Blog

  • AVM görünümlü haller geliyor

    Hürriyet’ten Aysel Alp’in haberine göre, Ticaret Bakanlığı’nca hazırlanan Hal Yasa Taslağı’yla komisyonculuk tamamen kaldırılırken klasik hal sisteminin yerini AVM’leri andıran yeni bir model alacak.

    49 yıllığına devlet tarafından verilecek bedelsiz arazilerde, yatırımcı şirketlerce kurulup işletilecek hallerde, sebze ve meyve gibi klasik ürünlerin yanı sıra bal, kaymak, pastırma, sucuk karides satışı yapılabilecek. Ülke genelindeki 174 halin yerine ihtiyaca göre soğuk hava deposu, laboratuvarı, oteli olan 30 civarında yeni hal kurdurulacak.

    Yatırımcı şirketleri Ticaret Bakanlığı İhale Kanunu’na tabi olmaksızın belirleyecek.

    Çalışmaları süren düzenlemeye göre, yeni hallerin hangi illerde ve hangi arazilere kurulacağına bir komisyon karar verecek.

  • Bakan Pakdemirli gıda fiyatlarındaki flaş hazırlığı duyurdu!

    Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli son günlerde oluşan yüksek gıda fiyatlarına ilişkin müdahelenin olacağını söyledi. Önümüzdeki hafta gerekli aksiyonun alınacağını ve aracıların azaltılarak ürünlerde fiyatların düşürüleceğini söyleyen Pakdemirli, “Vatandaşın daha ucuz gıda yemesini önümüzdeki haftalardan itibaren sağlayacağız.” dedi.

    Marketlerde satılan ambalajlı ürünlerin rahatlıkla tüketilebileceğini belirten Pakdemirli, şüphelenilen ürünler için ise ALO 174’e ihbarda bulunulması gerektiğini söyledi.

     

  • Çöken bina ile ilgili flaş açıklama!

    Vali Yerlikaya, Çakabey İmam Hatip Ortaokulu’nda basın mensuplarına yaptığı açıklamada, saat 23.00’teki son açıklamalarından sonra son 3 saat içerisinde 6 kişinin enkazdan çıkarıldığını anlatarak, “Bunlardan 5’i yaralı olarak kurtarıldı, şükürler olsun. Ama maalesef bir vatandaşımız da ölü olarak oradan çıkarıldı” dedi.

    Yaralı olarak kurtarılan 5 kişiden birinin yoğun bakımda olduğunu ifade eden Yerlikaya, “Bu yaralılarımız, Bahriye Aktar (75) yoğun bakımda. Tayyip Mahmut Alemdar (9), genel durumu iyi. Ali Alemdar (75), genel durumu iyi. Hüsniye Yaman (59) genel durumu iyi. Leyla Yaman (63), genel durumu iyi. Ölü olarak enkazdan çıkardığımız vatandaşımızın kimlik tespit çalışmaları da devam ediyor” dedi.

    Yaralıların tamamının tedavilerinin Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi’nde sürdüğünü kaydeden Vali Yerlikaya, yıkılan binanın sağ tarafındaki 10 katlı Yunus Apartmanında da risk bulunduğunu ifade etti. Yerlikaya, şöyle konuştu:

    “O binanın bodrumuna sayın bakanlarımızla birlikte girdik. O binanın bodrumundaki kolonlar, temellerde maalesef patlamalar var. Hemen yapılan enkaz arama kurtarma çalışmalarındaki görevli olan kardeşlerimizin ve çevre sakinlerinin sıkıntıya uğramaması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız lazer yöntemiyle o binanın anlık hareketini izlemeye başladı.

    Dolayısıyla sadece bundan iki saat önce çalışmalara 5 dakika ara verildi. Dolayısıyla o binanın hareketi, çalışmanın güven ortamında yapılması ve çevreye zararlı bir durum aksettirmemesi için devamlı takip ediyoruz. Yaralılara acil şifalar diliyoruz. Vefat eden 3 vatandaşımıza Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı, şehrimize ve Kartal ilçemize başsağlığı diliyoruz. Acımız büyük ama yaralı kurtarılan 12 vatandaşımız ki bunlardan 3 tanesi yoğun bakımda. Diğerlerinin şu an için genel durumları iyi” dedi.

    “TAHLİYE EDİLEN ÇEVREDEKİ BİNA SAYISI 7 OLDU”

    İstanbul Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada da Kartal ilçesi Orhantepe Mahallesi Bankalar Caddesi Sema Sokak’ta meydana gelen Yeşilyurt apartmanının çökmesi nedeniyle Kriz Merkezince yürütülen arama kurtarma çalışmalarının aralıksız devam ettiği belirtildi.

    Bu çerçevede güvenlik gerekçesiyle tahliye edilen çevredeki bina sayısının 7 olduğunu vurgulanan açıklamada, “Arama kurtarma çalışmalarında İl Sağlık Müdürlüğünden saat 02.00 itibarıyla alınan verilere göre, saat 23.00’ten bu yana arama kurtarma çalışmalarında yaralı kurtarılan vatandaşlarımız 12, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 3 oldu” ifadelerine yer verildi.

