Blog

  • Denize düşen bayrağı çıkardı

    Denize düşen bayrağı çıkardı

    Zonguldak’ta denize düşen Türk bayrağını belediye personeli çıkardı. Zonguldak’ta sahil bandında molaya giden Zonguldak Belediyesi personeli Emrah Demir ve Barış Koçaklı, deniz kıyısında Türk bayrağı gördü.

    Personellerden Demir, hemen ayakkabılarını çıkararak suyun soğuk olmasına aldırış etmeden denize girdi. Ardından Emrah Demir, eline aldığı sopa yardımıyla Türk bayrağını denizden çıkardı. Belediye personelinin anlamlı davranışı vatandaşlardan büyük takdir topladı.

    Emrah Demir, “Sabah 11-12 molasına geldik. Molaya gelirken denizde Türk bayrağını gördük. Sonuçta Türk bayrağımız bayrağımızın altında yaşıyoruz.

    Onun uğruna onca canlarımız şehit oldu. Bizim görevimiz bayrağımızı denizden çıkarmak. Yerde olmaması gerekiyor.

    Hangi cüretle bunu deniz atmaya bırakıyorlar. Söyleyecek kelime bulamıyorum. Denizden çıkardım Türk bayrağını kendi ofisimize asacağız. Güzel bir köşemize asacağız” dedi.

  • Uluslararası bilimsel yayın eğitimi

    Uluslararası bilimsel yayın eğitimi

    Erzurum Teknik Üniversitesi’nde (ETÜ) öğrenim gören lisansüstü öğrencileri için Uluslararası Bilimsel Yayın Hazırlama Eğitimi düzenlendi.

    ETÜ Teknoloji Transferi Uygulama ve Araştırma Merkezi öncülüğünde, TÜBİTAK 2237-A Bilimsel Eğitim Etkinlikleri Desteği Programı kapsamında lisansüstü öğrencilerin ulusal ve uluslararası alanlarda bilime katkı sağlayacak gelişmeler ve çalışmalar hakkında bilgi edinilmesi, farklı disiplinlerden eğitici ve katılımcıların bir araya gelmesi ve disiplinler arası ortak bilimsel çalışmalara altyapı oluşturması amacıyla Uluslararası Bilimsel Yayın Hazırlama Eğitimi gerçekleştirildi.

    ETÜ Fen, Sosyal ve Sağlık Bilimleri Enstitülerine kayıtlı 48 öğrencinin yer aldığı ve üç gün süren eğitimler kapsamında, ETÜ’den Prof. Dr. İrfan Kaymaz, Prof. Dr. A. Fatih Yetim, Doç. Dr. İsmail Hakkı Korkmaz, Doç. Dr. Mehmet Bayğın, Atatürk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zekai Halıcı ve Prof. Dr. Ömer Alkan ile Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Temel Varol bilimsel yayın oluşturma, düzenleme, yükleme ve revizyon gibi temel konular hakkında öğrencilere ders verdi.

  • Türkiye’deki bu 24 il büyük tehlike altında

    Türkiye’deki bu 24 il büyük tehlike altında

    Bursa’nın Karacabey ilçesinde belediye tarafından düzenlenen deprem paneline Dokuzeylül Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan ve Balıkesir Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Edremit Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Abdullah Soykan konuşmacı olarak katıldı.

    Karacabey Ergün Koç Kültür Merkezi’nde yapılan Türkiye’nin depremselliği ve yerleşime uygunluk değerlendirmelerinin ele alındığı Karacabey Deprem Panelinde konuşan Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, Türkiye’nin diri fay haritası incelendiğinde 5.5 ve üzeri büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip yaklaşık 500 diri fayın bulunduğunu söyledi.

