Etiket: 17 ağustos depremi

  • Mudanya’da deprem farkındalık sergisi

    Mudanya’da deprem farkındalık sergisi

    Mudanya Belediyesi Afet İşleri Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerine devam eden MAK, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin yıl dönümünde Mütareke Meydanı’nda Mudanyalılar ile buluştu. Deprem öncesi, deprem anı ve sonrasında yapılacaklar, enkaz alanı güvenliğinin sağlanması, arama kurtarma faaliyetleri ve haberleşme gibi konularda vatandaşları bilgilendiren MAK ekibi, ayrıca ülkemizde yaşanan Elazığ, İzmir ve Kahramanmaraş depremlerinde aldıkları görev süresince yaşadıklarını ve izlenimlerini de vatandaşlara aktardı.

    “MUDANYA’YI DEPREME HAZIRLIYORUZ”

    Arama Kurtarma ekibinin yıl boyunca eğitim ve tatbikatlarına devam ettiğini söyleyen Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, ekibin olası doğal afetlere karşı hazırlıklı olduğunu belirtti. Deprem konusunda bilinçli olmanın önemine de vurgu yapan Dalgıç, düzenlenen sergide emeği geçen tüm personele teşekkür etti. Bilimin ışığında attıkları adımlarla, Mudanya’nın depreme dayanıklı bir ilçe olmasını sağlayacaklarını belirten Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç ise, “Kentimizi yönetirken ve geleceğe hazırlarken bilimi referans alıyoruz. Afet riski taşıyan yapı stokunu hızla dönüştürebilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Halkımızla barış içinde, Mudanyamızı güvenli hale getireceğiz. Mudanyalılar deprem korkusundan uzak, rahat uyuyacak” diye konuştu.

  • İnegöl’de 17 Ağustos depremi unutulmadı

    İnegöl’de 17 Ağustos depremi unutulmadı

    İnegöl Belediyesi 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen ve ülke tarihimizin sonuçları itibariyle en acı depremlerinden biri olarak kayıtlara geçen Gölcük Merkezli depremin 25. Yıl dönümünde, deprem gerçeğini hatırlatmak adına bir dizi etkinlik gerçekleştirdi. Cumartesi günü İnegöl kent merkezinde İnegöl Doğal Afetler Arama Kurtarma Ekibi (İNDAK), İHH ve ANDA iş birliği ile farkındalık standı oluşturuldu. Aynı zamanda ülkemizde geçmişten bu gününe yaşanmış depremlerden görsellerin yer aldığı bir fotoğraf sergisi açıldı. Gün boyu burada vatandaşlara bilgilendirmeler yapılıp deprem gerçeğine dair farkındalık oluşturuldu.

    MİLLETVEKİLİ SALMAN VE BAŞKAN TABAN STANDI ZİYARET ETTİ

    AK Parti Bursa Milletvekili Ayhan Salman, İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban ve AK Parti İlçe Başkanı Mustafa Durmuş’ta standı ziyaret etti. Burada bir açıklama yapan Başkan Alper Taban, “Bugün 17 Ağustos. Biliyorsunuz 1999 yılında önemli bir afet yaşadık, bundan tam 25 yıl önce. Dolayısıyla yine 2 Şubat 2023’te yaşadığımız bir Kahramanmaraş depremi vardı. Ben öncelikle bugün vesilesiyle depremlerde kaybettiğimiz tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Bu konuda ad farkındalıkları arttırabilmek adına bugün bir dizi etkinliğimiz oldu. Ben katkı ve destek veren İNDAK, ANDA ve İHH ekiplerimize ve temsilcilerine çok teşekkür ediyorum” dedi.

    İNEGÖL BELEDİYESİ DEPREM İLE İLGİLİ NELER YAPIYOR?

