Blog

  • Dehşete Düşüren Görüntü! Köpeği Koli Bandıyla Bantlayıp…

    Kentte birçok kişinin internette paylaşımda bulunduğu platforma, Karataş ilçesi Yenimahalle’de bu sabah kaydedildiği iddia edilen köpeğe işkence görüntüsü yüklendi. Görüntülerde, bir çocuk boğazına koli bandı doladığı köpeği, iple boğmaya çalışıyor. Çevredeki bir kişi ise köpeğin yanındaki 8-9 yaşlarındaki çocuktan bantları sökmesini istiyor. Boğulmak üzere olan köpeğin olayı görüntüleyen arkadaşı tarafından müdahale edilerek kurtarıldığını belirten kullanıcı, sosyal medya üzerinden yardım istedi.

    Büyük tepki çeken görüntüyü yayınlayan sosyal medya kullanıcısı, bir gün önce aynı yerde başka bir köpeğin yakılarak öldürüldüğünü iddia etti.

  • Bakan Pakdemirli’den “kenevir üretimi” açıklaması

    Mekteb-i Zirai Şahane’nin 10 Ocak 1846 tarihinde kurulmasıyla başlayan Türkiye’de tarım eğitiminin 173. yıldönümü dolayısıyla Ege Üniversitesi (EÜ) Ziraat Fakültesi tarafından Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin katılımıyla bir program düzenlendi. Etkinliğe Bakan Pakdemirli’nin yanı sıra İzmir Vali Yardımcısı Cemil Özgür Öneği, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sırrı Aydoğan, EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, İzmir Milletvekilleri, Protokol Üyeleri, Tarım ve Orman Bakanlığı Bürokratları, üniversite yönetimi, senato üyeleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

    “Ege’nin incisi İzmir, Ege Üniversitesi ise İzmir’in birinci üniversitesidir” diyen Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, “Ege Üniversitesi köklü geçmişiyle eğitime ve bilime öncülük yapan bir üniversitedir. Babamın hocalık yaptığı üniversitede kürsüye çıkıp siz değerli konuklara seslenmek, bana kendimi evimde hissettiriyor” diye konuştu.

    “ÇİFTÇİLERİMİZİ YOL GÖSTERİCİ OLARAK KULLANIP PROJELERİMİZİ BU DOĞRULTUDA ÜRETİYORUZ” 
    Tarımın önemine değinen Bakan Pakdemirli, “Bir ülkede savunma ne kadar önemliyse, tarım da o kadar önemlidir. Ben her konuşmamda değiniyorum; tarımı olmayan ülke mutfağı olmayan eve benzer. Önümüzdeki yıllarda dünya nüfusu giderek katlanacak. Bugünkü tarımsal ihtiyaç yüzde 50 oranında artacak. Gelecekte dünyayı doyurabilen ülke en gelişmiş ülke olacak. Bu yüzden akılcı ve gerçekçi projelerle tarıma yön vermeye ve tarımsal üretimi kalkındırmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

    Türkiye’nin tarımsal hasılatta Avrupa’da 1., dünyada 7. olduğunu belirten Bakan Pakdemirli, “Çevreye duyarlı hassas politikalar üretiyoruz. Çiftçilerimiz ile sık sık bir araya geliyoruz. Çiftçilerimizi yol gösterici olarak kullanıp projelerimizi bu doğrultuda üretiyoruz. Ben tarım konusunda en iyi danışmanın çiftçilerimiz olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.

    Türkiye’nin 2023 yılı için tarımsal ihracat hedefinin 2 milyar dolar olduğuna vurgu yapan Bakan Pakdemirli, “Fındık, kiraz, kayısı ve incirde dünya lideriyiz. Zeytin’de dünyada ikinciyiz. Zeytin alanında da lider olmak için projelerimiz devam ediyor. Tohum arz güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Yerli tohum, endemik zenginliğimizi koruma ve katma değerin ülkemizde kalması adına çok önemli. Şimdiye kadar yapmış olduğumuz çalışmalar sonucunda yerli tohumda üretimimizi 150 bin tondan 1 milyon tonun üzerine çıkardık. Tüm bunlar ışığında 2023 için 1 milyar dolar hedefimizi tam 2 katına yükselterek, 2 milyar dolara çıkardık” dedi.