    Yakın zamanda yapılan çalışmalara göre, 24 ilin kent merkezinden diri fay geçtiğini aktaran Aykan, bu illeri Balıkesir, Bursa, Kocaeli, Bolu, Sakarya, Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Denizli, Burdur, Kütahya, Eskişehir, Konya, Aksaray, Tokat, Kayseri, Osmaniye, Hatay, Kahramanmaraş, Erzurum, Erzincan, Hakkari ve Bingöl olarak sıraladı.

    “Türkiye’de gerilim birikmiş kırılma zamanı gelen 20 fay bulunuyor”

    Aykan, “24 kentimiz, 110’u aşkın ilçemiz doğrudan fay hatları üzerindedir; Bu fayların kırılması durumunda ilk önce fay zonu üzerindeki yapılar zarar görecektir. Bu faylardan özellikle kırılma zamanı gelmiş olanların yani sismik boşluk olarak tanımladığımız, yerleşim yerlerinden geçenler büyük risk oluşturmaktadır. Türkiye’de yaklaşık 20 yerde sismik boşluk olarak tanımladığımız fay var; yani kırılma zamanı gelmiş, yeterli derecede gerilim birikmiş, her an kırılabilecek fay parçaları. Bilimsel çalışmaların, özellikle Kuzey Anadolu Fayı başı olan Bingöl ve Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi içerisinden geçen kısmı, Hakkari-Yüksekova, İzmir, Antakya, Adıyaman, Erzurum, Ağrı, Aydın, Denizli, Muğla taraflarındaki fayların sismik boşluk olarak değerlendirildiğini, yakın gelecekte deprem üretme ihtimali olan faylar sınıfında olduğunu gösteriyor. Benzer şekilde Balıkesir il merkezinden geçen 7.2 büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip Balıkesir-Gökçeyazı Segmenti 2 bin yıldır kırılmayan bir parçadır; Özellikle buraların tehlikesine dikkat çekmemiz gerekiyor. Türkiye’nin birçok yerinde deprem üretme zamanını doldurmuş ve yeterli gerilimi biriktirmiş faylar var. Yapılan çalışmalara göre, sismik boşluk olarak değerlendirilen bu faylar, yakın bir gelecekte tekrar deprem olacağını gösteriyor; Fakat depremin tam zamanını bilemiyoruz. Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde deprem oldu. Ülkemiz bu deprem ile bir felaket yaşadı. Bu deprem öncesinde Kahramanmaraş’ta büyük bir deprem olabileceğini, buranın bir sismik boşluk olarak değerlendirildiğini ve buralara dikkat edilmesi gerektiğini defalarca ifade etmiştik” dedi.

    “Marmara Denizi’nde 7.6 büyüklüğünde deprem olabilir”

    Marmara Denizi içinden geçen Kuzey Anadolu Fayı’nın Kuzey koldaki deprem dağılımlarına bakıldığında, en son depremlerin 1509 ve 1766 yılında gerçekleştiğini, 200-250 yıllık tekrarlama periyotları olduğu düşünüldüğünde bu alanın bir sismik boşluk olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, “Burada olacak büyük bir depremden Marmara Denizi’ne kıyısı olan tüm iller ağır bir şekilde etkilenecek. Özellikle 1766 yılında olmuş olan deprem, Avusturya’dan, İtalya’ya kadar geniş bir coğrafyada hissedilmiş olup Tüm Marmara Bölgesi’nde tahribata yol açmıştır. Düşünün ki böyle bir depremin tekrarı tüm Marmara Bölgesi’nde çok fazla yıkıma sebep olacaktır. Ulusal ve Uluslararası yapılmış çalışmalara göre; 1999 depreminden sonra 30 yıl içerisinde yüzde 65 ihtimalle 7’den büyük maksimum 7.6 büyüklükte bir depremin Marmara Denizi’nde olacağı yönündeydi. Bu süreden 25 yıl geçti. Hiçbir zaman bu deprem 60 yıl beklemeyecek; Bu süre yaklaşıyor. Ülkemizde istatistiki olarak her 7 yılda bir büyük deprem oluyor. Zaten her 50 yılda bir Marmara çevresinde 7’den büyük bir deprem gerçekleşiyor; dolayısıyla şu an bile olsa şaşırmayız” diye konuştu.

