Blog

  • ‘Varroa’ alarmı! Ölümler yüzde 40’a yükseldi

    Arı, kovan sayısı ve bal üretimi açısından dünyanın ilk sıralarında yer alan Türkiye, bu dönemde varroa mücadele ediyor. Samsun İli Arı Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Rasim Kaplan, Türkiye’de varroa ve diğer parazitlere dayalı ölümlerin geçtiğimiz yıllara oranla oldukça fazla belirterek, 8 milyon kovandan 2 milyonunun yok olduğunu ileri sürdü. Kaplan, arıcıların kaybolan arıların yerine yeni koloniler oluşturması gerektiğini vurguladı.

    “VARROA, TÜRKİYE’YE AVRUPA’DAN GELDİ”

    Varroanın Türkiye’ye Trakya üzerinden Avrupa’dan geldiğini anlatan Rasim Kaplan, “1960’lı yıllarda Avrupa’da görülen varroa, 1978 yılından itibaren Trakya’nın batısından ülkemize geldi. Bu zamana kadar da ülkemizin her yerine yayıldı. Türkiye coğrafyası göçer arıcılığa çok müsait bir yer. Arıcılar, doğu-batı, kuzey-güney istikametinde göç ediyorlar. Gezginci arıcılık olduğu sürece bu parazitler diğer arılara da geçiyor. Samsun’un iç bölgeleri dediğimiz Ayvacık, Asarcık, Kavak, Vezirköprü, Havza ve Ladik’te arı ölümleri yüzde 50’ye yaklaştı. Diğer bölgelerde de yüzde 30 oranında arı ölümleri var. Numunelerden alınan verilere göre arı ölümlerinin büyük sebebinin varroa olduğu anlaşılıyor. Veteriner Kontrol Enstitüsü vasıtasıyla arı ölümlerini araştırdığımızda ölümlerin varroa ağırlıklı olduğunu gördük. İlgili hocalara oran nedir diye sorduğumuzda, bir arıda 6-7 tane arı biti olduğunu ve bu zamana kadar bu kadar fazla bir varroa oranı görmediklerini söylediler” dedi.

    “ARI ÖLÜMLERİ İLK ÖNCE DOĞU VE GÜNEYDAOĞI İLLERİNDE GÖRÜLDÜ”

    Arı ölümlerinin incelendiğinde varroa dayalı olduğunun anlaşıldığının altını çizen Kaplan, “Varroa özellikle yeni doğan erkek arıların kapalı gözlerinde kuluçka ediyorlar. Bu parazitler, arıların sırtına konarak, arıları emiyorlar. Bir arı gözünde 6-7 tane arı biti olunca, o kovanın çıkma şansı kalmıyor. Geriden genç arılar gelmediği için kovan, döngüsünü sağlayamıyor. Bu sıkıntı Türkiye genelinde yaşanıyor. Mevsimsel bir sıkıntı olabilir. İlk arı ölümleri haberi Doğu ve Güneydoğu illerinden geldi. Bunun ardından 3 üniversite hocamızı Malatya, Bingöl, Elazığ ve Tunceli’de görevlendirdik. Hocalarımız oralardan aldıkları örnekleri laboratuvarlarında incelediklerinde sonucun varroa yüzünden olduğunu belirttiler” diye konuştu.

    “ÇÖZÜM, TOPLU VE BİLİNÇLİ İLAÇLAMA”

    Varroadan kurtulmak için toplu ilaçlama ve arı çoğaltılmasının şart olduğunu ifade eden Rasim Kaplan, şunları söyledi:

    “Varroa ve diğer parazitlerden kurtulmanın en önemli yolu toplu ilaçlamadır. Arıcılar sadece kendi kolonilerini ilaçlasa bile arıları 1 km ilerideki başka kolonideki arılarla karşılaştığında diğer arılardan paraziti alıp, kendi kovanlarına taşıyorlar. Sadece kendi kovanlarınızı ilaçlamanız sadece birkaç günlük çözüm sunar. Türkiye’deki bütün kovanlar ilaçlanırsa, arı kayıplarında yüzde 80 başarı sağlarız diye düşünüyorum. Böylece ölen arı sayımızın azalacağını düşünmüyorum. Şu anda varroa ile mücadele çalışmaları yapılıyor. Daha kış ayından tam çıkmadan 8 milyon kovan varlığından yaklaşık 2 milyonu arı biti ya da diğer parazitler yüzünden yok oldu. Arıcılarımız yeni arılar üreterek bu sorunun üstesinden gelmelidir. Arılarını bölerek, oğul alarak kaybolan kolonilerini yerine getirmeleri gerekiyor. Arıcılarımız, yanlış ilaçlama yapmasınlar. İlaçlama yapmak isteyen vatandaşlar, Tarım ve Orman İl-İlçe Müdürlüklerinden yardım istesinler.”

