Blog

  • Sapanca’ya 62 milyon TL’lik yatırım

    Sapanca’ya 62 milyon TL’lik yatırım

    SEDAŞ, turizm merkezi Sapanca’ya 62 milyon TL’lik yatırım yaparak yapacak. Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş. (SEDAŞ), Sapanca bölgesindeki enerji altyapısını güçlendirmek amacıyla “Kırkpınar 1 No’lu Kabin Bağdat Caddesi AG+OG Yeraltı” projesini hayata geçiriyor. 62 milyon TL tutarında yatırımla gerçekleştirilecek proje kapsamında, yaklaşık 7 kilometre uzunluğundaki havai elektrik şebekesi yer altına alınarak bölgede alternatif şebeke projesi kapsamında kesintisiz enerji sağlanacak.

    SEDAŞ’tan yapılan açıklamada, “Sapanca’nın artan enerji taleplerini karşılamayı, bölgeye kesintisiz enerji sağlamayı, modern ve yeni teknolojiye sahip aydınlatma sistemleri ile bölgedeki yaşam kalitesini artırmayı hedefliyoruz. Yatırımlarımız sayesinde Sapanca’nın potansiyelinin yükselmesine katkı sağlayacağız” denildi.

  • Düğün salonunu kamp alanına çevirdiler

    Düğün salonunu kamp alanına çevirdiler

    Adana’da evlenen çift, düğün salonuna çadır kurup kamp alanına çevirirken düğüne motosiklet ile geldi.
    Motosiklet tutkunu Doğan Mevlüt (31) ve kamp tutkunu Feyza Esra Cansız (27) çifti birbirini severek evlendi. Çift, geçtiğimiz gün dünyaevine girerken önce düğün salonunun ortasına kamp çadırı kurdu; daha sonra Doğan Mevlüt, motosikletle düğün salonuna girip kamp sandalyesinde oturan eşi Feyza Esra’nın etrafında motosikletle tur attı.

    “Artık eşimle birlikte geziyoruz”
    Gönüllerince eğlenen çift, yaşadıklarını İhlas Haber Ajansı’na anlattı. Doğan Mevlüt Cansız, “10 yıldır motosiklet sürmekteyim. Motosiklet sürmek, kamp yapmak benim için büyük bir tutkuydu. Eşimle tanıştığımda motosiklete karşıydı ama artık birlikte geziyoruz” dedi.

    “Dünyayı gezmek istiyoruz”
    Feyza Esra Cansız ise düğününden çok keyif aldığını anlatarak, “Birlikte güzel yerlere gidip kamp yapmak istiyoruz. Önce motosiklet ile ülkemizi dolaşmak sonra da yurt dışına çıkıp dünyayı gezmek istiyoruz. Düğünde de öyle bir konsept yaptık. Çok eğlendik ve bizim için tutkumuzu yansıtan bir şeydi. Çadırımızla, motosikletimizle güzel bir konsept düzenledik” diye konuştu.

  • Hazır giyime meydan okuyan terzi

    Hazır giyime meydan okuyan terzi

    Yozgat’ta yaşayan terzi Yaşar Özayan, 56 yıldır mesleğini özenle icra ederek adeta hazır giyime meydan okuyor.
    Yozgat’ta yaşayan ve hazır giyim sektörüne adeta tek başına meydan okuyan Yaşar Özayan, yaptığı ince işçilikle daima tercih ediliyor. 1953 yılında başlayan çıraklık hayatı ile eline iğneyi ipliği alan Özayan, 1961’de vatani görevini yerine getirdikten sonra kıyafet sektöründeki yenilikleri fark ederek ustasının yanında mesleğinin inceliklerini öğrendi. Ustasının yanında eğitim alırken bir yandan da bürokratlarla ve farklı meslek gruplarından kişilerle tanışan Yaşar Özayan, kendi iş yerini açtıktan sonra yavaş yavaş müşteri kazandı.

    “Adliyeden Milli Eğitim’e kadar pek çok kesimden müşterim oldu”
    İlk iş yerini açma sürecinden söz eden Yaşar Özayan, “Bankalardan, Milli Eğitim’den, adliyeden gelmeye başladılar. Diktiğimiz işler takdir toplayınca arkası ilaveten geldi. Bugüne kadar çalışmaktayız. Acı ve tatlı günler geçti. Sabahlara kadar çalıştığımız günler de geçti. Her şey menfaatimiz için oldu” ifadelerini kullandı.