    “Bursa’daki fay 624 yıldır suskun”

    Aykan sözlerine şu şekilde devam etti:

    “Bursa’da geçmiş kayıtlara göre, en son hasar yapıcı deprem 1855 tarihlerinde meydana gelmiş olan ve halk arasında ‘Küçük Kıyamet’ olarak adlandırılan depremde çok büyük yıkımlar meydana gelmiş; 150 caminin neredeyse bütün minareleri yıkılmış, Ulucami’nin 2 kubbesi yıkılmış, tarihi yapılar, resmi kurumlar yıkılmış, şehirde yangınlar çıkmış, can ve ekonomik kayıplar yaşanmış. Ankara Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi, tarafından yapılan ortak bir çalışma sonucunda; Bursa’da yeni bir fay keşfedilmiş. Bursa’da şehir merkezinden geçen Kayapa – Yenişehir Fayı, şuan ki diri fay haritasında gösterilmemiştir. Bu çalışmalara göre;1855 yılında meydana gelen depremlerin kaynağının Kayapa-Yenişehir Fayı’nın (KYF) batı bölümünde olduğu ve de 1400 yılında meydana gelen depremin, KYF’nin Yenişehir bölümünde, gerçekleştiği düşünülüyor. 1400 yılında olan depremin üzerinden 624 yıl gibi uzun bir zaman geçmiş. Burada olacak bir depremin 7’nin üzerinde olma potansiyeli olduğu belirtiliyor.”

    “Bursa’nın içinden geçen çok sayıda fay hattı var”

    Bir fayın, deprem tekrarlama periyotlarını, kaç büyüklükte deprem ürettiğini kısaca fayın geçmişteki davranışlarını inceleyen ve gelecekteki deprem tehlikesini belirleyen Paleosismolojik çalışmaların Bursa’da yapılmadığına dikkat çeken Aykan, Bursa’da çok fazla fay hattı var. Fay hattı üz erinde bina olmaması gerekiyor. Kaç binanın fay hattı üzerinde olduğunun çalışılması lazım. Bursa’da 17 İlçesinin, neredeyse her ilçe sınırlarından geçen fay hattı var. Tüm afet risklerinin haritalarda belirtildiği mikro bölgeleme çalışmalarının mutlaka yapılması gerekiyor. Bursa’da henüz böyle bir çalışma yapılmıyor” dedi.

    Balıkesir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Soykan da Karacabey ve yakın çevresinin depremselliğine dikkat çekerek Karacabey ve yakın çevresinde meydana gelen depremler hakkında ayrıntılı bilgi verdi.

    Karacabey’in jeolojik ve jeomorfolojik özelliklerinin büyük bir deprem sırasında göstereceği davranış biçimleri üzerinde duran Prof. Dr. Abdullah Soykan, “6 Şubat 2023 tarihinde ülkemizin yaşadığı büyük felaketten aldığımız dersi ivedilikle hayata geçirmemiz gerekiyor. Başta İstanbul ve Marmara Denizi’nde meydana gelme ihtimali yüksek olan büyük bir deprem öncesi alınması gereken tüm tedbirleri bir an önce almamız gerekiyor” dedi.

  • Bodrum’da ağaç katliamı cezası

    Bodrum’da ağaç katliamı cezası

    Ünlü sanatçı Mehmet Suavi Saygan’ın Bodrum’daki arazisinde yaşanan doğa tahribatı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ekiplerini harekete geçirirken, arazide 37 ağacın kesildiğinin tespit edildi. Tespit sonrası Saygan’a 47 bin TL idari para cezası kesildi.

    Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ekipleri, sanatçı Mehmet Suavi Saygan’a ait arazide gerçekleştirdiği incelemelerde Bodrum Belediyesi’nin onayladığı projede yer alan ‘ağaç rölöve paftası’na göre korunması ve taşınması gereken ağaçların kesildiğini belirledi.

    İncelemeye göre 29 ağacın taşınmadığı, 11 ağacın ise korunması gerekirken yok edildiği tespit edildi. Arazinin kuzeybatısında bulunan park alanında da benzer bir doğa katliamı yaşandığı ortaya çıktı. Alanda bulunan tüm ağaçların kesildiği ve yalnızca bir zeytin ağacının bırakıldığı görüldü.

    Ağaçsız bırakılan park alanının durumu, ekiplerce yerinde kayıt altına alındı. Projeye uygunluk denetiminde yalnızca ağaçların değil, yapıların da usule aykırı olduğu tespit edildi.

    Projede 50 santimetre yüksekliğinde taş duvar olarak belirtilen yapıların mahallinde tuğla ile inşa edildiği ve üzerlerine sıva ya da taş kaplama yapıldığı belirlendi.

    Bodrum Orman İşletme Şefliği Koruma Ekibi’nin raporlarına göre, inşaat faaliyeti yürütülen alanda 40 ağacın kaybolduğu belirlendi. Kesilen ağaçlar arasında 1 zeytin, 2 palmiye, 26 çam ve 11 pırnal meşesi bulunuyordu. Orman varlığına zarar veren bu faaliyetler sonucunda toplam 8,303 metreküp doğa yok oldu.

    Doğa sevgisini vurgulamıştı
    Daha önce çevre duyarlılığıyla bilinen isimlerden biri olarak sıkça gündeme gelen Suavi’nin çevre ile ilgili söylemleri ve uygulamaları arasındaki çelişkiyi tartışmaya açtı. Hatırlanacağı üzere sanatçı geçmişte birçok çevre projesine destek olmuş, konserlerinde ‘doğa sevgisini’ vurgulamıştı.

    Olayın ardından Bodrum Orman İşletme Şefliği yetkilileri, bölgede denetimlerin sıklaştırıldığını ve doğal kaynakların korunması adına yasadışı faaliyetlere karşı mücadeleye devam edileceğini açıkladı.

  • Kümbet’i asıl kimliğine kavuşturacağız

    Kümbet’i asıl kimliğine kavuşturacağız

    Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Oltu ilçesinde bulunan Mısri Zinnun Kümbeti’nde incelemelerde bulunarak ecdat yadigarının restore edileceğini söyledi.

    Erzurum’ un Oltu ilçesinde yer alan Mısri Zinnun Kümbeti, Oltu Kalesi’nden sonra ilçedeki en eski tarihi eser olma özelliği taşıyor. Vali Mustafa Çiftçi, Oltu ziyaretinde Mısri Zinnun Kümbeti’ni inceledi ve kümbet hakkında Oltu Belediye Başkanı’ndan bilgiler aldı.

    Vali Mustafa Çiftçi, “Oltu ilçemizin tarihi mekanlarından birisindeyim. Burası Zinnuni Mısri Kümbeti. Buranın mevcut durumuna incelemelerde bulundum. Erzurum’da da birçok kümbeti incelemiştim. Burayı da yerinde gördüm.

    Rölöve Müdürlüğümüzü göndereceğim. Onlar restorasyon projelerini yapacaklar ve tekrar orijinal haline kavuşturmak için inşallah bir çalışma yürüteceğiz. Burası güzel bir mekan. Erzurum aynı zamanda kümbetleri ile meşhur bir şehir.

    Ahlat’ta olduğu gibi burayı da tarihi ve aslı hüviyetine kavuşturmak için gerekli gayreti, çabayı göstereceğiz” dedi.