  • Polis, 3 yıl önce öldürülen kızın faillerini rujdan yakaladı

    Samsun’da öldürülüp fındık bahçesinde yabani hayvanlar tarafından parçalanmış olarak yaklaşık 3 yıl önce cesedi bulunan 16 yaşındaki kızın öldürülmesiyle ilgili polisin yaptığı araştırmada 1’i kadın 4 zanlı yakalanarak gözaltına alındı.
    2016 MAYIS’TA KAYBOLDU

    Olay, Samsun’un Çarşamba ilçesinin Acıklı Mahallesi’ndeki jandarma sorumluluk bölgesinde yaklaşık 3 yıl önce meydana geldi. İHA’nın haberine göre, 16 yaşındaki Zekiye Keskin, 8 Mayıs 2016 tarihinde kayıplara karıştı ve annesi Gülizar Keskin 3 gün sonra kızının kayıp olduğuna dair jandarmaya kayıp başvurusunda bulundu.

    ANNE ACISINA DAYANAMADI

    Anne Gülizar Keskin de kızının kayıp olmasının ardından bir ay sonra da hayatını kaybetti. Zekiye Keskin’in cesedi ise yabani hayvanlarca parçalanmış şekilde olaydan yaklaşık 3 ay sonra 6 Ağustos 2016 tarihinde bahçe sahibi tarafından bulundu.

    DOSYA JANDARMADAN POLİSE GEÇTİ

    Kesin ölüm nedeni tespit edilemeyen Zekiye Keskin’in ölümü faili meçhul kaldı. Çarşamba Cumhuriyet Başsavcılığı faili meçhul cinayet dosyasını jandarmadan alarak Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Bürosu ekiplerine teslim etti.

    YENİDEN SORUŞTURMA BAŞLATILDI

    Cinayet Bürosu ekipleri, 2018 Ekim ayında dosyayı teslim alarak olayla ilgili soruşturma başlattı. Çok sayıda kişinin kan örnekleri alındı. Öldürülen kızın çantasında bulunan rujunda ise bir erkeğe ait DNA örneği tespit edildi.

    POLİS 5 ŞÜPHELİ TESPİT ETTİ

    Cinayet Bürosunda kurulan özel ekip yaptıkları araştırma, teknik ve fiziki takip sonucu Zekiye Keskin’in ölümüyle ilgili Y.D.’yi (36) Samsun’un Çarşamba ilçesinde, F.D.’yi (34) Ayvacık ilçesinde ve E.A. (30) adlı kadını ise Ordu’nun Altınordu ilçesinde yakalayarak gözaltına aldı. Olayla bağlantıları olan Y.E.I.’nin (24) hırsızlık suçundan Samsun Emniyet Müdürlüğünde gözaltında bulunduğu ve Ü.K. isimli şahsın da başka bir suçtan Erzincan cezaevinde hükümlü olduğu ortaya çıktı.

    ŞÜPHELİLER ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

    Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Bürosundaki sorgulanmaları tamamlanan Y.D., F.D. ve E.A. adlı kadın ‘cinayet ve suç delillerini gizlemek’ suçlarından Çarşamba Adliyesine sevk edildi. Olayla bağlantısı olup hırsızlık suçundan gözaltında bulunan Y.E.I.’nın ise hem hırsızlık hem de cinayet olayıyla ilgili yarın Çarşamba Adliyesine sevk edileceği öğrenildi.

  • Türk aday, Hollanda yakışılılık yarışmasında finale kaldı!