    Açıklamada, hayatını kaybeden vatandaşların Ayşe Alemdar (45) ve Yıldız Gündoğdu (33) olduklarının tespit edildiği belirtilerek, hayatını kaybeden diğer vatandaşın kimlik tespit çalışmalarının sürdüğü bildirildi.

    ÇALIŞMALAR TEKRAR BAŞLADI

    Çöken 8 katlı binanın yanındaki bir binada 3 mm’lik oynama yaşandığından dolayı enkaz alanında tüm çalışmalar durduruldu.Yaklaşık 10 dakikadan sonra arama-kurtarma çalışmaları tekrar başladı.

    BAKAN SOYLU VE KURUM’DAN AÇIKLAMA

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kartal’da çöken binanın enkazında arama kurtarma çalışmalarının sürdüğü noktada gazetecilere açıklama yaptı, son duruma ilişkin bilgi verdi.

    5 ayrı noktada çalışmaların devam ettiğini dile getiren Soylu, “En son verilen bilgi 8 yaralı 2 vefattı. Şimdi bir dört kişi daha enkazdan çıkarıldı. En son 9 yaşındaki Mahmut Tayyip çıkarıldı. Yaşlı hanım teyzelerimiz bir de Ali amcamız çıkartıldı. Toplam 4 kişi. Birisinin durumu ağır ama diğerleri inşallah bir ağır durumla karşı karşıya değil.” dedi.

    Soylu, çalışmaya yandaki bina nedeniyle 5 dakika ara verildiğini belirterek, şöyle konuştu:

    “Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanımız, Sayın Valimiz, AFAD Başkanımız, teknik arkadaşlarla hem yandaki binanın bodrumuna hem de zemin katına baktılar. Çalışmanın başındayız. Sizinle paylaştığımız bilgilerin tamamını aileler ve yakınlarıyla da paylaştık. Dönem dönem de kendileriyle bilgi paylaşımı yapılıyor. Sayın valimiz de sabaha kadar bilgilendirmeye devam edecek. Biz de buradayız. İnşallah umudumuz, buradan göçük altında kalan vatandaşlarımızı sağ salim kurtarmaktır. Hem arkadaşlarımızın çalışmalarına dua edelim hem de enkaz altındakilerin kurtulmalarına dua edelim. Diğer tespitler yapılıyor. Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı kendi çalışmalarını, Çevre Şehircilik Bakanlığımız kendi çalışmalarını yapıyor. Arkadaşlarımız şu anda göçüğün altında büyük bir gayretle çalışıyor.”

    Bakan Soylu, “Haber alınamayan kaç kişi var ?” şeklindeki soru üzerine şunları kaydetti:

    “Şu an bizim elimizde tespitler var. Müsaade ederseniz bu rakamları tam net bir tabloya ulaştıktan sonra verelim. Çünkü bu konularda vereceğimiz bir rakam bizi kendi adımıza bir spekülasyona iter. Onun için izniniz olarsa bizim elimizde rakamlar var. Bu rakamlarla ilgili Sayın Valimiz açıkladı. Hanede 40 kişi oturuyor toplam. Misafirler de var. Misafirlerle ilgili ulaştıklarımız var, ulaşamadıklarımız var. Onun için vereceğimiz bir rakam farklı sonuca yol açar.”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’u arayarak bilgi aldığını dile getirerek, “5 dakika önce de kendilerine bilgi arz ettik son durumla alakalı… Bu konuda elimizde ne bilgi varsa açık bir şekilde tüm kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz ama takdir edersiniz bunlar acı olaylar, söylediğimiz sözün telafisi sonradan mümkün olmaz. O yüzden mümkün olduğunca en net bilgileri paylaşmaya çalışıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

    Süleyman Soylu, en son kurtarılan çocuğun sağlık durumuna ilişkin, “Şu anda durumu iyi, kendisiyle çokça konuşuldu. Bir ayağının üzerinde enkaz vardı. Allah’a çok şükür kurtarıldı.” dedi.

    “YIKILAN BİNANIN YANINDAKİ BİNADA DA TESPİTLER YAPTIK”

    Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da yaptığı açıklamada, yıkılan binanın yanındaki binada da tespitler yaptıklarını belirterek, “Binanın hem zemin hem de bodrum katındaki taşıyıcı sistem olan kolon ve perdelerin yıkıldığını gördük. Bir kaç kolon ve perde yıkılmış durumda.” dedi.