    “Yetiştirdiğim terziler oldu, bildiğim her şeyi öğrettim, onurluyum”
    Geçmiş dönemde yanında 8-10 kişi personel çalıştırdığını söyleyen Özayan, “Çırak, kalfa, ustalık seviyesinde gelen delikanlılar vardı. Onları yetiştirdim. Bunun için çok onurluyum. Bildiğimin hepsini onlara aktardım” dedi.

    “Bürokrat müşterilerim var”
    Özayan, “Kimisi mecliste kimisi başka yerlerde ya da daha ileri mevkilerde emekli olmuş bürokrat müşterilerim var. Dikilen kıyafetleri üzerine göre olup beğenildiği zaman tercih budur. Tabandan tavana kadar birine diktiğim kıyafet, toplumda beğenildiği zaman ‘Kime diktirdiniz bunu? Çok güzel olmuş’ denildiği zaman en büyük etki budur. Müşteri kıyafeti giyip aynaya bakınca kendisini iyi hissediyor” diyerek hitap ettiği farklı kesimler hakkında bilgi verdi.

    “Müşteri kanarya kuşuna benzer, örselenmemesi gerekir”
    Müşterilerin sipariş verirken aklına gelmeyen hususları dikiş işlemlerinde yerine getirdiğini belirten Yaşar Özayan, “Daha temiz daha düzgün olacağına inandığım için bunu yaptım, derseniz müşteri de memnun olur. Görmediği bir şeyle karşı karşıya geldiği zaman müşteri hiçbir zaman ‘Yok’ demez. Müşteri, çok sevimli insandır, kanarya kuşuna benzer, örselemeyeceksin. Müşteriyi tatlı dille, güler yüzle, hoşgörüyle karşılayacaksın. Konfeksiyon ürünü satın alsa da almasa da güler yüzle karşılayıp uğurlamak gerekir. Dikişi bittikten sonra da bir şikayeti olup olmadığı sorulmalıdır” diyerek meslek hayatının püf noktalarını belirtti.

  • İsrail, Beyrut’un merkezine saldırdı

    İsrail, Beyrut’un merkezine saldırdı

    Orta Doğu’daki katliamlarını sürdüren İsrail bir kez daha Lübnan’ı hedef aldı.

    Resmi Lübnan basınında yer alan haberlere göre, İsrail ordusu başkent Beyrut’un merkezindeki Zukak el-Blat bölgesine hava saldırısı düzenledi. Lübnan Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, yoğun bir nüfusun yaşadığı bölgeye yönelik saldırıda en az 5 kişinin öldüğü, 24 kişinin yaralandığı kaydedildi. Görgü tanıkları saldırıda 2 binanın hedef alındığını belirtirken, olayın parlamento, büyükelçilik binaları ve başbakanlık sarayı gibi yapılara yakın bir bölgede yaşanması güvenlik endişelerini artırdı.

  • Saklı güzellik; Hınıs Kanyonu

    Saklı güzellik; Hınıs Kanyonu

    Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, ilin tanıtımı yapmak ve özellikle keşfedilmeyi bekleyen doğal güzellikleri gün yüzüne çıkarmak için atağa geçti.
    Tarihi, doğası, iklimi ve geniş coğrafyası ile dört mevsim turizm imkanı sunan Erzurum’da saklı doğal güzellikler tek tek ortaya çıkarılıyor.

    2025 yılı Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Turizm Başkenti ilan edilen Erzurum’da hem tanıtım hem de keşfedilmeyen bekleyen güzellikleri ortaya çıkarmak için bir süredir önemli çalışmaların altına imza atan Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, doğa sporları ve macera ekipleriyle birlikte farkındalık oluşturmaya başladı.

    Hınıs kanyonu meraklılarını bekliyor
    Son olarak kentte bulunan macera ve doğa tutkunlarıyla birlikte Erzurum’un güney ilçelerinden birisi olan Hınıs’a giden Vali Çiftçi, burada off-road aracını sürdü, atv ile dereleri geçti ve kanyonda yürüyüşe katıldı. Hınıs Kaymakamı Onur Bektaş, Hınıs Belediye Başkanı Serdal Şan, Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Yer ve Erzurum Off-Road Doğa Sporları ve Macera Ekibi Başkanı Lokman Toptaş’ında içinde olduğu macera tutkunları ile zaman zaman adrenalin dolu anlar yaşandı.

