Blog

  • Ünlü et lokantasının sahibi İsmail Çolak teslim oldu!

    Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlattığı soruşturma kapsamında FETÖ/PDY üyesi olduğu gerekçesiyle hakkında yakalama kararı çıkarılan ve bir dönem Bolu Dağı’ndaki İsmail’in Yeri isimli ünlü et lokantasının sahibi olan İsmail Çolak’ın, Finlandiyaya kaçtığı tespit edildi. “Umreye gidiyorum” diyerek darbe girişiminden 6 ay önce kentten ayrıldığı saptanan Çolak, dün, itirafçı olarak teslim olmak istediğini Türk makamlarına bildirdi. Talebin kabul edilmesi üzerine İsmail Çolak, uçakla geldiği İstanbul Havalimanında gözaltına alındı. Düzce İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerine teslim edilen Çolak’ın, emniyetteki sorgusunun devam ettiği belirtildi.

  • RTÜK’ten Televizyon Programlarına Ceza Yağmuru

    RTÜK’ün dün gerçekleştirilen toplantısında, gündüz kuşağındaki programlar ve bazı diziler görüşüldü.

    RTÜK, TV 8 ekranlarında erken saatlerde yayınlanan “Gerçeğin Peşinde” isimli programda bir annenin çocuk istismarı olayını anlatması üzerine harekete geçti.

    Üst Kurul, yapımı mercek altına alarak, yayında bir annenin gerçek kimliği ile yer aldığını, çocuğun yaşı ve isminin açıkça zikredildiğini ve çocuğun yaşadığı cinsel istismar olayının anlatıldığını belirledi.

    Olayın anlatılması nedeniyle çocuğun yaşadığı travmanın yeniden üretildiği programda, yayın kuruluşunun da bu istismara aracılık ettiği kanaatine varılarak, TV 8’e 6112 sayılı Kanun’un ilgili maddesi uyarınca idari para cezası uygulandı.

    Yemek programında, yarışmacı şiddeti ceza getirdi

    RTÜK, TV 8’de yayınlanan “Yemekteyiz” programında da çocuk gelişimine uygun olmayan unsurlar tespit etti.
    “Yemekteyiz” programında, genç bir yarışmacının sinirlenmesini gerektirecek bir durum olmadığı halde diğer yarışmacılara karşı terbiye ve saygı sınırlarını aşan tavırlar sergilediği, hırsla parmağını salladığı, bıçak ve eliyle masaya şiddetle vurduğu, mutfakta eşyaları fırlattığı görüldü.

    Şiddet içerikli davranışların kesilmeden ekrana getirildiği tespitiyle TV 8’e ilgili yasanın, “Radyo ve televizyon hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar, bunların izlenebileceği zaman diliminde ve koruyucu sembol kullanılsa dahi yayınlanamaz.” hükmünü ihlalden idari para cezası verildi.

    Ailenin korunması ilkesini ihlal edene ceza

    RTÜK, ailenin korunması ilkesiyle bağdaşmayan ve alkol kullanımını özendirici yayın yapan FOXLIFE’a da ceza verdi.
    Üst Kurul, eşcinsel evliliği yaşayan fertlerin de kurgusunda yer aldığı ve uygun olmayan sahnelerin gösterildiği “Modern Family” dizisinde bazı ifadelerin aile kavramına zarar verici nitelikte olduğunu tespit etti.

    Bir sahnede mangal ile ilgili “Tanrı hamburger isterse bunda pişirir.” sözlerinin de toplumun manevi değerlerine zarar verici olduğu belirlendi.

    Dizide ayrıca, 14-15 yaşında çocukların alkol tükettiği sahne ve diyaloglara yer verilmesi üzerine FOXLIFE’a, 6112 sayılı Kanunu’nun ilgili
    maddelerini ihlalden ceza kesildi.
    RTÜK, başka bir kanalda da yayınlanan Modern Family dizisine, geçen haftaki toplantısında, yine ailenin korunması ilkesini ihlalden ceza vermişti.

    FOX’a “Kan Kardeşler” ceza getirdi

    RTÜK, FOX’da yayınlanan ve yetişkinlere hitap eden sahneleri olan “Kan Kardeşler” isimli yerli filmin, erken saatte ekrana getirilmesinden dolayı kanala idari para cezası verdi.