    Misters of The Netherlands 2019 yarışmasında yine bir Türk finale kaldı. Geçtiğimiz yıl Luca Derin’in kazandığı güzellik yarışmasına bu yıl 23 yaşındaki Türk asıllı Mert Açıkel katıldı. Finale kalan Açıkel, Hollanda’daki Türklerin desteğini bekliyor. Hollanda’da doğan, aslen Ankaralı bir genç olan Mert Açıkel, şu anda eğitimini tamamlamaya çalışıyor. Mert, mankenlik tekliflerini de değerlendirdiğini ifade ediyor. Kariyerin, mankenlik üstüne kurmak istediğini söyleyen Açıkel, “Tabi ki de oyunculuğu düşünmek istiyorum, ama şu an benim için asıl hedef bu platformda yükselmek” dedi. “Kendini güzel buluyor musun?” sorusuna çok mütevazı cevap veren Açıkel, “İnsan kendisi hakkında fazla konuşmak istemez ama insanlar yakışıklı olduğumu söylüyor. Ama her insanın farklı zevkleri vardır” ifadesini kullandı.

     

    Rotterdam’da gerçekleşecek olan finallerde kazananlar, halk oylaması ve jüri kararı ile belirlenecek. Finalde birinci ve ikinci olan yarışmacılar, uluslararası platformda yarışacak.

  • Çöken binada 45 saat sonra gelen mucize!

    İstanbul Kartal’da 6 Şubat Çarşamba günü çöken 8 katlı binanın enkazında arama ve kurtarma çalışmaları 45. saatte devam ediyor.

    Bankalar Caddesi Sema Sokak’ta çöken binanın üst kısımlarındaki beton parçaları vinç yardımıyla kaldırılırken, bazıları da kesiliyor. İtfaiye ekipleri ve ambulansların hazır bulunduğu sokakta, çeşitli arama kurtarma ekipleri de bekliyor.

    Enkaz altından bir kişinin sesinin duyulduğunun belirtilmesi üzerine ekipler çalışmalarını bu alana yoğunlaştırdı. Şeyma Kambur ile irtibat kurulduğu belirtiliyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 16 yaşındaki bir gencin enkazdan sağ çıkarıldığını söyledi.

  • Zeybekci: Alkollü içki üretimini destekleyerek geldik

    AK Parti’nin İzmir adayı Nihat Zeybekci, Şirin Payzın’ın sorularını yanıtladı.

    Yaşam tarzı tartışmalarıyla İzmir’e haksızlık yapıldığını belirten Zeybekci, bunları ‘gericilik’ ve ‘yobazlık’ olarak nitelendirdi.

    Laik ve Atatürkçü seçmene de mesaj veren Zeybekci “Atatürk yüzde 25’lik bir partinin insafına mı kaldı, Atatürk anti-emperyalist duruşuyla bağımsızlığın sembolüdür, 82 milyonun kahramanıdır ama herkesin sevme şekli başkadır” dedi.

    Zeybekci, Şirin Payzın’ın “AK Parti’ye yönelik genel bir ön yargı var, şarap üretimine teşvik vermeyi düşünür müsünüz?” sorusunu “Alkollü içki üretimini destekleyerek geldik, hükümet olarak yerli içki üretimimizi, diğer ülkelerden ithal edilen ürünlerin üzerine koyduğumuz vergilerle koruyarak geldik” diye yanıtladı.

    Zeybekci, “Kürt seçmenin de belirleyici olduğu İzmir’de Kürt seçmene ne mesajınız var?” sorusuna da “Kürt vatandaşlarımızı bir kimlikle tanımlamak, ayrıştırmaktır” sözleriyle karşılık verdi.

    ‘HDP SEÇİMLERE GİREN LEGAL BİR PARTİDİR’

    Nihat Zeybekci, Payzın’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “HDP eşittir PKK” açıklamasının Kürt seçmen nezdinde sıkıntı yaratıp yaratmadığı sorusu üzerine, “HDP demokratik, seçimlere giren legal bir partidir. Ama terörü bir kez lanetlemeleri gerekir” ifadesini kullandı.

  • Şule Çet davasında yeni bilgiler… ‘Çok kötü şeyler oldu’

    Gazi Üniversitesi Tekstil Tasarımı öğrencisi Şule Çet, geçen yıl 29 Mayıs’ta sabaha karşı saat 04.00 sıralarında lüks plazanın 20’nci katından düşerek öldü. Olayın ardından Çağatay Aksu (34) ve Berk Akand (33) gözaltına alındı. Aksu ve Akand, ilk ifadelerinin ardından serbest bırakılırken daha sonra soruşturmanın derinleştirilmesiyle yeniden gözaltına alınarak tutuklandı. İddianamede Şule Çet’in cinsel saldırıya maruz kaldığı ve plazanın 20’nci katından atılarak öldürüldüğü belirtildi.

