Blog

  • Trump: Türkiye ile ekonomik ilişkilerin genişlemesi için büyük potansiyel var

    ABD Başkanı Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile dün telefonda yaptığı görüşmeye ilişkin Twitter hesabından bir açıklama yaptı.

    Trump, açıklamasında, “DEAŞ kalıntılarına karşı son iki haftadır verdiğimiz başarılı mücadele ve 20 millik (32 kilometre) güvenli bölge dahil ilgili tüm meseleler hakkında nerede durduğumuzu aktarmak için Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile konuştum. Ayrıca ABD ile Türkiye arasındaki ekonomik gelişme hakkında da konuştuk, ki burada gerçekten genişleme için büyük bir potansiyel var.” ifadelerine yer verdi.

    Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşmişti.

    İkili ilişkilerin yanı sıra Suriye’de yaşanan son gelişmelerin ele alındığı görüşmede, Erdoğan, mevkidaşının Suriye’den çekilme kararını memnuniyetle karşıladıklarını ifade etmişti. Erdoğan, bu çerçevede Türkiye’nin, NATO’da müttefiki olan ABD’ye her türlü desteği vermeye hazır olduğunu hatırlatmıştı.

    Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders da Erdoğan ile Trump arasındaki telefon görüşmesine ilişkin yazılı bir açıklama yapmıştı. Sanders, Erdoğan ile Trump arasındaki görüşmede, ABD’nin Suriye’den geri çekilmesi de dahil ikili ilişkilerin ele alındığını bildirmişti.

    DÜN, ‘TÜRKİYE’Yİ EKONOMİK YÖNDEN MAHVEDERİZ’ AÇIKLAMASINI YAPMIŞTI

    Öte yandan, Trump geçen gün paylaştığı mesajında Trump, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada Suriye’den çekilme sürecinin başladığını duyurarak, “Eğer Türkiye Kürtleri vurursa, Türkiye’yi ekonomik yönden mahvederiz” açıklamasını yapmıştı.

  • Sokak ortasında ‘pes’ dedirten olay! Esnafın elinden zor kurtuldu

    Olay, saat 16.30 sıralarında Tepe Mahallesi 31 Sokak üzerinde meydana geldi. Bir iş yerinin güvenlik kamerasına takılan olay ‘pes’ dedirtti. Sokakta motosikletiyle giden bir kişi, aniden yol ortasında durarak motosikletinden indi. Park halindeki bir aracın arkasına geçen kişi, tuvalet ihtiyacını gidermeye başladı. Bu sırada tuvaletini yapan kişiyi gören çevredeki esnaflar ellerinde demir borularla dışarı çıkarak tartışmaya başladı. Güvenlik kameraların kaydettiği anlarda esnaflar kimliği belirsiz kişiyi uyararak gitmesini istedi. Fakat görüntülerdeki kişi esnafların uyarısına tepki gösterince, sinirlenen bir esnaf sopa ile omzuna vurdu. Bunun üzerine, alkollü olabileceği düşünülen kimliği belirsiz kişi motosikletine binerek sokaktan uzaklaştı.

    Yaşanan olay bir iş yerinin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde, kimliği belirsiz kişi motosikleti ile sokaktan geçerken bir anda duruyor ve park halindeki bir aracın arkasına geçiyor. Ayrıca görüntülerdeki kişinin tuvalet ihtiyacını giderdiği görülüyor. Olayı gören esnafların dışarı çıkışı ve tuvaletini yapan kişi ile tartışmaları da görüntülerde yer alıyor.

  • Dizilerdeki Araç Kullanma Sahneleri İnceleme Altında

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye Trafik Güvenliği ve Psikoteknik Değerlendirme Merkezleri Derneği’nce bir otelde düzenlenen “Trafik Güvenliğinde Etkin Çözüm, Psiko-Teknik Çalıştayı”nda, trafik kazalarına ilişkin önemli bilgiler verdi.

    DİZİLER MERCEK ALTINDA

    Televizyon dizilerinin takip edildiğini anlatan Süleyman Soylu, “Bunun için özel bir komisyon kurduk, özel bir jüri seçtik. Televizyon dizilerinde kim trafik kurallarına hassasiyet gösteriyor, kim göstermiyor, sonucunda bunları sıralayacağız. En çok hassasiyet gösterenleri, kamuoyu, bakanlık olarak teşekkürlerimizle beraber bildirmeye çalışacağız.” diye konuştu.