    Yanındaki binanın da risk teşkil ettiğini dile getiren Kurum, şunları söyledi:

    “Yıkılma yönünü incelediğinizde kurtarma operasyonunun yapıldığı alana doğru yıkılma ihtimali var binanın. Hem AFAD Başkanlığımız hem de Çevre Şehircilik İl Müdürlüğümüzce bina anlık takip ediliyor. Şu an için binada bir hareketlilik söz konusu değil. Anlık takip ediyoruz. Olası bir problemde de kurtarma yapan arkadaşlarımızı uyaracak bir sistem de geliştirdik. Kurtarma operasyonuna verdiğimiz bu destekten sonra 5 ayrı noktada kurtarma operasyonu devam ediyor. Bu noktalarda da vatandaşımızı hem görsel hem işitsel olarak duyduğumuz alanlar var. Bu alanlarda da inşallah kısa zamanda vatandaşımıza erişeceğiz. Bu binanın etrafındaki toplam 7 binayı da emniyet amaçlı boşalttık. Çünkü emniyet amaçlı olası bir problemde o binaların da etkilenme durumu var. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüz gerekli tespitleri yapıyor.”

    Alanda ruhsatı olan ancak iskanı olmayan bir çok bina mevcut olduğunu belirten Bakan Kurum, sözlerini, “İmarda 5-6 kat görünüp yerinde 8-10 kat olan binalar var. Bunların tespitlerini yapacağız. Şu an önceliğimiz göçük altındaki vatandaşlarımızın hayatı. Bu çalışmayı bütün birimlerimiz gayretli bir şekilde sürdürüyor.” diye tamamladı.

    YARALILARIN İSİMLERİ BELLİ OLDU

    Öte yandan İstanbul Valiliği, enkazdan çıkarılan yaralıların kimliğini kamuoyu ile paylaştı. İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklama şöyle:

    “Kartal ilçemiz Orhantepe Mahallesi Bankalar Caddesi Sema Sokakta bugün saat 15.59 da meydana gelen binanın çökmesi olayı arama kurtarma faaliyetlerimiz aralıksız devam etmektedir.Enkazdan şu ana kadar 11 ağır olmak üzere 7 vatandaşımız yaralı olarak kurtarılmış, 2 vatandaşımız da maalesef hayatını kaybetmiştir. Yaralı vatandaşlarımızın tedavileri sevk edildikleri hastanelerimizde devam  etmektedir.

    Kimliğini tespit edilen yaralı vatandaşlarımız;

    1- Hilal Tuana Alemdar (13 yaşında, genel durumu iyi, Bezmialem Dragos Hastanesi)
    2- Halil İbrahim Alemdar (23 yaşında, genel durumu iyi, Kartal EAH)
    3- Adem Alemdar (47 yaşında, ameliyat oldu, yoğun bakımda, Kartal EAH)
    4- Safiye Alemdar (44 yaşında, ameliyatta, Kartal EAH)
    5- Adile Oral (77 yaşında, genel durumu iyi, Kartal EAH)
    6- Nazan Tekgöz (37 yaşında, genel durumu iyi, Kartal EAH)
    7- Güler Yılmaz (56 yaşında, genel durumu iyi, Kartal EAH)
    8- Bahriye Aktar (75 yaşında, yoğun bakımda, Kartal EAH)
    9-Tayyip Mahmut Alemdar (9 yaşında, genel durumu iyi, Kartal EAH)
    10- Ali Alemdar (75 yaşında, genel durumu iyi, Kartal EAH)
    11- Hüsniye Yaman (59 yaşında, genel durumu iyi, Kartal EAH)
    12- Leyla Yaman (63 yaşında, genel durumu iyi, Kartal EAH)

    Kimliğini tespit edilen vefat eden vatandaşlarımız:

    1- Ayşe Alemdar (45 yaşında)
    2- Yıldız Gündüzoğlu (33 yaşında)
    3- Kimlik tespit çalışmaları sürüyor

  • Emekli öğretmene soruşturma: ‘Karikatür paylaştım diye beni tutuklayacaksanız hemen kelepçeyi takın’ dedim

    Cumhuriyet’ten Faruk Kırtay’ın haberine göre, 1948 yılında Balıkesir Savaştape Köy Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra 1949 yılında Yalova’da öğretmenliğe başlayan ve 30 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra emekli olan 96 yaşındaki Abdurrahman Gezer, günün büyük bir bölümünü bilgisayar başında geçirerek, sosyal medyadan öğrencilerine sesleniyor. Geçen haftalarda AK Parti hükümetini eleştiren bir karikatürü sosyal medya hesabından paylaşan Gezer, Yalova Emniyet Müdürlüğü’nden aranarak ifade vermeye gitti.

