Blog

  • Cinsel saldırıdan yargılanan Göç İdaresi eski Müdürü: Bana tuzak kuruldu

    Olay, geçen yıl 3 Şubat günü, Mısırlı Marwa Attia Abdelrazek Moustafa’nın oğlu Karim Mohamed Abdelhakam Mohamed’in, polise ihbarıyla ortaya çıktı. Eve gelen polis, kapıyı açan Marwa Attia Abdelrazek Moustafa’nın odayı işaret etmesi üzerine, içeride bulunan İl Göç İdaresi Müdürü Ahmet B.’yi gözaltına alındı. Suçlamaları kabul etmeyen Ahmet B., ifadesinin ardından serbest bırakılırken, Valilik tarafından hakkında idari soruşturma başlatıldı. Evli olan Ahmet B.. olayın ardından dilekçesini verip emekli oldu.

    Ahmet B. hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘basit cinsel saldırı’ suçundan iddianame hazırlandı. İddianamedeki ifadesinde 20 Eylül’de Türkiye’ye geldiğini belirten Marwa Attia Abdelrazek Moustafa, 20 Kasım’da Konya İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne gidip iltica talebinde bulunduğunu belirtti. Sadece ikamet izni alabileceğini öğrenen Moustafa, bir ay sonra evrakını hazırlayıp tekrar gittiğinde Yemen uyruklu bir kadınla karşılaştığını, kadının kendisine kurum Müdürü Ahmet B.’nin iyi bir insan olduğunu söylediğini, bunun üzerine çocuklarıyla birlikte Ahmet B.’nin yanına gidip görüştüğünü anlattı.

    YARDIM İÇİN EVE GELDİ

    Görüşmede Ahmet B.’yi kendisine yardımcı olacağını söylemesi üzerine oradan ayrıldığını ifade eden Moustafa, akşam saatlerinde Ahmet B,’nin telefonla aradığını, yardımcı olacağını söylediğini, sonra da evine geldiğini ileri sürdü. Ahmet B. evine geldiğinde çocukların diğer odada olduğunu belirten Moustafa, kendisine, ‘Sen çok hoşuma gittin. Ben seninle evlenmek istiyorum’ dediğini ileri sürdü. Moustafa, yaklaşık 1 saat oturan Ahmet B.’nin bir gün sonra da tekrar evine geldiğini ve ‘Seninle birlikte olmak istiyorum’ dediğini, bunun üzerine korktuğu için ‘tamam’ deyip, mutfaktaki kızının yanına gittiğini öne sürdü. Ahmet B.’nin da yaklaşık yarım saat oturduktan sonra evden ayrıldığını söyledi. Moustafa, Ahmet B.’nin 3 Şubat günü tekrar evine gelmesi üzerine, dışarda olan oğluna mesaj atıp, polis çağırmasını istediğini belirtti.

    BANA TUZAK KURULDU

    Ahmet B.’nin Konya 2’nci Asliye Ceza Mahkamesi’nde yargılanmasına devam edildi. Tutuksuz yargılanan Ahmet B., buradaki savunmasında kendisine komplo kurulduğunu ileri sürdü. Ahmet B., “Ben ihtiyaç sahiplerinin evlerine giderek onların ihtiyaçlarını tespit ederim. Yardıma muhtaç, savaş mağduru kişilerle elimden geldiğince ilgilenirim. Beni ararlar ve ihtiyaçları olduğunu söylediklerinde elimden geleni yaparım. Bana bu suçlamayı atan Marwa Attia Abdelrazek Moustafa da bana gelerek yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. Ben de neye ihtiyacı olduğunu belirlemek üzere evine gittim. Beni çağıran kendisidir, Sonradan öğrendim ki benim müdürlüğümü istemeyen bir dernek tarafından bana tuzak kurulmuş. O derneğe giden bazı yabancı uyruklu kişiler, dernek müdürünün benim hakkımda, ‘ona tuzak kuracağım’ diye konuştuklarını duymuşlar. Ben üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Ben birçok insanın evine gidip, yardımcı oldum. Marwa Attia Abdelrazek Moustafa’ya cinsel saldırıda bulunmadım” dedi. Hakimin neden sen gidiyorsun? sorusuna üzerine ise, “Telefonda çok duygusal konuşuyorlar. Bazen ağlıyorlar. Ben de üzülüp bizzat evlerine kendim giderek, ihtiyaçlarını tespit ediyorum” diye konuştu.