    KURALLARA UYANLAR SIRALANACAK

    İçişleri Bakanı Soylu, “Televizyon dizilerinde kim trafik kurallarına hassasiyet gösteriyor, kim göstermiyor, sonucunda bunları sıralayacağız. En çok hassasiyet gösterenleri, bakanlık olarak teşekkürlerimizle beraber bildirmeye çalışacağız.” dedi.

  • Sigarayı bırakmak isteyene ücretsiz ilaç desteği Resmi Gazete’de

    4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 1’nci Maddesinin birinci fıkrası, kamunun sağladığı mal ve hizmetlerden ancak ücreti mukabili yararlanılabileceğini düzenliyor. Söz konusu fıkradan muafiyet ise söz konusu mal ve hizmetten ücretsiz yararlanma imkanı tanıyor.

    Sigarayı bırakmak isteyene ücretsiz ilaç desteği!

    Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile 28/1/2002 Tarihli ve 2002/3654 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Karara şu geçici madde eklendi:

    “GEÇİCİ MADDE 72- Sigarayı bırakma tedavisi alan hastalar, sayıları 300.0007i geçmemek şartıyla ve herhangi bir sosyal güvenceleri olup olmadığına bakılmaksızın, Sağlık Bakanlığınca temin edilerek birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurum ve kuruluşlarına dağıtımı yapılacak Nikotin Replasman Preparatları ile Bupropion HCI ve Vareniklin içerikli ilaçlardan, tütün bağımlılığı tedavi ve eğitim birimleri vasıtasıyla yararlanmada, 8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrası hükmünden muaftır.”

    Yayımı tarihinde yürürlüğe giren Karar uyarınca sigarayı bırakmak isteyene ücretsiz ilaç temin edilecek. Ancak sayı 300 bin ile sınırlı olacak.

  • Savcılıktan Ankara’daki tren kazasıyla ilgili TCDD’ye 12 soru

    Başkent Ankara’da yaşanan tren kazasına ilişkin soruşturma kapsamında Ankara Başsavcılığı, TCDD’ye 12 sorunun yer aldığı bir yazı gönderdi. 

    Savcılık, ayrıca TCDD’den “hatlarda trenlerin seyir ve yönlendirme işlemleri ile görevli ve sorumlu birimin, bu birimin yetkililerinin (kontrolör, hareket memuru ve makasçı dahil olmak üzere üst birimleri belirtilecek şekilde) teşkilat Şeması çizilmek ve görevlilerin ayrı ayrı belirtilip görev ve sorumluluklarını tanımlayan genelgeler de eklenmek suretiyle” gönderilmesini talep etti.

    Hürriyet gazetesinden Mesut Hasan Benli’nin haberine göre savcılığın TCDD’ye yönelttiği sorular özetle şöyle: 

    -Ankara YHT Garı ile olayın meydana geldiği durak arasındaki tren hattında sinyalizasyon sistemi var mı?

    -Sinyalizasyon sistemi yoksa, hatlardaki trenlerin yönlendirme işlemleri nasıl yapılmaktadır?

    -Telsizle, telefonla, kimler tarafından kimlerle konuşulup kimlerle nasıl yönlendirme yapılmaktadır?

    -Bu sistemin olmamasının trenlerin yönlendirilmesinde direkt etkisi var mı?

    -Bu sistem kurulu olması halinde sistem nasıl işlemektedir?

    -YHT Ankara – Konya hattının işletmeye açılış tarihi… Açıldığı tarihten beri yönlendirme işlemleri nasıl yapılmaktadır?

    -Kontrolör, hareket memuru ve makasçı tarafından yapılan makas değiştirmek suretiyle tren hatlarına yapılan yönlendirme, hızlı tren ve kılavuz lokomotif makinistlerince sorgulanabilir mi?

    -Yanlış olduğu düşünüldüğünde neden o hatta yönlendirildiğini sorabilir mi?

    -Hızlı tren ve kılavuz lokomotif makinistlerince bu yönden yayınlanmış ve tebliğ edilmiş bir genelge var mı?

    -Varsa bu genelge, özellikle meydana gelen olayda hızlı tren makinistleri ve kilavuz lokomotif makinistlerine tebliğ edildi mi?

    -Olayın meydana geldiği istasyon itibariyle hızlı tren ve kılavuz trenin uyması gereken hız limiti nedir?