    Gezer, ifade vermek için gittiği karakolda hem kendisinin hem de ifadesini alan polislerin şaşırdığını belirterek “Karakolda ifademi alan polisler benim torunumun torunu yaşındaydı. Polisler de karşılarında 96 yaşında birini görünce çok şaşırdılar. Bir karikatürü paylaşmamdan dolayı benim ifademi almalarına ben de çok şaşırdım. İfademi alan bir polis memurunun amirine bilgi verirken ifadesine başvurduğumuz kişi babamın babasının yaşında demesi de tuhafıma gitti. Ellerimi uzattım, bir karikatür için beni tutuklayacaksanız hemen kelepçeyi takın o zaman deyince, polisler yine şaşırdı. 96 yaşındaki birinden böyle bir tepki beklemiyorlardı. İfademi aldıktan sonra serbest bıraktılar. 6 Şubat 2019 günü Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan gelen yazı ile hakkımda soruşturmaya gerek olmadığı yazısı bugün elime ulaştı” dedi.

    1940 yılından bu yana muhalif kimliğe sahip olduğunu, bugüne kadar 3 darbe gördüğünü ve üç darbeden de soruşturma geçirerek gözaltına alınıp görevinden uzaklaştırıldığını belirten Gezer, “Ancak, bu kadar baskıcı bir iktidarla karşılaşmadım. Başkasının yaptığı bir karikatürü paylaşmam nedeniyle hakkımda soruşturma açıldı. Ama ben yılmadım ve muhalif kimliğimi devam ettiriyorum. Eleştirilerimi sosyal medyadan devam ettiriyorum. Günde en az 5 saat bilgisayar başındayım” ifadelerini kullandı.

  • İnternet Fenomeni ‘Gaga Bulut’un Tahliye Talebi Reddedildi

    İzmir’de, sosyal medya fenomeni olarak bilinen ‘Gagabulut‘ lakaplı Bulut Altuğ, özellikle Kordon Boyu’ndaki çimlerde oturan erkek çocuklarına para verip birbirleriyle öpüştürdükten sonra bu anların görüntülerini de sosyal medya hesabından paylaştı. Paylaşılan bu görüntüleri izleyen çok sayıda sosyal medya kullanıcısı, duruma tepki gösterdi. Olayla ilgili İzmir Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri 15 Ekim 2018 tarihinde harekete geçti. Müstehcenlik suçu işlediği gerekçesiyle gözaltına alınan Bulut Altuğ ve görüntüleri çeken F.B.B., ifade için emniyete götürüldü. Adliyeye sevk edilen iki şüpheliden Altuğ tutuklandı, görüntüleri çeken F.B.B., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Altuğ ve F.B.B. hakkında dava açıldı.

    KAMERA ARKASI GÖRÜNTÜLERİ MAHKEMEYE SUNDU

    İzmir 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasına tutuklu sanık Bulut Altuğ, tutuksuz sanık F.B.B. ile tarafların avukatları katıldı. Altuğ’un avukatı, sosyal medyada yer alan görüntülerin kamera arkasını mahkemeye sundu. Sanık avukatı görüntülerde müvekkilinin mağdurların öpüşmesi yönünde zorlamada bulunmadığını öne sürerek, tahliye talebinde bulundu. Sanık Bulut Altuğ da suçsuz olduğunu belirterek tahliyesini istedi. Duruşma savcısı da mütalaasında sanık Altuğ’un tahliye edilmesini talep etti.

    Mahkeme heyeti, tahliye taleplerini reddederek, sanık Bulut Altuğ’un tutukluluk halinin devamına ve mahkemeye sunulan kamera arkası görüntülerinin bilirkişi tarafından incelenmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.

  • Kartal’da 8 katlı bina çöktü

    • İstanbul‘un Kartal ilçesi Cevizli Mahallesi Bankalar Caddesi Sema Sokak’ta bulunan 8 katlı bir bina saat 16.00 sıralarında çöktü.

    • İlk gelen bilgi ise çöken binanın 6 katlı ve Maltepe ilçesinde olduğu yönündeydi.

    • Binanın, patlamanın ardından çöktüğü iddia ediliyor.

    • İhbar üzerine olay yerine çok sayıda AFAD, polis, sağlık ve itfaiye ekibi sevk edildi.

    • Binanın çökmeden önceki hali

      Binanın çökmeden önceki hali

      Bursa ve Sakarya’dan da kurtarma ekiplerinin arama çalışmalarına katılacağı öğrenildi.

    • Olay yerinde güvenlik şeridi oluşturulurken, kurtarma ekipleri çalışmalarına başladı.
    • Binada 12 daire bulunduğu ve oturanların olduğu belirtildi.
    • Görgü tanıkları enkaz altında kalanların olduğunu dile getirdi.
    • İlk belirlemelere göre 1 kişi yaşamını yitirdi, yaralı 4 kişi ise kurtarılmaya çalışılıyor.

    • Öte yandan, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın olay yerine hareket ettiği bildirildi.

    • Olay yerinden geçen kişilerin de hafif şekilde yaralandığı öğrenildi.
  • Metrelerce yükseklikte kurtarılmayı böyle bekledi

    Gaziantep’ten Adana istikametine doğru seyreden Ünal Kara idaresindeki 01 CMK 91 plakalı tır, Osmaniye’nin Bahçe ilçesi yakınlarında bulunan Şekerdere Viyadüğü üzerinde kaza yaptı. Kaza sonrası TIR’ın dorse kısmı yol üzerinde kalırken çekici kısmı ise yoldan çıkarak viyadükten aşağı uçtu.