    Bugün artık deprem gerçeğinin daha iyi bilindiğini ve hazırlık yapıldığını ifade eden Başkan Taban, “Biz yaşadıklarımızla kalmadık, o acıları tekrar yaşamamak adına İnegöl Belediyesi olarak bir dizi çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalarla ilgili de kısaca bahsetmek istiyorum. İnegöl’de yapısal olarak baktığımızda 42 bin bina var. Bunların 13 bin adeti 2000 yılı öncesi hayata geçmiş yapılar. Dolayısıyla kısmen riskleri yeni yapılara göre daha fazla olduğunu ifade edebiliriz. Yaptığımız çalışmalarda da öncelikle bugün olduğu gibi bilinçlendirme faaliyetlerimiz var. Bizler aynı zamanda İnegöl’de İNDAK ile bir protokol imzalayıp arama kurtarma konusunda çalışmalar yaptık. Ancak diğer İHH ve ANDA gibi kurumlarımızla da iş birliği halindeyiz. Arama kurtarma gönüllüsü her bir vatandaşımıza da teşekkür ediyorum. Afet Müdürlüğümüzü kurduk belediyemizde. Personelimize ilk yardım ve arama kurtarma gibi eğitimler verdik. İnegöl’de 76 ayrı noktada toplanma alanlarını oluşturduk. Bunlara web sayfalarımızdan ulaşabilirler. Arama kurtarma ekiplerimiz için yapay enkaz alanı oluşturduk. Eğitim ve çalışmalar yapılmasını katkı sunuyoruz. Gönüllü vatandaşlarımıza afetler konusunda eğitim vermek amacıyla Beşinci Mevsim Kültür Merkezimizde bir eğitim ofisi tahsis ettik. İnegöl Doğal Afetler Arama Kurtarma Ekibi (İNDAK)’a malzeme ve ekipman desteği yaptık, ihtiyaçlar doğrultusunda yapmaya devam ediyoruz. AFAD ve üniversite iş birliği ile ilçemizin Doğal Afetler Risk ve Eylem Planı’nı oluşturduk. Şehrin dijital ikizinin oluşturulması için çalışma başlatıldı. Yeni dönemin en önemli çalışmalarından biri olacak. Bir yandan da kentsel dönüşüm çalışmalarıyla daha sağlıklı yapılar üreterek süreci destekliyoruz” diye konuştu.

    ARZUMUZ VATANDAŞLARIMIZIN DEPREME DAHA DAYANIKLI KONUTLARDA OTURMASI

    AK Parti Bursa Milletvekili Ayhan Salman ise “Bundan 25 yıl önce ülkemizde, Marmara bölgemizde çok ciddi bir deprem yaşadık. Binlerce canımız o depremde hakkın rahmetine kavuştu. O gün devletimiz de sivil toplum örgütlerimiz de belediyelerimiz de belki depreme hazırlıklı değildiler. Hızlı bir şekilde müdahalede bulunulamadı. Sonrasında tabi bu 17 Ağustos depremiyle beraber birçok şehrimizde arama kurtarma ekiplerimiz konuya eğildiler. Bu manada güzel çalışmalar yapıldığını da görüyoruz. Bugün deprem farkındalığı için yapılan sergiyi de çok değerli buluyorum. Depremde arama kurtarma ekipleri çok kıymetli ancak depremde yıkılmayacak binalar yapmak, kentsel dönüşümle ilgili çalışmalar da bulunmakta hükümetimizin önemli konularından biri. Bizim arzumuz depreme daha dayanıklı konutlarda vatandaşlarımızın oturması. Ben bu organizasyon için de hem belediyemize hem arama kurtarma ekiplerimize teşekkür ediyorum. İyi ki varlar. Bizler de onlara her konuda destek olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

  • 25 yıllık acı: “Ölsem kemiklerim unutmaz”

    25 yıllık acı: “Ölsem kemiklerim unutmaz”

    17 Ağustos 1999’da saat 03.02’de 7,4 büyüklüğünde meydana gelen ve 45 saniye süren Marmara Depremi; Kocaeli, İstanbul, Yalova, Sakarya ve Düzce’de yıkıma sebep oldu. 2010 yılında yayımlanan Meclis araştırma raporuna göre, 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 48 bin 901 kişi yaralandı. Büyük kayıplara sebep olan depremde 285 bin 211 ev ile 42 bin 902 iş yeri hasar gördü. Marmara Depremi’nde İstanbul’da 454 kişi yaşamını yitirdi. Yalova, Düzce ve Gölcük’ten getirilen yaralılardan hayatını kaybedenlerle bu sayı 981’e çıktı.