    Filmde, başkasına ait bir yüzükle sahte evlilik teklifi yaparak kız arkadaşını eve çağırma diyalogları, erotik dans figürleri, yetişkinlere hitap eden diyalog, mesaj ve sahnelerin erken bir saatte ekrana getirilmesi nedeniyle yayıncı kanala idari para cezası verilmesini kararlaştırdı.

    Cinsel ürün tanıtımı yapan kanallara ceza

    Öte yandan, arkadaş bulmaya zemin hazırlayan, tüketiciyi yanıltıcı ve sağlık beyanıyla cinsel ürün tanıtımı yapılan Mega Suare, Yasin, Gala TV, MGC, Müzik Türk, Anadolu Dernek TV ve Kanal 42’ye de çeşitli cezalar verildi.
    KANAL S’in yayın lisansı da iptal edildi.

  • Bakan Pakdemirli: Tarım ilaçlarında yüzde 15 indirime gideceğiz

    Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Pakdemirli, “Tarım ilaçları sanayicileri ve üreticileri ile görüştük. Sanayicilerimiz önümüzdeki dönemde tarım ilaçlarında yüzde 15 indirime gidecek.

    Bakan Pakdemirli ayrıca, buzağı destekleme ödemelerinin 11-18 Ocak tarihlerinde yapılacağını, bu kapsamda 438 bin 284 yetiştiriciye 522 milyon lira ödeneceğini söyledi.

    Öte yandan küçükbaş ve büyükbaş küpe bedelini artık Tarım Bakanlığı karşılayacak.

  • İtalyan Siyasetçi Giannuzzi Atatürk Havalimanı’nda Gözaltına Alındı

    İtalya’nın Bari Belediye Meclis Üyesi Francesco Giannuzzi ve eşi 7 ocak günü Dubai’den İtalya’ya aktarma yapmak için Atatürk Havalimanı’na geldi. Uçağını bekleyen Giannuzzi, havalimanında bulunan freeshopa alışveriş için girdi. Girdiği mağazadaki gözlükleri deneyen Francesco Giannuzzi, 185 euroluk gözlüğü parasını ödemeden alarak erkekler tuvaletine girdi. İtalyan siyasetçi daha sonra lavaboda kısa süre oyalandıktan sonra kendisini bekleyen eşinin yanına gitti. Mağaza yetkilileri, kamera kayıtlarında İtalya Bari Belediye Meclis Üyesi Francesco Giannuzzi’nin 185 euroluk gözlüğü alıp geri getirmediğini fark edince, durumu havalimanı polisine bildirdi.

    İTALYA KONSOLOSLUĞUNA BİLDİRİLDİ

    Sözcü’den Şeyma Ulusoy’un haberine göre, ihbar üzerine harekete geçen havalimanı polisi, Francesco Giannuzzi’yi ‘hırsızlık yaptığı gerekçesiyle’ gözaltına aldı. Ancak çalındığı iddia edilen 185 euroluk gözlük, lavaboda ve valizinde bulunamadı. Savcının talimatı üzerine Francesco Giannuzzi Bakırköy Adalet Sarayı’na getirildi. Durum eşzamanlı olarak İtalya’nın İstanbul Konsolosluğu’na da bildirildi.

    50 BİN LİRA KEFALETLE SERBEST BIRAKILDI

    Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı tarafından ifadesi alınan İtalyan meclis üyesi ‘hırsızlık’ suçundan tutuklama istemiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Nöbetçi mahkeme İtalyan meclis üyesi Giannuzzi’yi 50 bin TL nakdi kefaletle serbest bıraktı.

    TUVALETİN KİRLİ OLDUĞUNDAN YAKINDI SUÇLAMALARI KABUL ETMEDi

    Savcılık ifadesinde suçlamaları kabul etmeyen Francesco Giannuzzi ise kendisini şöyle savundu “Aktarmalı olarak geldiğim Atatürk Havaliman’ındaki freeshoptan gözlük denedim. Gözlüğü beğenmediğim için yerine koydum. Daha sonra başka bir gözlük deneyip freeshopun dışında beni bekleyen eşime gözlüğü gösterdim. Gözlüğü tekrar yerine koymak için yöneldiğim sırada lavaboyu gördüm. Sıkıştığım için de lavaboya girdim. Ancak lavabo kirli olduğu için tuvaletimi yapmadın, elimi yüzümü yıkadım. Eşimin yanına gittim. Büyük ihmalle gözlüğü lavaboda elimi yıkarken unuttum.”