    Mısri Zinnun Kümbeti’nin tarihçesi
    Mısri Zinnun, hicri üçüncü asırda Mısır’da yaşamış ve orada hayata gözlerini yummuş bir mutasavvıf. Kümbette yatan kişi ise bu tarihten üç asır sonra yaşayan ve ismi bilinmeyen bir şehit.

    Mısri Zinnun Kümbeti’nin kitabesinde şehidin vefat tarihi olarak 1226 yılı yazıyor ancak kitabenin bir kısmı aşınmış olduğundan, şehidin ismi okunamıyor.

    Kümbette medfun olan şehidin, 1226 yılında bölgeye Harzemşahlar tarafından düzenlenen İslamlaştırma seferleri esnasında şehit olduğu ve Celaleddin Harzemşah’ın komutanlarından biri olduğu düşünülüyor.

    Yöreye özgü kırmızıya yakın ve bej renkteki taşlardan yapılmış olan Mısri Zinnun Kümbeti, yuvarlak planlı bir yapı olup, konik bir örtü ile üzeri örtülmüş.

  • BUSKİ’nin 2025 bütçesine Meclis’ten onay

    BUSKİ’nin 2025 bütçesine Meclis’ten onay

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in başkanlığında gerçekleştirilen BUSKİ Genel Kurulu’nda, BUSKİ yöneticileri, Büyükşehir bürokratları ile meclis üyeleri hazır bulundu.

    Toplantıda, Plan Bütçe komisyonunu 2025-2029 stratejik planı, 2025 mali yılı performans esaslı bütçesi, 2025 performans programı ve 2025 yatırım programı ile ilgili raporu görüşüldü.

    Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda gerçekleşen toplantıda konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, BUSKİ’nin bugüne kadar sunduğu hizmetler ve yaptığı yatırımlarla örnek bir kurum olduğunu söyledi.

    Meclis üyelerinin sorularını da yanıtlayan Başkan Bozbey, kaynak suların Bursalıların suyu olduğunu vurguladı. Türkiye’deki paketli satılan suyun yüzde 22’sinin Uludağ’dan elde edilmesine rağmen Bursa’nın bundan çok fayda görmediğini anlatan Başkan Bozbey, “Bu konuda düzenleme yapıyoruz. İlgili firmalara taleplerimizi ilettik. Uludağ’ın suyu, Bursalıların suyudur. Bursalılar, belediye üzerinden daha fazla pay sahibi olmalıdır. Bizler Bursalıların menfaatini düşünmek zorundayız. Öte yandan iklim krizi git gide tüm dünyayı vuruyor. Bursa’nın da bu konuda büyük bir yara aldığını görüyoruz. Özellikle sularımızın korunması ve temiz suya erişimin sağlanması son derece önemlidir. BUSKİ olarak gereken yatırımların yapılması ve var olan yatırımların Bursalıların menfaatine kullanılması son derece önemlidir. Aldığımız kararların ve bütçenin Bursalılara hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

    Başkan Bozbey’in konuşması, meclis üyelerine yapılan bütçe sunumu ve meclis üyelerinin söz almasından sonra BUSKİ’nin 2025 yılı bütçesi oylamaya sunuldu. Oylama sonrası BUSKİ’nin 12 milyar 600 milyon TL olan gelir bütçesi ve 3 milyar 700 milyon TL olan finansman bütçesi oybirliği ile 16 milyar 300 milyon TL gider bütçesi de oy çokluğu ile kabul edildi.

  • Nilüfer Belediyespor’dan evinde kritik galibiyet

    Nilüfer Belediyespor’dan evinde kritik galibiyet

    Türkiye Hentbol Federasyonu (THF) Erkekler Süper Ligi’nin 11. haftasında Nilüfer Belediyespor, evinde ağırladığı güçlü rakibi Depsaş A.Ş.’yi 34-30’luk skorla mağlup etti.