    Yıkıntıların arasından doğdu

    Depremin ardından Kocaeli adeta yıkıntıların arasından doğdu. Özellikle depremin merkez üssü Gölcük’te, Gölcük Belediyesi ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından tüm ağır hasarlı binalar yıkıldı ve bölge bölge kentsel dönüşüm çalışmaları başlatıldı. 17 Ağustos’ta binlerce insanın yaşamını yitirdiği, ev ve iş yerinin yıkıldığı Kocaeli’de, depremin ardından facianın acı izleri ortadan kaldırıldı. Depremde en ağır yıkımın yaşandığı şehirde deprem yönetmeliğine uygun binlerce konut inşa edildi. Kentsel dönüşüm çalışmaları çerçevesinde Gölcük, Körfez ve İzmit başta olmak üzere birçok ilçede yeni projeler hayata geçirildi. Depremin izlerinin silindiği ilçede, 25 yıl içinde altyapıdan üstyapıya kadar birçok çalışma yürütüldü.

    Vatandaşlar afete hazırlanıyor

    17 Ağustos’ta büyük bir yıkım alan kentte afete hazırlık çalışmaları da başlatıldı. Konuyla ilgili ciddi çalışmalar yapan Büyükşehir ve ilçe belediyeleri, bu zamana kadar çok sayıda proje hayata geçirdi. Vatandaşları da afete hazırlamak için eğitim programı düzenleyen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, “Kocaeli Mahalle Halkı Afetlere Hazırlık Eğitim Projesini” uygulamaya koydu.

    Riskli alanlar

    Büyükşehir Belediyesi’nin diğer önemli çalışması da riskli bölgelerin belirlenerek, tahliye edilmesi ve daha güvenli yeni yaşam alanları oluşturulması oldu. Bu çerçevede 12 kentsel dönüşüm alanı belirlendi. Derince Yenikent, Körfez Barbaros, İzmit Cedit, İzmit Hacıhır-Veliahmet, Gölcük Merkez, Derince Denizevler, Çayırova Şekerpınar ve Kandıra Akdurak Mahalleleri kentsel dönüşüm alanı olarak revize edildi. Bu bölgelerde yeni yerleşim planı uygulayan Büyükşehir, Kocaeli genelinde belirli bölge ve mahalleleri riskli bölge olarak ilan etti.

    Afet Mutfağı

    “Dirençli şehir” parolasıyla yola çıkan Büyükşehir, Marmara bölgesine hizmet sunması için Başiskele’de Gıda Üretim Tesisi (Afet Mutfağı) inşa ediyor. Afet Mutfağında kuru ve soğuk depo alanları, gıda hazırlık, pişirme, paketleme ve sevkiyat bölümleri yer alacak. Büyükşehir’in 3 mobil afet tırı da bulunuyor. Yemek ve ekmek aracından oluşan mobil afet tırlarında 2 ton temiz su tankı, 1 ton atık su tankı, dışarıya bağımsız olarak 5 gün çalışabilecek jeneratör bulunuyor. Araç afet durumunda 1 günde 30 bin kişilik çorba ve 10 bin kişilik 3 çeşit yemek üretebiliyor. Araç dışarıdan elektrik bağlantısı yapıldığında ise sınırsız çalışabiliyor.

    Kocaeli itfaiyesi örnek oldu

    Türkiye’nin örnek itfaiyelerinden olan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi de araç filosunu her yıl genişletiyor. Pek çok olayda ve afette görev yapan itfaiye teşkilatı, modern araçlarla çalışmalarını daha hızlı ve kolay hale getiriyor. Adeta bir okul gibi çalışan Kocaeli itfaiyesi, eğitim faaliyetlerine de katılıyor. Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı Önleme ve Eğitim Şube Müdürlüğü Eğitim Birimi (KOBİTEM), Kocaeli başta olmak üzere birçok ilde eğitim faaliyetleri yürüterek, yangına müdahale ve arama kurtarma başta olmak üzere, birçok konu hakkında eğitimler düzenliyor.