    TELEFONUNA SÜREKLİ MESAJ GELİYORDU

    Ahmet B.’nin yanında 3 yıl görev yaptığını belirten polis memuru M.A. ise, “Ahmet Beyin telefonuna sürekli mesaj geliyordu. Gözaltına alındığı gün, eşyaları arabaya taşırken bize İçişleri Bakanının Konya’da bir programa geldiğini, o nedenle aceleme etmemizi söyledi. Arabadayken yine mesaj geldi. Hareket edeceğimiz zaman bize kendisini arabadan indirmemizi söyledi. İhtiyaç sahibi yabancı uyruklu birisinin yardımcı olacağını, daha sonra bizim yanımıza geleceğini söyledi. Ben Mısırlı kadını kurumda çıkardığı taşkınlık dolayısıyla tanıyorum. Ahmet Bey uzun süre gelmeyince böyle bir olay olduğunu, kendisinin karakoldu ifade verdiğini öğrendik” dedi.

    Duruşmada dinlenen Suriyeli kadın tanıklar da Ahmet B.’nin kendilerinin de evlerine birçok kez geldiğini, var olan ihtiyaçlarının tespit edip, kendilerine yardımcı olduklarını söyledi.

    Dava ertelendi.

  • Tecavüzcüsü ile evlendirildi, 13 yaşında anne oldu, şimdi de…

    Güvenlik gerekçesiyle kadın sığınma evinde yaşayan Ayşegül A. (23), 12 yaşında halasının oğlu S.A tarafından cinsel istismara uğradığını ve küçük yaşta anne olduğunu iddia etti.

    Kendisi 13 yaşında iken oğlunu, 14 yaşında iken de kızını dünyaya getiren anne Ayşegül A., 17 yaşına kadar kocasının her türlü şiddetine maruz kaldığını söyledi. Birçok ilde kadın sığınma evlerinde kaldığını söyleyen Ayşegül A., Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi) tarafından 25-12-2018 tarihinde kocasından ayrıldığını, karar sonrası iki çocuğunun babasına verildiğini söyledi.

    Ayrıldığı kocasına verilen çocuklarının velayetinin kendisine verilmesini isteyen Ayşegül A., “12 yaşında halamın oğlu tarafından cinsel istismara maruz kaldım. 13 yaşında oğlum oldu. 14 yaşında kızım oldu. 17 yaşına kadar eşimden şiddete, hakarete ve cinsel istismara uğradım. Daha sonra ailesinin zoruyla resmi nikah kıyıldı. Daha sonra ben çocuğumla çok kez evden kaçmayı denedim. Sonrasında boşanma davası açıldı. Kadın konuk evine yerleştirildim. 4 yıl kadın konuk evinde kaldım ve koruma altındaydım. Erzurum, Mersin, Artvin ve Rize’deki kadın konuk evlerinde kaldıktan sonra Erzurum’da kendime bir yaşam ortamı kurdum. Boşanma davamız da bu süreç içerisinde açıldı. Davalarımız Türkoğlu ilçesi aile mahkemesinde görülüyordu davalarımız. Sonra çocukların babası görme kararı almış. Karar sonrası çocukları 25 günlüğüne aldı götürdü. Karar sonrası hakim bizim boşanmamızı reddetti ve çocuklarımın velayetini babaya verdi. Ben çocuklarımı istiyorum. Cinsel istismar yapanların ceza almalarını istiyorum” dedi.