    HTS RAPORLARI DOSYADA

    Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde önceki gün ilk kez hakim karşısına çıkan ve ağırlaştırılmış müebbet ve 39 yıl hapis cezası istemiyle yargılanan sanıklar suçlamaları kabul etmedi. Olay gecesi sanıklar ve Şule Çet’e ait HTS raporları dosyaya girdi.

    Rapora göre Şule Çet, saat 00.19’da ev arkadaşı Lilia Thorine’ye ‘Allahım salmıyor’, saat 00.21’de ise ‘Biliyordum böyle olacağını s…. ya’ şeklinde mesaj attı. Çet, saat 01.47’de ev arkadaşına ‘Bırakmıyor’ mesajını gönderdi. Bu mesajdan sonra ev arkadaşı Çet’i aradı; ama Çet telefonunu açmadı ve mesajlarına cevap vermedi. HTS raporuna göre sanıklar ve Şule Çet, 01.48 ile 02.16 saatleri arasında telefon ve internet kullanmadı.

    SANIK AKAND: ‘ÇOK KÖTÜ ŞEYLER OLDU’

    Sanıklardan Berk Akand ise rapora göre, davanın tanıklarından Pınar T.’yi saat 02.16’da aradı. Berk Akand saat 02.16 ile 02.37 arasında Pınar T. ile yaklaşık 20 dakika konuştu. 02.39’da ise Akand, Pınar T.’ye ‘Çok kötü şeyler oldu, telefonu aç, bana geri dön’ mesajı attı. İkili arasındaki iletişim saat 02.48’e kadar sürdü.

    Şule Çet ise en son saat 02.45’te ev arkadaşına ‘Of analog’, ‘ağzıma s…. ağzıma, keşke gelmeseydim’ mesajlarını gönderdi.

    AVUKATIN İDDİASI: 01.48-02.16 ARASINDA TECAVÜZ

    Avukat Yıldırım’a göre tanık Pınar T., mahkemedeki ifadesinde 20 dakikalık konuşmayı açıklayamadı ve saat 01.30 dan sonraki mesajları görmediğini, sabah kalktığında mesajları gördüğünü söyledi. Avukat Yıldırım, bu durumun da saat 01.48 ile 02.16 arasında Şule Çet’e tecavüz edildiğini ve sanık Akand’ın kız arkadaşına attığı, ‘çok kötü şeyler oldu’ şeklindeki mesajın da bu olayı anlatmak için atıldığını ileri sürdü.

    Yıldırım ayrıca, Berk Akand’ın Çet’in ölümüyle ilgili bir dahli olup olmadığının netlik kazanmadığını, Çet’in sanık Çağatay Aksu tarafından öldürüldüğünün ise temizlik yaparak delilleri yok etmeye çalışması ve kendi hazırlattıkları raporda Çet’in Hyoid kemiğinin ‘dilin tutunduğu kemik’ kırık olmasının ispatladığını iddia etti.

    KENDİ HAZIRLATTIĞI RAPORU SUNDU

    Avukat Umur Yıldırım, davanın görüldüğü Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne, Mersin Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda görevli iki adli tıp uzmanına hazırlattıkları raporu da sundu. Avukat Yıldırım, bu rapora göre de Çet’in tecavüze uğradığını ve daha sonra öldürülüp 20’nci kattan atıldığının ortaya çıktığını iddia etti. Yıldırım, ayrıca polisin olay yerinde çektiği görüntülerde yer alan lavabodaki kan olduğunu tahmin ettikleri sıvıdan, ofiste yer alan çöplerden ve yerde bulunan lekelerden örnekler alınıp incelenmediğini ileri sürdü.

  • FETÖ’cü ‘Maceracı’nın yargılandığı davada flaş gelişme!

    Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca, Yeni hakkında hazırlanan  iddianameyi kabul eden Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık avukatının tahliye  talebine ilişkin tutukluluk değerlendirmesini yaptı.

