Blog

  • 3. kattan atlayan kız kardeşini eve çıkarıp boğdu

    Olay, 05 şubatta Kocaeli’nin İzmit ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, 20 yaşındaki bir genç kızın 3. kattan aşağı atlayarak intihar ettiği ihbarını alan sağlık ve polis ekipleri gittikleri evde Filistin uyruklu İsrail vatandaşı olan 20 yaşındaki Siwar Keblaw’ın hayatını kaybettiğini ve düştüğü yerde değil, eve taşındığını belirledi.

    Evde incelemelerde bulunan polis ekipleri, genç kızın odasının kapısının kırık ve ölen Keblaw’ın boğazında morluklar olduğunu tespit etti. Genç kızın öldürülmüş olabileceğinden şüphelenen Kocaeli Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olayın yaşandığı sitenin kamera kayıtlarını tek tek inceledi. Ekipler tarafından yapılan incelemelerde güvenlik kamerası tarafından kaydedilen görüntülerde genç kızın 2 kişi tarafından taşındığını gören ekipler, olay esnasında evde bulunan Siwar Keblaw’ın babası Y.K.’yı gözaltına aldı.

    BABASI İFADESİNDE OLAYIN İNTİHAR DEĞİL, TÖRE CİNAYETİ OLDUĞUNU İTİRAF ETTİ

    Kocaeli Emniyeti asayiş Şube Müdürlüğü’ne götürülen baba Y.K.’nın emniyette verdiği ifadesinde olayın intihar olmadığını itiraf ettiği öğrenildi. Baba Y.K.’nın emniyette verdiği ifadesinde 2 defa nişanlan kızının ilişkileri sebebi ile namus meselesi sebebi ile aile içerisinde tartışmaların başladığını ve bu sebepten dolayı İsrail’den kaçıp Türkiye’ye yerleştiklerini söylediği ve oğlu Z.K.’nın olay gecesi kendilerini ziyarete geldiğini söylediği öğrenildi. İfadesinde oğlu ile kızı arasında çıkan tartışma sonrasında kendisini odasına kilitleyen Siwar Keblaw’ın ağabeyinin kapıyı kırması sonrasında 3. Kattan aşağı atladığını iddia eden baba Y.K., daha sonra düştüğü yerden taşıyarak eve çıkarttıkları Siwar Keblaw’ı ağabeyinin boğarak öldürdüğünü itiraf ettiği ortaya çıktı.

    ELİ KANLI AĞABEY SAKLANDIĞI OTELDE YAKALANDI

    Baba Y.K.’nın ifadesi sonrasında harekete geçen Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Z.K.’nın tekrar geldiği hava yoluyla İsrail’e kaçabileceği ihtimali üzerine harekete geçti. Şahısın olaydan 1 gün sonra Sabiha Gökçen’den havalanacak olan uçakla İsrail’e kaçabileceğini değerlendiren ekipler, civardaki otelleri tek tek dolaşarak şahsın saklanmış olabileceği her yeri didik didik ardılar. Yapılan çalışmalar sonucunda şahsın kaldığı oteli tespit eden ekipler, düzenlenen operasyonla Z.K.’yı yakalayarak gözaltına aldı. Öte yandan şahsın yakalanma anı ise polis kamerasına saniye saniye yansıdı.

    BABA VE OĞLU İFADELERİNİN ARDINDAN ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

    Gözaltına alınan şahıslardan baba Y.K. emniyetteki ifadesinin ardından aynı gün Kocaeli Adliyesi’ne sevk edildi. Adliyedeki ifadesinin ardından hakim karşısına çıkartılan baba Y.K.’nin tutuklanarak cezaevine götürüldü. Kocaeli Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü’ne getirilen ağabey Z.K. ise ifadesinin ardından bu sabah Kocaeli Adliyesi’ne sevk edildi.