    Üçevler Spor Salonu’nda oynanan karşılaşmada ev sahibi ekip, ilk yarıyı 18-12 önde tamamladı. Maçın ikinci yarısında da üstün performansını sürdüren Bursa temsilcisi, rakibine karşı etkili oyununu devam ettirdi. Nilüfer Belediyespor, karşılaşmayı 34-30 kazanarak puanını 19’a yükseltti.

  • Şiddetin nedenleri ve çözümü için farkındalık eğitimi

    Şiddetin nedenleri ve çözümü için farkındalık eğitimi

    Mudanya Belediyesi tarafından erkek çalışanlara yönelik düzenlenen “Şiddeti Frenliyoruz” başlıklı eğitimde, şiddetin toplumsal ve bireysel nedenleri, şiddetin türleri ve sorunun çözümü için izlenmesi gereken yollar hakkında bilgi verildi.

    Mudanya Belediyesi Ek Hizmet Binası etkinlik alanında düzenlenen etkinlikte konuşan Uluslararası Kapsayıcılık ve Eşitlik Uzmanı Burcu Üzümcüler, kadına yönelik şiddetin çözümünde erkeklerin sorumluluğunun önemini vurgulayarak, “Kadına yönelik şiddet yalnızca kadınların sorunu değil; erkeklerin bu konuda bilinçlenmesi ve rollerini sorgulaması çok önemli” dedi.

    Şiddetin bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten Üzümcüler, “Cinsiyet fark etmeksizin herkesin şiddete maruz kaldığını görüyoruz. Şiddet bir halk sağlığı sorunu olduğu için bunu hep birlikte çözebiliriz. Toplum bize bazı roller yüklüyor. Şiddet, bir güç ilişkisinden meydana gelir. Kadınlar, üzerlerinde güç ilişkisi oluşması nedeniyle şiddete maruz kalıyor. Çocuklarımızı yetiştirirken gücü erkek çocuklara veriyoruz ve güçlü olmalarını bekliyoruz. Bazı erkekler, istediklerini yaptırabilmek için kadına şiddet uyguluyor. Hepimizin duyarlı olması gerekiyor. Bunun en önemli adımı da ‘ama’ kelimesini kullanmamaktan geçiyor. ‘Ama’ ile başlayan cümleler kurduğumuz sürece şiddeti toplumda bitiremeyiz” şeklinde konuştu.

    Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği’nden Avukat Aybüke Çakırel Şenzek ise şiddet olaylarına karşı nasıl hareket edilmesi gerektiği konusunda önemli bilgiler verdi. Şenzek, “Şiddete uğrayan birini gördüğümüzde, müdahale etmeden önce kendi can güvenliğimizi sağlamamız ve ilk olarak kolluk kuvvetlerine haber vermemiz gerekiyor. Tanık olunan ve yardım edilen şiddet olaylarında, adli merciler dışında kimseyle bilgi paylaşılmamalı. Özellikle kadın sığınma evlerinin yerlerinin belirtilmemesi konusunda çok dikkatli olunmalı. Bir şiddet olayına müdahil olunması durumunda da ölçülülük ilkesine dikkat edin” dedi.

    Etkinlik sonunda konuşmacılara çiçek takdim eden Mudanya Belediye Meclis Üyesi Nilgün Arslanoğlu, erkeklere yönelik farkındalık eğitiminin şiddetle mücadelede önemli bir adım olduğunu, toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddetsiz bir toplum hedefiyle çalışmalara devam edeceklerini söyledi.

  • ‘Misafir’ oyunu emekliler için sahnelendi

    ‘Misafir’ oyunu emekliler için sahnelendi

    Mersin Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesinde hizmet veren Emekli Evi Üyeleri, Mezitli Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Misafir’ isimli tiyatro oyununu izledi.

    Bilgesu Erenus tarafından kaleme alınan ‘Misafir’ adlı tiyatro eserinin yönetmenliğini Antalya Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Alpay Aksum üstlendi. Genel Sanat Yönetmenliğini Ozan Erdönmez’in yaptığı ve 14 Kasım’da prömiyeri yapılan ‘Misafir’ adlı tiyatro oyunu, perdelerini bu kez 300’ü aşkın Emekli Evi üyesi için açtı.