    Mahkeme, sanığın üzerine atılı suç şüphesinin varlığını gösteren somut  delillerin bulunması, savunmaların alınmamış ve kanıtların henüz tamamen  toplanmamış olması gerekçesiyle tutukluluk halinin devamına karar verdi.

    Tahliye talebini reddeden mahkeme, yargılama yetkisinin suç yoğunluğu  ve sanığın ikametgah adresinin İstanbul’da olması nedeniyle, dava dosyasının  CMK’nin 12. maddesi gereğince “yetkisizlik” kararıyla İstanbul Adliyesine  gönderilmesine hükmetti.

    FETÖ SANIĞI “MACERACI”YA 15 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTEMİ

    İddianamede, FETÖ/PDY’nin medya yapılanmasına ilişkin soruşturma  kapsamında tutuklanan Murat Yeni’nin organik bağ kurarak örgüt adına sürekli,  çeşitli ve yoğun faaliyette bulunduğu gerekçesiyle “silahlı terör örgütüne üye  olmak” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi isteniyor.

  • Ceninden örnek alındı, istismar sanığı ‘dayı’ çıktı

    Erzurum Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü’nü 9 Ocak’ta telefonla arayan, isminin gizli kalmasını isteyen bir kişi, cezaevinde yatan İ.H.N.’nin 14 yaşındaki kızına bir kişinin istismarda bulunduğu ihbarında bulundu. İhbarcı kişi, ailenin de kızlarını öldüreceğini söyledi. Harekete geçen ekipler, istismar mağdurunun N.N. olduğunu tespit etti.

    Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma başlatıldı ve N.N. ile annesi G.N.’nin ifadesine başvuruldu. Çocuk İzleme Merkezi’nde dinlenen N.N., 10 yaşından bu yana dayısının istismarına uğradığını söyledi. N.N.’nin yapılan muayenesinde hamile olduğu ortaya çıktı. N.N.’nin annesinin de onayı ile Erzurum 2’nci Sulh Ceza Hakimliği’nden alınan karar doğrultusunda mağdurun gebeliği sonlandırıldı, ceninden moleküler genetik inceleme amacıyla parça alındı. Olayı öğrendikten sonra kaçan dayı M.İ., yakalanıp gözaltına alındı ve 17 Ocak 2018’de çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine kondu. M.İ., hakkında 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

    Dayısının ilk istismarına uğradığı dönemde durumu yengesine anlattığını ifade eden N.N., “Yengem beni ‘kızım halledeceğim, bakacağım’ diyerek geçiştirdi. Annem ve nineme anlattığını söyledi. Ben olacaklardan korktuğum için ilk olayı yalanladım ve inkâr ettim. Sanık bu şekilde defalarca eylemde bulundu, ancak sayısını hatırlayamıyorum. Daha sonra Telsizler’in oradaki eve taşındık. O evdeyken de ben sanığın bu eylemlerinden dolayı olayı kuzenime anlattım. En son olay yeni taşındığımız evde yaşandı. Bu olaydan sonra da sanık her fırsatını buldukça beni defalarca istismar etti. Ben korktuğum ve utandığım için olayı kimselere anlatamadım” diye konuştu.

    ‘İSTİSMARDA BULUNMADIM’

    G.N. kardeşinden şikayetçi olurken, suçlamaları kabul etmeyen M.İ. ise eniştesinin cezaevinde olduğu için kendisinin ablasının evinde kaldığını aktardı. M.İ., “Mağdurun iddia ettiği gibi kendisine nitelikli istismarda bulunmadım. Aramızda herhangi bir husumet yoktur. Niçin böyle bir şey söyledi bilemiyorum. Telsizler’in oradaki evde aynı odada yattığımız doğrudur, ancak odada mağdurun annesi, kardeşleri, ninesi de vardı” dedi.

    DNA İNCELEMESİ

    1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, geçen celse N.N.’nin Erzurum Adli Tıp Şube Müdürlüğü’ne sevk edilip, DNA incelemesi için kan örneği aldırılması istedi. Mağdura ait kan örneğinde moleküler genetik incelemesi yapılarak, elde edilecek DNA profilinin daha önce İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nin ön raporunda DNA’sı çıkarılan cenine ait örnek ile karşılaştırılarak ceninin anne ve babasının sanık ve mağdur olup olmadığı araştırıldı.