    Gönüllü itfaiye ordusu

    17 Ağustos 1999 sonrası hayata geçirilen Gönüllü İtfaiyecilik Projesi de her yıl büyümeye devam ediyor. Büyükşehir İtfaiye Dairesi Başkanlığı AFKOM Şube Müdürlüğü’ne bağlı olarak görev yapan gönüllü itfaiyeciler, itfaiye müdahale hizmetlerine önemli katkı sunuyor. Yaşanabilecek yeni afetlere karşı her daim hazır olan İtfaiye Dairesi Başkanlığı, edindiği bilgi ve tecrübeyi gönüllü itfaiyeciler ile paylaşıyor. Kocaeli’de sivil toplum kuruluşları ve ilçe belediyeleri bünyesinde kurulan arama kurtarma timleri de afete hazırlık çalışmalarını sürdürüyor.

    “Zemin Veri Bankası”

    Fay hatlarına ve zemine yönelik detaylı araştırma yapan Büyükşehir İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı Zemin ve Deprem İnceleme Şube Müdürlüğü ekipleri de, “Zemin Veri Bankası” ile Büyükşehir ve ilçe belediyelerine ait zemin etüt bilgilerini Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) sayesinde ortak havuzda bir araya getiriyor. Kocaeli’nin zeminiyle ilgili bütün veriler, gerek ilgili kurumlardan temin edilen, gerekse Büyükşehir Belediyesi’ndeki mevcut veriler sayısallaştırılarak elde ediliyor. Böylece Coğrafi Bilgi Sistemi programları kullanılarak verilerin toplanması, işlenmesi, görselleştirilmesi ve analiz edilmesi daha hızlı oluyor. İlgili kurumlardan alınan MTA sıvılaşma haritası, heyelan haritası ve güncellenmiş fay haritası da zemin bilgi sistemine ekleniyor. Böylece deprem ve diğer muhtemel afetlerde etkilenebilecek alanların önceden belirlenmesi hedefleniyor.

    Kocaeli, adeta sanayinin başkenti oldu

    Deprem gerçeği ile 17 Ağustos’ta tanışan Kocaeli, afetin izlerini sildiği gibi adeta Türkiye’nin de sanayi üssü oldu. Sanayi ve teknolojinin başkenti olan kent, son dönemde yapılan önemli yatırımlar ile yenilikçiliğin merkezi haline geldi. Depremden sonra daha güçlü şekilde ayağa kalkan Kocaeli sanayisi, bugün başta otomotiv, otomotiv yan sanayi ve petrokimya alanında olmak pek çok sektörde yaptığı üretimle adından söz ettiriyor.
    25 yıl içinde gerçekleştirilen kentsel dönüşüm ve afet hazırlıkları, kenti daha dirençli hale getirdi ancak depremzedelerin acıları hala taze.

    “Kız kardeşimin cenazesini mezarlığa kornaya basarak götürmüşüm”

    Gölcük’te ikamet eden Mehmet Ay (60), depremde kız kardeşini, eniştesini ve 3 yeğenini kaybettiğini belirterek, “Depremde sıra dışı şeyler de yaşadık. Deprem gerçekten felaketti. Psikologlar bu duruma duygu kilitlemesi diyorlar. Kız kardeşimin cenazesini mezarlığa kornaya basarak götürmüşüm. Ölümü düşünemiyorsanız, cenazesini bulduğunuza şükrediyorsunuz. Kız kardeşimi 2 gün boyunca aramıştık, binaları yerle bir olmuştu. Bizim kendi oturduğumuz binanın etrafındaki binalar da yıkılmıştı” dedi.

    “Belki de 15 gün sonra sıcak yemek yedik”

    “Kıyamet kopuyor zannettim” diyen Ay, “Ayakta duramıyorsunuz. Kalkıyorsunuz, deprem sizi yere vuruyor. Belki de 15 gün sonra sıcak yemek yedik. Bunları yaşadık. Allah kimseye bir daha yaşatmasın” diye konuştu.