    BALKONDAN ATLADIĞI İDDİA EDİLEN GENÇ KIZI TEKRAR EVE ÇIKARMA ANLARI GÜVENLİK KAMERASINDA

    Öte yandan, 3. kattan atladığı iddia edilen genç kızın arkasından koşan baba ve oğlunun yaralanan genç kızı eve götürmeleri güvenlik kamerasına yansıdı. Saniye saniye kaydedilen olayda kızın aşağı düşmesi sonrasında koşarak düştüğü yere gelen baba Y.K. ve ağabeyi Z.K. kızı tekrar taşıyarak eve götürüyorlar.

  • Sevgilisini öldürdü kendisini böyle savundu

    Olay, 19 Ekim 2018’de, Kundu oteller bölgesindeki 5 yıldızlı otelde meydana geldi. Gaziantep’te yaşayan Altay Aksoy, Rus arkadaşlık sitesinde tanışıp, arkadaşlık kurduğu Kazakistan uyruklu Nailia Nutfullina ile sevgili oldu. Antalya’da daha önce de tatil yapan ikili, yine kentte tatil kararı aldı. Kazak Nailia Nutfullina ülkesinden, Altay Aksoy ise Gaziantep’ten gelerek, Antalya’da 5 yıldızlı otele yerleşti. Bir süre tatil yapan ikiliden Nutfullina, Aksoy’a ayrılmak istediğini söyledi. İkili arasında bu nedenle gece tartışma çıktı.

    Otelin havuz başında başlayıp, bahçede devam eden tartışmanın büyüyerek, kavgaya dönüşmesi üzerine Altay Aksoy, Nailia Nutfullina’yı dövmeye başladı. Yere düşen Nutfullina’yı tekmelemeyen Aksoy, kadının başını defalarca yumruklayıp, yere vurdu. Özel güvenliğin müdahale ettiği Aksoy, polise teslim edilirken, ağır yaralanan Nutfullina ise çağrılan sağlık görevlilerince ambulansla özel hastaneye götürüldü. Yoğun bakımda tedaviye alınan Nailia Nutfullina, 21 gün süren yaşam savaşını kaybetti. Aksoy ise sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

    ‘HAYATIMI ONA ADADIM’

    Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkarılan tutuklu sanık Altay Aksoy, olay günü yaşananları anlattı. Nailia Nutfullina’yı çok sevdiğini ve evlenmek istediğini öne süren Aksoy, “Ben hayatımı ona adadım. Eşimden onun için ayrıldım. Onu çok seviyordum. Kendisiyle tartıştıktan sonra oteli terk ettim. Bir büfeye gidip orada alkol aldım. Beni otele çağırıp konuşmak istediğini söyledi. Ben de gelmeyeceğimi söyledim. Sonrasında saatimin odada kaldığını ve onu vermek istediğini söyledi. Ben de otele gittim” diye konuştu.

    ‘SENİ KULLANDIM’ DEMİŞ

    Öldürme kastı olmadığını iddia eden Aksoy, “Kol saatimi bana havuz başında verdi. Otel içerisinde bir süre yürüdük. Ona aşkımı tekrarladım. Beni evlenmek vaadiyle 1 yıldır oyaladığını, sömürdüğünü, maddi- manevi bitirdiğini söyledim. Hatta onun yüzünden eşimden ayrıldığımı ifade ettim. Onun için yaptığım fedakarlıkları anlattım. O da bana ‘Sen beni doyuramıyorsun. Senin dışında başka erkeklerle ilişkim var’ dedi.

    Ondan o cümleleri beklemiyordum. Tahminim o da alkollüydü. Sonrasında bana ‘Seni kullandım kullandım. Şimdi çöpe atıyorum’ diye ekledi. Hatta devamında ‘Dostum var. Sen benim hayatımdan çıkmazsan seni ona öldürtürüm’ dedi. Bende de panik atak var. Alkolün de etkisiyle kendimi kaybettim. Ne yaptığımı hatırlamıyorum. Ancak daha sonra güvenlik kamerası kayıtlarından izledim. Ona birkaç kez yumruk vurmuşum. Kesinlikle öldürme kastım yoktu” dedi.

