü olması ve takside yürür vaziyette olması nedeniyle izin vermediğini ifade etti. Adliyeye sevk edilen Yılman, “yaralama” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçları kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderildi.

  • 7 köpek ayakları bağlı halde ölü bulundu

    Alınan bilgiye  göre, Konya’nın Gölcük Yaylası’na yürüyüş  yapmak için  giden  dört arkadaş, yol kenarındaki karların üzerinde gördükleri kan izlerini takip edince ayaklarından bağlanmış 7 köpeğin ölüsünü buldu.

    Yürüyüş yapanlardan Cemil Türkan, yaptığı açıklamada,  Bozkır-Antalya kara  yolunda dört arkadaş  yürüyüş yaptıklarını söyledi.

    Bölgeden   geçerken  tesadüfen kan izleri gördüklerini ifade eden  Türkan, “Yaklaştığımızda ayakları bağlanmış 7 köpek ölüsü gördük. Dehşete kapıldık. Büyük ihtimalle dün atılmış.” dedi.

  • Tehlikeli dakikalar! Turistler uyarıları dinlemediler…

    Çamlıhemşin’in Şenyuva köyündeki Çat Vadisi’nde, Fırtına Deresi üzerinde yer alan tek kemerli köprüye, bölgeyi ziyarete gelen yerli ve yabancı turistler büyük ilgi gösteriyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından koruma altındaki tescilli taş köprünün yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu ortaya çıkınca, restorasyon ve güçlendirme yapılmasına karar verildi. 1696 yılında inşa edildiği bilinen ve eski adı ‘Çinçiva’ olan köprüde Bakanlık tarafından restorasyon çalışmaları başladı. Fırtına Deresi seviyesinden 20 metre yükseklikte bulunan 40 metre uzunluğundaki köprünün restorasyonu için altına demir platform kuruldu.

    Çalışmalar sürerken, yöre sakinleri, bölgeyi ziyarete gelenlerin köprüye çıkmaya devam etmesinden kaygılı olduklarını belirtti. Köylüler, çok sayıda yerli ve yabancı turistin, restorasyon çalışmaları kapsamında alınan güvenlik önlemlerini ihlal edip, köprünün üzerine çıktığını belirterek önlem alınmasını istedi.

    ‘KÖPRÜYE ÇIKANLARI UYARIYORUZ’

    Şenyuva köyünde yaşayan Engin Can Akınç, köprüye çıkmak isteyenlere kendilerinin uyarılarında bulunduğu ama bunun da yetersiz olduğunu belirtti. Akınç, “Doğadaki olaylar zamanla zarar vermiş olabilir. Köprü üzerinde oluşan bitki örtüsü zamanla taşların arasında çatlamalara neden olabiliyor. Köprüde restorasyon çalışması başladığı anda ‘çıkılmasın’ diye emniyet şeridi koydular. Arabası ile arazi motorları ile üzerine çıkmak isteyenler bile oluyor. Köy sakinleri olarak uyarılarda bulunuyoruz ama görmediğimiz zamanlarda olanlar oluyor. İnsanlar emniyet şeridi gördükleri halde üzerine çıkmak için şeridi kopartıyor ve köprüye çıkıyor. Köprü üzerinde yığılma oluyor. Bu da risk arz ediyor. Köprü üzerine çıkan ziyaretçi sayısında en azından sınırlama getirilebilir” dedi.

    ‘BİRAZ TEDİRGİN OLDUK’

    Bölgeyi ziyaret edenlerden Cem Ali Kurtçu ise köprüdeki retorasyon çalışmasını gördüklerinde tedirgin olduklarını dile getirerek, “Arkadaşlarla buraya gezmeye geldik. Çalışmaları geldiğimizde fark ettik. Önceden bu destekler yoktu. Tarihe sahip çıkmak önemli. Tehlikeli olduğunu düşünmüyorum ama köprü altında alınan demirli önlemleri gördükten sonra biraz tedirgin olduk” diye konuştu.

    ŞENYUVA KÖPRÜSÜ

    Karadeniz Bölgesi’nin coğrafyasına ve iklim şartlarına uygun olarak inşa edilen taş köprüler genelde tek gözlü olarak tasarlanır. Çamlıhemşin’in Şenyuva köyünde, Fırtına Deresi üzerinde bulunan Şenyuva Köprüsü de bu tarz kemer köprülere güzel bir örnektir. 40 metre uzunluğunda ve 20 metre yüksekliğindeki Şenyuva Köprüsü’nün kemer kısmı düzgün kesme taş, ayakları ise moloz taş kullanılarak inşa edilmiştir. Şenyuva köylülerine göre, köprünün kitabesi 1946 yılında yaşanan selde kaybolmuştur. Çamlıhemşin’e 7 kilometre mesafede yer alan köprünün girişindeki tabelada, yapım tarihi 1696 olarak belirtiliyor. Kemeri orta noktasında sivrileşen bir formda inşa edilen köprü Anıtlar Kurulu tarafından tescil edilmiştir. Şenyuva Köprüsü’nden karşıya geçerek izleyeceğiniz toprak yol, ziyaretçileri Bilginler ve Yoğurtlu mahalleleri üzerinden Ülkü köyündeki Mollaveyis Köprüsü’ne götürüyor. Yol boyunca yöreye özgü konakların yanı sıra Çat Vadisi’nin doğal güzelliklerini izleme fırsatı da bulunuyor.