    “TÜRKİYE’YE DÜNYADAKİ İNSAN SAYISI KADAR FİDAN DİKMEK İSTİYORUZ” 
    Türkiye’nin orman varlığını arttıran nadir ülkelerden olduğunu ifade eden Pakdemirli, “Orman ve tarımın bir araya getirilerek, bir bakanlık altında birleştirilmesi çok istikrarlı bir karar olmuştur. Buradan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a bir kez daha teşekkür etmek istiyorum; çünkü orman su demek, tarım da sudan beslenmek demektir. Bu yüzden iki bakanlığın birleştirilmesi projeleri daha verimli hale getirmiştir. Ormanlar konusunda artış sağlayan nadir ülkelerdeniz. 2023 yılına kadar Türkiye’ye dünyadaki insan sayısı kadar fidan dikmek istiyoruz. Şuan dikmiş olduğumuz fidan sayısı 4,5 milyarı buldu” diye konuştu.

    Türkiye’nin erozyonla mücadelede dünyada birinci ülke olduğunu dile getiren Bakan Pakdemirli, “Erozyonla mücadelede ciddi yol kat ettik. Suyun başarının anahtarı olduğunu biliyoruz. Su tarımsal üretimde önemli katalizör etkiye sahip. Su ile ilgili önümüzdeki süreçler için planladığımız ciddi yatırımlar yer alıyor. Suya yol kadar önem veriyor, Türkiye’de bulunmayan yer altı barajları üzerinde ciddi çalışmalar yürütüyoruz” şeklinde konuştu.

    KENEVİR AÇIKLAMASI 
    İlerleyen günlerde kenevir üretimini arttırmak için çalışmaların yapılacağını belirten Pakdemirli, bakanlık olarak şu anda 19 ilde kenevir üretimine izin verdiklerini, ticari faaliyetin arz ve talebine göre lokasyonları da büyüteceklerini duyurdu. Çiftçiyi koruyup, tüketiciyi kollayacaklarını kaydeden Bakan Pakdemirli, “Yakın zamanda Havza Bazlı Yönetim Sistemi’ne geçeceğiz. Havzalarla yetkimizi paylaşıp, ürün desenlerini havzalarının seçmesinin, optimizasyonları da kendilerinin yapmasının sağlayacağız. Böylece Ankara’dan değil, yerinden yönetimi sağlayacağız” diye aktardı.

    Bakan Pakdemirli, sözlerine şöyle devam etti:
    “Malumunuz üzere, atık yönetimi konusunda basında yer alan plastik poşet kullanımını azaltmaya yönelik önemli adımlar atıldı. Biz de bakanlık olarak bunu destekliyoruz. Bu amaçla gücünü arttırmaya çaba gösteren kadın birliklerinin file üretebilmeleri için de malzeme temin ediyoruz. Doğaya biraz daha katkımız olur diye düşünüyorum. Prototip kulak küpesini, Türkiye’deki hayvan sayısının tespitine ve hayvan sağlığının kontrolüne yönelik geliştiriyoruz. Bu projemiz başarılı olursa 17 milyon hayvana takılmasını sağlayacağız. Örneğin bir kurbanlık hayvanın tüm geçmişini öğrenme olanağına kavuşacağız.”