    Metrelerce yükseklikteki tırın çekici kısmında şoför Ünal Kara mahsur kaldı. Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine ambulans ve AFAD ekipleri sevk edildi. AFAD ekipleri viyadük üzerine kurdukları düzenekle ip yardımıyla vüyadükten aşağı salınan TIR’ın çekici kısmına ulaştı.

    Yaralı şoför TIR’ın içerisinden alınarak yukarı doğru çekilip kurtarıldı. Olay yerinde bekleyen ambulansla Osmaniye’deki bir hastaneye kaldırılan TIR şoförü, tedavi altına alındı.

  • İşte Şule Çet’in katil zanlılarının savunması

    Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet’in ölümüne ilişkin “cinayet”, “nitelikli cinsel saldırı” ve “hürriyeti tahdit” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39’ar yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand suçlamaları kabul etmedi.

    31. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanıklar, müştekiler maktul Çet’in babası İsmail Çet, ağabeyi Ercan Bıçak ile sanık ve müşteki avukatları katıldı. Duruşmada AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Mücahit Arınç, CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer, Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin ile Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, çeşitli barolar ve kadın örgütlerinin avukatları da hazır bulunarak davaya müdahillik talebinde bulundu.

    Mahkeme, Çet’in babası ve kardeşleri ile bakanlık avukatları dışındakilerin müdahillik taleplerini, suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddetti. Ancak milletvekillerinin yanı sıra kadın örgütleri ve baroların avukatları da beyanlarının alınmadığı gerekçesiyle mahkemenin kararına itirazda bulundu.

    Bunun üzerine mahkeme bu kişilere söz hakkı verdi.

    TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi ve HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, cinayetin üzerinin örtülmemesi için müdahillik taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini söyledi.

    Kadın Dayanışma Vakfı’nın avukatı Zekiye Karaca Boz ise kadın cinayetlerinin ve cinsel saldırının kadına yönelik şiddetin en ağır biçimi olduğunu, bir kadına yönelik bu suçun bütün kadınları tehdit ettiğini ve hayatını etkilediğini, bu sebeplerle davaya müdahil olmak istediklerini anlattı.

    Ankara Barosu Başkanı avukat Erinç Sağkan da Avukatlık Kanunu’nun barolara insan haklarını savunma sorumluluğu yüklediğini ifade ederek, davaya müdahillik talebinde bulundu.

    İnsan Hakları Derneği ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun avukatları da davaya katılmalarına karar verilmesini istedi.

    “ŞULE’YE DOKUNMADIK”

    Daha sonra sanıklardan Çağatay Aksu’nun savunmasına geçildi. Aksu, sözlerine, “Mesnetsiz suçlamalarla karşınızda olduğum için heyetinizden çok özür dilerim. Hiçbir suçu kabul etmiyorum, öncelikle Allah’a daha sonra da sizin vicdanınıza güveniyorum” diyerek başladı.

    Suçlamalarla alakalarının olmadığını savunan Aksu, “Cinsel istismar, cinayet söz konusu değil. Şule’ye dokunmadık. Hala neye dayanarak bu kadar insan üstümüze geliyor? Ya gösteriş amacındalar ya da bir şeyi bilmeden bizi suçlamaya geliyorlar” ifadesini kullandı.

    Aksu, Şule Çet’in, borçlarıyla birlikte aldığı iş yerinde çalıştığını, diğer personelin işlerine son verdiklerini ancak eski patronunun da ricasıyla Şule Çet’e tekrar iş verdiklerini ifade etti.

    Ancak borçlar nedeniyle işleri yürütemediklerini, Çet’in de işsiz kaldığını anlatan Aksu, iş yerindeki konuları konuşmak için Şule Çet ile randevulaştıklarını öne sürdü.

    Bulundukları içkili lokantaya gece saatlerinde gelen Şule Çet’in, işsizliğinden, parasızlığından ve sınıfta kalmasından bahsettiğini ileri süren Aksu, lokanta kapanacağı için Çet’i, “kafasını dağıtması” için plazadaki ofisine çağırdığını savundu.

    Lokantadaki bir arkadaşlarının fazla alkol alması nedeniyle gelmediğini, Şule Çet ve diğer sanık Berk Akand ile plazaya gittiklerini anlatan Aksu, şunları kaydetti:

    “Ofis, plazanın 20. katındaydı. Saat 00.30 sıralarında plazaya geldik. Bütün gece müzik dinlemekten başka bir şey yapmadık. İçki içtik. Şule de alkol aldı. Dışarıda da almıştı. Şule’nin psikolojik durumu gayet neşeliydi. Saat 03.50 sıralarında Şule makam odasına yürüdü. Nereye yürüdüğünü düşündüm. Çünkü çıkışa ya da tuvalete doğru gitmedi. Çantası ve telefonu masada duruyordu. ‘Ben gidiyorum’ tarzı bir şey duydum. 40-50 saniye sonra peşinden gittim. Ben gittiğimde pencereden sarkık vaziyetteydi. Onu tutmaya çalıştım. Kızarcasına ‘Ne yapıyorsun sen?’ dedim. Makam koltuğunda oturan Berk’e bağırdım. Tutmaya çalışırken tendonum koptu.”