    Vali Çiftçi; “Keşfedilmeyi bekleyen yerlere tek tek ulaşacağız”
    Erzurum’a 160 kilometre uzaklıkta yer alan ve fasulyesiyle, köftesiyle, kanyonuyla meşhur olan Hınıs ilçesinin güzelliklerini yaşamak için bir program düzenlediklerini anlatan Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, “Erzurum Off-Road Doğa Sporları ve Macera Ekibiyle ilimizi, ilçelerimizi tanımaya yönelik olarak etkinliklerimizi devam ettiriyoruz.

    Hınıs ilçemizde bulunan kanyonda dört kilometre yürüyüşümüzü gerçekleştirdik. Kanyonun içerisinde bir tarihi camimiz var. Rivayetler muhtelif olmakla beraber 18 yüzyıla veya 19 yüzyıla tarihleniyor. Yapılış tarihi itibariyle gayet güzel. Zamanında mescit olarak yapılmış. Ama şu anda ismi Ulu Camii veya vatandaş arasında Dere Camii olarak da geçiyor. Vatandaşlarımız burada ibadetlerini yerine getirebiliyorlar. Bu kanyonun uzunluğu toplamda 34 kilometre.

    Altından da bir dere akmak suretiyle devam ediyor. Burası turizme kazandırılabilir. Hakikaten güzel bir yer. Şu anda sonbaharda olmamıza rağmen gayet güzel bir hava ve manzara var burada. İç turizmi hem de dış turizme hitap edebilecek şekilde projelendirilebilir. Belediye başkanımızın da bu manada bir projesi var.

    Buranın turizme kazandırılmasıyla iç ve turist dış turizm açısından değerlendirilmesiyle ilgili. Biz de valilik olarak bunu destekleyeceğiz. Önümüzdeki günlerde inşallah yine macera, doğa sporları kulübümüzle beraber Erzurum’un keşfedilmeyi bekleyen diğer yerlerine de beraber gezi düzenleyeceğiz. İnşallah burada görev sürem sona erinceye kadar bu tür etkinliklerimiz devam edecek. Emeği geçenlere teşekkür ederim.” dedi.

    Keşfedilmeyi bekleyen güzellikler var
    Erzurum ilinin güneyinde engebeli ve çevresi dağlarla kaplı 1720 rakımlı ova üzerinde kurulan Hınıs ilçesinin Bahçe Mahallesi ile Kayabaşı Mahalleleri arasında bulunan ve Bahçe Mahallesi ile Sarılı Mahallelerini ilçe merkezinden ayıran Hınıs Kanyonu; riviera ve tekne tipi kanyon özelliğine sahip.

    Bozulmamış doğa harikası kanyonda 1734 yılında Muş Beylerinden Alaeddin Bey tarafından yapılan Hınıs Ulu Cami/Dere Camii bulunuyor. Hınıs Kanyonu 7 kilometre uzunluğa sahip ve kanyonun içinden geçen Hınıs Çayı, suyunun yüksek olduğu dönemlerde rafting, dağcılık ve kanyon tutkunları için eşsiz bir güzellik sunuyor.

