Blog

  • Çocuklar ara tatilde Edebiyat Müzesi’ni gezdi

    Çocuklar ara tatilde Edebiyat Müzesi’ni gezdi

    Nilüfer Belediyesi, kırsal mahallelerde yaşayan çocukların kendilerine ve köylerine bir gelecek oluşturmaları için hayata geçirdiği “Köyünün Geleceği Misin?” projesiyle eğitim çalışmalarını sürdürüyor. Proje çerçevesinde Korubaşı Mahallesi’nden gelen çocuklar, ara tatillerini verimli bir şekilde değerlendirerek Türkiye’nin ilk ve tek Edebiyat Müzesi’ni ziyaret etti.

    Yaşadıkları bölgenin tarihi ve kültürel mirasını öğrenmeleri, iletişim becerilerini geliştirmeleri ve proje yazma konusunda deneyim kazanmaları hedeflenen çocuklar, Proje Eğitim Koordinatörü Sevil Şahin Hakverdi rehberliğinde müzedeki eserleri inceleme fırsatı buldular.

    Dönem boyunca çalışmalarında Türk şiirinin ölümsüz ismi Nâzım Hikmet’i ele alan öğrenciler, Edebiyat Müzesi ziyaretlerinde şairin hayatı ve eserleri hakkında da detaylı bilgi aldı. Müzede bulunan “Nâzım’ı Yazanlar” bölümü ile Nâzım Hikmet’in Bursa Cezaevi’nde kaldığı dönemde bizzat çizdiği resim ve Rusya’da bulunduğu sırada el yazısıyla imzaladığı kendi fotoğrafı, çocukların ilgisini çekti.

  • Nilüfer’de çevre kirliliğinin geçmişi ele alındı

    Nilüfer’de çevre kirliliğinin geçmişi ele alındı

    Nilüfer Kütüphaneleri’nin Tarih Vakfı ile beraber düzenlediği Tarih Buluşmaları Nâzım Hikmet Kültürevi’nde yapıldı. Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Yakınçağ Tarihi ABD Başkanı ve Dekan Yardımcısı Doç. Dr. İsmail Yaşayanlar, Balaban Salon’daki etkinlikte “Suların ayırdığı şehir Bursa’da sanayileşme ve çevre kirliliği” üzerine konuştu.

    Evliya Çelebi’nin “sudan ibaret” olarak nitelendirdiği Bursa’nın, Cilimboz Deresi, Gökdere, Namazgah Deresi ve Karınca Deresi ile şekillendiğini belirten Yaşayanlar, kentin 19. yüzyıl sonlarına doğru, zengin su kaynaklarına rağmen temiz su temininde ciddi sıkıntılar yaşadığını vurguladı.

    Bu dönemde mekanizasyonun başlamasıyla buharlı makinelerle kozadan ipek çekme işleminin başladığını söyleyen Yaşayanlar, Bursa’da filaturler kurulmaya başladığını kaydetti. Bu süreçte fırınlanmış kozaların kazanlara atıldığını belirten Yaşayanlar, “O dönem işçilerinin çektiği kozalardan arta kalan posalar çevre kirliliğini oluşturacak ilk unsurlardan biri olarak biliniyor. Kadınlar elleri ile bu işi yaparken sürekli soğuk suya ardından sıcak suya soktukları için de elleri deri atıyormuş. Dolayısıyla dereye yakın olmak gerekiyor. Aynı zamanda kaynattıkları sudaki böcekleri atabilecekleri yer, dere olduğu için derelerin yakınlarına konumlanmışlar” dedi.

    Avrupa’da salgın ipekböceği hastalığı nedeniyle Avrupalı sermayedarların da Bursa’ya geldiğini anlatan Yaşayanlar, onların da filaturler kurarak, ipek çekimine başladıklarını aktardı. Üretimin hızla artmasıyla derelerden su çekilme miktarının yükseldiğini söyleyen Yaşayanlar, “1860-1870’lerde Bursa’ya gelen seyyahlar Gökdere, Cilimboz ve Namazgah Deresi kıyısında kokudan durulmadığından söz ediyorlar. Atık böcek ölüleri leş kokuyor. Bu kirlilik aynı zamanda dere kenarında olan mahallelerin içme suyunun teminini de zora düşürmüş” diye konuştu.

