Blog

  • Köpeğe tecavüz etmeye kalktı, mahalleli linç edecekti

    Edinilen bilgilere göre olay, sabaha karşı Fatih Şehremini Mahallesi’nde yaşandı. Bir kağıt toplayıcı, sokak köpeğine tecavüz etmeye kalkıştı. Köpeği önce kimsenin görmemesi için arabaların arasına götüren şahıs, ardından kağıt topladığı aracı da önüne koyarak kendini kamufle etti.

    Sık sık çevreye bakan zanlıyı mahalleli gördü. Zanlıyı gören mahalleli tepki gösterdi. Evlerinden inen vatandaşlar, kağıt toplayıcısını tekme tokat dövdü. Yaşananlar güvenlik kameralarına da saniye saniye yansıdı.

    Mahallelinin şikayeti üzerine olay yerine gelen polis, zanlıyı gözaltına aldı. Geceyi karakolda geçiren zanlı, sabah saatlerinde adliyeye sevk edildi.

  • Kılıçdaroğlu: Tarım ve Orman Bakanı’nı Zaytung kadrosuna alırsanız çok memnun olurum

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşuyor:

    Dünyanın en büyük enflasyonunu yaşayan ülkelerinden birisiyiz. Eskiden kilo ile aldıkları ürünleri şimdi tane ile almaya başladılar. Böyle bir tablo ile niçin karşı karşıyayız? Oy verdiniz, kanun çıktı yetmedi, 17 yıldır tek başına yönetiyor. ‘Bana yetki verin, tek adam olayım, her şey düzelecek’ diye söz verdi, o da yetmedi. Neden bu fiyatlar yükseliyor? Kuru soğan artışı yüzde 231, biber artışı yüzde 155. Sivri biber yüzde 147, pırasa yüzde 116… Böyle gidiyor liste. ‘Mutfakta yangın var’ derken bunu kastediyoruz. 17 yıldır Türkiye’yi yöneten bir iktidarın ülkeyi getirdiği noktayı hep beraber oturup düşünmemiz lazım.”

     Sen bu ülkenin ekonomisini sağlam temeller üzerine oturttun da fiyatlar mı yükseldi? İhracatı da yasakladılar, o da tutmadı. Tarım Bakanı çıktı ‘Et yemeyin, ot yiyin’ dedi. Otun fiyatı arttı. Bu Tarım ve Orman Bakanı’nı Zaytung kadrosuna alırsanız çok memnun olurum.”

  • CHP grup toplantısında dikkat çeken haykırış! “Bebeğim ölüyor”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu’nun konuştuğu bir esnada çaresiz bir anne, çocuğunu havaya kaldırarak “Bebeğim ölüyor” dedi. Kılıçdaroğlu, “Toplantı bitince yanına geleceğim” dedi.

    “BEBEĞİM ÖLMEK ÜZERE”

    Kılıçdaroğlu, pahalı ve piyasada bulunmayan ilaç fiyatlarından bahsederken çaresiz bir anne çocuğunu hava kaldırarak “Bebeğim ölmek üzere” diye Genel Başkan’a seslendi. Kılıçdaroğlu bunun üzerine “Geleceğim, geleceğim. Toplantı bitsin söz yanına geleceğim” dedi.

  • Doktor ve sekreterinin kirli işbirliği

    Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında,  “icbar suretiyle irtikap” suçunu işlediği iddia edilen Gaziantep Üniversitesi Tıp  Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi tutuksuz sanık  Prof. Dr. Ö.B. ile ona yardım ettiği iddia edilen özel muayenesindeki sekreteri  N.Ö.K. hakkında iddianame hazırlandı.

    Sanık Ö.B. hakkında, gerçekleştirdiği 6 eylem için ayrı ayrı 10 yıla  kadar, sekreterine de “icbar suretiyle irtikap” suçuna yardım etmekten 5 kez 5  yıla kadar hapis cezası talep edilen iddianame, 5. Ağır Ceza Mahkemesince kabul  edildi.

    İddianamede, Ö.B’nin hastaları yönlendirdiği özel muayenehanesinde,  üniversitede yapacağı ameliyatlar için hasta yakınlarından para aldığı iddiaları  üzerine soruşturma başlatıldığı hatırlatılarak hasta yakınlarının ifadelerine yer  verildi.

    Başka bir doktorun yönlendirmesiyle eşini sanığın özel muayenehanesine  götürdüğünü aktaran mağdur E.O.K, Ö.B’nin “eşinin acilen ameliyat edilmesi  gerektiğini” belirterek kendilerinden 15 bin lira istediğini ve ameliyatı da  Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaptığını anlattı.