    Olaydan bir süre sonra Şule Çet’in nereye düştüğünü görmek için binanın dışına çıktığını, sonrasında yardım çağırmak üzere hastaneye doğru gittiğini kaydeden Aksu, “Çet ile aralarında kesinlikle yakınlaşma olmadığını” söyledi.

    Aksu, Çet ile “patron-işçi gibi değil abi-kardeş gibi olduklarını” kaydetti.

    MESAJLARIN “BAHANE” OLDUĞUNU SAVUNDU

    Mahkeme heyeti, Aksu’ya olay gecesi Şule Çet’in ev arkadaşına gönderdiği, “Bu adam bana abayı yakmış, Allahım, göndermiyor”, “Biliyordum böyle olacağını”, “Bırakmıyor” yazılı mesajları sordu.

    Aksu, eve gitmek istemeyen Çet’in bahane olarak bunları gönderdiğini iddia etti.

    Sorular üzerine ofisteki bardakları olaydan önce yıkadığını, olaydan sonra da hiçbir yeri silmediğini iddia eden Aksu, sanık Berk Akand’ın avukatının, “Şule’nin atladığı yerde bir sehpa var. Onu tutmaya çalışırken, o sehpa nasıl yerinden kaymadı? Üzerindeki tavla nasıl düşmedi?” sorusunu yöneltti.

    Sehpanın cama dayalı olmadığını savunan Aksu, Çet’in arkadaşına attığı mesajlara ilişkin yeniden sorulan bir soru üzerine, “Merhumeyle arkadaşının mesajlaşmalarının muhatabı ben değilim.” dedi.

    Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım, Aksu’nun, Şule Çet’e daha önce saat 02.00 sıralarında attığı mesaj olduğuna işaret ederek, “Gece saat 02.00’de kimse işçisine mesaj atmaz” diye konuştu.

    Müşteki avukatlarının bazı soruları üzerine Aksu, “Dedektif gibi soru soruyorsunuz. Olay yeri uzmanı mısınız? Olaydan sonra haklarınızı nasıl helal edeceksiniz, merak ediyorum.” diyerek tepki gösterdi.

    Bir avukat, dosya içeriğine göre Şule Çet’in düştüğü pencere ile masa arasında boşluk olmadığına işaret ederek, “30-40 santimetre alanda Şule’yi tutmak için mücadele verdim, hatta camı tekmeledim, diyorsunuz. Masayı kaldırmadan tekme atmanız mümkün değil. Masayı düzeltmiş olabilir misiniz?” sorusunu yöneltti.

    Aksu, buna “Hatırlamıyorum” yanıtını verdi.

    BERK AKAND’IN SAVUNMASI

    Sanık Berk Akand ise Çağatay Aksu ile üniversiteden arkadaş olduklarını, Şule Çet’i ise olay günü tanıdığını söyledi.

    Bazlama üretip sattığını anlatan Akand, olay günü Batıkent ve Eryaman’da bazlama dağıttığı sırada Aksu’nun kendisini telefonla arayarak, akşam buluşmak istediğini aktardı.

    Akşam saat 19.00 sularında Çağatay Aksu ile buluşacakları Balgat’taki restorana gittiğini belirten Akand, Aksu’nun restoranda tek başına oturduğunu, beraber içki içmeye başladıklarını, saat 21.00 sularında arkadaşları Mustafa’nın yanlarına geldiğini söyledi.

    İlerleyen saatlerde lavaboya gittiğini belirten Akand, tekrar masaya döndüğünde Şule Çet’i gördüğünü, tanıştıklarını ve sohbet etmeye başladıklarını anlattı.

    Restoranın kapanış saatine yakın Aksu’nun ofise gidip içki içme teklifinde bulunduğunu savunan Berk Akand, Mustafa’nın teklifi reddettiğini, “Gelin, eğlenmeye devam ederiz.” demesi üzerine Çet’in gelmeyi kabul ettiğini bildirdi.

