Olay, Bahçelievler Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, B.Ö. ve B.D. adlı kişilerin içinde bulunduğu otomobil, eski cumartesi pazarı içerisinde bulunan Altınevler Camii önünde kesildi. Diğer otomobilde bulunan kişi veya kişiler, B.Ö. ve B.D’yi tabancayla yaraladı.
Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Polislerin yaptığı incelemeler sırasında olayda kullanıldığı tahmin edilen bir tabanca birkaç sokak ileride bulundu. Yaralılar olay yerine gelen ambulansla Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı.
Polis ekipleri olayın ardından kaçan zanlıların yakalanması için çalışma başlattı.
Blog
-
Önünü kestikleri araçtaki kişileri vurdular: 2 yaralı
-
102 yaşındaki dilenci 80 yıldır dileniyor
Samsun Büyükşehir Zabıta Daire Başkanlığının organizesinde, İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube ve İl Göç İdaresi Müdürlüğüne bağlı ekipler İlkadım ilçesinin birçok noktasında dilencilere karşı operasyon gerçekleştirildi. Ekipler ilçede bulunan Cumhuriyet Meydanı ve Atatürk Bulvarı çevresinde çocuklarıyla birlikte dilenen başta yabancı uyruklu olmak üzere dilencileri tespit etti.
“Daha yeni geldik”
Dilencilerin tespiti sırasında daha önce birçok defa gözaltına alınan 102 yaşındaki Menevşe K. ve gelini Sevim K. yeniden dilenirken yakalandı. Dilencilerin gözaltına alındığı Sevim K. adlı dilencinin zabıtalara “Daha yeni geldik” demesi ise dikkat çekti.102 yaşında 80 yıldır dileniyor
Zabıta yetkilileri 102 yaşındaki şahsın yaklaşık 80 yıldır dilendiği, şahsın her gün Çarşamba ilçesinden dilenmek için Samsun merkeze geldiği ve ailesinden de birçok kişinin dilendiği bilgisini verdi.
Gözaltına alınan dilenciler idari işlemleri yapılmak üzere Büyükşehir Zabıta Daire Başkanlığına ait dilenci toplama merkezine götürüldü. Tespit edilen dilencilere 153 lira idari para cezası uygulandı. -
Hatay’da şaşırtan görüntü
Hatay’ın Dörtyol ilçesinde sağanak yağış caddeler ile narenciye bahçelerini göle çevirdi.
Sağanak yağış hayatı olumsuz etkilerken alt yapının yetersiz olduğu caddeler sular altında kaldı. Yolun karşısına geçmek isteyen yayalar uzun süre yağmur sularının çekilmesini bekledi. Araç sürücüleri ise göle dönen caddelerden geçerken zor anlar yaşadı. Bazı evlerin girişini su bastı. Narenciye bahçeleri sular altında kaldı.
Yağış sonrası yağmur sularının biriktiği caddede lastik bot ile gezinti yapmaya çalışan genç ise şaşırttı.
-
Yana düşen başını eliyle tutarak yaşıyor
Antalyalı Ayşe Ünüvar baş sallama, istemsiz, süregelen, bükücü, döndürücü nitelikte kas kasılmalarıyla ortaya çıkan istem dışı tekrarlanan hareketlere neden olan, geçici ya da kalıcı anormal postürlere yol açan bir hareket bozukluğu olarak bilinen servikal distoni hastalığına çare arıyor.
Bir yıl önce fabrikada çalışırken rahatsızlığın etkilerini hissetmeye başladığını ve bir süre sonra başının sürekli döndüğü için işini yapamaz olduğunu söyleyen Ayşe Ünüvar, “Antalya’da özel bir hastaneye gittim, burada servikal distoni rahatsızlığı teşhisi konuldu. 3 ayda bir 3 kez beyin botoksu yapıldı. En son geçen hafta yaptırdım, devam edeceğim. Botoks kasılmaları gevşetip biraz ağrılarımı dindiriyor ancak tedavi etkisi yok. Tek elimle başımı tutmam gerektiği için işimden ayrılmak zorunda kaldım. Hastalığım engel olarak kabul edilmiyor. Ne yazık ki yüzde 10 gibi bir engel grubuna dahil ediliyor. Ben gerek otururken gerekse yürürken bir elimle sürekli başımı ve çenemi tutmak zorunda kalıyorum. Aksi taktirde başım istem dışı yana doğru dönüyor” dedi.