    Eşinin tedavisi için Adıyaman’dan gelen M.E. de daha önce gittikleri  doktorların yönlendirmesi üzerine eşiyle Ö.B’nin muayenehanesine gittiklerini ve  sanığın ameliyat için kendilerinden 10 bin lira istediğini savundu.

     “TEDAVİYİ YARIDA KESERİM TEHDİDİ” 

    Ö.B’nin eşini üniversite hastanesinde ameliyat ettikten bir gün  sonra odalarına gelerek “Ödemeyi yapmak için ofise uğramamışsınız. Bu ikidir  başıma geliyor. Parayı almadan hastaları ameliyat etmeyeceğime yemin etmiştim.  Paranın hazır olmadığını bilseydim kesinlikle ameliyata başlamazdım. Parayı  vermezsen tedaviyi yarıda keserim. Patoloji sonuçlarına da bakmam” dediğini iddia  eden M.E, parayı ödeyemedikleri için Ö.B’nin eşinin hastaneden taburcu edilmesini  de engellediğini savundu.

    Y.Y. de annesinin rahatsızlandığını, hastanede yapılan tetkiklerde  vücudunda kitle bulunduğu ve kanser olabileceğinin söylendiğini belirterek bu  konuda uzman kişinin Ö.B. olduğunu öğrendiklerini ve muayenehanesine gittiklerini  aktardı.

    Ö.B’nin annesinin raporlarını inceledikten sonra “acilen ameliyat  edilmesi gerektiğini, aksi takdirde kanserin vücuda yayılabileceğini ve ölüm  riski oluşabileceğini” söyleyerek kendilerinden 20 bin lira istediğini ileri  süren Y.Y, “İndirim yapmasını istedik, o da en son 18 bin lira olacağını söyledi.  Biraz daha indirim yapmasını isteyince, öfkeli bir şekilde, ‘Bundan aşağı olmaz,  fazla ısrar etmeyin. Parayı vermezseniz ameliyatı yapmam.’ deyince annemin  rahatsızlığının vermiş olduğu endişe ve korkuyla kabul ettik. Ertesi gün  üniversite hastanesine annemin yatışı yapıldıktan sonra Ö.B. gelerek ‘Parayı  çarşamba günü getirin, yoksa ameliyatı yapmam.’ diyerek bizi tekrar korkuttu.”  ifadelerini kullandı.

    Şanlıurfa’da yaşayan Y.Ş. de tavsiye üzerine sağlık sorunları  yaşayan eşiyle Ö.B’nin Gaziantep’teki özel muayenesine geldiklerini aktararak  sanığın “eşinin rahminin alınması gerektiğini, zor bir operasyon olacağını ve  yaklaşık 5 saat süreceğini” belirterek kendilerinden 20 bin lira “bıçak parası”  talep ettiğini anlattı.

    Pazarlık sonucu 12 bin liraya anlaştıklarını ifade eden Y.Ş,  “Ameliyatın 5 saat yerine bir saat sürmesi üzerine Ö.B’ye nedenini sordum. O da  ‘temiz çıktığını, korkacak bir şey olmadığını’ söyledi. Başka bir hastaneye  gittiğimizde ise teşhisin yanlış olduğunu, tedaviye geç kaldığımızı ve eşimin  vücudunda parçalar kaldığını öğrendik. Bunun üzerine eşime ışın tedavisine  başlanıldı.” şeklinde beyanda bulundu.

    “İrtikap” suçunun anlatılarak benzer davalarla ilgili Yargıtay  kararlarına yer verilen iddianamede, şu değerlendirmede bulunuldu:

    “Somut olayda da sanığın, ‘hastaların durumunun ağır ve ölümcül  olduğu, derhal ameliyata alınmaları gerektiği, ameliyatın çok zor olduğu, 5 saat  süreceği, parayı vermedikleri takdirde ameliyat etmeyeceği’ şeklinde her türlü  zorlayıcı hareketle belli bir şiddete ulaşan, ciddi ve etkisinden kolaylıkla  kurtulma olanağı olmayan baskı ile manevi cebir uygulayarak hasta yakınlarından  değişik zamanlarda 15 bin ile 20 bin lira arasında değişen miktarlarda para  aldığı anlaşılmıştır.”