    “Yerler yarıldı, parke taşları patlayıp havalara uçtu”

    25 yıl önce Kavaklı Sahili’nde çay bahçelerinin bulunduğunu, depreme de orada yakalandıklarını anlatan Kadriye Kasapoğlu (51) ise “Her gece sabahlara kadar orada olurduk. Vatandaşlar da gece 00.00’dan sonra çay bahçesine gelirdi. O gece de her zamanki gibi oturuyorduk. Bir anda yerde hareketlilik oldu. ‘Ne oluyor acaba?’ demeye kalmadan güm sesi geldi. Oturduğumuz sandalyeler yerden havalandı. Çok şiddetli bir vuruş oldu. Onun ardından yerlerde dalgalanmalar oldu. Biz de yere düştük. Yerler yarıldı, parke taşları patlayıp havalara uçtu. Kıyamet koptu zannettik” şeklinde konuştu.

    “Suyun altında taklalar attım”

    Kasapoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

    “O ara birileri bağırdı. ‘Deniz geliyor’ dediler. Bende o sırada denize karşı bulunuyordum. Ben bakınca denizi göremedim. Kafamı kaldırınca suyun havalandığını, köpürdüğünü gördüm. 9 kişiydik, herkes kaçıştı. Dalgalar çay bahçesinin köşesindeki parçayı kopardı. Çay bahçesinin yarısı kırıldı, denize aktık. İnsanın can havliyle ne yapacağı belli olmaz. Bayağı bir mücadele ettim. Taşın tepesine tırmandım ama üzerimden de deniz geçti. Su beni yaklaşık 500-600 metre sürükledi. Taklalar ata ata suyun altından gittim. ‘Herhalde ölüyorum. Bari kelime-i şehadet getireyim’ dedim. Sonunu da hatırlamıyorum. Suyun altında bayıldığımı hatırlıyorum. Nefesim bitmişti. Kendimi, lunaparkın demir korkulukların etrafında oturur vaziyette buldum. Sanki biri beni oraya oturttu. Ne olduğunu anlayamadım. Şuur kaybı yaşadım. Kalktım ama yürüyemiyordum. Bacağımdan yaralanmışım. Demir kapı gördüm. Orada bilet gişesi vardı. O kapıya tırmandım, gişeye oturdum ama tavan kafama değiyordu. İnsanlar sahile gelemiyordu, su vardı. Sesleri duyuyorum ama kimse beni duymuyordu. Çok fazla gürültü vardı. Suyun içindeydim hala. Sabaha kadar bekledim. Gelenler oldu ama sesimi duyuramıyordum. Bir süre sonra 2 genç geldi, ‘Kimse var mı? Sesi mi duyan var mı?’ dediler. Çocuklar beni kucaklayıp, dışarı çıkardı. Ablamın evine gittik. Enkazların içinden geçmişim ama ben depremi anlamadım ki. ‘Neredeyiz?’ dedim, komşular beni tanıdı. Arkamı döndüğümde ablamın binası yoktu. Çökmüştü”

    “Yarılan bacağıma yosun, taş, demir parçaları doldu”

    Denize sürüklenmenin etkisiyle bacağından yaralandığını söyleyen Kadriye Kasapoğlu, “Bacağım yarılmıştı. Denizdeki basınçla bacağıma yosun, taş, demir parçaları doldu ve temizlenmeden dikildiği için mikrop kaptı. 6 kere ameliyat oldum. Sağ olsun İstanbul’dan gelen cerrahlar sahra çadırı kurdular. Onlar bacağımı ameliyat etti. 100 tane de iğne oldum. Hamd olsun şuanda iyiyim” şeklinde konuştu.