    “300’ü aşkın vatandaşımız, bizimle birlikte oyun dünyamıza ortak oldular”
    Mersin Şehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni ve Sanatçısı Ozan Erdönmez, ‘Misafir’ isimli oyunun 14 Kasım 2024 günü prömiyerini gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Oyunun prömiyeri sonrasında ilk kez Mersin Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bulunan Emekli Evinde bir matine oyunu olarak gerçekleştirildiğini vurgulayan Erdönmez, “Yaş almış vatandaşlarımızın mutluluğu bizler için çok önemli ve değerli.

    İyi ki buraya geldiler ve bizimle birlikte oyun dünyamıza ortak oldular. Yaklaşık 300’ü aşkın vatandaşımızla birlikte temsilimizi gerçekleştirdik” dedi.

    Emekli Evi üyelerinden Hüseyin Güler, “Mersin Büyükşehir Belediyesinin yaptığını ne annemiz ne babamız yaptı. Belediye başkanımız çok üretiyor, çok güzel hizmetler yapıyor, evimize yemeğimizi bile gönderiyor.

    Temizliğimizi yapıyorlar ve sağlığımızı koruyorlar. Daha ne diyelim? Her türlü hizmeti yapıyorlar” diye konuştu. Misafir adlı oyun hakkında da konuşan Güler, “Tiyatro her zaman gideceğimiz bir yer değil. Burada tiyatro izleyeceğimizi duyunca sevindik, geldik, seyrettik. Bu bizim için büyük bir mutluluk” ifadesini kullandı.

    “Tiyatroyu ben çok seviyorum, keşke her gün olsa”
    Etkinliğe katılım sağlayan Emekli Evi üyesi Mukadder Çörekçioğlu, etkinliklerin yaşlanmışların sosyalleşmesi için çok önemli olduğunu belirterek, “Başkanımız Vahap Seçer’e ve Meral Seçer’e çok teşekkür ediyoruz.

    Çok önemli işler yapıyorlar. Biz iki otobüsle geliyoruz. Ellerinde baston var ve buraya geliyorlar. Onlar için bu çok önemli. Tiyatroyu ben çok seviyorum, keşke her gün olsa” şeklinde konuştu.

    Hasta olmasına rağmen etkinliğe katıldığını söyleyen Asiye Karakoyak ise “Bütün etkinliklere geliyoruz, çok da memnunuz. Kültürle ve sanatla buluşmak çok güzel. Bu sayede sosyalleşiyoruz ve ufkumuz açılıyor” ifadelerine yer verdi.

  • Tutak’ta Kitap fuarı açıldı

    Tutak’ta Kitap fuarı açıldı

    Ağrı’nın Tutak ilçesinde Tutak Kaymakamlığı, Tutak Belediye Başkanlığı ve Tutak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliği ile Doğu Anadolu Kitap günleri kapsamında 1. Tutak Kitap Fuarı açıldı.

    Tutak Mehmet Şükrü Balcı Anadolu Lisesi Kapalı Spor Salonu’nda açılışı yapılan fuara Tutak Kaymakamı Erkan Adıbelli, kurum amirleri, yerel halk şaiirleri ve çok sayıda vatandaş katıdı. 14 yayın evinin sergilediği Kitaplara vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.

    Kaymakam Adıbelli, yayın evlerinin standlarını tek tek gezdi. Katılımcı ve yazarlarla bir süre sohbet eden Adıbelli kitaplara ve kültürel çalışmalara verdiği desteği vurgulayarak okuma alışkanlığının önemine değindi.

    Adıbelli, etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti. Açılışın ardından İlçe yerel halk şairleri tarafından şiirler okundu.