Blog

  • BUDO’nun bazı seferleri iptal edildi

    BUDO’nun bazı seferleri iptal edildi

    Bursa Deniz Otobüsleri’nde (BUDO) iptal edilen seferler şu şekilde açıkladı;

    “20 Kasım 2024 16.00 tarihindeki Bursa (Mudanya) – İstanbul (Eminönü/Sirkeci), 16.30 tarihindeki İstanbul (Eminönü/Sirkeci) – Bursa (Mudanya), 19.00 tarihindeki Bursa (Mudanya) – İstanbul (Eminönü/Sirkeci) ve 19.30 tarihindeki İstanbul (Eminönü/Sirkeci) – Bursa (Mudanya) seferi olumsuz hava şartları sebebiyle iptal edilmiştir.”

  • Bin 215 kazada 22 kişi hayatını kaybetti, bin 930 kişi yaralandı

    Bin 215 kazada 22 kişi hayatını kaybetti, bin 930 kişi yaralandı

    Türkiye’nin önemli geçiş güzergahlarında olan D-100 Karayolu ve Anadolu Otoyolu üzerinde bulunan Düzce’de 2024 yılı Ekim ayında 148 ölümlü ve yaralamalı trafik kazası, 124 maddi hasarlı trafik kazası meydana geldi. Kazalarda 2 kişi hayatını kaybederken 213 kişi ise yaralandı.
    2024 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında ise toplam bin 215 yaralamalı ve ölümlü, bin 86 maddi hasarlı kaza meydana gelirken kazalarda 22 kişi hayatını kaybederken bin 930 kişi ise yaralandı.

  • Tunceli ve Ovacık belediye başkanlarına hapis cezası

    Tunceli ve Ovacık belediye başkanlarına hapis cezası

    DEM Parti’li Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ile CHP’li Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün yargılandıkları davada karar açıklandı.

    İki isim, “terör örgütüne üye olma” suçundan 6 yıl 3’er ay hapis cezasına çarptırıldı.

    Belediye başkanlarına yurt dışı çıkış yasağı da uygulandı.

  • DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çevikel’e anlamlı ödül

    DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çevikel’e anlamlı ödül

    Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, genç yeteneklere olan desteğinin yanı sıra geçtiğimiz yıl ekibiyle başlattığı teknoloji ve dijitalleşme alanındaki yatırım ve çalışmalarından dolayı “Muş Altın Lale Ödülleri” kapsamında ‘Dijitalleşme ve Teknolojiye Değer Katanlar’ ödülü ile onurlandırıldı. Bu yıl 2’ncisi gerçekleştirilen törende Çevikel ödülünü Muş Valisi Avni Çakır’dan aldı. Başkan Nilüfer Çevikel, ödül töreninde yaptığı konuşmada, Muş’un bölgedeki stratejik önemine dikkat çekerek şu ifadelerde bulundu;

    “Burası, Anadolu’ya açılan kapı ve devlet ile milletin bütünleştiği bir noktadır. Dört ilin kesişiminde yer almasıyla son derece önemli bir konuma sahip olan Muş, tarım ve hayvancılık alanlarındaki potansiyeliyle diğer yörelerden ayrışıyor. Bu bölgede kurulacak sermaye girişim fonları, ticaretin gelişmesini ve ihracatın artmasını sağlayabilir. Bizler de bu tür fonlara destek olmak ve öncü rol üstlenmek isteriz. En büyük temennimiz, bölgenin gençlerinin kendi topraklarında kalarak bu toprakları kalkındırmasıdır.”

    Başkan Çevikel ayrıca, Prof. Dr. Mustafa Alican’ı ziyaret ederek, bölgesel kalkınma, yatırım ve istihdam konularında iş birliğini geliştirme hedefiyle fikir alış verişinde bulundu. Rektör Danışmanı Doç Dr. Mehmet Özalper, Muş Tanıtım Platformu Başkanı Fırat Aykan ve önceki dönem Muş Belediye Başkanı Feyat Asya’nın da katıldığı görüşmede kadın girişimciliği destekleme, yenilenebilir enerji projeleri ve üniversite-sanayi iş birliği ile bölgenin ekonomik potansiyelini artırma konuları ele alındı. Başkan Çevikel burada yaptığı konuşmada DOSABSİAD’ın bu alanlarda geliştirdiği projeleri bölgeyle paylaşma ve ortaklıklar kurma yönündeki kararlılığını vurguladı.