    Aksu ve Çet’in aynı araçla restorandan ayrıldığını belirten Akand, savunmasını şöyle sürdürdü:

    “Ben de aracımla restorandan ayrıldım. Telefonla arayıp nerede olduklarını sordum. Marketten içki aldıklarını söylediler. Bulundukları yere gittim. Çağatay ile Şule marketten çıkıyorlardı. İçki poşeti Şule’nin elindeydi. Araçlarla plazaya vardık. Plazanın girişinde beni bekliyorlardı. Bir ara Çağatay bizden ayrıldı. Mini buzdolabıyla ilgili güvenlik görevlileriyle konuşmak için gitmiş. Ardından üçümüz plazaya girdik. Plazanın makam odasına geçtik. Bilgisayardan müzik açtık. Üçlü koltuklarda içkilerimizi doldurduk. İçmeye, eğlenmeye başladık. Videolar çektim. Bir süre sonra içkilerimizi aynı odada bilgisayarın bulunduğu yere taşıdık. Ben bu sırada arkadaşım Pınar’ı yanımıza gelmesi için ikna etmeye çalışıyordum. Pınar gelmek istemedi. Moralim bozuldu. Eğlenirken çektiğim bir videoyu Pınar’a gönderdim. Bir süre sonra makam koltuğuna bilgisayarın başına oturdum. Çok yorgundum. Telefonumu bir köşeye bıraktım. İçim geçer gibi oldu. Uyumamak için direniyordum. Bu sırada Şule’nin yanımdan kalktığını fark ettim. Çağatay da gitti. Ben müzik dinlemeye devam ettim. Bu sırada içim geçmiş.”

    “BARDAK YIKAMA SESİ DUYDUM”

    Bir süre sonra Çağatay Aksu’nun, “Berk, Berk” diye bağırıp kendisini uyandırmaya çalıştığını anlatan Akand, “Gözümü açamıyordum. Işıkların açıldığını fark ettim. Önce müzik kesildi. Bilgisayarın kapanış müziğini duydum. Çağatay’ın ayak seslerini duyuyordum. Oraya buraya koşturuyordu. Şişe sesi, peşi sıra bardak yıkama sesi duydum.” diye konuştu.

    Ardından Aksu’nun tekrar yanına gelip, “Şule, ‘Ben gidiyorum.’ dedi ve camdan atladı gitti. Hadi biz de gidiyoruz.” dediğini aktaran Akand, şöyle devam etti:

    “Söylediklerine inanamadım. ‘Saçmalama.’ dedim. ‘Ne saçmalaması’ diye parmağını gösterdi. ‘Tutarken böyle oldu.’ dedi. Şule’nin çantasını gösterdi. Kapıya koştum. Parmağı iyice şişmişti. Çağatay ile Şule aralarında bir şey oldu sandım. Aşağıda güvenlikle karşılaştık. Çağatay ‘Hadi gidelim.’ diyordu. Sakindi. Güvenlik görevlileri, ‘Patlama sesi duyduk. Siz de duydunuz mu?’ diye sordu. Patlama sesi duymadığımı söyledim. Bu sırada Çağatay da kayboldu. Telefonla arayıp, ‘Neredesin, kız nerede?’ diye sordum. Güvenlik görevlilerine, ‘Buradan bir kız geçti, gördünüz mü?’ diye sordum. ‘Evet geçti.’ demelerini bekliyordum. Geçmedi deyince daha kötü oldum. İtfaiye, polis ve ambulans geldi. İtfaiye asma kata çıktı. Burada diye işaret verince sinir krizi geçirdim.”

    Berk Akand, arkadaşı Pınar’a “Burada çok kötü şeyler oldu” şeklinde mesajı saat 02.30 sularında değil, sabaha karşı emniyette gönderdiğini, Pınar’ın kendisine yardım etmesini istediğini söyledi.

    Çağatay Aksu’nun, “Şule Çet’i tutmaya çalıştığım sırada Berk’e seslendim.” şeklindeki ifadesi hatırlatılan Akand, Aksu’yu duymadığını söyledi.

    Akand, soru üzerine Aksu uyandırdıktan sonra şişe ve bardak yıkama sesi duyduğuna emin olduğunu bildirdi.

    Sanık savunmalarının ardından duruşmaya öğle arası verildi.

    ADLİYE ÖNÜNDE BASIN AÇIKLAMASI

    Öte yandan, Ankara Kadın Platformu üyesi bir grup, duruşma öncesi adliye önünde toplanarak basın açıklaması yaptı.

    “İntihar değil cinayet”, “Şule Çet’ler için adalet” ve “Boyun eğme” yazılı pankartlar taşıyan gruptakiler adına yapılan açıklamada, Şule Çet’in harçlığını çıkarmak için çalışırken öldürüldüğü ve cinayete intihar süsü verilmek istendiği belirtildi.

    Kadın derneklerinin çabaları sonucu olayla ilgili cinayet soruşturmasının başlatıldığı ve iki sanığın adalet karşısına çıkarıldığı kaydedilen açıklamada, “Bu tür olaylarda adalet mekanizmasının işletilmesi için toplumsal baskıya gerek kalmayıncaya kadar kadınların mücadelesi sürecek” ifadesine yer verildi.