     “PARA VERENLER ÖZEL EKİP TARAFINDAN KARŞILANMIŞ”

    Hasta yakınlarının parayı ödemedikleri takdirde hastalarına  bakmayacağı ya da ameliyat gününün çok ileri bir tarihe alınacağı, bu nedenle  hastalığın kötüleşeceği endişesiyle istenen parayı ödedikleri ifade edilen  iddianamede, şunlar kaydedildi:

    “Sonuç olarak, sanığın ağır jinekolojik ölümcül hastalarla ilgili  özel muayenehanesine yönlendirdiği hastaların durumunun çok ağır olduğunu, vakit  kaybetmeksizin ameliyat edilmeleri gerektiğini, 20 bin lira verdikleri takdirde  sıra beklemeden ameliyat olabileceklerini, para vermedikleri takdirde ameliyata  girmeyeceğini söylediği anlaşılmıştır. Hasta yakınlarının da ameliyatın vaktinde  ya da gereği gibi yapılmayacağı endişesiyle kendilerini mecbur hissederek borç  para bulup, ameliyat parasını ödemek zorunda kaldıkları, bu parayı da sanığın  bazen kendisinin bazen de sekreterinin aldığı belirlenmiştir. Bu hastaların  hastanede özel bir ekip tarafından karşılandığı, yatışlarının yapıldığı,  işlemlerinin hızlandırıldığı ve sanığın sıra bekletmeden ameliyat yaptığı  belirlenmiştir.”

    Sanığın ameliyat parası almadığı yönündeki beyanına itibar  edilemeyeceği ifade edilen iddianamede, Ö.B’nin 6 ayrı eylemle ilgili toplam 60  yıla, sekreterinin de aynı suça yardımdan 5 ayrı eylemle ilgili 25 yıla kadar  hapisle cezalandırılması talep edildi.

  • Playstation 5 Ne Zaman Satışa Çıkacak? Özellikleri Neler?

    PlayStation 5 için düğmeye basan Sony, gelecek yıl yeni oyun konsolunu karşımıza çıkaracak. Hakkında bugüne dek pek çok sızıntı yapılan PS5’le ilgili en çok tartışılan konulardan biri yeni konsolun geriye dönük uyumlu olup olmayacağıydı. Şirkete yakın kaynakların iddiasına göre PS5; PS4, PS 3 ve hatta PS2 desteğine dahi sahip olacak.

    Ancak geriye dönük uyumluluğun nasıl sağlanacağı henüz detaylandırılmış değil ve bir süre daha beklememiz gerekecek.

    Diğer yandan PS5’le ilgili henüz bilinen pek bir şey de yok. Bu oyun konsolunun AMD’nin Navi mimarisine dayanan 8 çekirdekli Ryzen işlemci ve özel bir GPU kullanacağı söyleniyor, hepsi bu. Cihazın 500 dolar civarında bir fiyat etiketinin olacağı da gelen bilgiler arasında.

  • Müjdat Gezen, 2. Abdülhamid’in torununa hakaret suçlamasıyla hakim karşısına çıktı

    İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan Müjdat Gezen ile şikayetçi Nilhan Osmanoğlu Vatansever katıldı.

    “KENDİSİNİ İLK DEFA GÖRÜYORUM”

    Savunması sorulan Müjdat Gezen, “Savunulacak bir şey göremiyorum. Kendisini ilk defa görüyorum. Hiç tanımıyorum. Kendisine hakaret etmedim” dedi. Gezen’in avukatları Fuat Selvi ve Toygar Öztürk ise müvekkillerinin cümlelerinde hakaret içeren söz olmadığını ve hakaret kastı olmadığını belirterek derhal beraat kararı verilmesini talep ettiler.

    “EDEP YOKSUNU SÖYLEMLERDE BULUNULMUŞTUR”

    Şikayetçi Nilhan Osmanoğlu Vatansever ise ” Yüzbinlerce kişinin izlediği bir programda çocuğum, ailem izlerken mizahla nitelendirilemez, edep yoksunu söylemlerde bulunulmuştur. Bunları eleştiri gibi de nitelendiremeyiz. Hala internette videoları dönüyor. Şikayetçiyim” dedi.

    “CEZALANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ”

    Şikayetçi avukatı Cem Kaya da müvekkiline yüzbinlerce kişinin gözleri önünde hakaret edildiğini savunarak “Kendisi çocukluğumuzdan beri hayranlıkla izlediğimiz bir sanatçıdır. Keşke öyle kalsaydı ancak son dönemlerde sadece müvekkilime değil, Cumhurbaşkanı da olmak üzere pek çok kişiye ideolojik söylemlerle hakaretlerde bulunmaktadır. Cezalandırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