  • Zeliha nine 113 gündür oğlunun yolunu gözlüyor

    Zeliha nine 113 gündür oğlunun yolunu gözlüyor

    Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde yıllar önce eşinden boşanan Zeliha Dalgın, oğlu Bülent Dalgın (44) ile beraber yaşamaya başladı. Bülent Dalgın 3 Mayıs 2024’te annesi “uzun ekmek yerine, yuvarlak ekmek aldı” diye kapıyı vurarak evi terk etti ve bir daha geri dönmedi. “Sabahına eve gelir” diye bazen kapı önünde bazen de hiç uyumadan günlerce evinin balkonunda nöbet tutan yaşlı kadının ağlamaktan neredeyse göz pınarları kurudu. Üzerinden geçen zaman sürecinde oğlundan haber alamayan Zeliha Dalgın, televizyon programına çıkarak oğlunu aramaya başladı. Bu süreçte kendi başına hayatını idame ettirmeye çalışan Zeliha ninenin aldığı yaşlı aylığı ne evinin kirasına, ne pazarına, ne de marketine yetti. Yaşadığı evi terk etmesi söylendikten sonra kayıp oğlunu ararken perişan olan talihsiz kadına devlet sahip çıktı. Bakıma muhtaçlığı üzerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Zeliha teyzeyi İnegöl Fatma Göztepe Huzurevine yerleştirdi.

    Bülent Dalgın’ın evi terk etmesinin ardından 113 gün geçti. Halen bir izine rastlanmayan Dalgın hakkında çok sayıda kayıp ihbarı yapıldı. Bu süreçte TV programlarına bile çıkan yaşlı kadın oğlundan bir haber alamadı. Halen haber alamadığı psikolojik sorunları olduğu öğrenilen oğlunun konusu açıldığında gözleri dolan Zeliha Dalgın, “Elimden geleni yaptım. Ama hastalandım. Devlet bana sahip çıktı. Allah razı olsun. Daha öncesinde de İstanbul’da otururken böyle gitmişliği var, ara sıra esiyordu ama eve geri dönüyordu sonunda. Şimdi gelmedi. Oğlum bana sağ olduğunu söylesin, anne ben sağım desin bu bana yeter” dedi.

    Oğlu kaybolduktan sonra kendini çok yıprattığını belirten yaşlı kadın “Allah’tan devletim var. Beni çaresizliğimden çekip kurtardı. Bana burada çok işi bakıyorlar, sağ olsunlar. Bir de oğlumdan haber alabilirsem daha ne isterim” diye konuştu.

  • Soğuk havalarda yolda kalmamak için akü sağlığına dikkat

    Soğuk havalarda yolda kalmamak için akü sağlığına dikkat

    Afyonkarahisar’da uzun yıllardır akü bakım ve satışı yapan Ahmet Çakır, akü sağlığı ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlattı. Çakır, soğuk havalarda araç akülerinin güç kaybedebileceğini ve özellikle sabahları aracın ilk çalıştırmasında artan marş gücü ihtiyacına yanıt veremeyebileceğini kaydetti. Akü sağılığında en önemli konunun şarj olduğunu hatırlatan Çakır, “Tam dolu bir akü -70 derecede donarken tamamen boş bir akü -5 derecede donabilir. Bu nedenle soğuk havalarda akünün şarjlı halde bulunması daha doğrusu akünün şarjının olması gerektiği kadar dolu olması çok önemlidir. şarjlı akülerin normal şartlarda donması pek mümkün olmuyor. Ancak şarjı yeterli olmayan akümülatörler deşarj seviyesine göre 0 ve eksi 20 derece arasında dahi donabiliyor. Bu nedenle soğuk havalarda akünün şarjının tam olmasına dikkat etmek gerekiyor. Problemlerin önüne geçmek için aracın belli aralıklarla çalıştırılması gerekiyor. Kış aylarında akü bakımı için akünün elektrolit yoğunluğu ya da durgun voltajı ölçülerek akünün dolu olup olmadığı hakkında fikir sahibi olmak oldukça önemli oluyor. Akümülatörün durgun voltajı 12,40Volt ve daha altında ise doluluk oranı da yüzde 75 ve altı seviyelerinde bulunuyor. Bu durumda akünün mutlaka redresör şarjı işlemi yapılarak yüzde 100 seviyesine çıkarılması gerekiyor. Bu yüzden araç sahipleri kış mevsimi iyice kendini göstermeden akü ölçümlerini yaptırmaları gerekiyor. Bunun yanında özellikle yeni model araçlarda akü amperlerine muhakkak bakılmalı. Çünkü amper düşüklüğü bazı araçlarda ciddi elektronik sorunlara neden olabilir” dedi.