    Sular şehri Bursa’nın 160 tane farklı su kaynağından bahsedildiğini anlatan Yaşayanlar, bunların en büyüğünün de Pınarbaşı olduğunu söyledi. Bu suların künkler vasıtasıyla çeşmelere dağıtıldığını belirten Yaşayanlar, “Halkın birinci su temin kaynağı çeşmeler. İkincisi Bursa’nın Hisar Bölgesi’nde sivil bir su dağıtım sistemi var. Eğimden dolayı en yüksek evden başlamak üzere her evin bahçesinde bir su haznesi var. Üstü açık o su hazneleri basamak basamak bir evden diğerine aktarılacak şekilde akıyor. Ama artık o tarihlere geldiğinizde su bilinçsizce kullanıldığı için en alt mahalleye inene kadar kullanılamaz hale geldiğini görüyoruz. Özellikle Kuruçeşme Yahudi Mahallesi en fazla sıkıntı çeken yer. Üçüncü su kaynağı da bahsettiğim dereler” diye konuştu.

    Ormansızlaşma meselesi
    Bursa’da filaturlerin yol açtığı başka bir çevre sorununun ormansızlaştırma meselesinin olduğunu aktaran Yaşayanlar, “Özellikle derelerin kaynaklarının olduğu kısımda filatur fabrikalarında kullanılmak üzere ağaç kesimi oluyor. Bu ağaçların kesildiği yerde daha sonra tarım arazisi olarak kullanılmaya başlıyor. Bu da bir erozyona yol açıyor. Taş, çakıl dereler vasıtasıyla şehrin içine taşınıyor. Su akamaz hale geliyor ya da künkler doluyor. İnsanlar evine su alamaz hale geliyor” dedi.

    O dönem halkın mikroorganizmaları çok bilmediğini belirten Yaşayanlar, halkın fiziksel kirliliğin dışında hijyenik bakteri, mikroorganizmalara bağlı kirlilik bilincinin 20. yüzyılda oluştuğunu kaydetti. Daha sonra su kaynaklarının sıhhileştirme işleminin başladığını aktaran Yaşayanlar, “Su kaynaklarından alınan sular, süzgeçlerden geçirilerek depolarda dinlendiriliyor ve ardından su şebekelerine dağıtılıyor. O dönemde sistemden su şebekesine üye olan haneler yararlanabiliyordu. 20. Yüzyılın başında Osmanlı’da bu tür sıhhi tesisatın olduğu kentler açısından bir elin parmaklarına ulaşabilir durumda değildi. Bursa’da hem kanalizasyon, hem sıhhi su tesisatı projesinin ilk girişimi 1903 yılında başlıyor. Söz konusu girişim başarısızlıkla neticeleniyor. 1905’te bir Fransız şirkete Bursa’ya sıhhi tesisat döşenmesi için imtiyaz veriliyor. Bu Fransız şirket de kendisine verilen imtiyazı başka bir İtalyan şirkete devrederek Bursa’ya ilk sıhhi su tesisatı döşenmesi projesini başlatıyorlar. Özellikle Gökdere ve Gökdere’den su alan bölgeler için bu geçerli.

    Gökdere’den su alan rezervuarlar süzgeçlerden suyu geçirdikten sonra buralardaki depolarda suyu muhafaza ediyorlar. Oradan da şebekeyi alan kişilere o sular dağıtılıyordu. Bu projenin tamamlanması 1909 senesini buluyor” dedi.

    Yaşayanlar, konuşmasının ardından katılımcıların merak ettiği soruları yanıtladı. İlginin yüksek olduğu programın sonunda Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Emre Karagöz, verdiği bilgilerden dolayı Doç. Dr. İsmail Yaşayanlar’a teşekkür etti.

  • BESAŞ’ta kaliteli ve uygun fiyatlı et satışı başladı

    BESAŞ’ta kaliteli ve uygun fiyatlı et satışı başladı

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, BESAŞ marifetiyle Bursa’nın yerel ürünlerini daha sağlıklı, güvenilir ve uygun fiyata Bursalılarla buluşturuyor. Ürün yelpazesini her geçen gün geliştiren BESAŞ, kaliteli ve lezzetli et ürünlerini de uygun fiyata satışa sunmaya başladı. BESAŞ ve Bursa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği arasında imzalanan protokolle birlikte Bursalı üreticilerden temin edilen etler artık BESAŞ bayilerinde satılmaya başlandı. İmzalanan protokolle, BESAŞ’ın kalite kontrolünden geçen kıyma ve kuşbaşı gibi et ürünleri, piyasa fiyatının yüzde 20 ile 25 altında Bursalılara sunuluyor. Bursalılar, et ürünlerine BESAŞ Merkez Satış Mağazası (Korupark Karşısı), Uludağ Üniversitesi Arge Tesisi Satış Mağazası, Kestel Fabrika Satış Mağazası, Gemlik Fabrika Satış Mağazası ve Mudanya Fabrika Satış Mağazası’nda ulaşabilecek.

