Blog

  • Çin, dünyanın en uzun 3D baskı köprüsünü yaptı

    Çin’in en büyük şehirlerinden Şangay’da bir ilk gerçekleşti. Pekin’deki Tsinghua Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden bir ekip, 3D printer ile dünyanın en uzun beton köprüsünü üretti.

    86 feet yani 26.21 metre uzunluğundaki köprü sadece üç boyutlu yazıcı kullanılarak inşa edildi. Köprü, Hebei şehrinde yapımı 589 – 618 yılları arasında 21 yıl süren ülkenin en eski köprüsü olan Zhaozhou Köprüsü’nden ilham alarak tasarlandı.

    Ağırlıklı olarak kalker kullanılarak yapılan 3D köprünün üretilmesi 450 saat sürdü ve standart bir beton köprünün üçte biri kadar maliyeti sahip. Köprünün gövdesi 44 adet 3D basılmış beton bloktan oluşurken yapının geri kalanında 68 ayrı beton levha kullanıldı. Parça parça basılan köprü iki robotik kol tarafından birleştirildi.

    İnşaat başlamadan önce daha küçük bir model üzerinden tasarımın bütünlüğü ve yaya geçişine olan dayanıklılığı test edildi. Köprüde iç gerilim ve deformasyonu izleyen ve mühendislerin yapının durumunu gerçek zamanlı olarak gözleyebileceği bir sistem de bulunuyor.

    Profesör Xu Weiguo tarafından tasarlanan köprü estetikten yoksun olduğu nedeniyle kimileri tarafından beğenilmese de dünyanın en uzun 3D köprüsü unvanını Çin’e getirdi.

    Dünyanın ilk 3D köprüsü ekim 2017’de Hollanda’da yapılmıştı ve sadece 7.92 metre uzunluğundaydı. Eindhoven Teknoloji Üniversitesi tarafından yapılan köprü 800 beton katmadan oluşuyordu ve bisikletli geçişi için kullanılıyor.

  • İstanbul Büyükçekmece’deki bir apartmanda patlama! Yaralılar var

    Güzelce Mahallesi Hayat Caddesi’nde bulunan 4 katlı binanın en alt katında henüz bilinmeyen nedenle patlama  geldi. Patlama sonrası alt katı alevler sardı. Yangına müdahale için çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Yangında yaralanan 1’i ağır 3 kişi ambulansla hastaneye gönderildi. Yangın söndürülürken binada büyük çapta hasar meydana geldi.

  • Yargıtay: “Geriye doğru nafaka istenemez”

    Şiddetli geçimsizlik yaşayan çift, anlaşmalı boşanma yoluyla ayrıldı. 1. Aile Mahkemesi, 3.5 yaşındaki çocuğun velayetini babaya verdi. Ancak kadın yurt dışına çıkınca çocuğunu da yanına aldı. İddiaya göre; baba tam 13 yıl boyunca velayeti resmen kendisinde olan çocuğunu hiç arayıp sormadı. Bunun üzerine 1. Aile Mahkemesi’ne müracaat eden anne, eski eşinin yurt dışına çıktıkları tarihten itibaren çocuk ile maddi ve manevi olarak ilgilenmediğini öne sürdü. Müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmesi ve aylık 1000 TL iştirak nafakası talebi ile 2. Aile Mahkemesi’ne dava açtığını da hatırlatan kadın, yaklaşık 13 yıl davalının desteği olmadan çocuğun giderlerini karşıladığını beyan etti. Fazlaya ait hakları saklı kalmak şartı ile çocuk için geçmişe yönelik yapılan masraflara karşılık olmak üzere 20 bin TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etti. Mahkemede ifade veren baba ise kendisinin müşterek çocuğun ihtiyaçlarına destek olduğunu, ancak belgelerini muhafaza etmediğini, velayeti kendisinde olan çocuk için davacının para talep etme hakkı olmadığını belirterek davanın reddini diledi.

    Mahkeme, 2. Aile Mahkemesi’nin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen karar ile müşterek çocuk için aylık 250 iştirak nafakası takdir edildiğine dikkat çekti. 

    Kararda, “Bu nafaka miktarından hakkaniyet kuralları uyarınca indirim yapılarak aylık 200 TL’den on yıllık nafaka tutarının davalının, 2002-2012 yılları arasında yapmadığı katkı payı olarak hükmedilmesi gerektiği kanaati ile davalıdan, karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte 20 bin TL alacağın alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir” denildi.