Fabrikadan ayrıldıktan sonra bir çay ocağı açarak kendi işini yapmaya başlayan Ayşe Ünüvar “Kızımla birlikte çalışıyorum. Ağırlıklı olarak kızım destek çıkıyor. Yeni açtığım için çok fazla müşterim yok, ben sadece tek elimi kullanabiliyorum. Bugüne kadar henüz çaresi bulunamayan hastalığa yakalanan Manavgat’ta benim dışımda 2 arkadaşım daha var. Sosyal medya üzerinden de 300 civarında servikal distoni hastasıyla haberleşiyoruz. Hayat kalitesini asgariye düşürüyor. Bir an evvel tedavisinin bulunmasını bekliyoruz” ifadelerini kaydetti.
-
Korkunç olayın ayrıntıları ortaya çıktı
Olay, dün saat 16.30 sıralarında Şehit Furkan Yavaş Anadolu Lisesi’nde meydana geldi. Lisede 7 yıldır hizmetli olarak çalışan, 2 çocuk annesi Şengül G., okulun bahçesinde ablasının eşi Erdal Demirsoy’u pompalı tüfekle vurdu. Vücudunun çeşitli yerlerine saçma isabet eden Demirsoy, kanlar içinde yere yığıldı. Silah sesini duyanlar, durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Erdal Demirsoy, doktorların müdahalesine rağmen kurtarılamadı.
Soruşturma başlatan polis, okulun bahçesinden yürüyerek dışarı çıkan Şengül G.’yi, olayda kullandığı pompalı tüfekle birlikte yakalayarak gözaltına aldı. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerine teslim edilen ve emniyete götürülen Şengül G.’nin buradaki işlemlerinin sürdüğü bildirildi. Şengül G. polise verdiği ifadede, eniştesinin bir süredir kendisini taciz ettiğini, bu durumun artık dayanılmaz hale geldiğini söyledi. Şengül G., Demirsoy’un okula da gelebileceğini düşünerek tüfeği yanında getirdiğini, gelip aynı davranışları sürdürmeye kalkışınca onu vurduğunu anlattı.
OTOPSİ YAPILDI
Erdal Demirsoy’un cenazesi ise savcının incelemelerinin ardından dün İzmir Adli Tıp Kurumu morguna gönderildi. Otopsi işlemlerinin tamamlandığı, Demirsoy’un cenazesinin yakınlarınca teslim alınıp toprağa verileceği belirtildi.
Polisin olayla ilgili soruşturmasının sürdüğü bildirildi.
-
Bakan Soylu: “Hadi gitsinler de görelim”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ihlamurlar Kasrı’nda muhtarlarla bir araya geldiği programda, konuşmasına başlarken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın muhtarlara başarı dileklerini iletti.
Türkiye’nin 31 Mart’taki meselesinin, ülkede kurulmuş herhangi bir sandıktan sadece bir belediye başkanı çıkarmak olmadığını belirten Soylu, bunun böyle görüldüğü zaman meselenin tam anlamıyla anlaşılamayacağını söyledi.
Soylu, Türkiye’nin 31 Mart akşamından beklentisinin, 15 Temmuz’daki kararlı duruşun altına kalın bir imza, “Yenikapı ruhu”nun altına güçlü bir mühür vurabilmek olduğunu ifade etti.
Birileri kabul etmese de itibarsızlaştırmaya çalışsa da 31 Mart meselesinin, beka ve istikrar meselesi olduğunu vurgulayan Soylu, “Bizim meselemiz, Türkiye’nin başına yıllardır türlü türlü çorap örmeye çalışanlara karşı milli iradeden, demokrasiden ve istikrardan yana sağlam bir duruş ortaya koymaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Soylu, Türkiye’nin geçmişindeki yerel ve genel seçimleri anımsatarak, “Birileri çıkıyor hükümeti altüst edebilmek, Türkiye’yi yöneten insanlara başka bir tabloyu oluşturabilmek için ellerinden geleni ortaya koymaya çalışıyor. Bunu hem dışarıdan aldığı desteklerle hem de kendi içerisinde on yıllardır sinsi bir şekilde oluşturdukları medyadan, bütün kamuoyu araçlarına kadar hepsiyle gerçekleştirmeye çalışıyor. Bunların hepsinden ayakta kalabilmemizin bir tek sebebi var, o da peşi sıra gelen seçimler.” diye konuştu.