    “BİLİMSEL ÇALIŞMALAR YÜRÜTMEYE TÜM GAYRETİMİZLE DEVAM EDİYORUZ” 
    EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak da Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin ‘Tarım Haftası ve Tarım Bayramı’ münasebetiyle Ege Üniversitesine gelmesinden dolayı memnuniyetini dile getirerek, “Tarım camiamızın bu anlamlı gününde üniversitemizi şereflendirdiği için bakanımıza şahsım ve üniversitem adına teşekkür ediyorum. Tarım sektörü, cumhuriyetimizin kuruluşundan günümüze kadar, ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişmesinde önemli bir yere sahiptir. Ülke ekonomimizdeki tarımın payı, diğer gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında çok yüksek orandadır. Dünyada 17. büyük ekonomi olan Türkiye, Avrupa’da tarımsal üretimde birinci sırada, önemli bir yere sahiptir” dedi.

    Tarım alanında yaşanan sorunlara çözüm üretmenin yolunun bilimsel çalışmalar yapmaktan ve yeni modeller geliştirmekten geçtiğini söyleyen Prof. Dr. Budak, “Sorunların çözümünde kayda değer bir gelişim sağlanabilmesi için, tarımda süregelen geleneksel yöntemlerin haricinde, hayvanların bakımı ve toprağın işlenmesinden, ürünün sofraya gelmesine kadar olan süreçlerde Endüstri 4.0 uygulanması gerekliliği kaçınılmazdır. Bu sayede bütünleşik, öğrenen ve kendisini yeniden programlayan sistemler, toprak işlemeden hasada, kayıpsız lojistiğe; hatta geliştirilen dikey tarım uygulamalarına ve akıllı hayvancılık tesislerine kadar pek çok alanda kullanılabilecektir. Bunun ötesinde tarım sektörü, Tarım 4.0 sayesinde, sadece tarla ve çiftlikte kalmayarak, değer zincirini tamamladığı gıda ve diğer sektörlerle gerçek zamanlı entegrasyonu sağlayarak arzu edilen toplumsal refaha ve verimlilik seviyesine ulaşabilecektir. Biz Ege Üniversitesi ailesi olarak tarımda yaşanan sıkıntıların farkındalığıyla hareket ediyor ve bu sorunun çözümü için yeni projeler geliştirmeye, bilimsel çalışmalar yürütmeye tüm gayretimizle devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    Program kapsamında müzik dinletisi de gerçekleştirildi. Yine programda, “Ege Üniversitesi Ulusal Kesintisiz Tarımsal Üretim Projeleri” adlı bir çalıştay da yapıldı.

  • Bursa Teknik Üniversitesi’nden Ambalajlı Su Açıklaması

    BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çevre Mühendisliği  bünyesinde yapılan “Ambalajlı İçme Suyu Örneklerinde Ağır Metal Analizi ve Risk Değerlendirmesi” konulu araştırma sonuçlarının bazı kaynaklarca yanlış değerlendirildiğini belirten üniversite yönetimi, “Şişe ambalajlı sulardan ölçülen değerler kabul edilebilir limitlerin çok altındadır. Ek olarak, ilgili gazete haberinde belirtilen ‘kurşun miktarının limit değerlerin 8 kat üzerinde olduğu’ şeklindeki ifade, ppm (mg/L) birim sistemi ile ppb (μg/L) birim sistemi arasındaki farkın gazete haberinde yanlış yorumlanmasından kaynaklanmıştır. Diğer yandan çalışmada bir insan ömrü boyunca bu değerlerden dolayı maruz kalabileceği risk değerlendirmesi ortalama bir insan ömrü üzerinden gerçekleştirilmiştir” dedi.