    “Ölsem kemiklerim unutmaz”

    Depremde babaannesini, kuzenini, arkadaşlarını ve komşularını kaybettiğini dile getiren Kasapoğlu, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen vatandaşların yaşadıklarını ve hissettiklerini çok iyi anladığını ifade ederek, “Eltimin erkek kardeşi 11 gün sonra sudan çıkarılmıştı. 11 yaşında erkek çocuğuydu. Çocuğun cesedi tanınmayacak haldeydi, kolundaki saatten tanıdılar. Ben annesine ‘Gözün aydın’ dedim. Öyle bir konumdaydık. Öleni artık unutmuştuk. Cenaze bulununca alkış tuttuk, kahkaha attık. Bu normal insan tepkisi değildi. Deprem oldu, bitti ve her şey yerini buldu ama o yaşananlar asla unutulmaz. Ölsem kemiklerim unutmaz” cümlelerini kullandı.

  • Türk hemşireler Almanya’dan yardıma koştular

    Türk hemşireler Almanya’dan yardıma koştular

    Kahramanmaraş merkezli depremin ardından Almanya’da yaşayan bir grup Türk asıllı hemşire, sosyal medya üzerinden organize olarak yardımda bulunmak üzere Türkiye’ye geldi. Depremin yoğun olarak hissedildiği Hatay’a geçen grup, burada depremzedelere gönüllü olarak hemşire hizmeti vererek onların yaralarını sarmaya devam ediyor.

    Köylere giderek depremzedelere pansuman yapıyorlar

    Depremi duydukları andan itibaren memleketlerinin kendilerine ihtiyaç duyduğunu hissetmeleri ile birlikte sosyal medya üzerinden haberleşerek organize olduklarını dile getiren hemşireler Demet Akdeniz ve Oktay Ulus, gerek tıbbi ihtiyaçlar gerekse temel gıda ihtiyaçları açısından her şeyi alarak Türkiye’ye geldiklerini söyledi. Hatay’da çeşitli köylere giderek yaralanan vatandaşların pansumanlarını yaptıklarını söyleyen Akdeniz ve Ulus, aynı zamanda buradaki depremzedelere erzak yardımında da bulunduklarını dile getirdi.

    Her sene tatil için geldiği Türkiye’ye bu sefer gönüllü olarak geldi

    Her sene Türkiye’ye tatil yapmaya geldiğini geldiğini söyleyen Simone Sroka, böyle bir durum ile karşılaştığı için oldukça üzüntülü olduğunu söyledi. Deprem felaketini duyar duymaz Türkiye’ye gönüllü olarak yardıma gitmek için hazırlandığını söyleyen Simone Sroka, her ne kadar onlar istemese de çocuklarına Türkiye’ye yardıma gitmesi gerektiğini söyleyerek yola koyuldu.

    Gözyaşlarına hakim olamadı

    6 gün boyunca Hatay’da depremzedelere elinden gelen bütün yardımı yapan Sroka, ülkesine dönme vakti geldiğinde ise gözyaşlarını tutamadı. Birbirilerini tanımadan büyük bir aile olduklarını söyleyen Sroka, hep birlikte ayağa kalkılacağını dile getirdi. Simone Sroka, Hatay’da gerçekleştirdiği yardım faaliyetini tamamlamasının ardından Türk polisi tarafından havaalanına götürüldü.

  • 17 Ağustos’un yıl dönümünde ‘Afet’ sergisi

    17 Ağustos’un yıl dönümünde ‘Afet’ sergisi

    Bursa İnegöl Belediyesi ve İnegöl Doğal Afetler Arama Kurtarma Ekibi (İNDAK) tarafından 17 Ağustos Marmara Depreminin 23. Yıl dönümü nedeniyle İnegöl Belediyesi önünde özel bir sergi düzenlendi. İNDAK’ın aram kurtarma ekipmanlarının ve faaliyetlerinin tanıtıldığı Afet Sergisinde, deprem gerçeğine dikkat çekilerek vatandaşlara hatırlatmalar yapıldı.