    Ayşegül A.’nın avukatı Esra Sabancı Gemci ise, Ayşegül A.’nın yaşadığı olayların travma etkisi yaptığını, Ayşegül A.’nın cinsel istismar sonrası 13 ve 14 yaşlarındayken ardı ardına çocuğunun olduğunu ve ailesinin hiçbir zaman kendisine destek olmadığını söyledi. Gemci, “Ben dosyayı inceledim. 2016 yılından bu yana boşanma davaları devam ediyor. Ayşegül A. ciddi bir mağduriyet yaşamış. 12 yaşında cinsel istismara uğruyor, ilk çocuğunu 13 yaşında ikinci çocuğunu ise 14 yaşında doğuruyor. Bu aslında çok ciddi travmatik bir olay. Ailesi hiçbir zaman yanında olmuyor. Anne ve babasından baskı görüyor. Kocasıyla bir evin içine kapatılarak zorla birlikte olduruluyor. Canından vazgeçip intihar etmek istiyor ve bu hiçbir şekilde umursanmıyor. Senelerce şiddete maruz kalıyor. Çocuklarını kurtarmak istiyor. Ayşegül hanımın yaptığı bu davranış, herkesi karşısına alışı çok önemli görüyor ve ciddi bir kadın aktivizmi olarak görüyorum. Türkoğlu Aile Hukuk Mahkemesi’nde görülen boşanma davasında bizim davamız reddedildi. Karşı tarafın, yani eski eşinin davası kabul edildi, boşanma gerçekleşip iki çocuğun velayeti babaya verildi ve bize bir de 5 bin liralık komik bir rakam ile hüküm verildi. Olay daha kesinleşmedi ve bunun daha istinaf süreci var. Daha sonra başka süreçler de var. Bizim ayrıca cinsel istismar ile ilgili savcılığa suç duyurumuz da var. Bu da mesela çok yavaş ilerliyor. Herkesinki çok hızlı ilerlediği halde, bu durum inatla çok yavaş ilerliyor. Çok yanlı bir adaletle karşı karşıyayız. Ben Ayşegül hanımın her zaman yanındayım” dedi.

  • Trafik polisi yol güvenliğini sağlarken şehit oldu

    İzmir Torbalı ilçesinde, İzmir-Aydın kara yolu Ödemiş Köprüsü’nde maddi hasarlı bir kaza meydana geldi. Bölgeye gelen polis ekipleri, kaza nedeniyle yolda güvenlik önlemi almak istedi. Bu sırada, 35 COM 58 plakalı araç, yol güvenliğini sağlamak isteyen Tahir K. isimli görevli trafik polisine çarptı.

    Trafik polisi, çarpmanın etkisiyle ağır yaralandı. Olay yerine hemen sağlık ekipleri sevk edildi. Polis memuru, daha sonra da ambulansla Torbalı Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede tedavi altına alınan polis memuru, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılmayarak şehit oldu.

    Kazayla ilgili soruşturma başlatılırken, araç sürücüsü de gözaltına alındı.

  • Bidonun içinde bebek cesedi bulundu

    Denizli Sarayköy Yakayurt Mahallesi’nde arıtma tesisi yakınında bulunan bir arazide koyun otlatan çobanlar bir bidon buldu. Bidonun içinde bebek cesedi olduğunu gören çobanlar durumu jandarmaya bildirdi. İhbar üzerine olay yerine gelen jandarma ekipleri yaptıkları ilk belirlemelerde bebeğin göbeğinde klips bulunduğunu ve hastanede doğduğunu belirledi. Yaklaşık 3 ay önce öldüğü tahmin edilen bebeğin cinsiyet tespiti yapılamadı.

    Bidonu bulan çobanlardan Ali İlkutlu (45), bidon içerisindeki bebek cesedini ilk başta oyuncak bebek sandıklarını fakat kapağını açınca korkunç manzarayla karşılaştıklarını kaydetti. Bebeğin gözlerinin ve diğer uzuvlarının belli olduğunu aktaran İlkutlu, tesadüf eseri buldukları cesedin yaklaşık 1 ay önce atıldığını tahmin ettiklerini belirtti.

