Blog

  • Kırklareli’nde 2 katlı evde yangın

    Kırklareli’nde 2 katlı evde yangın

    Alınan bilgiye göre, Demirköy ilçesi Orhaniye Mahallesi’nde U.T.O’ya ait 2 katlı evin çatısında yangın çıktı. İhbar üzerine bölgeye itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin müdahalesi ile yangın söndürülürken, evde hasar oluştu.

  • Yenidoğan Çetesi davasının görülmesine devam ediliyor

    Yenidoğan Çetesi davasının görülmesine devam ediliyor

    İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada tutuksuz sanık Renginar Molla savunma yaptı.

    “Bana ne dendiyse, görevim neyi gerektiriyorsa onu yaptım”

    Savunmasında Hırvatistan doğumlu olduğunu söyleyen Molla, “Farklı hastanelerde çalıştım. En uzun Silivri Kolan Hastanesi’nde çalıştım. Fırat Sarı yoğun bakım sorumlusuydu Hasan Basri Gök asistanıydı. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Bana ne dendiyse, görevim neyi gerektiriyorsa onu yaptım. Hasta odaklı çalışmaya devam ettim. Evrak işleriyle Hasan Basri Gök ve Fırat Sarı ilgileniyordu. Benden epikriz ve basamak işleri istenmiyordu. Bebeklerle ilgili bir sıkıntı olduğunda Fırat Sarı’yı arıyordum, ona ulaşamazsam Hasan Basri Gök’ü arıyordum. Gök, ona söylediklerimi Sarı’ya ileteceğini söylüyordu. Gıyasettin Mert Özdemir’i erişkin yoğun bakımından tanıyorum” diye konuştu.

    “Hasan Basri benim basamakları değiştirmemi istedi”

    Mahkeme başkanı, tape kayıtlarında sanıl Hasan Basri ile aralarında geçen denetim konuşmalarını sordu. Sanık Molla, “Bana denetimle ilgili dikkat edilmesi gereken şeylerin bilgisini verdi Basri. Hasan Basri benim basamakları değiştirmemi istedi. Bunu da ona Fırat Sarı’nın söylediğini düşündüm. Basamak çekmek anladığım bir şey değildi. Denetime geldiklerinde bana sürekli epikrizler soruldu. Benim takip ettiğim hastaların epikrizleri yazılmamıştı. Bunları Hasan Basri’nin yazması gerekiyordu. Hasan Basri Gök’ün hemşire olarak çalıştığından yönetimin haberi vardı. Fırat Sarı gelmeden önce epikrizleri doktorum yazıyordu. Daha sonra Fırat Sarı yazmaya başladı” ifadelerini kullandı.
    Mahkeme başkanı sanık Renginar Molla’ya tape kayıtlarında yer alan Hasan Basri Gök’ün “Epikrizleri düzenliyorum, normale çekiyorum” konuşmasını sordu. Sanık Molla, “Başka bir hastanede yaptığı işlemleri bana anlatıyordu” diye yanıtladı.

    Mahkeme başkanı, “Basamakların değiştirilmesiyle ilgili hiç sorgulamadın mı neden değiştiriyor diye?” sordu. Sanık cevabında, “Hayır sorgulamıyordum çünkü basamak yazmak benim görevim değildi” diye yanıtladı.

    Mahkeme başkanı, “Hepimiz Türkçe biliyoruz, konuşuyoruz. Senin Türkçen zayıf olabilir ama anlamadığın şeylere neden onay verdin. Neden Hasan Basri’ye, ‘sen asistansın neden doktorun yapması gereken şeyleri yapıyorsun demedin’ dedi. Sanık, “Ben elimden geleni yaptım” diye cevapladı.
    Cumhuriyet savcısı ise “Neden yenidoğan yoğun bakımı doldurma peşindesin ve sürekli hasta gönderilmesini istiyorsun hastaneye” diye sordu. Sanık Molla, “Benim hasta doldurma derdim hiçbir zaman olmadı, böyle bir yetkim de yok. Bebek yatması gerekirken yatmıyordu bundan bahsetmiş olabilirim, başka bir niyetim yoktu” diye cevapladı.