    17 AĞUSTOS DÖNÜM NOKTASI OLDU

    İnegöl Belediyesi önündeki meydanda kurulan ve gün boyu açık kalacak olan sergiyi, Belediye Başkanı Alper Taban da ziyaret etti. Burada bir açıklama da yapan Başkan Taban, “Bugün 17 Ağustos. 23 yıl önce bugün, 7,4 büyüklüğünde Gölcük merkezli bir deprem yaşadık. Bu yıkıcı deprem esnasında pek çok vatandaşımız hayatını kaybetti, yaralandı ve bu olay hayatımızda bir dönüm noktası oldu. Bugün bu vesileyle İNDAK iş birliğinde bir farkındalık etkinliği ile deprem gerçeğini hatırlatmak istedik. Aslında sadece bir güne sığdırılabilecek bir konu değil bu. Deprem hayatın bir gerçeği. O gün 18 bin 873 insanımız yaşamını yitirdi. 23 bin 781 insanımız yaralandı. 328 bin 113 ev ve iş yeri de yıkıldı ve hasar gördü. Sadece bu da değil. 2003 yılında Bingöl’de, 2011 yılında Van’da, 2020 yılının ocak ayında Elazığ-Sivrice depremi ve en son Ekim 2020’de İzmir’de yaşadığımız 6.9 şiddetindeki deprem… Bursa merkezli olarak da 1855 yılında yıkıcı bir deprem yaşandı” dedi.

    İLK YAPILACAK İŞ İNSANLARI BİLİNÇLENDİRMEK

    Deprem ve afetlerle ilgili atılacak ilk adımın insanların daha bilinçli hale gelmesini sağlamak olduğuna dikkat çeken Başkan Taban, “Bizler bu depremler esnasında can kayıpları yaşıyoruz. Yaralanmalar, maddi hasarlar oluşuyor. Ancak bunların minimize edilebilmesi için bu hayatın bir gerçeği ve biz de bununla yaşamayı öğreneceksek bunları minimize etmemiz gerektiğine inanıyoruz. İlk yapılacak iş, öncelikle insanların bu konuda bir bilince ermesi. Elbette binalarımızı deprem anında daha dayanıklı olacak sağlam yapılara dönüştürme zorunluluğumuz var. Bunlarla ilgili devam eden kısa, orta ve uzun vadeli çalışmalar var. Ancak birden bütün binaları silelim, yerine yeni yapılar yapalım dediğimizde, bu zamanla olacak bir şey. Ama deprem öncesi bilmemiz gerekenler, deprem anında ve sonrasında yapabileceklerimizi öğrenmek hepimizin yapabileceği işler. Dolayısıyla bu noktada İNDAK ekibimizle bir protokolümüz var. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Onlar bu işin gönüllüsü. Nerede bir afet yaşanıyorsa; sel, deprem, orman yangını… Arkadaşlarımız hemen o noktaya intikal ediyorlar. Ben bu organizasyonu da İnegöl için bir fırsat olarak görüyorum. Bu ekibe yeni gönüllüleri de davet ediyorum” açıklamalarında bulundu.

    DEPREM VE AFETLERLE İLGİLİ İNEGÖL BELEDİYESİ NELER YAPTI?

    Başkan Taban, afetler ve depremle ilgili İNDAK ile birlikte yapılan çalışmaları da sıralayarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “İNDAK ile birlikte neler yaptığımızdan bahsetmek gerekirse; belediye personelimize gerekli eğitimler verildi. İlk Yardım, Yangınla Mücadele ve Arama Kurtarma vb. eğitimler gerçekleştirildi. Şehrimizin 76 noktasına acil toplanma alanları oluşturduk. Bunları e-devlet üzerinden, web sitelerimizden, mobil uygulamalarımızdan yayınladık. Kim hangi mahallede oturuyorsa, mahallede nerede toplanma alanı var vatandaşlarımız görebilirler. Yine hem arama kurtarma ekibi üyelerinin eğitimlerinde hem vatandaşlarımızın ve öğrencilerin deprem öncesi, sırası ve sonrasında neler yapması gerektiği konusunda eğitimler vermek üzere Halhalca yolu üzerinde molozlardan oluşan bir yapay enkaz alanı oluşturduk. İnegöl Belediyesi olarak gönüllü vatandaşlarımıza afetlere karşı yapılacaklar konusunda eğitim vermek amacıyla Beşinci Mevsim Kültür ve Sanat Merkezimizde bir eğitim ofisi tahsis ettik. Ama bunlar yeterli değil, inşallah onları müstakil bir binaya taşımak istiyoruz. Beraberinde İNDAK’a ekipman desteği vermeye çalışıyoruz. En önemli konulardan biri de AFAD ve üniversite iş birliği ile ilçemizin Doğal Afetler Risk ve Eylem Planı’nı oluşturduk. Artık elimizde bir afet eylem planımız var. Ekibimiz “Afet Çantası” isimli mobil uygulaması geliştirdi. Ücretsiz olan bu uygulamayı dünyanın neresinde olursanız olun indirebilirsiniz. Hayat kurtarabilecek bir uygulama. Cep telefonlarına indirilen bu uygulama ile telefonlardan acil yardım çağrısı yapılabiliyor, afet öncesi, sırası ve sonrasına ilişkin gerekli bilgilendirmelere ulaşılabiliyor.”