“HER ON YILDA KİRLİ BİR TEZGAH…”
Bugün Türkiye’nin başına hangi çoraplar örülmeye çalışıldığını iyi hesap ettiklerini vurgulayan Soylu, Türkiye’nin terörle, darbelerle, fitnelerle, ekonomiyle yorulduğunu, Çorum ve Kahramanmaraş olaylarıyla, Hamido suikastlarıyla karşı karşıya bırakıldığını anımsattı.
Süleyman Soylu, her on yılda kirli bir tezgah ortaya konup Türkiye’nin önünün darbelerle kesmeye çalışıldığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bütün bunları yaparken de bir de terör ortamı oluşturmaya çalıştılar. Taşeronlarına PKK’yı kurdurdular, bu milleti etnik kökenleri üzerinden ayrıştırmak istediler, aramıza nifak ve nefret sokmaya çalıştılar. İnsanlarımızı şehit ettiler, paramızı verdik, enerjimizi verdik. Dünya işine gücüne bakarken, üç kuruşluk ülkeler turizm ve üretim zengini olurken, bizi bu saydığım işlerin tamamıyla meşgul ettiler. Darbeleri de üretimsizliği de kardeş kavgalarını da terörü de Türkiye’nin ayağına bir pranga olarak taktılar.”“ŞU ANDA KİMİN UMURUNDA TERÖRİST BAŞI”
Bakan Soylu, Türkiye’nin karıştırılmaya çalışıldığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Dün Mardin’de 300-500 kişiyle, güya aday açıklayacaklar HDP’ciler, ‘PKK’nın siyasi kolu’ diyorum onlara, hala kafaları, birilerinin talimatlarıyla aynı nokta üzerinden devam ediyor. Gerilla marşı okuyorlar, biz gereğini yerine getiriyoruz ya şimdi, öbür taraftan milletimizi orada birtakım şeylere çağırıyorlar. Burada söylemek istiyorum, onların da propagandalarını yapmak istemiyorum.
“HADİ GİTSİNLER DE GÖRELİM BAKALIM”
Terörist başı, şu anda kimin umurunda, terörist başı. Onun için açlık grevi de yapan güya sözde eski bir milletvekilinin evine gidip, onunla beraber nöbet tutmaya çalışıyorlar. Yani işi tekrar etnik köken üzerinden nasıl hareketlendirilir, onlar eski zamanlardaydı. Şimdi teröristler ölüyor, öldürüyoruz teröristleri. Cenazelerine gitmeye çalışıyor milletvekilleri, hadi gitsinler de görelim bakalım, hadi gitsinler.”
“25 BİN 406 KONUT YAPILDI”
Yeni bir sürece doğru gidildiğini belirten Soylu, “Bize oy sadece belediye başkanlığı, milletvekilliği, iktidarda kalmak için lazım’ diye düşünüyorsak hata ederiz. Bize oy belini bükmek istedikleri Türkiye’nin dik durabilmesi için lazım.” ifadesini kullandı.
İçişleri Bakanı Soylu, bugün terörle mücadele yaptıklarını vurgulayarak, “Sözümüzü yüksek söylememizin bir tek nedeni vardır, milletimizin bize sandıklarda verdiği destek ve güçtür. Yoksa bizi yukarıdan aşağıya büyük bir baskı altına alırlar.” dedi.
Soylu, sadece teröristleri dağda kıstırmak ve sıkıştırmanın yetmeyeceğine dikkati çekerek, “Her şeyi orada yapacaksınız ki. Milletimize bası kurmaya çalışanlara fırsat vermeyeceksiniz. Çukur olaylarında, o insanların hayatlarını altüst etmeye çalışanlara inat bir şekilde eylemlerinden sonra 25 bin 406 konut yapıldı. Benden sonra oraya en çok giden Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayımız Mehmet Özhaseki.” diye konuştu.
Özhaseki’nin bilgisiyle, birikimiyle, meselelere karşı soğukkanlı yaklaşımıyla, özellikle Doğu ve Güneydoğu’da ortaya koyduğu tavrıyla büyük bir anlayışı yerine getirdiğinin altını çizen Soylu, “Belediyeciliği var. Ankaralılar, eğer bu konuda Özhaseki’ye bir 5 yıl burada vize verdikleri zaman görecekler ki, önümüzdeki 5 yıl belki de Ankaralı dostlarımızın hem birlikte yönettikleri hem de birlikte adım attıkları ve Ankara’ya çok şey kattıkları, 5 yıl sora da tanınmaz bir noktaya getirebilecek bir adımı atacaklar.” ifadesini kullandı.