    RAPOR: YÜZDE 99,9 DAYI

    Erzurum 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde M.İ.’nin dün yargılanmasına devam edildi. İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan mahkemeye gönderilen DNA inceleme raporunda ceninden ve M.İ.’den alınan örneklerin eşleştiği belirtildi. Raporda, mahkeme kararıyla alınan ceninden alınan örnekle babasının yüzde 99,9 dayı M.İ. olduğuna vurgu yapıldı. Gelen rapor üzerine duruşma Cumhuriyet Savcısı Ekrem Şakar, mahkemeye sunduğu mütalaada, M.İ.’nin  ‘zincirleme şekilde cebir ve şiddet kullanmak suretiyle çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçundan 30 yıla kadar hapsini istedi. Duruşma sanık avukatının esas hakkındaki savunmasını hazırlaması için süre verilerek ertelendi.

  • İkinci El Araç Alanlara Kritik Uyarı! “Binlerce Lira Masrafa Girmeyin”

    Bursa Oto Galericiler Odası Başkanı Hakan Yanık, ikinci el araç alırken aracın mekanik, elektronik ve kaportasındaki arıza ve değişiklikleri tespit edebilmek için başvurulan ve Nisan 2019’dan itibaren zorunlu hale gelecek olan ekspertiz testleri hakkında bilgiler verdi. Piyasada dyno test olarak bilinen, aracın sabit dururken saatte 200 kilometrenin üzerinde hızlara çıkarıldığı, motor performansının ölçülüp raporlandığı işlemin araçlara zarar verdiğini savunan Yanık, “Araba silindirin üzerine getirilerek motor testi yapılıyor. Araç saatte 200 kilometre hıza çıkarılarak bilgisayardan bir veri elde ediliyor. Bu aldığınız verilerle motorun gücünün veya ömrünün ne olduğunu tespit ettiği sanılıyor. Oysa ki yapılan performans testi araçların güç üretip üretmediğine yönelik bir testtir. Hiçbir hükmü ve geçerliliği yoktur. Motorun ömrüyle ilgili hiçbir bilgi vermediği gibi sürat yapıldığı için motora, özellikle de otomatik vitesli araçlarda şanzımanlara ciddi anlamda zarar vermektedir” dedi.


    ‘OLDUĞU YERDE GAZA BASTIĞINIZDA MOTORDA HARARET, DİŞLİLERDE KIRILMA’

    Meydana gelebilecek hasarlar hakkında da bilgiler veren Yanık, “Araç yol kat etmeden merdane üzerinde dönmekte. Daha sonra bu arabayı durdurmanız gerekiyor. Araç merdane üzerinde döndüğü için vitesi boşa alarak durdurmanız gerekiyor. Anında durdurmaya kalktığınız taktirde araç merdanelerden fırlayacaktır. Dolayısıyla merdane ve tekerlekler durana kadar araç boşta çalışmak zorunda kalıyor. Normalde araç seyir halindeyken gelen rüzgar hem radyatörü hem de motoru soğutuyor. Olduğu yerde gaza yüklendiğiniz zaman aracın hararet yapıp conta yakma ihtimali var. Öte yandan otomatik vitesli araçlarda araç, boş vitese atılıp kullanılmaz. Otomatik viteste güç testi yapılan araç boşa alınarak zamanla kendiliğinden durması bekleniyor. Bu sırada şanzıman yağlamayı kesiyor ve dişliler kendi kendine dönüyor. Dişliler kendi kendine döndüğü için sürtünmeden kaynaklı ya çatlama ya da kırılma meydana geliyor” diye konuştu.

    ‘3 BİN LİRADAN 35 BİN LİRAYA KADAR MASRAF’

    Yapılan performans testinin ardından meydana gelebilecek olası arızalar ve tamir fiyatları hakkında da açıklamalarda bulunan Yanık, “Standart, orta seviyede bir araç hararetten dolayı conta yakarsa 5 bin lira, bu araca motor yapılırsa 10-15 bin lira masraf çıkar. Lüks bir araç ise conta yakarsa 15 bin, motor yakarsa 35-40 bin lira civarında bir masraf çıkar. Şanzıman arızalarında ise ucu açık bir pazarlık vardır. Şanzıman tamirleri ya da değişimlerinde ise fiyatların aracın kalitesine göre 3 bin liradan başlayıp 20-25 bin liraya kadar çıktığı görülmüştür” dedi.