    “Bu örgütün ismini de gözaltı sürecinde öğrendim”

    Savunma yapan tutuksuz sanık Mustafa Kazan, “Gözaltı süreçleri olurken ben Kızılay’da çalışıyordum. Bu süreçte psikolojim bozulduğu için görevi bıraktım. Bağcılar Şafak Hastanesi’nde idari personeldim. Personellerin kılık kıyafet ve hastanenin bakımlarıyla ilgilendim. Hastanenin yoğun bakımlarında ve muhasebesinde yetki sahibi değildim. Üzerime atılı suclamaları kabul etmiyorum. Böyle bir örgütün varlığını kabul etmiyorum. Bu örgütün ismini de gözaltı sürecinde öğrendim. Bahsi geçen örgütle bir para alışverişim yoktur, bu banka hareketlerinden görülebilir. Buradaki isimlerle bir araya hiç gelmedim. Ne para aldım, ne para verdim. Sadece iki kez Gıyasettin Mert Özdemir’le konuştum” ifadelerini kullandı.

    “Mert Özdemir’e bebek sevki istememi hastane yönetimi talep etti”

    Savunmasına devam eden sanık Kazan, “Bağcılar Şafak Hastanesi’nde çalıştım en son, kendi isteğimle ayrıldım. Kimya bölümü mezunuyum. 10 bin TL karşılığında Mert Özdemir’e bebek sevki istememi hastane yönetimi talep etti” diye konuştu.

    Mahkeme başkanı sanığa, “Tapelerde, ‘bebek başı ücretler, bebek başı bin lira 30 bebek getirdin 30 bin’ diyorsun Gıyaseddin Mert Özdemir’e bu ne demek?” diye sordu. Sanık, “Hastane yönetiminin Özdemir için dediğini aktardım. Mer’te kabul etmedi zaten” diye konuştu.

    Duruşma, diğer tutuksuz sanıkların savunmaları ile devam ediyor.

  • Denizde başından vurulmuş 2 ceset bulundu

    Denizde başından vurulmuş 2 ceset bulundu

    İstanbul’un Pendik ilçesinde sahilde kıyıya vuran 2 kişinin hareketsiz yattığını fark eden vatandaşlar durumu polise bildirdi.

    İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekibi ile deniz polisi sevk edildi. Deniz polisi tarafından iki kişi, sahildeki kayalıklara çıkartıldı.

    Yapılan kontrolde 23 yaşındaki Melihcan Ethemoğlu ve 31 yaşındaki Muhammed Kaya isimli kişilerin hayatını kaybettiği ve kafalarından silahla vuruldukları belirlendi. Ekiplerin olay yerindeki incelemeleri sürüyor.

  • Haber alınamayan şahıs evinde ölü bulundu

    Haber alınamayan şahıs evinde ölü bulundu

    Olay, merkeze bağlı Ulukent Mahallesi Şehit M. Mehmet Ocakoğlu Sokak’ta bulunan müstakil tek katlı bir evde meydana geldi.

    Edinilen bilgiye göre, sabah telefonunu aramasına rağmen tek yaşayan Ahmet Köçer’den (55) haber alamayan kız kardeşi, evine gitti. İçeri giren kardeşi, Köçer’i yerde hareketsiz şekilde buldu. Haber vermesi üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri Köçer’in hayatını kaybettiğini belirledi. Şüpheli ölüm üzerine cumhuriyet savcısı ve Asayiş Şube Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ekiplerinin incelemesinin ardından şahsın cansız bedeni otopsi yapılmak üzere Fırat Üniversitesi Hastanesi morguna kaldırıldı.

    Köçer’in kesin ölüm nedeninin yapılacak otopsinden sonra netleşeceği öğrenildi.

  • Gaziantep’te 1,5 milyon lira değerinde sahte zeytinyağı ele geçirildi

    Gaziantep’te 1,5 milyon lira değerinde sahte zeytinyağı ele geçirildi

    Gaziantep İl Jandarma Komutanlığı ve Cumhuriyet Başsavcılığı koordinasyonunda kaçakçılıkla mücadeleye yönelik operasyon yapıldı. Operasyon kapsamında, Şehitkâmil ilçesinde Ş.M.M. isimli şahsa ait depoda arama yapıldı. Aramalar neticesinde depoda satışa hazır halde piyasa değeri yaklaşık 1 milyon 540 bin 800 TL olan 3 bin 850 litre sahte zeytinyağı ele geçirildi. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri tarafından gerekli numuneler alınan sahte ürünlere el konuldu.