    “BAKTIK ÇOCUĞUN GÖZLERİ FALAN HER ŞEYİ BELLİYDİ”

    İlkutlu, muhabirine yaptığı açıklamada sabah evden koyunları otlatmak için meraya çıktıklarını ve koyunları otlatırken tesadüf olarak sarı bir bidona rastladıklarını dile getirerek, “Dikkatimizi çekti, Ayhan arkadaşım sarı bir bidon var gel bakalım dedi. Bidona baktığımızda bir cisim gördük, sanki oyuncak bebeğe benziyordu her şeyi vardı çocuğun. Oyuncak mı değil mi kararsız kaldık. Sonra baktık çocuğun gözleri falan her şeyi belliydi hemen muhtarı aradık, o da jandarmayı aradı. Jandarma geldi inceledi, gereken yapıldı. Kimin attığını görmedik, atanı mutlaka görürdük. Yeni bir olay değil en az 1 ay olmuş atılalı. Şimdiye kadar dikkatimizi çekmemişti. 5 kiloluk şeffaf bir bidonun içerisindeydi, ağzı kapalıydı. Ağzı kapalı olmasa köpeklerin falan dikkatini çekerdi, biz tesadüfen gördük” dedi.

  • Antalya’yı Hortum Vurdu! 13 Yaşındaki Çocuk Hayatını Kaybetti

    Antalya’nın Kumluca ve Finike ilçelerinde oluşan hortumlar, yerleşim yerleri ile tarım ve sera alanlarına zarar verdi.

    Kumluca ilçesine bağlı Kum Mahallesi’nde saat 13.30 sıralarında denizde başlayan hortum, Narenciye Mahallesi’ne kadar, yaklaşık 5 kilometre karada ilerledikten sonra kayboldu.

    Kumluca Belediye Başkanı Yusuf Göven, 13 yaşında bir çocuğun öldüğünü, 8 kişinin yaralandığını açıkladı.

    Bölgedeki bazı yerleşim yerleri, tarım ve sera alanlarının zarar gördüğü belirtildi. Hortum nedeniyle Kumluca Belediyesi Karatepe Spor Tesisleri’nin çatısı uçtu.

    Antalya- Kumluca karayolu, uçan çatı parçaları nedeniyle ulaşıma kapandı. Bölgeye Kumluca Belediyesi, itfaiye, 112 ve elektrik dağıtım şirketi ekipleri yönlendirildi.

  • Koç Holding, 3 yıl sonra yurt dışından borçlanacak

    Koç Holding’in uluslararası tahvil ihracı için bankalara teklif talebi ilettiği belirtildi. Kaynaklara dayandırılan haber Refinitiv servislerinden IFR’da yer aldı.

    Reuters’ın aktardığı Koç Holding’in IFR’a konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Finansman seçeneklerimizi sürekli olarak analiz ediyoruz. Şu anda, açıklama gerektiren herhangi bir karar alınmadı” denildi.

    Koç Holding en son Mart 2016’da uluslararası piyasalardan borçlandı. Koç Holding bu tarihte 2023 vadeli tahvil ihracıyla 750 milyon dolar borçlanmış, getiri yüzde 5.40 olmuştu.

  • Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a MİT eleştirisi

    CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın Biz belediye başkan adaylarını belirlerken Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan, Emniyet’in istihbaratından bilgi alıyoruz’ sözünü anımsatarak “Bir siyasal partinin belediye başkan adaylarının şu ya da bu şekilde sorgulanması devletin önemli kurumlarının görevi midir? Siz Uğur Mumcu’nun katillerini bulmuyorsunuz ama devletin istihbarat örgütlerini başka bir amaçla kullanıyorsunuz” dedi.