“ŞUBAT’IN 20’SİNDE BİR TERTİP DAHA GECE BEKÇİMİZ BAŞLIYOR”
Bakan Soylu, önemli bir dönemden geçildiğini yineleyerek, muhtarlara “Yarın öbür gün birlikte ittifak edenler, ‘nasıl salladık’ diye birbirine çak yaparsa, 31 Mart akşamı başımızı yere eğeriz. Bizim başımızı yere eğdirmeyin.” çağrısında bulundu.
Muhtarlardan bir talebinin bulunduğunu belirten Soylu, “Şu anda 87 olay oldu, 47’si muhtar olayı. Sizler tecrübelisiniz, diğer muhtar adaylarına da ‘bu centilmence bir rekabettir deyip, onları da böyle tavsiyelerde bulunursanız demokrasi şenliği içerisinde bir seçim geçiririz.” dedi.
Soylu, Ankara’nın asayişiyle ilgili bilgi vererek, “2017 yılının başında Ankara’daki hırsızlık günde 33’tü, şu anda günde 9 oldu. Şubat’ın 20’sinde bir tertip daha gece bekçimiz başlıyor.” ifadesini kullandı.
İstanbul ve Ankara’ya trafiği düzenleyecek trafik polisi vereceklerini belirten Soylu, uyuşturucuyla mücadelede ciddi yol kat ettiklerini de anlattı. Soylu, yaptıkları uyuşturucu operasyonları anımsatarak, “Dün gece de 350 bin de dün yakaladık. Bunları köküne kibrit suyu dökeceğiz.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Programa, AK Parti Keçiören Belediye Başkan Adayı Turgut Altınok, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ve partililer de katıldı.
-
Bacağından vurulan genç önce güldü sonra şarkı söyledi
Sultangazi ilçesi Esentepe Mahallesi’nde bulunan Sanko Sanayi Sitesi’nde bir oto tamirhanesine dün akşam saat 20.30 sıralarında otomobilden kimliği belirsiz kişiler tarafından tabanca ile peş peşe ateş açıldı. Daha sonra saldırganlar, olay yerinden kaçarken, oto tamirhanesinin sahibi Yakup Derya’nın oğlu 19 yaşındaki Hakan Hamza Derya, bacağından yaralandı. Yaralıya ilk müdahaleyi sanayi sitesi esnafı yaptı. Açılan ateşte seken kurşunlardan biri, iş yerinin önünde bulunan araca, ikisi ise iş yerinin içerisinde bulunan boya fırını kapısına isabet etti.
AMBULANSA TAŞINIRKEN HEM GÜLDÜ HEM ŞARKI SÖYLEDİ
Haber verilmesinin ardından olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin müdahalesinin ardından yaralı Hakan Hamza Derya’yı bir arkadaşı kucaklayarak ambulansa taşıdı. Arkadaşının yardımıyla ambulansa taşınan Derya, hem güldü hem şarkı söyleyerek kendisini vurduğunu söylediği “Ramazan” adlı kişiyi tehdit etti. Hakan Hamza Derya, ambulansla Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Derya’nın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
YARALININ CANI ÇOK YANDI, ÇOK BAĞIRDI
Görgü tanıklarından Giray Polat, “Bir beyaz araçtan bir kişi indi, ateş açıp, kaçtılar. Yaralı çocuğun canı çok yandı, çok bağırdı. Çocuğu zor susturdular. Arkadaşları sakinleştirmek için baya bir uğraştı” dedi.
4 EL ATEŞ ETTİLER
Bir başka görgü tanığı ise, “İlk olarak üç kişi burada iş yeri sahibi ile tartıştı, kavga etti. Sonra gittiler. Daha sonra gidenlerden iki kişi araçla 2-3 defa buradan geçti. Sonra araçtaki bir kişi iş yerine 4 el ateş etti” diye konuştu.
Polis ekipleri, saldırının ardından kaçan zanlıların yakalanması için çalışma başlattı.
-
CHP’nin Şişli Adayı Muammer Keskin Oldu
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. CHP’de bugün MYK ve Parti Meclisi toplantılarının ardından belirlenen yeni belediye başkan adayları açıklanacak.