    Gözaltına alınan depo sahibi Ş.M.M. isimli şahıs hakkında yasal işlem başlatıldı.

  • Heimlich manevrası öğretmenin hayatını kurtardı

    Heimlich manevrası öğretmenin hayatını kurtardı

    Manisa’nın Yunusemre ilçesindeki Vakıfbank Türkbirliği Ortaokulunda Sosyal Bilgiler Öğretmeni olarak görev yapan 27 yıllık öğretmen Nazım Barış Aksoy 26 Kasım günü öğle arasında Öğretmenler Odasında yemek yediği sırada nefes borusuna kaçan yumurta parçası sonrası biranda yerinden fırlayarak okul koridorunda çaresizce hareketler yapmaya başladı. O sırada öğretmenlerden biri Aksoy’a müdahale etmeye çalışsa da başarılı olamadı. Yaşanan panik anları sırasında Öğretmenler Odasının hemen karşısındaki Okul Müdür Yardımcısı Enes Geyik, öğretmen Aksoy’u odaya alarak Heimlich manevrasını doğru bir şekilde yaparak hayat kurtardı. O anlar okulun güvenlik kamerasına yansırken, olay sonrası ölümden dönen öğretmen Nazım Barış Aksoy ve hayatını kurtaran Enes Geyik yaşananları anlattı.

    “O yaşadığım belki 10-20 saniye bana saatler gibi geldi”

    Yaşadığı o sıkıntıları anların çok kısa sürmesine rağmen kendisine saatler gibi geldiğini anlatan 27 yıllık Sosyal Bilgiler Öğretmeni Nazım Barış Aksoy, “26 Kasım Günü öğle arası yanımda getirdiğim yemekleri Öğretmenler Odasında yemek için oturmamdan bir iki dakika sonra yediğim lokmanın boğazıma takıldığını gördüm ve çaresizce ayağa kalktım. Arkadaşlar durumumu fark etti ve yardım etmeye çalıştılar ama esas yardımı Müdür Yardımcımız Enes Geyik Bey yaptı. Doğru hamleyi, doğru Heimlich manevrasını yaparak hayata tutundum. O yaşadığım belki 10-20 saniye bana saatler gibi geldi. Çok zor geçti. Baya zordu. O an acaba kurtulamayacak mıyım hissi oldu. Arkadaşlardan da uğraşanlar oldu, göğsüme baskı yapmaya çalışanlar oldu ama doğru manevra göğüsten değil aşağıdan olması gerekiyordu. Daha sonra Enes Beyin müdahalesi ile kurtulmuş oldum ve hayata tutundum. Bu eğitimi herkesin alması lazım.” dedi.
    Yaptığı Heimlich manevrası ile hayat kurtaran Vakıfbank Türkbirliği Ortaokulu Müdür Yardımcısı Enes Geyik, “İki gün önce Nazım Hocamın boğazına bir cisim kaçmasından dolayı fenalaştığını bize söylediler. Odanın kapısını açarak ‘Yetişin hocam’ dediler. Çıktığımızda Nazım Hocam nefes alamıyordu gerçekten ve çok kötü bir durumdaydı. Müdür odamıza aldığımızda Heimlich manevrasını ikinci kez yaptığımızda boğazındaki cismin çıktığını gördüm. Daha önce almış olduğumuz uygulamalı ilkyardım derslerinde gördüğümüz bir şekilde uyguladık. Bunlar ne işimize yarayacak diye düşünürken işe yaradığını gördük. Şükürler olsun hocamızı yeniden hayata döndürdük.” şeklinde konuştu.

    Eğitimler 2018 yılından beri devam ediyor

    Manisa’da öğretmen, öğrenci, veli ve paydaşlara uzun bir zamandır düzenli olarak ilkyardım eğitimleri verdiklerini anlatan Manisa İl İşyeri Sağlık Güvenlik Birimi İl Koordinatörü Hasibe Tutar, “Bakanlığımız Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü İşyeri Sağlık Güvenlik Birimi Daire Başkanlığına bağlı olarak çalışmaktayız. 81 ilimizde 82 ilkyardım merkezimiz bulunmakta. Bu eğitim merkezlerinde 2018 yılından beri eğitimlerimizi vermekteyiz. Amacımız bütün personelimize ilkyardım eğitim vermektir. Mottomuz da ‘Doğru ilkyardım ve bilinçli ilkyardım hayat kurtarır.’ İl İşyeri Sağlık Güvenlik Birimi Manisa’da bir tane ama ilkyardım eğitim merkezimiz merkezde, Akhisar’da ve Salihli’de olmak üzere 3 şubede devam etmekte. Diğer ilçelerdeki öğretmen arkadaşlarımız bu şubelerde ilkyardım ve iş güvenliği eğitimi alıyor.” dedi.