    ‘DYNO TESTİ ŞOV, SONUÇ RAKAMLARI HİLELİ’

    Bu risklere karşın performans testinin bir geçerliliği olmadığını, yanıltıcı olabileceğini belirten Yanık, “Ekspertizlerde yapılması gereken testler mekanik, kaporta, fren ve amortisör testleridir. Bunun dışında motorun ömrünü ölçen hiç bir cihaz yoktur. Motorun ömrü ancak deneyim ve tecrübelerle ölçülebilir. Bir aracın pistonlarının, segmanlarının, yataklarının ne kadar yıprandığını ölçen bir cihaz yoktur. Dyno bu işin reklam ve şov tarafıdır. Ciddi anlamda araçlara zarar verir. Elektronik aksama ve motora, şanzımana kimse garanti veremez. Özellikle ekspertiz zorunluluğu kanunu yürürlüğe girdiğinde ekspertizler de biz de mağdur olacağız. Çünkü motor kapalı bir kutu. Bunun içinİ kimse göremez. Motorun ne kadar ömrünün kaldığını ustalıkla hissiyat olarak söyleyebiliriz fakat performansına yüzde 70-80 gibi rakam vermek hiledir” diye konuştu.

  • Hangi parti kaç kadın aday gösterdi?

    Altınbaş Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Zeynep Banu Dalaman, Mart 2019 yerel seçimlerinde partilerin kadın adaylarıyla ilgili kapsamlı bir değerlendirme yaptı.

    Kadın adayların sayısının artması konusunda başlangıçta çok umutlu olduğunu belirten Dalaman, “Karar alma mekanizmalarında kadınların ağırlığı artmıştı. Fakat Genel Başkanı kadın olan İyi Parti’nin 29 ilde açıkladığı belediye başkan adayları arasında kadın aday bulunmuyor. Açıklanan 93 ilçe belediye başkan adayı içinde de sadece 4 kadın aday bulunuyor. Toplamda İyi Parti’nin 122 belediye başkanı adayından dördü kadın, 118’i erkek. Meral Akşener, ağırlığını ve farkını ortaya koyup daha fazla kadın adayı desteklemeliydi” şeklinde açıklamada bulundu.

    “KILIÇDAROĞLU’NUN AÇIKLAMASI TALİHSİZ”

    Zeynep Banu Dalaman, sosyal demokrat partiler CHP ve DSP için de şu değerlendirmeyi yaptı:

    “Bu iki partinin İstanbul il başkanlarının kadın olması, çok önemli bir kazanım. Üstüne üstlük CHP’nin yüzde 33 kadın kotası var. Buna rağmen, CHP’nin 51 ilde açıkladığı belediye başkan adaylarının sadece ikisi kadın. İlçelerde ise 785 belediye başkan adayı içinde kadınların sayısı sadece 39. İstanbul’un 39 ilçesinde sadece 1 kadın aday var. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kadınlar erkek aday öneriyor” açıklamasını çok talihsiz buluyorum. Bu CHP’nin içinde olduğu ataerkil zihniyetin, sosyal demokrat ilkelerden ne kadar uzak olduğunun göstergesidir. Kadınlar zaten siyasetin içinde erkekler ile yarışmaktan çekinirken, adaylık kavgaları içinde hırpalanma endişesi yaşarlarken gelen bu açıklama, endişelerinde haklı olduklarını gösteriyor. İstendiği kadar kota konsun, pozitif ayrımcılıktan bahsedilsin bunu uygulatacak mekanizmaları kurulmadığı sürece sistemin erkek egemen yapısı değişmez. DSP ise henüz adaylarını açıklamadı, umuyorum sosyal demokrat bir parti olarak kadın adayları dikkate alırlar.”

    HDP’nin eşbaşkanlık sisteminin birçok kadının seçilebilecek yerlerden aday olmasını sağladığını belirten Zeynep Banu Dalaman, “Ancak HDP’nin her il ve her ilçeden aday çıkarmaması bu oranı düşürdü” dedi.

    AK PARTİ’NİN KADIN ADAY ORANI YÜZDE 2,1

    Altınbaş Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Zeynep Banu Dalaman AK Parti’de ise kadın aday oranının yüzde 2,1 olduğu bilgisini verdi.