-
Davada 2 metrelik kalas delil olarak sunuldu
Cumhuriyet savcısının hazırladığı iddianameye göre; Kurtuluş Cebeci Mahallesi’ndeki binanın yıkımı sırasında tozdan rahatsız olan Cengiz Temir ve Hasan Belek, çalışma yapan kepçeye taş attı, operatör Ayhan Demir’e tepki gösterdi. Çıkan kavgada Temir ve Belek, Demir’i yumrukladı. Demir de eline geçirdiği tahta parçasıyla Temir ve Belek’i darbetti. Temir, hafif, Belek ise ağır yaralandı. Müşteki ve sanık olan Temir ve Belek’in ‘hakaret’ ve ‘basit yaralama’, yine müşteki ve sanık olan Demir’in ise ‘yaralama’ suçunda yargılanması istendi.
‘YARALAYACAK ŞEKİLDE VURMADIM’
Ankara 13’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 30 Ocak’ta görülen duruşmasında tutuklu müşteki sanık Ayhan Demir ile tutuksuz müşteki sanıklar Cengiz Temir ve Hasan Belek, hazır bulundu. Tutuklu sanık Ayhan Demir savunmasında, Temir ve Belek’in çalışırken kepçenin camlarına taş atarak kırdıklarını ve kendisine hakaret ettiklerini belirterek, “Hasan Belek, eline aldığı taşla omzuma vurdu. Cengiz de yumrukla kulağıma vurdu. Ben de inşaat alanından aldığım sopayla Hasan Belek’in sağ omzunun arka kısmına vurdum. Cengiz Temir’e kesinlikle vurmadım. Hasan Belek’e de yaralayacak şekilde vurmadım. İnşaat alanı olduğu için itişme sırasında yere düştü. Yaralanması bu şekilde olmuş olabilir. Suçsuzum. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum” dedi.
‘TAŞ ATIP KÜFÜR ETMEDİK’
Müşteki sanıklardan Hasan Belek, kepçeye taş atmadıklarını ve küfür etmediklerini savunarak, “6 gündür yıkım çalışması sürüyordu. Bütün bina tozdan rahatsızdı. Önlem almalarını istedik, belediyeye şikayet ettik. Ancak hiçbir önlem almadıkları gibi inşaat sahibi, ‘böyle çalışacağız, istediğiniz yere şikayet edin’ dedi. Olay günü de kepçenin sesinden dolayı operatöre sesimizi duyurmak istedik. Ancak o aşağıya indi ve eline aldığı kalasla bize vurmaya başladı. Ben kalas darbesiyle yere düştüm. Yerdeyken de kafama kalasla vurdu. Şikayetçiyim ve beraatimi istiyorum” dedi. Cengiz Temir de operatörün kalasla saldırdığını ileri sürdü.
TANIKLAR DİNLENDİ
Tanıklardan İbrahim Taşkın, kepçe operatörü Demir’in çıkan tartışma sonrası inşaat alanında bulduğu ‘5-10’ diye tabir edilen kalasla Temir ve Belek’e vurduğunu, yaralanan Belek’in ambulansla hastaneye götürüldüğünü söyledi. Tanık Veli Özdemir de inşaatın sahibi olduğunu, daha önce de Temir ve Belek’in yıkım çalışmalarına tozdan rahatsız oldukları için zorluk çıkarttıklarını ileri sürdü.
MAHKEME GÖREVSİZLİK KARARI VERDİ
Mahkeme, tanık ve müşteki sanık ifadelerinin tamamlanmasının ardından, Ayhan Demir’in tutukluluk halinin devamına karar verdi. Yargılamanın ‘adam öldürmeye teşebbüs’ suçundan yapılmasına hükmeden mahkeme, görevsizlik kararı vererek, dosyayı Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.
AVUKAT MAHKEMEYE KALASLA GELDİ
Duruşmadan 1 gün sonra Ayhan Demir’in avukatı Emrah Güner, marangoz atölyesinden temin ettiği 2 metrelik kalasla adliye geldi. Görevsizlik kararı veren Ankara 13’üncü Asliye Ceza Mahkemesi hakimi ise Avukat Güner’e, kalası, dosyanın gittiği Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilmesi gerektiğini belirtti. Avukat Güler de kalası Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne dilekçe yazarak tutanakla ibraz etti. Avukat Güler dilekçesinde, “Duruşmalarda da çok açık görüldüğü üzere müvekkilimin boyu 1,50 metre civarındadır. 2 metre boyunda 5-10 eninde kalası dilekçemiz ekinde dosyaya sunmaktayız. Böyle bir kalasla müvekkilimin hareket etmesi, kaldırabilmesi dahi imkansızdır. Gerekirse görevli mahkeme tarafından iş bu dosyaya sunduğumuz örnek kalas ile keşif yapılmasını, Adli Tıp Kurumu’nda da rapor alınmasını talep etmekteyiz. Bu durum taraf beyanlarının gerçeği yansıtmadığını ispat etmektedir. İddia edilen oluşun da gerçek olmadığını açık ve seçik biçimde göstermektedir” dedi.