    Duruşmada tanık olarak dinlenen arkadaşı da Altay Aksoy’un Kazak kız arkadaşıyla evlenmeyi planladığını söyledi. Mahkeme heyeti, başka tanıkların da dinlenmesi için duruşmayı erteledi.

  • Havva enkazdan sağ çıkarıldı…

    İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Kartal’da çöken binayla ilgili son bilgileri canlı yayında anlattı. Vali Yerlikaya, yıkılan binanın yanındaki Yunus Apartmanı’nın risk taşıdığını ve lazerle kontrol edildiğini söyledi. Sevindirici bir haber vermek istediğini aktaran Vali Yerlikaya, “Az süre önce Havva isimli bir kızımızla AFAD kurtarma ekiplerimiz konuştular. Şu anda konuşuyorlar. İnşallah sizlerin duasıyla, onların gayretleriyle; bu kızımız da dünkü Mahmut Tayyip gibi ona da kavuşacağız.” diye konuşmuştu. Vali Yerlikaya’nın bu açıklamasından dakikalar sonra sevindirici haber geldi ve Havva’nın enkazdan sağ olarak çıkarıldığı öğrenildi.

    Vali Yerlikaya açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

    Çevredeki komşu 7 bina boşaltıldı. Bunlardan birinin durumu farklı. Hemen enkazın, yıkılan binanın yanındaki 10 katlı Yunus Apartmanı. Bunun durumu risk arz ediyor… Çevre Bakanlığımızın teknik heyeti lazer yöntemiyle bu binanın durumu anbean kontrol altında tutuluyorlar. Neden? Çünkü arama kurtarma faaliyetini yürüten arkadaşlarımızın güvenliği, etrafımızda yaşayan insanların güvenliği adına bunu yapmak zorundayız.

    Üç kere kısa süreli de olsa bu durumu netleştirmek için de arama kurtarma faaliyetlerine kısa süreli ara verdik. Ama hemen bunu netleştirip risk tahlilini yapar yapmaz tekrar çalışmalara başlandı.

    “EKİPLER HAVVA KIZIMIZLA KONUŞTULAR”

    Şimdi size sevindirici bir haber vereyim. Az süre önce Havva isimli bir kızımızla AFAD kurtarma ekiplerimiz konuştular. Şu anda konuşuyorlar. İnşallah sizlerin duasıyla, onların gayretleriyle; bu kızımız da dünkü Mahmut Tayyip gibi ona da kavuşacağız.

    AFAD Başkanımız Mehmet bey, AFAD başkanlığımızın koordinesinde, bütün arama kurtarma ekipleri büyük bir azim içerisinde gayret gösteriyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, devamlı suretle hem bize desteklerini hem de burayı takiplerini her fırsatta bizler üzerinden eksik etmiyor

    Herkesin duası burada. Tüm ülkemize güzle haberler vermek için arama kurtarma çalışmalarımıza devam ediyoruz.

  • CHP Bursa Milletvekili Kayışoğlu’ndan Nilhan Osmanoğlu’na tepki

    2. Abdülhamid’in torunu Nilhan Osmanoğlu, 5 Şubat’ta katıldığı bir konferansta Fransa’da yaşayan Abdülhamid ailesiyle eski Cumhurbaşkanı İsmet İnönü arasında geçtiğini iddia ettiği bir görüşmeyi anlattı.

    Osmanoğlu, İnönü’nün Türkiye’ye dönmek isteyen Osmanlı hanedanı üyelerine “Bunun bir bedeli var” dediğini ve ellerindeki mücevherleri aldığını iddia etti.

    Söz konusu iddiaya yanıt, CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’ndan geldi. Kayışoğlu Twitter üzerinden, “Nilhan hanımefendinin İsmet İnönü ile ilgili açıkladığı mektupları yalanlayan mektuplar çıktı. Buyurun gerçeğin ve entrikanın hası burada” diyerek o mektubu okudu.