    DAVA DOSYASINDAKİ FOTOĞRAF

    Bu arada savcılığın, şüphelilerin olay yerinde temizlik yaptığı iddiasını destekleyen bir fotoğraf dava dosyasına girdi. Hürriyet gazetesinden Mesut Hasan Benli imzalı haberde yer verilen fotoğrafta, Şule Çet’in düştüğü pencerinin bulunduğu odada olaydan hemen sonra bütün eşyaların yerli yerinde durduğu görülüyor.

    ŞULE ÇET DAVASI

    Ankara’da Gazi Üniversitesi Tekstil tasarımı öğrencisi Şule Çet (23), 29 Mayıs 2018’de, saat 04.00 sıralarında lüks plazanın 20’nci katından düşerek öldü.

    Olayın ardından Çağatay Aksu ve Berk Akand, gözaltına alındı. İlk ifadelerinin ardından Aksu ve Akand serbest bırakıldı. Ancak soruşturma derinleştikçe savcılık olayın cinayet olabileceği ihtimali üzerinde yoğunlaştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın da talimatıyla soruşturma, cinayet soruşturmasına dönüştürülerek, Aksu ve Akand tutuklandı.

    SAVCISI DEĞİŞTİ

    Soruşturma sürerken, Çet’in ailesi ve kadın dernekleri, sosyal medyadan olayın cinayet olduğunu, savcılık tarafından yeterince etkin soruşturma yürütülmediği yönünde kamuoyu oluşturdu. Çet’in cinsel saldırıya uğradığının ortaya çıkması üzerine, soruşturmayı yeterince hızlı yürütmediği gerekçesiyle savcı değişikliğine gidildi. Savcı Aykut Hüseyin Koca tarafından soruşturma tamamlanarak iddianame düzenlendi.

    SAVCI ‘CİNSEL SALDIRI VE CİNAYET’ DEDİ

    Savcı iddianamede; ifadeler, raporlar, tanık ifadeleri, telefon incelemeleri sonrası Şule Çet’in cinsel saldırıya maruz kaldığını ve plazanın 20’inci katından atılarak öldürüldüğü sonucuna ulaştı. Olaydan hemen sonra ‘intihar’ diye başlatılan soruşturma, cinsel saldırı ve cinayet soruşturmasına dönüşerek, hazırlanan iddianamede Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın ‘kasten öldürme’ ‘cinsel saldırı’ ve hürriyetten yoksun bırakma’ suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve 39 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.

    Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek açılan davanın, ilk duruşmasının görülmesine bugün yapılıyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının avukatı da şikayetçi olarak duruşmada hazır bulundu.

  • Putin Talimatı Verdi! Rusya Türkiye’ye Vizeyi Kaldırdı

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, iş seyahati için giden iş insanları ile TIR ve kamyon şoförü olarak Rusya’ya giden Türk vatandaşlarına uygulanan vize rejimini kaldırdı.

    Rusya hükümetinden yapılan açıklamaya göre, Rusya Devlet Başkanı Putin, 24 Kasım 2015’te Rus Su-24 uçağının Türk F-16’ları tarafından düşürülmesi nedeniyle Türkiye’ye uygulanan özel ekonomik önlemlerin bazılarını iptal etti.

  • Elektrik Faturası Desteği Hayata Geçiyor! Elektrik Faturası Desteği Nasıl Alınır?

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ihtiyaç sahibi vatandaşların aylık 150 kilowatt saate kadar elektrik tüketimlerini devletin üstleneceğini açıklamıştı. 2,5 milyonun üzerindeki haneyi yakından ilgilendiren uygulama için somut adımlar atılmaya başlandı. Vatandaşların elektrik faturalarının 80 liraya kadar karşılanmasını öngören çalışma 15 Şubat’ta uygulamaya geçiyor.

    BAKANLIK PTT’YE YATIRACAK

    10 milyon kişinin yararlanacağı destek kapsamında fatura bedelleri her aileden belirlenen bir kişinin adına PTT’ye yatırılacak. Aileler ödeme noktası kapsamında PTT’yi tercih edecek ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 15 Şubat’tan sonra faturası kesilen hanenin fatura bedelini PTT’ye yatıracak.

    DESTEK MİKTARI KİŞİ SAYISINA GÖRE BELİRLENECEK

    Fatura ödemek için PTT’ye giden vatandaşa gişe memuru tarafından hak ettiği destek miktarı söylenecek ve destek miktarını aşan ücretler aileler tarafından karşılanacak. Hanenin yararlanacağı destek miktarı ise kişi sayısına göre belirlenecek. Buna göre ailelere 40 ila 80 lira arasında destek sağlanacak.

    ERDOĞAN OCAK AYINDA AÇIKLAMIŞTI

    Erdoğan Ocak ayında konu hakkında şu açıklamayı yapmıştı:

    “Düzenli sosyal yardım alan ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın aylık 150 kilowatt saate kadar elektrik tüketimlerini devlet olarak biz üstleniyoruz. Bu kapsamda yaklaşık 2,5 milyonun üzerindeki hanede her ay ortalama 80 liralık elektrik faturasını devlet karşılamış olacak.”