    Hüküm, süresi içinde davalı tarafından temyiz edildi. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Babanın sorumsuzluğu karşısında evladına 13 yıl boyunca bakanın annenin nafaka talebini geri çevirdi.

    Yargıtay kararında şöyle denildi: “Somut olayda davacı, velayeti davalı babaya verilmiş müşterek çocuğa yaptığı masraflar için geriye dönük nafaka talep etmektedir. Davacı, müşterek çocuğun velayeti babasına verilmiş olmasına rağmen ahlaki bir görevi ifa ederek çocuğuna bakmıştır. 6098 Sayılı Türk Borç Kanunu’nun (TBK) 78/2. maddesinde belirtilen ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmelerin geri istenemeyeceği hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda; davacının, çocuğu için yaptığı masraflar Türk Medeni Kanunu’nun 327/1.maddesi gereğince; ahlaki bir görevin yerine getirilmesi mahiyetindedir. TBK’nın 78/2 gereğince geri istenmesi mümkün değildir. Mahkemece, bu husus göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Karar oy birliği ile bozulmuştur.”

  • Türkiye güzelinin yatak odasını dinlemişler!

    Miss Model of Turkey 2005 birincisi eski manken Sinem Sülün, 2013 yılında işadamı Mustafa Yüksel’le evlenmişti. Yatak odasındaki üçlü prizde böcek bulunca mahkemeye başvuran Sinem Sülün, kayınvalidesi ve kayınpederinden şikayetçi oldu.

    Yüksel Ailesi hakkında ‘Kişiler arasında aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek’ suçundan dava açıldı. Sülün, bu süreçte eşi Mustafa Yüksel’den boşandı. İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nce karara bağlanan davada, Sinem Sülün’ün eski eşi Mustafa Yüksel, kayınvalidesi Hikmet Birsen Yüksel ve kayınpederi Sami Yüksel,‘Zincirleme şekilde kişiler arasında aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek’ suçundan 3’er yıl 9’ar ay hapis cezasına çarptırıldı.

    ERTELEMEYE RET

    Yüksel Ailesi’nin avukatları, kararın iptal edilmesini ve suçsuz olduklarını ileri sürerek beraatlarını talep etti. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını kaldırarak, eski eş Mustafa Yüksel’in beraatine karar verdi, kayınpeder Sami Yüksel ve kayınvalide Hikmet Birsen Yüksel’in cezasını ise iyi hal indirimi uygulayarak 2’şer yıl 6’şar ay 25’er güne düşürdü.

    Bu sırada Sülün’ün avukatı Bülent Ernas, “Genç bir kadın ve yeni evli olan Sülün’ün yatak odası, gizlice dinlenerek özel hayatına, en mahrem ve en özel alanına tecavüz edilmiştir” diyerek Yüksel Ailesi’ne 500 bin liralık tazminat davası açtı. Kararın kesinleşmesi sonrası, yeniden İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi’ne başvuran kayınvalide Hikmet Birsen Yüksel ve kayınpeder Sami Yüksel, aldıkları hapis cezasının infazını ertelemek istedi. Fakat mahkeme, infazın ertelenmesi talebini reddetti. İnfaz erteleme süresi dolduğu için Yüksel Ailesi hakkında yakalama kararı çıktı.

  • Karnından 6 Kiloluk Ur Çıktı

    Edinilen bilgiye göre, Emine Bektaş (48), ağrıları artınca ve aşırı kilo problemi sebebiyle Bandırma Devlet Hastanesine başvurdu. Burada yapılan tahlillerde kadının karnında kist olduğu belirlendi. Yapılan başarılı bir operasyonla Bektaş’ın karnından 15 santimetre çapında yaklaşık 7 kilo ağırlığında bir kitle çıkarıldı.

     

    Ameliyatı gerçekleştiren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Orhan Akkaya, Emine Bektaş’ın kendilerine karın şişliği ve ağrı problemiyle başvurduğunu söyledi.