    İsmet İnönü’nün yaverinin mektubunu aktaran Kayışoğlu şunları söyledi:

    — Şadiye Sultan’ın yardımcısının yavere aşık olduğu ve İstanbul’a götürmesini istediği, yaverin bunu kabul etmeyince karşılıksız aşkını tehdit ettiğini öğreniyoruz. Yaverin mektubunda şöyle deniliyor: Hanımefendi sizi zevcem olarak almadığım için müteessir olduğunuzu, paşamıza iftira edeceğinizi, sultanının bronşunu alacağınızı söyleyeceğinizi yazıyorsunuz. Biliniz ki aziz Türk milleti değil malı mülkü bütün varlığını ve canını savaş meydanlarında ortaya koyarak bu cennet vatanı dünyalara değişmeyen İsmet Paşamız ile ilgili böyle iftiralara inanmayacaklardır. Çabanız nafiledir.

    Tweeti Görüntülemek İçin Tıklayınız

    https://twitter.com/nurhayataltaca/status/1093073427274104832

     

  • “Cumhurbaşkanlığı Spor” iddiasına açıklama!

    Cumhurbaşkanlığı kaynakları, “Cumhurbaşkanlığı Spor Kulübü” adıyla bir kulübün kurulduğu haberlerinin gerçeği yansıtmadığını açıkladı. 

  • İhtiyaç kredileri 60 aya kadar yapılandırılacak

    Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelikte değişiklik yapılmasına ilişkin taslak hazırladı.

    BDDK’nın internet sitesinde yer alan taslağa göre, 1/11/2006 tarihli ve 26333 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmeliğe aşağıdaki geçici madde eklendi:

    “Bu maddenin yürürlük tarihinden önce kullandırılan ve anapara ve/veya faiz ödemelerinin tahsili geciken ihtiyaç kredilerinin borç bakiyeleri, borçlu tarafından talep edilmesi durumunda en fazla altmış ay ile sınırlı olmak üzere yeniden yapılandırılabilir.”

  • Yolun Üzerine Cami Yapılınca Çözümü Böyle Buldular

    Bölgenin engebeli coğrafyası nedeniyle kıvrak fikirleri ile sıkça gündeme gelen Rizeliler yine Karadeniz zekâsını yansıtacak bir çözüm yolunu buldu. Bunlardan bir tanesi de Rize’nin Çayeli ilçesine bağlı Güzeltepe köyündeki Hanifli Camisi.

    Köylüler, engebeli arazi şartlarından dolayı caminin yapılmasına uygun alan bulamayınca 300 haneli köyün yolunun geçtiği düz bir alan üzerinde Hanifli isimli bir cami inşa ettirdi. Dönemin ihtiyar heyetinin kararını verdiği, ihtiyaç duyulan ve köy yolunun üstüne inşa edilen caminin altından köyün yolun geçiyor.


    Cami’nin yer aldığı Güzel Tepe Köy Muhtarı Oğuz Dereci, arazi şartlarının elverişsizliği nedeniyle caminin 1996 yılında yolun üzerine inşa edildiğini dile getirerek “Burada araziler engebeli olduğu için caminin yapılmasına en uygun yer olduğu düşünülerek, eskilerimiz camiyi buraya yaptı. Güzel de bir cami yapmışlar. Caminin altından yol geçiyor. Yolun hemen üzerinde olduğu için vatandaşlarımız da daha iyi bulur camiyi ve gelip rahatlıkla namazını kılar burada. Yapanlardan Allah razı olsun” dedi.
    Yüksek araçların caminin altından geçmekte zorlandığını dile getiren Muhtar Dereci, beton mikserlerinin geçmeden önce tekerleklerinin havalarını indirdiklerinin altını çizdi. Dereci “Buranın boyu 3 metre 50 santimdir. Beton araçları geldiğinde onların boyu 3 metre 75 santim oluyor. Üstü birkaç kez vurdu araçların. Ondan dolayı önce lastiklerinin havalarını indiriyor çocuklar, öyle geçebiliyor beton mikserleri altından” ifadelerini kullandı.