    ‘İÇİLMEYE ENGEL DEĞİL’

    Araştırma sonucunda ambalajlı içme sularındaki ağır metal içeriğinin içilmeye engel olmadığını belirten üniversite yönetimi, açıklamasının devamında, “Sağlık Bakanlığınca yapılan açıklamada da söz konusu haberlerde ölçüldüğü belirtilen baryum ve kurşun değerlerinin mevzuat limitleri içerisinde olduğu teyit edilmiştir. Bursa Teknik Üniversitesi olarak çevre ve insan sağlığına yönelik yüksek sorumluluk bilinci ile gelişmiş cihazlara sahip tam donanımlı araştırma laboratuvarlarımızda gerçekleştirdiğimiz bu ve benzeri bilimsel çalışma sonuçlarının olumsuz değerler içermesi durumunda ilgili resmi makamlar ve kamuoyu ile paylaşılacağının bilinmesini arz ederiz” ifadelerini kullandı.

  • Köprüdeki Trafik Magandalığının Cezası Şoke Etti

    Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde 22 Aralık 2018 tarihinde sabaha karşı 04.00 sıralarında, makas atarak ilerleyen otomobilin sürücüsü, aynı yönde giden kamyonet ve cipin arasından geçmek istediği sırada direksiyon hakimiyetini kaybetti ve cipe vurarak takla attı. Aracıyla takla atan sürücü burnu bile kanamadan araçtan çıkarken, arkadan gelen başka bir araca binerek yoluna devam etti.

    İstanbul Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından, kazanın ardından bindiği araçtan indirilen A.T. adlı kişiye, KTK 46/2-C maddesi olan “Tehlikeli şerit değiştirmek”ten 1002 TL ceza işlemi uygulandığı bildirildi.

  • e-Devlet’e giren satış elemanı hayatının şokunu yaşadı!

    Antalya’da bir çocuk babası Mustafa Çay (38), 27 Nisan 2016 yılında kafe işletmeye başladı. Bir içecek firmasıyla daha önce çalışan ve kafesini 31 Mayıs 2017’de kapatan Çay, özel bir şirkette satış elemanı olarak çalışmaya başladı. Yılın son günü ailesiyle birlikte evinde yılbaşı planları yapmaya başlayan Çay, 30 Aralık 2018 günü internet üzerinden girdiği e-Devlet‘te şahsına ait icraolduğunu görünce neye uğradığını şaşırdı.

    İcranın detaylarını inceleyen Çay, Ankara’da kendisiyle aynı ismi taşıyan bir işletme sahibinin soğutucu aldığı ve borcunu ödemediği gerekçesiyle kendisine 4 bin 299 liralık icranın olduğunu gördü. Olayı eşi, annesi ve babasıyla paylaşan talihsiz adam, ailesinin tepkisiyle karşılaştı. Yılbaşı zehir olan Çay, 2-3 gün sonra posta yoluyla İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğünden gelen icra ihbar makbuzunu görünce soluğu adliyede aldı.

    “BEN OLMADIĞIMI DAFALARCA ANLLATTIM, İNANMADILAR”

    Ankara’da belirtilen adreste hiç bulunmadığını savunan Çay, icranın içeriğinde soğutucudan kaynaklanan bir borç olduğunu ve şirket yetkililerinin borca ilişkin kendisine sert tavır sergilediğini ileri sürdü. Çay, “Ankara’da hiçbir zaman ikamet etmedim ama kendileri alacaklarının olduğunu, evime icra getireceklerini ve maaşıma icra koyacaklarına kadar çok sert bir tavır sergilediler. Bu işin bana ait olmadığını onlara defalarca kez anlattım ama inanmadılar” dedi.

    “PSİKİLOJİM BOZULDU”

    Ardından icra açan şirketin avukatları tarafından telefonla tekrar arandığını belirten Çay, “Kendilerinin çok büyük bir hata yaptıklarını, faturayı yanlış kişiye kestiklerini beyan ettiler. Özür diliyorlar ama bu yetmeyecek. Yaklaşık bir haftadır psikolojim bozuldu. Şu anda 4 bin 299 lira icra dosyası bulunuyor ve günlük faiz işletiliyor. Ellerinde benim kimlik numara ve vergi numaramı kullanarak kesmiş oldukları faturalar da var. Ben de itirazlarımı yapacağım” diye konuştu.