    Akkaya, “26 yıldır bu mesleği yapıyorum. Bugün kadınlarda sıkça görülen ve tedavisi çok kolay olan miyom ameliyatını yaptık. Hastamızın ismi Emine Bektaş, 48 yaşında ve menopoza girmiş. Miyom büyük boyda olduğu için çok ihmal edilmiş. Hastamız polikliniğimize karın şişliği ve karın ağrısı şikâyetinde başvurdu. İlk bakışta 6-7 aylık gebelik görüntüsü vardı. Ultrason ile miyom olduğunu tespit ettik. Bütün tetkikleri yaptıktan sonra ameliyat ettik. Bu miyom kendi kas dokusunda geliştiği için genelde iyi huyludur. Ameliyat 2 saat sürdü. Gayet başarılı bir ameliyat gerçekleşti. Çıkarttığımız kitle yaklaşık 6 kilogram ağırlığındadır. Miyomlar kanla beslendiği için hastamız da kansızlık söz konusu ve 5 ünite kan verdik. İlk 24 saat hastanemiz de istirahat ettikten sonra taburcu işlemi gerçekleşecektir. Benim tavsiyem 35 yaşından sonra en az yılda defa doktor kontrolüne gelmesi gerekiyor” dedi.

  • Cep telefonunda kiralama dönemi başlıyor

    Türkiye’de her yıl yaklaşık 10-12 milyon cep telefonu satılıyor. Yaklaşık 4 milyon telefon da ikinci elde alınıp satılıyor.

    Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu ikinci el telefonların güvenlik açısından risk taşıdığını ve çoğunun kayıtdışı olduğunu vurguladı.

    Davos’ta konuşan Terzioğlu, “Biz 3 operatör olarak aslında bu konuya eğildik. Türkiye’de telefon sahipliğini telefon kiralamaya dolayısı ile kullanılan telefonların güvenli şekilde tekrar pazarda kullanılmasını yenilenmesini sağlayacak yeni kabiliyetler oluşturuyoruz” dedi.

    Uygulama kapsamında kullanılmış telefonlar yenilenecek, güvenlik problemlerinden arındırılacak ve garanti kapsamına alınacak. Terzioğlu, şöyle devam etti: “Telefonların yenilenebilir halde Türkiye’deki teknolojileri kullanarak tekrar kullanıma hazır ama güvenli bir şekilde kullanıma hazırlanması çok önemli. Bu alanda yatırımlarımıza devam edeceğiz.”

    EKONOMİYE 1 MİLYAR LİRA KATKI 

    Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, bu çalışmanın Türkiye ekonomisine 1 milyar lira kazanç sağlayacağını söyledi. Terzioğlu bu cihazların ihraç edilebileceğinin de altını çizdi.

  • ‘Volfram’ hırsızları yakalandı! Piyasa değeri…

    Tuzla’daki bir iş yerinden yüklü miktarda toz kimyasal maddenin çalınması olayıyla ilgili Tuzla Asayiş Büro Amirliğince yapılan çalışmalarda şok bilgilere ulaşıldı. 8 Ocak günü yaşanan olayın ardından başlatılan çalışmalarda ifadesi alınan iş yeri sahibi İsrail İ., çalınan kimyasal toz ham maddeyi piyasaya sürmeye çalışan zanlıya ait telefon numarasını polis ekiplerine verdi. Şüphelinin açık kimliğinin tespiti ve yakalanması için alıcı gibi davranan polis ekipleri, şüpheliye ait telefonu aradı. Pendik Kurtköy’de yaşadığı belirlenen telefon numarasının sahibi F.Y., polise toz maddenin satışıyla ağabeyinin ilgilendiğini söyledi. Bunun üzerine Asayiş Büro Amirliğine bağlı ekip, sosyal medya ve saha çalışması sonucunda şüphelinin lise öğrencisi 2003 doğumlu F.Y. olduğunu tespit etti. Ayrıca F.Y.’nin bir süre önce okuduğu liseden ayrıldığı belirlendi. Şahsın adresine giden ekipler, şüpheliyi ikametinde yakaladı.

    Şüpheli, kendisine çalıntı malzemeler sorulduğunda, mahalleden tanıdığı E.Ü isimli zanlının bahse konu çalıntı malzemelerin fotoğraflarını kendi telefonuyla çekip başka bir şahsa gönderdiğini ifade etti. Adı geçen E.Ü.’nün tespiti için polis tarafından yapılan çalışmalar sonucunda ise farklı suçlardan çok sayıda suç kaydının yanı sıra, hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan arama kararı olduğu tespit edildi. Bunun üzerine polis ekipleri E.Ü.’nün yakalanması ve değeri yaklaşık 2 milyon lirayı bulan söz konusu çalıntı kimyasal maddenin ele geçirilmesi için şahsın Ertuğrul Gazi Mahallesi’ndeki adresine operasyon düzenledi. Bu sırada zanlı E.Ü., evin arka penceresinden atlayarak kaçmaya başladı. Yaşanan kovalamaca sonucu polis ekipleri zanlıyı kıskıvrak yakalayarak etkisiz hale getirdi.