    Manisa’da 8 bin 250 öğretmen sertifika aldı

    Manisa İlkyardım Eğitim Merkezi Müdürü Gülser Uçuk, “Manisa’da ilkyardım eğitim merkezi aracılığımızla öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve velilerimize ilkyardım kursları ve seminerleri vermekteyiz. Bugüne kadar 8 bin 250 öğretmenimize sertifika verdik. 27 bin öğrencimize ilkyardım semineri verdik, 600 velimiz ve okul kantinlerinde çalışanlar, servis hostesleri ve şoförlerine de eğitimler verildi. Yapmış olduğumuz güncellemelerde bizler bu eğitimlerin geri dönüşlerini alıyoruz. Sadece okul içerisinde değil sosyal hayatta da öğretmenlerimizin çok ilkyardım müdahalelerinde bulunup, geri döndürdükleri vakalar olmuştur. Bunların istatistiklerini yapıp bakanlığımıza bildiriyoruz.

  • Evlenmemiş adama boşanma davası

    Evlenmemiş adama boşanma davası

    Bayraklı ilçesinde özel bir firmada çalışan Aytuğ Arduç, evine gelen tebligatla hayatının şokunu yaşadı. Daha önce hiç evlenmeyen Arduç, Adıyaman Gölbaşı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce kendi adına gönderilen ‘Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma (çekişmeli)’ yazılı tebligatı görünce şaşkınlık yaşadı.

    Daha sonra avukatına bu yazıyı sorduğunda tebligatta yazım yanlışı olduğunu öğrendiğini aktaran Arduç, kız arkadaşına ise durumu izah ederken tartıştıklarını söyledi.

    ‘Kız arkadaşıma nasıl açıklayacağımı düşündüm’

    Pandemi öncesi online satış yaptığını ve iade nedeniyle açılan mahkemede eve tebligat geldiğini, bu tebligatta yazım yanlışı olduğunu öğrendiğini aktaran Arduç, “Satılan bir üründen memnun kalmayan müşteriler tüketici hakem heyetine ve mahkemeye başvuruyor. Böyle durumlarla avukatım ilgileniyor ancak evraklar bana da geliyor. Bir gün yine böyle bir evrak geldi ve bu evrakta yazan ‘boşanma davası’ yazısını görünce hayretler içerisinde kaldım. 32 yaşındayım, bekarım ve hayatımda hiç evlenmedim. Tabii bunu kime nasıl bir şekilde açıklayacağımı da bilemedim. Kız arkadaşım var, bunu ona nasıl açıklayacağımı da düşündüm. Başta bana kızdı, hatta tartıştık. ‘Bana boşanma davası geldi, hem de çekişmeli, şiddetli geçimsizlik’ dedim. Sonra işin içinde bir yanlışlık olduğuna o da inandı” dedi.

    ‘Ben şimdi kiminle boşanacağım’

    Günlerdir yaşadığı şaşkınlığı üzerinden atamadığını söyleyen Arduç, “Ben şimdi kiminle boşanacağım onu bile bilmiyorum. Hayatımda hiç evlenmeyen birisiyim. Gördüğümde bunu avukatımıza da sordum. Yazışmayı düzenleyen görevlinin bir yanlışlığı olabileceğini, yazıda bir kopyala-yapıştır hatası olabileceğini söyledi. Hayatımda hiç evlilik yaşamadım, bekarım. İlk kez böyle bir şey duyuyorum, görüyorum, çok şaşkınım” diye konuştu.

