Blog

  • Sosyal medyada gündem olan astronot bugün yine İstanbul sokaklarında

    Yeşilay’ın projesi hafta içi çok konuşulmuştu. Metrobüs durağında astronot kıyafetliyle görüntülenen kişi, 9 Şubat ‘Sigara Bırakma Günü’nde yani bugün İstanbul sokaklarına çıktı. Kadıköy İskelesi’nde sabah saatlerinde gelen astronot sigara bağımlılığına karşı “Sigara havanızı bozmasın” yazılı broşür dağıttı. Sigara bağımlılığına ve pasif içiciliğe dikkat çeken astronota vatandaşların ilgisi de büyük oldu.

  • “Türk yargısıyla dalga geçilmeyeceğini tüm dünya görecek”

    Adalet Bakanı Abdulhamit Gül: “15 Temmuz gecesi milletin meydanlarda başlattığı demokrasi nöbetini, yargı mensupları da adliyelerde sürdürüyor. Bu nöbet halen devam ediyor. Rehavete ve yılgınlığa yer yoktur. Bu nöbet, mücadele başarıya ulaşana dek devam etmelidir. Asla ve asla ‘Bunları bitirdik, bunların sayısı bu kadardı’ diyerek rehavete kapılmayacağız. Çünkü bu örgütün amacını en iyi siz biliyorsunuz. Ağır ceza mahkemesi başkanı kamerada resmini gösteriyor, sözde sakal bıyık bırakmış. Dalga geçer gibi ‘O kişi ben değilim’ diyerek bu milletle ve mahkemeyle dalga geçmeye çalışıyor. Bu milletle, Türk yargısıyla dalga geçilmeyeceğini başta bu hainler olmak üzere tüm dünya görecek. Bu ülkeye diz çöktürmek isteyenlerin hakkaniyet ölçüsünde nasıl cezasını çektiğini, 251 şehidimizin kanının yerde kalmayarak adaletin tecelli ettiğini gördüler ve görmeye de devam edecekler.”

  • İğrenç olay! Babasının cezalandırılmasını istedi

    Konak ilçesi Gürçeşme semtinde yaşayan, 3 kız babası olan T.A. hakkında en büyük çocuğu olan G.A.’ya cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla dava açıldı. 36 yıldan 44 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen T.A.’nın İzmir Adliyesi 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılanmasına ikinci duruşma ile devam edildi. Duruşmaya, ilk celsede verdiği ifadesinde eşinin kendisinden boşanmak istediği için kızını kullanarak iftira attığını söyleyip suçlamaları kabul etmeyen, “Böyle bir şeyi kızıma yapmam mümkün mü?” diyen tutuksuz sanık T.A. katılmadı. Eşinden boşanmak için dava açan Zuhal A. ile kızı G.A. ve avukatları ise hazır bulundu.

    G.A. ise verdiği ifadede, babasının 4 yıl önce kendisine cinsel istismarda bulunmaya başladığını öne sürerek, o günden sonra her hafta bu durumu sürdürdüğünü söyledi. G.A., babasının geceleri gelip kendisini taciz ettiğini, bir gece annesinin görüp sorduğunu, bir şey aradığını söyleyip geçiştirdiğini anlattı. Babasının bir şey yapıp yapmadığını annesinin kendisine defalarca sormasına rağmen korktuğu için anlatamadığını belirtti. Babasının istismarı kendi evleri dışında da sürdürdüğünü iddia eden G.A., “Babam uyuşturucu madde kullanırdı. Bazen uyuşturucu almaya giderken, polisler şüphelenmesin diye yanında beni de götürürdü. Bir yıl önce, ‘Haydi alışverişe gidelim’ diyerek beni yanında götürdü. Ben yine uyuşturucu almaya gittiğimizi sanmıştım. Beni Buca’da, dayalı döşeli bir eve götürdü. Telefonla birilerini arayıp anahtarın yerini sordu. Bu evde istismarda bulundu. İstemediğimi, ondan nefret ettiğimi söyledim. Babam o esnada hem içkiliydi, hem haplıydı. Yaklaşık 5- 6 ay önce anneme gidip babamın tacizini söyledim. Annem de beni polise götürmek istedi ama korktuğum için engelledim. Çünkü babam, ‘Birine söylersen sen de ben de yanarız, bütün bunlar ölene kadar aramızda sır olarak kalacak’ demişti. Bir baba kızını taciz etmez. Ben çok dayandım, o kadar çok şey yaşadım ki” dedi. Babasının bu davranışlarını sürdürmesi üzerine sonunda dayanamayıp, şikayetçi olduğunu öne sürdü. G.A., babasının cezalandırılmasını istedi.