    TARTIŞMA YAŞANINCA HAKİM DURUŞMAYI SONLANDIRDI

    Bunun üzerine söz alan Müjdat Gezen, “Ben burada suç olan şeyin ne olduğunu anlamış değilim. Telefonla katıldığım programa ‘Hanımefendi adayı istiyor’ dediler. Ben de ‘Adayı değil de neyse. Bunu sonra konuşuruz’ dedim. Burada kimseyi aşağılayacak bir ifade kullanmadım. Avukat yalan söylüyor” dedi. Gezen’in bu sözü üzerine avukat Cem Kaya, “Bana ‘yalancı’ demiştir. Tutanağa geçirilsin” diye müdahale etti. Gezen’in avukatları, müvekkillerinin savunmasına müdahale edildiğini belirterek tepki gösterdi. İki tarafın karşılıklı tartışması devam ederken hakim, “Burası kavga yeri değil. Duruşma yeri” diyerek duruşmayı bitirdiğini belirtti. Duruşma tartışma nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi.

    İDDİANAME

    İddianamede, Nilhan Osmanoğlu Vatansever’in 15 Şubat 2017’de Halk TV’de Uğur Dündar tarafından yayımlanan programa katılan Yılmaz Özdil ve Müjdat Gezen arasında geçen konuşmada kendisine, ailesine hakaret edildiğini belirterek şikayetçi olduğu belirtildi. İddianamede, program akışı, anlık seyirci tepkisi dikkate alındığında Müjdat Gezen’in hakaret suçunu oluşabileceği belirtilerek 9 aydan 2 yıl 4 aya kadar hapsi talep edildi.

  • Burdur’da Hastaneye Başvuranların Sayısı 1271’e Ulaştı

    Burdur’un Bucak ilçesinde bulantı, kusma ve ishal şikayeti nedeniyle hastaneye başvuranların sayısı 1271’e yükseldi.

    Alınan bilgiye göre, ilçede son üç günde 1271 kişi bulantı, kusma ve ishal şikayetiyle hastanelere başvurdu.

    Hastaların büyük bölümü ayakta tedavinin ardından taburcu edilirken, 6’sı çocuk 16 kişi Bucak Devlet Hastanesinde gözlem altında tutuluyor.

    Burdur’un Bucak ilçesinde pazar gününden bu yana bulantı, kusma ve ishal şikayetiyle hastaneye başvurular yaşanmış, başvuruların artması üzerine içme suyundan numune alınarak incelemeye gönderilmişti.

  • Fatih Altaylı hakim karşısında

    İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ilk duruşmada sanık Fatih Altaylı ile avukatı hazır bulundu. Duruşmaya müşteki Abdullah Kesercioğlu da katıldı. Mahkeme karşısında savunma yapan sanık Fatih Altaylı, olay günü eşinin rahatsızlığından dolayı hastaneye gitmek için yola çıkacaklarını, bu esnada araçta şoförünün bulunduğunu ve kendisi olay yerinde yokken araçla ilgili cezai işlem yapıldığını söyledi. Altaylı, eşinin hastalık durumundan dolayı buna sinirlendiğini ve polis memurları ile yaşadığı tartışmada şikayette bulunacağını söylediğini ifade etti. Fatih Altaylı, ‘mahvedeceğim’ gibi bir kelime kullanmadığını da savunmasına ekledi. Altaylı, “Önce insan olmayı öğren dedim. İçinde bulunduğum durumdan dolayı sinirli olduğumdan küfür ettiğim doğrudur. Yalnız ben tartışmanın sonunda kendi kendime söylenmek için bu şekilde küfür etmiştim. Müştekinin yüzüne karşı söylenmiş sözler değildir. Bu esnada oradaki bir vatandaş telefonu ile bu sözleri kaydetmiştir. Şikayet edeceğim yasal haklarımı kullanacağım dedim. Bu tehdit değildir. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum” dedi.

    ÖZÜR DİLEDİĞİNİ HATIRLATTI 
    Sanık Fatih Altaylı’nın avukatı Emine Rezzan Aydınoğlu savunmaya katıldığını ve müvekkilinin hastalık durumunu polis memurlarına izah etmesine rağmen ‘hastanız varsa ambulans çağırın, burada durmak yasak’ şeklinde dönüşler aldığını söyledi. Müvekkili Fatih Altaylı’nın sinirlendiğini, bu nedenle o sözleri söylediğini ama bu sözlerin müştekiye yönelik olmadığını da ifade etti. Sanık avukatı müvekkilinin yaşanan olaydan dolayı özür dilediğini mahkeme heyetine aktardı ve müvekkilinin beraatini talep etti.