  • Gürcistan Cumhurbaşkanı’ndan yeniden seçim çağrısı

    Gürcistan Cumhurbaşkanı’ndan yeniden seçim çağrısı

    Gürcistan’da 26 Ekim’de düzenlenen parlamento seçimlerinin ardından siyasi kriz ve protestolar devam ediyor. Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, Orbeliani Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlediği özel basın toplantısında kameralar karşısına geçerek, ülkede yeniden seçim yapılması çağrısında bulundu. Zurabişvili, “Bu derin, tehlikeli ve kaçınılmaz gibi görünen krizden çıkış yolunu birlikte bulmalıyız. Topluma, siyasi güçlere, ortaklarımıza ve mevcut hükümete, bana göre tek istikrarlı ve barışçıl çözüm yolunu sunmak istiyorum. Peki, plan nedir, ne öneriyorum? Açıkça yeni seçimlerin yapılmasıdır. Bu seçimlerin en kısa sürede tekrarlanması zorunludur. Ancak bu süre bazı meselelerin çözülmesine bağlıdır. Bu meseleler çözülmeden yeni seçim yapmanın bir anlamı yok. İlk olarak uluslararası bir soruşturma gereklidir. Bu, uluslararası ortaklarımızın herkesin zaten bildiği bir gerçeği, yani seçimlerin gerçekleşmediğini ve hileli olduğunu söylemesi için değil, bu seçimlerdeki sistematik hataları ortaya çıkarmak ve ispatlamak için gereklidir. Bu hatalar düzeltilmeden, adil, özgür ve hilesiz bir seçim mümkün değildir. Uluslararası destekle yeni bir seçim yönetimi oluşturulmalı, seçim kanunu, zamanında AGİT/ODİHR tarafından talep edilen değişikliklere uygun şekilde yenilenmeli, yurtdışındaki seçim sandıklarının açılması gibi prosedürler düzenlenmelidir. Ayrıca seçim davaları için özel bir mahkeme kurulmalıdır. Tüm yeni mekanizmalarda uluslararası ortaklarımızın doğrudan yer alması arzu edilir ve mümkündür” dedi.

    “Ülke ciddi tehditlerle karşı karşıya”

    Ülkenin ekonomik ve finansal krizle karşı karşıya olduğunu ve bunun kapıda beklediğini, ancak kendisinin ülkenin cumhurbaşkanı olarak buna izin vermeyeceğini vurgulayan Zurabişvili, “Bu durumdan dolayı ülke çok ciddi bir durumda ve daha fazlasını söyleyebilirim, ülke ciddi tehditlerle karşı karşıya. Bu tehditlerden biri, iki başlı bir yönetimin ve artan kutuplaşmanın yol açabileceği bir istikrarsızlıktır. Günbegün son derece saldırgan bir hükümetin ve onun destekçilerinin organize propagandasıyla bunun körüklendiğini görüyoruz. Ayrıca siyasi istikrarsızlık, dış faktörlerden kaynaklanan dış istikrarsızlığa yol açabilir. Bu tür bir istikrarsızlık tehlikesi artıyor. Çünkü ülke ortaklarıyla yakın ilişkiler kurmak yerine izolasyonu seçiyor; bu mevcut hükümetin karakteristik özelliğidir. Aynı zamanda ekonomik ve finansal kriz, her ölçüte göre kapımızda bekliyor. Bu ülkenin cumhurbaşkanı olarak buna izin verme hakkım yok ve buna izin vermeyeceğim” dedi.

    Cumhurbaşkanı Zurabişvili Anayasa Mahkemesi’ne başvuracak

    Cumhurbaşkanı Zurabişvili, Gürcistan Anayasa Mahkemesi’nde 26 Ekim’deki parlamento seçimlerinin gizliliği ve evrenselliği ilkelerinin ihlali nedeniyle dava açacağını belirterek, “Yarın sabah, tam da gizlilik ve evrensellik olarak adlandırılan iki anayasal ilkenin ihlali nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açıyorum. Bu, Anayasa Mahkemesi’ne inandığım için değil. Hepimiz biliyoruz ki, bu ülkede hiçbir kurum artık bağımsız değil ve bunu defalarca kanıtladılar. Ancak bu, bu ülkede hiçbir hukuki davanın sonuna kadar mücadele edilmeden bırakılmaması gerektiğinin bir işareti olmalı. Davamın amacı, hakimlerin vicdanını sonuna kadar sınamak” ifadelerini kullandı.

    Protestocular Tiflis’te çadır kurdu

    Batı yanlısı muhalefet ise, 26 Ekim’deki parlamento seçimlerini tanımayarak protestolarını sürdürmeye devam ediyor. Muhalif gruplar dün başkent Tiflis’in Çavçavadze Caddesi’nde 24 saatlik bir protesto başlatmıştı. Bugün akşam saatlerinde Cumhurbaşkanı Zurabişvili’nin açıklamasının ardından protestocular gösterilerini Çavçavadze Caddesi’nde bir gün daha uzatacaklarını duyurdu. Şu anda Tiflis Devlet Üniversitesi’nin de bulunduğu bölgede göstericiler çadır sayılarını artırırken, çöp konteynerleri ve sandalyelerle barikatlar kurdu. Gösteri organizatörleri ise protestoculara yiyecek, çadırda kalabilmeleri için yorgan ve battaniye gibi malzemeler temin ediyor. Muhalefet liderleri mücadelenin sonuna kadar devam edeceğini belirterek, seçimlerin yeniden yapılmasını talep ediyor.