    Mahkeme heyeti, sanık T.A. hakkında Zuhal A. ile kızı G.A.’ya yaklaşmama kararı verip, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

  • Sigara paketlerinin cazibesi ortadan kaldırılacak

    Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü” dolayısıyla bakanlığının yürüttüğü faaliyetleri değerlendirdi.

    Tütün ürünleri tüketiminden kaynaklanan kamusal, toplumsal ve tıbbi nitelikteki her türlü zarara karşı yürütülen mücadele kapsamında 9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü’ne tüm dünyada önem verildiğine işaret eden Pakdemirli, “Türkiye, Dünya Sağlık Örgütünün küresel tütün salgınını önlemek amacıyla hazırladığı ve bugün itibarıyla 181 ülkenin taraf olduğu Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’ni 2004 yılında imzalamıştır. Sözleşmenin imzalanmasından sonra tütün kontrolüyle ilgili ülkemizde önemli düzenlemeler yapılmış ve Türkiye örnek gösterilen ülkeler arasında yer almıştır.” diye konuştu.

    “Sağlık, sosyal ve ekonomik zararları en aza indirmeyi amaçlıyoruz”

    Pakdemirli, bakanlığının, Anayasa, Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi, ilgili kanunlar ile Tütün Kontrolü Strateji Belgesi ve Eylem Planı kapsamında, tütün kontrol ve denetimleriyle ilgili sürdürülebilir, kapsamlı ve etkili stratejilerin geliştirilmesi ve uygulanması yönündeki çalışmalarını sürdürdüğünü bildirerek, “Bakanlık olarak yaptığımız tütün kontrolü uygulamalarıyla başta çocuklarımız ve gençlerimiz olmak üzere tütün kullanımı ve pasif etkilerinin önüne geçerek, onlarca hastalığın yarattığı sağlık, sosyal ve ekonomik zararları en aza indirmeyi amaçlıyoruz.” ifadesini kullandı.

    Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle “tütün mamullerinde düz ve standart paket” uygulamalarının başlayacağını anımsatan Pakdemirli, mevzuata yeni giren bu uygulamaya ilişkin ikincil düzenleme çalışmalarının devam ettiğini söyledi.

    “Uyarı mesajlarının kapladığı alanı yüzde 65’ten yüzde 85’e çıkarıyoruz “

    Pakdemirli, düz paket uygulamasıyla, tütün mamulü paketlerin cazibesi ve çekiciliğini ortadan kaldırmayı, tütünün reklam ve tanıtım etkisi doğuracak şekilde kullanımını engellemeyi, sağlık uyarılarının fark edilebilirliği ve etkinliğini artırmayı amaçladıklarını vurgulayarak şunları kaydetti:

    “Diğer taraftan, tütün mamulleri paketleri üzerindeki sağlık uyarı mesajlarının kapladığı alanı yüzde 65’ten yüzde 85’e çıkarıyoruz. Paket üzerinde yer alan resimli sağlık uyarıları setinin yenilenmesiyle ilgili çalışmalarımız da devam etmektedir. Bu düzenlemeler ülkemiz tütün kontrolü uygulamaları açısından bir mihenk taşı niteliğindedir. 9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü vesilesiyle tütün ürünleri tüketen vatandaşlarımızı daha sağlıklı bir hayat için tütün kullanımını bırakmaya davet ediyorum.”