    “SÖZLERİ DUYMADIM” 
    Müşteki polis memuru Abdullah Kesercioğlu ise tartışma esnasında Fatih Altaylı’nın kendisine yönelik söylediği hakaret sözlerini duymadığını, olay yerinde bulunan bir vatandaşın kaydettiği görüntüleri gördükten sonra hakaret sözlerinden haberdar olduğunu söyledi. Müşteki ayrıca Fatih Altaylı’nın ‘sizi mahvedeceğim’ şeklinde sözlerini duyduğunu mahkemeye aktardı. Müşteki, sanık ile görüştüklerini, uzlaştıklarını ve şikayetçi olmadığını ifade etti.

    Fatih Altaylı’nın şoförü tanık Kenan Güngör ise Altaylı’nın olay günü kendisini arayarak eşinin rahatsızlandığını söylediğini ifade etti. Tanık Güngör, “Evin önüne geldiğimde polis memurları duraklama yapmanın yasak olduğunu söylediler. Ben hasta beklediğimi söylememe rağmen hakkımda cezai işlem uyguladılar. Yapılan işlemden sonra ben bir tur atıp tekrar gelmek için hareket ettim. Olaylar bu esnada yaşanmış, ben söylenen sözleri duymadım” dedi.

    Tarafların dinlenilmesinin ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, görüntüleri çektiği iddia edilen tanık Talip Güven hakkında zorla getirme emri çıkarılmasına hükmederek duruşmayı erteledi.

    OLAYIN GEÇMİŞİ 
    Şişli’de aracını yasak yere park ettiği gerekçesiyle trafik polisi ile tartıştığı ve bu esnada polis memuruna hakaret edip tehditte bulunduğu iddia edilen Fatih Altaylı’nın, “kamu görevlisine hakaret ve tehdit” suçlarından 1 yıl 8 aydan 4 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.

  • Liseli Helin’i öldüren sanığın cezası onandı

    Pendik’te, lise öğrencisi Helin Palandöken’i silahla  öldürdüğü, 2 kişiyi de yaraladığı gerekçesiyle Mustafa Yetgin’e verilen  “ağırlaştırılmış müebbet” ve 28 yıl 6 ay hapis cezası onandı.

    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, 13 Ekim 2017’de  tartıştığı lise öğrencisi Helin Palandöken’i silahla öldürdüğü, 2 kişiyi de  yaraladığı gerekçesiyle yerel mahkemece hapis cezasına mahkum edilen Mustafa Yetgin’in dava dosyasına ilişkin yapılan istinaf başvurularını karara bağladı.

    Ceza dairesinin kararında, yerel mahkemenin kararında usul ve esasa  ilişkin bir aykırılığın bulunmadığı, delil ve işlemlerde herhangi bir eksiklik  olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin de yerinde olduğu kaydedildi.

    Yetgin hakkında kurulan “ağırlaştırılmış müebbet” ve 28 yıl 6 ay hapis  cezası hükmünde bir isabetsizlik görülmediği aktarılan kararda, bu nedenle  yapılan istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği belirtildi.

    Ceza dairesinin kararıyla Mustafa Yetgin’in, “ağırlaştırılmış müebbet”  ve 28 yıl 6 aylık hapis cezası onandı.

    DAVANIN GEÇMİŞİ

    Mustafa Yetgin, Pendik Güzelyalı Tren istasyonunda, 13 Ekim 2017’de  tartıştığı lise öğrencisi Helin Palandöken’i silahla vurmuş, burada bekleyen 2  kişiyi de yaralamıştı. Palandöken olay yerinde hayatını kaybetmiş, yaralılar ise  hastaneye kaldırılmıştı.

    Daha sonra Pendik Ticaret Meslek Lisesi’ne giden Yetgin, burada  intihara kalkışmış, polis ekiplerince gözaltına alınmıştı.

    Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 5 Temmuz 2018’de verdiği kararında,  sanık Mustafa Yetgin’i Helin Palandöken’i öldürdüğü gerekçesiyle “çocuğa karşı  tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına  çarptırmıştı.

    Sanığın cezasında indirim uygulamayan mahkeme heyeti, Yetgin’i ayrıca  “çocuğu kasten öldürmeye teşebbüs”, “silahla kasten yaralama” ve silahla tehdit”  suçlarından da toplam 28 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum etmişti.

  • Ünlü iş insanı Nazire Dedeman hayatını kaybetti

    Henüz 17 yaşındayken bir arkadaşının evinde cansız bedeni bulunan oğlu Umut Önal’ın şaibeli bulduğu ölümünü aydınlatmak uğruna verdiği adalet mücadelesi ile hafızalara kazınan Umut Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, iş kadını Nazire Dedeman yaşamını yitirdi.