    Rize’de bu sahnelere rastlanabileceğini ve hiç şaşırmadığını dile getiren Nezir Şişman isimli vatandaş ise “Cami görmemiştim ama bu şekilde ev görmüştüm. Tabi böyle şeyler dikkat çekiyor. Tabi burası Rize, Rizeli’den her şey beklenir. Yolu caminin altından yapmışlar, caminin üzerinden yaptıklarını bile görürüz yakında” şeklinde konuştu.

  • Estetik operasyon sonu oldu… Aileyi isyan ettiren ödül

    Ailenin avukatı Esen Ner Ezgi, “Bu tam bir skandal. Ailesi bu ödüle isyan ediyor, ödülü veren firma ile görüşeceğiz. Kurtulan’ın ölümünden haberleri yok galiba” dedi.

    Öldüren estetik olayı Balçova’da geçtiğimiz Ağustos ayında yaşanmıştı. Avukat Ezgi, “Tıp Merkezi’ni görünce beynimden vuruldum. Bu merkezde nasıl ameliyat yapılır, yoğun bakım ünitesi yok. Bu ameliyat sonrası ölen M.K.’nin ölümünü neden Savcılığa ve polise bile bildirmemişler” demişti.

  • “İstanbul’da 5.8 şiddetinde deprem oldu, kimsenin ruhu duymadı!”

    İstanbul’da 2016 yılının yaz aylarında 5,8 büyüklüğünde bir ‘yavaş deprem’ yaşandığı ifade edildi. Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, “Depremde enerji bir anda açığa çıkar. Enerjinin yavaş yavaş açığa çıkması olmaz” dedi. Prof. Dr. Şerif Barış ise “Yavaş deprem kavramı dünyada son 10 yılda ortaya atılan bir kavram” bilgisini verdi.

    BU SARSINTI 50 GÜNE YAYILMIŞ

    İngiliz Guardian gazetesi, İstanbul’da 2016 yılının yaz aylarında 5,8 büyüklüğünde bir ‘deprem’ yaşandığını yazdı. Gazetenin haberine göre ‘yavaş deprem’ olarak adlandırılan bu sarsıntı yaklaşık 50 güne yayıldı. Haber ‘Earth and Planetary Science Letters’ adlı jeoloji yayınında yer alan makaleye dayandırılırken ‘deprem’in merkez üssünün, İstanbul’un birkaç kilometre güneyi olduğu belirtildi. Araştırmacılar, bu depremi bölgede inceleme amaçlı bir sondaj deliğindeki gerilme-ölçerden elde edilen veriyle saptadı.

    KUZEY ANADOLU FAY HATTI YENİDEN HAREKETLENMİŞ OLABİLİR

    Deprem uzmanı Patricia Martinez-Garzon başkanlığındaki ekibin araştırmasına göre eğer bu yavaş deprem bir seferde enerjisini açığa çıkarsaydı, o zaman 5,8 büyüklüğünde bir yer sarsıntısı meydana gelmiş olacaktı. Araştırmacılara göre 2016’daki bu yavaş deprem, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın yeniden hareketlenmesi anlamına gelebilir. Garzon, “Bu, fay hattının diğer parçalarını kırılmaya yaklaştırmış olabilir, ancak resmin tamamını görmek için daha fazla veriye ihtiyacımız var” dedi. Jeologlara göre Türkiye üzerinde gerilme, Asya kıtasının Avrupa’ya ilerlemesinden dolayı doğudan batıya hareket ediyor.

    Yavaş depremler, yer sarsıntısı sonucu enerjinin saniyelerden dakikalara değil, saatlerden aylara uzanan sürelerde açığa çıkması olarak tanımlanıyor.