    “DALGINLIĞIMA GELMİŞTİR… HATAMI KABUL EDİYORUM”

    Eşinin yanında 5 dakika kadar oturduktan sonra polis memurlarının yanına gelerek, gözlüğü aramak için valizi aradıklarını anlatan Giannuzzi, “Valizimizi aradılar ancak bir şey bulamadılar. O sırada gözlüğü alıp-almadığım hususunda tartışıp gözlüğü almadığımı söyledim. Ayrıca eşim kalp hastası olması nedeniyle strese girdim. Bu arada uçak anonsu yapılıyordu. Lisan da bilmediğimden para ile ilgili bir dert varsa gözlüğün bedelini ödemek istedim. Ben daha önceden diğer freeshoplardan alışveriş yaptım. Bununla ilgili fişlerim elimdedir. Durumum itibariyle böyle bir şey yapacak durumum yoktur. Bu arada uçağım kalktı. Kendimi bu durumda buldum. Dalgınlığıma gelmiştir. Hatamı kabul ediyorum. Ürünün bedelini ödemeye hazırım. Şu anda bile ödemeye hazırım.” diye konuştu.

    Savcılık işlemlerinin ardından tutuklama istemiyle Francesco Giannuzzi, sevk edildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından 50 bin TL kefaletle serbest bırakıldı.

  • Yemende askeri geçit törenine hava saldırısı!

    Askeri kaynaklardan alınan bilgiye göre, Aned Askeri Üssü’ndeki eğitim yılının başlaması münasebetiyle düzenlenen tören sırasında insansız hava aracıyla bombalı saldırı düzenlendi.

    İlk belirlemelere göre aralarında üst düzey askeri yetkililerin de olduğu 10’dan fazla kişinin yaralandığı belirtilirken, ölü sayısına ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı.

  • Muhammed Ali’nin çiftlik evini Türk vakfı aldı

    New York merkezli Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (Türken), 2016 yılında hayatını kaybeden ABD’nin efsanevi boksörü Muhammed Ali’nin Michigan’daki 40 yıllık çiftlik evini satın aldı.

    Chicago Tribune gazetesinde yer alan habere göre, Muhammed Ali’nin eşi Lonnie Ali, Michigan eyaleti Berrin Springs’teki St. Joseph Nehri kenarında bulunan yaklaşık 328 dönümlük arazi içindeki Muhammed Ali’ye ait mülkü geçen ay Türken Vakfına sattı.

    muhammad-ali-pardon

    Çiftlik arazisinde, 4 yatak odalı ana evin dışında içinde boks ringi bulunan spor salonu, basketbol alanı ve havuz dahil 7 ek bina bulunduğu belirtildi.

    Muhammed Ali’nin evi 1970’lerin ortasında 400 bin dolara satın aldığı, daha sonra Los Angeles ve Arizona’ya taşınmasına rağmen söz konusu evi dönem dönem inzivaya çekilmek için kullandığı kaydedildi.

    Mülkü satışa koyan emlak ajansı Cressy & Everett’ten Tim Mitchell, Endonezya ve Dubai de dahil ev için birçok yerden alıcı çıktığını ancak satışı, “Sanırım alıcılar bölgeye ve nostaljiye aşık oldular” dediği Türken Vakfına yaptıklarını aktardı.

  • Emek Partisi 31 Mart Yerel Seçimleri’ne Katılamayacak

    Yüksek Seçim Kurulu, Emek Partisi’nin yerel seçimlere katılamayacağı yönünde verdiği karara yapılan itirazı reddetti. Konuya ilişkin Emek Partisi Genel Merkezi adına yazılı açıklama yapılarak karara tepki gösterildi; mücadelenin devam edeceği belirtildi. “YSK’nın kararı antidemokratik ve yasaya aykırıdır” başlığıyla yapılan açıklamada alınan karar sürecini şöyle ifade etti:

    “YSK YARGITAY’IN YASAYA AYKIRI KAYITLARINI KEYFİ YORUMLUYOR’

    “Partimizin hukuki durumunu incelemeye gerek bile duymayan YSK, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yasaya aykırı yorumlayarak tuttuğu kayıtlarını esas almıştır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yasayı keyfi biçimde yorumlayarak ‘bir ilçe veya ile yönetim kurulu atandığında orada 45 gün içinde kongre yapılmazsa örgüt kurulmuş olmaz’ kararı vermiştir. Oysa yasa hükmüne göre bir ilçe veya ile yönetim kurulu atandığında orada bir örgüt kurulmuş olacağı yönündedir. Eğer il ya da ilçe örgütü örgüt 45 gün içinde kongresini yapmamışsa münfesih olur. Bu durumda ya üst yönetim yeni yönetim atar ve örgüt yeniden kurulmuş olur ya da yeni yönetim atanmaz ve o il veya ilçede örgüt olmaz. Son 3-4 yıla kadar sistem buna göre işletilirken, son yıllarda kurulmuş il ve ilçe kuruluşlarımız yasaya aykırı bir uygulama ile örgütlenmiş kabul edilmemektedir.”