    BESAŞ Genel Merkezi’nde düzenlenen imza törenine Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra Bursa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği ve Feyz Çiftçiliği Gıda Sanayi AŞ Başkanı Sencer Solakoğlu, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Ergül Halisçelik, BESAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Orkun Gazioğlu, Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız ve BESAŞ Genel Müdürü İbrahim Alpay Demirtaş katıldı.

    “Bursalılar kaliteli ve lezzetli ete uygun fiyata ulaşabilecek”
    Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursalıların yararına olan projeye katkı sunan herkese teşekkür etti. BESAŞ aracılığıyla Bursa’nın yerel lezzetlerini Bursalılarla buluşturduklarını söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, “Bugün itibariyle BESAŞ satış noktalarında Bursalı üreticilerden temin edilen etleri, kıyma ve kuşbaşı olarak uygun fiyata Bursalılara sunuyoruz. Halkımızı nitelikli, kaliteli ve nerede yetiştiği bilenen hayvanların ürünlerine ulaştırmak bizim için de büyük bir mutluluktur. Proje sayesinde hem üreticimiz kazanacak hem de Bursalılar kaliteli ve lezzetli ete uygun fiyata ulaşabilecek. BESAŞ noktalarından et ürünü alarak Bursalı üreticilere destek olacak halkımıza şimdiden teşekkür ediyorum. Hayırlı olsun” diye konuştu.

    Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sencer Solakoğlu, BESAŞ ile birlikte halkın ve üreticinin yararına bir proje geliştirmekten büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. Hem üreticilerin daha fazla kazanacağını hem de tüketicilerin daha uygun fiyata ete ulaşabileceğini söyleyen Solakoğlu, “Her iki tarafın da yararına bir çalışma yapabileceğimize inandık. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle ve BESAŞ’ın kalite kontrolü altında ürünleri halkımıza sunmaktan, Bursa’ya hizmet etmekten gurur duyuyoruz” dedi.

    Konuşmalarından ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, BESAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Orkun Gazioğlu, BESAŞ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zekeriya Âşık, BESAŞ Genel Müdürü İbrahim Alpay Demirtaş ve Bursa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sencer Solakoğlu tarafından protokole imzalar atıldı.

  • Bir kare fotoğrafın bir ömürlük hikayesi

    Bir kare fotoğrafın bir ömürlük hikayesi

    Bir şirkette yöneticiyken geçirdiği trafik kazasıyla omurilik felçlisi olarak tekerlekli sandalyeye mahkum olan Bennur Karaburun’u Türkiye, 2013 yılının hazan mevsiminde elinde şemsiye olan bir gencin, tekerlekli sandalyede sağanak yağmur altında kalan bir bayana yardım etmeye çalıştığı anın İHA muhabirinin fotoğrafını çekmesiyle tanıdı.

    Bir anda Türkiye gündemine oturan iki gencin hayat hikayeleri de fotoğraf kadar ilgi gördü. Sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla da büyük beğeni ve takdir toplayan Bennur Karaburun, AK Partinin 25’inci ve 26’ıncı dönem Milletvekilliğini yaptı. Fotoğraf karesi ile ortaya çıkan arkadaşlık hayat arkadaşlığına dönüşünce Bennur Karaburun ile Samet Ateş’in düğünleri de insanlık daha ölmedi dedirten o fotoğraf karesi kadar çok konuşuldu.

    Müjdeli haber yıllar sonra geldi
    Milletvekili olduğu dönemlerde dahil olmak üzere çok uzun yıllardır tekerlekli sandalyeye mahkum olarak hayat süren Bennur Karaburun Ateş, yıllar sonra sosyal medyadan yaptığı müjdeli paylaşımla sevenlerini duygulandırdı.