    -Kurumunuzca olayla ilgili olarak idari soruşturma başlatılıp, müfettiş görevlendirip görevlendirilmediği… Görevlendirilen müfettişin isim-soyad ve telefon numaraları nedir?

  • ‘Turkuvaz Medya’yı uyaran RTÜK yetkilisi görevden alındı’

    Cumhuriyet’ten Sinan Tartanoğlu’nun haberine göre, Olağanüstü hal (OHAL) uygulaması kapsamında çıkarılan KHK’larla Gülen cemaatine yakın radyo ve televizyon frekansları satışa çıkarıldı. Bu satışlardan bazıları Turkuvaz Yayın Grubu’na verildi.

    RTÜK’ün CHP’li üyesi İlhan Taşcı’nın verdiği bilgilere göre, Turkuvaz’ın satın aldığı 35 frekanstan 11’i önceden sahip olduğu frekanslarla çakıştı. Mevzuat, yayıncı şirketin bir bölgede iki frekansa sahip olmasını yasaklıyor. RTÜK İzin ve Tahsisler Daire Başkanvekili Yasin Yiğit’in, 9 Ocak’ta Turkuvaz Medya Grubu’na gönderdiği yazıda, mevzuata uyulması, çakışan frekanslardan bir tanesini iade etmesi gerektiğini belirttiği öğrenildi.

    Yiğit’in, Turkuvaz Yayın Grubu’nu uyardığı 9 Ocak Çarşamba günü yazdığı yazıdan bir gün sonra, 10 Ocak Perşembe günü İzin ve Tahsisler Daire Başkanvekilliği görevinden alındığı öğrenildi.

    RTÜK Başkanı İlhan Yerlikaya’nın amcasının oğlu, üst kurulun İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanı Ömer Yerlikaya ile İzin ve Tahsisler Daire Başkan Yardımcısı Ali Sarı ve daha sonra görevden alınan Daire Başkanvekili Yasin Yiğit arasında başka bir konuda hukuki tartışma yaşandı. Tartışmadan sonra İzin ve Tahsisler Daire Başkanvekili Yiğit ile birlikte aynı dairenin Başkan Yardımcısı Ali Sarı da görevinden alındı.

    ‘KİMSENİN AYRICALIĞI YOK’

    RTÜK üyesi Taşcı, “Her ne kadar ayrıcalıklı davranılsa da Turkuvaz Grubu’nun bir ayrıcalığı yoktur. Mevzuata uyması için yazılmış bir yazı nedeniyle başkanvekilinin görevden alınması son dönemde televizyonculuk ve RTÜK üzerinden yürütülen tartışmalara ışık tutacak niteliktedir. Bu yazının yazılması değil, 2 yıl boyunca çakışan frekanslardan vazgeçilmesinin sağlanamamış olması da ayrı bir tartışma konusudur. Turkuvaz Grubu’na yönelik yasaya aykırı biçimde gösterilen ayrımcılık, korumacılık da hukuki sonuçlar doğuracaktır” değerlendirmesini yaptı.

    ‘RTÜK AİLE ŞİRKETİ DEĞİL’

    Taşcı, “Her ne kadar Ömer Yerlikaya, İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı görevini amcaoğlu İlhan Yerlikaya’nın seçilmesinin öncesinden beri sürdürse de RTÜK’teki algı, ona başkan değil, ‘Başkanın amcaoğlu’ nitelemesinden kurtaramıyor. Keşke İlhan Yerlikaya seçildikten sonra görevini bıraksaydı, en azından görüntü kurtarılmış olurdu. Eğer bir amcaoğlu ile hukuki görüş ayrılıkları nedeniyle yaşanan tartışmadan sonra bir daire başkanı, yardımıcısı veya herhangi bir personel görevinden alınıyorsa kurum içinde iş barışından ve iş güvenliğinden söz etmek olanaksızdır. RTÜK, anayasal bir üst kuruldur. Yerlikaya’nın aile şirketi değildir” dedi.

  • Memurların Yemek Fiyatları Belirlendi! Memurlar Yemeklere Ne Kadar Ödüyor?

    Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliği Uygulama Tebliği, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

    Tebliğle bu yıl öğle yemeği servisinden faydalanacak memurlardan ve sözleşmeli personelden alınacak asgari yemek bedellerine ilişkin esaslar belirlendi.