    ‘SİYASET YAPMA HAKKI ENGELLENİYOR’

    Antidemokratik Siyasi Partiler Yasasına da değinilen açıklamada, “Yargı bürokrasisinin keyfi yorumları sayesinde de içlerinde partimizin de dahil olduğu bazı siyasi partiler seçim dışı bırakılmış, siyaset yapma hakkına engel konulmuştur. Kaldı ki, demokratik işleyişin az çok yerleştiği bir rejimde siyasi partiler yasası gibi yasalar bulunmaz. Siyasi partilerin nasıl örgütleneceği ve çalışacağını kendi tüzükleri belirler. Partileri Başsavcılık değil kendi denetim organları denetler. Ne zaman kongre yapacaklarına kendileri karar verir. Tüzüklerinin uygulanmasında sorunlar çıktığında disiplin kurullarında, çözülemezse asliye hukuk mahkemelerinde sorun çözülür. YSK’nın yasaya aykırı gerekçelerle engellediği sadece partimizin yerel seçimlere katılması değildir. Böylece partimize oy verecek seçmenlerin hakları da ihlal edilmiştir. Üstelik, YSK ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı partimize uyguladığı kuralları örneğin iktidar partisine uygulamamaktadır” denildi.

  • Rüzgarlı Havada Çatıda Korkutan Anten Tamiri

    İstanbul Taksim Meydanı’nda bulunan bir iş yerinin çatısına anten tamiri yapmak için çıkan şahısların hiçbir güvenlik önlemi almaması yürekleri ağza getirdi. Güvenlik önlemi almadıkları yetmiyormuş gibi vatandaşların şaşkın bakışları arasında çatıda elleri cebinde gezmeleri dikkatlerden kaçmadı. Elinde tamir çantası olan şahıs çatıda hayatını riske atarak yaklaşık 15 dakika antenin tamiri ile uğraştı. Tamir yapan kişiyi izleyen diğer bir şahıs ise çatının ucunda tehlikeli şekilde durup rahat tavırları ile cep telefonuyla konuşmaya başladı. Taksim Meydanı’nda kayıt edilen görüntülerde iş güvenliği almadan çalışan kişilerin canlarını hiçe saydığını gözler önüne serildi.

  • Cezaevinden izinli çıktı ortalığı birbirine kattı

    Alınan bilgiye göre, Denizli Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü bulunan ve izne çıkan madde bağımlısı Ümit Uğur K, şehir dışında olan ağabeyi Hüseyin K’nin 15 Mayıs Mahallesi’ndeki evinin kapısını kırarak bir süre evde kaldı.

    Soluduğu uçucu maddenin etkisinde kalan Ümit Uğur K, sokağa çıkarak yolda bulduğu parke taşlarını park halindeki iki otomobile atarak camlarını kırdı, araçların kaportalarına zarar verdi.

    Yarın cezaevine teslim olması gerektiği öğrenilen hükümlü, daha sonra eline sürdüğü salçayla evin duvarına “Çerkez Cengiz” yazdı.

    Haber verilmesi üzerine olay yerine polis ile 112 Acil Sağlık ekipleri sevk edildi. Emniyet ekipleri, hükümlüyü yakaladı.

    Öte yandan antrenörlük yapan baba Zafer K, gazetecilere yaptığı açıklamada, madde bağımlısı oğlunun izne çıkmaması için uğraştığını belirterek, “Mahalle muhtarına oğlumun çevreye zarar verebileceğini söyledim. Oğlum izne gelip madde kullanmış. Mahalleye de zarar vermiş. Bir baba olarak yardım bekliyorum. Gelirim yok. Oğlumun tedavi edilmesini istiyorum.” ifadesini kullandı.

    Hacıkaplanlar Mahallesi’ndeki evlerini 2016’da ateşe veren Ümit Uğur K’nin, daha önce de 15 Mayıs Mahallesi’nde çıktığı bir binanın çatısından tuğla ve kiremitleri sokağa fırlatarak araçlara zarar verdiği öğrenildi.