  • Margarin depresyonu tetikliyor

    Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının “öğrenmeyi olumlu etkilediğini”, “margarinin ise “depresyonu tetiklediğini” tespit etti.

    DEÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazan Uysal Harzadın, “hindistan cevizi, ayçiçek, zeytinyağları ile margarin ve tereyağı ile beslenenlerde depresyon, kaygı ve öğrenme düzeyi”ne ilişkin yaptıkları “Sıçanlarda farklı yağlarla zenginleştirilmiş beslenmenin öğrenme-bellek, anksiyete ve depresyon üzerindeki etkileri” adlı araştırmanın sonuçlarını, AA muhabirine anlattı.

    Yetişkin sıçanları, deney kapsamında yüzde 10 oranla farklı yağlarla zenginleştirilmiş yemlerle beslediklerini ifade eden Harzadın, bu yağların hayvanların davranışlarına etkisini araştırdıklarını anlattı.

    Öğrenme ve bellek düzeyini ölçmek için “yer yön bulma” modülünü kullandıklarını kaydeden Harzadın, depresyon düzeyini ise su tankında deney hayvanlarının hayatta kalma çabasıyla değerlendirdiklerini anlattı.

    Harzadın, kaygı düzeyini ise hayvanların hareketliliği ve anksiyete alanında geçirilen zamanla ölçtükleri bilgisini verdi.

    Ayçiçek yağı tüketenlerde karar verme sıkıntısı

    Ayçiçek yağının Türk mutfağında sıkça kullanıldığını hatırlatan Harzadın, “Bilimsel çalışmada bizi en çok şaşırtan yağlardan biri de ayçiçek yağı oldu. Ayçiçek yağı tüketenlerde depresyon düzeyi de kaygı düzeyi de yüksek. Ancak asıl ilginç olanı, bu yağ, deney hayvanlarının karar verme yetilerini etkiledi. Hayvanları düzeneğe koyduğumuzda nereye gideceğine karar veremedi. Dolayısıyla, ayçiçek yağının beynin karar verme bölümü olan prefrontal korteksi olumsuz etkilediğini düşünüyoruz.” diye konuştu.

    Zeytinyağı ile beslenenler “relaks”

    Harzadın, tüm yağ çeşitleri arasında en olumlu sonuçlarından birini zeytinyağında aldıklarını anlatarak, ekstra sızma zeytinyağı ile beslenen deney hayvanlarındaki depresyon seviyelerinin “oldukça düşük” çıktığını vurguladı.

    Sıçanlarda deney süresi olan 2 ayın, insan yaşamında 10 yıla tekabül ettiğini vurgulayan Harzadın, “Zeytinyağı ile beslenen hayvanların anksiyete düzeyi son derece düşük. Bu hayvanlar rahat, son derece relakstı. Öğrenme kapasitesi de gayet iyiydi.” dedi.

    Margarinle beslenenler “pes” etti

    Margarin tüketen hayvanlardaki sonuçların “vahim” olduğuna işaret eden Harzadın, şu bilgileri verdi:

    “Margarinle beslenenler ve ayçiçek yağı ile beslenenler benzer anksiyete düzeyine sahip. Onlar çok hareketli ve düzeneğin anksiyete alanında çok vakit geçirdiler. Karar verme yeteneği de bozuldu. Daha da fenası depresyon belirtileri bu grupta en yüksekti. Depresyon düzeneğimizde bir kavanoz içinde su var. Bu suda hayvanın boğulmaması, yaşama tutunması için hareket etmesi gerekiyor. Yani suyun üzerinde kalması için çaba sarf etmeli. Margarin grubu son derece hareketsizdi. Hatta bazı hayvanları deneyi tamamlayabilmek için biz kurtardık.”

    Mucize sonuç tereyağında

    Harzadın, serbest gezen inekten geleneksel yöntemle elde edilen yayık tereyağında en iyi sonuçlardan birini elde ettiklerini ifade ederek “Geleneksel yöntemle elde edilen yayık tereyağından mucize sonuç aldık. Tereyağı ile beslenenlerde kaygı düzeyi düşük, depresyon belirtisi yok ve öğrenme seviyeleri de son derece olumlu.” dedi.

    Araştırma sonuçlarının uluslararası kamuoyuna duyurulacağı bilgisini veren Harzadın, beslenmede önce tereyağı ve zeytinyağının tercih edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

  • Eğlence mekanlarına baskın! 13 kadın gözaltında

    Denizli’nin Çivril ilçesinde, asayiş ve kontrol denetimlerini arttıran Çivril JandarmaKomutanlığına bağlı Asayiş Timleri ilçede faaliyet gösteren eğlence mekanlarında yaptığı denetimlerde yabancı uyruklu 13 kadının çalışma izninin olmadığını tespit etti.

    Yapılan kontrollerde ülkeye yasa dışı yollardan girdiği ve çalışma izni olmayan yabancı uyruklu 13 kadın gözaltına alınarak jandarma karakoluna götürüldü.

    Jandarma merkezinde yapılan sorgularının ardından kadınların sınır dışı edilmeleri için gerekli işlemler başlatıldı.