  • Katıldığı yarışma programıyla fenomen olmuştu! Şimdi muhtar adayı oldu

    3 çocuk annesi ve ilkokul mezunu olan Emsal Tekir, katıldığı yarışma programında sergilediği performans ve rahat tavırlarıyla  tüm Türkiye’de tanındı. İlkokul mezunu olmasına rağmen üniversite mezunlarına taş çıkartan Emsal Tekir, 60 bin TL ödüllü 9. soruyu görmüştü. O dönem yarışmaya nasıl katıldığını anlatan Tekir, eşiyle tartışma yaşadığını, çocuklarından da olumsuz tepki almasına rağmen yarışmak için İstanbul’a gittiğini söyledi.

    ”EŞİM ‘REZİL OLURSUN’ DEDİ”

    Günlük hayatında tam bir köylü kadını olduğunu, değişik işlerle uğraştığını kaydeden Tekir; yarışma macerasını anlatarak; “Günlük hayatımda tavuklarım var, bağ, bahçe, pekmez yaparım. Nişasta yaparım, temizliklere bayan götürürüm, çemen yaparım. Tam bir köylü kadınıyım. Bir gün internetten yarışmaya başvurdum. Oğluma dedim ki ‘Sen katıl’. O da ‘Ben katılmam anne’ dedi. Ben de şaka yaptım, ‘Sen katılmazsan ben katılırım’ dedim. Bir hafta sonra telefon geldi. Telefon gelince ben çok terledim, şok oldum şaka yapıyorlar diye. O anda eşimle kötü olduk, eşim bana kızdı, ‘Sende genel kültür yok, rezil olursun’ dedi. Ben de ‘Ben rezil olmam, bende yürek var, sende de varsa başvur’ dedim eşime. Çünkü eşim lise mezunu, ben ilkokul mezunuyum. Eşimle tartıştık, eşim gitti. Eşim gidince ben de belediyede çalışan arkadaşımı aradım, yarışmadan çağırdıklarını ve eşimle tartıştığımı söyledim. Bana ‘Koş belediyeye gel’ dedi. Belediyeye gittim oturdum, çünkü e-mail falan istiyorlar ben bilmiyorum. Orada her işimizi hallettik, uçak biletlerimizi hazırladık. Eve geldim temizliğimi yaptım, yemek hazırladım gidersem ne yapacaklar diye. Çantalarımı hazırladım, bir gün sonra eşimin çalıştığı dükkana vardım. ‘Ben bu gidişle gidiyorum, bir ay gelmem’ dedim, bu arada da küsüz. Orada ağabeyim, yeğenlerim, kuzenlerim var. Cebimde de o an 5 lira param var başka param da yok. Kayseri’ye kadar param var. Korktu, bana 200 lira para verdi. Yola çıktık gittik. Böyle bir maceramız oldu” ifadelerini kullandı.

    ”BEN ÖMRÜMDE GÖRMEDİM O PARAYI”

    Yarışmada ömründe görmediği parayı kazandığını dile getiren Tekir; “Yarışmada herhalde 8. soruydu, 60 bin TL’lik soruyu gördüm. Ama bilmediğim için çekildim. Riske atamazdım. Ben ömrümde görmedim o parayı, riske atamazdım. İhtiyacım da vardı” dedi.

    ”SORULARI MANTIK YÜRÜTEREK BİLDİM”

    İlkokul mezunu olmasına rağmen soruları mantık yürüterek bildiğini ve yarışmanın ardından çok güzel tepkiler aldığını ifade eden Emsal Tekir; “Yarışmadan sonra çok güzel tepkiler oldu. Eşim benden özür diledi. Çocuklarım da mahCup oldu. Ben kendime güvenmesem zaten bu kadar gitmezdim. Çünkü bende bir kalp var gelmeden geleceği biliyorum, kalbime doğuyor. O soruları mantık yürüte yürüte bildim” şeklinde konuştu.

    Yarışma programlarını çok sevdiğini, her izlediğinde o koltukta oturmak için dua ettiğini sözlerine ekleyen Emsal Tekir konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Ben programa başvurduğumda sordular, ‘Emsal teyze yarışmayı izler miydin’ diye. Ben bu gittiğim yarışmayı çok severdim. Her seyrettiğimde derdim ki ‘İnşallah o koltuğa ben otururum’. Çocuklarım da ‘Anne aç tavuk rüyasında darı görürmüş, sen darı ambarına düşmüşsün’ derlerdi. Nasip oldu. Ama bu yarışmaya çıkalı kaç sene oldu ama gerçekten sanki akşam çıkmışım gibi.”

    MUHTAR ADAYI OLDU

    Öte yandan 31 Mart seçimlerinde yaşadığı mahalleye muhtar adayı da olduğunu aktaran Emsal Tekir; “Şu anda İzmirli mahallesinde muhtar adayıyım. İnşallah Allah’ımın izniyle olacak. Tepkiler çok güzel, kimsenin kalbini bilemem ama bana göre bir bayan olarak tepkiler çok güzel” dedi.

  • Çatıya mezar koydu, görenler şaşkına döndü

    Samsun’da 2 katlı evin çatısında bulunan mezar, görenleri şaşırtıyor. Kavak ilçesi Bahçelievler Mahallesi’nde mermercilik yapan Hamit Yerişkin, yolun arka tarafında diğer evlerin arkasında kalan ve Samsun- Ankara karayolundan gelip geçenlerin göremediği iş yerindeki mermer mezarları göstermek için ilginç bir yönteme başvurdu. Hamit Yerişkin normal standartlarda yaptığı mermer mezarı evinin çatısına koydu. Çatıdaki mezarı ‘yatır’ zanneden vatandaşlar ise olayın aslını öğrenince şaşkınlık yaşıyor.

    “BUNU ANCAK KARADENİZLİ BİR MERMER USTASI YAPABİLİR”

    Böyle ilginç bir olayı sadece Karadenizli iyi bir mermer ustasının yapabileceğini dile getiren Yerişkin, “Evimin giriş katında mermer atölyesi bulunuyor. Atölyenin üstünde de 2 kat var. Orada da biz oturuyoruz. Atölyenin önünde evler bulunduğu için yoldan geçenler tarafından görülmüyordu. O yüzden mezarı herkesin görebileceği evin üstüne koyduk. Bütün Karadeniz bizimle gurur duysun istedik. Amacımız, mezarımızı yaptığımız işleri teşhir edip dikkat çekmek. Mezarı evin üstünde gören vatandaşlar çok ilginç buluyorlar. İlginç buldukları için de bunu bir başkasının değil de bir Karadenizlinin yapacağını düşünüyorlar. Bu olay Karadenizli bir mermer ustası olarak bence çok normal. Böyle ilginç fikirlerimiz ve yaptığımız işlerdeki başarılardan dolayı da çevre sakinlerimize katkı sağlamamız için muhtar olmamı istiyorlar. Bu yüzden muhtar adayı olduk. Dama koyduğumuz mezar, tamamen 1 kişilik mezar standartlarında yapıldı. Bu mezarı dama koyarak her yere mezar yapabileceğimizi kanıtlamış olduk. Mezarı görenler, ilk önce mezarda büyük bir zatın olduğunu zannediyor ama bu gerçek değil. Tamamen işimi teşhir etmekle alakalı bir durumdur” dedi.

    Dam üstündeki mezar hakkında konuşan vatandaşlar da, “Gün içerisinde birçok kişi evin üstünde mezar olup olmadığını soruyor. Yatır olup olmadığını da soruyorlar. Biz de durumun reklam amaçlı olduğunu vatandaşlara anlatmaya çalışıyoruz” diye konuştular.

    Çatının üstünde yer alan mezarın üstünde de Türk bayrağının yanı sıra, “Önce Vatan” ve “Vatan Sağolsun” ifadeleri yazıyor.