    “YAVAŞ DEPREM DİYE BİR ŞEY OLMAZ”

    Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan

    “Yavaş deprem diye bir şey olmaz. Depremde enerji bir anda açığa çıkar. Enerjinin yavaş yavaş açığa çıkması olmaz. Zaten ‘deprem’ yerin gerginliğinin birden bire boşalmasıdır. Bu gaz değil ki birden bire çıksın. Bizim ‘krip’ (yavaş akma) dediğimiz bir olay var. Bu durumda kırılma olmadan büzülerek yerin iki yanağı yürür, buna da deprem denmez. O ‘krip’ noktasında daha sonra kırılma olabilir. O zaman deprem olur, o vaziyette de enerji zaten açığa çıkar.”

    “BU ŞEKİLDE DEPREMLER OLUYOR”

    Prof. Dr. Şerif Barış ‘yavaş depreme’ ilişkin şu şu şekilde konuştu:

    “Yavaş deprem kavramı dünyada son 10 yılda ortaya atılan bir kavram. Depremlerin çok yavaş hızla kırılması durumunu ifade eder. Literatürde bu şekilde kaydedilmiş depremler var. Deprem ağlarının yoğun olduğu yerlerde oluyor. Elektronik-sismik sistemlerin gelişmesiyle birlikte tespit edilebilir hale geldi. Tespiti için özel bir analiz ve yazılım gerekiyor.”

  • Üç partinin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi

    TBMM Genel Kurulu’nda siyasi partilerin grup önerileri görüşüldü.

    Genel Kurul’da, ilk olarak, İYİ Parti’nin “Milli Eğitim Bakanlığı, Danıştay’ın öğrenci andıyla ilgili verdiği kararın uygulanmamasına” ilişkin grup önerisinin bugün ele alınması önerisi görüşüldü.

    Öneri üzerinde söz alan İYİ Parti Adana Milletvekili İsmail Koncuk, andımızla ilgili yönetmeliğe yönelik açılan davada Danıştay’ın “yürütmeyi durdurma” kararı verdiğini söyledi. Danıştay’ın kararının 23 Ekim 2018 tarihinde verildiğini anımsatan Koncuk, “23 Ekim’den bu yana herhalde 30 günden fazla süre geçti. Çünkü, idari dava kararlarının 30 gün içerisinde uygulanmak gibi bir mecburiyeti var. Yani isterse bir üst mahkemeye itiraz edilmiş olsun idare, yargı kararını 30 gün içerisinde uygulamak zorundadır. Şu anda Milli Eğitim Bakanlığı açıkça bir suç işliyor.” ifadesini kullandı.

    Ortada bir yargı kararı olduğunu vurgulayan Koncuk, “Andımızdan rahatsızlığınızın ne olduğunu da bir türlü anlayamadım. ‘Türk’üm, doğruyum, çalışkanım’ ifadelerini evlatlarımıza söyletmemizden kim rahatsız olabilir? Millilik, yerlilik vurgusu yapan bir siyasi iktidarın andımız gibi bir metinden rahatsız olması asla söylemleriyle örtüşen bir durum değildir.” dedi.

    “DANIŞTAY KARARI YERİNDEDİR VE BUNA UYULMASI ZORUNLUDUR”

    CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel ise Danıştay kararının ardından aradan geçen zamanda Milli Eğitim Bakanlığından herhangi bir uygulama gelmediğini belirterek, “Biz andımızdaki ifadelere anayasamızdaki vatandaşlık hukukuna göre ifade bulan aidiyet duygusuyla bakıyoruz.” diye konuştu.

    Adıgüzel, şöyle devam etti:

    “Türkiye ırk temeline dayanan bir devlet değildir, bir siyasi bilinç devletidir. Andımızda belirtilen ırk temelli bir şey değil, sınırlarımız içerisinde, vatandaşlık temelinde, yurttaşlık bilincinde bir mana ifade eder. Burada tartışılması gereken esas bu mevzu da değil. Sayın Erdoğan’ın, Danıştay hakimlerini azarlayarak, aşağılayarak adeta bu kararı tanımaması meselesidir. Bir yargı sorunudur. Danıştay kararı yerindedir ve buna uyulması zorunludur.”