    Şahsın adresinde yapılan aramada ise ikametin kömürlük bölümünde 11 adet farklı ebatlarda plastik bidonlar içerisinde söz konusu çalıntı ‘Volfram Madeni‘ halinde malzemeler ele geçirilerek polis ekiplerince muhafaza altına alındı. Gözaltına alınan E.Ü., çıkartıldığı mahkemece tutuklanarak Maltepe 1 No’lu Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna sevk edildi. Çalınan madenin piyasa değerinin 2 milyon TL olduğu öğrenildi.

  • Sevgilisini bıçaklayan kadın polisi aramış: ‘Aşkım ölüyor…’

    Olay,  geçen yıl 30 Ocak’ta Karşıyaka Mahallesi’nde meydana geldi. Selma Kaymaz ile sevgilisi Reşat Kabakçı arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesiyle Kaymaz, eline aldığı bıçakla Kabakçı’yı bıçakladı.  Ağır yaralanan Kabakçı, ambulansla kaldırıldığı Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Polis tarafından gözaltına alınan Selma Kaymaz tutuklandı.

    HAKİM KARŞISINDA ÇIKTI

    Kaymaz hakkında ‘kasten adam öldürme’ suçundan Çorum 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Hakkında müebbet hapis cezası istenen Selma Kaymaz’ın yargılanmasına başlandı. Kaymaz’ın hazır edildiği duruşmaya öldürülen Reşat Kabakçı’nın ailesi ve avukatları katıldı. Selma Kaymaz, ifadesine “Reşat ile 7 yıldır birlikte yaşıyoruz. Kendisinden bir çocuğum var. Kendisi benim yanımda  kalıyordu. İlk  yıllar aramızda  problem yoktu. Ancak sonraki  dönemlerde beni başka erkeklere pazarlıyordu. Olay günü ya evi terk edecektim ya da sığınma evine gidecektim. Reşat eve geldi. Eve eşya taşımak için gelenleri kovarak, ‘Hiçbir yere gidemezsin yoksa seni  öldürürüm’ diyerek beni tehdit etti. Dışarıda alkol aldık. Birlikte eve geldik, biriyle telefonla konuştu. Benim orada çalışmam konusunda pazarlık yaptı. Aramızda tartışma çıktı. Ortam bir anda gerildi. O bana ben de ona vurdum. Kendisine bir kez bıçak darbesi vurdum. Yere düştü, ‘aşkım ölüyor’ diye bağırdım, 112’yi ve polisi aradım, sonra öldüğünü öğrendim. Kastım öldürmek değildi” dedi.

    ‘EŞİM ONUNLA MUTLU DEĞİLDİ’

    Duruşmaya çocuklarıyla birlikte katılan Reşat Kabakçı’nın eşi Tuğba Kabakçı, Selme Kaymaz’ın fuhuş yaptığını iddia ederek şikâyetçi olduğunu söyledi. Tuğba Kabakçı, “7 yıllık ilişkisi olduğunu biliyorum. Onunla yaşamaya  başlamıştı, eve çok nadir gelirdi. Boşanma davası açmamıştım. Eşim olaydan on gün önce evine geri dönmüştü. Eşim, onunla mutlu değildi. Bana ‘Reşat’ı sana yar etmeyeceğim, onu öldüreceğim’ diyordu. Eşimle birlikteyken de fuhuş yapmaya devam ediyordu. Benim ölen eşimden iki çocuğum var” diye konuştu. Mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.

  • Dışişleri Bakanlığı’ndan ‘Prespa Anlaşması’ açıklaması

    Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Makedonya ile Yunanistan arasındaki isim sorununa dair yapılan Prespa Anlaşması’nın 25 Ocak 2019 tarihinde Yunanistan Parlamentosu’nda onaylanması hakkındaki soruya yazılı cevap verdi. Türkiye’nin, Makedonya Cumhuriyeti’ni bağımsızlığından bu yana bu anayasal ismiyle tanıdığını aktaran Aksoy, “İsim sorunu olarak adlandırılan bu mesele, 27 yıldır Makedonya’nın özellikle NATO ve AB üyelik süreçlerinin önünde bir engel teşkil etmekteydi. Bu konuya çözüm getiren Prespa Anlaşması’nın Makedonya Parlamentosu’nun ardından Yunanistan Parlamentosu’nda da onaylanmış olmasından, Makedonya’nın NATO ve AB üyelikleri önündeki bu engelin ortadan kalktığı anlayışıyla memnuniyet duymaktayız” açıklamasında bulundu.