    Gürcistan’da muhalefet seçimleri tanımamıştı

    Gürcistan’da 26 Ekim’de ilk kez nispi temsil ve elektronik oylama ile yapılan seçimleri iktidardaki Gürcü Hayali Partisi yüzde 53,93 ile kazanmıştı. Yüzde 5’lik barajı aşarak parlamentoya 3 muhalefet bloğu ve bir muhalefet partisi daha girmişti. Cumhurbaşkanı Zurabişvili ve muhalefet partileri seçimlere hile karıştırıldığını belirterek, seçim sonuçlarını tanımadıklarını açıklamıştı.

  • Osmaneli Kaymakamı Kılıç, göreve başladı

    Osmaneli Kaymakamı Kılıç, göreve başladı

    Bilecik’in Osmaneli İlçe Kaymakamı olarak atanan Abdüssamed Kılıç göreve başladı Resmi gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Samsun’a bağlı Yakakent Kaymakamı görevinden Osmaneli Kaymakamlığına atanan Abdüssamed Kılıç göreve başladı. Kaymakamı Abdüssamed Kılıç’ı, göreve başlamasının ardından ilk ziyaretini Bilecik Valisi Şefik Aygöl’e yaptı. Vali Aygöl, yeni görevinde Kaymakam Kılıç’a başarılar diledi.

  • Gençlerin yeni düşmanı ‘Fentani’e’ dikkat

    Gençlerin yeni düşmanı ‘Fentani’e’ dikkat

    Eroinden 50 kat güçlü olduğu bilinen ‘Fentanil’in Türkiye’de yayılmaya başladığını söyleyen Avukat Cem Duman, uyuşturucu ticareti ve kara paranın aklanmasıyla ilgili ayrı yasal düzenleme yapılmasına dikkat çekti.
    Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Kanada’da birçok kişinin ölümüne yol açtığı belirtilen fentanil maddesinin son dönemlerde Türkiye’de görülmeye başlandığı öne sürülüyor.

    Uyuşturucular arasındaki en tehlikeli maddelerden birisi olduğu iddia edilen fentanil hakkında konuşan Avukat Cem Duman, maddenin beyne hızla hücum ederek tıbbi müdahaleye fırsat bile bırakmadan ölüme sebebiyet verdiğini ifade etti. Ayrıca Türkiye’de bağımsız bir uyuşturucuyla mücadele kanununun olmadığını dikkat çeken Duman, suçtan elde edilen gelirin aklanması konusunda yapılan çalışmaların yetersiz kaldığını vurgulayarak uyuşturucu ticareti ile elde edilen kara paranın aklanması yönünde ayrı yasal düzenlemelerin yapılmasını tavsiye etti.

    Duman, yeni çalışmalarla toplumun devletin ve adaletin üstünlüğüne olan inancı arttırılarak hem ekonomik sistemin korunacağını hem de toplumsal barış ve güvenliğin sağlanabileceğini dile getirdi.

    “Fentanil, kişilerin kaslarını gevşeterek motor fonksiyonlarının bozulmasına neden olmakta”
    Avukat Cem Duman, konuyla ilgili olarak, “İlk olarak 1959 yılında ortaya çıkan ve ağrı tedavisinde ağrı kesici olarak kullanılan sentetik opioid (uyuşturucu) fentanil; morfinden yaklaşık 100 ve eroinden yaklaşık 50 kata kadar daha güçlü etkiye sahip olan, afyon veya eroin gibi doğal uyuşturucuların etkilerini taklit eden ancak ölüm riski kat kat daha fazla olan insan yapımı bir ağrı kesici ve uyuşturucu maddedir.

    En korkunç uyuşturucu maddelerden birisi olan fentanil, kişilerin kaslarını gevşeterek motor fonksiyonlarının bozulmasına neden olmakta ve bu nedenle ayakta dik durabilecek kas gücünü toplamalarını neredeyse imkânsız hale getirmektedir” dedi.