    Yiyecek yardımının gerektirdiği giderler, yemek maliyetlerinin Ankara, İstanbul ve İzmir için üçte ikisini, diğer iller için yarısını aşmamak üzere kurum bütçelerine konulan ödeneklerle karşılanacak. Yemek bedelinin bütçeden karşılanamayan kısmı personelden alınacak.

    Buna göre, 15 Ocak 2019’dan 14 Ocak 2020’ye kadar öğle yemeği servisinden faydalanacak memurlardan günlük 1,37 lira ile 5,45 lira arasında bedel tahsil edilecek. Sözleşmeli personel de aldıkları ücrete göre günlük 1,65 lira ile 6,54 lira arasında öğle yemeği bedeli ödeyecek.

    Bu kapsamda ek göstergesiz görevlerde bulunan memurlardan alınacak öğle yemeği ücreti günlük 1,37 lira, bin 100’e kadar (bin 100 dahil) ek göstergeli görevlerde bulunanlardan 2,31 lira, 2 bin 200’e kadar (2 bin 200 dahil) ek göstergeli görevlerde bulunanlardan 2,85 lira, 3 bin 600’e kadar (3 bin 600 dahil) ek göstergeli görevlerde bulunanlardan 3,68 lira, 4 bin 800’e kadar (4 bin 800 dahil) ek göstergeli görevlerde bulunanlardan 4,88 lira, 4 bin 800’den daha yüksek ek göstergeli görevlerde bulunanlardan 5,54 lira olarak tahsil edilecek.

    Sözleşmeli personelden aylık brüt sözleşme ücreti 3 bin 440 liraya kadar (3 bin 440 lira dahil) olanlardan günlük 1,65 lira, aylık brüt sözleşme ücretleri 5 bin 805 liraya kadar (5 bin 805 lira dahil) olanlardan günlük 2,85 lira, aylık brüt sözleşme ücretleri 8 bin 20 liraya kadar (8 bin 20 lira dahil) olanlardan günlük 5,15 lira, aylık brüt sözleşme ücretleri 8 bin 20 lira üzerinde olanlardan günlük 6,54 lira yemek bedeli alınacak.

    Kuruluşlar, personelin kadro veya pozisyon unvanını, hizmetlerinin özelliğini, yemek maliyetlerini ve yemek servisinin farklı mahallerde daha iyi şartlarda sunulması gibi hususları dikkate alarak belirtilen miktarların üzerinde yemek bedeli tespit edebilecek.

  • Dev fuhuş operasyonu! Villa ve plazalara baskın…

    Adana’da fuhuşa aracılık ve yer temin ettiği, zorla fuhuş yaptırdığı ileri sürülen 51 kişinin yakalanması için şafak vakti villa ve plazalara baskın yapıldı. Operasyonda çok sayıda kişi gözaltına alındı.

    Adana Cumhuriyet Savcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında, Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Ahlak Büro Amirliği ekipleri çalışma başlattı. Yapılan çalışma sonunda bazı kadın ve erkek şahısların “fuhşa aracılık ve yer temin ettiği, zorla fuhuş yaptırdığı” değerlendirildi.

    Yapılan bu çalışmanın ardından 28’i kadın 51 zanlı hakkında gözaltı kararı verildi. Polis bu kişileri gözaltına almak için bugün şafak vakti operasyon başlattı. Polis villa ve plazaların da arasında bulunduğu yaklaşık 55 adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Yapılan operasyonda aralarında kadın ve erkeklerin olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Sağlık kontrolünden geçirilmek üzere adli tıp birimine getirilen zanlılar, burada kendilerini görüntüleyen basın mensuplarına tepki göstererek suçlamaları kabul etmedi.

    Zanlılar sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.

  • Dolar Ve Euro’da Son Durum Ne? (15.01.2019)

    İstanbul Kapalıçarşı’da 5,4480 liradan alınan dolar 5,45 liradan, 6,2580 liradan alınan euro ise 6,26 liradan satılıyor. Önceki kapanışta dolar 5,4950 liradan, euro ise 6,2960 liradan satılmıştı.

  • İzmir’de yağmur sonrası korkutan görüntü!

    İzmir’de sağanak hemen hemen tüm bölgeyi etkisi altına almış ve bazı noktalarda su baskınları meydana gelmişti. Geçtiğimiz yılların ortalamasına göre bir ayda yağabilecek yağmurların 3 günde yağması, bazı ilçelerde de seli beraberinde getirdi. Aşırı yağışlar nedeniyle de hala binlerce dönüm arazilerde gölleri andıran su birikintilerine rastlamak mümkün.