  • Dağlarda kendiliğinden yetişen beşbıyık tezgahlarda yerini aldı

    Dağlarda kendiliğinden yetişen beşbıyık tezgahlarda yerini aldı

    Dağlarda kendiliğinden yetişen ve olgunlaşarak kahverengiye döndükten sonra tüketilen beşbıyık, pazar tezgahlarında yerini aldı. Kasım aylarında toplanmaya başlanan ve kış aylarında tüketilen beşbıyığın faydalarını bilenler ise rağbet göstermeye başladı.

    Kahverengi görünümü ve yumuşak yapısıyla dikkat çeken muşmulanın tam bir şifa deposu olduğunu ifade eden pazarcı esnafı Hasan Hüseyin Korkmaz; “Muşmulalarımız Atça’nın Uzunlar köyünden geliyor. Bol şifalı bir meyve, çekirdeklerini yutabiliyorsun. Çekirdekleri zarar vermiyor. Sağlığa iyi geliyor. Faydaları çok. Karaciğerdeki toksinlerin vücuttan atılmasını destekliyor, astım, bronşit gibi solunum yolları enfeksiyonu hastalıklarına iyi gelir. Bol A ve C vitamini barındırıyor. Yani kış aylarında yenebilecek bir meyve. Ağızdaki ve boğazdaki bakterileri temizliyor. Kısacası mükemmel bir meyve ancak hak ettiği değeri tam göremiyor. Eskiler bunun önemini biliyor, gelip hemen alıyor. Yani eski insanlar biliyor fiyatını sormadan alıyor. Yeniler bilmiyor tabi. Bu ne diye sorduklarında anlatıyoruz. Beşbıyık da denir. Genel olarak rağbet güzel. Doğal bir meyve. Zaten dağlarda kendiliğinden yetişir. İlaç, gübre yok. Üretim için fidanlarını diken de var ama bizim buralarda genel olarak dağlarda kendiliğinden yetişiyor. Kilosu da 50 ile 100 TL arasında değişiyor. Olgunlaşmamışı genel de 50 TL’den olgunlaşmışı da 100 TL’den satılıyor” dedi.

  • SRC Belgesi cep yakacak

    SRC Belgesi cep yakacak

    2025 yılı itibarıyla SRC Belgesi olmayan sürücüler için ciddi yaptırımlar gündeme geliyor. Hem sürücülere hem de araç sahibi firmalara uygulanan cezalar, önemli ölçüde artış gösterecek. SRC Belgesi olmadan ticari araç kullanan sürücülere ve SRC belgesi olmayan sürücülere araç teslim eden firmalara ayrı ayrı para cezası uygulanıyor. Buna göre; 2024 yılı için SRC Belgesi olmadan araç kullanma cezası belirlenen cezai miktar sürücülere 2 bin 250 TL, işletmeye ise 5 bin 679 TL olmak üzere toplam 7 bin 929 TL para cezası iken, vergi uzmanlarının hesaplarına göre 2025 yılında yüzde 45 oranında zam yapılması bekleniyor.

    Sürücülere uyarıda bulunan Tüm-Der İstanbul SRC Kursları Derneği Başkanı Nihat Gültekin, “Geç kalmadan SRC Belgenizi 31 Aralık tarihine kadar alın. 1 Ocak 2025 tarihi itibari ile kurs ücretlerine yaklaşık yüzde 60’ın üzerinde zam gelecek. Ayrıca sürücüye ve firma sahiplerine de yazılan cezalara yüzde 45 oranında YDO oranında artış bekleniyor” dedi.
    Ticari araç kullanmak için SRC Belgesi almak, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Yönetmeliğine göre zorunlu tutuluyor. Bu belgeler, sürücülerin trafikte daha güvenli bir şekilde araç kullanabilmeleri için gerekli eğitimleri almış olduklarını gösteriyor.