    “KENDİMİ AKLAMAK İÇİN BURADAYIM”

    “Dünyaca ünlü bir içecek firması böyle bir hatayı nasıl yapar” diyen Çay, e-Devlet’te borcunun halen gözüktüğünü ve bu olaydan ötürü ailesiyle sorunlar yaşadığına dikkat çekerek, “Ben eşime, anneme ve babama karşı çok mahcup durumdayım. ‘Neden böyle bir icra geldi’ diye soruyorlar. Kendimi aklamak için adliyeye geldim. Ben 30 Aralık 2018 tarihinde e-Devlet’e girdiğim zaman tesadüfen gördüm. O andan itibaren psikolojimiz bozuldu. Yılbaşı için planlarımız vardı, onları iptal ettik. Eşimin doğum günü de yılbaşındaydı, ona bir sürpriz yapacaktım ama suçlu duruma düştüm. Eşimle de tartışma yaşadık. Hem yılbaşına kötü giriş yaptık, hem de eşimin doğum gününü kutlayamadım” dedi.

  • Netflix Şifresini Paylaşanlara Kötü Haber

    Başta Netflix olmak üzere önde gelen ödemeli yayın kuruluşlarının yasadışı şifre paylaşımı nedeniyle uğradıkları zararın tutarı giderek artarken Synamedia, dünyanın en büyük Tüketici Elektroniği Fuarı CES 2019 sırasında söz konusu kuruluşların yüzünü güldürecek bir yapay zeka yazılımı tanıttı.

    Yazılım, yapay zekayı, davranışsal analizleri ve otomatik öğrenme sistemi kullanarak şifre paylaşım etkinliğini izliyor, sistemlere giriş-çıkış hareketlerini analiz ediyor ve böylece kuralları ihlal edenleri tespit ediyor.

    Parks Associates adlı araştırma şirketine göre önümüzdeki yıllarda şifre paylaşımı nedeniyle ödemeli-TV kuruluşları 9.9 milyar dolar, abonelik bazlı yayın kuruluşları ise 1.2 milyar dolar daha az gelir elde edecek.

    Magid şirketinin araştırmasına göre Y kuşağındaki abonelerin dörtte birinden fazlası, şifrelerini tanıdıklarıyla paylaşıyor.

  • Deniz Çakır’dan adliye çıkışı açıklama!

    OYUNCU Deniz Çakır, hakkında başlatılan soruşturma kapsamında ifade vermek üzere Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne geldi. Çakır, adliye çıkışında yaptığı açıklamada, “Bahsi geçen hiçbir şeyi yapmadım. Suçlamalar benim bugüne kadar duruşuma ters” dedi.

    “SUÇLAMALAR BENİM BU GÜNE KADAR Kİ DURUŞUMA TERS”

    Adliye çıkışı basın mensuplarına açıklama yapan Deniz Çakır, şöyle konuştu: “Yapılan suçlamaları kesinlikle reddettim. Ben bugüne kadar hiç kimseyi kadın, erkek, başörtülü, başörtüsüz, hayat tarzı, cinsiyeti, dini, inancı, rengi, için ayırmadım. Tam tersine birleştirmek için sosyal projelerde bulundum. Benim her zaman bu güne kadar duruşum ve yaptığım şeyler bellidir. Ayrıştırmak için değil, birleştirmek için bir sürü mücadele verdim. Bahsi geçen hiç bir şeyi de yapmadım. Zaten ifademi de verdim. Suçlamalar benim bu güne kadar ki duruşuma ters. Bir sanatçı bir kadını başörtülü, başörtüsüz diye ayırmaz. Benim hayatımda türbanlı, başörtülü, farklı dinden, renkten, ailemden, arkadaşlarımdan, hayranlarımdan bir sürü insan var. Bu güne kadar hepsini sarıp, sarmaladım. Hepsi beni çok severler. Şu anda da yanımdalar”

  • Makas atarken canından oluyordu

    22 Aralık 2018 tarihinde meydana gelen olayda İstanbul’daki Fatih Sultan Mehmet Köprüsü üzerinde makas atarak ilerleyen trafik magandası kazaya neden oldu. Kamyonetin ve cipin arasından geçmek istediği sırada direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü cipe vurarak takla attı. Kaza sonrasında cip sürücüsü ve kamyonet sürücüsü durarak trafik magandasının yardımına koştu.