    03.02’DE DEPREMİ HATIRLATAN SMS

    “Bizler de bugün Marmara Depremine dikkat çekmek adına gece 03.02’de depremin olduğu saatte vatandaşlarımıza bir SMS attık. 23 yıl önce bugün, bu an… Bir sms sesiyle değil, 7,6 şiddetinde depremle uyandık. O gün hazırlıksızdık, bugün daha bilinçliyiz. “Afet Çantası” uygulamamızı indirin, afetlere hazır olun. Şeklinde bir SMS ve link gönderdik. Bugün 17 Ağustos depreminin yıl dönümünde burada toplandık. Emek ve katkı veren herkese teşekkür ediyorum.”

  • 17 Ağustos depremi 23’üncü yılında Bursa’da anıldı

    17 Ağustos depremi 23’üncü yılında Bursa’da anıldı

    Resmi, özel sektör ve STK ekipleriyle birlikte Mudanya ilçesi Mütareke meydanında anma programı düzenlendi.

    AFAD İl Müdürü Yalçın Mumcu’nun katıldığı programda vatandaşlara afetlere hazırlık konusunda bilgi verilerek broşür dağıtımı gerçekleştirildi. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği anma programında ekipler vatandaşlara arama kurtarma malzeme araç ve ekipmanlarının tanıtımı yaparken, ayrıca çocuklara uygulamalı olarak afet anı doğru davranış şekilleri anlatıldı.

    Arama kurtarma ekiplerinin köpekleri de vatandaşların ilgi odağı oldu.

  • 1999 benzeri bir depremde Bursa’da ağır kayıplar olabilir!

    1999 benzeri bir depremde Bursa’da ağır kayıplar olabilir!

    Bugün 17 ağustos 1999 gölcük depreminin 21. Yıl dönümü. Acılar yüreklerde hala taze… 18 bin insanın hayatını kaybettiği o günün ardından geçen 21 yılda depremle ilgili nasıl tedbirler alındığı veya alınması gerektiği sık sık konuşuluyor. Peki şu an bir deprem yaşansa neler olur? Bir doğa olayı afete dönüşür mü? Ne kadar hazırız depreme? Jeoloji mühendisleri ve inşaat mühendisleri odasından yapılan açıklamalar maalesef iç rahatlatıcı değil…

    Üzerinden 21 yıl geçen bu depremin ardından şu an bursa depreme ne kadar hazır?

    İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Albayrak, deprem riskiyle hala karşı karşıya olunduğunu fakat, acil önlemlerin 21 yıldır alınmadığını hatta risklere yeni riskler eklendiğini söyledi.

    Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er de uyarıyor. Deprem güvenliği için atılan tüm adımların kentsel dönüşüm ve imar barışı nedeniyle boşa çıktığını söyledi.

    https://youtu.be/jqPBFnUzwnw

    BURSA’DA ÇOK DAHA AĞIR KAYIPLAR OLABİLİR

    Engin Er, 21 yıl önce yaşanan depreme göre bugün Bursa’da daha ağır kayıpların olabileceğini vurguladı.

    Bursa’daki yönetmeliklerin sürekli olarak değiştirildiğini söyleyen Er, akademik odaların desteği olmadan yapılan bu değişikler nedeniyle kentte iki ilçedeki uygulamaların bile birbirinden çok farklı olduğunu ifade etti.