  • Türk aydınının Cumhuriyet dönemi sosyo-kültürel değişim üzerine etkisi

    Türk aydınının Cumhuriyet dönemi sosyo-kültürel değişim üzerine etkisi

    Hasan Ali Yücel Dünya Klasikleri Kütüphanesi’nde gerçekleşen ‘Cumhuriyet Dönemi Sosyo-Kültürel Değişim Üzerinde Türk Aydınının Etkisi’ konulu söyleşide, Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan, Köy Enstitülerinin kurucularından İsmail Hakkı Tonguç örneğini işledi. İsmail Hakkı Tonguç’un önemli bir Türk aydını olduğunu söyleyen Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan, “Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Türkiye, modernleşme ve kalkınma hedefleri doğrultusunda kapsamlı bir dönüşüm sürecine girdi. Bu süreçte, eğitimin rolü hayati bir önem taşıyordu. Cumhuriyet, yalnızca siyasi bağımsızlığı değil, aynı zamanda toplumsal yapının eğitim, kültür ve ekonomi gibi alanlarda modernleştirilmesini de hedeflemiştir. Bu çerçevede Türk aydınları, özellikle halkın bilinçlendirilmesi ve kırsal kalkınmanın sağlanması noktasında önemli bir sorumluluk üstlenmiştir. İsmail Hakkı Tonguç, bu aydınlar arasında hem düşünceleri hem de uygulamalarıyla öne çıkan isimlerden biridir” dedi.

    “Köy enstitüleri, Cumhuriyet’in en özgün eğitim projelerinden biri”

    Tonguç’un liderliğinde tasarlanan Köy Enstitüleri’nden mezun olan toplam 8 bin öğretmenin o dönemde Türk devrimi ve Cumhuriyet’in inşasında önemli rol oynadığını belirten Arslan, “Köy Enstitüleri, Cumhuriyet’in en özgün eğitim projelerinden biri olarak hayata geçirildi. Eğitimi, günlük yaşamın bir parçası haline getirerek ‘iş içinde öğrenme’ yaklaşımıyla uygulanabilir ve sürdürülebilir bir model sundu. Bu sistemde yetişen öğretmenler, sadece bilgi aktaran değil, aynı zamanda köylerinde değişimin öncüleri olan bireyler olarak planlandı. Bu model, sadece bireysel aydınlanmayı değil, aynı zamanda toplumsal kalkınmayı hedefliyordu.1950’lerde Köy Enstitüleri’nin kapanması, Cumhuriyet’in eğitim ve kalkınma hedefleri açısından büyük bir kayıp olarak değerlendirilse de Tonguç’un bu alandaki fikirleri ve uygulamaları, Türkiye’nin modernleşme tarihinde derin bir iz bırakmıştır. Tonguç, halktan kopuk bir aydın modelini reddederek, halkın içinden çıkan ve onların ihtiyaçlarına çözüm üreten bir aydınlanma anlayışını benimsemiştir. Bu nedenle, Türk aydınlarının Cumhuriyet dönemi sosyo-kültürel değişimindeki etkisini anlamak için İsmail Hakkı Tonguç ve onun eğitim vizyonu önemli bir örnek teşkil etmektedir” diye konuştu.

  • Üst geçitten atlayan kadına otomobil çarptı

    Üst geçitten atlayan kadına otomobil çarptı

    Olay, Yenimahalle ilçesi Anadolu Bulvarı’nda meydana geldi.

    Alınan bilgilere göre, sabah saatlerinde üst geçitten kendisini boşluğa bırakan bir kadına o esnada yoldan geçen bir otomobil çarptı. Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Hayatını kaybettiği belirlenen kadının cenazesi Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Kadının kesin ölüm sebebinin yapılacak otopsinin ardından netleşeceği öğrenilirken, olayla ilgili inceleme başlatıldı.

  • Hakkında 21 yıl aranması olan şahıs Didim’de yakalandı

    Hakkında 21 yıl aranması olan şahıs Didim’de yakalandı

    Edinilen bilgiye göre, Aydın İl Jandarma Komutanlığı ve Didim İlçe Jandarma Komutanlığı Jandarma Dedektifleri JASAT tarafından İzmir ve Muş illerinde işlemiş olduğu suçlardan aranan bir şahsın yakalanması amacıyla çalışma gerçekleştirildi. 2 dosyadan suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla birden fazla kişi tarafından silahla yağma, sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermileri satın alınması, taşıması suçlarından 5 yıldır aranan ve toplam 21 yıl 8 ay 5 gün kesinleşmiş hapis cezasına hükümlü S.E. yakalandı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi.