Blog

  • Kimlikle para çekme dönemi geliyor!

    Cumhurbaşkanlığı’nın başlattığı çalışmayla 82 milyon vatandaşın dijital kimlik kartları alışverişten, bankacılık işlemlerine, sağlık hizmetlerinden, noter işlemlerine ve sosyal medya hesaplarının yürütülmesine kadar birçok işlemde kullanılabilecek.

    Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, kimliklere “elektronik sertifika” yükleme çalışmasını başlatıyor. Projeyle yeni kimliklerle elektronik ortamda dokümanlar imzalanabilecek, banka kartları, kredi kartları gibi kartların da doğrulaması yeni çipli kimlik kartlarıyla yapılabilecek. Kimlik kartlarının kullanım alanlarının artırılmasına yönelik yapılan çalışmalar neticesinde, çevrim içi alışverişten dijital bankacılık işlemlerine, sağlık hizmetlerinden noterlik hizmetlerine hatta sosyal medya hesaplarının yönetilmesine kadar birçok alanda kimlik kartının kullanımı en kısa zamanda hayatımızdaki yerini alacak. Yapılan çalışmayla çipli kimlikler, sahip olduğu temaslı ve temassız kimlik doğrulama mekanizmaları ve uluslararası standartlarda entegrasyon kabiliyetleri sayesinde bir çok cihaz ve uygulamayla entegre edilerek kullanılabilecek.

    TEK KARTLA ÇOK İŞLEM

    Kamu kurumlarının ve özel sektörün kimlik kartlarıyla entegrasyonunun sağlamasının ardından bankacılıktan noter, tapu sağlık ve sigorta işlemlerine birçok alanda kimlik kartıyla güvenli doğrulama işlemi sağlanabilecek. Aynı zamanda uluslararası standartlarda elektronik imza alt yapısına sahip olan kimlik kartlarının bu özelliği sayesinde her türlü elektronik imza işlemi, kimlik kartlarıyla yapılabilecek. Böylece 5070 Sayılı ‘Elektronik İmza Kanunu’na göre ıslak imzayla eş değer olan ve elektronik imza atılmasına imkan veren kimlikler sayesinde elektronik ortamda imza gerektiren her türlü işlem internet üzerinden gerçekleştirilecek. Bu durumun kötü amaçlı kullanılmaması içinde PIN ve biyometrik veri unsurları ile hem kimlik doğrulama hem de e-imza uygulaması yapılacak.

    BANKALARLA ENTEGRASYON

    Kimlik kartı üzerine yükleme çalışmaları başlatılan nitelikli elektronik sertifika ile toplam sertifika sayısının arttırılması planlanıyor. Böylece elektronik ortamda oluşturulan dokümanlar imzalanabilecek. Böylece verildiği kişinin kimliğini elektronik olarak doğrulamak için verilen bankamatik kartları, kredi kartları, mağaza kartları gibi bütün kartların yerine sadece çipli kimlik kartları kullanılabilecek. Bankalarla yapılacak olan entegrasyon çalışmaları neticesinde, bundan sonra bir bankadan para çekmek için kredi kartına değil kimlik kartına ihtiyaç duyulacak. Bir kişi sadece kendi kimlik kartıyla bankamatiklerden veya internet bankacılığından kimliğini doğrulayarak hesabına ulaşabilecek ve istediği işlemi yapabilecek. Aynı şekilde, yakın zamanda e-Devlet Kapısı üzerinden abonelik işlemlerinin gerçekleştirilebileceği elektrik, su ve doğalgaz abonelikişlemleri de kimlik kartları aracılığıyla yapılabilecek. Dijital Dönüşüm Ofisi’nin kimlik kartlarının kullanım alanlarının artırılmasına yönelik yapılan çalışmalar neticesinde, çevrimiçi alışverişten dijital bankacılık işlemlerine, sağlık hizmetlerinden noterlik hizmetlerine hatta sosyal medya hesaplarının yönetilmesine kadar birçok alanda kimlik kartının kullanımı en kısa zamanda 82 milyon vatandaşın hayatındaki yerini alacak.

    3.6 MİLYON SERTİFİKA

    ÇİPLİ kimlik kartları dijitaleşme ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirilerek, eski nüfus cüzdanlarının yerine kullanılmaya başladı. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, 31 Aralık 2018 tarihi itibariyle Türkiye’nin toplam nüfusu 82 milyona ulaştı. Elektronik sertifika sayısı ise dijitalleşen Türkiye’ye kıyasla toplam 3 milyon 628 bin 121’de kaldı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından hazırlanan, elektronik haberleşme sektörünün 2018 yılı üçüncü çeyreğine ilişkin bilgilerin yer aldığı ‘Pazar Verileri Raporu’nda, 2018 yılı üçüncü çeyrek itibarıyla toplam 6 yetkilendirilmiş elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı bulunuyor.

    Kaynak: Hürriyet

  • Sınırda büyük hareketlilik!

    Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından, Suriye sınırındaki askeri birliklere zırhlı personel taşıyıcılar ile komando takviyesi yapıldı.

    Diğer illerdeki farklı birliklerden gönderilen askeri araçlar ve komandolar Kilis’e ulaştı.

    Güvenlik önlemleri altında Öncüpınar Sınır Kapısı istikametine geçiş yapan zırhlı personel taşıyıcılar ile komandoların, Suriye sınırındaki birliklere takviye amacıyla gönderildiği öğrenildi.

  • Nadir görülen hastalıklar için Meclis araştırma komisyonu kurulması kararı

    Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS), Spinal Müsküler Atrofi (SMA), Multipl Skleroz (MS) ve Duchenne Musküler Distrofi (DMD) ile kesin tedavisi bilinmeyen diğer hastalık türlerine ilişkin mevcut durumun tespit edilip, tedavi ve bakım yöntemlerinin belirlenmesi, hastaların ve yakınlarının problemlerine ilişkin çözüm yöntemlerinin geliştirilmesi amacıyla Meclis araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin TBMM kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.

    Buna göre, ALS, SMA, DMD, MS hastalıklarında ve kesin tedavisi bilinmeyen diğer hastalıklarda uygulanan tedavi ve bakım yöntemleri ile bu hastalıklara sahip kişiler ve yakınlarının yaşadıkları sorunların ve çözümlerinin belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İçtüzük’ün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına karar verildi.

    Söz konusu karara göre, 12 üyeden oluşacak komisyonun çalışma süreleri başkan, başkanvekili, sözcü ve katip seçimi tarihinden başlamak üzere 3 ay olarak belirlendi. Komisyon üyeleri gerektiğinde Ankara dışında da çalışabilecek.

  • Norovirüs nedir? Norovirüs enfeksiyonu hakkında detaylar

    Şebeke suları, yiyecek ve içecekler aracılığıyla bulaşan Norovirüs nedir? İnsandan insana temasla da bulaşabilmektedir. Virüs bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal belirtileri ile seyretmekte ve hastalar yeterli sıvı alımı ve istirahat ile kendi kendine 3-4 gün içerisinde düzelebilmektedir. İşte, Norovirüs hakkında detaylar…

    Tüm dünyada erişkin ve çocuklarda görülen ishallerin önemli bir kısmından norovirüs sorumludur. Hastalık bütün yıl boyunca görülebilir ve her yaştan kişiyi etkileyebilmektedir. İshal şikâyeti ile hekime başvuran erişkinlerin yaklaşık %20’sinden norovirusler sorumludur. Norovirusler aynı zamanda virüslerden kaynaklanan ishal salgınlarının %60-95’ini oluşturmaktadır.

    Norovirüs Nedir? Nasıl Bulaşır?

    Esas bulaş ağız-dışkı yoluyla olup kusmukla da olabilir. Bulaşma sıklıkla yuvalarda, göçmen kamplarında, tatil yapılan kamplarda, hastanelerde, okullarda, restoranlarda, gemilerde, askeri birliklerde ve aile içi bireylerde görülmekte ve bu gruplarda salgınlar yapabilmektedir. Norovirus salgınları genellikle, kişiden kişiye temas (%35), kontamine su (içme suyu, havuz suları, göl suları, buz küpleri) ve gıda (midye, istiridye gibi kabuklu deniz hayvanları, salatalar, dondurma, soğuk yiyecekler, sandviç, taze sebze ve meyveler) ile oluşmaktadır. Virüsün ısı ve klorlamaya nispeten dirençli olması su ve gıdayla bulaşmasını kolaylaştırmaktadır. Virüsün dışkıyla atılımı uzun süre (>3 hafta) devam etmekte olup ilk 24- 48 saatte atılımı en üst düzeydedir.

    Norovirüs Nedir? Belirtileri Nelerdir?

    Kuluçka süresi 18-72 saattir. Hastaların çoğunda ilk olarak bulantının eşlik ettiği ani başlaya karın ağrısı görülür. Genel olarak ishal ve kusma beraber bulunur. Hastada günde 4-8 kez, kansız, mukussuz orta miktarda dışkılama görülür. Hastaların yarısında hafif dereceli bir ateş (37.50C) olabilir. Sıklıkla karın ve kas ağrısı, baş ağrısı, keyifsizlik, halsizlik olabilir. Klinik belirtiler 24-72 saat devam eder. Küçük çocuklarda, yaşlılarda, bağışıklık yetmezliğinde daha çok semptomatik enfeksiyon ve kronik ishale neden olabilir.

    Tanısı Nasıl Konur?

    Hastalardan alınan dışkı ve kusmuk örneklerinin mikrobiyolojik olarak incelemesi yöntemi ile tanı konulur.

    Tedavisi Nasıldır?

    Genellikle kendiliğinden iyileşir. Ciddi kusma ve ishal gelişen olgularda parenteral (damar yolu) sıvı verilmesi gerekebilir.

    Korunma Yolları Nelerdir?

    Gıda, su, kişisel temaslar ve çevresel yüzeyler aracılıyla kolay bulaşma olduğundan norovirüs ile ilişkili salgınların kontrolü güç olur. Su ve gıda kaynaklarının kontamine olmasını önleyici önlemler alınmalı, su kaynağına yüksek klor konsantrasyonları uygulanmalıdır. Hasta eğer hastanede ise çıkartıları ile temas eden sağlık personeli eldiven kullanmalı, temas sonrası hijyenik el yıkama yapılmalıdır. Kontamine çevre %5-10 oranında sulandırılan çamaşır suyu ile temizlenmelidir.

    Norovirüslerin değişik antijenik tipleri olması ve bağışıklık uzun sürmemesi nedeni ile henüz geliştirilmiş bir aşısı yoktur.

    Kimler Riskli Gruptadır?

    Hamile ve emziren kişilerin hasta olması durumunda derhal hekime başvurmaları, hekim onayı olmadıkça ilaç almamaları gerekmektedir.

  • İlaç yazmayınca hastaneyi bastılar

    Olay, dün Sundura Mahallesi’ndeki Hopa Devlet Hastanesi’nde meydana geldi. Mide bulantısı ve kusma şikâyetiyle hastaneye gelen hasta, görevli Dr. Mehmet Özer Özduman tarafından muayene edildi. Dr. Özduman, muayenede tahlil sonuçlarında da bir bulguya rastlamadığı hastasına, ilaç yazmaya gerek görmedi, evde istirahat etmesi önerisinde bulundu. Bunun üzerine hastaneden ayrılarak evine giden hasta, durumu yakınlarına anlattı. Doktorun ilaç yazmamasına öfkelenen hasta yakınları hastaneye gelerek, ilgilenmediğini öne sürdüğü Genel Cerrah Dr. Mehmet Özer Özduman’ı darbetti. Saldırıda yaralanan Dr. Özduman, darp raporu alarak hasta yakını 2 kişi hakkında şikâyette bulundu. Şikâyet üzerine polis ekipleri hasta yakınları O.T. ve E.T.’yi gözaltına aldı. Şüpheliler sorgulanmak üzere, ilçe polis merkezine götürüldü.

    HASTANE ÇALIŞANLARINDAN TEPKİ 

    Hopa Devlet Hastanesi Başhekimi Ersin Böcü ve hastane çalışanları meslektaşlarının poliklinik hizmeti verdiği sırada darp edildiğini belirterek, yapılan saldırıyı kınadı. Darp edilen Özduman’ın muayene odası kapısına siyah kurdele bırakan sağlık çalışanları saldırıyı kınarken, başhekim Ersin Böcü de, olayın takipçisi olacaklarını belirtti. Böcü, “Sağlık sektörü saygıyı, sevgiyi, özveriyi ve şefkati içinde barındıran büyük bir hizmet sektörüdür. Sağlık hizmeti veren çalışanların maruz kaldıkları sözlü ve fiziki terörün hoşgörüyle karşılanması mümkün değildir. Vatandaşlarımıza yardımcı olmak, hayatlarını kurtarmak için büyük fedakârlıklarla gece gündüz demeden gayret gösteren sağlık çalışanlarımıza yönelik hastanemizde dün bir çirkin saldırı gerçekleşti. Meslektaşımız hizmet verdiği sırada, iki tane insanlıktan nasibini almamış sağlık teröristi tarafından fiziki saldırıya uğramış, darp edilmiştir. Mahkemelerimiz tarafından hak ettikleri cezayı alacaklarına inanıyoruz. Sağlık çalışanlarına şiddet gittikçe büyüyor. Artık el ele verip tüm şiddeti kınama zamanı. Çünkü biz önce insanız. Sizinle hüzünlenir, sizinle güleriz. Sizden biri olan sağlık çalışanlarına sahip çıkın” dedi.

    Bu arada birçok kişi de ellerindeki ‘Sağlıkta şiddete hayır’ yazılı dövizle yapılan saldırıyı protesto etti.

  • 2019 Ocak Ayında 43 Kadın Cinayeti İşlendi

    2019 yılının ocak ayında 43 kadın öldürüldü.

    43 kadının 7’si gölde, çayda veya ormanlık alanda toprağa gömülü halde öldürülmüş ve hatta parçalara ayrılmış bir şekilde bulundu.

    Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun derlediği verilere göre, bu ay işlenen kadın cinayetlerinin 10’u şüpheli ölüm olarak kaydedilirken, 18 kadının neden öldürüldüğü tespit edilemedi ve 13’ü kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü.

    İllere göre Ocak ayının kadın cinayetleri verileri ise şöyle:

    Adanada 4, İstanbul 3, Eskişehir 3, Ankara 2, Bursa 2, İzmir 2, Konya 2, Hatay 2, Malatya 2, Edirne 2,Bartın 1, Burdur 1, Denizli 1, Düzce 1, Kayseri 1, Kırşehir 1, Kocaeli 1, Kütahya 1, Manisa 1, Muğla 1, Mersin 1, Ordu 1, Osmaniye 1,Sakarya 1, Şanlıurfa 1,Trabzon 1, Zonguldak 1.

    Ocak ayında öldürülen kadınların 40’ının koruma kararının olup olmadığı bilinmezken; 1’inin uzaklaştırma kararının olduğu biliniyor. 1 kadın için ise herhangi bir koruma veya uzaklaştırma kararı bulunmuyor.

    Öldürülen kadınların 12‘sinin çocuğu vardı, 2’si hamileydi.

  • Cinsel istismar sanığı tahliye oldu, 7 yaşındaki çocuk korkusunu günlüğüne yazdı

    Olay, 26 Mart 2016 tarihinde Kartepe’de meydana geldi. Evinin önünde oyun oynayan Z.D, annesi A.D.’nin ellerini yıkamak için eve girdiği sırada kayboldu. Ailenin polise başvurması ile polis ekipleri ve komşuları küçük kızı aramaya başladı. Sokakta oynayan diğer çocukların anlattıkları üzerine yapılan arama çalışmalarında Z.D. bir marangozhaneden çıkarken bulundu. Küçük kız ailesine Hasan G.’nin kendisini marangoz atölyesine götürdüğünü, burada yaşadığı olayı anlattı.

    Yapılan doktor kontrolünde Z.D.’nin cinsel istismara uğradığının belirlenmesi ve ailenin şikayeti üzerine hakkında yakalama kararı çıkarılan Hasan G., 1 Nisan günü gizlendiği yerde yakalanarak gözaltına alındı. Hasan G. hakkında ‘çocuğun cinsel istismarı’ suçundan Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılırken 10 yıl hapis cezası verildi. Hasan G.’nin sabıkasız geçmişi, cezasının geleceği üzerindeki olası etkileri değerlendirilerek cezası 8 yıl 4 aya indirildi. Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin Hasan G. hakkında verilen kararı bozdu.

    4 Şubat günü İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi’nde görülen duruşmaya V.D., eşi A.D. ve kızları Z.D. ve avukatlar katıldı. Duruşmada dosyadaki ifadeler, tanık beyanları, tüm delil ve raporlar yeniden incelendi

    ‘AİLESİ ŞİKAYETTEN VAZGEÇMEMİZ KONUSUNDA TALEPTE BULUNDU’

    Z.D.’nin annesi A.D. dosyada bulunan ifadesinde olay günü ellerini yıkayıp aşağıya indiği sırada kızının olmadığını fark ettiğini söyleyerek, “Panik oldum. Aramaya başladık. Bir süre sonra telaşla ne kadar olduğunu hatırlamıyorum kızımın caminin bulunduğu yerden bana doğru geldiğini gördüm. Nerede olduğunu sorduğumda Hasan’ın çağırdığını, önce benden korktuğundan gitmek istemediğini, tekrar çağırınca gittiğini, ‘Sana bir şey vereceğim’ dediğini, daha sonra küçük kulübe gibi bir yere kendisini soktuğunu, kıyafetlerini çıkardığını, gitmek istemesine rağmen bırakmadığını ve istismarda bulunduğunu söyledi. Bunları anlattığı sırada komşularımız da vardı. Ben polisi aradım. Şikayetçiyim. Sanığın ailesi bana gelip şikayetten vazgeçmemiz konusunda talepte bulundular. Aynı şekilde tanıklara da gitmişler” diye ifade verdi.

    Z.D.’nin babası V.D. kızının olaydan sonra psikolojisinin zarar gördüğünü söyleyerek, “Kızım olayda sonra gece yatarken bağırarak uyanmaya başladı, ‘Baba neredesin?’ diye bağırıp uyanıyor” dedi.

    ‘ÜZERİNİ TEMİZLERKEN DOKUNDUM’

    Sanık Hasan G. savunmasında suçlamaları kabul etmeyerek, “Ben çalışırken çocuk dükkanın önünde oynuyordu. Bir anda içeriye girdi. Ben makinelere yaklaşmasın diye kenara çektim. Yüz üstü düştü, bende kaldırıp üzerini temizledim. Gönderdim evine. Eve gitti geri geldi. Annesi ‘Kızıma ne yaptın?’ deyince olayı anlattım. Çok üzerime gelince korkup kaçtım. Ben üzerini temizlerken her yerini temizledim. Vücuduna dokunmam olmuştur ancak ben eteğini falan çıkartmadım, iç çamaşırını indirmedim. Dükkanda en fazla 5 dakika kalmıştır. Kendileri ile husumetimiz yok. Neden böyle iftira attıklarını bilmiyorum” dedi.

    SAVUNMASININ SUÇTAN KURTULMAYA YÖNELİK OLDUĞU BELİRTİLDİ

    Mahkeme kararını şu şekilde açıkladı:
    “Dairemizde yapılan yargılamada toplanan deliller, sanığın savunmaları, mağdurun aşamalardaki anlatımları, tutanaklar, tanık beyanları, doktor ve adli tıp kurumu raporları, polis tutanakları ve tüm dosya kapsamında incelenmesi ile delillerin değerlendirilmesi neticesinde, mağdur 2009 doğumlu olup suç tarihinde 7 yaşındadır. Sanık ile gerek kendisinin gerek ise ailesinin olay öncesi bir husumeti bulunmamaktadır. Dolayısı ile sanığa iftira atmasını gerektirecek bir durumu bulunmamaktadır. Mağdurun yaşı itibariyle bir olayı kurgulayıp bu kurguyu uzun süre devam ettirecek durumu bilimsel olarak bulunmamaktadır. Mağdur olayları ayrıntılı olarak anlatmaktadır. Sanık savunmalarında olay günü sokakta oynayan mağdurun birden çalıştığı dükkanın içine girdiğini, makinelere doğru giderken düştüğünü, kendisinin de onu kaldırıp üzeri tozlandığı için silkeleyip gönderdiğini, sonradan da böyle bir iddia ile karşı karşıya kaldığını beyan ederek olayı kabul etmiş ve fakat suçlamaları reddetmiştir.

    Mağdur ve olayın hemen sonrasında sıcağa sıcağına annesine ve yanındaki komşularına olayın nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak anlatmıştır. Tanıklar bunu doğrulamışlardır. Mağdur belirtildiği gibi yaşı itibariyle olmayan bir cinsel eylem hakkında hayal ürünü anlatımlarda bulunması hayatın olağan akışı içerisinde makul değildir. Mağdurun sanığın atölyesi ile ilgili detay içeren beyanları ile eylemin oluş şekli ile ilgili beyanlarının ailesinden korkarak uydurabileceği şeyler olmadığı, olayı değişik vesilelerle birkaç kez anlatmasına rağmen ifadelerinde çelişki bulunmaması hususları tüm dosya kapsamında birlikte değerlendirildiğinde sanığın oluşu açıklanan eyleminin ve bu eylemi ile ortaya çıkan suçunun sabit olduğu savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik bulunduğu anlaşılmış, bu sebeple savunmaya itibar edilmeyerek subut bulan suçundan dolayı cezalandırılmasına karar verilmiştir.

    Sanığın, belirlenen ve gerçekleşen suçundan dolayı ceza tayin edilirken suçunu işlenişindeki özellikler dikkate alınarak, asgari hadden hüküm kurulmuş sabıkasız geçmişi cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri sanık lehine indirim sebebi kabul edilmiş, tayin edilen hapis cezasından dolayı hak yoksunluklarına hükmedilmiş ve yapılıp bitirilen açık yargılama sonunda sanığın sabit olan suçlarından dolayı cezalandırması sonucuna varılarak, Yargıtay bozma kararına uyularak hüküm kurulmuştur.

    Yargıtay 14. Ceza Dairesinin bozma ilamına uygulanmasına, sanık Hasan G.’nin 15 yaşından küçük olan mağdur Z.D.’ye karşı basit cinsel istismarda bulunduğu sabit olmakla eylemine uyan, suç tarihinde yürürlükte olan ve lehine olan 6545 sayılı yasa ile değişiklikten sonraki TCK 103/1-a maddesi yollaması ile TCK’nın 103/1-1 cümle maddesi uyarınca sanığın kastı, suç işleme şekli dikkate alınarak 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın suçu işledikten sonra yargılama süresince göstermiş olduğu olumlu tutum ve davranışları lehine takdiri indirim sebebi kabul edilerek cezasının 1/6 oranında indirim sonucu 6 yıl 8 ay hapis ceza ile cezalandırılmasına, sanığın tutuklu kaldığı süre gözönüne alınarak tahliyesine…”

    GÜNLÜĞÜNDEKİ YAZISI ÇOCUĞUN KORKUSUNU GÖSTERDİ

    Hasan G., tahliye olmasının ardından Z.D.’nin yaşadığı mahalleye geri döndü. Şu an 10 yaşında olan Z.D.’nin günlüğüne yazdığı, daha sonra yırttığı sayfa annesinin dikkatini çekti. Z.D.’nin günlüğüne ‘Bugün şubatın 6’sı. Bugün o çıktı, yani sesi, çok çok korkuyorum ama anneme söylemiyorum’ yazdığı görüldü.

  • Sedat Peker ‘silahlanın’ çağrısı nedeniyle ifade verdi

    Demirören Haber Ajansı’nın (DHA) haberine göre, Peker ifadesinde “Konuşmamın arkasındayım” dedi.

    Organize suç örgütü liderliğinden daha önce hüküm giyen Sedat Peker, açılışta 31 Mart Yerel Seçimleri’nde AKP ve MHP’ye destek çağrısı yaparak, dinleyicilere şöyle seslenmişti:

    “Şimdiden seçimlerde YSK’yi tanımadıklarını söylüyorlar, seçim sonucuna göre insanları, partililerini sokaklara dökecekler. Bunun amacı terör örgütleri mensuplarının da o partililerin arasına katılıp ülkeyi yakmaları ve yıkmalarıdır. Polisimiz, askerimiz güçlüdür ancak bu ülkenin evlatları da bu ülkenin sokaklarını koruyacaklar. Bu sebeple imkânı olanlar ruhsatlı silahlar, av tüfekleri alsınlar, mutlaka hazırlıklı olsunlar.”

  • Cezaevinden mektup yazıp kendisini yakalayan polislerden yardım istedi

    Kayseri’de, ‘hırsızlık’ suçundan cezaevinde yatan Yunus Garip (28),kendisini yakalayan polislere mektup göndererek, ihtiyaçlarının giderilmesi için yardım istedi. Polisler, aralarında para toplayıp, Yunus Garip’in istediği eşofman, terlik, takım elbise, bot, spor ayakkabı ve tespihi alıp cezaevi yönetimine teslim etti.

    POLİSLERE MEKTUP GÖNDERDİ

    DHA’nın haberine göre, kentte 15 yaşından itibaren hırsızlık yapmaya başlayan Yunus Garip, 70’e yakın hırsızlık olayına karıştı. Daha çok kamyon ve otobüs çalan ve birçok kez yakalanan Yunus Garip, birçok dosyasının birleştirildiği mahkemede ‘hırsızlık’ suçundan 35 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bir süredir cezaevinde yatan Yunus Garip, kendisini yakalayan İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Oto Hırsızlık Büro Amirliği’nde görevli polislere mektup gönderdi.

    “SENDEN BUNU YAPMANI BEKLİYORUM”

    “Ağabey ‘5-6 ay yatar, çıkarsın’ diyordun, 35 yıl yatar cezam var” diyerek mektubuna başlayan Yunus Garip, şöyle devam etti: “Beni tanıyan herkesin ellerinden öperim. Senden ricam bana annem de para göndermiyor. Benim de aklıma sen geldin. Senden bunu bana yapmanı bekliyorum, bu malzemenin öncelikle sıfır olması lazım. Yoksa cezaevine almıyorlar. Ağabey şimdiden Allah senden ve diğer ağabeylerden razı olsun. Bana bunları gönderirsen sevinirim; XXXL beden eşofman takımı, 43-44 numara terlik, 59 beden takım elbise, 43-44 numara bot, üç hilalli ve ay yıldızlı tespih, 44 numara normal ve spor ayakkabı. Başka da bir şey istemiyorum. Bu mektup eline geçer geçmez cevap yazarsan sevinirim. Bir de para lazım. İhtiyaçlarımı alamıyorum. Şöyle 350-400 TL olursa tamam. Bütün ihtiyaçlarımı alırım. Bir daha da ihtiyacım kalmaz. Ağabey beni bütün tanıyanlara selam söyle. Sizden cevap bekliyorum. Sizi seven kardeşiniz Yunus, namıdiğer otobüsçü Yunus.”

    YARDIM TALEBİ KARŞILANDI

    Oto Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, Yunus G.’nin yardım talebini geri çevirmedi. Aralarında para toplayan polisler, mektupta yer alan ihtiyaçları alıp Yunus G.’ye teslim edilmek üzere cezaevi yönetimine verdi.

  • Bu da oldu! Misafirliğe gelen ablasının evine gitti ve…

    Adana’nın Seyhan ilçesi İstiklal Mahallesi’nde yaşayan Esma Hatib, eşi Mustafa Najjar ile kardeşi Ahmed Hatib‘in evine misafirliğe gitti. Evine döndüğünde yatak odasındaki dolapta bulunan 80 bin lira değerindeki altın kolye, bilezik, küpe, yüzük ve bilekliklerinin çalındığını fark etti.

    İhbar üzerine olay yerine gönderilen Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, evin kapısında zorlama olmadığını belirledi. Bunun üzerine aile bireyleriyle görüşen polis, Esma Hatib’in kardeşi Ahmed Hatib’in hareketlerinden şüphelenerek gözaltına aldı.

    Ekipler, kendisine misafirliğe gelen Esma Hatib’in çantasından anahtarlarını alan Ahmed Hatib’in, eve giderek altınları aldığı, daha sonra bir arkadaşına bırakarak tekrar evine döndüğünü saptadı.

    Altınları bırakıldığı yerden alan polis, emniyetteki işlemlerinin ardından şüpheliyi adliyeye sevk etti.

    Zanlı, çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı.

    Polis ekipleri, altınları Esma Hatib’e teslim etti.