    Bir süredir aldığı kök hücre tedavisinin sonuçlarını almaya başladığı bilinen Karaburun Ateş, tedavisindeki gelişmeleri sosyal medyada paylaştığı fotoğrafla duyurdu. Bennur Karaburun Ateş yaptığı paylaşımda “Spiral Kord Stimülasyonu ve Kök Hücre nakli sonrası ilk kez ayağa kalktım. Hamdolsun” yazarak doktoruyla birlikte çektirdiği fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaşarak sevenlerin müjdeli haberi verdi.

  • Uludağ İçecek’ten Turkish Airlines Euroleague’e dev destek

    Uludağ İçecek’ten Turkish Airlines Euroleague’e dev destek

    Sponsorluk lansmanın da konuşan Mete Öz başarılar elde edeceklerini söyledi.

    Uludağ İçecek CEO’su Mete Öz, “Uzun yıllardan beri sporun içerisinde yer alıyoruz. Uludağ İçecek şu anda uluslararası alanda boy gösteriyor. Almanya ve Orta Doğu’da ciddi bir açılıma giriyoruz. Uluslararası boyutta pazarlama faaliyeti yapmak için yeniden yapılanma gerçekleştiriyoruz. Euroleague resmi sponsorluğu ile birlikte Avrupa’da ciddi başarı elde edeceğimizi düşünüyorum” dedi.

    Anlaşmalarımızı üst seviyelere çıkardık 

    Euroleague Ticari Direktörü Gawain Davies ise, “İstanbul bizim için çok önemli bir şehirdir. Burada olduğumuz için çok mutluyuz. Bununla beraber bu sponsorluk anlaşmasını yenilediğimiz için oldukça mutluyum. Mete Öz, ve Ömer Kızıl’a katkılarından dolayı teşekkür ederim. Bu sponsorluk anlaşmasını yenilemek bizim için oldukça önemliydi. Şimdi bu anlaşmayı bir üst seviyeye çıkartıyoruz. Yerel ve bölgesel olmasının dışında global olarakta bizim için çok stratejik bir anlaşma oldu. Almanya, Fransa ve Sırbistan gibi bölgeler bu anlaşma için önem taşıyor” açıklamasında bulundu.

    Ömer Kızıl Türk Takımları Euroleague’de çok etkilidir

    Uludağ İçecek Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ömer Kızıl da, Türkiye’nin basketbol ülkesi olduğuna vurgu yaparak, Uludağ İçecek markasının geçmişten günümüze spor ve sanata verdiği katkılar hakkında bilgilendirmede bulundu.

    Ömer Kızıl, ailesiyle birlikte yıllardır futbol ve basketbol ile iç içe olduklarını belirterek, “Uludağ markası Avrupa’da başarılı bir şekilde ilerliyor. Bizler de bu markanın kökeninin Bursa olduğunu asla unutmuyoruz” diye konuştu.

    Kızıl, “Euroleague’de Türk takımları ve Türk antrenörleri çok etkilidir. Biz de Türkiye’nin kuvvetli bir markasıyız. Bunun için Euroleague’in bizim için doğru bir adres olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

    (daha&helliip;)

  • Kontrolden çıkan otomobil tarlaya takla attı: 1 yaralı

    Kontrolden çıkan otomobil tarlaya takla attı: 1 yaralı

    Kaza, Hamidiye Mahallesi Sanayi Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, M.G. idaresindeki 70 AJ 080 plakalı Volkswagen marka otomobil sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı. Orta refüje çarptıktan sonra karşı şeride geçen otomobil daha sonra tarlaya takla attı. Kazada otomobil sürücüsü yaralanırken, ihbar üzerine olay yerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Direksiyon mahallinde sıkışan sürücü itfaiye tarafından kurtarılarak ambulansla Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan sürücünün sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, kazayla ilgili tahkikat başlatıldı.

  • Aydın’da jandarma ekipleri uyuşturucuya geçit vermiyor

    Aydın’da jandarma ekipleri uyuşturucuya geçit vermiyor

    Aydın’da jandarma ekipleri uyuşturucu madde kullanımı ve ticaretinin önlenmesine yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Edinilen bilgiye göre, Buharkent, Efeler, Kuşadası ve Söke İlçe Jandarma Komutanlıkları tarafından uyuşturucu madde satıcısı ve kullanıcılarına yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda şüphe üzerine gözaltına alınan O.Y., İ.D., M.A., O.U., S.H., M.Y. ve O.K. isimli şüphelilerin sağlık kurumunda yapılan testlerinde uyuşturucu madde kullandıkları tespit edildi. 3 şüpheliden uyuşturucu madde, 2 adet uyuşturucu kullanma aparatı ele geçirildi.