    TAKLA ATAN ARAÇTAN BURNU BİLE KANAMADAN ÇIKTI 
    Fatih Sultan Mehmet Köprüsünden ilerlediği sırada şov yapmaya çalışan sürücü hem kendi hemde diğer sürücülerin canını tehlikeye attı. Aracıyla takla atan sürücü burnu bile kanamadan çıkarken, diğer sürücüler ise yardımına koştu. Sanki kaza yapmamış gibi sakin bir şekilde takla atan araçtan çıkan sürücü arkasından gelen otomobildeki arkadaşının yanına geldi.

    TRAFİK MAGANDASININ ÖLÜMDEN DÖNDÜĞÜ KAZA KAMERADA 
    Köprü üzerinde makas attığı sırada iki aracın arasında kalarak takla atan otomobil sürücüsünün karıştığı feci kaza arkasından gelen başka bir sürücü tarafından cep telefonuna kaydedildi. Sosyal medya da paylaşılan görüntülerde, sürücünün makas attığı sırada önce cipe çarpıp sonra takla attığı görülüyor.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Muharrem İnce’ye gönderme

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan satır başları;

    Cumartesi günü Kocaeli’nde pazar günü Sakarya’da aday tanıtım toplantılarımıza devam edeceğiz. Toplantılara bizzat katılacağım. İnşallah 2 hafta içerisinde aday tanıtım toplantılarımızı bitirelim istiyoruz. Artık araziye hep birlikte hakim olmamız gerekecek. Yarından itibaren arkadaşlarımız illere dağılmaya başlıyor. Bazı yerlerde erteleme olabilir. Bunlar kendilerine bildirilecek.

    31 OCAK’A KADAR BİTECEK

    31 Ocak’ta yapacağımız büyük aday tanıtım ve manifesto toplantımıza kadar bu süreci bitirmiş olacağız.

    BU AK PARTİLİ OLMAK DEĞİLDİR

    Aday belirleme sürecinde yaşanan her şey artık geçmişte kalmıştır. Dava adamlığı da siyasette bunu gerektirir. Aksi yönde davranan oLursa zaten bunlar hiçbir zaman AK Partili, dava adamı ve siyasetçi olamamış demektir. Benim istediğim olursa ‘eyvallah’, olmazsa ‘yallah’ derseniz bu AK Partili olmak değildir. Liyakatta aranan bellidir, iller vardır ki kısıtlı şartlar içinde adayınızı belirlersiniz.

    MUHARREM İNCE’YE GÖNDERME

    Bütün bunlarla birlikte Türkiye tüm saldırı ve tuzaklara rağmen demokrasinden asla taviz vermemiştir. Demokratik hukuk temel ilkesinin en sağlıklı işlediği durum seçimlerdir. Buna rağmen bazı kesimlerin kendi başarısızlıklarını, seçimleri yürütmekle görevli kurumlarımıza yükleme gayretine her zaman şait olduk. Cumhurbaşkanlığı seçiminde avukat ordusuyla seçim kurumlarımızı tehdit eden bir adayı hala unutmuş değiliz. YSK önünde oturacağız diyenleri unutmuş değiliz. Ne oldu? Nerede oturdunuz? Hala oturuyorsunuz. Ve artık esameleri bile yok.

    Mernis’te adres kaydı olmadığı için listelerde yer almayan 375 bin kişi var ki teşkilatlarımıza önemli görevler düşüyor.

    24 Haziran seçimlerinden ilçe değiştiren 1.5 milyon seçmen bulunuyor. Bunların 222 binden fazlası bizim üyemiz, onları yakın markaja alacağız.

    İLK DEFA OY KULLANACAK 1 MİLYON KİŞİ ÇOK ÖNEMLİ

    Bu yıl ilk defa oy kullanacak 1 milyon seçmenin varlığı çok önemli. İlk defa oy kullanacak 1 milyon kişiyi yakın markaja alalım, yanlışa düşmesini engelleyelim.

    Kimsenin AK Parti’ye oy verme borcu yok. Davamızla, duruşumuzla, hizmetlerimizle halkımızı ikna edeceğiz. Siyaset, milleti kendinden nefret ettirme değil, millete kendini sevdirme, kabul ettirme sanatırdı.

    “HER ŞEY İNSANDA BİTİYOR”

    Daha çok insana ulaşmak için sosyal medya gibi araçlar gelişmiş olabilir ama her şey insanda bitiyor. İnsanlara değerli olduklarını göstermek için doğrudan iletişime geçin, Sanal ortamda olmaz. 10 milyonu aşkın üyemizi nasıl çalıştıracağız? Bunun üzerinde duracağız. Biz milletimizin bize görev verdiği emanetçileriz. AK Parti her seçimi bir imtihan olarak görür. Kolay imtihan olmaz, sürekli bir imtihan içindeyiz.

    GÜYA MANŞETLERİNDE HABERCİLİK YAPIYORLAR AMA…

    Bir yandan terör örgütlerine karşı dimdik duranlar, diğer yandan terör örgütleriyle kolkola girenler var. Türkiye ekonomisini hedef alan yalan yanlış birçok şeyle saldırılarını sürüdüyor. Güya manşetlerde habercilik yapıyor. Ama aslında yaptığı tetikçiliktir. Güya 2019’da ekonomi kötüye gidecekmiş. Hayır, 2019’da ekonomik verilerin yine tahminlerin üzerinde olacak.

  • Ronaldo ve Paris Hilton’un koruması MHP’den aday oldu!

    AK Parti’nin 31 Mart yerel seçimleri için İzmir’in Narlıdere ilçesinde destekleyeceği MHP’nin adayı Süleyman Kocabıyık, oldukça renkli bir kişiliğe sahip. Spora ilgi duyan ve henüz 6 yaşındayken judo ile tanışan Süleyman Kocabıyık, daha sonra farklı branşlarla da ilgilenmeye başladı. Boks, kick boks ve wing tsun ile uzun yıllar ilgilenen Kocabıyık, Türkiye’de ünlü müzisyen Ceza ve besteci Mercan Dede gibi isimlerin korumalık görevini bir süre üstlendi. Türkiye’nin yanı sıra dünyaca ünlü starların da Türkiye’deki temasları esnasında korumalıklarını yapan Kocabıyık, şimdiyse belediye başkanlığı yarışı için seçim alanlarında. Ailesinde birçok kişinin de spora ilgi duyduğunu söyleyen Süleyman Kocabıyık, “Spor hayatına 6 yaşında judo ile başladım. 11 sene judo ile uğraştım. İkinci çocuğum doğunca bu sporu bıraktım. Bir süre sonra da wing tsun ile tanıştım ve anladım ki bana en uygun sistem bu. Bu alanda ilerlemeye kadar verdim. Çalışmalarım nedeniyle Türkiye’de ‘Sifu’ (büyük usta) unvanını alan en genç isimlerden biriyim” dedi.

    “KENDİME BİR YOL ÇİZMEYE KARAR VERDİM”

    Türkiye’de özel kuvvetler personelinin yanı sıra emniyet güçlerine de eğitimler verdiğini söyleyen Süleyman Kocabıyık; Paris Hilton, Kevin Costner ve Ronaldo gibi dünyaca ünlü isimlerin de Türkiye’deki temasları esnasında koruma görevini üstlendiğini belirtti. Kocabıyık, siyasete girme kararını ise şöyle açıkladı:

    “Hem sivillere hem de devlet memurlarına, emniyet personeline eğitimler verdim. Bir eğitimci bir siyasetçidir aynı zamanda. Eğitim de bir siyasettir. Biz on binlerce insana dokunuyoruz. Türkiye’nin 30 şehrinde seminerler verdim. İnsanlarla bire bir görüşüyorum. Yaptığım çalışmalar sonucunda gördüm ki insanların benden farklı beklentileri var. Bir yöneticilik vasfı da taşıdığımı düşünerek, insanların beklentilerine cevap verebilmek için kendime bir yol çizmeye karar verdim. Bunun da siyaset olduğunu düşündüm.”

    KOCABIYIK PROJELERİNİ ANLATTI

    Narlıdere’ye dair hayallerinin ve projelerinin olduğunu söyleyen Kocabıyık, şöyle dedi:

    “Doğduğum, büyüdüğüm topraklar olan Narlıdere’de birçok şeyin yapılamadığını gördüm. Yapılamayan birçok şeyi yapabileceğimi düşünerek, buna inanarak ve birçok kişinin de desteğini alarak siyasete girme kararı aldım. Siyasette beni en çok etkileyen isim MHP Narlıdere İlçe Başkanı Metin Keskin oldu. Narlıdere İzmir’in en büyük narenciye alanlarına sahip. Burada kırsalda kalkınma sağlayarak, esnafın da kalkınmasını sağlayabileceğimizi düşündük. Orada yaşayan herkes Narlıdere’nin yerel halkı. O insanlar kazanacak ki, insanlar kazansın. Esnaf kazanacak ki halk rahat etsin. Narlıdere’de hiçbir eğlence alanı yok. Hiçbir şekilde insanların sosyal yaşam alanı yok. Narlıdere’nin turizme açılması gerektiğini düşündüğümüz alanlarda büyük turizm tesisleri kuracağız ve istihdam yaratacağız.”

    “GENÇ NARLIDERE, GENÇ BAŞKAN”

    ‘Genç Narlıdere, genç başkan’ sloganı ile çalışmalara başlayan Kocabıyık, siyaset değil proje üretmeye geldiklerini kaydetti. Cumhur İttifakı çatısı altında olmaktan dolayı şeref duyduğunu söyleyen Kocabıyık, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan bir belediye başkan adayıyım. Her şeyden önce Sayın Devlet Bahçeli’ye teşekkür etmek istiyorum. MHP’den beni belediye başkan adayı olarak görmek istemesi, onur ve gurur verici. Öte yandan devletin en büyüğü tarafından açıklanmam gerçekten şeref verici. En genç aday olmamın verdiği birçok avantaj var. Daha yenilikçi, daha atılgan olabiliyorum. Bunun bütün avantajlarını kullanarak en iyisini yapacağıma inanıyorum” diye konuştu.

    “EŞİMLE BİRLİKTE SEÇİM ALANLARINDA ÇALIŞACAĞIM”

    Mertcan (11), Eslem Aşina (6) ve Mirza (1) isimli 3 çocuk babası olan Süleyman Kocabıyık’ın muhasebeci eşi Esra Kocabıyık (32) da, eşinin kararını desteklediğini belirterek, “Kararını destekliyorum, her zaman eşimin yanındayım. İş hayatında da, spor hayatında da ve tabii ki siyasi hayatında da eşime desteğim tam. Hayatı paylaşmak adına eş oluyorsunuz. Eşinizi her konuda desteklemek durumundasınız. Ben şimdiye kadar yanlış bir şey yaptığını hiç düşünmedim. Eşimle birlikte sahada seçim çalışmalarına katılacağım” diye konuştu.