  • Şule Çet’in o gece çekilmiş son görüntüleri ortaya çıktı

    Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet, 28 Mayıs günü saat 03.50’de Ankara’daki bir plazanın 20. katından düşerek hayatını kaybetti. Ölümü şüpheli bulan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya ilişkin soruşturma başlattı. Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Koca tarafından yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, Çet’in cinsel saldırıya maruz kaldığı ve plazadan atılarak öldürüldüğü belirtildi. Bu kapsamda sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand hakkında “kasten öldürme”, “cinsel saldırı” ve “hürriyeti yoksun bırakma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39’ar yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

    TUTUKLULUĞUN DEVAMINA KARAR VERİLDİ

    Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın ilk celsesinde sanık savunmaları alındı, ardından da tanıklar dinlenildi. Duruşma sonunda ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

    Öte yandan, olayın yaşandığı plazadaki güvenlik kameralarından elde edilen görüntüler dava dosyasına delil olarak girdi. Asansörün bulunduğu koridordaki güvenlik kamerasınca kaydedilen görüntülerde, sanıkların olayın yaşandığı saatten 18 dakika sonra koridora çıktığı görülüyor. Yerde oturan kişinin sanık Çağatay Aksu, diğerinin ise Berk Akand olduğu görülüyor. Alkollü olan Akand’ın yürümekte zorluk çektiği ve dengesiz bir şekilde sağa sola yürüdüğü anbean kaydedildi. Ayrıca, sanık Akand’ın diğer sanık Aksu ile tartıştığı da görüntülere yansıdı.

    ŞULE’NİN OFİS İÇİNDEKİ SON GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI

    Çet’in avukatı Umur Yıldırım, davanın görüldüğü Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne, Mersin Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda görevli iki adli tıp uzmanına hazırlattıkları raporu da sunmuştu. Avukat Yıldırım, bu rapora göre de Çet’in tecavüze uğradığını ve daha sonra öldürülüp 20’nci kattan atıldığının ortaya çıktığını iddia etmişti.

    Sanık Berk Akand’ın avukatı ise buna karşılık dosyaya yeni görüntüler sundu.

    Duruşmada sanık Berk Akand, o gece eğlendikleri anları cep telefonuyla kaydettiğini ve davanın tanıklarından Pınar T.’ye gönderdiğini söylemişti. Sanık Akand, tüm suçlamaları reddetmiş ve okul döneminde gönül ilişkisi olduğunu söylediği Pınar T.’yi de oraya davet ettiğini, eğlendiklerini göstermek için de çektiği videoları gönderdiğini belirtmişti. Sanık Akand’ın avukatı, Paşa Büyükkayaer, söz konusu görüntüleri dosyaya delil olarak sunduklarını kaydetti.

  • Milli Piyango ikramiyesini kazanan talihliler ortaya çıkmadı, paralar Hazine’ye aktarıldı

    Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen şans oyunlarında ikramiyeler, çekilişi gününden itibaren bir yıllık zaman aşımına tabi tutuluyor.

    SON 5 YILDA 243.4 MİLYON LİRA HAZİNEYE AKTARILDI

    Alınmadığı için zaman aşımına uğrayan ikramiyelerin tutarı geçen yıl 60 milyon lira, 5 yılda ise 243.4 milyon lira oldu.

    T24’ün aktardığına göre, 2018’de zaman aşımına uğrayan ikramiye tutarı, Milli Piyango’da 29 milyon 963 bin 129 lira, Hemen Kazan’da 1 milyon 501 bin 243 lira, Sayısal Loto’da 9 milyon 342 bin 360 lira, Şans Topu’nda 4 milon 563 bin 80 lira, On Numara’da ise 5 milyon 582 bin 866 lira olarak kayıtlara geçti.

    Belirlenen süre içerisinde alınmayan ve zaman aşımına uğrayan ikramiye tutarları, Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığı’na aktarılıyor.

  • Suriyeli gibi yaşıyordu! Polis çevirince şok gerçek ortaya çıktı…

    Eski komiser yardımcısı FETÖ’cünün Kayseri’den geldiği Adana’da Suriyelilerin yaşadığı bölgede Suriyeli gibi görünerek saklandığı ortaya çıktı.

    Edinilen bilgiye göre olay, Seyhan ilçesine bağlı Mirzaçelebi Mahallesinde meydana geldi. İddiaya göre, Kayseri’de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) yönelik yapılan bir operasyonda komiser yardımcısı Soner O. gözaltına alındı.