  • Maden ocağında gerçeği aratmayan tatbikat

    Maden ocağında gerçeği aratmayan tatbikat

    Edirne İl Sağlık Müdürlüğü Acil ve Afetlerde Sağlık Hizmetleri bünyesinde Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) destek çözüm ortakları katılımıyla Edirne’nin Uzunköprü ilçesine bağlı Kırköy köyünde bulunan bir maden işletmesinde Yerel Düzey Afet Sağlık Grubu tarafından planlı saha tatbikatı gerçekleştirildi.

    Muhtemel bir olay karşısında erken müdahale için yapılan tatbikatta acil müdahale ünitesi kurulumu ile maden ocağından tahliye ekiplerinin kurtardığı yaralılara medikal müdahale gerçekleştirilirken; sağlık olay yeri yönetimi, triaj, yaralı tahliyeleri yapıldı.

  • Isparta’da 265 vatandaş ve 37 öğrenci güvenlik konularında bilgilendirildi

    Isparta’da 265 vatandaş ve 37 öğrenci güvenlik konularında bilgilendirildi

    Isparta İl Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü tarafından 4-7 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen ‘tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleri’ kapsamında çeşitli işyerleri, kurumlar ve okullarda bilgilendirme çalışmaları yapıldı. Bu süre içinde 7 işyeri, kurum ve okul ziyareti gerçekleştirilerek toplamda 265 vatandaş ve 37 öğrenciye ulaşıldı. Gerçekleştirilen faaliyetlerde “Siber Güvenlik ve Telefon Dolandırıcılığı, Açıktan Hırsızlık, KADES Uygulaması, UYUMA, Emniyet Kemeri Takmanın Önemi, Güvenli İnternet Kullanımı, Akran Zorbalığı, Çocuklar İçin Temel Güvenlik Kuralları, Polis Ne İş Yapar, Trafikte Doğru Davranış Usulleri” gibi konularda bilgilendirmeler yapılarak farkındalık oluşturuldu. Ayrıca Narkotik Şube Müdürlüğünden temin edilen ve uyuşturucuyla mücadelede etkin bir iletişim kurmayı, güvenilir ve karşılıklı bilgi akışına dayalı bir köprü oluşturmayı hedefleyen NARVAS afişleri, kamu kurumları ve mahalle muhtarlıklarına gerekli bilgilendirmeler yapıldıktan sonra vatandaşların görebileceği alanlara asıldı.

  • Eski rektör yardımcısına hapis cezası

    Eski rektör yardımcısına hapis cezası

    Kastamonu Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın 2011 yılında göreve geldikten sonra Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı olarak atamasını yaptığı Prof. Dr. Ali Rafet Özkan hakkında Kastamonu Üniversitesi tarafından suç duyurusunda bulunuldu. Kastamonu Üniversitesi yönetimi tarafından yapılan suç duyusunda, Kastamonu Üniversitesi eski İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Rafet Özkan’ın 09-17 Aralık 2018 tarihleri arasında üniversiteye öğrenci kazandırmak amacıyla bilgilendirme ve görüşmeler yapmak üzere Kazakistan ve Kırgızistan’a görevlendirilmesine rağmen, görev yerine gitmeyerek uçak biletini Tayland’a aldığı belirlendi. Eski Rektör Yardımcısı Özkan’ın uçak bileti almasına rağmen Tayland’a gitmeyerek İlahiyat Fakültesinde derslere girerek ek ders ücreti aldığı tespit edildi. Eski Rektör Yardımcısı Özkan’ın görevini yerine getirmediği gerekçesiyle Kastamonu Üniversitesi’nden 12 bin 97 TL yolluk bedeli aldığı gerekçesiyle üniversiteyi zarara uğrattığı gerekçesiyle hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde ‘düzenlemeye yetkili resmi bir belgeyi sahte olarak düzenlemek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçu’ ve ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’ suçlarından dava açıldı.

    Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Rafet Özkan, duruşmada suçlamaları kabul etmeyerek, “Ben tarafıma yapılan suçlamaları kabul etmiyorum. Suçsuzum. Somut olay tamamen hasta olan çocuğumun hastalığının nüksetmesi nedeniyle gitmekten vazgeçtim. Geçici görev yolluğu bildirimi benim tarafından doldurulmamıştır ve rektör yardımcısı görevim nedeniyle 4 farklı birime bakmaktaydım. Ayrıca İlahiyat Fakültesinde dekan olarak görev yapıyordum. Ciddi bir iş yoğunluğu vardı. Yıl sonu olması hasebiyle de çok fazla evrak birikti. Yeterince inceleme fırsatı bulamadım. Bu süreçte çocuğumun çok ağır hastalığı nedeniyle bu hata ortaya çıkmıştır. Dolandırıcılık veya resmi belgede sahtecilik kastım yoktur. Yapılan suçlamaları kabul etmiyorum. Suçsuzum. Beraatımı talep ederim” dedi.
    Tarafları dinleyen mahkeme heyeti, tutuksuz yargılanan sanık Kastamonu Üniversitesi eski İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Rafet Özkan’ı, düzenlemeye yetkili resmi bir belgeyi sahte olarak düzenlemek suçundan 3 yıl hapis cezasına çarptırdı. Ceza, sanığın geleceği üzerindeki olumsuz etkileri göz önüne alınarak indirim yapılarak 2 yıl 6 aya düşürüldü.
    Ayrıca sanık Ali Rafet Özkan, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan da 4 yıl hapis ve 200 gün adli para cezasına çarptırıldı. Sanık Özkan’ın üniversitenin zararını soruşturma aşamasında giderdiği gerekçesiyle cezası 2/3 oranında indirim yapılarak 1 yıl 4 ay hapis ve 66 gün adli para cezasına, ayrıca cezanın sanığın geleceği üzerindeki olumsuz etkileri göz önüne alınarak 1/6 oranında daha indirim yapılarak 1 yıl 1 ay 10 gün hapis ve 5 bin 500 TL adli para cezasına düşürüldü. Ceza ile birlikte hükmün açıklanması geri bırakıldı.

    Eski Rektör Seyit Aydın da Danıştay tarafından suçlu bulundu
    Danıştay 1. Daire Başkanlığı tarafından 2023 yılında görülen davada, 2011 yılında göreve gelen Kastamonu Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın suçlu bulundu.
    Danıştay 1. Daire Başkanlığı tarafından eski Rektör Aydın’a yönelik, “Kastamonu Üniversitesine ait Sarıömer Köyü, 119 ada, 214 parsel sayılı taşınmazda yap- işlet- devret usulüyle ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi yoluyla “30 bin metrekare öğrenci yurdu (2 bin 100 kişilik) ve İşletmesi ile 100 Adet Öğrenci Evinin Hibe Olarak Yapılması İşi kapsamında 2 bloktan oluşan 19 katlı yurt binaları ve 100 adet öğrenci evi sözleşmede öngörülen sürede bitirilemediği, inşaatta projeye aykırılıklar ve ruhsatsız imalat bulunduğu, inşaat alanı aşıldığı, inşa edilen yapılar fenne ve sağlık kurallarına aykırı olduğu halde, bu sözleşmeyi feshetmemek ve 23 Ocak 2017 tarihinde ek sözleşme imzalayarak 28 adet daha öğrenci evi hibe edilmesi karşılığında yükleniciyle ilgili başlatılan işlemlerden feragat etmek, yurtların 2 bin 100 olan öğrenci sayısı 2 bin 720 öğrenciye çıkarılmasına rağmen, diğer sözleşme hükümlerinde bu kapasite artışına uygun değişiklik yapmamak, böylece yükleniciye menfaat sağlamak, üniversiteyi zarara uğratmak suretiyle ifasına fesat karıştırmak. Kastamonu Üniversitesi’ne ait 5 bin metrekare taşınmazda yap-işlet-devret usulüyle ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi yoluyla yapımına karar verilen kampüs çarşısı irtifak hakkı sözleşmesi üniversite tarafından feshedildiği halde, çarşının yüklenici tarafından kullanılmasının devamına, üçüncü kişilere kiraya verilmesine ve kira geliri elde edilmesine göz yummak suretiyle yükleniciye menfaat sağlayıp üniversiteyi zarara uğratmak suretiyle görevi kötüye kullanmak” suçlarından dolayı kesin olarak suçlu bulunarak Kastamonu 1. Asliye Ceza Mahkemesinde hakkında dava açıldı.