    “Bilinçsiz tüketim Türkiye’de de binlerce uyuşturucu bağımlısının ölümüne yol açacaktır”
    ABD ve Kanada’da birçok kişinin ölümüne neden olan fentanilin son dönemlerde Türkiye’de de görülmeye başladığını ve maddenin halk arasında ‘apaçi, çinli kız, dans ateşi, jackpot ya da tnt’ olarak bilindiğini söyleyen Duman, “Özellikle gençler için büyük tehdit oluşturan ve diğer uyuşturuculara özellikle de eroine karıştırılarak satılan fentanil, solunumu yavaşlatarak kalp ritminin düşmesine neden olmakta, diğer uyuşturuculara nazaran beyne daha hızlı hücum ederek tıbbi müdahaleye fırsat bile bırakmadan ölüme sebebiyet vermektedir.

    Halk sağlığını büyük çapta tehdit eden bu maddenin zararlarının farkında olunmaması ve kullanıcılar tarafından bilinçsizce tüketilmesi tüm Dünya’da olduğu gibi Avrupa’da uyuşturucu madde kullanımından kaynaklı ölümlerde ilk sırada yer alan Türkiye’de de binlerce uyuşturucu bağımlısının ölümüne yol açacaktır.

    Türkiye, bulunduğu coğrafi konum nedeniyle uyuşturucu kaçakçılığında önemli bir geçiş ülkesi olmaya devam etmektedir. Tehlikeli bir organize suç türü olan yasadışı uyuşturucu ticaretinden elde edilen kara para ve bunun aklanmasından elde edilen haksız kazançların ekonomiye verdiği zararların yanı sıra uyuşturucu tacirleri için vazgeçilmez bir durum olan uyuşturucu kullanıcılarının artması isteği, toplum ve birey sağlığının yanında toplumsal güvenlik açısından da önemli sorunların kaynağını oluşturmaktadır” şeklinde konuştu.

    “Bağımsız bir kanununun olmaması uyuşturucu ile mücadelede yetersiz kalmaktadır”
    Avukat Cem Duman, sözlerine şöyle devam etti:
    “Uyuşturucu ile mücadele çerçevesinde Türkiye’de mevcut yasalarla uyuşturucu veya uyarıcı madde imal etmek, aynı zamanda ticaretini yapmak, bununla beraber uyuşturucu madde veya uyarıcı maddenin kullanılmasını kolaylaştırmak, kullanım amacı ile uyuşturucu madde veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme ve bulundurma durumlarını yasaklanmıştır.

    Ancak bağımsız bir uyuşturucuyla mücadele kanununun olmaması ve uyuşturucu ticareti ile bu suçtan elde edilen gelirin aklanması hususunun yeterince detaylandırılmaması uyuşturucuyla mücadelede yetersiz kalmaktadır. Uyuşturucu ticareti ve uyuşturucu satışından elde edilen kara paranın aklanması başta olmak üzere yolsuzluk suçları, organize suç ağının önemli bir parçasıdır.

    Bu nedenle uyuşturucu ticareti ve özellikle uyuşturucu satışından elde edilen kara paranın aklanması yönünde ayrı yasal düzenlemelerin yapılması başta toplumun devlete, adalete ve hukukun üstünlüğüne olan inancının artmasını, ekonomik sistemin korunmasını ve hem toplumsal barışın hem de güvenliğin mümkün olmasını sağlayacak.”

  • BTÜ Bursa OSB’yi depreme hazırlayacak

    BTÜ Bursa OSB’yi depreme hazırlayacak

    “Şehirle bütünleşen üniversite” ilkesiyle çalışmalarına yön veren Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) toplumsal sorunların yanı sıra sanayinin de problemlerine kulak vermeye devam ediyor. Uluslararası patentli zemin sıvılaşmasını önleyen bor katkılı malzeme buluşuna da imza atan BTÜ, bu kez sanayinin depremselliğini ele alacak çalışma başlatıyor. Bu kapsamda; BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Bursa Organize Sanayi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Abdullah Burkay ile bir araya geldi. Toplantıya; BTÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Prof. Dr. Sinan Uyanık ve Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç, Bursa Organize Sanayi Bölge Müdürü Osman Yıldırım, BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eyübhan Avcı da katıldı.