    Soner O. terör örgütü üyesi olmak ve örgütün gizli iletişim ağı olan ByLock’u kullanmak suçlarından yargılanmasına başlandı. Soner O. bir süre tutuklu yargılandıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı davada 6 yıl 3 ay hapis cezası aldı. Ayrıca meslekten de ihraç edildi. Hapis cezası kesinleşen Soner O.nun aranması çıktı. Ancak Soner O. Kayseri’den Adana’ya gelerek burada Suriyelilerin yoğunlukta olduğu bölgede Suriyeli gibi yaşamaya başladı.

    SAHTE KİMLİK KULLANDI

    Kendisine de Hünkar K. ismine bir sahte kimlik yaptıran Soner O. yakalanmayacağını düşündü. Adana Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğü ekipleri Soner O.’nun yaşadığı mahallede yabancılara yönelik uygulama başlattı. Bu uygulama sırasında polisler, yabancı uyruklu şahısların kimliklerin tek tek sorguladı. Bu arada polis Soner O.’yu da durdurarak kimlik sordu. Soner O., Hünkar K. adına düzenlenmiş sahte kimliği polise verdi. Polis kimliği kontrol ederken çok yeni olduğu için şüphelenip “bu kimlik sahte” deyince Soner O. kaçmaya başladı. Polis de Soner O.’nun arkasından koşarak kovaladı. Kısa süren kovalama sonrası Soner O. ara sokaklarda yakalandı. Daha sonra emniyete getirilen Soner O. işlemlerinin ardından önce adliyeye daha sonrada cezaevine götürüldü.

  • Diyanet’ten kök hücre bağışı çağrısı

    İslam’ın, hayat ve insan sağlığının korunmasını önemsediğini belirten Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Hz. Muhammed’in insanlara tedavi olmayı teşvik eden pek çok hadisinin bulunduğunu ve bu tavsiyelere ise ‘tıbbı nebevi’ denildiğini anımsattı. Uzmanlara göre, kök hücre naklinin artık tedavi metotları içerisinde yer aldığını aktaran Prof. Dr. Erbaş, insanın bir organının kurtarılabilmesi için kök hücre nakli yoluyla şartlarına uygun tedavinin yapılmasının dinen uygun olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Erbaş, Kur’an-ı Kerim’de Maide Suresi’nin 32. ayetinde “Her kim bir hayatı kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibi olur” denildiğine işaret etti.

    ‘DİNEN SAKINCASI YOK’

    Prof. Dr. Erbaş, “Bu ayeti kerime, bu konuda rahat bir şekilde kök hücre nakline cevaz vermemizi ortaya koymaktadır. Yalnız şöyle bir incelik var, kök hücrenin uzmanların ifadesine göre farklı türleri var. Bunlar içerisinden birisi embriyonik kök hücredir. Netice itibarıyla embriyonik kök hücre hariç diğer kök hücre türlerinin nakli dinen caizdir. Şuna da dikkat etmek lazım, bu durumu istismar edenlere engel olmak için bunu yapmanın çok doğru olacağını düşünüyoruz” değerlendirmelerinde bulundu. İzmir’de lösemi hastası 3.5 yaşındaki Öykü Arin Yazıcı için uygun kemik iliği bağışçısı bulunabilmesi amacıyla başlatılan kampanyanın hatırlatılması üzerine Prof. Dr. Erbaş, “Öykü yavrumuz gerekse onun durumunda olan diğer insanlarımız, çocuklarımız için Cenabıhakk’a dua ediyorum. İnşallah en kısa zamanda sağlıklarına kavuşurlar” ifadelerini kullandı.

    ANNE YAZICI: HALA BAĞIŞIN GÜNAH OLDUĞUNU DÜŞÜNENLER VAR

    Daha önce, Öykü Arin’in annesi Eylem Şen Yazıcı “Diyanet’ten kök hücre bağışı konusunda açıklama bekliyoruz. Bunun hala günah olduğunu düşünenler var” çağrısında bulunmuştu.