  • Sosyal Medyadaki Gelişmeleri Kaçırma Korkusu, FOMO Belirtisi Nedir?

    Uzman Psikolog Melisa Paker, FOMO rahatsızlığının sadece medya bağımlılığı ile ilgili olmamakla beraber kişinin içinde bulunduğu ortamın dışında herhangi bir olayı kaçırma kaygısı olarak adlandırılabileceğini söyledi. FOMO’nun daha çok 18-25 yaş aralığında ergenlerde ve genç yetişkinlerde görüldüğünü belirten Paker, “Dünya popülâsyonunda ergenlerin yüzde 70’inde FOMO dediğimiz durum yani sosyal medyada herhangi bir yeniliği kaçırmaya kaygılı olma durumu sıklıkla görülüyor. Dünya genelinde yetişkinlerde bu oran yüzde 56’dır” dedi.

    ‘KİŞİ KENDİNİ DIŞLANMIŞ HİSSEDİYOR’

    FOMO rahatsızlığına yakalanan bir bireyin sosyal medya kullanımında duygu durumlarının stabil olarak oturmamasından kaynaklı negatif etkilerinin olduğunu vurgulayan Paker, şunları söyledi:”Kişi mutluyken, heyecanlıyken ve herhangi bir durumdan memnunken bir anda arkadaşlarının kendisi olmadan gittiği bir sosyal aktiviteyi görebiliyor. Bilinçli olarak tercih etmese de insanların gidip eğlendiği herhangi bir ortamdaki fotoğraflar veya videoları da görebiliyor. Bu da aidiyet ve güven hissini negatif derecede etkiliyor. Kişi bir noktada aslında kendini dışlanmış, grubun dışında kalmış ve o gruba ait olmamış gibi hissedebiliyor. Bu da duygu durumunda negatif geçişlere sebep oluyor.”

    ‘SOSYAL MEDYAYI FAZLA KULLANIRSANIZ, YAŞADIĞINIZ ORTAMI DA KAÇIRIRSINIZ’

    Psikolog Paker, FOMO rahatsızlığına yakalanan kişinin tedavi sürecine ilişkin şöyle dedi: “Kişi vaktini fazlasıyla internette ve sosyal medyada geçiriyorsa, bu durum onun duygu durumunu negatif oranda etkiliyorsa, özgüven problemine ve çevresindeki insanlarla iletişimini, ilişkisini negatif anlamda etkiliyorsa kişinin tedavi edilmesi gerekiyor. Bu tedavi de ‘bilinçli farkındalık’ dediğimiz anı yaşamak ve anda kalabilme, bulunduğumuz ortamda hem bedensel hem zihinsel olarak bulunduğumuz ortama deneyimleme ilkesidir. Bilinçli farkındalıkta aslında kişi, şuanda ne deneyimliyorsa ne duyuyorsa ve ne hissediyorsa o hislerine yönelik yönelmesi öngörülüyor. Sosyal medya fazla kullanırsanız, yaşadığınız ortamı da kaçırıyorsunuz. Çevrenizde olup bitenleri, sesleri ve herhangi bir uyarıcıyı kaçırdığınız için anda da kalamıyorsunuz. FOMO rahatsızlığının tedavisinde bağımlılık tedavisinin yanı sıra bilinçli farkındalık ilkesinden de bu anlamda yararlanılıyor.”

    ‘YENİ HOBİLER EDİNMEK FOMO RAHATSIZLIĞINDAN KURTARIYOR’

    Ailelere çok fazla görev düştüğünü söyleyen Paker, ilk başta ailelerin iyi birer model olması gerektiğini belirtti. Gençlere interneti ve sosyal medya kullanımını kısıtlarken ailelerinde örnek olması gerektiğini kaydeden Paker, şöyle konuştu: “Herkes eve geldiğinde salonda otururlarken belli bir paylaşım yapılacağı zaman herkesin elinde cep telefonu varsa ve sosyal medyayı düzenli olarak takip ediyorsa, bu istenilen sağlıklı bir aile ortamı olmuyor. Ayrıca kişilerin yeni hobiler edinmesi FOMO rahatsızlığından kurtulmasını sağlıyor. Örneğin doğa yürüyüşleri, bir arkadaşınızla telefonları bir kenara bırakarak birebir göz temasıyla iletişim kurduğunuz herhangi bir aktivitede FOMO rahatsızlığından kurtulmaya yardımcı olabilir.