    “DANIŞTAY KENDİSİNİ YÜRÜTMENİN YERİNE KOYMUŞ”

    AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, Danıştay 8. Dairesi’nin vermiş olduğu yönetmelik değişikliğine ilişkin kararının, Anayasa’nın 125. maddesini ve İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesini ihlal eden, idari eylem ve işlem niteliğinde olan ve idarenin takdir yetkisini ortadan kaldıracak nitelikte bir karar olduğunu söyledi.

    Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu kararla Danıştay kendisini yürütmenin yerine koymuş ve andımızla ilgili yönetmelik değişikliği maddesini iptal etmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunda dava devam etmektedir, karar temyiz edilmiştir. Ortada uygulanması mümkün olan bir yargı kararı bulunmamaktadır. Ayrıca yürürlükte de öğrenci andının okutulmasını zorunlu kılacak bir yönetmelik hükmü de bulunmamaktadır. Danıştay 8. Dairesi yönetmelik değişikliğini iptal etmiştir, değişikliğe uğrayan önceki yönetmelik de ortada yoktur. Dolayısıyla karar eski yönetmeliği diriltebilecek, yürürlüğe koyabilecek bir karar değildir. Aksi takdirde, Danıştaya yönetmelik yapma yetkisi vermiş oluruz ki bu durum Anayasa ve hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz.”

    Tunç, “30 gün içinde uygulanması gerekir” düşüncesinin de doğru olmadığını vurguladı.

    Konuşmaların ardından İYİ Parti’nin önerisi kabul edilmedi.

    “EKONOMİK KRİZ” ÖNERİSİ REDDEDİLDİ

    Daha sonra HDP’nin “ekonomik krize” ilişkin grup önerisinin bugün ele alınması önerisi görüşüldü.

    Partisinin önerisi üzerine söz alan HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu, Türkiye’de bazı çevrelerin ekonomide “işlerin iyi gittiğine” dair bir kanaati sürekli vurguladığını söyledi.

    CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, konuşması sırasında yanında getirdiği biber, patlıcan, kuru ve yaş soğanı kürsüye bıraktı.

    Türkiye’nin tarihinin en büyük siyasi ve ekonomik krizini yaşadığını öne süren Barut, “Gün geçmiyor ki konkordatolar, iflaslar olmasın, gün geçmiyor ki iş yerleri kapanmasın.” dedi.

    Sebze fiyatlarında yaşanan fiyat artışlarına dikkati çeken Barut, “Milletimiz manavdan ürünleri artık kilo ile değil tane ile alacak. Bütün bunları aşmak yerine marketlere, depolara baskın ve cezalarla gıda fiyatlarını düşüremezsiniz. Üreticiye, sanayiciye, çiftçiye destek verilmekle bunlar aşılır.” ifadesini kullandı.

    Barut’un konuşmasının ardından elindeki sebzeleri AK Parti milletvekillerinin önüne koyması üzerine kısa süreli gerginlik yaşandı.

    AK PARTİ’Lİ AYDEMİZ: KRİZİ DİYE BİR ŞEY YOK

    AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir ise kriz diye bir şeyin olmadığını söyledi.

    Kriz kelimesinin anlamını okuyan Aydemir, “Var mı böyle bir şey? Kafası, zihin yapısı, zihin haritası imha üzerine kurulu olanlar bu dediğimi anlamazlar. Biz ihya siyaseti yapıyoruz. Bugüne kadar 17 yılda yaptıklarımız 170 yılda yapılmayacak kadar, milletin, memleketin menfaatinedir. Bir iktisadi yönelme yaşandı ve bunu herkes biliyor. Bu neydi? 15 Temmuz kanlı ihanetine iktisadi yönden ayak verme girişimiydi.” dedi.

    Öte yandan CHP’nin, “Artvin ilinin Yusufeli ilçesinin sorunlarına” ilişkin grup önerisinin bugün ele alınması önerisi de görüşülerek, kabul edilmedi.

    Grup önerilerinin ardından TBMM Genel Kurulunda, Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapan Kanun Teklifinin görüşmelerine geçildi.