  • Yozgat’ın ‘Sorgun yağlısı’ kahvaltı sofralarını süslüyor

    Yozgat’ın ‘Sorgun yağlısı’ kahvaltı sofralarını süslüyor

    Yozgat’ın Sorgun ilçesine özgü adı kadar tadıyla da dikkat çeken ‘Sorgun yağlısı’, yöre halkının kahvaltı sofralarında vazgeçilmez lezzet olarak baş köşede yer alıyor. Katmere benzeyen ve eşsiz bir tat sunan lezzetin yapımı ise oldukça zahmetli. Un, su, tuz ve maya ile yoğrulan hamur dinlendirildikten sonra incecik açılarak bol tereyağı veya sıvı yağ ile yağlanarak rulo haline getiriliyor. Ardından spiral şeklinde sarılarak tepsiye yerleştiriliyor. Odun ateşinde pişirilerek nar gibi kızaran Sorgun yağlısı, dışı çıtır, içi yumuşacık yapısıyla damaklarda unutulmaz bir tat bırakıyor.
    35 yıldır fırıncılık yapan Ertuğrul Orhan, yağlının unutulmayan bir lezzet olduğunu vurgulayarak, “Gece 03.00 gibi Sorgun yağlısının yapımına başlarız. Sabah 06.00 gibi çıkmaya başlar. Saat 11.00’e kadar temin edilir. Margarin yağı ile yedi kat yağlanarak hamur açtığımız için ‘yağlı’ olarak adlandırılır. Sorgun’umuza has bir lezzettir. Sorgun ustaları özelliğini bilir ve ona göre yapar. Hamurunda tuz, maya, un, margarin vardır. Üzerine de yumurta sürülür. Lezzetli olduğu için çok tercih edilir” şeklinde konuştu.

    “Patentimizi aldık”

    Sorgun yağlısının 2021 yılında Türk Patent Kurumu’nda tescil ettirildiğini belirten Orhan, “Sorgun Belediyesi sayesinde 2021 yılında Türk Patent Kurumu’nda tescil ettirilen ‘Sorgun yağlısı’ artık dünya tanıtımına açıldı. Patentimizi aldık. Farklı şehirlerden gelip Sorgun’da yağlının tadına bakabilirler” dedi.

    “Kargo yoluyla onlarca yağlı gönderiliyor”

    Sorgun yağlısına bir tek bölge halkının değil, civar şehirlerin de yoğun ilgi gösterdiğini belirten Sorgun Belediye Başkanı Mustafa Erkut Ekinci ise, “Bu lezzeti Ankara’da, İstanbul’da veya başka şehirlerde oturan hemşehrilerimiz buradan sıkça isterler. Biz de 2021 yılında coğrafi işaretini ve patentini alarak Sorgun yağlısını tescillemiş olduk. Şu anda fırınlarımızda Sorgun yağlısı kahvaltıların vazgeçilmezi olarak tüketiliyor. Şehir dışındaki hemşehrilerimize her gün kargo yoluyla onlarca yağlı gönderiliyor. Sorgun yağlısının özelliği turistik açıdan şu an henüz tam manasıyla bilinmiyor. Zaman içerisinde öğrenilecektir diye tahmin ediyorum” ifadelerini kullandı.

  • Muş’ta ailelerin evlat nöbeti sürüyor

    Muş’ta ailelerin evlat nöbeti sürüyor

    Muş’ta çocuklarını terör örgütü PKK’nın pençesinden kurtarmak isteyen ailelerin DEM Parti il binası önündeki eylemi devam ediyor. Aileler çocuklarının en kısa sürede evlerine dönmesini beklerken, toplumun da bu konuda destek olmasını istedi. Çocuklarına kavuşma ümidiyle her hafta çarşamba günü DEM Parti il binası önünde bir araya gelen aileler, “Anneler direniyor” ve “Yeter artık evlatlarımızı bırakın” yazılı pankartlar açtı. Aileler, yıllardır hasretle bekledikleri çocuklarına teslim olmaları çağrısında bulundu.

    Oturma eylemine katılan Alaaddin Koçan, 9 yıl önce oğlunun kaçırıldığını ifade ederek, “PKK’dan oğlumu istiyorum. Nerede olduğunu bilmiyoruz, benim oğlumu bıraksınlar. Şimdiye kadar sustum ama şimdi suskunluğumu bozuyorum. Artık dayanamıyorum, evladımı istiyorum. Ersin oğlum neredeysen gel, kimseden korkma oğlum, devletine sığın. Devletinden başka senin sığınacağın bir yer yok. Oralarda devlet kurulmaz. Sizi maşa olarak kullanıyorlar, bir gün öldürüp bir yere atacaklar. Neredeysen oğlum gel” dedi.

    8 yıldır oğlundan tek bir haber alamadığını söyleyen Şainaz Özcan ise, “HDP binası önünde bekliyorum. HDP’den çocuğumu istiyorum. Ben para pul istemiyorum, sadece oğlumu istiyorum. Yeter artık çocukları götürmesinler. Atilla oğlum benim, sesimi duyuyorsan gel devlete teslim ol, devletimiz ve bayrağımız bir” şeklinde konuştu.