    “OSB’de BTÜ’nün akademik aklına ihtiyacımız var”

    Organize sanayi bölgesinin depremselliğinin ele alındığı toplantıda konuşan, Bursa Organize Sanayi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Abdullah Burkay, bu konuda BTÜ ile iş birliği yapmak istediklerini vurguladı. Bursa OSB’nin 7 milyon metrekare alanı bulunduğunu belirten Abdullah Burkay, 6 şiddetinin üzerindeki bir deprem ihtimalinde maddi kaybın, Türkiye ekonomisinin 8’de 1’i kadar olacağını söyledi. Bu doğrultuda OSB’nin deprem açısından iyileştirilmesini istediklerini kaydeden Burkay, “OSB’de 1961-1975 arasında 2 milyon metrekareye yakın alanda bina yapılırken, 1975-1995 arasında 1 milyon 392 bin metrekare ve 1999 depremi sonrasında 3 milyon metrekare alanda bina inşa edildi. Burada deprem açısından ciddi risk potansiyeli söz konusu. Bu nedenle üretimi durdurmadan hem binaların hem de zeminin iyileştirilmesi için Bursa Teknik Üniversitesinin akademik aklına ihtiyacımız var” diye konuştu.

    “OSB’nin sorunlarına çözüm üreteceğiz”

    BTÜ olarak şehrin ve sanayinin sorunlarına çözüm olacak projelere imza attıklarını vurgulayan Rektör Naci Çağlar ise, “Üniversite olarak deprem konusunda yetkin durumdayız. Bu noktada da hem şehrimiz hem de Bursa OSB için her türlü desteğe hazırız. Hali hazırda akademisyenlerimizin geliştirdiği ve uygulamaya başladığı uluslararası patentli, bor katkılı enjeksiyon malzemesi ile sıvılaşabilir zeminlerin problemlerini mevcut yapılarda dahi çözebiliyoruz. Bunu, OSB zemininde de etkin bir şekilde kullanabiliriz. Zemin iyileştirmelerinin yanı sıra üst yapılardaki sorunların belirlenmesi ve çözüm önerilerinin hazırlanması yönünde de gerekli analizleri üniversite olarak gerçekleştirebiliriz. Gerekli incelemeleri yaptıktan sonra çözüm önerilerimizi sanayicimiz için sunacağız. ‘Üretim durmadan nasıl bir iyileştirmeye gidebiliriz’ sorusu üzerine düzenleyeceğimiz çalıştayla, OSB’mizi depreme hazır hale getirmek için elimizden geleni yapacağız” ifadelerini kullandı.

  • BUÜ’de ağaçlandırma çalışmaları sürüyor

    BUÜ’de ağaçlandırma çalışmaları sürüyor

    BUÜ Atık Yönetim Merkezi öncülüğünde düzenlenen programda Eğitim Fakültesi önünde 50 adet fidan dikimi yapıldı. Etkinliğe Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci katıldı.

    Yeşil miras korunacak

    Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, yakın bir geçmişte büyük bir yangın atlattıklarına işaret ederek; “Hepinizin bildiği gibi 30 Haziran’da büyük bir yangınla baş başa kaldık. Bu olayda 850 dekarlık bir yeşil alanı kaybettik. İnşallah bir daha böylesine büyük bir faciayla karşılaşmayız. 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Gününde startı verdik. Ağaç ve fidan dikmeye başladık. Bundan 50 yıl sonra benzer bir yangın yaşamamak adına büyük bir arberetum kurulması da dahil olmak üzere kampüsümüzü yeşillendirmeye devam ediyoruz. Ağaçlandırma ve yeşil alan sayısının artırılmasına özel bir önem veriyoruz. Doğayla iç içe bir kampüse sahibiz. Bursa merkezdeki en büyük yeşil alanlardan birisi üniversitemiz içerisinde yer alıyor. Bu güzel mirası korumak, gelecek nesillere aktarmak ve daha da genişletebilmek adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Atık Yönetim Merkezimizin düzenlediği bu etkinlik sayesinde de 50 fidanı yine toprakla buluşturacağız. Öğrencilerimizin bu etkinliklere yoğun ilgisinin olması bizi ayrıca mutlu ediyor. Programı düzenleyen ve katılan herkese teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

    BUÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümran Ertük de iklim değişikliği ve gıda tedariki üzerine kısa bir konuşma gerçekleştirdi. Program, katılımcıların fidanları toprağa dikmesinin ardından sona erdi.