Mahkemenin kalası delil olarak kabul edip etmeyeceği duruşmanın görülmesinden sonra ortaya çıkacak.
-
Tosun’un sosyal medya sorumlusu planları anlattı
Çiftlikbank’ın elebaşı ‘Tosun’ lakâplı Mehmet Aydın’ın en yakınındaki isimlerden olan ve geçtiğimiz hafta yakalanan ‘Sosyal Medya Sorumlusu’ Umeyr Karakoç’un ifadelerine Hürriyet ulaştı. Karakoç ifadesinde Mehmet Aydın’ın Arjantin ve kurmayı planladığı oyun sistemini anlattı. Karakoç, Uruguay’dan taksiyle geçtikleri Arjantin’de Mehmet Aydın’ın hastanalarak iki gün yattığını, Türk konsolosluğundan da bürokratik işlemler için gerekli belgeleri alamayınca vazgeçerek Türkiye’ye döndüklerini söyledi. Karakoç, ‘mafya musallat olmasın diye’ Aydın’ın, finans ve yazılım ekibini yurt dışına çıkardığını da iddia etti.
ARJANTİN PLÂNI
“2017 Haziran ayı olabilir. Brezilya’nın Sao Paulo şehrine gittik. Oradan da Uruguay’a geçtik. Bir hafta orada kaldık. Mehmet’in bu sefer ki amacı Arjantin’de bir Fame Game firması kurmaktı. Osman Naim Kaya dil bildiği için Mehmet’e yardımcı oluyordu. Orada kiralanmış bir ev ve araç (BMW X4M4) vardı. Yani önceden hazırlanmıştı. Amaç arabayla Arjantin’e geçmekti. Ancak arabanın belgeleri tamam olmadığı için Arjantin’e geçirmediler. Sonradan taksiyle Arjantin’e geçiş yaptık. Boenes Aires’te Shareton Hotel’de kaldık. Mehmet orada hastalandı. İki gün kadar yattı. Sonra Türk konsolosluğuna gittik. Ancak Mehmet istediği belgeleri oradan alamadı. İşlemler yapılmadı. İşlemleri halledemeyince Türkiye’ye uçakla döndük.”
“MAFYA MUSALLAT OLABİLİR”
“Mehmet Aydın, firmanın finans ve yazılım kısmında çalışanların artık yurt dışında çalışması gerektiğini, çünkü mafyanın musallat olabileceğini söylüyordu. Yazılım ve finans ekibiyle birlikte Arjantin’e gittik. Arjantin’e gitmeden önce Ataşehir’de bir otelde bayilere bilgilendirme toplantısı yapıldı. Şirketin bu birimlerinin yurt dışında faaliyet göstereceği belirtildi. Boenes Aires’te bir ev tutuldu. Home ofis olarak kullanıldı. Hepimiz orada çalıştık. ”
BAHAMALAR’DA KURBAN TATİLİ
“Kurban bayramı geliyordu. 15 günlük bir tatil düşünüldü. Bahama adalarına hep birlikte gittik. Mehmet’in babası vefat etmişti. Türkiye’ye gelip tekrar Arjantin’e döndük. Biz Arjantin’deyken veri tabanımızın ele geçirildiğine dair bir e-posta almıştık. Bunu yazılımcıya gösterdim. ‘Önemli değil’ dedi. Ancak aynı mail Bahamalar’dayken aynı kişi e-postayı Mehmet’e de atınca durum ciddileşti. Cudi Cumhur (yazılımcı) sistemdeki açıkları kapatmak için çalışmaya başladı. Biz de bu kişinin kim olduğunu tespit etmeye çalıştık. Sonradan bu kişi birkaç kez daha sisteme girdiğini söyledi. Onunla ilgili suç duyurusunda bulunduğumuzu hatırlıyorum”
“DUBAİ’DE DE KURACAKTIK”
“Karakoç Dubai’de kurmak istediklerini sistemi de şöyle anlattı: “Türkiye’deki gibi aynı sistemi Dubai’de kurmayı düşünüyorduk. Orada bir yerel oyun kurulacaktı. İnternetten oynanacaktı. Ayrıca kahvaltı salonları da açılacaktı. Ben oranın kârından pay alacaktım. Ancak bu durum gerçekleşmedi.”