    Yağışlar, Menderes ilçesi Karakuyu Mahallesi’nde de etkili oldu. Yağmur nedeniyle bu ilçede de tarım arazileri sular altında kaldı. Sağanakla birlikte ortaya çıkan derin obruklar ise bölgedeki vatandaşları korkuttu. Ürküten görüntülerin ardından bazı vatandaşlar bölgeye geldi ve oluşan obrukları yerinde gördü. Derinliği kaç metre olduğu bilinmeyen obruklarla ilgili İlçe Tarım Müdürlüğüne bağlı ekipler de bölgede incelemelerde bulundu. İlk defa obruk gören bazı vatandaşlar ise öz çekim yaptı ve görüntüleri sosyal medya hesaplarından paylaştı.

    Menderes Karakuyu Mahallesi Muhtarı Mustafa Coşkun, bölgede en son 12 yıl önce yağan yağmurlardan dolayı obruk oluştuğunu söyleyerek, “Korkulacak bir durum söz konusu değil. Bu yağmurlar tarım arazilerimiz için yer altındaki sularını besliyor. Bu yağmurlar için kurban kesmemiz lazım. Yağmur suyu çekildikten sonra obruk kapatılabilir” şeklinde konuştu.

    Uzmanlar ne diyor?

    Emekli Deprem Profesörü ve Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Zafer Akçı, bölgedeki obrukları yorumladı. “Bu yağışlar, zeminin özelliği toprağın kayma özelliği olduğu gibi bu kaçınılmaz bir olay” diyen Prof. Dr. Akçı, “Bu kadar yağışta hiçbir yer dayanmadığına göre orası da dayanmaz. Nitekim toprağın kayma özelliği bunların anahtarı. İzmir’de çok karşılaşılan bir şey değil; ama Türkiye geneline baktığımız zaman mesela Karadeniz’de ben yazın heyelanla karşılaştım. Tamamen toprağın özelliği orada biraz yağmur yağdığı zaman kayalar düşer. Burada 3-4 gündür tahmin ediyorum 130-140 belki yanlışta söyleyebilirim; ama bir yağmur var. İlla kuru havada olması şart değil. Örneğin; en basiti haberlerde izlediği kadarıyla bitmiş yapıların istinat duvarları çökmüş durumda. Türkiye’de benzer olaylarda çok yaşanıyor artık. Olumlu-olumsuz bir şey söylemek gerekmiyor metrekareye 130 kilogram yağmur düşüyorsa, toprağın özelliği buna izin veriyorsa bu olacak. Türkiye’nin bir çok yerinde bu olay değişik şekillerde meydana geliyor. Düz alanda heyelan olmayacağı için obruk şekilde kendini gösteriyor. Tabii bunlarda beklenen oranda bir yağış değil” dedi.

    “300 metre balçığın üzerine hala gökdelen dikiyoruz”

    Türkiye’deki deprem gerçeğini hatırlatan Prof. Dr. Akçı, İzmir’de yüksek katlı binaların yapılmasına değindi. “İzmir’i Allah korusun” diyen Prof. Dr. Akçı, “Bu yağmurlar ve benzeri olaylar gelip geçici; bugün yağar, yarın yağar. Biz hala depreme hazır değiliz. Hala gökdelenler dikiyoruz. Örneğin; 300 metre balçığın üzerine hala gökdelen dikiyoruz. İstanbul’dan şikayet ediliyordu ‘büyük gökdelenler dikiliyor’ diye, şimdi garip bir şekilde İzmir balçığın üzerinde yukarıya doğru gidiyor. Ben bunu anlamıyorum. Nasıl böyle yüz küsür metrelik binalara izin veriyorlar ben hala şaşırmaktayım. Bu iş sadece inşaat teknolojisiyle bitmiyor. Örneğin; böylesine balçık bir zeminde yapılacak binalarda, önceden olası bir depremde 6 olur, 6,5 olabilir değişik yerlerde olabilir. Bir depremde gelebilecek yatay yüklerim hesap etmeniz lazım. 6,5 ve daha yukarısı için ki aşağı yukarı 6,5 İzmir için olağan ne olacağının sorusunu; binaların ne tür yük alacağını, 130-140 metrelik binaların ne olacağı konusunda bana İzmir’de hiç kimse cevap veremez. İzmir’i Allah korusun” diye konuştu.