    Demokrasi gelişmiş bir ülkede kalemini eğmeyen, kalemini dik tutan, onurlu, korkuya boyun eğmeyen, baskıya boyun eğmeyen Uğur Mumcu ve onun gibi pek çok düşünür katledildi ve bu katillerin bulunması gerekirdi. Ama bu yapılmadı. Siyasal iktidarlar görevlerini yerine getirmediler. Üzgünüz. Gerçekteten de anlatırken ifade ederken büyük zorluk çekiyorum. Bir ülkenin tepe konumundaki yöneticisi ‘Biz belediye başkan adaylarını belirlerken Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan, Emniyet’in istihbaratından bilgi alıyoruz’ diyor. Eğer siz bu devleti adaletle yönetecekseniz o istihbarat örgütlerini katillerin yakalanması için seferber etmeniz gerekirdi. Kalemini eğmeyen bükmeyen insanların katillerinin yakalanması için seferber etmeniz gerekirdi. Bir siyasal partinin belediye başkan adaylarının şu ya da bu şekilde sorgulanması devletin önemli kurumlarının görevi midir? Nasıl bir Türkiye’de yaşıyoruz biz. Nasıl bir devlette yaşıyoruz biz. Bir istihbarat devleti mi burası? Bir aile şirketi mi yönetiyoruz biz? Uğur Mumcu bütün dünyanın önünde saygıyla eğildiği bir gazeteci. Kalemini dik tutan, ülkesinin bağımsızlığı için mücadele eden… Haksızlığa direnen bir kişi. Ve siz onun katillerini bulmuyorsunuz ama devletin istihbarat örgütlerini başka bir amaçla kullanıyorsunuz. “

  • Kocasını öldürdü, cesedini 4 parçaya bölüp, bahçeye gömdü

    Olay, dün gece Cumhuriyet Mahallesi’nde yaşandı. İddiaya göre Havva Z. (35), bir çocuğunun babası eşi Mikail Z. (40) ile henüz belirlenemeyen nedenle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine Havva Z., eşini bıçaklayarak, öldürdü. Daha sonra cesedini 4 parçaya ayırıp, oturdukları 3 katlı binanın arkasındaki bahçeye gömdü.

    Komşuları, evden gelen kavga seslerinin ardından Havva Z.’nin evin arkasına açtığı çukura battaniye sarılı bir şeyler gömdüğünü görüp, polise ihbarda bulundu.

    Gözaltına alınan Havva Z., eşini öldürüp arka bahçeye gömdüğünü söyledi. Bunun üzerine belediye ekipleri, polis eşliğinde bahçede kazı yaptı. Kazıda Mikail Z.’nin 4 parçaya bölünmüş cesedini, battaniyeye sarılı halde buldu. Ceset parçaları, otopsi yapılmak üzere Adana Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Havva Z.’nin emniyetteki sorgusu sürüyor.

  • YSK’dan Mansur Yavaş’ın seçim iddiasına yanıt!

    CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş’ın “Ankara’da 2014’te yerel seçimde 550 sandık sonucu YSK’ya gelmedi” iddiasına, Yüksek Seçim Kurulu’ndan yanıt geldi. YSK’dan yapılan açıklamada “Sonuçların değiştirildiği ve tutanakların eksik olduğuna dair algı oluşturulmaya çalışılması doğru değil. Bize tutanak eksikliğine dair tek bir itiraz gelmemiştir. Tüm sandıkların tutanağı YSK’nın sisteminde mevcuttur” denildi.

  • Konkordato İstemişti… Mahkemeden Pamukkale AŞ’ye İflas Kararı

    Alınan bilgiye göre, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, yolcu ulaşımı yapan Pamukkale AŞ’nin konkordato talebini değerlendirdi.

    Şirketin mali durumuna ilişkin raporları inceleyen mahkeme heyeti, firmanın ticari faaliyetlerini sürdürmesine imkan olmadığına hükmederek konkordato talebini reddetti ve iflas kararı verdi.